Galatasaray karakteri bu mu?



Bir zamanlar Metin Oktay hikayeleri anlatılırdı. Hepsi de hakikat, işte neticede Metin Oktay ile Can'ın formalarını değiştirdiği fotoğraf hafızalardan çıkmaz. Bu beyefendilik dolu hikayelerden geriye Galatasaray adına ne kaldı? Hiç bir şey. Şu süreçte adam akıllı bir laf bile etmeyi beceremeyen bir yönetim, Fenerbahçe'ye her laf çakışında alkış tufanı kopartan, 17 Yaş altı takımına Florya'da saldıran, basketbol maçı bitince Basketçileri taşlayan, bunlardan dolayı en ufak bir pişmanlık duymayan geniş bir kitle, Fatih Terim'in mimikleriyle verdiği agresif tedrisattan geçip sahada bir başka futbolcuya yumruk atan futbolcusunu kahraman mertebesine çıkartan bir akıl ile karşı karşıyayız. Son durum Galatasaray Yönetimi gemileri yakmış, ateşe benzinle koşuyor.

Açıklamaya bak:


Türk futbolunun bugün verdiği sınav, yıllar sonra nice uğraş sonucu elde edilen özerklik konumuna rağmen kendini yönetme becerisine ve erkine sahip olup olmadığı sınavıdır.

Gelişmelerin ilk gününden beri son derece açıklıkla belirttik: Hiç kimsenin üzüntüsü, acısı, bizim sevincimiz olamaz. Hepimiz aynı gemideyiz ve geminin adı Türk Futbolu’dur. Gerçek şudur ki, gemimiz ağır bir yara almış, futbolumuz mahkemelere düşmüş, kişisel ve toplumsal dramlar ortaya çıkmıştır. Ancak alınan bu yara, her gün biraz daha büyürken, hiç bir şey yokmuş gibi davranmak daha büyük maliyetlere yol açacaktır. Gün dövünme, tartışma, kavga günü değildir. Hep beraber oturup ortak bir akıl ve strateji olusturma günüdür.

Bu strateji “zaman kazanma”ya dayandırılamaz. Kendimizi yönetme becerisi ve erkine sahip olduğumuzu kanıtlamamız için atılması gerekli adımlar bellidir. Geciktikçe bedel daha da ağırlaşacaktır. En kötüsü bu adımları biz zamanında atmaz isek, başkalarının bizim adımıza atması kaçınılmazdır. Kurallar çerçevesinde hatalarımızla yüzleşip gereğini biz yapmazsak dünyada bunu üst kuruluşlar yapar. Kendi kangrenli parmağımızı kendimiz kesmezsek, birileri gelir kolumuzu keser. “Biz yapamadık, onlar yaptı” diyemeyiz. Uygar dünyanın saygın bir üyesi olmak, öncelikle hatalarımızla yüzleşip, kendimize karşı dürüst olmaktan geçer.

Türk Futbol endüstrisinin yöneteni bellidir. Futbol tarihimizin en önemli problemi önlerine gelmiştir. Böyle bir meselede adaleti tam ve net olarak sağlamak çok zordur. Ancak onun görevidir. Bu görevi başkalarına bırakamaz, devredemez. Bizlere düşen ise kendilerine sonuna kadar destek vermek ve yardımcı olmaktır.

Futbolumuzdakı bazı şahsiyetlerin hırsları, bir an için akıllarının önüne geçmiş olabilir. Bu her bireyın, her an başına gelebilir. Bu durum bazı haksızlıklar ve adaletsizlikler yaratmış olabilir. Ancak dünyada barışın en büyük çimentosu olan spor dünyasında hiç kimsenin söz konusu rakibi de olsa bir tek gün bile özgürlüğünün sınırlanması istenemez.

Ama ne anlayış, ne acıma, ne dostluk duygularımız hataları ortadan kaldırmaz. Yapmamız gereken, FIFA ve UEFA'nın tum kuralları, uluslararası futbol camiasının örf ve adetlerini eksiksiz yerine getirmektir. Ne eksik ne fazla. Böyle bir uygulama hata yapan futbol yöneticilerimizi, spor insanlarımızı hapisten kurtaracağı gibi, Türk futbolunun kaderini kendimizin çizmesi demek olacaktır. Bu uygulamayı başkasına bırakmak, yapacağımız en büyük hata olur.

110 yıllık geçmişi olan, artık kültürümüzün bır parçası olmuş futbolumuzun kaderini, başkalarının çizmesini kabullenmek gibi bir tarihi hatayı yapma lüksümüz yoktur, olamaz.

Aksi takdirde tarih, hepimizden hesap sorar.


11 Temmuz'dan sonra yapılan açıklama ise şöyle:

"Türk futbolu çok ağır bir şaibe altında. Toplumumuzu sadece sportif açıdan değil sosyal açıdan da alt üst edecek kadar derin ve yaygın olduğu anlaşılan büyük bir sorunla karşı karşıyayız.

