"Hukuku filan boşverelim" Peki, Ya Sonra?
Anlaşıldı. Bazıları böyle adil yargılanma ilkesi filan duymak istemiyorlar. Gizlilik kararı veya disiplin talimatının 72. maddesinde de ifadesini bulan "savunma alınmadan ceza verilemeyeceği" gibi ilkeler de "kötü" bir tat bırakıyor ağızlarında. UEFA uygulamaları, Porto örneği, CAS kararları zaten bahse konu bile değil. PFDK Tahkim Kurulu'nun Recep Öztürk davasında verdiği emsal kararı da dikkate alacaklar değiller. Peki tamam anladık, zaten soruşturma safhası / kovuşturma safhası gibi ayrımlar zor geliyor, iddianamenin henüz kabul dahi edilmediği bilgisini de gözardı ediyorsunuz. Fenerbahçe küme düşürülsün. Okey. Peki sonra?
Yani tamam Takvim, Sabah, Taraf, Habertürk, Hürriyet'teki bazı yazarlar kazandı. Müjdeli o sabah doğdu. Erman Toroğlu, Serhat Ulueren, Ahmet Çakar, Kemal Belgin, İbrahim Seten, twitter yazarları, sözlük yazarları, Galatasaraylı objektif blogcular, dik duruşlu Beşiktaşlılar, Karadeniz fırtınası küçük nüktedan başkanlar, cümleniz, her biriniz, hepiniz sonunda herkesin aklını aldınız.
Diyelim sonunda oldu! TFF Adil yargılanma ilkesini istemedi, masumiyet karinesinin de amına koyayım dedi, UEFA içtihatlarının yekününe osuruk kabilinden değer vermedi, CAS'ın verdiği Porto kararını da çöp kutusuna attı. Disiplin talimatının "savunma alınmadan ceza verilemez"den ibaret maddesini de uygulamadı, buldu bir yolunu, çıktı dedi ki FENERBAHÇE KÜME DÜŞÜRÜLDÜ.
Düğün bayram, mutlusunuz.
Peki şu insanlara ne olacak?
1-Aziz Yıldırım--------------------Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı
2-Mehmet Şekip Mosturoğlu------Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi
3-İlhan Yüksel Ekşioğlu-----------Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi
4-Tamer Yelkovan------------------Fenerbahçe Spor Kulübü Muhasebe Müdürü
5-Cemil Turan----------------------Fenerbahçe Spor Kulübü Amatör Şubeler Genel Koordinatörü
6-Serdal Adalı---------------------Eski Beşiktaş Jimnastik Kulübü Asbaşkanı
7-Tayfur Havutçu---------------Beşiktaş Jimnastik Kulübü Teknik Sorumlusu
8-Ahmet Ateş-------------------Beşiktaş Jimnastik Kulübü Protokol Müdürü (Güvenlik Müdürü)
9-İbrahim Akın-----------------Büyükşehir Belediyespor Futbolcusu
10-İskender Alın---------------- Büyükşehir Belediyespor Futbolcusu
11-Mecnun Odyakmaz----------Sivasspor Kulübü Başkanı
12-Ahmet Çelebi-------------- Sivasspor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi
13-Korcan Çelikay------------- Sivasspor Kulübü Kalecisi
14-Bülent Uygun---------------Eski Eskişehirspor Teknik Sorumlusu
15-Ümit Karan----------------- Eski Eskişehirspor Sportif Direktörü
16-Ömer Ülkü------------------Giresunspor Kulübü Başkanı
17-Coşkun Çalık--------------Giresunspor Yönetim Kurulu Üyesi
18-Serdar Kulbilge--------------- Eski Gençlerbirliği Kulübü Kalecisi
19-Cengiz Demirel---------------Eski Gençlerbirliği Kulübü Antrenörü
20-Erdem Konyar--------------Lisanslı Futbolcu Temsilcisi
21-Yavuz Ağırgöl------------Fenerbahçe Spor Kulübü Güvenlik Sorumlusu
