Korcan'ın Kardeşi İlhan Çelikay'la Röportaj
NEDEN İLHAN ÇELİKAY?
İlhan Çelikay 28 yaşında. Geçen yıl Türk Telekom'da oynamış, kardeşi gibi o da futbolcu. Bu sene Şanlıurfaspor'da forma giyecek. Sabah gazetesindeki Korcan'la ilgili haber üzerine yazmış olduğumuz yazının ardından kendisiyle bağlantı kurma şansımız oldu. 3 Temmuz'dan bu yana kardeşi ile ilgili yapılan onca yorum, haber ve değerlendirme sonrası kendilerini linç eden anaakım medyanın pek yapmadığı bir şeyi yapıp kendisine bir röportaj teklif ettik, sağolsun kırmadı bizi. İnternet üzerinden interaktif bir konuşma yaptık kendisiyle. Bize zaman ayırdığı için teşekkür ediyoruz bir kez daha.
Fatih: İlhan Bey sanırım siz de sporcusunuz, şu an hangi takımda oynuyorsunuz?
İlhan Çelikay: 2. Ligde bir sürü takımda oynadım halen de oynuyorum seneye büyük ihtimalle Şanlıurfaspor'da oynayacağım.
Fatih: Soruşturma kapsamında savcılık ya da emniyet sizin de ifadenize başvurdu mu?
İlhan Çelikay: Hayır.
Fatih: Sabah'ın haberinde geçen Yusuf Turanlı, Korcan'ın ne kadar süredir menajeri?
İlhan Çelikay: Yaklaşık 6 aydır, Yusuf Turanlı Korcan'ı Diyarbakırspor'dan Sivasspor'a götüren menajerdir.
Fatih: Sabah gazetesindeki ses kayıtlarında geçen araba mevzusu nedir? Korcan Mayıs, Haziran, Temmuz döneminde herhangi bir yeni araba aldı mı?
İlhan Çelikay: Kendisine, birinci derece ve ikinci derece yakın akrabalarından herhangi birine maçtan sonra alınan herhangi bir araç yoktur. Korcan' ın yaklaşık 4-5 aydır araba almakla ilgili istekleri vardı. Bunun için defalarca galerilere gidildi. En son Avcılar Borusan'da karar kılınıp Borusan'dan BMW 3.20 araç alımıyla ilgili görüşmeler yapılıp 1500 TL de kapora vererek araç beğenilmişti. Araç bir kısım peşin, bir kısım ise krediyle alınacaktı. Fakat Borusan'ın başvurduğu bankalar Korcan'a babamın ek kartı sebebiyle (yani babamın borcu sebebiyle) kredi başvurusunu kabul etmedi, Borusan da kaporayı iade etti, bununla ilgili elimizde belgeler mevcut.
Fatih: Korcan'ın istediği aracı alabilecek maddi gücü yok mu?
İlhan Çelikay: Korcan'ın Sivasspor'la bu yılki sözleşmesi 450.000 TL'dir. Benim Urfa'yla ilgili sözleşmem 175.000 TL'dir. Babam ticaretle uğraşır, annem ev hanımıdır. Her aracı alabilecek maddi gücümüz var.
Fatih: Korcan tam olarak neyle suçlanıyor bu konuda bilginiz var mı?
İlhan Çelikay: Suçlamayla ilgili tam anlamıyla bir bilgimiz yok.
Fatih: Kendisine ne gibi suçlamalar yöneltilmiş?
İlhan Çelikay: 20'ye yakın soru sorulmuş Korcan'a.
Fatih: Maçta yediği golle ilgili bir soru sorulmuş mu kendisine?
İlhan Çelikay: Korcan'a "neden böyle gol yedin" şeklinde direkt olarak bir soru yok, İki ve üçüncü şahısların kendi aralarındaki konuşmalarında bu golle ilgili ifadeleri sorulmuş Korcan'a. Ne saçma ki "bak bunlar böyle konuşmuşlar ne diyorsun?" diye sorular var.
Fatih: Kim bu bahsi geçen ikinci ve üçüncü şahıslar? Gazetelerdeki konuşmalarda ismi geçen sahışlar mı?
İlhan Çelikay: Evet, menajeri ve ben / menajeri ve Korcan'ın hayatında görmediği adamlar.
Fatih: Korcan'a sorulan sorular genellikle menajeri Yusuf Turanlı üzerine yani?
İlhan Çelikay: Genelde değil neredeyse hepsi onunla ilgili.
Fatih: Bu bahsedilen menajer yani Yusuf Turanlı Sivasspor'da başka oyuncuların da menajerliğini yapıyor mu?
İlhan Çelikay: Yusuf Turanlı'nın başka hangi futbolcuların menajeri olduğunu bilmiyorum, lisanssız menajer olduğu için hiç bir futbolcunun imzası yoktur.
Fatih: Korcan'ın banka hesaplarında maç öncesi ya da maç sonrası olağan olmayan bir hareketlilik, buna dair gösterilen bir kanıt var mı?
İlhan Çelikay: Hayır kesinlikle yok, tüm ailemizin banka kayıtları incelenebilir. Zaten bu konuda herhangi bir soru sorulmamış.
Fatih: Korcan'ın ruh hali, morali nasıl, ne düşünüyor bu operasyonla ilgili?
