Koriopolis Bilmecesi



NEDEN KORIOPOLIS?
Türkiye'de şike soruşturması yürürken hemen hemen aynı zamanlarda Yunanistan'da da bir şike soruşturması, Koriopolis, devam ediyordu. Oradaki süreç hakkında medyamız bize pek bilgi vermese de, neticede bazı kararların çıktığını öğrendik. Olayın aslını astarını, orada neler yaşandığını, hangi süreçlerin benchmark edilebileceğini, iyi bir örnek mi kötü bir örnek mi olduğunu orada yaşayan birinden öğrenelim istedik. Fatih temasa geçti, Atinalı Fenerbahçelilerden, Frapppedaki bizim için yazdı.

Bu yazıyı yazmaya başladığımda her şey kafamda gayet netti. Olayları iyice araştırıp detaylara indikçe hiçbir şey bilmediğimi fark ettim. Tek bildiğim bizdeki soruşturmaya örnek gösterilen Yunanistan’daki bu soruşturmanın bizdekinden de kirli olduğuydu. Yabancı yapınca iyisini yapar klişesi maalesef burada geçerli değil. Soruşturmanın başlangıç noktası, ilerleyiş şekli ve eldeki bulgular açısından hiç benzemiyorlar ama usulsüzlükler açısından al birini vur ötekine… Önce, Yunanistan’daki soruşturmayı biraz tanıyalım. Sonra benziyorlar mı benzemiyorlar mı siz karar verin.

Koriopolis
Koriopolis, ismi calciopolis`e özenilerek konulmuş. “Korio” kene demek. Argoda ufak dinleme aygıtlarına verilen isim. Ancak dinleme aygıtı dediğimiz şey o kadar da küçük değil. Terör korkusuyla 2004 Olimpiyatları için ABD’ye sipariş verilmiş çanta şeklindeki bu alet aslında bir ortam dinleme aracı. Çapı kilometrelere varan bir ortamdaki bütün telefon konuşmalarını ve smsleri kaydedebiliyor.

Olimpiyatlar’dan sonra Olympiakos başkanı Kokkalis’in karıştığı kirli işler ve Olympiakos - Panathinaikos rekabeti gibi giden lig nedeniyle polis artık bir operasyon vaktinin geldiğine karar veriyor. Futbola bulaşmış mafyanın kendi içindeki çatışmalar, silahla yaralamalar, offshore gibi suçların üstüne iki hakemin evlerinin önünde dövülmesi ve polisten koruma istemelerinin ardından polis şüphelileri dinlemeye başlıyor. Ancak o zaman elde yeterli delil bulunmadığından Kokkalis kurtulup araştırma gelen yeni dönem şikeçilerin elinde kalıyor. Bu soruşturmanın bulguları son 2,5 yıllık dönemi kapsıyor kısacası.

Soruşturma nasıl başladı?
Aslında şike dedikoduları bu ülkede var olan bir olgu. Futbolla ilgilenen kime sorsanız, özellikle 2. Ligde maçların bağlandığını, hakemlerin satın alındığıni yüzde yüz emin sekilde söyler size. Bugüne kadar açılmayan soruşturma UEFA’nın baskısı sayesinde tarihte ilk kez açılıyor. UEFA, Haziran ayında elindeki şüpheli maçlar listesini açıklıyor. Bu maçlar içerisinde Yunanistan’da oynanan 41 maçın ile ilgili bulgularını da Yunan Futbol Federasyonu ile paylaşıyor. Soruşturma UEFA ve futbol federasyonu eliyle açılmış gibi görünse de, AB ve PASOK bu soruşturmanın gizli aktörleri. PASOK hükümetinin aldığı kredilerin bir şartının, bu soruşturmayı da kapsadığını belirtmek lazım. (Bu genel bir yorum. Ancak bugüne kadar hükümetten kimse inkar etmedi.)

Soruşturmada kimler var?
Mafyanın baş aktörlerini sıralayalım.


Achileas Beos: Panionios`un eski başkanı ve şimdiki Olimpakos Volou başkanı. Panionios`un başındayken UEFA`nın araştırmasına takılan 2 kirli maçı var hali hazırda. O dönemden beri kulübünün maçları UEFA tarafından takip ediliyordu. (Bulgulardan biri, Kastoria`ya kaybedilen maç öncesinde yurtdışındaki bir hesaptan oynanmis 1 milyon eur) Yani bütün bu araştırmaların göbeğinde kendisi var. Futbol mafyasının baş aktörü. Polisin yaptığı dinlemelerin büyük kısmı onun telefon konuşmalarını kapsıyor. Bu konumu alması, Panathinakos`a yardım ettiği üstüste 2 şampiyonluk ardından başlar. Ancak daha sonra mafyanın Olimpiakos kanadına transfer oluyor.