22-Serdar Berkin--------------Adanaspor Kulübü Yardımcı Antrenörü
23-Mehmet Şen-----------------Eski Ankaraspor Menajeri
24-Hikmet Karaman---------Eski Manisaspor Teknik Direktörü
25-Serkan Acar-----------------Fenerbahçe Spor Kulübü Kulüp Müdürü
26-Zafer Önder İpek----------Eski Gençlerbirliği Kulüp Müdürü
27-Alaaeddin Yılıdırm--------Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi
28-Hasan Çetinkaya----------Fenerbahçe Spor Kulübü Profesyonel Takımlar İdari Menajeri
29-Gökçek Vederson-----------Bursaspor Kulübü Futbolcusu
30-Güde Fazıl Özdemir---------Lisanslı Futbolcu Temsilcisi
31-Zafer Tüzün-------------------Eskişehirspor Kulübü Teknik Danışmanı
32-Beşir Acar-----------------Mersin İdmanyurdu Kulübü Asbaşkanı
33-Yılmaz Vural-------------- Eski Konyaspor Kulübü Teknik Sorumlusu
34-Sezer Öztürk ---------------Fenerbahçe Kulübü Futbolcusu
35-Emanuel Emenike---------Eski Fenerbahçe Futbolcusu
36-Mahmut Boz---------------Gençlerbirliği Kulübü Futbolcusu
37-Mehmet Yıldız------------Eskişehirspor Kulübü Futbolcusu
38-Levent Eriş----------------Eski Boluspor Kulübü Teknik Sorumlusu
39-Sadri Şener-----------------Trabzonspor Kulübü Başkanı
40-Recep Denizer--------------Trabzonspor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi
41-Can Arat--------------------Büyükşehir Belediyespor Futbolcusu
42-Önder Turacı-------------Standart Liege Kulübü Futbolcusu
43-Nevzat Şakar-------------------Trabzonspor Kulübü Asbaşkanı
44-Osman Murat Özaydınlı------Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi
45-Ekrem Okumuş-----------------Lisanslı Futbolcu Temsilcisi
46-Sadrettin Fırat Kocaoğlu------Kasımpaşaspor Kulübü Futbolcusu
47-Zafer Demiray------------------Eski Körfezspor Kulübü Futbolcusu
48-Faruk Taşseten---------------Sivasspor Kulübü Yönetim Kurulu üyesi
49-Mehmet Oflaz-------------Sivasspor Kulübü 2.Başkanı
50-Fatih Hocaoğlu------------Giresunspor Kulübü Genel Müdürü
51-Murat Öztürk--------------Fenerbahçe Spor Kulübü Kaleci Antrenörü
52-Semih Şentürk--------------Fenerbahçe Spor Kulübü Futbolcusu
Biz bu insanlara ne olacağını biliyoruz. Önce 6222 sayılı kanunun emrettiği gibi HSYK bir mahkemeyi spor mahkemesi olarak görevlendirilecek, bu dava olması gerektiği gibi spor mahkemesinde görülecek.
Bu arada iddianame şayet kabul edilirse, şahıslar savunmalarını yapacak, TFF Disiplin yargılaması sırasında da şahısların savunmaları alınacak.
Daha PFDK Tahkim Kurulu kararına göre, mahkeme kararı ortaya çıktıktan sonra Disiplin yargılaması kararı da sonuçlanacak.
Bu objektif değil, şu bu, peki tamam.
Siz ne öneriyorsunuz?
Bu 52 kişi için ve bu insanların temsil ettiği kurumlar için hangi cezayı uygun buluyorsunuz? Hangi yöntemle? Neye dayanarak?
Nevzat Şakar'a ne ceza verilmeli?
Trabzonspor'a?
Beşiktaş'a?
Tayfur Havutçu'ya?
Bu ceza hangi kıstasa göre verilmeli peki? Keyfiniz ne çekiyor? Neyi uygun buluyor yüce damak zevkiniz? Duygularınız, hisleriniz?
Anladık masumiyet karinesi yok, anladık adil yargılanma zaten hava civa, yargılama usullerinin topunun canı cehenneme diyorsunuz,
Menünüzde ne var peki?
