Fenerbahçelilik Parayla Olmaz



"Zümre Takımı" denince aklıma hep Galatasaray gelirdi. "Elitist ve Aristokrat" tabirlerinin anımsattığı kulüp de aynıydı... Fenerbahçe mi? Biz "açık ara" halkın takımıydık tabii. Hatta bizzat halktık. Yeşilçam hep Fenerbahçe'ydi, çünkü sokaklar Fenerbahçeliydi. Okulda hiç azınlık olmadık. Hatta Türkiye'nin türlü meclislerinde görülen en büyük çoğunluk bizdik. Sebebi basitti. Halktık. Şimdilerde o halkın ne kadarı bizde, yüzde kaç çoğunluktan bahsedebiliriz, bilmiyorum. Hele bu yazıya konu olan haberden ve yıllardır gördüğümüz benzerlerinden sonra...

Fenerbahçeliler olarak içinden geçtiğimiz bu berbat süreçte, yöneticilerden bir ses bekledik. Ogün Altıparmak'ın televizyonda haykırması, eski kaptanların bir açıklamaya imza atması, avukat Faik Işık'ın karşı tarafın "tarafsız" avukatlarını susturması gibi şeyler elbette önemliydi ama yöneticiler? Bir önceki cümlenin sonundaki işaretle müsemma hallerini sürdürdüler. Sustular. Saklandılar.

"Yargı sürecinde tartmadan konuşmak zordur"

"Hepsi koca iş adamları, biraz da kendi bekâları için, yüksek perdeden konuşamazlar"

"Bekleme sürecindedirler" ve sair cümleler...

Bunların hepsi muteber gözüken ama camia her hücresiyle kaynadığı için "bir yerden sonra" mânâ verilmesi zor olan gerekçelerdi.

İcraatın tamamiyle sekteye uğradığını, büyük bir şok yaşandığını ve "dışarıdaki" idarecilerimizin (yetenekleri bunların altından kalkmaya yetmediği için) "içeriye destek olma ve camiaya moral verme" noktasında yönetsel pratiklerin hiçbirini uygulayamadıklarını sanıyordum.

Halt etmişim. Gayet de akılları başlarındaymış. En azından bir kısmının.

Kurumsal iletişimin ağababası resmi sitemizde bir haber var.

Başlık "Hep Destek Tam Destek"

Muhtevası ise şöyle:

"Üzerinde Aziz Yıldırım'ın fotoğrafı bulunan t-shirtler Shakhtar Donetsk maçından önce satışa çıkacak."

- Efendim? Satış mı?

- Satış tabii. Bedavaya mı verecektik?

- E daha geçen günlerde Fenerium rekor üstüne rekor kırmadı mı? İnsanlar gerek yürüyüş günü, gerek sonrasında gelip, alışveriş yapmasa bile para bırakıp gitmedi mi?

- Olsun... Biz burada kurumsal bir iş yapıyoruz. Şimdi abi, düşün, bak düşün... Tane 10 Lira. Kaba bir hesapla biz o gün 20.000 satsak. Masrafları düştükten sonra ne kalıyor?

- Sus ulan sus! Kurumsallığınız batsın.

Bu hayali diyalogdan sonra, buradan Fenerium'un başındakilere hitaben bir şeyler söylemek istiyorum.

Yaptığınız Aziz Yıldırım t-shirtünü, "fırsat bu fırsattır" mantığıyla 10 TL'ye maçtan önce satarak, sineğin yağını çıkartanların bile sizden daha şerefli bir iş yaptığını ispat ediyorsunuz, muhterem (!) Fenerium yetkilileri. Neden bedava dağıtmıyorsunuz bunları? Ben söyleyeyim. Çünkü sizin için "Fenerbahçe Taraftarı" diye bir şey yok. Söğüş var, yolunacak kaz var, kerizler var. 10 TL bir sürü insana göre para değil ama bu kararı veren sizler, 10 TL verip o t-shirtü alamayacağı için ciğeri yanacak insanların, yani halkın düşmanısınız. İnsanların hüznüne, kederine ve öfkesine ellerini ovuşturup para bekleyerek baktığınız için, mezar soyguncusundan hiçbir farkınız yok.