Makis Psomiadis: Bu da mafyanın diğer tarafı. Eski AEK başkanı. Başkan olduğu dönemde AEK`in kasasından tesis yapacağım deyip 30 milyon çalan, kulübü iflasa sürükleyen sonra açılan davada suçlu bulunup 2 yıl hapis cezası alan ama bir şekilde sağlık raporlarıyla hapis cezasından kurtulan bir isim. Şimdi Kavala`nın başkanı ve soruşturmada hakemlerin baş belası diye geçiyor. Panathinaikos eski başkanı Pateras tarafında.


Thanasis Kanellopoulos: Olympiakos Volou eski başkanı, Yunan futbol Federasyonu önceki başkanı ve Olympiakos başkanı Marinakis’in yakın dostu. Takımların başkanları ve hakemler arasındaki bağlantıyı sağlayan adam konumunda.


Marinakis: Olympiakos başkanı. Kokkalis'in yerine geçtikten sonra onun işlerine kaldığı yerden devam ediyor. Emri altında bu işleri yürüten yüzden fazla adam var. O yüzden bu soruşturmada paçayı kurtarabilecek belki tek isim. Birçoğuna göre 10 senede Kokkalis`in masa başında yaptığı pis işleri 1 seneye sığdırabilmekle meşhur. Polisi rahatsız eden de buydu.


Pateras: Panathinaikos eski başkanı. Onun döneminde Panathinaikos üst üste 2 şampiyonluk kazandı. Medyaya göre onun daha sonlaraları mafyadaki görevi otoritelerle konuşmak, isimleri ifşa etmek ve kendi paçasını kurtarmak. Zaten Beos da ilk mahkemesinde, onu ve ortağı ünlü avukat Kougias'i hainlikle suçluyor.


Sofoklis Pilavios: Yunan Futbol Federasyonu Başkanı. Soruşturmada kendi kendini temiz ilan eden ama kimseyi kendisine inandıramayan bir adam. Mafyanın uzaktan kumandası deniyor onun için.


Tsakogiannis: İlioupoli takımının başkanı, mafyanın görünen yüzü, takımı yerel liglerden alıp 2. Lige çıkarıyor. Polis tarafından hep takip edilen, mafya suçları nedeniyle hapis yatmış bir isim.


Kougias: Panahaiki Patras başkanı, savcı. Onca pis işin içindeki adamları kanunen temizlemekle görevli. Bu soruşturmada da Pateras ile beraber polisle işbirliği yaptığından yine temizleri oynayacak. Ama insanların gözünde güvenilirliğini yitirmiş durumda.

Mafya işlerini nasıl yürütüyordu?

Açıkçası onlarca telefon konuşmalarından sonra herkes birbiriyle konuşuyormuş gibi bir izlenim ediniyorsunuz. Konuşmalar iki bölümde toplanıyor. Bir bölümde maç bağlamak diğer bölümde bahis için zemin oluşturmak var. Ayrıca telefon konuşmalarında maçlara istedikleri hakemleri atayıp diğer maçları da etkileyebiliyolar. Şöyle bir örnek verelim:

1 Şubat 2011 tarihli Beos-Marinakis konuşması. Hakemleri belirleyen biri hakkında, isim vermeden konuşuyorlar. Hakem komitesi başkanı ya da federasyon başkanı olması muhtemel.

B: … ona yarın ki ise karışmasın dedim her şey yolunda gidecek. Ayrıca bana iyilik yap dedim Sidiropoulos`u koyma. (Sidiropoulos, bir hakem)
M: Sidiropoulos mu verildi?
B: Sidiropoulos Pazar günü PAOK-Panathinaikos maçında.
M: Niye Sidiropoulos`u vermiş?!?
B: O`nu istiyor ben de dedim ki eğer onu koyarsan o maça … döverim (isim vermeden). Bir daha da seninle konuşmam. Paboridis’i 4 hafta yasakladın, Spathas’ı da. Ama bu maç satan şerefsiz 2 hafta ceza alıyor, sonra da bu maça veriyorsun. Bu beni takmıyorsun demek bunu kabullenemem.
M: Stathopoulos’a da 2 hafta ceza verip beni de takmamıştı.
B: Ama ben yakaladım onu. Dedim ki Sidiropoulos’u dışarda bırak bu hafta. Haftaya derbiye koy dedim eğer problem olursa. O da bana Vaggelis(Marinakis) çok kızmıştır önce onla konuşayım dedi. Ben konuşurum Vaggelis’le dedim üzülme. Ama Giahos’u koy dedik yok dedin, Paboridis’i koy dedim yok. O zaman başka bir kardeşimizi koy PAOK-Panathinaikos maçına.
M: Paboridis’i verse daha iyi olur PAOK-Panathinaikos maçına.
B: Tabii ki daha iyi olur.
M: Ona da böyle söyleyeyim.
B: Evet Sidiropoulos’u da haftaya senin derbiye sakla. Ama araştır bir yasa ne diyor kupa maçları yüzünden bir engel çıkmasın..
M: Tamam şimdi bakarım o konuya.