Tek tek sayıp döksenize şu harikulade cezalarınızı? Baransularınız ne öneriyor? Serhat Uluerenler?
Onları kendine uygun bulmayan, düşük seviye gören diğerleri? Medyaya zaten küfredenler, bu adamlara değer vermeyenler de var içinizde, böbürleniyorlar ya hani aynı şeyi söylüyor olmalarına rağmen "farklı olduklarını" vurgulurken,
Onlar ne öneriyorlar?
Allah aşkınıza söyler misiniz? Şuradaki şahıslar ve temsil ettikleri tüzel kişilikler için ne istiyorsunuz? Hangi ceza verilmeli? Hangi sebeple verilmeli? Neye dayanarak verilmeli? Hangi usulle verilmeli?
Bir söyleyin bilelim?
Çünkü bıktık, normal yargılama usullerini, kanunun maddelerini, hukukun temel ilkelerini, talimatları filan sizin cahil cesaretlerinize göstermekten.
Anladık, bu maddelerden hukukun temel ilkelerden bahsedenler, "fanatik", "holigan", "şaşırmış", "şike savunucusu" bir dolu hakaret.
Sizin yönteminiz nedir? Ne uygun buluyorsunuz?
Fenerbahçe küme düşürülsün de isterse dünya yansından başka?
15 Ağustos 2011 23:34
eline diline sağlık..gene tercüman olmuşsun bize..
15 Ağustos 2011 23:48
Dün gece Galatasaraylı iki arkadaş(ım), Beşiktaşın küme düşmemesi gerektiği, 5 yıl Türkiye kupasından men edilse olur mealinde bir yorumda bulundular (bunlar fevkalade eğitimli, tahsilli insanlar, hatta biride öğretmen).
Demekki herkesin adalet anlayışı tuttuğu takıma ve "KARDEŞ" gördüğü takma göre değişiyor.
Ekran önündekilerin ne olduğu öyle veya böyle bellide, ya bizim aramızdakiler?
16 Ağustos 2011 00:06
Bu arada not: Icinde hafif de olsa kufur, hakaret olan hicbir yorum bundan boyle onaylanmayacak.
(Yukaridaki yorumlarla bir ilgisi yok, boyle bir karara vardik burada duyurmak istedim)
16 Ağustos 2011 00:17
PVH, kararinizin hakaret kismina katiliyorum ancak kufur ile alalakali bir soru sormak istiyorum. Kufur hayatin icinde olan ve dogru kullanildiginda dili de zenginlestiren bir sey. Ve ben bu blogda yorumlarda degilse bile yazilar da gecen usturuplu kufurlerin varligindan bugune kadar cok keyif aldim. Cunku gercekligi yansitiyorlardi bence. Simdi boyle bir sansure giderek bence bu blogda ki dogalligi bir sekilde yok etmeyecek misiniz?
16 Ağustos 2011 00:19
hayır bir de şöyle bir durum var. ulan arkadaş, ekim ayında hazır olacak bu iddaaname. ve ondan sonra tekrar harekete geçecek etik kurulu. lan işte daha ne istiyosunuz, karar verildiği anda o andan itibaren fenerbahçe küme düşecek ve o dakikadan itibaren ligin ortasından giremeyeceğine göre tüm yıl bir fenerbahçe görmeyeceksiniz, bitmedi üstüne bir sonraki yıl fenerbahçe alt ligden başlayacak. daha da güzel işte, ne lazım başka. aslında fenerbahçenin de bu durumu istememesi lazım, eğer olan birşey varsa direkt düşmek işine gelir, en azından önümüzdeki sene süper lige döner.
arkadaş, ben burdan şunu bile çıkarabilirim, demek ki siz de biliyosunuz halihazırda olan delillerden bi halt olmayacağını, bir an önce düşme kararı verilsin de, sonra haksızlık yapıldıysa, federasyonun başı belaya girecekse, nasıl olsa sizi bağlamaz. bakınca mantıklı görünüyo, fenerbahçe de kendinden emin sonuçta, bi sıkıntısı olsa şimdiden düşmeyi kabul etmesi lazım.
o da değil, bu küme düşme kararını medyada bu çok konuşan arkadaşlara verdirmek lazım, ama sonuçta bi aksi durum olursa sonuçlar da bu arkadaşları bağlayacak şekilde. %100 eminim ki hiç birinin küme düşürmeye, afedersiniz ..tü yemeyecektir. bi sorumluluk yok, atıp tutmak kolay tabi.
