Kararı kim aldı? UEFA mı TFF mi?


Daha önce ele aldığımız TFF Açıklaması'nda özetle 23 Ağustos tarihinde UEFA'nın TFF'ye bir mektup gönderdiği, Fenerbahçe'nin kendini Şampiyonlar Ligi'nden çekmesi gerektiğini ifade ettiği, şayet bu olmazsa, TFF'nin Fenerbahçe'yi men etmesi icap ettiğini, o da olmazsa UEFA'nın kendi yetkisini kullanacağı, Fenerbahçe ve Türkiye'ye bir takım cezalar vereceğini ifade ettiği beyan edilmiş bu mektup sebebiyle de "Türk futbolu zarar görmesin" diye, Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne katılım hakkının einden alındığı ifade edilmişti.[1]

Aynı tarihde UEFA şu açıklamada bulundu:

"UEFA Başkanı ve dört UEFA İcra Komitesi üyesinden müteşekkil UEFA Acil Durum Kurulu, bugün TFF'nin şike yaptığı gerçeği sebebiyle Fenerbahçe SK'yı 2011/2012 UEFA Şampiyonlar Lİgi'nden çekme kararını görüşmek üzere toplandı.

UEFA Acil Durum Kurulu, Fenerbahçe SK yerine 2010/2011 Türkiye Liginde 2. olan Trabzonspor'u Şampiyonlar Ligi Grup aşamasına ekleme kararı aldı.

UEFA Acil Durum Kurulu ayrıca, Trabzonspor A.Ş'nin UEFA Avrupa Ligi'ndeki yerinin de kendi rakibi olan Athletic Bilbao'ya verilmesine karar verdi. Bu sebeple de UEFA Avrupa Ligi ikinci ayağında Trabzonspor A.Ş ile Athletic Club arasında 25 Ağustos Perşembe günü oynanacak olan maç iptal edildi.

UEFA Acil durum paneli kararı hakkında konuşan, UEFA Genel Sekreteri Gianni Infantino: "Kurulun TFF'nin oyunu korumak için doğru karar aldığını düşündüğünü ve bu kararın sıfır tolerans politikası ile paralel olduğunu" ifade etti ve şöyle dedi:

"TFF bu kararıyla herhangi bir yolsuzluğa karşı bütün gücüyle savaşma sorumluluğunu aldığını da göstermektedir." [2]


Yani bu karardan anlaşılan şu, TFF, Fenerbahçe'nin şike yaptığı sabit olduğu için - bir gerçek- Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne katılım hakkını elinden almış, bu kararı görüşen UEFA da, bu karar doğrultusunda Fenerbahçe yerine Trabzonspor'un Şampiyonlar Ligi'ne katılmasına karar vermiş. Genel Sekreter de "sıfır tolerans" politikasına paralel olduğunu düşündüğü bu karar sebebiyle TFF'yi kutlamış.

Ancak bugün Tahkim kurulu Fenerbahçe'nin başvurusunu reddederken [3] şunu ifade etti:

UEFA 23 Ağustos 2011 tarihinde TFF'ye gönderdiği yazılı bildirim ile gerekçesini de göstererek Fenerbahçe Spor Kulübünün bu seneki Şampiyonlar Ligine Katılma yeterliliği bulunmadığını belirtmiştir.
2011-2012 Şampiyonlar Liginin düzenleyicisi UEFA olup TFF UEFA'nın üyesidir. Fenerbahçe Spor Kulübü de TFF 'nin üyesidir. Yukarıda anılan mevzuat ve 2011-2012 Şampiyonlar Ligi Talimatına göre üyelik yükümlülükleri uyarınca gerek TFF'nin gerekse de Fenerbahçe Spor Kulübü'nün UEFA'nın her türlü karar, talimat ve bildirimlerine uyma yükümlülüğü bulunmaktadır.