***
Bunun gibi hakemleri bizzat kendilerinin belirlediğini gösteren konuşmalar var basında. Bir de resimli bir örnek koyalım.


Bahse konu maç geçen sezonun derbisi Olympiakos-Panathinaikos maçı. Maç Olimpiakos`un 92`de attığı golle 2-1 bitiyor. Maçta Panathinaikos`un ofsayttan iptal edilen bir de golü var yukarıda görüldüğü gibi. Maçtan 1 saat sonra Olympiakos başkanı Marinakis, Beos`u arıyor:

Beos: Tebrikler!!
Marinakis: İşte böyle s…k lazım bunları... 92’de hem de.
B: Tamam ama dinle bir..
M: Bir kere de şans bize gülsün...
B: Tebrikler tebrikler ama bırak şimdi eğlenmeyi beni dinle. Bir mesaj aldım. Bunları koruman lazım 1 hafta 10 gün boyunca (hakemleri kastediyor)
M: Tamam
B: Duydun mu beni?
M: OK
B: Çok önemli bu..
M: Hangisinden bahsediyorsun?
B: Kalopoulos ve Tryfona (maçın hakemleri)
M: OK
B: Anladın mı dediğimi? Bak ben senin dostunum beni dinle. Problem var sürekli beni arıyorlar.
M: Tamam o zaman konu kapanmıştır.


Bir de bahis oynayan futbolculardan bir konuşma örneği gelsin. Görüşme Aris`li oyuncu Kostantinos Mendrinos ile Andreas Dimopoulos adlı bir booker arasında Aris-Manchster City (0-0) maçından birkaç saat önce geçiyor. Tarih 15-2-2011.

Mendrinos: Bak stada geldim artık…
Booker: Hmmm…
M: Birazdan Castillo`yla konuşacağım. (Aris`te oynayan Meksikalı milli oyuncu)
D: Evet..
M: Tevez`le konuşacak (evet bildiğimiz meşhur Tevez)
D: Evet..
M:…Ayrıca Koke (Aris`in ispanyol kaptanı) ile de konuştuk maç vuruşu için…
D: Ok.
M: Benim şifremle login olmanı istiyorum.
D: Ok
M:Login ol ve benim istediğim bahisleri oyna.
D: Evet
M:Anladın mı?
D:Evet. Ne oynayacağım 1 mi 2 mi ?
M: Hayır hayır maç vuruşunu biz alacağız ona yatıracaksın.
D: Böyle bir şey mi var?
M: Evet var öyle bir bahis görüyorum şu an.
D: Ok
M: Maçtan 1 saat önce açılıyormuş bu bahis.
D: Evet ama maçın başlamasına kısa süre kalınca kapatmıyorlar mı?
M: Hayır maçtan 15 dakika once de gördüm.
D: Betfair mi Asian mı?
M:Asian…
D: Başlangıç vuruşunu kimin yapacağı üzerine mi oynanıyor?
M:Evet
D:A evet şimdi gördüm. Hiç farketmemişim?!?
M:Evet şimdi görüyorum. Kick-off diye geçiyor.
D: Ne kadar veriyor?
M: Bizim maça 1.90.
D:…nasıl halledeceğiz bunu peki?
M: Sana onu anlatıyorum, Endy`i arayacağım ben. Aslında aradım bile gitsin Tevez`le konuşsun diye.Tevez`e kick-off`ta topu bize bırakmasını söyleyecek. Bırakmayacaksa da öğreneceğiz işte.
D:Evet ama para atışı var.
M:…
D:Nasıl öğreneceksin bu durumda?
M: Parayı atacaklar tamam ama ona söyleyecek bizimkiler ben bu yarı sahayı istiyorum topla sen başla diye ya da tam tersini.
D:Evet…
M:Ona göre biz de para yatıracağız tamam mı?


