Tuzun Koktuğu Yer



UEFA'nın mektubu aşağıda. Ne diyor UEFA, özeti şu, medya haberlerinde geçen belgelerden, soruşturma safhasında verilen tutuklu yargılama kararından ve emniyetten anladığımz kadarıyla Fenerbahçe'nin şike yaptığına dair ciddi bir durum olduğu kanaatindeyiz, bu durum karşısında da Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Liginden çekilmesini öneririz, olmazsa TFF, Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne katılım hakkını elinden almalı. Şayet bunlar yapılmazsa herhangi bir zaman dilimi içerisinde Fenerbahçe'yi 1 seneye kadar Şampiyonlar Liginden men edebiliriz veya ilgili soruşturma hükümlerini uygularız. Süreç içerisinde Fenerbahçe'nin şike yaptığı kesinleşirse de, kulübe 8 seneye kadar men cezası verebiliriz. TFF hakkında da soruşturma açabiliriz.

Sonra da bir karar veriyor TFF, UEFA mektubunu gerekçe göstererek Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne katılım hakkını elinden alıyor. Fenerbahçe tahkime gidiyor, PFDK Tahkim diyor ki, sen bana bağlısın, ben de UEFA'ya bağlıyım. UEFA böyle bir karar vermiş uymak zorundayım.

Peki. UEFA ne diyor? 24 Temmuzlu UEFA Emergency Panel kararında diyor ki "TFF Şike yaptığı gerekçesiyle Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligine katılım hakkını elinden almıştır. Bu karar üstüne oturduk düşündük yerine bir önceki sezon ikinci olan Trabzonspor'u uygun bulduk."

Sonra Fenerbahçe çıkıp diyor ki, ey TFF sen benim şike yaptığıma inanıyorsan beni böyle uğraştırma, küme düşür. Bu yetkin var. Bunun da hukuki sonuçlarına katlan. Nasıl katlan? Yani madem sen benim Şampiyonlar Ligine katılma hakkımı elimden aldın, gerekçe olarak da UEFA kararında geçtiği şekilde şike yaptığıma inandığını söyledin, o zaman yetkini kullan. Bunun sorumluluğunu da al. TFF ne diyor? 3,5 saat toplandıktan sonra, "yazılı başvuruda bulunmadın"

Şimdi bu nedir yahu?

1- Şayet benim şike yaptığımı düşünüyorsan, bu gerekçeyle Şampiyonlar Ligi'ne katılım hakkımı elimden alıyorsan gereğini yap,

2- Şayet şike yaptığıma inanmıyorsan veya yasal sürecin beklenmesi gerektiğine inanıyorsan da benim Şampiyonlar Ligi'ne katılım hakkımı niye elimden aldın? O zaman UEFA'ya bir mektup da sen yazarsın, dersin ki, Ey UEFA, önerinizi görüştük, şu an kulübün şike yaptığına yönelik hiçbir adli karar yoktur, disiplin soruşturması da sürmektedir, bu sonuçlanmadan ben haklarını elinden alamam. Kulübe bildirdim, kulüp de dedi ki ben şike yapmıyorum, sorumluluğu almaya hazırım, ben gönderiyorum. Sen istersen idari tedbir yetkini kullan, istersen soruşturmanı aç.

Peki tuz nasıl koktu?

Her taraftan koktu.

Emniyet, medyaya soruşturma safhasında elde edilen bilgi ve bulguları sızdırdı. Suç işledi. Yetmedi 19 maçta şike tespit ettik diyerek adil yargılanma ilkesini ihlal etti, adalet bakanlığının ilgili genelgelerini de çiğnedi.

