3 Temmuz'dan Bugüne -III-
17 Temmuz - 24 Temmuz Haftası
3 Temmuz ile başlayan şike soruşturmasını takip etmeye devam ediyoruz. Bu sefer 17 Temmuz - 24 Temmuz arasını inceleyeceğiz.
Birinci Bölüm: 3 Temmuz - 10 Temmuz Haftası
İkinci Bölüm: 10 Temmuz - 17 Temmuz Haftası
18 Temmuz
- TFF yetkilileri ile UEFA yetkilileri bir araya geldi. [1]
TFF Başkanvekili Lütfi Arıboğan, toplantı çıkışında
"Çok başarılı bir toplantı oldu. Bu süreçte TFF'YE olan güvenlerini belirttiler.Dünyada şike benzeri olumsuzluklarla mücadelede UEFA'nın ne kadar hassas olduğunu biliyoruz. Türkiye'deki şike soruşturmasıyla ilgili savcılığın ve özellikle polisin yaptıklarından memnunlar. Onlarla yaptığımız iş birliğinden memnunlar. Resmi belgeler elimize geçmediği için sürecin ağır işlediğinin farkındalar. UEFA belgelerin elimize geçtiğinde sürecin hızlanacağının da farkında. İş birliğimiz iki tarafı da mutlu eder şekilde devam edecek."
Toplantı sonunda UEFA'nın "Fenerbahçe'yi küme düşürün" filan diyeceğini bekleyenler de bir kere daha hayal kırıklığına uğradılar.
19 Temmuz
- TFF Süper Kupa Finalini belirsiz bir tarihe erteledi. [2]
"Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu, 31 Temmuz'da Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanması planlanan Süper Kupa 2011 Finali'ni ileri bir tarihe erteledi. Yönetim Kurulu'nun ardından TFF Başkanvekilleri ile birlikte basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, ertelenen Süper Kupa'nın yeni tarihinin belli olmadığını söyledi."
Aynı konuşmada belgelerin henüz eline ulaşmadığını, ulaşınca da "çok iyi" koruyacaklarını belirten Aydınlar, böylelikle belgeleri bir kere daha talep etmiş oldu.
- Trabzonspor Divan Kurulu "17 Maçta 16 Galibiyet daha önce görülmemiştir" açıklamasını yaptı. [3]
Açıklama aynen şöyleydi.
"(Trabzonspor'un aldığı) Bu 82 puanın içerisinde hiç kimse lekeli bir puanın varlığını herhangi bir belgeye dayalı olarak gösterememektedir. Herkes Trabzonspor'un bu puanları emeğiyle kazandığına hem fikirdir!
Şampiyon olan takım ise Spor-Toto Süper Lig'in ilk yarısında 33, ikinci yarısında 49 puan toplayarak, sezonu toplam 82 puan ve averajla birinci sırada tamamlamıştır.
53 sezonluk birinci lig tarihinde hiçbir takımın, özellikle ligin ikinci yarısında 17 maçta 16 galibiyet aldığı görülmüş bir olay değildir.
Tartışılması gereken asıl konu budur!"
Bu açıklamayla Trabzonspor 18 maçta 17 galibiyet almanın şike karinesi olduğunu iddia eden dünyadaki ilk kulüp olurken, Aynı Trabzonspor'un 83/84 sezonunda üstüste 28 maç hiç kaybetmemesi de böylece Trabzonlu aklında sorgulanabiliyor hale geliyordu.
- İbrahim Akın: Psikolojik baskı nedeniyle suçu kabul ettim. [4]
Ancak skandal Trabzonspor'un artık alışılagelmiş komplo teorili, nefret soslu, öfkeli, nüktedan açıklaması değil, İbrahim Akın'ın baskı gördüğünü fas eden ifadesiydi.