İçim soğumadı ama neyse... Şimdilik bu kadar yeter...

Günlerdir, sızdırılan belgelerle, yargı bağımsızlığıyla, varlığı bile belli olmayan delillerle uğraşıp duruyor Fenerbahçe taraftarı. Hapisteki başkanına, yöneticilerine ne gibi bir faydası olacağını düşünüyor insanlar. Üzüntüden kalpler de beyinler de parçalanacak gibi.

İçiniz rahat olsun. Çıkacak kararın ne olduğunu bilemiyoruz ama karşı cephenin durumunu görüyorsunuz işte.

Ekrem Açıkel'ler, Mehmet Baransu'lar, Rasim Ozan Kütahyalı'lar, ne kadar "tutulmaz" adam varsa, hep karşımızda. Ellerinde hâkim tokmağı, masaya vuruyorlar da vuruyorlar.

Bilmedikleri şey, zamanında Fenerbahçe'nin başından bu dertlerin bin beterinin geçtiği.

Eninde sonunda öğrenecekleri şey ise Fenerbahçe'nin yıkılmayacağı.

Bırakın bu kalibredeki insanları bir tarafa; Fenerbahçe'yi Türkiye'de hiç kimse yıkamaz. Bugün "En sonunda işini bitirdik" diye sevinenlerin karşısına, yarın yine çıkar Fenerbahçe. Bu yukarıda ismi geçen adamların "gözünün feri toprağa bakıp, tek ayağı çukura girerken" karşılarına çıkar, "Siz mi, biz mi ulan?" der Fenerbahçe. Siz mi, biz mi?

Biz tabii. Ama ne şekilde bir "biz"?

Her şeyden önce şunu bilmemiz gerek.

Halk olmadan bir şey olmaz. Halk olmadan Fenerbahçe olmaz.

Lisanslı ürün ve plastik kart fetişizmine, pahalı bilet fiyatlarını ekleyerek kulüp kasasını para doldururken, halkın düşük gelirli kesimini kendimizden ittik. (Biraz kendimden intihal yapacağım). Fenerbahçe değil, başka bir şey olduk.

Bir zamanlar...

Fenerbahçe, Baba Yaşar'dı.

Fenerbahçe, Hababam Sınıfı'ydı.

Fenerbahçe Cilalı İbo'ydu.

Fenerbahçe, Turist Ömer'di.

Fenerbahçe, halktı, halkın takımıydı.

Şimdi olsa, Baba Yaşar'ı lisanslı ürün değil de Emel Sayın'ın ördüğü bereyi giyiyor diye stadyumdan kovarlar.

Hababam Sınıfı, taraftar kartı olmadığı için maça giremez.

Cilalı İbo ile Turist Ömer, stadın yakınında görülse polise şikayet ederler; "Bu çapulcuların burada işi ne?" diyerek.

İşler değişti Fenerbahçe'de.

Bu yazdıklarım hamaset değil, bir gerçeğin yalın kılıç ortaya dökülmesidir.

Ve bu rezil süreç, her türlü kötülüğünün yanında bizim için bir şanstır.

Bu şansı üç otuz para için tepmemek gerek.

Sevgisizlik ortamını bir daha geri dönmemek üzere gömmek gerek.

Stadyumun kapılarını halka açmak gerek.

"Lanet olsun bir t-shirtün satışından gelecek 200.000 - 300.000 dolara. Cümle âlem bir ve beraber olduğumuzu görsün" diyebilmek gerek.

Parası olmayan Fenerbahçeliyi de Fenerbahçeliden saymak gerek.

Oraya ayıracak parası olmadığı için üzerinde lisanslı ürün olmadan gezen Fenerbahçelilere "Acâib'ül-mahlukât ve garâib'ül-mevcudât" diye bakmamak gerek.

İçerideki yöneticiler parmaklıklar arkasında her sabah mapushane içtimasına çıkarken ve dışarıdaki taraftarlar her gece "Nasıl uyuyacağım?" diye düşünürken, üç kuruş için cepheyi daraltmamak gerek.

