Yapanın Yanına Kâr Kalmayacağı ''Belirtildi''
Sosyal medyada Trabzonspor'lu bir arkadaşımızın salı günü Hürriyet gazetesinden yaptığı, UEFA müfettişi Pierre Cornu'nun gelişi ile ilgili paylaşım ve ardından Şampiyonlar Ligi kura çekimlerinin bir gün öncesinde patlak veren bu eşi görülmemiş rezalet üzerine, dünkü Teke Tek programının konuğu olan TFF Başkanı Aydınlar'ın konuşmasını da dinledikten sonra dikkatimi çeken bazı ayrıntıları açmak istiyorum.
Paylaşılan Hürriyet haberi oldukça ilginç diye söze başlamak bir blog yazısı için neredeyse standart ve oldukça doğru bir format olsa da, 3 Temmuz'dan beri çıkan gazete haberlerini düşününce aslında bu ''UEFA el koydu. Avrupa tehlikede'' haberinin pek de sönük kaldığını düşünüyorum. İşin gerçeği, haber ilginç falan değil. Ama şeytan ayrıntılarda gizlidir diyenler herhalde günlük hayatta kaşımızı kaldırmadığımız şeylere daha dikkatlice bakmamız gerektiğini bize anlatmak istemiş olmalı.
Haberi paylaşan Trabzonsporlu arkadaş, altına da bu haberin ana mesajını yapıştırmış. Şöyle:
UEFA Başmüfettişi’nin izlenimlerinin hiç de olumlu olmadığı ve takımlarımızın Avrupa kupalarına katılma şansının zayıfladığı belirtiliyor.
Burada ''belirtiliyor'' kelimesine dikkat!!. Habere gidiyorum, bunu kimin belirttiğini arıyorum: UEFA adamının savcı ile konuşup, hangi konularda bilgi aldığı yazılmış. Konular verilmiş, ancak müfettişin sorduğu sorulara verilen cevaplar yok (tabii ki. soruşturma gizli çünkü). Haberin hiçbir yerinde İtalyan müfettişin konuyla ilgili bir yorumu, açıklaması yok. Yalnızca ''savcıdan, polisten bilgi aldı, federasyon yetkilileriyle yemek yedi'' deniyor.
Hah! Şimdi ben de o zaman şunu anlıyorum: Bu yemekte bulunan federasyon yetkililerinden biri, UEFA müfettişinin izlenimlerinin hiç de iyi olmadığına dair bilgiyi basınla paylaşıyor. ''Belirten'' o kişi işte. Bu paylaşım olabilir, yapılabilir. Sıkıntı yok. Fakat kafa karıştıran bir başka şey var.
UEFA düne kadar yaptığı açıklamalarda TFF nin işine karışmadığını, evrensel hukuktaki masumiyet karinesine uygun bir duruş sergilediklerini açıklıyordu. Hatta Cornu ile yemekte bulunan Aydınlar, o gittikten sonra yaptığı açıklamada, topun kendilerinde olduğunu, adamın rapor bile hazırlamayacağını ifade etmişti. Demek ki federasyonun UEFA başmüffetişi ile olan yemeğinden bu haberi sızdıran kişi (federasyon görevlisi), Cornu'nun o yemekteki konuşmalarında, başkan Aydınlar'ın sezemediği havayı yakalamış olmalıydı. Bu bana pek mantıklı gelmiyor. Onun yerine ne mantıklı geliyor biliyor musunuz? İtalyan müfettişin gelip gelmemesinden alakasız olarak, o haberi sızdıran federasyon görevlisinin dün çıkacak, Fenerbahçe'nin kupaya alınmama kararını biliyor olması...
Peki çok komplo teorisi oldu bu, değil mi?. Siz yine de bu fikri bir evirip, çevirin kafanızda, sonra koyun bir yere. Bir ara geri dönmek gerekebilir belki. Biz, olayların kamuoyuna aksettiği şekilde yol alışından gidelim tekrar o zaman.
TFF başkanı Aydınlar, dün Teke Tek programında yalan söylemediyse, İtalyan müfettiş buraya geldiğinde bir tane bile belge görmedi. Ki zaten soruşturmanın gizliliği ilkesiyle Aydınlar'ın verdiği bu bilgi örtüşüyor.