İlhan Çelikay: Neden içeride olduğuyla ilgili en ufak bir fikri yok. Sürekli ben neden buradayım diye soruyor. Korcan kişiliği, karakteri itibariyle soğukkanlı bir insandır. Çok üzgün evet ama çok güclü bir sekilde bekliyor. Koğuşunda herkes de Korcan'ın suçsuzluğunu biliyor, hatta bu kişierin avukatları bize yardım etmek için başvurdular, hepsinin ifadesi Korcan'ın içeride olmasının hukuki olarak bir cinayet olduğu şeklinde.
Fatih: Kimlerle aynı koğuşta kalıyor?
İlhan Çelikay: Mecnun Odyakmaz, Serdal Adalı, Tayfur Havutçu, Bülent Uygun, Ümit Karan ve diğerleri... 13-14 kişi aynı koğuşta kalıyorlar.
Fatih: Korcan telefonlarının dinlendiğine dair bir şüphe duyuyor muydu?
İlhan Çelikay: Hayır. Futbolcu olduğundan dolayı cok arayan soran oluyor, bunların bir kısmı da maddi yardım beklediğinden dolayı maç haftası telefonunu değiştirmisti. Açıkçası ben Korcan'ın telefonunun hiç dinlendiğini düşünmüyorum, menajeriyle yaptığı konuşmalar vardır kayıt olarak sadece. Biz abi-kardeş olarak her gün konuşmuşuzdur, son zamanlarda bu görüşmelerin çoğu da araba alımı ile ilgiliydi, bu konuşmaların hiçbirinin kaydı yok mesela.
Fatih: Korcan Fenerbahçe maçında hatalı gol yemese sizce operasyon kapsamında gözaltına alınır mıydı?
İlhan Çelikay: Kesinlikle hayır. Maçtan sonra çok üzgündü, bir hafta terapi için yoğun çaba verdim. "Bu sezon 40 gol yedim ilk kez kişisel bir hatadan gol yiyorum ve bu maça denk gelmesi büyük bir şanssızlık benim için" diyordu.
Fatih: Korcan bu sene Sivasspor'da kiralık değil miydi?
İlhan Çelikay: Evet geçen sene ilk dönem Diyarbakirspor' da kiraliktı, devre arasından sonra 1,5 yıl olmak üzere Sivasspor'la kiralık olarak sözleşme yapmıştı.
Fatih: Size göre operasyonun amacı ne? Genel olarak diğer etkenler de düşünüldüğünde futbol dünyasından birisi olarak sizin izleniminiz nedir operasyona dair?
İlhan Çelikay: 14 Nisan'da çıkan bir yasa için 10 ay oncesinden takibe başlanılmasını siz nasıl yorumlarsınız ya da 22 Mayıs'ta biten Süper Lig'den sonra neden 3 Temmuz'da operasyon başlatılmıştır? Açıkça yasa varken şike yapıldığını görerek buna tahammül etmek suçtur. Beni diğer insanların ne yaptığı ilgilendirmiyor, benim canım, kanım kardeşim suçsuz yere içeride yatıyor şu an.
Kesinlikle bir kuruş, bir lira, bir araba, menfaatimiz yoktur, Korcan Spor Akademisi okuyan 23 yaşında Beşiktaş kalecisi olmuş, Sivasspor'da oynayan, A2 milli takımının kalecisidir. Hangi akla mantığa sığar en az 15 sene daha oynayabilecek birisinin bir araba için kendi kariyerini feda etmesi. Ailemizde böyle bir şey asla söz konusu olamaz. İtirazımızda da belirttigimiz gibi kesinlikle yargılamaya karşı değiliz ama 6 ay sonra Korcan serbest kalırsa bir sporcunun 6 aylık ve muhtemel geleceğini etkileyecek kaybını kim ödeyecek?
Fatih: Korcan'ı cezaevinde futbol dünyasından kimler ziyaret etti?
İlhan Çelikay: Ailesi, eşi dostu, Sivasspor camiasından bazı kişiler ve bazı eski hocaları ziyaret etti.
Fatih: Korcan'ın resmi olarak tutuklanma gerekçesi neydi?
İlhan Çelikay: Avukatımızın söylediğine göre Korcan'ın delil karartabileceği gerekçesiyle tutukluluğunun devamını istenmiş.
Fatih: Delil mi karartacakmış Korcan?
İlhan Çelikay: Evet bütün belgeler, Korcan'ın telefon kayıtları, banka hesapları ellerinde olmasına rağmen neyin delil karartmasıdır? Emniyette Korcan'ın üst düzey yetkililer tarafindan sorgusu bir gün önce yapıldığı halde bir odaya alınıp "senin suçsuz olduğunu biliyoruz ama suçluları bize açıkla" diye baskı yapılmış. Korcan bildiği her şeyi anlattığını defalarca söylemesine rağmen bu muamele yapılmış.
Fatih: Ulusal medyadan herhangi bir röportaj talebi gelmedi mi hiç size?
İlhan Çelikay: Radikal gazetesinden geldi, onlara verdim bir röportaj. Pazar günü yayınlandı, ufak bir yazı diyelim. Fotospor'dan geldi bir röportaj talebi ancak o da henüz gerçekleşmedi.
Fatih: İlgili ilgisiz herkesin konuştuğu televizyonlarda bu konuyla ilgili herhangi bir canlı yayına davet edilmediniz mi?
İlhan Çelikay: Hayır, avukatımız canlı yayına bağlanmak istemesine rağmen bir-iki kez programa ulaşamadık. Artık avukatımızın görüşleri doğrultusunda elimizdeki bilgi ve belgeleri paylaşacağız, bugün itibariyle korcancelikay.com sayfamız faaliyete geçti. Hiç kimseden bir çekincemiz ve veremeyecek tek hesabımız yok. Alnımız açık, içimiz rahat, Korcan'ı bilen bilir.