16 Ağustos 2011 00:22
Aldığınız kararı şu anda gördüm, gerçi hakaret değil ama .. yemeyecektir kısmını münasip bir kelime ile değiştirebilirsiniz. göze alamayacaktır gibi tam vurguyu vermese de aynı anlamı verebilecek bir kelime olabilir mesela :).
16 Ağustos 2011 00:23
emre, tabii ki bir yorumda kufurlu bir kelime olunca mutlaka sansurlenecek gibi bir sey degildi o bahsettigim, ucuncu sahislara edilen direkt kufurler ise hakaret oluyor zaten. Ornegin "bir daha futbol izlemem diyenlere hassiktiri cekerim" seklinde bir yorumu engelleyecek degiliz.
16 Ağustos 2011 00:25
Post etme bunu !!
Sana gore kufur bana gore degil iste… eee nasil olucakk… kirpmak istedigin, hoslanmadigin kisma […Mod…] yaziver, mesaj da adresini bulur.
16 Ağustos 2011 00:27
Cevap vermek icin yayinladim yorumunu Mattt.
Birinin bir yerlerine, akrabalarina falan bir sey koyarsan kufurdur iste, bana gore sana goresi mi var bunun? Yorumlar editlenemiyor, o yuzden begenmedigimiz kismi silip sansurleyemiyoruz, oyle bir sansimiz olsa da yapmayiz zaten. Birilerine direkt kufur etmeden de yorum yapabiliriz sanirim, herkes icin daha kolay olur.
16 Ağustos 2011 00:52
editöre!!! bu konuda bilgi var mı? aydınlar etik kurul raporundan bazı kısımları okurken iki şeye vurgu yaptı. (herkes burayı atladı, atlıyor, üç kez dinledim) (özetle) 1. etik kurul raporuna göre bazı maçlarda şike iddiasına kanaat oluşturacak deliller var. gibi bir şey söyledi 2. (tam tersi) bazı maçlarda iddiaları destekler belgelerle herhangi bir kanaat oluşmadı, hatta kişilerle hiç bir balantıya kanaat getirilemedi. ÇOK ÖNEMLİ, ETİK KURUL RAPORUNDA BAHSEDİLEN "ŞİKE YAPILMIŞTIR KANAATININ OLUŞTUĞU MAÇLAR HANGİLERİ"???
16 Ağustos 2011 01:23
@PVH
Guzel bi salvoydu, hosuma gitti :)
Ama butun mevzuu bu iste !!! sana gore… bana gore…
ve her sey onlara gore zaten !!!…
Turkce o kadar tuhaf bir dil ki bazen bir tek kufurle verilen satir arasi mesaj ups ile adresine varir!!
Biz Neyzen Teyfik'i, Can Yucel'i neden bu kadar cok sevdik ?!
Isimsiz kufurlerde bir sonbahar aksaminda ruzgarda savrulup dusen solmus bir yaprak gibi… tadi, tuzu yokk… sifatlar isimlerle anlam kazanir …
Sokak dili ve edebiyati bambaska bir konu !!!… Neysee !!!…
-------
Federasyon’un alabilecegi bir tek karar vardi ve onu da aldi.
Bu kadar basit !!
Bu kararin otesine gidemezdi zaten… tam olarak sinirda durdular, eger bunun otesine gecmis olsaydi, tuzel bir kisilik olarak Turk Hukukunun onune gecmis olurdu ki bu da buyuk bir SUCTUR!!!
