"Sivas Maçını Fenerbahçe Kazanmasaydı Operasyon Yapmayacaktık"
Aziz Yıldırım'ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yazdığı mektupta şu ifadeler geçiyor: "Sayın Savcı son beş maçta şike olduğunu, maçların skorlarını maçlar oynanmadan önce bildiğini söylemiştir. Yine benzer şekilde Sayın Savcı son maçımız olan Sivasspor maçını kaybetmemiz veya berabere kalmamız ve şampiyon olamamamız halinde bu soruşturmayı açmayı düşünmediğini belirtmiştir." [1] Bu açıklmadan sonra da Savcı Mehmet Berk bir basın açıklaması yapıyor ve şunları söylüyor: "Soruşturmaya konu olan son 5 maçta şike olduğu ve maçların skorlarını maçlar oynanmadan önce bildiğimiz şeklinde hiçbir ortamda değerlendirme yapılmamış, görüş açıklanmamış olup, buna dair düşünce, yorum ve duyumlar tamamen hayal mahsulüdür" diyen Berk, söz konusu "asılsız ve gerçek dışı" iddiaların temel amacının soruşturma makamı ve mercilerini baskı ve etki altına almak ve kamuoyunu yönlendirmek olduğundan hiçbir kuşku bulunmadığını savundu." [2]
İyi güzel de, Savcı Mehmet Berk Fenerbahçe'nin Sivasspor maçını kaybetmesi veya berabere kalması halinde soruşturma açmayı düşünmediğini yalanlamıyor. Sadece son 5 maçta sonuçları bildiklerine yönelik iddiayı yalanlıyor. Gerçi burada ilginç bir şey var, bu iddiayı ortaya atan ilk şahıs Aziz Yılırım değil, tersine bu iddialar 3 Temmuz'dan bir kaç gün sonra medyada yer buldu. Mesela:
NTVMSNBC - 6 TEMMUZ "Savcılıktan bilgi alan TFF heyeti, dün hareketli bir gün geçirdi. Savcı Berk ile yarım saat görüşen heyet, şike konusunda önemli bilgiler edindi. Savcılık, "Biz Fenerbahçe'nin takibe aldığımız son 5 maçının sonuçlarıın önceden biliyorduk. Uzun süredir bu işin peşindeyiz. Deliller oldukça sağlam. Gözaltına aldığımız kişilerin önüne belge koyuyoruz, kimse inkar edemiyor" bilgisini verdi." [3]
VATAN - 6 TEMMUZ - "Futbolun Türkiye'deki yeni patronu Mehmet Ali Aydınlar, şike soruşturmasıyla ilgili olaral Özel Yetkili Savcı Mehmet Berk'ten şok edici bilgiler aldı. Görüşme sırasında Aydınlar'a "Fenerbahçe'nin son 5 maçının sonuçlarını önceden biliyorduk. Delliler sağlam" denildi." [4]
HABERTÜRK- 6 TEMMUZ - "Futbol Federasyonu Başkanı Aydınlar, şike soruşturması savcısı Berk’i ziyaret etti; ‘F.Bahçe’nin son 5 maçının sonuçlarını oynanmadan biliyorduk’ bilgisiyle şoke oldu"[5]
Yeryüzü durdukça başımızda olası, her tür özel yetkiyle ve kimi durumlarda daha da özelleriyle donanmasını cümle alemden ve rabbimizden niyaz eylediğimiz sayın Savcımızın 6 Temmuz'da medyada çarşaf çarşaf yer alan bu haberleri yalanlamak için neden 43 (KIRK ÜÇ) gün beklediğini sormak elbette herkesin hakkı. Aynı savcımızın 6 Temmuz tarihinde Emniyet "19 maçta şike tespit ettik" açıklamasını yaparken, neden harekete geçmediği de sorulmaya değer bir başka soruydu. Öyle ya, Emniyetin bu açıklaması örneğin Adalet Bakanlığı'nın 5/01/2006 Tarihli "ADLİ KOLLUĞUN GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI İLE SORUŞTURMANIN GİZLİLİĞİ HAKKINDA GENELGE"sine bile aykırılık oluşturuyordu. Bakın ne diyor o genelgede:
Kişilik hakları ve suçsuzluk karinesi ile delillerin güvence altına alınması da göz önünde bulundurulmak suretiyle, gözaltındaki kişilerin suçlu olarak kamuoyuna duyurulmasına, basın önüne çıkarılmasına, kişilerin basınla sorulu cevaplı görüştürülmelerine, görüntülerinin alınmasına, teşhir edilmelerine sebebiyet verilmemesi, soruşturma evrakının basın organlarında yayınlanmasının önlenmesi ...... Konularında gereken dikkat ve özenin gösterilmesini rica ederim.