Basında yer alan 'Şikeyi İbrahim Akın itiraf etti' şeklinde çıkan haberler üzerine açıklama yapmak zorunda kaldığını ifade eden İbrahim Akın açıklamasında şunları söyledi,
“Savcılık sorgum esnasında soruşturma savcısı Mehmet Berk’in şike olayını itiraf etmem halinde tutuklanmayacağım yönündeki beyanları ve uygulamış olduğu psikolojik baskı nedeniyle gerçek olmamasına rağmen suçu kabul etmiş bulunmaktayım. Emniyette vermiş olduğum ifadede açıkça reddettiğim hususların savcılıkta kabul edilmiş olmasını temel sebebi bahsetmiş olduğum psikolojik baskıdır. Konuyla ilgili itirazlarımı ve savunmamı yargılama aşamasında yapacağımı ve gerçek dışı iddiaların tamamını reddettiğimi saygılarımla kamuoyunun bilgilerine sunarım"
Savcının herhangi bir insana psikolojik baskı kurma hakkı olmadığını da sokakta oynayan çocuklar dahi biliyordu.
- "En büyük delilimiz alınterimiz" [5]
Fenerbahçeli futbolcular antremanda "En büyük delimimiz, alınterimiz" yazan bir pankart açtılar. Herhalde 17 - 24 Temmuz haftasında yaşanan en şık, en zarif ve en doğru şeydi.
20 Temmuz
- Nasıl olduysa oldu, Savcılık TFF'ye 26 Klasör belge gönderdi. [6]
Futbolda 'Şike Soruşturması'nda kritik günlerden biri daha yaşanıyor. Emniyet Müdürlüğü, savcılık ve Türkiye Futbol Federasyonu eksenindeki belge alışverişi başladı. 26 klasörde toplanan belgeler TFF'ye geldi.
Geldi gelmesine de, CMK'da açıkça hüküm bulunurken, hakkında da gizlilik kararı verilmiş bir dosyanın nasıl olup da TFF'ye gönderildiği, gönderilebildiği de anlaşılamadı. Üstelik bu 26 klasör belge yeterli delili oluşturuyorsa ve delillerin tamamı da böylelikle toplanmış ise "delilleri karartabileceği" iddiası ile tutuklu yargılanmasına karar verilenlerin de neden hala "tutukluluk"larının devam ettiği de anlaşılamadı. Ancak elbette bazıları bunları konuşmayacak, TFF'ye belgelerin gitmesi ile top TFF'nin sahasına geçince, presle beklenen "gole" ulaşmaya kanalize olacaktı.
- Sadri Şener: "Biz ifademizi verdik serbest kaldık" [7]
Trabzonspor Başkanı Şener tutuksuz yargılamayı ciddiye almadığından olacak şu açıklamayı yaptı:
"İstanbul basını daha kuvvetli Trabzon'daki basından, daha etkili. Bu süreç nasıl devam edecek hiç bilmiyorum. Çünkü yargı kararı verecek, yorum yapmamız da yanlış. Futbol Federasyonu'nun birtakım talimatnameleri var. Buna da herkes uymaya mecbur. Bu olay Trabzonspor Kulübü'nü etkilemez. Bize isnat edilen bir şey yok zaten. Kendi ifadelerimizi verdik serbest kaldık. Fenerbahçe ve diğer kulüpleri de bilemiyorum yani. İnşallah hayırlısı olur. İnşallah herkes iyi olur, futbol için iyi olur. Yapacak bir şey yok, söylenecek bir şey yok"
21 Temmuz
- Cavcav'dan TFF'ye tepki [8]
Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav, liglerin ertelenmesi yönünde alınacak bir kararın kendi takımı da dahil olmak üzere tüm takımların performanslarında bir düşüşe neden olacağına inandığını söyledi.