Bir ulkede tuzel/ozel bir kisi, grup yada bilmem ne…, kendisini/ kendilerini o ulkenin adaletinden hukukundan ote gormekle nasil bir suc isler… peki bu hangi suc’a girer;)… hmm?!?!
BU ULKE DAHA OLMEDI !!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Yuzu gozu akil kremlne boyanmis beyinsiz iblisler …
Bu arada icine cin kacmislardan biri “muthis bir senaryo” yazdim diye boburleniyomuss…
[…EDIT…]
Kopya cektigi, caldigi senaryo, italyada olan gercek bir senaryodur aradaki tek fark italyada Lazio, Fiorentina, Milan ve Juve… takimlari dusurulmustu, Juve haric diger butun takimlar itiraz etti ve La Ligaya geri donduler. Ama Juve itiraz etmedi !!!
Beklentisi o ki bizi dusurecekler, itiraz edeceez ve geri doneceezz… Akli sira bizi kandiriyor… […EDIT…]
16 Ağustos 2011 01:49
selamlar, bizim de argo kullandığımız oluyor cümle içerisinde. ancak cümle içerisinde argo kullanmak ile bir şahsa hakaret arasında da fark var. common sense ile bu aradaki farkı ayırd edebileceğimize inanıyoruz. trollinge de müsaade etmeyeceğiz. sevgiler,
16 Ağustos 2011 02:03
@fishersad
Orada savunulan şey belgelerin bazıları tek tek ele alındığında şikeye yorulabilecek görüşmelerin olduğu, ancak belgelerin hepsi bir arada incelendiğinde ve diğer bulgular/belgeler ele alındığında genel olarak şike yapıldığına dair kanaat oluşturulamayacağı, daha önemlisi, etik kurulu üyeleri arasında kesinlikle şike yapılmıştır yargısına varmaya olanak tanımayan ölçüde şüpheye haiz olunduğudur. Kısacası R.O.Kütahyalı'nın UEFA için kamuoyuna pompaladığı 'yüzde bir şüphe varsa dahi düşürün' saçmalığının tam da aksine 'şüphe varsa hukuken suç yoktur' fikri galip gelmiştir.
16 Ağustos 2011 02:05
sevgili aethewulf,
belki de ilk başladığınız günlerden itibaren bu bloğu takip eden ve bu bloğun fenerbahçe için fenerbahçeliler için aydınlatıcı yol gösterici en önemli mecra olduğunu düşünen,
sorduğun sorulara, işaret ettiğin yanlışlara, saçmalıklara "evet ya yine tercüman olmuş düşüncelerime" diyen,
ergenekondan, balyozdan şike soruşturmasına kadar yazduığın çarpıklıklara sonuna kadar destek veren,
yazdıklarınızla gülümseyen, hüzünlenen, sinirlenen,
şike soruşturması sürecinde yaşanan hukuksuzluklara, linçlere karşı paralel düşünen vb. bir fenerbahçe taraftarı olarak takip edebilidğim kadarıyla sadece bir kez ibrahim akın olayında söylediğin "burada sıkıntı olabilir" yazını biraz daha tartışalım istiyorum.
emniyetin Pr çalışması olduğuna, kamuoyu desteğini alma kaygısı güdüldüğüne belki de birilerinin düğümeye bastığına inanan bir fenerbahçeli olarak soruyorum.basında çıkan tape adındaki dökümanların doğru olduğunu kabul ettiğimizde.. şifreli konuşmalar vs. de sıkıntı olduğunu düşünüyorum. evet buca maçında ya da sivas maçında neler yaşadığımız ne totemler yaptığımız ortada. yürekle bazen şansla şampiyon olduğuma inaancım fazlasıyla var. ancak ali kıratlı, turanlı gibi kişilerle ilhan ekşioğlu arasında yaşandığı iddia edilen diyaloglar doğruysa geçtiğimiz sezonda birşeyler döndüğünü düşünüyorum salim kafayla irdelediğimde.
bunlrı söylerken geçen sezon trabzonspor'a bir çok takımın yattığına kalıbımı basacağımın da altını çizmek isterim. ama bu yorumda ilgilendiğimi sadece biziz.
aiz yıldırım, ekşioğlu ve diğerlerinin geçtiğimiz sezon kirli ilişkiler içinde olmuş olabileceğine en başta da dediğim gibi tape'lerden yola çıktığımda ikna oluyorum vicdanen.
bu konuda senin düşüncelerini daha geniş ele alman ve görmediğim ya da göremediğim bir ufuk açabilmen umuduyla görüşlerini merak ediyorum.