Yani ne diyor PFDK Tahkim Kurulu? Kardeşim, Fenerbahçe TFF'ye, TFF de UEFA'ya bağlıdır. TFF'nin UEFA kararlarına uyma zorunluluğu vardır. UEFA da TFF'ye yazılı bir şekilde bir karar bildirmiştir, dolayısıyla TFF bu karara uymak zorundadır.

Yani kararın gerekçesi, henüz kamuoyuna gösterilmemiş, gizemli "mektup".

Halbuki UEFA diyor ki, kararı TFF aldı, TFF diyor ki "vallahi UEFA aldı kararı, biz sadece uyguladık"

İşte burası işi karıştırıyor. Herhangi bir hukuki yolu engellediği için değil, kararın nasıl alındığı süreci açık olmadığı için.

Şimdi esas sorular da şunlar

1- Pierre Cornu'yu Türkiye'ye kim gönderdi? UEFA mı yoksa TFF mi birinin gönderilmesini talep etti?

2- Savcı ve Federasyon yetkilileri ile görüşmesi sırasında UEFA nasıl bilgilendirildi? Mehmet Ali Aydınlar'ın bu konudaki açıklamaları facia. Gazete haberleri olduğunu, Emniyet'in 19 maçta şike tespit ettik açıklamasından çok etkilendiğini ifade ediyor, daha önce de UEFA'ya bazı "kulüplerin" Türkiye'yi şikayet ettiğini söylüyordu. Tek taraflı bir şekilde UEFA medyaya yansıyan bazı haberlerle bilgilendirilirken, soruşturması devam eden Beşiktaş ve Trabzonspor hakkında hiçbir şey söylenmemesi de bu tek taraflı bilgilendirmenin yapısını gösteriyor.

3- Mektup'un içeriğinde ne var? UEFA yetkilisi ile görüşen bir arkadaşımıza yapılan açıklamada mektup ile ilgili Türk medyasında yer alan her şeyin "spekülasyon" olduğu beyan ediliyor.

Ama işin daha ilginç kısmı da şu. 5,7 ve 12 Temmuz'da UEFA'nın yaptığı açıklamalar belli. Bu açıklamalarda masumiyet karinesine vurgu yapılıyor, Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne katılmasının engellenmeyeceği beyan ediliyordu. Ne oldu da 23 Ağustos'ta UEFA birden bu tutumundan vazgeçti?

Üstelik UEFA disiplin talimatnamesi ve Şampiyonlar Ligi yönergesi de belli.

İlgili maddeleri aynen şuraya koyuyorum:

Regulations of the UEFA Champions League

Article 2.05

If, on the basis of all the factual circumstances and information available to UEFA, UEFA concludes to its comfortable satisfaction that a club has been directly and/or indirectly involved, since the entry into force of Article 50(3) of the UEFA Statutes, i.e. 27 April 2007, in any activity aimed at arranging or influencing the outcome of a match at national or international level, When taking its decision, UEFA can rely on, but is not bound by, a decision of a national or international sporting body, arbitral tribunal or state court. UEFA can refrain from declaring a club ineligible to participate in the competition if UEFA is comfortably satisfied that the impact of a decision taken in connection with the same factual circumstances by a national or international sporting body, arbitral tribunal or state court has already had the effect to prevent that club from participating in a UEFA club competition.


Regulations of the UEFA Champions League

Article 2.06

In addition to the administrative measure of declaring a club ineligible, as provided for in paragraph 2.05, the UEFA Organs for the Administration of Justice can, if the circumstances so justify, also take disciplinary measures in accordance with the UEFA Disciplinary Regulations.


Bu iki maddeden çıkartılacak sonuç şu, şayet UEFA ellerinde bir kulübun ulusal veya uluslararası düzeydeki bir müsabakada, müsabaka sonucunu etkilemeye yönelik bir davranış içerisinde olduğu kanaatine varmasını sağlayacak yeterli bilgi varsa, bu kulübü Şampiyonlar Ligi'ne katılmaktan men edebilir, bu mennin süresi de bir seneyi aşamaz. 2.06'ya göre ise, 2.05'de belirtilen bu idari tedbire ek olarak şayet UEFA Disiplin Talimatnamesine uygun şartlar mevcutsa o halde disiplin tedbirleri de alabilir.