Göreve yeni başlamış olan Türkiye Futbol Federasyonu’nun ne denli ağır bir sorumluluk altında olduğunun bilincindeyiz. Kararların geciktirildiği her gün Türk sporuna zarar vermektedir. Bilelim ki dünyanın saygın bir gücü olmaya soyunmuş bir ülkesi olarak asıl verdiğimiz sınav etik değerlere sahip çıkma konusundaki kararlılığımızdır.

Galatasaray olarak biz, Türk futbolunun içine düştüğü bu karanlıktan bir an önce çıkarılması için tüm mercilerin, gerekirse liglerin bir süre ertelenmesi kararı dahil, üzerlerine düşen tüm görevleri zaman kaybetmeden yerine getireceklerine ve kararın verilmesi için gerekli bilgi ve delillerin Federasyon’umuza ivedilikle iletilerek sürecin hızlandırılacağına inanıyoruz.

Galatasaray camiası olarak alınacak her karar ve uygulamanın en yakın takipçisi olmaya devam edeceğiz."


Şimdi bu iki açıklama arasında Rıdvan'ın "başkalarının acılarından mutluluk mu duyuyorsunuz" sorusuna hemen hızla cevap yetiştirilmesi dışında bir fikri tutarlılık var, o da şu,

"Hemen karar verin siz vermezseniz başkaları verecek! Başımıza çok kötü şeyler gelecek!"

Bu kadar ahmaklığı Türkiye'de kimse hak etmiyor.

Kim karar verecek? UEFA kaç kere açıklama yaptı, Galatasaray yönetimi içerisinde UEFA'yı takip eden kimse yok mu?

11 Temmuz tarihli Galatasaray'ın "bu ateş üfleyerek sönmez" başlıklı yazılı açıklamasından 1 gün sonra UEFA şöyle bir açıklama yaptı:

UEFA is fully aware of the current match-fixing allegations in Turkey surrounding certain clubs, individuals and players.

UEFA confirms it is monitoring the situation on a daily basis, and that it is in close contact with the Turkish Football Association (TFF) on this issue.

There is no doubt this is a complex case which is still evolving, but the matches under suspicion clearly fall within the sporting jurisdiction of the TFF and the legal jurisdiction of the Turkish judicial system. UEFA therefore cannot comment on any potential outcomes.

With regard to the participation of Turkish clubs in UEFA club competitions, UEFA has full confidence in the TFF to submit to UEFA the names of the clubs to be entered based purely on sporting merit, and to take the necessary strong action in this case with the information at its disposal.

Given the information received so far by UEFA there is nothing according to the UEFA statutes or regulations that leads UEFA to refuse entry to any of the clubs currently involved in the investigations in Turkey.


19 Temmuz tarihli UEFA görüşmesi sonucunda Arıboğan şöyle söyledi:

, "Soruşturmanın başlamasından itibaren UEFA'yı hem sözlü hem de yazılı olarak bilgilendiriyoruz. Bugün de UEFA yetkilileri bizlerden hukuki sürecin detaylarını aldı. İşbirliğimiz devam edecek. UEFA da başından beri bizlerin duruşunu destekliyor. Geçen haftadan bu yana belgelerin bize geleceğine dair beklentimiz var ama bu hafta geleceğini umuyoruz. Bazen bu konularda da kavram kargaşası oluyor, bu konudaki özel yetkili savcımız zaten başkanımızı ve bizleri davet ederek bu konuda bilgi vermişti. Ama konunun gizliliğinden dolayı delillerin bize aktarılması gecikti. Belgelerin bize verilmesinin mahkeme süreciyle ilgisi yok, savcımızın soruşturmasıyla alakası var."


Yetmedi Platini şöyle söyledi:

Michel Platini, UEFA'nın 12 Temmuz'da yaptığı açıklamayı hatırlattı ve F.Bahçe'nin kaderini yakından ilgilendiren şu sözleri sarf etti: 'Aldığımız kararlar var ve Avrupa kupalarından ihraç etmeden önce şike yaptıklarından emin olmamız gerekiyor'.


Gazete okuyun bari? Koca kulüpte gazeteleri de takip eden bir Allah kulu yok mu?

11 Temmuz günü çıktı Galatasaray diyor ki bu ateş üfleyerek sönmez. 11 Temmuz tarihinde Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu dahi tutuklanmış değil, soruşturmanın başı. O dönemde çıkan bir çok bilginin bugün yalan çıktığını da biliyoruz. Savcının son 5 maçın sonucunu biliyorduk açıklaması bile bugün yalanlandı. Galatasaray ne bekliyordu ki?

Bugün de çıkmış açıklama yapıyorlar, "Siz karar vermezseniz başkası verir" iyi güzel, bu kararı kim verecek sayın Galatasaray Yönetimi?

