Emniyetin Amacı Ne?



Türkiye’de masumiyet karinesi kavramı tersine işliyor. Polis sizi gözaltına aldıysa kesin suçlu oluyorsunuz, masumiyetinizi ispat edebilecek kadar uzun ömürlü ve şanslıysanız yargılama sonunda masum olabiliyorsunuz. Evrensel hukuka göre masumiyet ilkenizin devam ettiği gözaltı ve tutukluluk süresi boyunca emniyet sizin itibarınızı zedeleyebilecek her türlü görüntüyü medya yoluyla sızdırma, servis etme hakkına da sahip.

Hakkında herhangi bir hukuki karar olmayan Aziz Yıldırım’ın hastanede atletle resmini yayınlamak, gözaltına alınış anını göstermek, emniyetteki resmini medyaya sızdırmak tipik itibarsızlaştırma hamleleri. Emniyetin başından beri hüküm verdiği bir soruşturmayla karşı karşıyayız. Kamuoyu algısını sağlam tutup Fenerbahçe’nin düşürülmesi için federasyona baskı yapmak konusunda ilk günden müthiş bir çaba gösteriyorlar. Bahsettikleri sağlam deliller, güçlü deliller, valla öyle böyle değil çok sağlam deliller onca şey sızdırmalarına rağmen hala ortada yok. 19 maçta şike tespit ettik diyen adamların elinde bir tane futbolcu var. Ona da isnat edilen suç hakkında avukatlarından duyduğumuz kadarıyla somut hiçbir delil yok.

Emniyetin hüküm verme sonuç açıklama gibi bir yetkisi yok, “19 maçta şike tepit ettik” diye açıklama yapması yargıyı da kendisinin verdiğinin en net göstergesi. Şike tespiti gerekçesiyle dosyayı savcılığa gönderdik, ya da şike şüphesiyle savcılığa gönderdik, değil "şike tespit ettik" diyorlar. Amaçları belli kamuoyu algısıyla bir an önce Federasyon tarafından verileceğini umdukları kararı etkileyebilmek. Emniyetin dünkü açıklaması aşağıda:


İstanbul Emniyet Müdürlüğü olarak organize suç örgütlerine karşı geçmiş dönemde yürüttüğümüz ve birçok organize suç örgütünün çökertildiği başarılı operasyonlara, hassasiyetle ve titizlikle devam edilmektedir. Bu mücadelemizde vatandaşlarımızdan aldığımız büyük destek bizi son derece memnun etmekte ve motivasyon kaynağımız olmaktadır."
Açıklama bu, halktan aldıkları destekle motive olup tüm kulübün kapısına kilit vurabilirler demek ki. Emniyet Müdürlüğü halk desteği falan sağlamayı bırakıp böyle saçma sapan demeçler vermek yerine, hukukun temel ilkelerini yerine getirsin, kolluk kuvvetlerine verilen yetkinin dışına çıkıp bilgi belge kanıt toplama görevinin ötesinde hüküm veren saçma sapan açıklamalar yapmasın. İnsanların ev arama görüntülerini, şubede savunmasız halde çekilen fotoğrafları medyaya servis etmesin. Fenerbahçe hakkında bize kanıt diye sunulan şeylerle alınabilecek bir karar temiz futbolun falan önünü açmaz. Bursa taraftarının 7 senedir ortada herhangi bir idari karar falan da yokken soğumayan haksızlığa uğramışlık psikolojisini, bu kanıtlara dayanılarak verilecek bir ceza sonrası Fenerbahçe taraftarında belki yüz kat daha şiddetli bir şekilde göreceğiz.

Besmele gibi sürekli her yazıda bunu söylemekten bıktık ama vicdanı kararmış kör fanatik olmadığımızı dolayısıyla ortada şike suçu varsa ve bu net bir şekilde kanıtlarla ortaya konularak ispat edilebiliyorsa derhal küme düşürülmeye hiçbir itirazımızın olamayacağını belirtelim. Şunu da ilave edelim şike konusunda suçlu bulunduğu halde yok marka değeri, yok ligin toplam kalitesi, medya ilgisi falan gibi gerekçelerle -30 puanla lige başlama pazarlığı yapan Fenerbahçe yöneticisi ya da taraftarı çıkarsa şike yapmış kadar aşağılıktır benim gözümde.

Aklı selim sahibi taraftarı tatmin edecek deliller varsa koyun önümüze, yoksa uyduruk delillere inanıp centilmen olmamızı uysal koyun gibi başımıza önümüze eğip kaderimize razı olmamızı beklemeyin. İnsanların en büyük tutkularından biriyle bu kadar pervasızca oynayabilmenin böylesine manipüle edebilmenin bir bedeli olmalı.