Ancak Rabbimizin her tür haşmetle donattığı yüce savcımız tabi bu konularda gereken hassasiyeti uygun bulduğu zaman gösterecektir. 6 Temmuz'da medyada yer alan haberleri yalanlamak için Aziz Yıldırım'ın Cumhurbaşkanı'na mektup yazmasını bekleyen irade, mutlaka bir başka mektup sonucunda da, ilgili kanunlara aykırı hareketleri alenen medyada yer alan Emniyet hakkında da bir iki şey söyleyecektir. İnşallah.
Esas sorun şurada, yüce savcımız Sivas maçının kaybedilmesi / berabere kalması halinde soruşturma açmayacağı iddiasını reddetmemiş, yalanlamamış, "hayır ben öyle bir şey demedim"lememiş.
Öyleyse bu iddia doğru?
Bu iddia doğruysa suç.
Suç çünkü, ilgili soruşturmanın 10 ay süren bir operasyon olduğu söyleniyordu. Gözaltına alınmalar 3 Temmuz tarihinde başlasa da, o tarihe kadar teknik takip yapılmış, görenlerin dilini damağını kurutup, cin çarpmışa döndüren müthiş ve nefes kesici deliller toplanmıştı. 19 maçta şike yapıldığı iddia ediliyordu ve bu 19 maçın sonuncusu da Sivas maçıydı.
Toplama yapıyorum. 19 - 1 = 18.
Şayet Savcı, sivas maçı berabere kalıp Fenerbahçe şampiyon olamazsa "soruşturma açmayacağını" söylediyse, bel büken delillerle dolu 18 maçta şike ve teşvik primi yapılması iddiası için hangi uygulamayı yapacaktı? Bu suçların üstünü mü kapatacaktı? Fenerbahçe şampiyon olmadıktan sonra operasyon geri bırakılacak, Emniyetin 18 maçta şike ve teşvik primi tespit ettiği, şaibesiz, püri pak bir ligimiz mi olacaktı?
Bu böyle olamayacağına göre, demek ki 18 maçta şike ve teşvik primi yok?
Yani bu operasyon Fenerbahçe - Sivassporu yendiği için açıldıysa demek ki önceki maçlar da ciddi, insanın belini büken bir suç şüphesi yok? Savcıyı operasyona başlamak için ikna eden şey Fenerbahçe'nin Sivasspor'u yenmesi olduğuna göre, diğer maçlarla ilgili deliller hiç de öyle insanı yerle yeksan eden seviyede değil?
Ortada çok ciddi bir durum var.
Sivasspor maçı mayıs ayında oynandı. O tarihten 3 Temmuz tarihine kadar hangi gerekçe ve sebeple gözaltına alınmalar başlamadı, Sivasspor maçının sonunda veya öncesinde neden suç üstü yapılmadı?
Şayet Sivasspor maçında Fenerbahçe kazanmasaydı soruşturma başlamayacak ise, bu halde kalan 18 maç önemli bir suç şüphesine haiz değil demektir, bu 18 maç ile ilgili bulgular neden soruluyor, niçin şüpheliler bu 18 maçtan dolayı da sorgulanıyor?
Şimdi biz, Fenerbahçe Sivasspor maçını kazanmasaydı hiç başlamayacak bir süreçten mi adalet bekliyoruz? Şimdi bizim beklediğimiz adalet, tek bir maçın sonucuna göre 18 maç ile ilgili iddiaları "bel büken" seviyesinden "geçersiz" seviyesine indiren bir bakış açısının mı adaleti?