Futbol disiplin talimatının 72. maddesi savunma almadan ceza verilmez diyor, TFF Statüsüne göreyse disiplin ihlallerinden doğan her tür olaya disiplin kurulları karar verir. TFF'nin disiplin kurulu kim? PFDK. Etik kurulu raporu hazırlamış, PFDK'ya dosya sevk edilmiş, nasıl karar verecek TFF Yönetim Kurulu?

Yani Galatasaray diyor ki, küme düşürün.

İyi de kardeşim Tayfur Havutçu bugün tutuklu mu tutuklu? Tayfur bugün dava dosyasının içeriğini görebiliyor mu? TCK 285 gereği göremiyor. Bu adamın savunmasını nasıl alacak TFF PFDK? Bu adamın savunmasını almadan ceza verin mi diyorsunuz? Peki diyelim verildi, neticede yürüyen bir ceza davası da var, nitekim davaya 6222 sayılı kanunun hilafına ağır ceza mahkemesi bakıyor, bu suçun da cezası 12 yıl. TFF bu suçla ilgili uzman sayılabilir mi? Sayılır. Diyelim TFF kafayı yedi, tam sizin istediğiniz gibi, PFDK'ya sevketmeden, savunma almadan Yönetim Kurulu yetkisi olmadan ben küme düşürüyorum dedi. Tayfur'un şike yaptığı yönünde bir uzman görüşü olarak bu değerlendirilebilir. Yazık değil mi kardeşim Tayfur 12 sene hapis cezası ile yargılanıyor? Utanmaz adamlar mısınız siz? Kastınız mı var? Böyle bir kararın nerelerden dönüp, nasıl TFF'ye gireceğini, bu usulsüzlüğün nasıl tarumar edileceğini de mi anlamıyorsunuz?

Bunun adı da "adalet isteği" mi oluyor şimdi? Akılsızlık, vicdansızlık, büsbütün cehalet için fazla güzel bir kelime değil mi bu?

Galatasaray Üniversitesinden Spor Hukukçusu Pınar Memiş bakın ne diyor:

“Şike cezasının alt sınırı 5 üst sınır ise 12 yıl. Eğer bu örgütlü bir şekilde yapılmışsa ceza yüzde 50 artırılır. Öyle olunca alt sınır 7,5 yıl üst sınır ise 18 yıl olur. Şikeyi eğer yöneticiler yapmışsa o azaman da yüzde 50 artırılır. Kaba bir hesapla alt sınır yaklaşık 11 yıl üst sınır ise 27 yıl olur. Bu hesaplama TCK’nın 61. maddesine göre yapılır. Ayrıca her şike ayrı bir suçtur. Bu noktada her şike olayı için ayrı ceza vermek gerekir. Örneğin bir kulüp yöneticisi örgütlü olarak üç maçta şike yapsın. Adli merciler bu şikeleri şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlarsa, şikeye karışanların alacağı cezanın alt sınırı yaklaşık 30 yıl üst sınırı ise 81 yıl olur. Ancak infaz kanunu ile en fazla 30 yıl ceza alırlar.”

Masumiyet karinesi

“Adli makamların elinde delil toplamak ve araştırmak için her türlü imkan mevcut. Ancak TFF’de bu yok. Bu yüzden masumiyet karinesinden yola çıkarak TFF’nin dava sonuçlanmadan disiplin cezası uygulamaya kalkması yanlış olur. Çünkü dava sonucunda şüpheliler suçsuz çıkarsa telafisi mümkün olmayan mağduriyetler ortaya çıkar.

Bu noktada TFF, iddianame hazırlanana kadar karar vermemeli. Zaten soruşturmanın gizliliği olduğu için bu süreçte savcılığın TFF ile bilgi ve belge paylaşımı da söz konusu olamaz. Bu şartlar altında iddianameyi beklemek en doğru karar. İddianame açıklandığında ise TFF, 81. maddesini devreye sokarak ihtiyati tedbir kararı alabilir. Küme düşürülme ya da spordan men edilme gibi disiplin cezalarının verilmesi için de davanın bitmesi beklenmeli.


Kim bunu diyen? Gazeteye şöyle tarif ediyor "6222 sayılı kanuna Türkiye’de en fazla hakim olan kişilerin başında Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim elemanı Pınar Memiş

Biriniz de gidin sorun yahu? Biriniz de bir açıklama yapmadan önce gidin hukukçulardan görüş alın? Şu ülke insanını birbirine düşürüyorsunuz. Bu açıklamanın hiçbir sorumluluğu olmadığını mı sanıyorsunuz? Ben söyleyeyim var.