Hikaye böyle. Sonuçta maça kaleci Sifakis kaptan olarak çıktı. Bahis oynandı mı ne kadar kazanıldı bilmiyoruz. Belki Tevez`in olan bitenden hiç haberi yok. Yalnız şu videoya bir bakın. 2:50’de para atışı var.



Soruştuma nasıl işliyor?

Soruşturma ceza mahkemesi ve spor mahkemeleriyle aynı süreçte devam ediyor.

Soruşturmanın en çok eleştiri alan tarafı tabii ki spor mahkemeleri. İlk olarak kendisinin de kirli işlere bulaşmış olduğu bir federasyonun aynı soruşturmada kendi takdiriyle karar yetkisine sahip olması çelişkili. Spor mahkemesi, varlığının tartışıldığı bir konuma getiriyor kendisini.

Aceleyle alınan ilk karar da bunu gösteriyor. Kavala ve Olympiakos Volou`nun küme düşürülmesi için yeterli bulunan deliller, Olympiakos için yeterli bulunmuyor mesela. Sonra da karar geri alınıp – puana dönüştürülüyor. Bir yanlışı yanlışla düzeltme çabası. İkinci karardan sonra hükümetle de karşı karşıya geliyor federasyon. Bir bakan alınan 2. kararın ilkine oranla daha büyük skandal olduğunu söylüyor. Burada karar – puana dönüşürken UEFA Olympiakos Volou`ya 1 yıl ceza veriyor. UEFA için yeterli görülen “suspicious” maçlara ait bulgular Yunan federasyonu için bir anlam ifade etmiyor.

Diğer taraftan ceza mahkemesi, bazı isimleri tutuklu yargılamaya devam ediyor çünkü polisin elinde henüz bizim bilmediğimiz yasa dışı örgüt delilleri ve mafya bağlantıları var. Ayrıca yukarda saydığımız isimler içerisinde olan Psomiadis`in yurtdışına kaçmış olması, tutuklu yargılamaların en büyük nedeni. Olay patlak verdiğinde ilk baskınla tutuklanan 10 kişi dışında yaklaşık 80 kişi tutuksuz yargılanmaya devam ediyor. Bunların arasında kimler mi var… 2. Lig kulüp başkanları, futbolcular, yöneticiler, teknik direktörler, hakemler, bahis siteleri ve örgüte yardım eden kişiler.

Sorular, sorular…

Yazıyı bir sonuca bağlamadan evvel, Yunan halkını meşgul eden soruları sıralayalım:

Yunanistan`da basına verilen telefon kayıtları baştan sona bir bütünlük içeriyordu ve bütün medyaya aynı anda sunuldu. Ancak diğer telefon konuşmaları neden yayınlanmıyor? Diğer kayıtları ne zaman göreceğiz?

Soruşturma kapsamında yargılananlar, 93 bin sayfayı okudu mu? Binlerce sayfayı kim okuyup karar verecek?

Bu dosyada başka kimlerin isimleri geçiyor? (ki söylentiler, sayfaların tamamının incelenmediğini ve çok başka isimlerin de soruşturmaya dahil edileceği yönünde)

Tutuklu yargılananların ceza mahkemesinde suçlu bulunması halinde kulüpler nasıl cezalandırılacak?

Cezaları geri alınan takımlar tekrar küme düşürülecek mi?

Ceza mahkemesinde, örneğin Beos suçsuz bulunursa Olympiakos Volou`nun aldığı cezanın sorumlusu kim olur?

UEFA`nın kararı adil mi? Hangi delillere göre karar veriyor? `Suspicious` denilen maçlar karar vermeye yeterli mi? (Bu noktada UEFA`nın kararı nasıl aldığı da önemli. UEFA özellikle son 2 senedir kendi araştırmalarında şikeye ya da bahse bulaşmış maçları dirty-suspicious olarak sınıflandırıyor. Kararları kendi elindeki bulgulara göre veriyor. Olympiakos Volou Avrupa`dan 1 yıl men cezası aldığında bunu Yunan Federasyonu`nun kararına dayandırmıyor. UEFA karar aşamasında federasyonların kararlarına güvenmeyen bir tutum sergiliyor kısacası. Yani federasyonlar ellerindeki dosyayi UEFA ile paylastiktan sonra ya da dosyayı beklemeden UEFA elindeki delillere gore karar veriyor. Şüpheyle karar verme yetkisi var derken bu suspicious maclarin değerlendirilmesi sonucu gerçekleşiyor. Kararları ne kadar güvenilir o da tartışılabilir fakat ellerindeki Betting Fraud Detection System dedikleri IT sistemiyle bağlı ülkelerde oynanan bütün maçları ve bahis sitelerini entegre ettiklerini dikkate almakta fayda var)