- Aziz Yıldırım'ın "Bir farkla" mektubu [9]
Aziz Yıldırım gönderdiği mektubunda şunları söyledi
"Kurguladıkları bir senaryo ile bugün beni hayatımın en büyük sevdası Fenerbahçe'den kopardılar. Yaktılar ağacı, yanan ağacın yerine yenisinin dikilemeyeceğini bilmeyenler. Ama ben de tükendim. Bu süreç beni çok yordu. Ruhum, bedenim iflas etti, artık daha fazla taşı da ateşi de taşıyamaz hale geldim. Bu süreci atlattığımda hayatımın geri kalan bölümünde Fenerbahçe artık sadece yüreğimde bir sevda olarak kalacak"
- Shakhtar Maçı Yarıda Kaldı. [10]
Fenerbahçe ile Shakhtar Donetsk arasında oynanacak dostluk maçında Fenerbahçe taraftarı önce basın mensuplarına tepki gösterdi, arkasından da 65. dakikada sahaya girdi. Buna gelen tepkilere de özetle "siz tezahürat mı sandınız" dedik, geçtik.
22 Temmuz
- İbrahim Toraman "Sizinleyiz" tshirtüne açıklık getirdi. [11]
Beşiktaşlı futbolcu İbrahim Toraman, ''Aramızda olmayan hocamız, yöneticimiz ve çalışanımızı sevdiğimizi ve onlara güvendiğimizi belirtmek için 'Sizinleyiz' yazılı tişörtleri giydik'' dedi. Böylelikle Beşiktaş camiası içerisinde de "arının gelin", "bize masumiyetinizi ispat edin" gibi faşizan söylemlerin dışında bir duruşun olduğunu görme kısmetine tüm spor camiası erişti.
- 26 Kişinin tutukluluk hallerine yapmış oldukları itiraz reddedildi. [12]
11. ve 14. Ağır Ceza Mahkemeleri, 26 tutuklunun itirazına ilişkin başvuruları değerlendirdi.
Mahkeme, 26 kişinin tutukluluk halinin devamına karar verdi. Şike soruşturmasının ilk dalgasında tutuklanan 26 kişiyle ilgili itiraz reddedildi.
İtirazı reddedilen isimler arasında Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Şekip Mosturoğlu, İlhan Ekşioğlu, Mecnun Odyakmaz, Cemil Turan, Bülent Uygun, Ümit Karan, Korcan Çelikay, Olgun Peker, Abdurrahman Yakut, Yusuf Turhanlı ve Tamer Yelkovan bulunuyordu.
- Kasımpaşa TFF'ye bir üst lige çıkmak için başvurdu. [13]
Kasımpaşa Kulübü, TFF'ye başvuruda bulunarak, şike soruşturmasında takımlara bir alt kümeye düşürme cezası verilmesi halinde, geçen sezon ligden düşen takımların tekrar Spor Toto Süper Lig'e alınmasını talep etti.
23 Temmuz
- Fenerbahçe Divan Kurulu Gürledi.[14]
Fenerbahçe Başkanvekili Nihat Özdemir özetle şunları söyledi:
"TFF bu süreci kendi düzenlemelerine uygun bir şekilde yürütmek yasal zorunluluğu altındadır. Bu açıdan, değerlendirildiğinde asıl mesele, ne kadar kısa bir sürede karar verileceği değil, verilecek kararın adil bir yargılama neticesi olarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir şekilde çıkıp çıkmayacağıdır. Süreç içerisinde kişi ve kurumları gereksiz bir aceleyle yanlış karar almaya yönelten her türlü yorumdan ve değerlendirmeden başta futbol ailesinin fertleri ve basın olmak üzere herkesin kaçınması gerekmektedir. Bu noktada, bazı odaklar tarafından, Futbol Federasyonu'nun engizisyon mahkemeleri gibi çalışmasını ve herhangi bir delil ve belgeye dayanmadan, başarılarla dolu 104 yıllık geçmişe sahip kulübümüz aleyhinde karar almasını temenni etmek, en temel hukuk prensiplerinden biri olan 'savunma hakkının ihlali' olacağı aşikardır.
Fenerbahçe Spor Kulübü olarak, soruşturmaya ilişkin tüm bilgi ve belgeler federasyon ile paylaşılmadıkça, kimin hangi suçla suçlandığı somut bir şekilde gözler önüne serilmedikçe ve bu konuda savunma yapma imkanı ilgililere tanınıp kimin suçlu kimin suçsuz olduğu net bir şekilde ortaya çıkmadıkça sürecin hukuken doğru yürümemiş sayılacağı kanaatindeyiz.