İki tane açıklama yaptı Galatasaray iki açıklamada bir tane hukuki metne tek bir referans yok. Bir tane hukuk kuralı yok. Şöyle yapın, böyle yapın. Neye göre? Galatasaray'ın paşa keyfine göre. Yok ya? Bu ülke futbolu hukukçulara sorup görüş almaktan bile aciz adamların gönlünden geçenlere göre mi yönetilecek? Hiç kimse kendisini hukuk kurallarının üstünde saymasın. Hiç kimse ortada açık, tartışılmaz hükümler varken bu hükümleri yok sayma hakkına sahip değil, olamaz.

Bugün bu yaptığınız disiplin yargılamasını etkilemeye teşebbüstür. Devam eden bir dava hakkında kamuoyuna bu neviden bir açıklama yaparak zımnen acilen TFF'yi hukuka aykırı olarak karar vermeye davet etmek, her türlü hukuki mesnetten yoksundur.

Galatasaray yönetiminin bu yaptığı futbol atmosferinin ve müsabakaların barışçıl bir şekilde oynanmasına da hizmet etmez. Tam tersine Galatasaray taraftarını ve Fenerbahçe taraftarını galeyana getirerek düşmanlık hislerini körükler.

Bu açıklamanın neticede nereye yöneldiği bellidir, ne demek istediği de bellidir, bu ülkede hiç kimse bunun ne manaya geldiğini anlayamayacak kadar aptal da değil. Bu saatten sonra, Fenerbahçe düşürülürse hiç kimse kimseye bunda Galatasaray'ın kurduğu baskının etkin olmadığını anlatamaz. Galatasaray yönetiminin federasyon üzerinde bir baskı kurmaya çalıştığı açıktır. Galatasaray yönetimi unutuyor, PFDK ne karar verirse, gerekçeli verecek, o gerekçeyi de hep birlikte göreceğiz. Eğer vicdanlarda rahatsızlık yaratan bir boyutu olursa bundan da mesul bu saatten sonra Galatasaray Yönetimi olarak bilinecektir.

Ünal Aysal göreve başlamadan önce taraftarların birlikte bir maç izleyeceği bir atmosferi istediğini söylüyordu. Hukuki hiçbir dayanağı olmayan, kişi ve kurumlar üzerinde aba altından sopa göstererek baskı kurmayı amaçlayan açıklamaların böyle bir atmosferi imkansız hale getireceğinin de bilincinde olmalıdır. Bugün hizmet ettiği, Türk sporunda fair play içerisinde sürecek bir müsabaka atmosferi değil, insanların birbirlerine gireceği bir şiddet atmosferidir, bunun sonuçlarından da mesul olduğunu hissetmesi gerekir.

Uyarmayı bir görev biliyorum, Galatasaray ciddi yönetilmesi gereken bir kurumdur. Duygusal istekler, paşa keyfe göre taleplerle kamuoyuna yapılan her açıklama bu ciddiyeti yok etmektedir.

Galatasaray karakterinin ne olduğunu göstermek Galatasaray Yönetim Kurulu'nun elindedir. Bugün bir karakter gösteriyorlar, yarın o karakterin sonuçlarıyla da başbaşa kalırlar.


25 comments:

  1. Dohavo dedi ki...

    Tff'de kapak yaptı iyi oldu :D

  2. ok dedi ki...

    federasyon sorumluluk alsın, olay çözülsün lafından bile kıllanan bir taraftar profiline dostluk kardeşlik beslenmemesinin sebebini dekarşıda aramak nasıl bir kafadır? azalarak bitmeniz dileğiyle.

  3. samael dedi ki...

    Kuyruk altına pervasızca sürülen neft yağı, bünyede aşırı yanma hissi, akabinde de yüksek volümlü "anırtı" olarak etkisini gösterir.

    Utanmsalar forvet transferindeki karasızları içinde TFF'yi suçlayacaklar.

  4. Murad Yıldız dedi ki...

    UEFA`ya gonderdigimiz takimlarin sike durumu ortaya cikmasi durumunda alacagimiz cezalar konusuluyor. Ve TFF baskanimiz gidip gitmemek kluplerimizin takdirindedir diyor. Bugun Sike sorusturmasinda adi gecen Besiktas ve Fenerbahce kluplerimiz Avrupa liglerine devam etme karari aliyor. Bu sike olaylari gercekse (kendimce yorum yapmiyorum) suc islemis kluplerimiz yuzunden, bu sene ve onumuzdeki senelerde Avrupa`ya gidememe durumu olusan kluplerimizin bunun hakkini aramasi yanlis mi sence? Ya da aramayan kluplerin durumu ne kadar dogru ?

    Bugun TFF`nin dogru yada yanlis aldigiligin devami ve takimlari dusurup dusurmeme kararina yorum yapamam ama butun kluplerimizi ve Turk futbolunun gelecegini ilgilendiren sike sanigi durumundaki kluplerimizin UEFA`ya katilip olasi sorunlara sebep olmasi benim gozumde kabul edilir degil.