Velhasıl...

Fenerbahçe'nin "Halkın Takımı" olma özelliğini elinden almaya çalışarak, maneviyatımıza tekme tokat girişenlere, aynı Mavi Boncuk'ta Münir Özkul'u dövenlere bağıran Tarık Akan gibi gücümüz yettiğince bağırmak gerek:

"Ne vuruyorsun lan orospu çocuğu?"

Bu kavgayı ancak halkın sayesinde kazanırız. İçeridekiler ancak halk savaşırsa tekrar özgürlüğüne kavuşur. Bu mücadelede hiçbir neferi geri çevirmeye hakkımız yok.

Kaynaklar:
Halkın Takımı Üzerine Çirkin Bir Yazı
Fenerbahçe Değil, Başka Bir Şey Olduk
Bir Fenerbahçelinin Fikri Faaliyetten İstifası


15 comments:

  1. cem ağrak dedi ki...

    barış yine hakkını fazlası ile vermişsin...
    umarım yarın bu hatalarından dönerler..
    herşey bu kadar da ucuz olmamalı

  2. tRuant dedi ki...

    Duygular bu kadar güzel ifade edilir. Biz amatör ruh halkın takımı dedikçe kurumsalı dayadın bize yönetim. Çıkıp taraftarı yönlendirmek Fenerbahçe'nin böyle bir gaflete düşmeyeceğini göstermen gerektiği yerde gereken sert ve taviz vermez duruşu gösteremedin. Taraftarın uyarısız biber gazı yerken amirleri astlarına gerekirse mermi kullanabilirsiniz derken sustun. Kurumsallığınız batsın emi sevdalı olduğumuz renkleri bize geri verin yeter.

  3. Adsız dedi ki...

    yüreğine sağlık dostum. duygularıma tercüman oldun.
    özellikle,
    "Ve bu rezil süreç, her türlü kötülüğünün yanında bizim için bir şanstır." kısmında.

  4. Rado dedi ki...

    fenerbahçe taraftarına, duruşuna giydirmeye fırsat arayanların eline büyük koz verdiler. hadi onların söyledikleri neyse de, içim cız etti haberi gördüğümde, nasıl yani, inanamadım.

    kimseyi kolay kolay satmayız, ama aziz olan Fenerbahçe'dir.

  5. tess dedi ki...

    ne kara çıkacak bilemiyorum,ya da daha açık söyleyeyim gözlerinine kadar kararttılar belli değil,ama bu günlerde bir şey yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.Saldırganlar,belge,bilgi,delil diye ortaya uluorta saçılanların fos olduğunu gördüler ve şimdi dümen kırdılar.Hep bir ağızdan kanaate göre ceza verisin demeye başladılar.Bir şey çok açık,maalesef başkanımızı tıpkı ergenekon davasında olduğu gibi,deliller tamamlanamadı gerekçesiyle yıllarca içeride tutacaklar.Aziz başkan bunu çok önceden görmüş,M.Ali Aydınlar'ı kendisinden sonraki başkan olarak planlamış,bu nedenle G Gümüşdağ'ı bir karşı hamle olarak TFF başkanlığı için önermişti.Ancak bu hamle M Ali Aydınlar'ın ileri görüşlülüğünün kısıtlı olması ve BJK ve GS nin acale bir şekilde M.A.A ı başkan adayı olarak göstermesi ile boşa çpkmıştı.Kısacası bu büyük oyunun içinde BJK ve GS de önemli ölçüde yer almıştır.Unutulmayacak ve hesabı mutlaka sorulacak

  6. emir.z dedi ki...