11 comments:

  1. serpil dedi ki...

    tutuşmaya başladılar diğerf klüpler.. ee fenerbahçe nin etinden sütünden faydalanın.. küme düşmesin ama -30 puanla başlasın.. yok ya biz 1. lige gidiyoruz, birtek kirli biziz siz ise ak takımlarsınız.. hadi bakalım biz olmadan ne yapacaksınız?

  2. sincera dedi ki...

    Serpil'in dediği gibi şampiyonluğumuzu alıp, Avrupa'ya göndermeksizin bir süper ligden başlatacaklarsa, "Pardon biz yokuz diyelim." Biz olmayalım ak pak takımların arasında. Bankasya yollarında destek olalım.

    Yıllardır söylemden öteye gitmeyen havuz bozma olayı da eyleme dönüşür.

  3. Simone dedi ki...

    İspatlasınlar, küme düşürsünler Fenerbahçenin olacak olan maddi kaybı havuzu bozup kendi yayın haklarımızı kendimiz sattığımızda 3 sene içinde kaybettiğinde 2 kat fazlasını kazanır kulüb zaten %58 digiturkten kutu alan FB taraftarı, FB kulübü kendi satarsa yayın haklarını satarsa %95 oranında da alır hemde daha iyi kar eder. FB neredeyse bizim için süperlig oradır bırakalım onlar düşünsün FB yayın hakları olmadan ne yapacağız diye. Eğerki ispatlanırsa bu diğer takım taraftarlarını da anlamıyorum utanın diyorlar bide niye utanayım ulan o kadar paraya o kadar yatırıma rağmen hala gidip illegal yollara bulaşmışsa yöneticiler ben napayım, sanki ben git maç ayarla dedim. Kaldı ki şu kanun çok değil 5 sene önce çıksaydı sözde büyük kulüblerimizin hepsi bir bankasya ziyaret edip gelmişti çoktan. Kendi takımlarını sütten çıkmış ak kaşık zannedenler hayal dünyasında yaşıyor. Tek isteğim Aykut Hoca takımın başında kalsın da altyapıya biraz daha önem versin. Yeni gelen yönetim Aykut Kocamanı hırpalamasın. Gerekirse fazlalık yabancılar kabul ederlerse kayseri, ibb gibi kulüblere kiralanırlar 1 sene.

  4. gumgumok dedi ki...

    Daha önce aşağıdaki yorumu başka bir yazıya koymuştum ama bazı yerler farklı anlaşıldığı için kaldırıp düzenledim. Yukarıdaki yazıda bahsedilen gerçeklere rağmen gözleri Aziz Yıldırım nefretiyle kör olan ya da geçirdiği şoktan dolayı tepkisiz hale gelmiş fenerbahçelilere de birkaç şey söylemek lazım.
    ***
    Aşağı mahallelerin sakinleri toplanmış, yanına polisi, birkaç kabadayıyı alıp bizim mahalleyi ateşe vermeye gelmiş. Nedir diyoruz? Söylediklerine göre bizim muhtar, birkaç hırsızla anlaşmış; bu hırsızlara aşağı mahallelerdeki birkaç evi soydurmuş ve ganimetleri bizim mahalleye getirmiş. Bizim mahalle şaşkın. Zaten varlıklı bir mahalle. Kimse hırsızlığı kendi mahallesine yakıştıramıyor tabi ki. Yapan kimse cezasını çeksin diyoruz. Muhtar bizim muhtarımız olduğu için de bir bedel ödenecekse mahallemiz toplanır, öderiz diyoruz. Ama önce bir karakola gidelim, sokaktaki kamera kayıtlarına bakalım, hırsızları bulup konuşturalım, evi soyulan evsahipleriyle görüşelim; ondan sonra neyse yapılması gereken yapılır diyoruz. Ama aşağı mahalleliler kararlı. 'Mahalleyi yakacaklar'. Bazılarımızsa hırsızlıkla suçlanan muhtardan öyle nefret ediyorlar ki ve bu nefret öyle bürümüş ki gözlerini, aşağı mahalleninin tüm mahalleyi yakmasına bile içten içe seviniyorlar. Yeter ki muhtar gitsin.