  5. Cahit Binici dedi ki...

    Bunlar Metin Oktay'dan efendilik öğreneceğine, fatih terim'den "adamlık" öğrenmeyi tercih etmişler. metin oktay efsanesi dedikleri de artık sadece bir halkla ilişkiler calismasi... tişörtlerdeki hoş bir desenden ibaret...

  6. Osman Elibol dedi ki...

    Futbolu biraz olsa sevseniz şu düşüncelerinize güler geçerdiniz. Neymiş Galatasaray'ın yazısında hiç bir hukuki referans yokmuş. Kardeş sizin hiçbir hareketinizde hukuk yok, bırak bizim açıklamamızda ona referans olmasın. Metris yöneticilerinizle dolu. Bize hala haktan hukuktan bahsetmeyin.

  7. H.C.T dedi ki...

    ok nickli tipleme,

    Biz sizden dostluk kardeşlik falan beklemiyoruz da, şu durumda Fenerlilerden sükunet bekleyenlerin hangi birinci derece akrabasından ne tür bir menfaat beklemesinin daha akla yatkın bir durum olduğunu iyi biliyoruz. Bu benzetmeden dolayı belki yorumum yayınlanmayacak ama içinde bulunduğunuz psikoloji (bayan arkadaşlardan çok özür diliyorum) diktirdikten sonra önüne gelene "bu herkese veriyo, motor bu" diye bok atan karılarınkiyle birebir örtüşüyor.

    Azalarak falan bitmeyin, sadece o pis geninize etki eden bir meteor mu düşüyor kimyasal tepkime mi oluyorsa toptan bitin...

  8. haute_couture dedi ki...

    Murad Yıldız; bir tane örnek gösterir misin bana şike dolayısıyla ihraç edilen bir kulübün ülkesinin federasyonunun da ihraç edildiğini?
    bak sana yardımcı da olayım, daha 1 hafta içinde UEFA turnuvalarından ihraç edilen Volou yüzünden Yunan Futbol Federasyonu da ihraç edilmiş mi?
    aynı kulüpler neden "Fenerbahçe şampiyon olmasaydı soruşturma açılmayacaktı" iddiasını araştırmıyor? ligde 3., 4., 5., 6. ve diğer sıraları alan kulüpler bu yüzden avrupaya gidemedi, ya da alt kupaya gidiyor, bunu neden dile getirmiyorlar bu güzide avrupaya bile gidemeyen ama ülke olarak şampiyonlar ligi pastasının sadece %2'sini almaktan şikayet eden kulüpler?

  9. barbobey dedi ki...

    gs nin açıklamasında şöyle bir ibare dikkatimi çekti:
    ''böyle bir meselede adaleti tam ve net olarak sağlamak çok zordur.''
    ne demek bu?
    şu:küme düşür kardeşim.adaleti sağlamak kılı kırk yarmak sanamı kalmış.
    ama gs yönetimi bu dünya sanada kalmaz merak etme.
    her tarafınızdan oluk oluk makyavelizm akıyor .

  10. fatih dedi ki...

    @murad yıldız murat bey uefa avrupa kupalarına katılan takımlardan maçları manipüle etmediklerine dair teminat alıyor zaten bu teminatı verip şikeye bulaşan kulüp ceza alır ülke federasyonuna bunun için ceza verilemez bir kulübün şike yapması yüzünden tüm ülkenin ceza aldığı bir tane ülke gösterebilir misiniz? bu açıklamanın amacının hak aramakla falan alakası yok yapmayın allah aşkına

  11. Cahit Binici dedi ki...

    gerçekten anlayamadığım için soruyorum. Bu süreçte, soruşturmada "adı geçen" kulüplerin, savunmalarını almaya bile gerek görmeden, küme düşürülmesi gerektiğini savunanlar, soruşturmada galatasaray, besiktaş ve trabzonsporun da adının geçtiğini bilmiyorlar mı? bu kadar tantanayı kendi kulüplerinin de küme düşürülmesini istedikleri için mi yapıyorlar? eğer öyleyse kendimden utanırım. değilse, adaletten yana görünüp de bu kadar alçak nasıl olunabiliyor?

  12. alperensaylar dedi ki...

    Galatasaray yönetimi keşke bu kadar satır ve paragrafta "sözde" adalet ve haktan bahsedeceğine tek cümle yazsaydı "Fenerbahçe savunması alınmadan ve mahkeme kararına bakılmaksızın küme düşürülmelidir."

    Galatasaraylılar sanırım kendilerini kandırıyorlar bu açıklama ile adalet ve hak istediklerini söyleyerek. Hangi hukuk anlayışında insanların, kurumların kendilerini savunmalarına izin verilmeden ceza aldıkları görülmüş? Bu şike soruşturmaları bu kadar basit mi zannediyorsunuz ya da kolay mı belli oluyor zannediyorsunuz? Juventus ve Porto'nun geçirdiği süreçlerin ne kadar uzun ve çelişkili olduğunu hiç mi görmüyorsunuz? Keşke TFF Galatasaray'ın istediği gibi karar verseydi de asıl o zaman görürdük UEFA, FIFA, CAS gibi kurumların nasıl o kararı bozduğunu. Bu sefer de bu kurumlara mı kendi zekanızla kafa tutacaktınız?