Medya, kendisine servis edilen bulguları hiçbir değerlendirmeye tabi tutmadan aynen yayınladı. 3 Temmuz'dan sonra çıkan çoğu şey de yalan çıktı. Emenike ile Sezer'in görüntüleri var dendi yokmuş, savcı 5 maçın sonucunu biliyordu dendi yalanlandı. Konyaspor maçında şike yapılmış dendi bir tane tutuklu yok, Kasımpaşa maçında şüpheli kasımpaşalı bile yok, Bucaspor maçında ifadeye çağrılan Bucasporlu futbolcu yok, Karabük maçındaki şüpheli serbest bırakıldı şimdi Moskova'da, şike yapıldığı iddia edilen Beşiktaş maçında kimse ifadeye çağrılmadı, Gençlerbirliği maçıyla ilgili ifade alındı ve salıverildi, Eskişehirspor maçında bir tane tutuklu futbolcu yok, Ümit Karan'a atfedilen beyaz çanta yalan çıktı daha da sayılabilir, tek tek. Bir Korcan tutuklu, hatalı gol yemekten. Bir de İbrahim Akın'ın baskı altında verdiği ifade. Şu kadar rezalete rağmen, kamuoyunda Fenerbahçe'nin şike yaptığı algısı kesinlikle oluştu.

TFF, hata yaptı. Bir kararı diğerini tutmuyor. Arkadaş önce dedin ki süper kupa oynanacak, sonra erteledin. Dedin ki lig ertelenmeyecek, sonra erteledin. Dedin ki, UEFA turnuvalarına katılımdan kulüpler kendileri sorumlu, kendileri bilir. Sonra Fenerbahçe'nin hakkını elinden aldın, hakkında soruşturma devam eden Beşiktaş ve Trabzonspor'u ise Avrupa'ya gönderdin. Yani TFF yönetemiyor süreci. Belirlediği tüm pozisyonlardan çark ediyorsa, böyle bir federasyonun hangi kararına güvenilebilir? Kim oturup da bugün ben Federasyona güveniyorum diyebilir? Kimse demiyor işte. Bugün Türk futbolundaki kimsenin güvenmediği bir federasyon olmayı dakka başı karar değiştirerek 1,5 ayda başardılar. Ak dediklerine kara, kara dediklerine ak diyorlar, kim nasıl güvenebilir?

UEFA, neredeyse tamamı yalan çıkan bilgilere dayanarak, örgütlü suçlardaki genel Türkiye pratiğini gözetmeksizin, 5, 7 ve 12 Temmuz tarihinde yaptığı suçsuzluk karinesinin altını çizen açıklamalarını çiğneyerek, acaip bir mektup yazdı. Mektupta bir karar yok. Şöyle yapın, diye bir şey yok. İki yol öneriyor, olmazsa kendisinin konuya bakacağını söylüyor. Gerekçe? Emniyet şöyle demiş, medyada da böyle bulgular bulunmuş. Bombayı TFF'nin eline verdi, pimi çekmesi için de bekledi.

Kulüpler hata yaptılar. Trabzonspor sürecin doğal muhatabı olduğu için müdahil olması doğal, normal, kabul edilebilir. Ancak Galatasaray nedense bir anda kendisini ateşin ortasına attı. Şimdi her şey iyi güzel geliyor da, nihayetinde futbol kamuoyunda, bu kararların alınmasında Galatasaray'ın etkili olduğuna yönelik bir algı var. E kardeşim taraftarlar arasındaki çatışmaları sen nasıl engelleyeceksin? Şimdi Allah muhafaza lig başlarsa, sporda şiddet yasası ortada. Olabilecek olayları tahmin etmemek için aptal olmak lazım. Bunların mesuliyetini kim nasıl alıyor? Kulüpler arasındaki rekabet iyi güzel de, bir sürecin bu kadar aktörü olmak doğru mu? Yarın Galatasaray taraftarı elbette kendi stadlarında Fenerbahçe aleyhine bir şeyler yapacaklar. Tezahürat mı, pankart mı ne olacağını hep birlikte göreceğiz. Bunu da bütün Türkiye izleyecek. O zaman gelebilecek tepkileri kim nasıl karşılayacak? Aksiyon - reaksiyon. Her etki bir tepki doğurur. Bu lig bu halde oynanabilir mi?

Yani sürecin bileşeni olan her aşamada, her anda, ya hukuksuzluk var, ya suç var, ya yetki aşımı var ya da bariz bir sorumsuzluk var. Şimdi böyle bir bileşkede tabi tuz da koktu.