Fatih: Sorgu metinleri siz de ya da avukatınız da var mı?
İlhan Çelikay: Korcan'ın emniyet, savcılık ve hakime ifadeleri, Yusuf Turanlı'nın emniyet, savcılık ve hakim ifadeleri, itiraz dilekçelerimiz, Korcan'a hediye edildiği iddia edilen Mini Cooper'a ait belgeler, kredi talebine verilen red belgeleri, kaporanın bize iadesinin belgeleri hepsi bizde mevcut.
Fatih: Mini Cooper olayını gazetelerde görmüştük. Bu Mini Cooper olayı sorulmuş mu?
İlhan Çelikay: Korcan'a "Mini Cooper hediye edilmiş ne diyorsun?" sorusu sorulmuş, Korcan hiç bir bilgisi olmadığını söylüyor. Araç şu an Emniyet'te tutuluyor hâlâ.
Fatih: Kimin adına kayıtlı bu araç?
İlhan Çelikay: Başka bir şahsa ait. Korcan'a hediye edildiği iddia edilmesine rağmen araç başka birinin evinin önünden alınıyor.
Fatih: Korcan'ın bu şahısla bir tanışıklığı var mı?
İlhan Çelikay: Korcan'ın bu şahsı ne görmüşlüğü, ne ismini duymuşluğu var.
Fatih: Söylemek istediğiniz başka şeyler var mı? Benim sorularım bu kadar.
İlhan Çelikay: Basın inanılmaz bir karalama kampanyası uyguluyor. Korcan'la uzaktan yakından alakası olmayan konular Korcan'ın üzerine atılıyor, Korcan asla şike yapmaz.
Fatih: Teşekkür ederim İlhan Bey, kardeşiniz için tekrar geçmiş olsun umarım kısa sürede özgürlüğüne kavuşur.
İlhan Çelikay: Teşekkür ederim.
27 Temmuz 2011 09:12
Çok başarılısınız, takdir ediyorum.
27 Temmuz 2011 10:09
Biz neler yasiyoruz. Operasyon basladiginda Polis-Savci elele, medya da bildigimiz saldirgan, iftiraci, sorumsuz medya diyordum. Ama surada okuduklarimdan sonra bu ucunun yani Polis-Savci-Medya komplosu diyorum. Medya ya salak ya isbirlikci. Baska bir alternatif yok. Asil delil karartan da medya. Bu insanlari susturarak, montaj belgeleri gercek gibi sunarak isbirligi yapiyor bu infazda.
Oyunlarini bozacagiz! Size minnettariz.
27 Temmuz 2011 10:50
REZALET!!!
32 KISIM TEKMİLİ BİRDEN :)) YERSEN ...
SİYAH BEYAZ AMERİKAN FİLMLERİNDE OLUR ZANNEDERDİM,
SENARYO OLSA,İNANDIRICILIKTAN UZAK DERLER..
27 Temmuz 2011 11:07
Fetullahci emniyet medya'ya servis ediyor onlarda gerekeni yapiyor. Ozel yetkili savcilarda isi uzatiyor.
27 Temmuz 2011 11:31
ilk defa olaylara bu adamların ailelerinin oldugunu düşünerek. farklı bir gözle baktım. cidden çok yazık
27 Temmuz 2011 11:44
Olay Matrix serisini bile aşmış...
Kardeşi Fatih doğru söylemiş, 6 ay sonra serbest kaldığında bunun hesabını kim verecek?
27 Temmuz 2011 12:00
bir sorum var röportajı yapanlara, blog yazarlarına, hatta tüm yorumculara. eğer korcan bu duruma Fenerbahçe maçı'nda olanlar yüzünden düşmeseydi, Fenerbahçe de tehlike altında olmasaydı bu röportaj burada yer bulur muydu? Bilakis Korcan'ın bonservisinin Beşiktaş'ta olmasından ötürü Lube Ayar'a yapılacak kinayelerle bıyık altından gülünmez miydi? Tahrik gibi düşünmeyin sadece bu soruyu sormak istiyorum, çünkü bana hiç samimi gelmiyorsunuz.
27 Temmuz 2011 12:56
Bir yerde Yusuf Turanlı yerine Kıratlı yazılmış, bilginize.
Benim aklım dondu artık. Almıyor bu yapılanları. Gerçekten her şeyi bağlayabildiğim tek bir nokta var. Yoksa bu kadar mantıksızlığı kendime izah edemiyorum.
27 Temmuz 2011 13:44
"senin suçsuz olduğunu biliyoruz ama suçluları bize açıkla"
neyin kafası bu?
hani çok kuvvetli deliller, ağzı açık bırakacak, mideye kramp sokacak, ayakta uyuşukluk, belde ağrı, kalpte yorgunluk, akıllarda durgunluk bırakacak deliller, belgeler, fotolar, tapeler vardı?
madem müthiş deliller var, neden başkasının ağzının içine bakarsınız, neden birinden itiraf beklersiniz ki?
ulan allah belanızı versin be.