Çeşitli çevrelerden yapılan sorumsuz açıklamalar, başta masumiyet karinesi olmak üzere hukukun temel pek çok prensibini ayaklar altına almış, savunma hakkı ve adil yargılanma gibi temel hukuk prensiplerine zarar vererek, kamuoyunu ve özellikle Türkiye Futbol Federasyonunu da etkilemiştir.
'UEFA, başkanımız Sayın Aziz Yıldırım'ın ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımızın, yargı sürecinde mahkum olmadıkları sürece, herhangi bir ön yargı oluşturulmaması ve kulübümüzün, Şampiyonlar Ligi'ne ve Türkiye liglerine devam etmesi gerektiği görüşünü savunmuştur. UEFA, aynı zamanda ilk günden beri tüm açıklamalarında masumiyet karinesi ilkesine dikkat çekmiştir.
Türk adaletine güvenimiz sonsuzdur. En sonunda da hak yerini bulacak, kulübümüz aklanacak ve yargısız infazcılar insan içine çıkamayacak duruma gelecektir."
24 Temmuz
- Lugano: Şampiyonluğu kan, ter ve gözyaşıyla kazandık! [15]
Diego Lugano şampiyonluğu, ''Kan, ter ve gözyaşıyla kazandık'' dedi. Uruguay Milli Takımı’yla Copa Amerika finaline hazırlanan Lugano, şike soruşturmasıyla ilgili gelişmeleri değerlendirdi. Uruguaylı oyuncu, Fenerbahçe'nin, şampiyonluğu Türkiye'nin en iyi takımı olduğu için hak ederek kazandığı dile getirdi. Ancak elbette futbolcuların emeklerine hiç saygısı olmayan, her yolu mübah gören, iftira atan, iddiasını ispat ihtiyacı hissetmeyen, hilafı hakikat konuşabilen bir güruhun vicdanında bu sözler yankı yaratmadı.
Sonuç
1- Operasyonun ilk haftasında ortaya delil, bilgi, belge sızdırılması bu hafta da düşük yoğunlukla devam etti.
2- Suç işlemek maksadıyla örgüt kurmaktan yargılanan Aziz Yıldırım'ın operasyonun başladığı zaman hangi örgütü kurduğu, bu örgütün üyelerinin kimler olduğu, örgütün hiyerarşisi, ne tipte eylemler yaptığı ve bu eylemleri gösterecek bulgular hala ortaya çıkmadı.
3- İbrahim Akın'ın baskı altında ifade verdiği ortaya çıktı.
4- TFF'ye ne şekilde delillerin gönderildiği ve delillerin mahiyeti ortaya çıkmadı. Emniyet güçleri neye dayanarak gönderilen delilleri seçtiler, bu delillerin hukuki yeterliliği var mıydı, bu bile ortaya konulmadı. Savunma hakkı alenen ihlal edildi, soruşturmanın gizliliği de yok edildi buna rağmen, delilleri karartabilir şüphesi ile tutukluluk kararı devam ettirildi.
[1] http://www.internethaber.com..jt
[2] http://www.tff.org/default.aspx?pageID=285&ftxtID=13032
[3] http://www.ntvspor.net/h...daha-once-gorulmemistir
[4] http://www.ntvspor.net/...sucu-kabul-ettim
[5] http://www.ntvspor.net/...alin-terimiz
[6] http://www.ntvspor.net/...belgeler-tffye-ulasti
[7] http://www.ntvspor.net/...erbest-kaldik
[8] http://www.ntvspor.net/...cavcavdan-tffye-tepki
[9] http://www.ntvspor.net/...yuklu-mektup
[10] http://www.ntvspor.net...shakhtar-maci-yarida-kaldi
[11] http://www.ntvspor.net/h...tisortu-aciklamasi
[12] http://www.ntvspor.net/...-reddedildi
[14] http://www.ntvspor.net/...yuklu-anlar
[15] http://www.ntvspor.net/...ederek-kazandik
30 Temmuz 2011 11:02
önümüzdeki haftanın özetine bunu da ekleyin!