Bugün durum şu, hakkında soruşturma süren, Asbaşkanı ve Teknik Direktörü tutuklu yargılanan bir kulüp Avrupa Ligi'nde Türkiye'yi temsil ediyor. Güzel. Neden? Çünkü hakkında bir disiplin cezası veya mahkeme kararı yok. Suçsuzluk karinesi. TFF savunma almadan ceza veremez. %100 doğru.

Hakkında soruşturma süren, Başkanı bir kaç gün öncesine kadar yurtdışına çıkma yasağı alan bir kulüp de Şampiyonlar Ligi'nde Türkiye'yi temsil ediyor. Güzel. Neden? İşte yukarıdaki durumlar. Peki.

Hakkında soruşturma süren, Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri tutuklu yargılanan, hakkında bir disiplin yargılaması veya mahkeme kararı bulunmayan bir kulübün de katılım hakkı elinden alınıyor.

E bu rezalettir. Bu nerede olsa rezalettir.

Bu rezaleti de el birliği ile hep birlikte yarattık, tebrikler. Bunun sonuçlarını da elbirliği ile hep birlikte göreceğiz, ondan da kimsenin şüphesi olmasın.


16 comments:

  1. Mattt dedi ki...

    Dun Kadir gecesinde bela okuyacagim hic mi hic aklima gelmezdi.
    Firavun! bunlar hep senin basinin altindan cikti.
    Buna Allah’a inandigim kadar inaniyorum, bunun icin dun gece boyunca sana Allahtan bela diledim. Gun gelir Fenerbahce armasinin onunde havlarsan bilki bu senin sucun ve gunahin, sakin beni mesul tutma. ALLAH SANA BELA VERSIN, DIZLERIN TUTMASIN VE SURUNESIN.

  2. barbar dedi ki...

    Fenerbahce eğer bu sezon aynı kümede oynacaksa bazı tedbirleri alması gerekiyor. örneğin Fenerbahçe'nin deplasman maçlarında bilet talebi olmamalıdır. hiçbir Fenerbahçe taraftarı deplasman maçına gitmemelidir. bu şekilde hem diğer kluplere para kazandırmamış oluruz hem de olası tahriklere karşı taraftarımızı kurumuş oluruz.

    bunun dışında Fenerbahçeli futbolseverler bu sezon digiturk almamalıdır. Fenerbahce kendi ekonomisini bir şekilde düzene sokabilir. ancak bizim üzerimizden diğerleri para kazanmasını engellemek için yayıncı kuruluşa üye olmamalarını tavsiye ediyorum.

    bunun dışında spora en büyük yatırımı yapan klubumuzun "kime, ne amaçla hizmet ettiğini" sorgulamasını istiyorum. olimpiyatlara tc nin gönderdiği sporcuların çoğunluğu Fenerbahçeli sporcular. eğer Fenerbahçe bu kadar kötüyse Fenerbahçe'nin de bu ülke sporuna katkı yapmasına gerek yok. olimpiyatlara 7/8 sporcu ile gittiklerinde anlayacaklardır bazı şeyleri. atletizm federasyonun başkanını korku salmış bile...

    kısacsı üzerimizden geçinen asalaklara artık "dur" demenin zamanı gelmiştir. teşekürler.

  3. Zamane Delisi dedi ki...

    Şaşıra şaşıra şaşırmamayı öğrendim ya... işte bir tek buna şaşıyorum artık.
    ÖSS geyiğine döndü bu kararlar da... Sehven yapılmış hatalar. Yememiz mi gerekiyor? Hayır... Bu kadar sehven hata kasta girer.
    Ne farkı var Fenerbahçe'nin elinden Şampiyonlar Ligi'ne katılım hakkının iptel edilip Trabzonspora verilmesinin ÖSS'nin bu kadar yanlışlık yapmasıyla? Yeni bir Türkiye düzeni dizayn ediliyor ve Fenerbahçe'nin bu haliyle bu düzende yeri yok. Düze düze düzen dışına çıkarmaya çalışıyorlar.
    Ama unutmasınlar son düzen iyi düzer!