27 Temmuz 2011 13:58
@threepoint fenerbahçe bu işlerin içinde yer almasaydı muhtemelen biz de 3 temmuzdan beri hergün f5 le bilgisayar başında oturup iç sıkınıtısyla yaşamak zorunda kalmazdık,muhtemelen de olaylara kayıtsız kalmamakla beraber kulüp olarak doğrudan hedefinde olmadığımız bir şeye bu kadar dahlimiz olmazdı doğal olarak. samimi bulup bulmamak sizin takdiriniz blog arşivine bakarsanız beşiktaş taraftarına yapılan biber gazlı müdahaleyi de galatasaray taraftarının fenerbahçe aleyhine pankartına izin vermeyen polis ve federasyonu da eleştirdiğimizi görürsünüz. samimi bulup bulmamak sizin görüşünüz aklımızı zaman zaman renk sevdasına versek de vicdan konusunda kalbimize perde inmez
27 Temmuz 2011 14:23
@threepoint
Soruyu dondurup sana sunu sorabiliriz belki: eger Korcan'in adi denizlispor ile ilgili sike soylentilerinde anilsa ve bundan dolayi denizlisporlu bir kisim taraftar yukarida gecen roportaji bloglarinda yayinlamis olsalar acaba sen gidip o insanlarin da samimiyetsizliginden dem vurur muydun? Yoksa aninda samimiyetsizlik tespit eden bunyen Fenerbahce icin daha mi keskin kokular aliyor? Yoksa sen de mi samimiyetsizsin?
Eger hayatta bulunmanin, nefes almanin temel gayesi mevkisi, pozisyonu, kulubunden bagimsiz bir adalet teskil etmek arzusuysa saygi duyulmasi gerekir elbette, lakin buraya gelip cemkirmek yerine once ziyaret edilmesi gereken bir suru kurum, kisi, ve websitesi var memlekette, buna emin olabilirsin.
27 Temmuz 2011 15:30
Haber Fanatik'e çıkmış bu arada:
http://fanatik.ekolay.net/Kardesim-sucsuz-yere-iceride_3_Detail_27_232612.htm
27 Temmuz 2011 15:37
Bu roportajı yapan 3 temmuzdan beri fenerbahçe için çalışıp adaletin yerini bulması adına çaba sarfeden herkese tesekkur edıyorum sizin gibi taraftarları gördükçe bu zamanları hep beraber atlatacağımıza dair inancım daha da artıyor
27 Temmuz 2011 16:05
@threepoint
taraf olma kaçınılmaz olarak yaşanılan süreci kendi merkezinden algılayarak yorumlamayı ön gerektirir doğrudur !
AMA bu durum yaşanılan süreci kaçınılmaz bir şekilde kendine yontma, kendi çıkarına kullanma sonucu doğurmayabilir.
bilakis insanlık tarihinde adaletsizliğe taraf olmanın bir vicdan inşası ve varolan çelişkilerle mücadele etme duyarlılığı yaratması o kadar sık görünen bir durumdur ki.
insanlık hz. isa'yı, hz. muhammed'i vb'larını boşuna hafızasına nakşetmedi.
neden mi?
çünkü zamanlarının otoritesine ve yarattığı adaletsizliğe tarafsız kalamadılar.
http://papazincayiri.blogspot.com/2011/07/besiktas-taraftarna-mektup.html?showComment=1310720562656#c4724890576228361608
bizler taraf olmamızı :
aziz yıldırım'ın suçsuzluğunun ispatı
fb'nin küme düşmekten yırtması
için kullanmıyoruz.
açıkça da söylüyoruz :
suçu maddi delillerle ispatlanabildikten sonra bu operasyonun taraflı olarak hazırlandığını görüyor olmamıza rağmen şeriat'ın kestiği parmak acımaz diyoruz.
AMA adaleti ve insan haysiyetini ayaklar altına alarak toplumu belirli yönde koşullamaya çalışan iddia makamının ve medyanın yürüttüğü operasyona karşı tarafız.
sizlerden daha duyarlı, daha adaletli olduğumuz için değil; taraf olmanın psikolojisi ile tüm insanlar için tarafsız kalınamayacak bir adaletsizlikle karşı karşıya olunduğunu iliklerimize kadar hissettiğimiz için bunları yazıyoruz.
size düşen bu sınırlar içinde bize hakkaniyetli eleştirilerinizle vb yollarla katılmak/destek vermek ya da kendinizce oluşturduğunuz tarafsızlık/taraflılık zırhının altında yaşamınızı sürdürmek taa ki hukuksuzluk sizin kapınızı da çalana kadar.
27 Temmuz 2011 16:12
@fatih
açıklamaların için teşekkürler. korcan'ı da ilhan'ı da tanıyan, seven bir Beşiktaşlıyım. Korcan'ın şike yaptığına inanmıyorum, hatta Tayfur'dan daha alakasız bir şekilde tutulduğunu düşünüyorum. Arşive bakacak vaktim yok ancak senin de belirttiğin üzere "taraftarlık" adına attığınız postlar güzel, lakin bu röportajın samimiyetini sorgulamamı engellemiyor, kaldı ki belirttiğiniz üzere meseleye Fenerbahçe 1. sıradan müdahil olmayacaktınız. Üslubun için ayrıca teşekkürler.
@mel
Cevabın çok sert, maksatlı olmuş. Fenerbahçe'yle alıp veremediğim, Denizlispor'dan fazla, Galatasaray'la eşit... ancak sorduğun soru, yine "Fenerbahçe düşmanlığı"na geliyor. Beşiktaşlılar, sevmedikleri bir başkan tarafından yönetiliyor 7 yıldır, bahsettiğin düşmanlığı körükleyen. Azıcık kafası çalışan Beşiktaşlılar bu adamı sevmiyor, yarattığı sunî düşmanlığı desteklemiyor. Aziz Yıldırım ve Ali Şen gibi 2 faktöre rağmen birçok Beşiktaşlılar'ın GS'ye olan antipatisi Fenerbahçe'den hala daha yüksek. Ve bu bahsettiğim 7 sezonluk süreçte Beşiktaş hiçbir kez şampiyonluk için Galatasaray'la mücadele vermedi, biraz da bu yüzden bu düşmanlık beslendi. Ama altını çizmek isterim, bu düşmanlıktan birçok Fenerbahçeli'nin içten içe memnun olduğu. Zira rakip tarafından nefret edilmek, bir anlamda da ulaşılmazlık göstergesi. Nitekim senin yorumundaki "Fenerbahçe olunca mı" sorun da bunu gösteriyor.