16 Ağustos 2011 02:57
Trolling… hic dusunmemistim, hic aklimda yoktu !!… ve bunu kabul etmiyorum.
Gorerek ogrenmek cok yaygin bir ogrenme yontemi oldugu icin, hangi yazinin buna konu oldugunu gostermekti amac ve elbett mesajin yerine ulasmasi bugunlerde benim icin bir gorev!!
Diger turlu bir maksat, burada yirtinarak ifade etmeye calistigimiz resmin disina disina cikmis olurduk… Bu yuzden kabul etmiyorum!!
Eger oyle bir maksat olmus olsaydi bu “post etme bunu” mesajindan cok daha once yapilmis olurdu.
Aslinda “post etme bunu” mesaji sana ozel bir mesajdi ama public oldu. Yani hakketen bu medya ya guven olmuyomus haa, muhterem ya baska seyler yazsaydik?!… Neyse…
16 Ağustos 2011 10:38
Çocukluğunda Red Kit vb vahşi batı temalı çizgi romanları hatmetmiş benim gibiler bilir. Vahşi batı kanunları açıktır: Önce asılmak, sonra adalet! Haydut kılıklı, sansar tipli herifler, dürüst çiflik sahibine tezgahı kurarlar, barda bir harala gürele yaratıp, bir punduna getirip zavallı çiftçiyi darağacına çıkardıktan sonra altındaki ata kırbacı indiriverirlerken, epeydir bir idam izleyip gönlünü şenlendirememiş ahali de durumdan pek memnun bara geri dönüp içecekleri birer duble viskinin hayalini kurmaktadır.
Bugün federasyon bir "karar" versin şakşakçılığı yapanların istediği adalet de bundan çok farklı değil. Biz önce idam edelim, sonra duruma göre pardon der işimize bakarız, ne de olsa geç gelen adalet adalet değildir, ateş olmayan yerden duman çıkmaz, bu ateş de üfleyerek sönmez.
Maalesef ki federasyonun dünkü açıklaması darağacında sallandırılan birisini görme hevesiyle yanıp tutuşanların yüreklerini serinletemedi. Şimdi bu zevat federasyona sallayıp iki kuruşluk keyfinin içine edilmesinin hüznünü yaşıyor. Onlara diyeceğim şu ki; gidin ağız tadıyla bir idam izleyememenin hesabını "Efendim deliller çok açık ve net, hiçbir şek ve şüphe yok ki şike ve teşvik var, soruşturma zaten bşr Michelangelo heykeli, bir Picasso tablosu gibi sanat eseri mübarek" diye hevesinizi kabartan soytarılara sorun.
16 Ağustos 2011 16:02
Bu yazıyı Uğur Vardan'a da yollamak lazım.
16 Ağustos 2011 16:20
aethewulf,
@A . A nin yazdiklarina bende nekadar sevinmesemde yüregimin bir kösesinden katiliyorum.Yorumlarini bekliyorum..
16 Ağustos 2011 16:26
@Cengiz;
Vahşi batıya gitmemize gerek yok ki. Tarihimiz benzeri örneklerle dolu: Mithat Paşa'nın uyduruk enstrümanlarla evvelâ idamına, sonra da bir gardiyan tarafından boğulacağı Taif'e sürgüne gönderilmesine karar veren mahkeme örneği var. Aziz Nesin "tarihin en alçakça yargılamalarından biri belki de birincisi" diyor buna.....
Ya da daha yakın zamanda sanıkların evvela idamına daha sonra da gerekçeli kararlarının okunmasına karar veren 'İstiklal Mahkemelerimiz' var.