  4. Adsız dedi ki...

    İŞBİRLİKÇİ MEHMETALİ...taraftara o parmakları sallayacağına biraz dik duraydında satılmış uefa müsveddesine sallayaydın...gücün bizleremi yetiyor..farkında değilsin ama taraftar çıldırma noktasına geldi..ligler başladığında olası provokasyonlarda meydana gelebilecek olaylarda muhtemel kulübümüz aleyhine verilecek kararlara nasıl imza atacaksın..yanındakilerin oyuncağı oldun mehmet ali...fener düşmanı malum kulüplerin seni desteklemekte ne kadar iştahlı olmalarının nedenleri ayan beyan ortada artık..tffde hiçbir ağırlığında yok gibi gözüküyor.. ...fenerbahçe senden fbyi kolla demiyor..3 temmuzdan bu yana geldiğimiz süreçte fb ye yapılan emniyet savcılık jurnalci medya ve malum takımların işlediği yargısız infazı görmeni istiyor..sen ne yaptın...sürekli ne yapsak iki tarafıda memnun edemeyiz türünden laflar ettin..yani üç maymunları oynadın. yani fbnin adalet hak hukuk isteklerini gözardı ettin..yani tff içinde kaşarlanmış malum kulüplere ruhunu teslim ettin..180 derece dönüşle harici ve dahili müdahelelere boyun eydin...kısacası herşeyin içine ettin...bak uefa
    seni adres gösteriyor fbnin şike yaptığına dair..orada oturmaya devam ederek fbye ne kadar zarar verdiğini farkediyormusun acaba yoksa oturduğun koltuk çokmu tatlı geldi zatialinize...AYIP AYIP FENER TARAFTARI SENİ ASLA AFFETMEYECEK...

  5. samael dedi ki...

    Federasyon yazılı başvuru yok diyerek dili ile beyni arasındaki bağlantıyı tamamen koparmıştır.

  6. SIX@ZERO dedi ki...
    Bu yorum yazar tarafından silindi.
  7. Sekhranikos dedi ki...

    @aethewulf mubarek bir şeyi merak ediyorum;
    yahu divan kurulunda, yönetimde, kulüp üyeleri arasında, fener hissedarları arasında bir adet dahi hukuk bilen, maddi gücü olan ve kendi çapında davalar başalatacak kimse yokmu?

    Bu kadar hukuksuzluk sergileniyorsa, emniyetin delil sızdırmaı vs suç ise nasıl oluyorda kimse dava açmıyor. yönetimin ağzında sürekli yasal haklarımızı saklı tutuyoruz lafı. nerelerine sakladılarsa çıkamıyor bi türlü!

    Yoksa aslında biz hakikaten bu bokları yedik, her açıdan bokun içindeyizde o yüzden hiç dava açamıyoruz. her şey daha beter olmadan bir iki yöneticin hapsi, bir iki sende kayıpla atlatma peşindeyiz?

    Borsada bu kadar manipulasyon, kaybedilen onmilyonlarca avro, itibar vs nasıl TFF ve/veya diğerleri bu kadar rahat mıncıklıyor. Aykut kocaman süründürme diyor tam bilememiş. Bu bildiğin mıncıklama, ordan azad ettimi burda etmedim, burdan şöyle yaptım burdan böyle.

    Şike yapıldığı iddia edilen maçların hiç birinde ne rakip takım yöneticisi ne oyuncusu içerde. nasıl bu işler bu şekilde yürüyor aethewulf kardeş. Hukuku bilen siz, ben ülke dışında QTM den anca takip edebiliyorum. Allah aşkına bir açıklayın bunu bana.

