Tarafsızlık ne lan? Doğru mu değil mi?
Rıdvan özetle diyor ki "Ben hukuk mukuk bilmem, anlamam ama bu zamana kadar yapılanlar ahlak dışı. 200 metreden ceketinin önünü ilikleyen adamlar bugün kalkmış Aziz Yıldırım koltuk borcunu ödemedi, öbürü çaycı oldu diye haber yapıyorlar. Ayıptır. Başka insanların üzüntüleriyle mutlu mu oluyorsunuz?" Dediği bu. Allahım "tarafsız" değilmiş Rıdvan. Fenerbahçeliymiş. Hem de hasta Fenerbahçeliymiş. Bu da dert oldu.
Okuyorum bakıyorum, dönüp dolaşıp aynı terane. "Objektif değil, Fenerbahçeli" Deli sinirlenmiş durup bokunu kafasına sürmüş. Dur demişler bir daha sürmüş. Yeter lan?
Kimse tarafsız olmak zorunda değil. Hepimiz tarafız. Hepimiz bir takımı tutuyoruz, bir siyasi içtimai görüşümüz var. Full tarafsız olan, olması gereken bir Allah kulu yok şu dünyada. O ne demek? İnsan dediğin bir şeylere inanır, bir şeyleri sever, bir aidiyeti vardır. Elbette kimlik sahibiyiz. Bütün bunlar zaten verili koşullar. Rıdvan taraflı da, Rıdvan eleştirisi "Fenerliymiş, hem de hasta fenerliymiş!"den ibaret olan adam kimliksiz, takımsız, inançsız köpek eniği mi? Ya Galatasaraylı ya Beşiktaşlı ya da başka bir takımı tutuyor ama mutlaka tutuyor.
Bunların anladığı şekilde tarafsız dünyada insan yok. Ama bütün dünyada anlaşıldığı şekilde "tarafsız" insanlar var. Çünkü ahlak var. Herkes "doğru" söylemek zorunda. Objektiflik, tarafsızlık bununla ilgili bir şey, kimliksizlikle ilgili değil. İnsan müslüman olabilir veya ateist olabilir, insan Türk olabilir veya Japon olabilir, söylediği doğruysa doğrudur. "Japonya'nın geçen seneki gayri safi milli hasılası 4.3 trilyon dolar." diyen adama "Tarafsız değil çünkü Japon, Japoncu" diye karşı çıkan adam klasmanında, her önünüze sunulan veriye ad hominemle kalkışmak ancak insanın gerizekalı olduğunu gösterir.
Herhangi bir insanın beyan ettiği bir iddiaya ilk yaklaşım kimliği üzerinden olmaz. Bu ancak ırkçılar ve faşistlerin yöntemidir. Hiç birimiz ad hominemden başka tutunacak dal, kişilik üzerinden tahkir etmeden konuşacak cümle bulamayan kısıtlı zekaların bize çizdiği evrende yaşamak zorunda değiliz. Bir insanın beyanatı önce "doğru mu yanlış mı" üzerinden değerlendirilir. Canına yandığımın ülkesinde mantık derslerini Felsefe dersinin altına koyup onu da 3 saatte geçince bu tip erozyonlar oluyor tabi, kimse "logical fallacy" nedir bilmiyor, sel gibi, çağlayan gibi mantık hatasından mürekkep "duruş"ları da "doğru" zannediyor.
Ben örneklendireyim. Diyelim karşıdaki bir Japon olsun.
Rıdvan şu cümleyi kursun: "Medyanın konuyu ele alış biçimi çok ahlaksız"
Buna sen "Taraflı, Fenerbahçeli" diye cevap verirsen Japon sana mal diye bakar, gerzek diye bakar, şunca et, tavuk, balık ve ekmek yiyip sonunda sentezlediğin proteinlerle oluşturduğun 80 kiloluk bedenin organik israf olur adamın gözünde. Bu ne lan?
İddia ne? Medyanın konuyu ele alış biçimi çok ahlaksız. Bu bir iddia, senin "Fenerbahçeli" demen bu iddiayı çürütüyor mu? Çürütmüyor.
Demek ki, Rıdvan'ı çürütmek, yanlışlamak için buhran geçiriyorsan, iddia ile alakalı bir karşı iddiada bulunman lazım. Ne olabilir? "Medya bu konuyu çok süper ele almıştır."