Bu postu İlhan'ın en yakın arkadaşı paylaştı Facebook'ta. oradan gördüm, eskisi kadar blogları takip edemediğimden buraya da uğramıyorum. Ve röportajı okuyunca da üstteki gibi yorumladım, bu olayda Fenerbahçe olmasaydı çok çok büyük bölümünüzün Korcan umrunda olmayacak, İlhan'ı tanımayacaktınız bile.
27 Temmuz 2011 16:23
ya of tamam samimi değiliz ya. korcan'ı da tanımazdık. ondan şimdi korcan'ın haksızlığa uğramasına hep beraber sessiz kalmalıydık ama samimiyetsiz, taraflı, holiganlar olduğumuz için korcan'ın abisiyle röportaj yaparak esasında hakkında MÜTHİŞ SÜPER ÖTESİ İNSANIN GÖBEĞİNİ ÇATLATAN deliller bulunan Korcan'ı filan savunuyoruz, bunu da 3 senedir bu blogda 1200 post yazan biz yazarlar filan bilmiyorduk, feysbuktan gördüğü linkle buraya gelip, tek bir röportajı okuyup ondan sonra da hakkımızda hüküm verebilecek tüm melekelerle donanmış, objektif, beşiktaşlı, dünya iyisi, alemin kralı kardeşimiz söylüyor.
bu ne özgüven ya, bu ne fütursuzluk, bu nasıl bir ego ya?
arkadaş şu yazıyı okuyup "samimi mi değil mi" gibi salak sulak, ispatlanamaz, insanları zan altında bırakan yorum yapmak yerien "ulan korcan içeride, şu an adam tutuklu, hapishanede ve bunun BİR TANE DOĞRU DÜZGÜN SEBEBİ YOK, böyle şey olur mu" diyemiyorsun ve sonra samimiyet bekliyorsun.
habertürk okuyun abi, münevveri kesen testereyi bastılar, baransu okuyun bak cep telefonuyla helikopter düşürme teknikleri, akşam da serhat ulueren var tv'de, objektif, samimi.
hay ya.
27 Temmuz 2011 16:32
@aethewulf
çok özür dilerim gerçekten. keşke yorum yapmasaydım. yorumundaki cümleleri, "salak sulak yorum yapma" gibi lafları duymayı istemezdim ben de.
burada tek bir post okumadım, onu nereden çıkardığını bir bilsem, belirttiğim üzere eskisi kadar blogları takip edemiyorum.
Eleştirilerindeki bazı kısımlar o kadar kötü ki cevap vermeyeceğim. Daha evvel de dediğim gibi, Korcan'ı veya İlhan'ı savunmak için bu postu attığınızı düşünmüyorum. Bu eleştiriyi kabul etmek bu kadar mı zor hocam? Bu ne agresiflik? Ne alemin kralı olmamız kalmış ne dünya iyiliğimiz.
3-4 yıl önce her yer dutlukken bloglarda, 5-6 yıl önce de sözlükte iyi niyet ve hoşgörü vardı. O günlerin hatrına, bir kez daha özür dilerim burada bu yorumları yaptığım için.
27 Temmuz 2011 16:38
o değil de bir röportaj bu kadar net bu kadar başarılı bu kadar doğru sorularla mı olur. aranızda gazetecilik okuyan oldu mu arkadaş? tebrik ederim. samimiyim:)
27 Temmuz 2011 16:47
ben artık gerçekten bazı şeyleri anlamıyorum. bir takım insanlara gidip samimiyetsizsin, umrunda olmazdı filan diyorsun, buna dair tek bir delilin yok, sonra buna kızılınca da "bu ne hoşgörüsüzlük!"
ben mahallede büyüdüm. hukukçuyum. arkadşa ben gidip kahvehaneye biri ir şeyler söylerken "yapma mehmet abi samimi değilsin, samimiyetsizsin" desem olay çıkar. illa kavga dövüş olması gerekmiyor, tadımız kaçar. bunlar hafif şeyler değil ki?
yani sonra kızınca da diyorsunuz ki "çok agresifsin."
ne diyelim?
yani "teşekkür ederiz vallahi samimiyetsiz, riyakar, yalancılar olduğumuzu fas ettiniz, elinizden öpmek istiyoruz" diyip sarılalım mı?
anlamadım ki nasıl çevrelerde, nasıl insanlarla, nasıl yaşıyorsunuz?
27 Temmuz 2011 16:58
riyakar yalancıyla, samimiyetsiz aynı manalara mı geliyor? samimiyetsiz demişim, sonrasında da açıklamışım neden olduğunu.
ne demek "anlamadım ki nasıl çevrelerde, nasıl insanlarla, nasıl yaşıyorsunuz"? anlat dersen özelden sözlükte anlatayım, bu nasıl bir cümle, senin bu cümlen düpedüz hakaret ama sen benim dediğimi hakaret gör.
