"Objektif "Fenerbahçe Nefreti
Türkiye'de hukuk kendine lazım olduğunda tüm imkanlarından yararlanılmaya çalışılan ancak rakip/düşman/öteki olarak görülenin öznesi olduğu durumlarda bütün ilkeleri alenen yok sayılan bir kavram. Fenerbahçe ise yine ötekilerin tuhaf bir psikolojiyle kendi aidiyetlerini bir nefret üzerinden temellendirdikleri, başarısızlığını, kötü duruma düşmesini kendi kulüplerinin başarısından bile daha büyük zevk kaynağı olarak gördükleri bir özne.
Şimdi insanların nefret öznesi olmuş ve hukuki bir sürecin içinde kendini bulan Fenerbahçe'ye karşı nefretlerini bilemesini, hakkında kesinleşmiş bir şey olmadan idam etme isteklerini, medya eliyle linç kampanyasının orgazm çığlıklarıyla seyredilmesini psikolojik iklimin bu minval üzre olduğu bir memlekette görmek bizi artık çok da fazla şaşırtmıyor.
Rahatsız ediciolan şey şu. Kör bir nefret duygusunu aslında adalet istiyormuş gibi göstermek. Federasyon'un herhangi bir nihai karar almadan yapmak zorunda olduğu şeyleri, geçmek zorunda olduğu süreci evrensel bir ceza hukuku usulü değil de Fenerbahçe'ye verilmiş taviz olarak görmek ve bunun üzerinden nefret söyleminin iyice bokunu çıkarmak.
Bugün çıkmış bu karardan sonra "kamuoyu vicdanı tatmin olmadı" diyen "objektif" gazeteci bozuntularına soralım, neydi Allah aşkına o kamuoyu vicdanını tatmin edecek karar? Bu soruşturmanın başından bu yana Fenerbahçe'nin sorgusuz sualsiz küme düşürülmesi dışında sizi tatmin edecek bir karar olabilecek miydi? Aklı selim sahibi belli bir hukuk nosyonu olan insanlar sizin orgazm olarak okuduğunuz, keyif sigaraları yakarak terennüm ettiğiniz, polis yorumlarını ayetleştirdiğiniz tapeleri nefret gözlükleriyle değil hukukçu gözlükleriyle okuduğunda bunların hiç birinin somut veri ve olaylara isabet etmediğini görmeyecek miydi?
Sizin orgazmik manşetlerinizi, "dört dedi dört oldu" diye baş sayfa yaptığınız başkan resimlerini, Fenerium poşeti içinde polis tarafından para olduğu "değerlendirilen" şeyleri, içinde deste halde para olduğu "değerlendirilen" para poşeti laflarını siz öyle manşet attınız, Telegol'de hükmü o yönde verdiniz diye sorgusuz sualsiz muhteşem kanıtlar olarak mı görecekti?
Türkiye'de futbolun temizlenmesi eğer birgün mümkün olacaksa sadece yöneticilerin, kulüplerin temizlenmesiyle değil içindeki nefret duygusunu, adalet istiyoruz, temiz futbol istiyoruz, romantiğiz ayaklarıyla kamufle edenlerin, bunu sistematikleştirip basında yer tutanların, blogları parselleyenlerin, "güneşli Pazartesi" müritlerinin temizlenmesiyle de mümkün olacaktır.
3 Temmuz'dan bu yana aynı şeyi söylüyoruz ayrıcalık, iltimas, eyyam değil adalet istiyoruz. Fenerbahçe hukuğun ırzına geçilmeden kara propaganayla, medya yoluyla linç edilmeden adil, dürüst bir yargı sonucu suçlu bulunursa cezası neyse bunu çeksin. Biz hukuğun adaletin gerçekleşmesini istiyoruz siz nefretinizin Fenerbahçe'nin düşmesiyle tatmin edilmesini.
Artık şu vicdan terzisi, romantikliğin kaptan-ı deryası, endüstriyel futbola karşı savaşan son Don Kişot hallerini bir kenara bırakın. "Fenerbahçe'nin düşmesini istiyoruz çünkü bu bizi deli gibi mutlu edecek" deyin de rahatlayın. Bugün Federasyon Fenerbahçe'yi küme düşürme kararı alsa ve soruşturmada adı geçen diğer kulüpler hakkındaki iddiaları araştırmayı canımız istemedi dese bu kararı kutsayacak, ulan böyle karar mı olur demeyecek binlerce insan var. Ve bu insanlar bugün kamuoyu tatmin olmadı pozlarında çıkıp maval okuyan insanlar. Böyle bir farazi durumu kutsayacak adamlar çıkıp haktan, hukuktan, adaletten, temizlikten bahsedince insanın bir kere daha bu ülkede yaşamaktan midesi bulanıyor.
Bu "adalet" kamuflajı giymiş kör nefret bu halde sürer, medya Fenerbahçe'yi bütün şer odaklarının kalesi şeklinde göstermeye devam ederse Güneşli Pazartesi yi değil göz göre göre bir cinayetin olacağı anı resmeden Gabriel Garcia Marquez'in Kırmızı Pazartesi'ni yaşarız.
Ve ne acıdır ki bu kör nefretin olası kurbanlarından Fenerbahçe forması giymiş bir gence bir şey olursa yine bu linci hazırlayan, adalet sosuyla altına odun atan bu adamlar timsah gözyaşlarıyla bizim yanımızda saf tutarlar. Umarım şu süreçte kendilerine objektif diyen herkesin ne derece objektif olduğunu tüm Fenerbahçeliler görmüştür.
15 Ağustos 2011 21:59
içimizdeki duygulara tercüman olmuşsun kardeş.. eline, emeğine sağlık..
15 Ağustos 2011 22:18
güzel yazı. iki nokta çok iyi vurgulanmış. biri "ötekilerin" asıl isteklerinin belirtilmesi. diğeri orgazmik manşet olayı. tebrikler
16 Ağustos 2011 00:04
Fatih tesekkurler bu guzel yazi icin. Yazinin tamamina katiliyorum ama "Biz hukuğun adaletin gerçekleşmesini istiyoruz siz nefretinizin Fenerbahçe'nin düşmesiyle tatmin edilmesini aslinda" cumlesi tum hissiyatimi ozetleyen bir cumle izninle facebook sayfamda kullanacagim. Sevgiler
16 Ağustos 2011 00:56
@ emre
tabii paylaşabilirsin
16 Ağustos 2011 09:33
bastırılmışların kendini tatmin etme operasyonu haline geldi bu operasyon. içlerindeki nefreti kusmak için bir bahane.. öyle de güzel kullanıyorlar ki kalemlerini bu nefreti bahane etmek için, dışardan bakan biri olsan sanırsın şu çubuklu sevdalıları gerçekten ahlaksız, gerçekten seviyesiz, gerçekten pisliğin önde gideni. ahlaksızca saldıranların ahlaktan bahseder olması bu coğrafyaya has bir şey değil elbette ama bu coğrafyada daha bir bel altı olduğu aşikar...