UEFA Disiplin Talimatnamesine de bakıyoruz, müsabaka sonucunu etkilemek ile ilgili fiillere yönelik bir disiplin soruşturmasının ancak bu fiil bir UEFA turnuvasında gerçekleşmiş ise doğrudan hayata geçirilebileceğini görüyoruz.

Yani UEFA'nın elindeki yetki şu,

(1) UEFA kulüplerden müsabaka sonucunu etkilemeye yönelik fiillerde bulunmadıklarına dair teminat istiyor.

(2) Herhangi bir kulübun bu teminatı vermesine rağmen, müsabaka sonucunu etkilemeye yönelik herhangi bir fiil içerisinde olduğunu gösteren tatmin edici bir somut durum varsa da buna göre 1 seneyi aşmayan bir idari tedbir cezası uyguluyor.

(3) Şayet bu müsabaka sonucunu etkilemeye yönelik fiil bir UEFA Turnuvasında gerçekleşmişse de bu halde, disiplin hükümlerini uyguluyor.

(4) Şayet bu müsabaka sonucunu etkilemeye yönelik fiil bir ulusal turnuvada gerçekleşmiş ise ancak UEFA'ya herhangi bir bu tipte fiil içerisinde bulunulmadığına dair teminat gösterilmişse de bununla ilgili bir soruşturma başlatılıyor. Bu soruşturmaların herhangi birinde de UEFA yerel mahkeme veya ulusal / uluslararası tahkim kararlarını göz önüne alabilir ancak bunlarla da bağlı değildir.

E tamam? UEFA bütün bunları zaten 5, 7, 12 Temmuz tarihlerinde de söylemişti. Yeni durum nedir? Soruşturma devam ediyor, iddianame açığa çıkmış değil, şayet varsa hangi kulüplerin müsabaka sonucunu etkilemeye yönelik fiiller içerisinde bulunduğu sabit değil. TFF işini yapmış konuyu PFDK'ya sevk etmiş? Ne oluyor da şimdi, soruşturmada adı geçen bir takım yerine diğer takımı UEFA alıyor?

İşte bu izaha muhtaç. Bu izahı verecek olan da sadece UEFA değil, TFF.

TFF ve bazı kulüpler UEFA'ya ne gönderdiler? Nasıl bir başvuruda bulundular? UEFA tarafından gönderilen mektup gerçekten iddia edildiği gibi kesin hükümler (Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Liginden men edin.) mi taşıyor yoksa belirli olasılıkları ifade ederek doğabilecek hukuki uygulamalardan mı bahsediyor?

Ben bu mektubu görmeden, UEFA'nın kesin bir şekilde "Fenerbahçe'nin şike yaptığı tarafımızca malum olduğu için Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkının TFF tarafından elinden alınmasını istiyoruz" türünden hiçbir ifadede bulunduğuna inanmıyorum. Mevcut UEFA tüzüğü, kuralları böyle bir beyanatta bulunulmasına müsaade etmiyor.

Şimdi insanlar ne kadar sevinirse sevinsin, bu iş CAS'a gidecek. Orada da ak ve kara her türden lob ortaya çıkacak.

Bu zamana kadar Fenerbahçe hiçbir savunma yapamadı. Soruşturma safhası devam ettiğinden mahkemede savunma yapamadık, TFF zaten savunmaları alamadı, 24 Ağustosta verdiği karardan önce de Fenerbahçe savunma yapabilmiş değildi, Fenerbahçe UEFA önünde de savunma yapmadan bu kararla karşılaştı.

Bazı kararlar alınıyor, ancak kimse Fenerbahçe cephesini dinlemiyor.

CAS dinleyecek.

O zaman da göreceğiz, Türkiye'de kim, nasıl bir hareket tarzı içerisinde olmuş ve gerçek nedir.