çok merak ediyorsan, Bafra'da mahalle arasında büyüdüm ben de. kahve ağzını iyi bilirim, tahminim senden de iyi bilirim.
sonra cümleye bak, sarılalım mı diye biten. ya niye sarılacaksın böyle saçmasapan bir şey mi olur?
neyse aldım yorumumu geri diyorum sana, benim samimiyetsiz, zira kalktım tutmadığım takımın taraftarlının sahibi olduğu bir blogda yorum yaptım, benim samimiyetsiz çok pardon.
27 Temmuz 2011 16:59
threepoint i anlıyorum aslında. demek istediği " bu kadar adaletsizlik oluyorken, olacakken şimdi mi aklınıza geldi " demek isityor herhalde.
tabii ki bu olay olmasaydı bırakın Korcan'ın kardeşini ben Korcan'ı bile tanımıyacaktım. konu Fenerbahçe ile alakalı olmasaydı burada yazılmayacaktı. Bunlar gayet doğal şeyler. Fakat ortada duran büyük sorunu görmezden gelip, böyle hafif iddialarla gelip bu güzelim söyleşiyi böyle eleştirmekte insafsızca.
örgütlü toplum diye diye insanların canları çıktı. Türkiyede bi tane futbolcu sendikası olsaydı da Korcan'ın kardeşiyle söyleşiyi onlar yapsaydı. yada tutuklamalarda yaşanan olaylara karşı bir örgüt olsaydıda onlar harakete geçseydi. Fenerbahçe taraftarı kendiliğinden örgütlü. ben şu haksızlıklara karşı çıkacam diye girmedim bu taraftar gurubunun arasına ama süreç bizi bu hale getirdi. ne kötülük var bunda, helal olsun şu blog yazarlarına, hiçbişi yapmamaktan iyi değilmi bu söyleşi. olaya sadece Fenerbahçe açısından bakıp, böyle yorum yapmak ne kadar utanç verici.
bundan sonra ülkede yaşanan her tutuklamaya gözlerimi dikip bakmıyacağız, tamam. ama; halkımızda görsün, örgütlü olursan yalnız kalmazsın, birileri senin için didinir, uğraşır. ne mutlu ki Fenerbahçe taraftarı çalışıp çabalıyo. zorla kafaların içine sokulmak istenen oyuna karşı çıkıyo.
27 Temmuz 2011 17:16
@uzerindeyuregindenbaskamuskatasimayan
yorumunu atlamış gibi olmayayım, adaletsizlik gördüğümüz üzere bizim de kapımızı çalmış zaten. sade vatandaşlarız, dosyaya hakim olmayı bırak görmemişiz bile. o gece Tayfur, Adalı ve Ateş tutuklandığı gece adliye kapısındaydım. olacakları kendim görmek istedim, kimseden duymak istemedim, biraz da geç gittim. tepkisiz kaldım, ne destek ne protesto, zaten dağılmış haldeydim 2'sini de yapabilecek durumda değildim. destek olmadı ama protesto edenler tepkiyle karşılaştı. sonra delil diye önümüze sunulanlar bize saçma geldikçe aramızdan destekçi olmaya başlayanlar oldu. Beşiktaş'ın adını bu olayda geçirdikleri için çok kızgınım bu 3 kişiye. Sadece de olacakları bekliyorum. Sana da teşekkürler son olarak, hala bloglarda hoşgörünün ihtiva edildiğini gösterdiğin için.
27 Temmuz 2011 17:38
@threepoint
Kusura bakma ama simdi yazacaklarim daha agır olabilir. Buraya gelip konunun iceriginden bagimsiz yorumlar yapmaya kalkiyorsun, insanlari samimiyetsizlikle sucluyorsun, roportajin tartisilmasina ket vuruyorsun. Ustune ustluk bu minvalde yorumlarina bu blogda nasil yazilar ciktigini takip etmedigini itiraf etmene ragmen devam edebiliyorsun, ve hala bu blogu olusturan ve kullananlardan ozur dilemeyecek kadar kibirli ve ukalasin. Troll musun, bilemiyorum, ama degilsin gibi davraniyorum, belki de uc haftanin sonunda cogumuzun icinde biriktirdigi enerji basip gitmeye izin vermiyor.
Burada gelip haftalardir dogru durust bir bicimde ve uslupla Fenerbahce'nin hakkini hak ve hukuk icerisinde arayan insanlari kendine hedef almak yerine senin de sucsuz oldugunu dusundugun Korcan'i savunmaya calissan, hem de bunu bir Besiktasli olarak yapmaya kalkissan belki hem bizim, hem de kendi gozunde buyuyebilirdin, ancak bunu beceremeyecek kadar nefret dolusun. Cumlelerini ozenle secip serpistirmen bu olagan muhalefeti gizlemeye yetmiyor.
Ha bir de ekleyeyim - bu blogda yazanlar Fenerbahce'yi seviyorlar, Fenerbahce'yi sevdikleri icin bu blogun adi papazincayiri, Fenerbahce'yi savunmak istedikleri icin gunlerdir sayfalarca yazi yaziyorlar. Bunu gizleyen saklayan yok, isteyen gelip neyin ne oldugunu anliyor zaten. Ancak madem insanlari samimiyetsizlikle suclayabilecek kadar pacalarindan samimiyet damliyor, o zaman bir zahmet su olaylar basladigi gunden itibaren buralara takilsaydin da "Besiktasli durusu"ndan bagimsiz bir samimiyet gosterisi izleyebilseydik.
