4 comments:

1. rene gallimard dedi ki...
   24 Ağustos 2011 12:36

   a şıkkı çok da güzel iyi olmuş, güzel iyi olmuş, velakinki öyle değildir..
   
   oylamayı bozar o şık.. yada o fikir zaten bu anca o akılda olur diyip daha oyu basarken aşağılamada olabilir.. ama komik hacı basası geliyo insanın..
   
   b'ye basana kadar ızdırap çektim..

2. Cengiz dedi ki...
   24 Ağustos 2011 13:09

   Play-off sistemi duyurulurken yapılan açılamalar şahsen beni o kadar tatmin etti ki a şıkkına basıp hemen gidip iki-üç decoder alasım geldi. Dolayısıyla Türk Futbolu'nu yönetenlerin futbolumuzu ne kadar ileriye götüreceklerine dair ufkum genişledi, çakralarım açıldı.
   
   Hatırlatmak gerekirse ne dedi büyük futbol düşünürü Demirören?
   
   - Futbol ailesinin tek amacı yere düşen futbolumuzu ayağa kaldırmaktır.
   
   (Kesinlikle altına futbolu seven herkes imza atmalı. Çünkü ne kadar çok maç o kadar çok para, ne kadar çok para o kadar çok transfer, ne kadar çok transfer o kadar çok menajer demek. Siz hala altyapı antrenörlerinden, gençlerden falan mı medet umuyorsunuz? Bulun birer Jorge Mendes ya da Juan Figer Türk futblu abat olsun. Arada da Alamanyadan iki halis Türk çocuğu bulsak daha ne olsun?)
   
   - Kişiler geçici kulüpler kalıcıdır.
   
   (İşte bir inci daha. Ne incisi pırlanta mübarek. Kişiler yani yöneticiler parayı bastırır topçuyu alır. Nasılsa bugün var yarın yok. Borcu da ödenmeyecek değil ya nasılsa kulüpler kalıcıdır, gerçek sahibi de taraftardır. Ye sopayı ver ceremeyi ben arkandayım!)
   
   - Herkesin decoder alarak kulübüne sahip çıkması gerektiğine inanıyoruz.
   
   (Zannedersem yakında FB, BJK, GS logolu decoderler satışa sunulacak. Bunu müjdeleyen Demirören'e ne kadar minnet duysak azdır. Bizim de vazifemiz bir kendimize bir hanıma bir de çocuğa decoder almak. Zaten Digitürk gibi maç yayınında çığır açan, HD kalitesiyle Servet'in havada uçan sümüğündeki kıl sayısını dahi net gösteren, tribünde hakemin anasına bacısına küfür eden adamın dediğini dudak okuma uzmanı olmadan anlamamızı sağlayan, bunun gibi daha nice futbol güzelliğini evimize getiren bir kuruluşa destek olmayan vatan hainidir.)

3. Mitya dedi ki...
   24 Ağustos 2011 13:23

   Lige heyecan getirecek projeler uretmekle takimlarin sezon boyunca sarf ettikleri emegi odullendirmek arasinda ince bir denge saglanmali. Halihazirda ligde uzunca bir suredir sikinti yaratan vaziyet orta siralarda yer alan kuluplerin sezon sonuna dogru para disinda - ki o da son bir kac sene icerisinde galibiyet basina verilen paranin artmasiyla gerceklesti - hicbir amaclari kalmiyordu. Keza dusmemeyi garantileyen 12. siradaki bir takim hem motivasyonunu kaybediyor, hem de Ulueren ve Toroglulara yem oluyordu. Bu yuzden lig uzerine yapilacak bir takim oynamalar fikir olarak makul gozukse de salt Digiturk'un zararlarini kompanse etmek amacii ongorulen son degisiklik yarardan fazla zarar verecek gibi duruyor. Oncelikle ozellikle son on yilda ligin sampiyonu nadiren sezonun son iki haftasindan evvel belli oldu ve yaris son haftaya kadar genelde devam etti. Heyecan acisindan bir eksilme degil, aksine artis gozlenmesine ragmen kendine has bir tempo, cekicilik, ve oykusu olan lig sisteminin onemsizlestirilip, sezonun basbayagi TSYD kupasi turevi bir organizasyonla sonlanmasi hakikaten sacmaliktan baska birsey degil. Bir bakima yayin ihalesinin ulastigi korkunc rakamlar sonucunda herhangi bir altyapidan bagimsiz olarak sistikce sisen futbol duzenini kurtarmak icin eklenen son absurdluk.
   