    Fenerbahçe’nin genç jenerasyonu, körpe hayatında sadece Aziz Yıldırım imzalı malî restorasyon dönemine şahit olduğu için Fenerbahçe’nin büyüklüğünü kulübün zenginliğiyle alâkalı bir tanımlama sanıyor. Halbuki mazide yatan bir tarih var ve "halkın takımı" ibaresi de bu tarihin dipnotlarında gizli.
    Bahsettiğin metalaşma süreci bunun bir boyutu, ama daha fazlası da var ve konu fevkalade mühim.
    Çünkü bizim kulübümüzün unutulan asıl misyonu budur: "halkın takımı, halkın umudu, halkın dostu olmak".
    Fenerbahçe tarihindeki her olumlu anekdotun, her ibretlik hatıranın altında bu tema yatar, bu anlam belirir. Başka hiç açıdan bu tarihi anlamlı bir yere bağlayamayız.
    Fenerbahçe’nin tarihinin her satırında bu misyonun işaretleri var.
    İlgili bir yazı için:
    http://emirz.blogspot.com/2011/07/halkin-takimi-halkin-umudu-halkin-dostu.html

  7. travisbickle dedi ki...

    tess gerçekten muhteşem bir paranoyaklıkla,güzel bir komployu gerçekmiş gibi anlatmışsın tebrik ediyorum gerçekten. Sor o zaman hesabını Beşiktaştan Gsden. Bugün sizin kadar Beşiktaş da yara aldı bu süreçten.Sizin teknik direktörünüz devam ederken bizim teknik direktörümüz içeride.sor hesabını o zaman. Salınırlar salınmazlar umurumda değil.Ama bu sürecin sancılarını sadece fenerbahçe yaşamadı. Yazıya gelince bu soruşturma sürecinden itibaren takip etmeye başladığım bir yazar olarak,bnm için olaylara en objektif baktığın yazı oldugunu söyleyebilirim. Şimdiki nesil burjuva takımı olarak nitelendiriyosa fenerbahçeyi bunun,şu an peşinde koştuğunuz aziz yıldırım olduğunu unutmamalısınız.Eski dönemleri bilmem,fenerbahçenin halkın takımı olarak lanse edildiği günlerde yaşamadım.Ama gerçekleri inkar edemem,fenerbahçe de beşiktaş da her zaman galatasaraydan daha yakın olmuştur halka. Bu aziz yıldırım döneminde,endüstriyelleşen futbol dünyası ile beraber,fenerbahçe taraftarını "taraftar" olarak değil müşteri olarak görmesi ile başlamıştır.Benim bile şimdi izlediğimde fener-antep maçını vay anasını bizim çekirdekçi dediğim taraftara bak diyorum ama aslında biliyorum ki çok yakın fanatik arkadaşlarım var fenerli onlar tribündekiler gibi değiller.Onlar maçın son 5 dakikası yolda trafiğe yakalanmamak için veya otoparktan arabayı erken çıkarmak için maçtan çıkmazlar. Ama işte öyle bir noktaya gelmiş ki "antu" zihniyetindeki fenerbahçe taraftarı gözlerini kapamış,takımın değerlerini köreltmiş ama bizi dünya klubü yaptı diye de maskelerle ile tişörtler ile arkasından koşacak hale gelmiş.Bunları kendi başkanım içinde söylerim kesinlikle fenerbahçe düşmanlığı fln yaptığım sanılmasın.Kişilerden daha çok armanın peşinde olsak sanırım daha umut verici olabilir gelecek günler. Saygılar.

  8. The Secret dedi ki...

    Fenerbahçe taraftarı vefakardır cefakardır dedikçe beklentiler arttı. Forma satışları kombine vs.lerde hep Fenerbahçe lider oldu. Yavaş yavaş halkın takımı olma yolundan saptı bunda bizim de suçumuz vardı yönetimin de.

    Her zaman içimde kaldı bu benim. Koyu Galatasaraylı eniştemle kavgalarımız hep böyleydi. Ama biz halkın takımıyız dediğim anda diyecek sözleri kalmıyordu.Ama artık günümüzde değişiyor bu olgu.Böyle dediğimde siz müşterisiniz cevaplarını alabiliyorum artık...

    Ben Yine savunuyorum Yine kurtuluş savaşı günlerinde Fenerbahçenin orduya yardımlarını anlatacağım böyle halkın takımı olduğunu haykıracağım...