  8. Sekhranikos dedi ki...

    Bu arada bir ricam olucak. Bazen kızgınlıla hakaret içeren yorumlar yazıyor olabilirim. yayınlamadığınızda içeriği silip yayınlayın. bilemiyorum ulaşıyormu ulaşmıyor mu. Malum kurdistan bölgesindeyim Kürdistan Telekom TT den de beter:D

  9. Adsız dedi ki...

    düşnüyorum da hakikaten kıçı kırık bi memlekette yaşıyormuşuz. ben kendimi bildim bileli bu memlekette hep bir ecnebi sopası tehdidiyle yaşadık. aman bunu yapmayalım amerika kızar, yok şunu yapmayalım avrupa küser efendim berikini hiç yapmayalım imf musluğu kapatır. biz de en iyisini bilir der susardık anlayana kadar da iş işten geçer herifler bize çoktan dört beş posta düzmüş olurlardı. kardeşim bu memlekette hak, hukuk, kanun, vicdan nedir bilen yokmu? biri bir gün çıkıp bursı bizim çöplük burda biz öteriz diyemeyecek mi?
    uefaya karşı her ne kadar öfkeli ve hayal kırıklığıyla dolu olsam da cinliklerine şapka çıkartmalı. resmen tffyi domaltıp becermişler üstüne bide keyif sigarası niyetine şaplak atmışlar. oh olsun inşallah tazminatların altında beli kırılır da bi daha doğrultamaz.

    benim birde anlamadığım bir konu var. ulan bu kanaate göre ne menem birşeymiş de anlayamamışız. ulan hakimlerin(dikkat savcı değil) takdir yetkisi, ne zamandan beri amir hükümlerin üstüne çıktı hala çözemedim. bence papazın hukukçu yazarları bu kanaate göreyi bize şöyle etraflıca anlatmalılar nedir? ne değildir? sınırı nerde başlar? nerde biter?

    ayrıca umutla karışık birde önerim olacak; hakiki haberin anasının bellendiği şu dönemde gazete okumayı bırakmış ve bir daha okumamaya yeminli biri olarak diyorum ki papazın çayırı diye bir gazetemiz/dergimiz olsa. haftalık aylık gibi başlanır önce gerisi allah kerim. hani şansı olanlar burdan okuyabiliyor ama bu davayı sokakta kazanmak istiyorsak böyle şeyler şart. taraftar da bu işe el atar. gönüllü olarak kimi dağıtımcı olur kimi maddi destek olur. çok mu uçtum acaba gece gece ha?

    baksanıza uefa bile gazteden ceza veriyor. nerden baksak bir yılımız var bizde şimdiden başlarsak belki cas ta kendi lehimize bi karara vesile oluruz :))

  10. nadas dedi ki...

    aslında biz bu oyunu uzun zaman önce kaybettik. aziz yıldırım, ülkenin yönetici profilinde bir değişiklikmiş gösterildiğinde ilk tuğlalar konuldu.
    muadilleriyle bir ve aynı olan bir adamın etrafında neden böylesine bir nefret halesi oluşturulmaya çalışılıyor sorusunu sormayı başaramadık zamanında.
    bugün yaşadığımız her şeyin alfabesi, her türlü ideolojik operasyon gibi ince bir algı operasyonuyla başlamış.şimdi ne yaparsak yapalım o alfabenin içinden konuşuyoruz. ne yaparsak yapalım başka bir dil yok ortada.

    aziz yıldırım'dan niteliksel olarak- yönetme biçimi, otoriterlik, tek adamlık ki bunlar ayrıca ülkenin karizma tanımının içeriği bkz imparator fatih terim- her hangi bir farkı olmayan yıldırım demirören tüpçü vs gibi sıfatlarla sadece gülünç ve iş bilmez bir figür.
    oysa aziz yıldırım gücü her şeye yeten bir kötülük imparatoru.
    yıldırım demirören'in iktidarı, gülünüp geçilen, ciddiye alınmayan, bırak abi o adamı ne yaptığını bilmiyor zaten, biz de memnun değiliz çemberiyle aslında 'örtüldü'.

    bu iki algının kökleştirilmesi arasındaki fark bu iki adamın bütün kaderlerini etkiliyor bugün. Y.D, yarım sezon çıkış yapmış bir sol beki ve ortalama bir yabancıyı fahiş rakamlara transfer ettiğinde, bu sadece tüpçünün 'iş bilmezliği' ya da bir başka komikliği oluyor. altında bit yeniği aranmıyor, neden şimdi bu transferler diye üzerinde günlerce algı yaratılmaya çalışılmıyor.