   Oysa Avrupa ligine katilacak son takimi belirlemek icin 4, 5, 6, ve 7. sirada yer alan takimlarin katilacagi bir playoff, ve dusecek son takimi belirleyecek ve 13, 14, 15, ve 16. sirada yer alan takimlarin katilacagi bir playout daha makul ve tatmin edici olabilirdi. 13. siraya dusmemek icin muhtemelen 11 ve 12. sirada yer alan takimlar son haftaya kadar gevsemeyecekler, keza 8 ve 9. sirada yer alan takimlar 7. siraya yukselebilmek icin sonuna kadar mucadele edeceklerdi. Hem bir yandan da futbol camiasinin genislemesi mumkun olacakti - su anda ongorulen duzenleme yine 4 buyukler eksenli lig modelini ilahlastirmakta, oysa bahsettigim duzenleme ligin orta siralarinda yer almasi daha muhtemel dort buyuklerin disindaki takimlari heyecanin icine cekecek, belki Avrupa kupalarina katilmasi hepten imkansiz gozuken Manisasporun ve taraftarlarinin dahi bir umidi olabilecekti.
   
   Federasyonun feyz aldigi sistemin Belcika ve Yunanistan gibi ikinci, hatta ucuncu sinif futbol ulkelerinde uygulaniyor olmasi da manidar; Hollanda bu duzenden yogun elestiriler sebebiyle iki sene evvel vazgecti ve Ingiltere Championship ve Bank Asya liginde uygulanan playoff sistemine, yani 3. ve 6. siralar arasinda yer alan takimlarin bir ust kumeye cikmak icin aralarinda oynadiklari turnuva sistemine donuverdi.

4. Mitya dedi ki...
   24 Ağustos 2011 13:25

   Ote yandan sistemin baska sacmaliklari Turkiye'de son bir kac yilda olusan puan tablosunu inceledigimizde ortaya cikiyor. Gecen sene vaziyet soyleydi:
   
   1.Fenerbahce 82
   2.Trabzonspor 82
   3.Bursaspor 61
   4.Gaziantepspor 59
   
   Yani playofflara Fenerbahce 41, Trabzonspor 41, Bursaspor 31, Gaziantepspor 30 puandan basliyorlar (Bu esnada Bursa-Antep arasindaki iki puanlik farkin tek puana indigini de gozden kacirmayalim, zira playofflarda 3 puanlik sistem devam ediyor ve Antep bedavadan bir puan farki kapatmis durumda.) Dolayisiyla sampiyonun Fenerbahce veya Trabzonspor'dan biri olacagi, ikincinin de bunlardan digeri olacagi asikar. Heyecan yok. Mana yok. Ondan onceki sezon ise soyle:
   
   1.Bursaspor 75
   2.Fenerbahce 74
   3.Galatasaray 64
   4.Besiktas 64
   
   Playofflara girerken Bursaspor 38, Fenerbahce 37, Galatasaray 32, Besiktas 32 puanda. Burada yine ciddi sayilabilecek bir fark var, zira alti maclik bir turnuvada onunuzde 5 ve 6 puan ileride baslayan iki takim var. Lakin onceki ornege gore bu farkin kapanmasi yine de mumkun. Hos, bu sefer de bu fark kapanip, misal, Besiktas sampiyon oldugu takdirde lig boyunca olusmus azimsanamayacak bir fark yok edilmis oluyor. 4 buyukler disinda oynadigi maclarda puanlari toparlamis Bursaspor bu duzen icerisinde ikinci defa sinaniyor ve bir bakima Besiktas ve Galatasaray'a sampiyonluk veya sampiyonlar ligi icin ikinci bir sans veriliyor.
   
   Ote yandan Fenerbahce, Galatasaray, ve hatta Besiktas gibi takimlarin Avrupa'da oynadiklari turnuvalar ve burdan edindikleri tecrube eklendigi zaman Bursaspor, veya Gaziantepspor gibi takimlarin baska bir dezavantajla yarismaya basladiklarini da es gecmemek gerek.
   
   Sonucta nerden bakarsak bakalim sampiyonun playoff sistemi ile belirlenmesi anlamsiz olmasinin yanisira ligin yarattigi heyecani da azaltma tehlikesini icinde barindirmakta. Ustune ustluk son iki ay icerisinde zaten iyiden iyiye kutuplasmis ve gerilmis bir ortam yaratmayi becerdikten sonra ligin sonunu TSYD kupasiyla sonlandirmak kuvvetle muhtemel bir felakete de davetiye cikartiyor. Lakin yillardir oldugu gibi kazanan yine futbol ve kalite degil, bilakis futbol sevgisini ve taraftarlari somurmek icin fikir uzerine fikir yuruten medya ve Digiturk oluyor.