  9. nohut dedi ki...

    bizim fenerbahçemiz ile onların fenerbahçesi çok farklı , maalesef bir kez daha anlamış olduk bu tişört hamlesi ile . Kimse lafını bile etmiyor ama ya gerçekten şike yapmış veya yaptırmışsa aziz yıldırım ne olacak bu tişörtler , bu tavırlar ?

  10. Adsız dedi ki...

    iletişim kutusunda yazan mail çalışmıyor; mesajım geri dönüyor.

    bu postun yazarına ulaşabileceğim bir kontakt adresi var mı?

  11. barbobey dedi ki...

    fenerbahçe nin halkın takımı olduğu günlere iyi bakmak gerek.fenerbahçe neden bu kadar seviliyordu? islam çupi nin yazıları en güzel kaynaktır.taraftara müşteri gözüyle bakılıyor ile açıklamak ve bu süreci sadece buna bağlamak bana doğru gelmiyor.canarino kardeşim bahsettiğin dönem 70 li 80 li yıllar.hatırlatmak isterim aradan 30-40 yıl geçti.dünya bayağı değişti. benim gençliğimde eskiler galatasaray seyircisinin dolmabahçede (inönü stadı)kale arkasında bir avuç seyirciden ibaret olduğunu söylerlerdi.şimdi galatasaray en az fenerbahçe kadar seyirciye sahip.travisbickle nin dediği gibi;
    armanın peşinden gidelim evet ama armayı arma yapanları nasıl unuturuz?yargılama yaparken toptancılık yapmayalım.11-13 yaşlarımda
    cemil,alpaslan,ziya,yılmaz şen,datcu,nedim,nunweiler,osman,şükrü,fuat lı kadro ile
    fenerbahçeli olmuşumdur.cemil turan bugün içerde belki suçlu bulunacak.ben silebilirmiyim cemil'i? 80 li yıllarda kulübün bir dikili ağacı olmaması en büyük eleştiri konusuydu.bugün böyle bir mevhumun olduğunu o dönemi yaşamayan birine nasıl anlatabiliriz?unutmayalım fenerbahçeyi fenerbahçe yapan bir zeki rıza bir aladdin baydar bir şükrü saracoğlu bir faruk ılgaz bir lefter bir can bartu bir büyük fikret ,bir alpaslan, bir selçuk yula, bir oğuz,bir aykut dur birazda...

  12. Miles dedi ki...

    arkadaş siz değil miydiniz adelet anlayışına karşı yuruyen? siz değil miydiniz yargı böyle işlemez diyip köpru yoluna çıkan..yazı elbet güzel takımın taraftarını nasıl gördüğü ayrı bir konu ancak aziz yıldırıma destek kısmı nedir?biride onu açıklarsa çok sevinirim

  13. jay_jay dedi ki...

    bu siteyle cok kisa bir süre önce tesdüfen tanistim. yazilar gercekten güzel ve yogun emek harcanarak yazilmis. herkesin emegine yüregine saglik.

  14. bargun dedi ki...

    Duygusalllik iyidir ama bu yaziyi yazan arkadasa soruyorum: Elini vicdanina koyup soylesin 10 sene oncesinin Fenerbahce'sini bugunkuyle degistirirmiydi. Dogrudur, tribundeki taraftar ayni taraftar degil ama Turkiye ayni Turkiye'mi?

  15. Behçet Üstün dedi ki...

    Merhaba,
    Futbol romantizmi güzel şey. Ben de özlüyorum çoğu zaman. Bu perspektiften bakınca yazının içeriğine çok karşı çıkamasam da şunu sormak isterim:
    Bugünkü öğrenciler hababam sınıfına ne kadar yakın?
    Bugünün şarkıcı / oyuncularının kaçı Emel Sayın'a yakın?
    Turist Ömer gibi bir karakterin günümüzde varlık şansı ne?
    Yani demem o ki, o günün "halkı" ile Fenerbahçe "halkın takımı" idi.
    Bugünkü "halkın" şekli ise....
    Yanıtı seçim sonuçlarında zaten!

Yorum Gönder