    Aziz Y., Emenike ve Sezer'i transfer etmek istediğinde, bu durum onun elinin her yere uzanmasının, şer planlarının bir tezahürü oluyor.

    herkes fellik fellik şike ararken, beşiktaşın ana sayfasından yaptığı şike ilanının da hiç konuşulmadan, olaya ve algıya dönüşmeden geçiştirilmesi de aynı karakter set uplarının parçası. yıldırım demirören, kötülük yapamayacak kadar, gülünç bir figür olarak nakşedildi kafamıza. o yüzden trabzon'a yenildikleri maçın ardından, hakemin beraberlik oyununu yenilerek bozduğunu apaçık söyleyen bir metin tartışılmıyor bile. bildiğin itiraf ama bahseden yok.

    toparlamak gerekirse, bugün bu ülkede anelka'nın faülü ele dönüşüp herkesin algısı olmuşken, sergen'in galatasaray maçındaki u-turnu anımsatılması gereken bir olaysa zaten, her şeyi en güzel aykut kocaman özetledi sonunda: piyonuz.

  11. Fuat Tekgül dedi ki...

    Hukuk devletiyiz diye konuşuluyor ya çok trajikomik bir durum..Bu kadar pisliğin içinde temiz kaldığına inanan GS ve diğer takımlarınki ancak ve ancak saflıktır...

  12. Mitya dedi ki...

    Rezaletler bununla da bitmiyor:

    İBB başkanı ve halihazırda Fenerbahce ile ilgili disiplin kararlarını alan kurumun ikinci başkanı Göksel Gümüşdağ'ın şike olayında taraf olmasına rağmen ifadesi dahi alınmadı.

    Telefon görüşmelerinde Tayyip Erdoğan'ın federasyon seçimleriyle ilgili müdahalede bulunduğunu açık saçık beyan etmesine rağmen bu konu hakkında doğru düzgün tek haber yapılmadı, siyaset ile futbolun birbirinden ayrı yürümesi konusunda hayli hassas olan UEFA ve FIFA bu olay karşısında tek bir soru sormadı, Fenerbahçe söz konusu olunca ortalığı yakıp yıkanlardan kimse UEFA ve FIFA'ya Tayyip Erdoğan'ı şikayet etmedi.

    Fenerbahce yönetiminden iktidar çevrelerine yakın olanlardan kimsenin telefon görüşmeleri dinlenmedi, bunlardan kimsenin itibarı zedelenmedi.

    Hakkında suç şüphesi bulunmasına rağmen Trabzonspor'dan kimsenin telefon görüşmeleri basında yer almadı, telefon kayıtlarında Fenerbahce'nin karşılaşacağı kulüplerin oyuncularına ve yöneticilerine baskı yaptığı şüphesi oluşan Trabzonspor yöneticilerinden muhtemelen kimsenin telefonu dinlenmedi.

    TFF şike suçlarından 20 sene geriye gidilebileceğine dair açıklama yapmasına rağmen Simsar ve Kelebek operasyonları hakkında hiçbir girişimde bulunmadı, İsmail Uyanık'ın itirafları ve açıklamaları sonrasında soruşturma açılmadı.

    Aziz Yıldırım'ın Mehmet Berk hakkında Fenerbahce sampiyon olmasaydı soruşturma açılmayacaktı açıklamasına Berk tarafından tekzip yayınlanmamasına rağmen bu ciddi itham medyada hakettiği yeri bulmadı, Deniz Feneri davasında göz yaşartıcı derecede hassas davranan HSYK müfettişleri Mehmet Berk'i görevden almaya tenezzül etmedi.

    Türkiye tarafından Avrupa'ya verilen imaj konusunda duyarlı milletimiz TFF tarafından UEFA ile yapılan yazışmalarda kullanılan köpek ingilizcesinin hesabını halen sormuş değil.

    Medyada Sadri Şener'in yurt dışına çıkma yasağının Trabzonspor'un şampiyonlar ligine katılma kararının açıklanmasının hemen ardından kaldırılmasıyla ilgili tatmin edici bir haber yapılmadı, adalet muhafızları Erman Toroğlu, Mehmet Baransu, Kütahyalı, ve Serhat Ulueren halen sessiz.