27 Temmuz 2011 17:56
yahu sen samimiyetsiz değilsin, sen gayet samimi bir şekilde bizi samimiyetsiz olmakla itham ediyorsun bunu da "normal" zannediyorsun? samimiyetsiz ne demek? söylediğine inanmayan, normalde sergilemeyeceği bir duruşu gösteren, savunmayacağı fikri savunan, konjuktürel olarak hareket eden insan demek. riyakarlıktır bunun bir diğer adı. bizi böyle olmakla itham ediyorsun bu da sana göre çok "normal"
kardeşim samimiyet ölçeri misin? sana mı beğendireceğiz kendimizi? kimsin sen? samimi değilsiniz diyorsan bunun da bir ispatı olmalı, nerede değilmişiz, neye inanmıyoruz da ne yazıyoruz.
hipotetik çıkarım "bu olay bilmemkimin başına gelse umursamazdınız" e kardeşim geldi? serdal adalı ile benim ne alakam var? ama burada ben savundum, twitterda 30 tane yazı yazdım. ahmet şık ile benim ne alakam var? ama savundum, yazdım? beşiktaş taraftarı dayak yediğind epolisten gene yazdım? ne alakam var? bana ne demedim.
yahu adam basbas bağırıyor kardeşim suçsuz yere içeride yatıyor, kendisine sorulan soruların kendi yaptığı bir şeyle bile alakası yok diye, bunu görmüyorsun da papaz samimi mi değil mi?
velev ki samimi olmayalım, şu işin değerini düşürür mü? buna mı bakacaksın? adam tecavüze uğruyor, tecavüze uğrayana biz bakıp "aa tecavüz ediyorlar" diyoruz, sen çıkmış diyorsun ki "bilmemne yengeye etseler böyle demezsin ama"
sonra da bir de alınıyor "niye bu kadar sert cevap verdin"
hakikaten anlamıyorum arkadaş, teletubby gibi samimi samimi sarılın birbirinize siz, biz ortadaki tecavüzle uğraşmaya devam edelim.
27 Temmuz 2011 18:03
sevgili threepoint@
Samimimyet kavramından ne anladığını bize söylesende, bir yorumcu olarak beni ve diğerlerini yormasan.
Blog üzerinden, her ne kadar tarafta olunsa, haksızlıktan sikayet etmenin, haksızlığa isyan etmenin neresi samimiyetsiz işte ben onu hiç anlamadım anlamıyorum.
Galatasaray camia olarak bu uygulamanın dışında kaldığı için istediği gibi konuşuyor. Beşiktaş ise Milliyet ve Vatan gazetesi sayesinde meramını rahat anlatabiliyor, söyle sesimizi öyle veya böyle duyurmaya çalışan bir taraftar olarak biz ne yapalım?
Baştan aşağıya yanlışlarla dolu olduğu düşündüğüm bir soruşturmanın sonucu, verilecek kararın, içimiz yansada, midemiz acısada kabul etmeyeceğimizi mi zannediyorsun?
Veya
Empati denen bir kavram var, sen haksızlığa uğradını, linç edilmek istendiğini düşünsen, bir taraftar olarak sen ne yapardın?
Sonuçta röportaj yapılan kişinin kardeşi şampiyonluğu belirleyen son maçta bilerek hatalı gol yemekle suçlanan ve bunun sonucu maddi kazanç sağladığı idda edilen kişidir.
Keşke bu röportajı samimiyetsiz bulacağına tutuklamalardan bir kaç gün sonra gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanan ve röportaja konu olan kişinin "meydancı" olduğu haberlerini samimiyetsiz ve ahlaksız bulsaydın.
27 Temmuz 2011 18:21
@ mel ve @samael
korcan için sözlükte girdiğim entryler http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=korcan+%C3%A7elikay&a=sr&kw=korcan&au=threepoint
sonradan altına bir şey yazamadım, twitter'da kısa kısa yazdım zaman yokluğundan, biraz da yazdıklarıma dikkat edebilmem için. twitterım nickin aynısı zaten. en başta da dedim, bloglara eskisi kadar bakamadığımı, bugün tesadüfen arkadaşımın verdiği linkten girdi.
elbette tarafsızlık beklemiyorum, Fenerbahçe blogu burası, taraftardan tarafsızlık beklemek elbette büyük saflık. ama sorun bu değil, burada lube ayar'ın görüşlerine, görüntülerine yer verildi gördüğüm kadarıyla. Fenerbahçe'nin şike yaptığı gündeme geldiğinde "ama 2004'te de Beşiktaş..." deyip yıllardır gelemeyen ama onun beklediği popüleriteyi sağladı kendisi. Bu sefer de Fenerbahçe'nin şike iddiası Korcan'la aynanın diğer tarafına geçilerek reddediliyor. Geçen sene Murat Şahin'e de saçmasapan laflar edildi. Efsanevi Antalyaspor maçından sonra tribünlere kahraman gibi çağrılan o adamın şerefiyle o tribünde oynayan varsa, laf eden varsa Allah müstehakını versin.
Samimiyet kavramı için durumu ters düz edip baktığımızda da aynı duruşu gösterebilmek gerekliliği diyebilirim. Şampiyon olunan bir maçtan veya kazanılan bir seçim zaferinden sonra itidalle, ortamı yatıştıran cevaplar görebiliriz, çünkü kazanım vardır. Peki ya kaybedildiğinde? Ne Rüştü'nün şerefi kalır ne Toraman'ın, sakın yanlış anlamayın blog için demiyorum, rastladığım kişilerden seçmelerde bulunuyorum.
ben "samimiyetsizlik" kelimesinin küfür gibi algılanacağını düşünmüyordum. zaten soru sormuştum, sizlere yöneltmiştim. bunu başarabilmek bu kadar zor değilmiş, süper cevap verenler oldu, soruyu geri yöneltenler ve "nerede yetişir kimle yaşarsınız", "teletubby gibi kendinize sarılın" diyenler oldu. Son sırada saydığım ki sadece aeuthewulf o cümleleri kurdu herkese teşekkür ettim, uğradım gidiyorum.