Mahkeme başkanlarından Kel Ali'nin verdiği idam rakamı: 2865
Ancak cellatlardan Kara Ali 5216 kişiden bahsediyor.
90'lı yıllar boyunca faili meçhullerle ilgili bütün dosyaları itinayla kapatan ve kimilerinde meseleyi suçsuz insanların üzerine yıkan eyyam mahkemelerindense hiç bahsetmeyelim.
Yani efendim 'sanığın evvela idamına bilahare meftanın savunmasının alınmasına...' geleneği bizde çok köklüdür onu söylemek istiyorum.
Buradaki amaç da aşikar: “Nefret çiçeklerini kanla sulayıp; menfaat yemişlerini bir an önce, polemiğe gerek bırakmaksızın büyütmek...”
Yazar da yorumcular da sonuna kadar haklı. Yani dünkü kararı eleştirenlerin amacı adaletin tesisi falan değil...
Amaç: "evvela Fenerbahçe'nin idamı bilahare meftanın dinlenmesi"...
17 Ağustos 2011 05:06
Ne zamandı Federasyon seçimi? 29 Hazirandı sanırım. "Aman Aziz Yıldırım'ın desteklediği aday Göksel Gümüşdal seçilmesin" diye BJK-GS-TS toplantılar yapıp ortak aday olarak M.A. Aydınlar'ı aday göstermişti. M.A.Aydınlar onlara göre doğru isimdi. Fenerbahçe içinden Aziz Yıldırım'la arası limoni birisini aday göstererek Aziz Yıldırım'a bir nevi gol atmışlardı, keyifleri yerindeydi.
Sonra bu şike muhabbeti başlayınca beraber aday gösterdikleri M.A. Aydınlar bir anda "Fenerbahçeli TFF Başkanı" oldu. Sebep : Süreci onların istedikleri gibi yönetmemek, hukuka uygun davranmak, bir bahanesini bulup Fenerbahçeyi küme düşürmemek! Hala rakip takım taraftarları net ortamında atıp tutuyor "Federasyon Fenerli" diye! "Siz seçtirdiniz!" deyince önce afallayıp sonra yine aynı şeyi söylüyorlar. Çünkü motor takılmış, fikirleri takılmış ilerlemiyor, düşünemiyor ...
Daha suçu ispatlanmadan "Fenerbahçe küme düşürülmedi, açlık grevine başlayacağım" diyen spor yazarı kılıklı tipler mi dersin yoksa bütün soruşturma dosyalarına "gizlilik kararına rağmen" sahip olan ve hakkında "gizliliği ihlalden" dava açılmayıp bu yaptığını büyük gzetecilik olarak satanlar mı dersin yoksa embedded gazatecileri spor programlarına bilirkişi olarak davet edenler mi dersin! Neler görüyoruz neler.
Bu yaşanları görünce aklıma 28 Şubat süreci geliyor. O zamanda Çevik Bir gazetecileri toplayıp bir güç gösterisi/tanışma toplantısı yapmıştı. Başka zamanlarda mangalda kül bırakmayan gazetecilerden bir Allah'ın kulu "Siz darbe yapıyorsunuz ve bunu savunuyorsunuz! Kanunen bu yasak" diyememişti. Gıkları çıkmamıştı. Hepsi alkışlamışlardı. 28 Şubat 1000 sene sürecekti onlara göre. Ne oldu?
Şimdi 28 Şubat'n farklı bir versiyonunu izliyoruz. Yaşanan onaca kanunsuzluğa rağmen kimse çıkıp "Ne yapıyorsunuz siz? Fenerbahçe bizim rakibimiz ama biz rakibimizi oynadığımız futbolla yenmek istiyoruz. Sözde operasyonlarla değil!" demiyor. Çünkü 28 Şubat'takiler gibi kaypaklar, ödlekler, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyorlar!