  13. barbar dedi ki...

    yukarıdaki yorumlarda geçen "saçma sapan" sözüne ben de katılıyorum. bu ülke de o kadar çok saçmalık var ki hangisinden başlasak bilmiyorum.

    bu ülkenin en cok tanınan yazarı "ermeni köpeği" oluyor. hayatında "cin alinin meceraları"ndan başka birşey okumamış adamlar Orhan Pamuk'un romanlarını eleştirebiliyor. anadolu barışına katkı yapmaya çalışan bir adam vardı. onu da sokak ortasında hem de tc nin güvenlik güçlerinin bilgisi varken vurdular. yetmedi o güvenlik güçleri "katil" ile fotograf çektirdiler. daha "ergenekon" canavarından söz etmedik. eskiden "van gölü" canavarı vardı, şimdi "ergenekon" canavarı var.

    bu ülkede canavar yaratmaktan daha kolay bişey yok. önce canavarı yarat sonra onunla savaş. savaşı kazandığında da "durmak yok yola devam" diye bağır. ne zaman duracaksın? karşında sana engel olacak birisi kalmadığında duracak mısın? hayır, durmayacak. gücünü/iktidarını daha kuvvetli daha etkin duruma getirecek. taki onu yenecek bir güç çıkana kadar...

    Aykut Kocaman haklıdır. biz bu oyunun içinde bir "piyonuz". uzun ve ağır bir filmin içinde küçük bir plan/sahne. bizim bu oyunun içinde alamamamızı tercih ederdim. yani ligden çekilmek değil, tüm spor branşlarından çekilmememizi isterdim. ancak bu teslimiyeti de kabul etmiyorum. bize karşı açılan savaşı daha kaybetmedik, daha savaşacak gücümüz ve ruhumuz mevcuttur. bu savaşa daha güçlü ve inançlı girmek için özeleştirimizi yapamamız gerekiyor. belki uzun zaman önce yapılması gereken "cumhuriyet/imparatorluk" tartışmasına girmemiz gerekiyor. Aziz Yıldırım masum ya da suçlu olsun hiç farketmez onun yönetim anlayışını sorgulamamızı/eleştirmemizin vakti çoktan geldiğine inanıyorum. ama vurgulamakta fayda görüyorum Aziz Başkan'ı, Türkiye'deki sporu, Türkiye'deki iktidar ve ideolojileri (aynı zamanda ideolojilerin iktidar savaşını), hukuk anlayışını, ekonomik yapıyı (gelir dağılımını, işsizliği vb...) ve tabi ülke içindeki etnik temelli savaşı birbirinden ayırmadan, birbirine olan etkilerini gözardı etmeden tartışmamız gerekiyor. son yıllarda yaşananlar hakkında genel bir değerlendirme yaparsak çözümü buluruz. sapla samanı karıştırmadan, elmadan armudu çıkartmadan ama toplumsal yaşamı da parçalara bölmeden yapılacak değerlendirmeler sonucu dünyanın en zor sorularına "neden","nasıl", "kim", "kimin için"e cevap buluruz. cevabı blduğumuzda da hesabını sorayız....

    teşekkürler....

  14. Adsız dedi ki...

    TFFnin UEFA ile yaptigi yazismalari okudum tek tek. TFFnin babelfish ya da google translate olarak calistigini bilmiyordum! 1 haftalik medya haberlerini derme catma bir ingilizceyle tercume edip UEFAya yolluyorlar!

    Buymus meger istinyede ki milyonlarca dolarlik binada oturmalarinin sebebi, hani UEFAda elektrikler ya da internet kesilmisse, haberleri okuyamiyorlarsa, biz onlara ozet gecelim..

    Her emailin sonunda da copy-paste "her bir boku haber vermeye devam edecegiz" cumlesi, yalakaligi, savsaklama bir is!

    Oysa ki burada ki lokal ofis olarak senden bekledigi bu mu UEFAnin? Senden butun paltformu anlatmani istiyor, senden oradan anlayamiyacaklarini duymak istiyor!