@aeuthewulf
cevap veresim hiç kalmadı. özelden yazarsan oradan yazarım.
27 Temmuz 2011 18:29
@samael
"Baştan aşağıya yanlışlarla dolu olduğu düşündüğüm bir soruşturmanın sonucu, verilecek kararın, içimiz yansada, midemiz acısada kabul etmeyeceğimizi mi zannediyorsun?"
bunda ne kadar ciddisin?
ben kabul etmem.. eğer rakip taraftarların endişesi buysa haklılar, kesinlikle kabul etmiyorum ben..
kabul etmeyerek napabilirsin?
ülkeye dava açarım tahminen..
27 Temmuz 2011 18:52
yazıklar olsun diyorum evet ben FENERBAHÇELİYİM sırf aziz başkanı bitirmek için uçsuz insanları içeri aldınız ya yukarıda allah var
28 Temmuz 2011 00:08
rene gallimard
Sevgili kardeşim
Sonuç itibarıyla bu soruşturma bir yanıyla adliyelik oldu,diğer yanıyla da bomba halinde "etik kurulun" kucağında duruyor.
Ben aksini dahi düşünmek istemiyorum, kimseyede sempatik görünmek gibi bir çabamda yok.
Ben KARIN AĞRILARI içerisinde 5 tane final maçı izledim.İçimde en ufak bir şüphe dahi yok.
Ama sonuçta bir karar verilecek, ne kadar adaletsiz bulsakta, ne kadar inanmasakta, ne kadar kabul etmesekte bu karar verilecek.
Benim temennim tabi ki adaletin yerini bulması ve bu süreçten aklanarak çıkmaktır.
Fakat olası aksi neticenin de sonuçlarına öyle yada böyle katlanmak zorundayız.
Yeniden ayağıya kalkacak gücü kendimizde bulmak için buna mecburuz.
İşte benim "içimizde yansada, midemiz acısada" dan kastım budur.
28 Temmuz 2011 09:09
@threepoint
insanlar bu donemde tabiki taraf olcaklar. Su an zaten medya Fenerbahcenin aleyhinde insanlar nerden ogrenecekler bu olayları? Korcan'ın avukatı baglanamamıs iste programlara. Bunun ustune o yorumu yapıcak bir durum yok ki olay gayet basit.
28 Temmuz 2011 17:42
D&D'ye aşina olanlar bilirler , Mind Flayer denen yaratıklar vardır ,bilmeyenler için de şöyle açıklayalım, toplumlarının merkezinde bunları yöneten bir "elder brain" olan, ortak bir aklı paylaşan, bireysellik kavramını aşmış yaratıklardır bunlar.
Rakip takım taraftarları da Fenerbahçe taraftarını böyle görüyor, son zamanlarda ben bunu algıladım. Samimiyetsizsin kardeşim... E neye göre? Çevremde bir tane Fenerli var o samimiyetsiz demekki siz ve bütün Fenerbahçe taraftarı da samimiyetsizdir. E ama bak biz daha önce şöyle şöyle durumlarda şunları yazdık şunları söyledik. Yok ben onları okumadım ama , benim çevremde gördüğüm Fenerli böyle demekki siz de böylesiniz...
Böyle bir tümevarıma ulaşabilecek kafaya sahip olan arkadaşları çok tebrik ediyorum, afferim çok güzel düşünmüşsünüz canım kardeşim...
28 Temmuz 2011 18:06
Siz şimdi sorgulayın bakalım ileride sizi de sorgulayan olur. Şu halde orada yatanların çoğu suçsuz çıkarsa ki çıkacak eminim, o zaman ne yapacaksınız. İşte o zaman Fenerbahçe taraftarı devreye girecektir. Herkese cevap verilecek herkese. Akşam yatağına "ohhh Fenerbahçe küme düşecek seneye şampiyonuz" diyenler de unutsun bu düşünceleri, olduğumuzdan daha güçlü geliyoruz...
29 Temmuz 2011 05:53
Vallahi Helal olsun size, şu kirli medya görsün de biraz ilham alsın, eline emeğine sağlık diyorum Fatih kardeşim.
29 Temmuz 2011 13:48
Bu blog işini yavaştan terkedin. şöyle haftalık yayınlanacak bir gazete olarak başlayın derim fatih:D
Gazetelerin ve "gazetecilerin" yapması gerekenler burada.
29 Temmuz 2011 14:59
ilhan'ı da soruşturma kapsamında gözaltına almışlar. Ahlaksızlık, yüzsüzlük yapıp son 30 yılın medya ezberiyle "Papazınçayırı gündemi belirlemeye devam ediyor!" derdim ama durum vahim, operasyon umarsız ve cani, insanlar adaletsizlikten, hukuksuzluktan tatmin olur vaziyette, bu yüzden Türk Medyası aymazlığı yapamıyorum..üzülüyoum sadece, yarınlara, geçmişe, herşeye üzülüyorum.
30 Temmuz 2011 08:58
Inanilir,gibi degil yil 2011!yazik