Bugün sevinenler yarın çok üzülecek ve bugün "Türk futbolunu kurtardık" diye heyecan yapanlar da Türk futbolunu nasıl bir kırılmanın içerisine soktuklarını mutlaka görecek.

[1] http://www.tff.org/default.aspx?pageID=285&ftxtID=13257
[2] http://www.uefa.com/uefa/footballfirst/matchorganisation/disciplinary/news/newsid=1666823.html
[3] http://www.tff.org/default.aspx?pageID=247&ftxtID=13272


1 comments:

  1. gattuso dedi ki...

    Bence burada kilit article 2.05.

    Bu madde ile UEFA diyor ki "eger bir takimin sikeye karismis oldugunu gostermeye yetecek kadar bilgi varsa, o takimin CL'ye katilmasini engellerim". Bunun ustune ekliyor ve diyor ki "eger bir ulusal veya uluslararasi kurum CL'ye katilimi engellemekle esdeger bir karar verdiyse bunu da kabul ederim, bir de uzerine benim engellememe gerek kalmaz"

    Yani hicbir sekilde o ulkenin futbol federasyonundan o takimi men etmesini isterim, yazi gonderirim ve eger takimi o federasyon men etmezse tum ulkeyi cezalandiririm demiyor. Sadece benim yapacagim isi federasyon yaparsa ona da OK diyor.

    Bu durumda TFF'nin karari supheye dusuyor bence. Bu maddelere bakinca UEFA'nin TFF'den Fenerbahce'yi men etmesini istemesi mumkun degil. TFF kendi kalkisti bu ise. UEFA'ya da birakabilirlerdi men etmeyi. UEFA da kalkip Turkiye'ye ceza falan veremezdi.

    Yine yine yine, UEFA'nin TFF'ye gonderdigi mektup onem kazaniyor. O mektubun ortaya cikmasi lazim. UEFA'nin ne istedigi, ne belirttigi gorulmeli. UEFA'nin kendi kurallarina gore TFF'den Fenerbahce'yi men etmesini istemesi mumkun degil. Boyle bir mekanizma yok. Yani ya UEFA hakki olmayan bir mekanizmayla TFF'ya kendi isini yaptirdi. Ya da TFF UEFA'nin istemedigi birseyi istemis gibi iddia ediyor.

    Ikinci konu ise yine article 2.05'in ilk cumlesinden. UEFA dun Fenerbahce yerine Trabzon'u CL'ye yollarken ne dedi? "...following the decision of the Turkish Football Federation to withdraw Fenerbahçe SK from the 2011/12 UEFA Champions League due to the fact that the club has been involved in match-fixing.". Burada kilit kelime involved. UEFA diyor ki Fenerbahce'nin sikeye karistigina, involve olduguna karar verdik. Bu bir fact diyor.

    Buna nasil karar verdigine bakiyoruz. Article 2.05 diyor ki " If, on the basis of all the factual circumstances and information available to UEFA, UEFA concludes to its comfortable satisfaction that a club has been
    directly and/or indirectly involved..." Yani UEFA bu karari verebilmek icin elinde bulgu olmali, hakikat olmali (fact). Yani %1 suphe bile olsa men eder degil, yani sikeye yonelik iddialar suphe yaratiyor degil. Hakikat olmali, fact olmali.

    Bildigimiz kadariyla da savci UEFA heyetiyle delilleri paylasmadi, paylasamazdi zaten gizlilik nedeniyle. TFF de paylasamaz, sonucta savci o belgeleri TFF gorsun diye verdi, UEFA'ya iletme yetkisini de verdigini, verebilecegini sanmiyorum.

    O yuzden UEFA'nin da bence burada usulsuzlugu var. Bizi CL'ye katilma konusunda "ineligible" ilan ederken elinde belge yoktu. Ya belgeler hukuksuz olarak verildi UEFA'ya, ki bu durumda gecerliligini yitirir, ya da UEFA hakikaten savciyla konusup gazetelere bakip karar verdi. Her iki durumda da usulsuzluk var.

Yorum Gönder