29 temmuz
trt'de, kamuoyunu fenerbahçe'nin şike yaptığına ikna etmek için kara kampanyayla kapsamlı bir program yapıldı.
http://vimeo.com/26813187
30 Temmuz 2011 14:00
@laktak trt'nin kendisi için büyük ama fenerbahçeliler için küçük olan b takip videosunu izledim.
Girizgâhtan sonra ilk konuşanın Serhat Ulueren olması aslında bahsettiğin/bahsedilen kampanyanın nasıl yürüğünün en açık kanıtı.
Kendim de bir gazeteci olarak net olarak bir şey söylemek istiyorum. Şimdi mantık şunu emreder; eğer adli boyutu olan böyle bir dosya haber hazırlıyorsan ilk olarak olayın hukuki boyutunu ele alırsın. Girizgahta bahsedilen gözaltılar ve tutuklanmaların hangi sebeple yapıldığı, sorulan sorular, güçlü delilleri ortaya koyulur, sonra ekrana hukuk bilgisinden kimsenin şüphe duymayacağı bir "kelle" girer ve soruşturma ile ilgili özet geçer. Sonra kronolojik olarak bir değerlendirme yapılır ve spor konusunda bilinen-tanınan insanlar görüşlerini beyan eder.
Ama sen şimdi adli boyutu daha büyük önem teşkil eden böyle bir dosya yapıyorsun ve ekrana ilk olarak spor bilgisinden bile şüphe duyulan Serhat Ulueren'i ekrana getiriyorsun.
Tespitin için tekrar teşekkürler @laktak...
30 Temmuz 2011 14:45
Kara 3 temmuz başlığı manidar olmuş, bu tarih önemli ve güzel bir tarih olarak anılacak inşallah, futbolumuzun içindeki pisliğin, futbolu futbol olmaktan çıkaranların Aziz Yıldırım ve tayfasının Fenerbahçe nin ve Türk futbolunun yakasından düşüşünün bir miladı olacak.
Ey Fenerbahçeliler sevinin üzülmeyin, ve sağa sola çemkirmeyi bırakın.
30 Temmuz 2011 16:31
Gadno Kopele lütfen sen de bizim yakamızdan düşer misin?
Ne bileyim mesela git Büyük Takip'in ikinci bölümünde ilk konuşmacı ol.
Belli ki münevver bir kalemsin. Ayrıca imgesel devamlılık açısından Ulueren'i de aratmazsın.
Bu fikirlerini orada güzel güzel anlatırsın, herkes de öğrenmiş olur; hakikatler tarihten nasıl soyutlanır, öç alma duygusu gerçekleri görmeye nasıl mani olur, adalet duygusu nasıl bilinçaltının karanlıklarına gönderilir, tarafsızlık ilkesi lügatlerden nasıl dışarı atılır; güzel güzel izlemiş oluruz.
Hadi dayıcım...
31 Temmuz 2011 01:14
Bindik bir alamete gidiyoruz kiyamete...Insanlara savunma hakkini bile vermeyen bu orta oyununa bizler seyirci olarak daha cok bakmak zorunda kalacagiz...Yaziklar olsun böyle medyaya,yaziklar olsun böyle Adalete..Insanlar kendilerini savunamadan yargilamissiniz helal olsun.Üstad ne güzel demis asagida ki gibi.Sira sanada gelebilir !!!!
"Naziler Komünistleri götürdüklerinde sustum. Çünkü ben Komünist değildim... Sendikacıları götürdüklerinde sustum. Ben sendikacı değildim... Sosyalistleri içeri aldıklarında sustum. Ben Sosyalist değildim... Yahudileri tutukladıklarında sustum... Çünkü ben Yahudi değildim... Sonra benim için geldiler. Ve artık ses çıkaracak kimse kalmamıştı." Martin Niemöller