GS hala "Bu ateş sönmez" derdinde! Merak ediyorum Federasyon karar verse ve deseki "Fenerbahçeyi suçsuz buldum" o zaman bu ateşp sönecek mi? Ateşin sönmesi için mutlaka Fenerbahçe'nin suçlu bulunması ve küme düşürülmesi mi lazım? Suçlu olmasa bile küme düşürülsün, yargılanmadan şerefi 2 paralık edilsin değil mi? Başka türlü yenemeyeceksiniz çünkü Fenerbahçeyi?
Öbür tarafta TS! Kupa bekliyor. Hemde Başkanına yurtdışına çıkış yasağı verilmesine rağmen kendini "aklanmış" sayarak! Komaya giren! yöneticisi organizasyonlarda poz verip 2 saatliğine ifade verip elini kolunu sallayarak çıktığı için rahatlar. Bizim eski spor bakanımız, milletvekilleriz yok. Normaldir tabii. Bir yöneticileri diyorki "Şimdiye kadar 4 şampiyonluğumuz çalındı! 1 tanesi BJK, 3 tanesi FB tarafından!" 96 Yılında onları Trabzond yenerek aldığımız şampiyonlukta çalıntı bir şampiyonlukmuş. Anlaşılan hala futbolu çözememişler. Sanıyorlarki "şampiyonluğa oynadığımızda biz şampiyon olursak ne ala! Yoksa o sene şampiyonluğumuz çalınmıştır!"
Beşiktaş'a çokta bir şey demeyeceğim. Zaten ne olduklarını herkes biliyor. Şov peşinde koşan taraftar grubu ile bun gurubun gazına gelen başkanlarının yaptıkları malum! Kupa iade edip! Avrupa kupalarına katılarak zaten çizgilerini gösteriyorlar. Hapse giren yönetici ve hocalarna önce "temizlenin" diyen sonra "biz onların masum olduğuna inanıyoruz" diyen de kendileri. Kensi yöneticileri ve hocası içerde olduğu halde Fenerbahçeli birisini görünce "Ahaaa siz şikecisiniz" diye dalga geçmeye kalkan bir gruba ne denebilir ki?
28 Şubat 1000 sene sürmedi bu süreçte sürmeyecek! Biz tüm aşağı çekme girişimlerinize rağmen yukarı çıkarken siz yerin dibine batacaksınız!!!
17 Ağustos 2011 05:42
Bu arada Cüneyt Ülsever'in bir yazısı var : http://www.odatv.com/n.php?n=futbol-federasyonu-medyanin-gunah-kecisi-1608111200
Yazıda diyor ki :
"4) TFF,üzerinde gizlilik şartı olduğu için ifade alamadığını söylüyor. Halbuki, Yargı ifade almıştı.
Meğer, gizlilik kuralı gereği ifadeler Etik Kurul’a verilmemiş.
Bunu da hiç anlamadım. Gizlilik bir bütünlük arz eder.
“Gizlilik ifadeler için geçerlidir ama belgeler için geçerli değildir” mealli bir kural varsa ben bilmiyorum.
Sanık ifadeleri, hali ile, sanıkların kendilerini savunmaları üzerine kurulu olacaktır.
Savcı kendi şüphelerini ve onları desteklediğini iddia ettiği belgeleri Etik Kurul’a veriyor ama bunlara karşı sanıklar ne dediler, kendilerini nasıl savundular, bu bilgileri Kurul’a vermiyor!
Unutmayın, “gizli sanık ifadeleri” gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlandı.
Bir yaman çelişki daha!"
Eğer bu olay doğruysa nasıl bir komedi içerisinde olduğumuzu varın siz anlayın!
TFF'ye suçlamaya dair delileri vereceksin ama adamların kendilerini savunma ifadelerini vermeyeceksin. Adamların kendilerini nasıl savundukları bilinmeyecek ve TFF bu şartlarda küme düşürecek!
Zaten amaç belli, yapılanlar belli. Ne diyelim "Hukuk bir gün herkese lazım olur"
4 Haziran 2012 14:53
Eline sağlık.Çivi gibi çakmışsın.Bundan açık yazılmazdı.