    Bu iş, basit bir hırsız-polis olayı değildir. Basını, polisi, rakip takım yöneticileri, taraftarları tek bir amaç için bir araya gelmiş. Muhtarı da, mahalleyi de yakmak istiyorlar.
    Nasıl ki birçok galatasaraylının beşiktaşlının, fenerbahçeye duydukları nefret; kendi takımlarına olan sevgilerinin önüne geçmişse ve onları kör etmişse; Aziz Yıldırım nefreti, fenerbahçe sevgisinin önüne geçmiş kişiler de benim için kör durumdadır. Aziz Yıldırım gidince "her şeyi sıfırlarız, tertemiz başlar ve devam ederiz" diyenler. Yahu bu fenerbahçe mahallesinde kimlerin kimlerin emeği var bilmez misiniz? Mahalledeki her bir köşenin, her bir evin, ağacın, parkın bir anısı var. Sen, ben, bizi fenerbahçeli yapan babamız, dayımız, Aykut, Ridvan, Lefter, Can, Alex, Ziya, diğeri, bizden öncekiler beraber yaptı bu mahalleyi. Kimin yakmaya ne hakkı var?

    Aziz Yıldırım suçlu çıkabilir. Bu durumda her futbolcusuna, taraftara, hocasına, yönetimdeki arkadaşlarına, çubukluya en büyük kötülüğü o yapmış olur. Onu hiçbir fenerbahçeli affedemez. Ama şimdilik ortaya çıkmış olan tek bir gerçek var. O da, Aziz Yıldırım kimliği üzerinden bütün Fenerbahçe'ye, değerlerine, itibarına bir saldırı olduğu gerçeği. Bugün fenerbahçelinin yapması gereken önce formasına, futbolcusunun emeğine, değerlerine, itibarına sahip çıkmaktır. Suçlu olduğu netleşene kadar başkanına yapılan lince göz yummamaktır. Temiz futbol isterken, ondan önce adaletin sağlanması için mücadele etmektir.

  5. Erdem Tomuş dedi ki...

    Aklı selim sahibi taraftarı tatmin edecek deliller varsa koyun önümüze...
    bütün mesele bu,şunu bir yapsalar eyvallah diyeceğim,boynum eğik ama her zamankinden daha fenerbahçeli,gidip bank asya için kombine alacağım...
    somut kanıt yoksa bu iş burada bitmez,bitmemeli...

  6. momos dedi ki...

    kendimi bildim bileli fenerbahçeye gönül koymuş bir taraftar olarak iddialar karşısında kanıtları görmeyi bekledim. bu yorumu yazdığım sırada aziz başkanın sorgusuna başlanmıştır tahminen. akşama en geç geceyarısına doğru başkanın tutuklanıp tutuklanmayacağı belli olur. benim görüşüm başkanın tutuklanmayacağı. salıverilecek ama dava devam edecek ve muhtemelen federasyon da salyalı ağızlı fb düşmanlarını tatmin edecek bir ceza verecek kulübümüze yüksek ihtimal eksi puanla başlayacağız lige. şampiyonluğun alınacağını sanmıyorum çünkü bunun ne büyük bir infiale ve haksızlık duygusuna yol açacağının farkındalar diye düşünüyorum. ortada sonuna kadar hak edilmiş bir şampiyonluk var çünkü ve kör fanatiklerin dışında kimse de bunu inkar edemiyor. bence şampiyonluk alınırsa fb ligi boykot etmeli, havuzu bozmalı, bank asyada oynamayı tercih etmeli. şampiyonluk baki kalırsa lige eksi puanla başlamak kabul edilebilir. neden? açıklayayım.

    ben takımımın herhangi bir oyuncusunun veya teknik ekibinin bir şike tezgahı içinde olduğuna inanmıyorum. rakipler ile ilgili olarak kesin konuşamıyorum ama tarafsız bir gözün şunu söylemesi insanlık gereğidir: fb şampiyonluk yolundaki maçlarını hak ederek kazanmıştır. diyelim ki ortada bir şike var, bazı oyuncular ayartıldı, bunun sahaya yansıması nerede? diyelim ki emenike para aldı oynamadı, bu nasıl etkileyebilir ki sonucu? benim mantığım şunu der bir futbolcu oynamayarak sonuca etki edemez. eğer ki maçtan önce bu durum tespit edilmişse ki tlf kayıtları veya görüntü varsa mantıken bunun maçtan önce olması gerekir, her halde kimse kazanılmış bir maç sonrası emenikeye şike teklif etmez, o zaman bu telefonları dinleyen emniyetin maç öncesinde federasyona uyarı geçmemesi suçtur. şikeye ortaklıktır. size bir soru son beş maçı bilen sayın soruşturmacıların bahis oynamadığını nereden bilebiliriz? neden kimseyi uyarmadılar? neyi beklediler? bunlar çok önemli sorular ve şu an savcının başkana sorduklarından daha önemli.