93 bin sayfalık dosyanın ne kadarı delil niteliğinde? (Bu da apayrı bir hukuk konusu. Spor mahkemeleri bu konuşmalara dayanarak karar verme yetkisine sahip ancak ceza mahkemeleri için bu konuşmaların çoğu delil niteliği taşımıyor. Mesela kaba bir örnekle, siz telefonda arkadaşınıza köşedeki bankayı soyalım derseniz, o da tamam derse ve banka ertesi gün soyulursa bu sizin bankayı soyduğunuz anlamına gelmiyor. Bunun ispatı gerekiyor. Basketbolcu Bourousis doping ilaçları için telefonda Psomiadis ile pazarlık yapıp “Bu ilac uykusuzluk yapti ama Panathinaikos maçının en iyisiydim” diyebiliyor ama ertesi gün oynanan maçta takımın doping testleri negative çıktığından, Bourousis soruşturmadan ceza almadan kurtulabiliyor)

Sonuç

Bir federasyon yetkilisine Türkiye`deki soruşturmayı soruyorlar. Diyor ki bizdeki dosyanın kapsamı şimdiye kadar görülmemiş şekilde geniş, boşuna karşılaştırmayın. Bunu derken dosya kapsamında ne var kendisi de bilmiyor.

Baştan beri bir karşılaştırma yazısı yazmak istemedim. Karşılaştırma yaparak orada öyle burada niye böyle demek mümkün değil çünkü. Tek bildiğim kimse soruşturmaların güvenilir olduğunu düşünmüyor. Halkın güveninden ve desteğinden yoksun bir yargı sürecinin de bize ne kazandıracağı meçhul.


9 comments:

  1. Valthord dedi ki...

    "mafyanın sürekli puro içmesi" klişesi sadece filmlerde değilmiş demek.

  2. birsela dedi ki...

    Bizim buyuk buyuk gazetelerimizde, buyuk buyuk paralarla, buyuk buyuk yazilar yazan, buyuk buyuk isimli gazetecilerimiz(!) bir dusunsun artik.
    Gazetecilik nedir?
    Gazetecilik nasil yapilir?
    Gazeteci soru sormadan yapilir mi?
    Gazetecilik kendisine sunulani yayinlamak midir?
    Gazetecilik bastiramadigi nefreti kusma alanimidir?
    Gazetecilik polisi, savciyi, fikrine uygun her bilgiyi kalibina uydurup masturbasyonu mubah goren bir meslek midir?

    Tesekkurler aethewulf, Fatih, Frapppedaki ve Papazin Cayiri biz sizle aydinlaniyoruz. Cunku bizim buyuk isimli buyuk gazetelerimiz buyuk yanilgi icinde sorgu-suale gerek gormeden birilerinin borozani olmayi tercih ettiler.

  3. fatih dedi ki...

    valla türkiye'de olsa zaten bu adamların görünüşünden ne oldukları belli diye direkt yargılama falan yapılmadan içeri atılırlardı:)

  4. Ertuğ Kaya dedi ki...

    Harika bir yazı olmuş, tebrikler. Bir benzerini İtalya'da yaşananlar için, günümüze kadar olan gelişmeleri de anlatarak yazabilir misiniz? Bence güzel ve tamamlayıcı olur.

  5. uzerindeyuregindenbaskamuskatasimayan dedi ki...

    @fatih

    yüz ifadeleri ve jestlerindeki mafyatik duruş da kolayca inkar edilebilir gibi gözükmüyor ;)

    özellikle pateras, marinakis, beos ve psomiadis'de.

    fotoğrafçıların da başarısı ayrı tabii.

  6. samael dedi ki...

    Papazın çayırı olmasa komşuda ne olduğunu öğrenemiyeceğiz, onların durum bizden de karışıkmış.

    Emeğinize sağlık.

  7. Cengizhan TÜRKİŞ dedi ki...

    abi o fotoğraflar nedir :D

  8. emir.z dedi ki...

    İtalya'da yaşananlar üzerine şurada bir yazı var. Okunmalı.
    http://targetstriker.blogspot.com/2011/08/aslnda-neler-oldu.html
    Sosyal boyutlarına kafa patlattığımız pek çok meselenin aslında nasıl da bireysel ilişkiler etrafında belirlendiğine güzel bir örnek gibi görünüyor İtalya'daki olay...
    Bizdeki de farklı olmayabilir.

  9. fenerbahce1907 dedi ki...

    beos marinakis ikinci konuşmada marinakis bildiğimiz sonny , çok güzel bir araştırma derleme olmuş

Yorum Gönder