  13. burock dedi ki...

    Galatasaray yonetimi, futbolla topluma nefret tohumlari serpme konusunda, amacinin ne oldugu belirsiz sike sorusturmasinin seyrinde, nefret boyutlarini asmis rekabet anlayisinda yerini akli sira almis ve aciklama(!) yapma geregi hissetmis. Bunda bu kadar tepki cekecek bir sey yok. Malzeme bu kadar! Seviye bu! Gozleri karartan niyet ortada! Yonetimde belli ki bu fanatizmin bir ayagi var. Fenerbahce'den her turlu intikam almanin ve otesinde kurtulmanin yolu; "dusurun bunlari kaardesim!"

  14. emre dedi ki...

    ok demis ki Federasyon sorumluluk alsin olay cozulsun lafindan bile killanan killanan taraftar profili. Yani ne demek bu? Galatasaray'in ayptigi bu ortaya aciklamadan neden uzerinize vazife cikartiyorsunuz, ve hatta cig mi yediniz de karniniz agriyor? Iyi de Galatasaray Yonetimi neden her aciklamasinda karnindan konusuyor neden acik acik beklentisini soylemiyor. Her ne kadar bu surec icinde garip gelse de Trabzonspor Yonetimi bile ne istedigini net olarak soyluyor: Dusurun kardesim Fenerbahce'yi kupayio da bize verin. Dogrudur yanlistir, ama hic degilse beklentisini net olarak soyluyor. Galatasaray Yonetimi ne diyorFutbolumuzdakı bazı şahsiyetlerin hırsları, bir an için akıllarının önüne geçmiş olabilir. Bu her bireyın, her an başına gelebilir". Az cok hepimiz okur yazar oldugumuza gore bunun tercumesi "Aziz Yildirim hirslarinin kurbani oldu bu yuzden geregini yapin". Yok benim Turkcem yeterli degilse "ok" bir zahmet bizim neyi yanlis anladigimizi bir zahmet anlatir misin?

    Murat Yildiz, zaten medyanin verdigi yanlis ve yonlendirici bilgiler sayesinde bu surecin sonunda Fenerbahce, Besiktas ve Trabzonspor kuluplerinden bir tanesi sike yapmasi sebebi ile ceza alirsa Turk Futbol Federeasyonuna bagli tum kuluplerin Avrupa Kupalarina katilim hakkinin engellenecegini zannediyor. Ama acip iki satir okusa boyle bir durumda sadece o kulubun ceza alacagini ve ulke futboluna ceza verilmeyecegini pekala ogrenebilir.

    Osman Elibol ise zaten"Ates Olmayan Yerden Duman Cikmaz" gibi "Mussolini" fikriyati icinde. "Metris Yoneticilerinizle dolu o yuzden sizin hukuktan bahsetmeye hakkiniz yok" diyor. Peki Osman Elibol Turkiye'de acilan davalarda saniklarin net istatistik olarak %50'sinin beraat ettigini biliyor musun? Hadi biraz daha acalim bunu; hani belki bugunlerde okumussundur "sucsuzluk karinesi" diye bir laf dolaniyor ortaliklarda. Ne demek bu biliyor musun? Aksi ispatlanana kadar herkes masumdur. Yani, bir insanin cezaevinde bulunuyor olmasi onun suclu oldugunun kaniti degildir. Ki zaten bahsi gecen insanlarin tutuklu yargilanmasi bile hukuksuz ama simdi oralara girersek buyuk ihtimal senin kafan daha fazla karisir. Uzun lafin kisasi, bu insanlar yargilanmadan ve kesin hukum verilmeden bu adamlarin hepsi sucsuzdur!

    Hepimizin taraf olarak olaylari inandigimiz sekilde yorumlamamizda hic bir problem yok, ama bir kere de Allah rizasi icin elle tutulur bir argumanla gelin de biz de, ulan hakikaten bak burada dogru soyluyor bu adam diyelim

  15. FBlackmamba dedi ki...

    GS yönetiminin tek bir amacı var bu süreç vesilesiyle kendi taraftarından pirim toplamak.Çünkü malum bize laf eden gs li sporcu yeni mukavele kapar,yönetici alkışlanır gs taraftarı tarafından.Arık bokunu da çıkarmayın kendi taraftarınızı da aptal yerine koymayın.Gs taraftarlarıda artık böyle şeylere prim vermesinler acınası hallere düşüyolar.Senelerdir üstünlük kuramadığınız bir takıma zor zamanlarda leş kargası gibi saldırarak bu işler olmaz.