Öyle olmadığı da belli. Medya konuyu ahlak seviyesinin altında, rezil bir şekilde ele almıştır ve tam da böyle olduğu için Rıdvan'ın önermesi doğrudur. Bu kadar. Doğru mu? Doğru. Haklı mı? Haklı. Sus yahu?
Genel kurala dönüştürdüler, biri Allah birdir dese çıkıp "Taraflı, Fenerbahçeli" filan diyecekler. İş o raddeye geldi ki, herhangi bir cümle içerisinde bir Fenerbahçelinin "Fenerbahçeliyim" demesi bile öfke nöbeti geçirmelerine sebep oluyor.
Şimdi bu akıl hastalığının da adı "tarafsızlık" oldu. Ağzındaki baklayı çıkar, "tarafsızlık" beklentisinde filan değilsin "Fenerbahçesizlik" beklentisi içerisindesin. Doğru - yanlış, haklı - haksız, umurunda değil. Senin "öteki" olarak kabul ettiğin kimliğe sahip olanın "doğru" bir şey söylemesini dahi "öteki" kimliğin "menfaatine" olduğu için "zararlı" buluyor kafadan karşı çıkıyorsun, totaliter, faşizan, ruh hastası kafalar!
Bu adamların twitterda, sözlükte, forumlarda, 50 tane gazetede, köşelerinde, programlarında çizdikleri diskürün yekünü, bir mantık hatasına koşulsuz biata dayanıyor, karşıdakini de "Fenerbahçeli, tarafsız değil"den ibaret cümlelerle sıkıştırdıklarını filan zannediyorlar. Rasim Ozan Kütahyalı'nın "Bıraaaaaagh yaa Darbeci, ulusalcı, (if available Fenerbahçeli veya herhangi bir öteki)" nden ibaret, içeriksiz çığırışları toplumsal dilin ağırlık noktasını oluşturuyor.
Biz öyle değiliz?
Bakın söylüyorum. Papaz tarafsız değil. Fenerbahçeliyiz. Papaz, her konuyu yazmak zorunda da değil, buradaki yazarlar önemli gördükleri, üstünde bir şey söyleme heyecanı uyandıran konularda yazı yazıyorlar. Ancak Papaz, ahlaken doğruyu söylemek zorunda ve kaile aldığımız tek ve yek eleştiri de "şu iddian şu şu şu şu sebeplerle yanlış" bu kadar.
Hükümeti eleştirdiğinde "ulusalcı", askeri vesayetin uygulamalarını eleştirdiğinde "yandaş, liboş", azınlık haklarından bahsettiğinde "ermenici", kürtlerin uğradığı haksızlıklardan bahsettiğinde "kürtçü", islamcıların uğradığı haksızlıktan bahsettiğinde "fetoşçu", şehitten bahsetsen "faşo" diyenlerden bile daha absürd "adil yargılanma ilkesi ihlal edilmiştir"e "fenerbahçeli" diye cevap veren, kendi zihnini taammüden 30iq'a sabitlemiş bir takım gerzeklerin "objektif değil, holigan şey olmuş, taraflı" filan demesi filan da fasarya geliyor.
Ha niye yazdım? Şu Rıdvan'a yapılan eleştirileri gördüm de, artık bu mantık hatasının akıl hastalığı boyutuna geldiğini de birilerinin söylemesi gerekiyordu ondan. O kadar.
11 Ağustos 2011 17:45
rıdvan dilmen 1 buçuk aydır nerede diyenlerdendim ancak dün şunu anladım ki iyi ki konuşmamış her konuşmasında oturup ağlardım herhalde... en samimi en içten konuşmaları yaptı hele ''içim yanıyor'' dedi ya... iyi ki bizim efsanemizsin...
11 Ağustos 2011 17:51
alkışlamak... bana düşen sadece budur bu yazının üstüne, aynı şey benim de başımda çünkü. etrafımdaki galatasaraylı, beşiktaşlı "fanatik"lere derdimi anlatamıyorum. "şike varsa küme düşelim ama bu süreç hukuksuz" dedikçe daha fazla saçmalıyorlar, gazetede her fenerbahçe aleyhinde yazana atlıyorlar. "telefonda bu buna şunu demiş" demesini biliyorlar da, "konuşmayı gördün mü, duydun mu, polis böyle bir konuşma metni yazıp gazetelere servis etmiş olamaz mı (yapmadıkları şey değil çünkü)?" diye sorunca "hastasın, fenerbahçeli'sin" gibi tepkiler veriyorlar ama aslında verecek cevapları yok! "adalet, hukuk" demekten dilimde tüy bitti valla!