Bu iddia doğru olsun olmasın, bu davanın 6222 Sayılı Kanunun öngördüğü şekilde HSYK tarafından görevlendirilen spor mahkemelerinde görülmesi gerekir. Ancak bundan sonra,
1- Soruşturma safhasında soruşturmanın gizliliği ilkesi yok edilmiştir ve çeşitli devlet birimlerinin bu ilkeyi ihlal ettikleri gözükmektedir. Bununla ilgili İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve hatta Cumhurbaşkanına bağlı Devlet Denetleme Kurulu acilen soruşturma başlatmalıdır.
2- Soruşturmayı yürütenlerin niçin Sivas maçında suç üstü yapmadıkları, niçin bu maçtan aylar sonra ve seçim bittikten sonra bu operasyonun başladığı kamuoyuna izah edilmelidir.
3- Soruşturmanın gizliliğini ve Basın meslek ilkeleri ile Basın Kanununu ihlal edenler hakkında gereken cezai takibat hızla yapılmalı ve sonuçlanmalıdır.
Biz de görelim Türkiye bir hukuk devleti miymiş yoksa neymiş?
Kirli olan futbolu bu kadar hukuksuzluk, usulsüzlük içerisine yuvarlanmış bir mekanizma temizleyemez. Zira futbolda kirlilik olduğuna yönelik ciddi bir bulgu bulunmasa da, bu süreç ve işleyişi sonucunda açıkça gördük ki Türkiye'de çürümüş bir şeyler var.
[1] http://www.sabah.com.tr/...344820572206
[2] http://www.sabah.com.tr/...yalanlama
[3] http://www.ntvmsnbc.com/id/25229664/
[4] http://haber.gazetevatan.com/...Haber
[5] http://www.htspor.com/..-maci-biliyorduk
18 Ağustos 2011 15:26
Bi dedikleri bi dediklerini tutmuyo..Bunlardan önce fotospor gastesindeki 60 tane sorumuza "ADAM AKILLI" cevap verilsin istiyorduk ama ne bi ses var ne de seda...Hukuk şuan ayaklar altında SAYIN FAİK IŞIK'ın dediği gibi.
18 Ağustos 2011 16:45
Savcı Berk: 'Biz ‘Son 5 maçın sonucunu biliyoruz’ demedik' http://haber.gazetevatan.com/son-5-macin-sonucunu-bilmiyorduk/394872/5/Spor Buyur burdan yak :)))
18 Ağustos 2011 17:18
Teşekkürler papazın çayırı,temmuzun kahredici günlerinde atladıklarımızı bize anımsattığın için,Fenerbahçenin belleğini uyanık tuttuğun için..
18 Ağustos 2011 18:56
Deveye sormuşlar boynun neden eğri diye, nerem doğru ki demiş.
Son 45 günde yaşananların bizlere hissettirdiği budur. Çürümüşlük geneldir.
Papazın çayırı ekibinin emeğine sağlık.
18 Ağustos 2011 19:31
Prokrustes geliyor akıllara...
Prokrustes mitolojik bir haydut.. Ya da canavar diyelim. Bunun demirden bir karyolası varmış. Yakaladığı adamları bu karyolaya yatırırmış zalim canavar, adam kısaysa çeke çeke uzatırmış. Yok adamın boyu yatağa göre uzunsa bacaklardan hafif kısaltıp uygun hale getirirmiş.
Gerçek diye kendi şablonlarını dayatan her türlü iktidar odağının simgesidir Prokrustes.
Peki bu örneği yukarıdaki yazı üzerine verdiğimi mi sanıyorsunuz? Kesinlikle hayır! Siz benim başımı derde sokmak istiyorsunuz galiba..
Onun için her ihtimale karşı yalanlamamı da şimdiden yapayım.