  16. hüseyin dedi ki...

    keita transferi içlerinde patlayınca hemen gündemi başka tarafa çektiler. bundan öncede forlanı almaya gittiler boş döndükleri gibi benzer bir saçmalık yayınladılar. 2. oldu bu bazı embesil eziklerde bunlara inanıp şakşakçılık yapıyor. ne demişler öyle taraftara böyle yönetim..

  17. Adsız dedi ki...

    "@ok:azalarak bitmeniz dileğiyle."
    zihniyet kendini nasıl da ele veriyor. gs yönetimi tamda bunu söylemiş. biz sizinle kurallar çerçevesinde, spor alanlarında başedemedik bari bi eyyam yoluyla düşürsünler sizi de kurtulalım. bu faşizan isteğin en arkaik hali @ok in ifadelerinde mevcudiyet kazanıyor.

    tabi @osman elibol meseleye daha bi tat katmış.
    "@osmanelibol:bırak bizim açıklamamızda ona(hukuk) referans olmasın. Metris yöneticilerinizle dolu. Bize hala haktan hukuktan bahsetmeyin." hani 1930 lar almanyasında yaşasaydın führer'in hukuk başdanışmanlığını kessinkes kapardın.

  18. emir.z dedi ki...

    Galatasaray'ın her iki açıklamasında da anahtar bir kavram; "zaman".

    Bu strateji "zaman kazanma"ya dayandırılamaz…”, “Kararların geciktirildiği "her gün" Türk sporuna zarar vermektedir…”, “Türk futbolunun içine düştüğü bu karanlıktan "bir an önce" çıkarılması için tüm mercilerin, gerekirse liglerin bir süre ertelenmesi kararı dahil, üzerlerine düşen tüm görevleri "zaman kaybetmeden" yerine getireceklerine ve kararın verilmesi için gerekli bilgi ve delillerin Federasyon’umuza "ivedilikle" iletilerek sürecin "hızlandırılacağına" inanıyoruz.”

    Zaman ve hız kavramlarına modern bilim tarihinde bir Einstein, bir Max Planck bir de Galatasaray bu kadar çok eğildi. Einstein bildiğimiz kadarıyla hız’ı arttırarak zamanda yolculuk yapmanın peşindeydi. Galatasaray ise hızı arttırarak Fenerbahçe’nin zamanda geriye yolculuk yapmasının peşinde.
    Eh, tabi herkesin kendine göre ulvî amaçları var…
    Konuyla ilgili bir yazı için:

    http://emirz.blogspot.com/2011/08/sultaniden-mesaj-var-genc-uefaclar.html

  19. Cengiz dedi ki...

    Zannedersem "Sayın" Ünal Aysal bitiremediği transferlerden dolayı cahil taraftarlarına şirin gözükmek için ikide bir böyle çıkışlar yapıyor. Durumdan vazife çıkaran kör cahiller de şurdan burdan kulaktan dolma haberlerin gazıyla taaruza yelteniyorlar.

    Kardeşim yazının sadece başlığını mı okuyorsunuz da fındık kadar beyninizle yorum yazıyorsunuz bilmiyorum ama tamamen hukuki ve somut gerekçelerle desteklenmiş bir görüşe bile kulp takmaya çalışmak da iyice zıvanadan çıktığınızı gösteriyor. Eğer şurada beyan edilen birinci ağızdan verilmiş açıklamalar, resmi beyanatlar, kanun maddeleri ve hukuk kuralları ile desteklenmiş bir görüşü çürütmek istiyorsanız yine aynı şekilde somut veriler ortaya koyun. Baransu-Rasim Ozan kafasıyla hamaset yapıp kör fanatizminizle buralarda gölge etmeyin. Okuduğunuzu da lütfen anlayın.

  20. Ertuğ Kaya dedi ki...

    Bu sene ligimizde inanılmaz olaylar çıkacağından, hatta insanların öldürüleceğinden korkuyorum. Kendini bilmez medya ve yöneticiler, yıllardır insanları birbirine düşman ettiler. İnsanların çoğunda sabır ve hoşgörü tamamen tükendi. Toplumu geren açıklamaları yapan kulüplere 25bin lira değil milyonlarca (evet milyonlarca) lira ceza kesilmeli ve bu para barış ve kardeşliği geliştirecek eylemlerde kullanılmalıdır.

    Başarısızlıklarının üzerini örtüp, taraftarına sempatik görünmek için nefret tohumları eken çok kendini bilmez varken, birlik ve bütünlük için çalışan çok az insan var. Bu böyle devam edemez, menfaatleri için insanları birbirine düşürmek şike yapmaktan daha ağır bir suçtur, cezası da daha ağır olmalıdır. TFF nefret tohumu ekenlere vereceği cezaları ağırlaştırmalı ve derhal uygulamaya başlamalıdır.