11 Ağustos 2011 18:23
Fanatizm öyle bir şeydir ki, bir takım aculları daha iki gün önce "Galatasaray'ı şikeyle ilişkilendirmeye çalışan şerefsiz medya"yı bugün Rıdvan Dilmen'in eleştirisine karşı müdafaa ettirir. Kılavuzu Hıncal olanın kafası böyle oluyor demek.
11 Ağustos 2011 19:24
Evet, 'Fenerbahçeli!' derken son derece müzevir ve had safhada koşullanmış olabiliriz ama şunu unutmayın ki bizim kalplerimiz son derece temiz. Biz son derece temiz ve necip bir kitleyiz bunu bilin Aethewulf Bey.
Evet, ad hominemci olabiliriz ama bu içimizin ne kadar temiz olduğu gerçeğini değiştirir mi?
Bize her türlü naneyi yemek vaciptir çünkü kerameti kendinden menkul bir kalp temizliğimiz var, aklınızdan çıkarmayın.
İçimizde bir Mr. Muscle var. Yıkıyoruz, çıkıyoruz. Öyle yuvarlanıp gidiyoruz.
Evet hınç, nefret ve öç alma hislerinden müteşekkil bir ateş topu olarak yuvarlandığımız da doğru inkar edemem; ama hijyen dolu kalbimiz gibi de serhaddimiz var. Toptancı düşüncelerimiz, şuursuz genellemelerimiz, ağzımızdan çıkan mitralyöz ateşi gibi klişelerimiz bu sayede mis pak oluyor, vernel gibi kokuyor.
Ah sizi taharetsiz Fenerliler, siz ne anlarsınız hijyenden?
NOT Bu arada Rıdvan konuşurken bir an schadenfreude diyecek sandım. Demedi.
11 Ağustos 2011 20:11 Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
11 Ağustos 2011 20:32
Fener adamın amk!
Koyulmuş adamda feryat fîgan bağırır, çağırır. Doğaldır. Salın gelsinler..
11 Ağustos 2011 22:55
Ridvan bu iste, ici disi ayni olan bir adam!!!
Biz ondan ara sira piyasadaki figuranlar gibi olmasini istedigimiz icin kiziyoruz halbuki cok yanlis!!!
Bu ruzgarda savrulmayacak tektuk insanlardan biri iste ama biz ondan adini, karakterini kendi kendine kirletmesini istiyoruz!!!
12 Ağustos 2011 03:13
@kuntakinte, emir.z ironi yapmaktaydı.
12 Ağustos 2011 03:59
@kuntakinte,
1-Öncelikle ben bir Fenerbahçeliyim,
2-Ad hominem kavramı yazar tarafından kullanılmış dikkat edersen, ben de ona binaen bir gönderme yapmışım. Ama sen galiba yazıyı okumadığından bunun hiç farkına varmamışsın.
3-Yukarıdaki yorumumun tamamında da -aslında anlaşılması çok zor olmasa gerek- bir kinaye yapılıyor. Bu kinayeyle yazarın bahsettiği olumsuz tutumun aslında ülke sathında yaygın genel ahlak probleminin bir cüzü olduğu vurgulanıyor. Ve bu sorunla cesurca yüzleşmek yerine 'ama benim kalbim temiz' diyerek defolarını kandırmacayla yamayan ruhların sefaleti yansıtılıyor.
4-Şimdi sen hem yazıyı okuma, hem yorumu anlama, hem de ağzını boz. Yakışıyor mu? 'Hem dersini çalışmıyorsun, hem de şişmansın herkesten.'
5-Afilli kelimesinin doğrusu 'afili'dir. Gugıl'dan öğrenmek mümkün:)
6-Dört cümlelik bir yorumda bir kez bok, iki kez de sıçma kelimesi kullanmışsın. Bununla bizlere hangi müstesna fikirleri ulaştırmayı düşündün acaba? Bu izansız üslubun ve kelimelerinle karşındakine nasıl da sana ayar üstüne ayar verme imkanı yarattığının farkında mısın?
7-Ama serde renktaşlık var, o yüzden parmaklarımın ucu kaşınsa da daha ileriye gitmeyeceğim.