"Bazı bazın yayın organlarında geçen ve yaptığım bir yorumda, kapılardan sığmayası, haşmetli celadetli savcımız M. Berk'i Prokrustes'e benzettiğim iddiaları tamamen hayal mahsulüdür. Bu asılsız ve gerçek dışı iddia sahiplerini kınıyorum. Ben öylesine anlatmıştım. Ayrıca Sivas maçından sonra soruşturma başlamasaydı Prokrustes'ten falan da bahsetmeyecektim."
Kamuoyuna saygılarımla...
18 Ağustos 2011 21:48
aslında savcının bu beyanı (fenerbahçe şampiyon olamasaydı...) şikenin itirafıdır.Meali aynen şudur; "trabzonun şampiyonluğu kurgulanmıştı, irade onların şampiyon olmasını istiyordu,ama fenerbahçe işi bozdu,hem de onca uyarı almasına karşın."Fenerbahçe geçen sene de uyarılmıştı,bu senede,siyasi kimlik sahibi bakanlar ve milletvekilleri fenerbahçenin rakiplerinin şapiyon olmasını istediklerini beyan ederek,açık açık fenerbahçeye haddini bil demeye getirdiler,ama fenerbahçe uyarılara kulak asmayarak cezalandırılmayı hak etti..
19 Ağustos 2011 01:39
sayın savcı ve yürütülmekte olan dava ile ilgili bugüne kadar gazetelerde televizyonlarda pek çok yorum ve haber yapıldı ancak cumhurbaşkanına mektup yazılınca sayın savcı açıklama yapma gereği hissetti.
ayrıca'' iddiaların temel amacının soruşturma makam ve mercilerinin baskı ve etki altına almak ve kamuoyunu yönlendirmek'' olduğunu söyledi.allah aşkına 3 temmuzdan bu yana üzerinde gizlilik kararı olan bir dava hakkında gazetelerde televizyonlarda söylenenler yazılıp çizilenler kamuoyunu yönlendirmek ya da soruşturma mercilerini baskı ve etki altına almak değildiyse neydi?
19 Ağustos 2011 22:56
1.sayın savcı mehmet berk > Sayın Eski Emniyet mÜdürü hanefi avcı > haliçte yaşayan simonlar atıfta bulunulan isim sayın savcı.
2.Bediüzzaman ve mazlumlar avukatı > bekir berk ikisinin soyadı aynı aynı ideolojide gibiler ama akrabalık varmı bilmiyorum.
3.göksel gümüşdağ eski ibb başkanı > şimdi ki tff başkanvekili > akp meclis 2.başkanvekili
4.3 temmuz dahil ama onun öncesi sanırım bir hafta öncesi ve bugün gelinenen nokta yaklaşık 50 şehit vak'ası
5.gerek ülke genel seçimleri ve tff başkan seçimi operasyon tarihinin yaklaşık bir hafta gerisinde
6.2 yıldır net kürt açılımında ısrar edilmişken akp tarafından yine de şehitler olmasına rağmen, ülkenin genelkurmay başkanı istifa edip alaşağı edildikten ve yerine akp ye yakın bir genelkurmay başkanı seçildikten sonra kürt açılımı yerine ''artık sabrımız taştı, sözün bittiği yerdeyiz'' dedi.gerçekten kabuk değişimi var iyice bir düşünün.
7.2 tane çok ciddi ülke biri iran biri türkiye karayılan yakalandı haberi ardından yalanlama ardından aziz yıldırım haberleri afaroz edilmişken hepimizin beyinciklerine bu haber doğrumu, değilmi, gerçekmi, varmı, yokmu, sahimi vallahamı gibi tepkimeler (reaksiyonlar) görülmemektedir.
8.suriye ye sesimizi buralardan çıkardıktan sonra 10 ları geçen şehit sayısı tesadüfmüdür.
9.manipülasyon yapıldımı 1 ay içinde yapılmadımı, erdoğan ilk gün fb için dediki yargıya intikal etmiş bu konu için fb liler fazla gerilmesin dedi.manipülasyon yapıldımı yapılmadımı şeffaflık bekliyoruz.
bunlar sorular mı onuda bilmiyorum aklımda kendi kendime konuştuklarım bunlar az olanları, bir sürü var daha zihnimde, aklıma ilk gelenler bunlardı.