  21. samael dedi ki...

    Osman Elibol kişisi...

    Metriste yatan yönetici sayısı federasyonun vereceği kararla orantılımıdır?

    Futbol sevgisiyle, etik kurulun yaptığı inelemenin ve TFF'nin vereceği kararın veya bu kararı zamana yaymasının ne alakası var?

    Bir süre öncesine kadar Türk futbolunda en büyük müsibet Fenerbahçeydi, şimdi bayrak verdiği karala TFF'ye mi geçti?

    Türk futbolu,temiz ve el değmemiş lig ve futbol sevgisi kadar taş düşsün başınıza.

  22. fishersad dedi ki...

    Galatasaray spor kulübü kişiliğini TTARENA karşılığında satmıştır. Aysal diyet borcunu ödemektedir. Amaç FENERBAHÇEyi hizaya çekmektir. Hiza dedikleri kendi seviyesizlikleridir. FENERBAHÇEyi o seviyeye indirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Ülkenin 3/4'ünün hoşuna gidebilir bu söylemleri ama aynı zamanda EZİKLİKLERİNİN DE BİR GÖSTERGESİDİR. Ulusoy(suz) zamanında utanmadan İÇ ETTİKLERİ ŞAMPİYONLUKLARDAN SONRA BU YÜZSÜZLÜĞÜ GÖSTERMELERİ NORMALDİR. YAVUZ HIRSIZ EV SAHİBİNİ BASTIRIR MİSALİ.
    Unutulmamalıdır, bu süreç içinde yaşananlar. Artık saflar bellidir. Renkler apaçık ortadadır. bir tarafta 6ALATASARAY (YÖNETİMİ) ve 70'li yılların yöneticiliğini arayan HAMSİGİLLER, diğer tarafta sadece ve sadece FENERBAHÇE!
    aklanma gerçekleştikten sonra EN AĞIR AÇIKLAMALAR, TAZMİNAT DAVALARI İLE anti süreç devam ettirilmelidir. Öncelikle AKLANMA sağlanmalı, sonra her türlü zeminde HAK ARANMALIDIR. Yönetim şunu iyi bilmelidir. TARAFTAR FENERBAHÇENİN ARKASINDADIR. Destek sürmektedir ve özellikle aklanma gerçekleştiğinde HAYAL BİLE EDEMEYECEKLERİ FENERİUM CİROSU ellerinde olacaktır. YÖNETİM BU DURUMU TARİHİ FIRSATA DÖNÜŞTÜRMELİ VE KAÇIRMAMALIDIR.

  23. Simone dedi ki...

    Ne konuşsan boş galatasaray hakkında, sürekli onu oraya getirenlerin güdümünde konuşan bir Gs başkanı,
    En büyük rakibinin bir an önce safdışı edilmesini, bu sayede bu sene rahat rahat şampiyon olabilme umudunu taşıyan bir Gs yönetimi ve taraftarı, göreceğiz derbilerde şikeyi bu sene, Nasıl şike şike oynayacak Fenerbahçe bakalım. Son 10 senede en fazla derbi kazanan , ekonomik, sportif her türlü istatistikte rakiblerine fark atan kulüb bütün derbileri de şike şike almış meğerse...

    Bu ülkede Fenerbahçeyi taraftarından başka kimse sevmezdi zaten, soruşturma başladığından beri masumiyet karinesi, gizlilik ilkesi kimin umurunda, polis, savcı, medya nefret silahlarını dolduracak mühimmatı bol bol sağlıyor, taraftarlık kimliğini önce anti - fenerlilik olarak gösteren kitleye. Ancak polisin, medyanın verdikleri mühimmat kurusıkı, kurusıkı atıyorlar, sürekli haberleri yok.

    Ondan dolayı boşvereceksin bu kitleyi, ne demiş atalarımız, "İt ürür, kervan yürür." " Kedinin, köpeğin duası kabul olsaydı, gökten kemik, ciğer yağardı"

    Bir de filmin birinde bu duruma uygun bir replik vardı sanki şöyle; ""Kurşunlarınız var, ancak silahlarınız boşaldığında ölmüş olmamı ümit edin."

  24. levent dedi ki...

    Öyle sinsilerki
    Beşiktaşın da hakkını çok sefer yemelerine rağmen Onları her fırsatta Fenerbehçe ye karşı ittifak konusunda kullanmayı becerdiler. Karakteri hiç bir zaman değişmiyor, şu anda da başka hesapların fırsatların peşindeler. Bu sinsi yapılarıyla gerçekten fransızların açtığı okulun anlayışıyla geleneklerini çok güzel sürdürüyorlar...

  25. ubs17 dedi ki...

    http://macbitsinoyle.blogspot.com/2011/08/galatasaray-durusu-ve-karakteri.html

Yorum Gönder