    TFF olarak senin de asli gorevin bu degil mi zaten!!?? Ulke futbolunun reputasyonunu korumak, ic duzensizliklerimizi disariya duzgun aktari, icabinda perdeleyip, ozerkligimizi, serefimizi korumak?!

    Bu baglamda koca kurumda bir kisi de cikip sevgili UEFA, basinda cikan haberlere ve tutuklamalara itibar etmeyin, bu ulkede ne yazik ki adalet vs vs isliyor, cikan haberlerden edindigimiz intiba emniyet ve savciligin yetki asimi yaparak spesifik olarak Fenerbahce uzerine kampanya yaptigidir vs diye yazmiyor mu? En azindan yetki asimi vurgusunu yapabilmen icin elinde kanuni dayanak ve delil varken hemde?

    Odada koca koca filler var, konusan yok! ulkede kck, devrimci karargah, balyoz, ergenekon vs adalet fiyaskolari yasaniyor usulen, bunlari da aktarsana elin ogluna! Orneklesene tutuklama surelerini, beraat oranlarini!?

    Yaz sen TFF olarak, yargilandiklari bu yasayi geciren klup Fenerbahce ve Aziz Yildirim de, gecen sene ki sampiyonluk yarisi politize edildi de, gotun yiyorsa yaz butun carpikligi.

    Itiraf et de ki bizim koltugumuzda bizden once nice essekler oturdu, bu yuzden spor hukugumuz spor mahkememiz yok, bu yuzden bu adaletsizlikler cereyan ediyor, bu meselenin cozumuyle beraber en kisa zamanda eskiklerimizi tamamlayacagiz..yaz....yaz yaz TFF yaz!!

    ...ama hayir, copy-paste yap haberleri, bok gibi ingilizcenle suya sabuna dokunmadan, INSIYATIF alamadan, dogru durust bir TAVIR sergileyemeden yolla dur kucuk omurganla, sonra da simdi rezil rusva ol seni ciklet gibi cigneyip ulke ve dunya nezdinde kucuk dusurduklerinde..bu mudur senin istinye binanda yaptigin "yoneticilik", bu mudur senin TFF ozerkliginden anladigin? TFF yi kapatin madem 3 yeminli tercuman oturtun, orospu medyada ne cikiyorsa tercume edip yollasin, arada bir de mufettis gelip 45 dk da cozsun isleri madem. Bu kadar acizlik olmaz, ben hayatimda bu kadar ici bos bir kurum gormedim, yakismiyorsunuz bu ulkeye!

  15. Ahmet Hadi dedi ki...

    Bence. bundan sonra izlenecek en doğru yol savcılığa başvurup, bugüne kadar ki gizlilik yasağı ve zamanında alınmayan yayın yasağının, Fenerbahçe'yi nasıl mağdur ettiğinden bahsedip,

    Ya bu gizliliği kaldırın,

    veya sadece Fenerbahçe'nin şike yaptığını idda ettiğiniz maçlar ile ilgili gizlilik yasağını kaldırın,

    Bilinmiyen bir nedenle bu da mümkün olmuyorsa, emniyetin/savcılığın en kesin şike gördüğü hiç olmazsa bir maçın, ki 6222 sayılı yasanın yürürlüğe girmsinden ömceki bir maç da olabilir, bilgi ve belgeleri üzerindeki yasağın kaldırın,

    ki, TFF ne karar verecekse versin; demek gerekiyor.

    Badem bıyıklı başkanlar çetesinin son üyesi Mehmet Ali Aydınlar, bu çetenini diğer üyelerinden biri olan ÖSYM Başkanı Ali Demir gibi, hiç bir sorunu çözemeden, maksimum mağduriyetlerle yoluna devam edecek.

  16. ondokuztemmuz dedi ki...

    m.a.aydinlar porto ve milan'in benzer durumda CL'ye devam ettigini f.altayli'nin programinda twitter sayesinde ogreniyor. bunu da uefa'ya sorariz diyor?

    kotu niyetlileri gectim, bizim iyi niyetli oldugunu dusundugumuz ve bizi savunmasini bekledigimiz adamlar boyleyse, su anki durumumuza sukretmek lazim belki..

Yorum Gönder