    peki ortada dönen nedir? pastadan pay kapma mücadelesi mi? olabilir. bir aptallık mı? olabilir. adi bir suç mu? olabilir. hepsi mümkün. hepsine inanırım ancak kimse beni futbolcularımızın sahada kazandığı galibiyetlerin önceden ayarlandığına inandıramaz. ne alexin sivasa attığı frikik golünü, ne canerin eskişehire attığını, ne stochun ibb maçındaki füzesini, ne agücünü altılayan golleri, ne de diğerlerini kimse ayarlamadı, kolaylaştırmadı. rakiplerin de işini kimsenin kolaylaştırdığına inanmak istemiyorum. ne olursa olsun.

    olan şudur, birkaç işgüzar, bunlar kulübün çevresinde olabilir, başkanın yakınında olabilir, ya da öyle görünüyor olabilir, birkaç kişiyle tlf görüşmesi yapmıştır, arada saçma sapan konuşmuştur, imalar, şifreli göndermeler, teklifler konuşulmuştur, belki biryerlerde buluşulmuştur, fotoğraflar vardır. belki belli paralar da el değişmiş, konuşulmuştur. bu bir suçtur kabul, cezası çekilmelidir ona da kabul. ancak bu suç haklı bir şampiyonluğa yol açmamıştır. bu kesin. aykut veya alexin konuşmalarını dinledim, ne yazık ki alınterlerini savunmak zorunda kalmışlardır. kim yeterince mücadele etmediklerini söyleyebilir? hangi maçta takımın önü açılmış? ortada adli bir suç olabilir ancak futbol sahası içinde bri suç işlenmemiştir. bu yüzden saha içinde kazanılmış başarıların fenerin elinden alınması en büyük suç olacaktır. buna da en büyük tepki verilmelidir kanımca. gerekirse bir sene boyunca ligde olmayalım. tüm ligleri boykot edelim. ancak bu kararı kabul etmeyelim. federasyon dayatsa da en azından kendi içimizde kabul etmeyelim. ben kendi adıma takımımın kazandığı şampiyonlukla ömrümün sonuna kadar gurur duyacağım. size de bunu tavsiye ederim.

    not: şike ile ilgili 8 men out adlı bir hollywood filmi var, rast gelirseniz izleyebilirsiniz, gerçek bir şike hikayesi dinlemek istiyorsanız.

  7. serpil dedi ki...

    bu işin altından ne çıkacak bilmiyorum ama fenerbahçemi ben şanlı tarihi için sevdim.. yıllardır 6s ile dalga geçtik şikeciler diye.. varsa bişey cezamızı çekelim ama eğer yoksa bunun hesabını kim verebilir?

  8. Adsız dedi ki...

    Sadece gazetenin yaptığı değil dava gizliliğinden dem vurup bu fotografları basına sızdıranların da yaptığı katıksız orospu çocukluğudur.

    Polisin bu fotoğrafları basına sızdırması, operasyonun amacının pek de göründüğü gibi olmadığını gösteriyor.

    Ben de suçlu ise cezalandırılsın taraftarıyım. Yalnız, yasalara aykırı olarak eşgal tesbit fotoğraflarının sızdırılması suçtur.

    Amaç, sanki Fenerbahçe'yi ele geçirip başkalarına teslim etmek gibi geliyor.

    Bunları yayınlayan basın yıllar önce teşhisi konulan karaktersizliğini tescillemiş oldu.

    Sonuç olarak, ünlü ya da ünsüz hiç kimsenin polis ve adliye yoluyla itibarsızlaştırılmasına izin verilmemeli.

    Düşse de vursak mantalitesi.

  9. Mattt dedi ki...

    Emniyetn amaci gayet acik: kamu onunde FENERBAHCEYI SUCLU GOSTERMEK !!! Nedenmiii???
    Bana ne soruyonuzz, gidin cinali tayyip’e sorun.

    emniyet Turk hukuk'u ile dassak gecer gib adaleti ihlal etmekte ve ap-acik bir sekilde suc islemektedir.

  10. Yamanni dedi ki...

    fenerbahçeye hiçbirşey olmayacaktır.fenerbahcem de şike filan yapmamıştır.bunların hepsi birer tezgah ama ne zaman ortaya cıkar bilemiyorum..

  11. Mattt dedi ki...

    emniyetin, esgal resmini aadice servis etmesi,
    hem bir insanin sahsiyetine, onuruna tecavuz edilmesini istemekte
    ve hemde
    FENERBAHCEYI, sucluyu yakaladik imaji vermekte,
    ayrica
    tff’ye ve kamuya PSIKOLOJIK BASKI yapmaktir.

    Bu olay,
    Turkiyenin “polis devleti” oldugunu,
    ve; emniyet’in de
    “cinali tayyip’in alicengiz hukuku’nun bekcileri”
    oldugunu gosterir.

Yorum Gönder