Dün akşam Fenerbahçe TV'de ve sosyal medyada taraftarlar TFF başkanı Aydınlar'a öfke kustular ama Aydınlar ne dedi Fatih Altaylı'ya programda?
ifadelerini kullandı.
Bu açıklama, UEFA gibi ağırlığı olan bir kurumu tamamen taca atar. Düne kadar CL kura çekiminde Fenerbahçe'yi davetli görmek isteyen UEFA'nın bu ani dönüşünde savcı ve emniyet ile olan görüşmenin büyük rol oynadığı gerçek ise, yazıklar olsun!
Tabii savcı Berk, emniyet ve Baransu ekibine maledemeyiz bu başarıyı yalnızca. Perde arkasında emeği geçenlerin hakkını yemiş oluruz. Yine Aydınlar'a referans vereceğim. Zaman zaman şunun veya bunun, dünden sonra da özellikle Fenerbahçe'nin istenmeyen adamı TFF başkanı üç beş gün önce ne dedi?
Komplo teorisyeni olma rolünü hiç yakıştırmıyorum üzerime ama TFF'yi ve Fenerbahçe'yi UEFA'ya şikayet eden binlerce taraftar maili olduğunu zaten az çok biliyoruz da, Aydınlar'ın bunu malum kulübün çıkışından sonra söylemesi, adresi çok net olarak gösteriyor.
Bazıların elleri Avrupa'da oldukça uzun. Zamanında kazanılan başarılarının destanlarını yazarken bu sessiz kahramanları da gani gani anmadan geçmemişlerdi, hiçbir yerden değilse oradan biliyorum yani. Bazıların elleri ise Türkiye'de uzun. Bugün Fenerbahçe'nin yerine CL'ye alınanların Türkiye'de, bu hükümette iyi köşeleri kapanların desteğini aldıklarının farkında olacak kadar ilgili değilim aslında politikayla. Ama ligin son virajında ''şu şampiyon olsun, bu olmasın'' açıklamalarıyla kendilerini ben görmek istemesem de gözüme soktular, oradan biliyorum. Ha bir de Wikileaks'in dünyayı sallayan ama Türkiye'de nedense gazetecilerin hiç ilgisini çekmeyen sızıntılarına göre, gizli anlaşmalarla ve hesaplaşmalarla nerden geldiği nereye gittiği belli olmayan paraları bu kulübün kasasına sokarken ve çıkarırken deşifre olanlar var. Aynı grup, aynı lobi.
Bir de en sonunda dönüp aynaya da bakacağız. Bir Fenerbahçe taraftarı olarak, dün gece saatlerce süren kriz toplantısından sonra canlı yayına bağlanan Fenerbahçe ikinci başkanının iki kelimeyi bir araya getiremiyor oluşundan hicap duydum. Nihat Özdemir böyle de diğerleri farklı mı? ''Atlayın uçağa, sabaha Cenevre'ye inin, UEFA'ya derdinizi anlatın'' tavsiyesini TFF başkanından aldıktan sonra bile kılını kıpırdatamayan bir yönetim... Saatlerce süren kriz toplantısından sonra çıkıyor, Acıbadem ile sponsorluğunu iptal ettiğini açıklıyor. Bunu mu tartıştınız 4 saat?
Anlaşılıyor ki Aziz Yıldırım hiçbir işe koşmamış bu arkadaşları. Bir özelliklerini bulamamış, iş kotarabileceklerini düşünmemiş olmalı. Yıldırım'ın, özellikli olanları da, bir ipte iki cambaz oynamaz diye etrafından uzaklaştırmasının acı meyvelerini bugün hep beraber yiyoruz.
Ben şimdi yönetimden bir açıklama daha bekliyorum. ''Yapanın yanına kar kalmayacağı belirtildi'' şeklinde.
Peki çok komplo teorisi oldu bu, değil mi?. Siz yine de bu fikri bir evirip, çevirin kafanızda, sonra koyun bir yere. Bir ara geri dönmek gerekebilir belki. Biz, olayların kamuoyuna aksettiği şekilde yol alışından gidelim tekrar o zaman.
TFF başkanı Aydınlar, dün Teke Tek programında yalan söylemediyse, İtalyan müfettiş buraya geldiğinde bir tane bile belge görmedi. Ki zaten soruşturmanın gizliliği ilkesiyle Aydınlar'ın verdiği bu bilgi örtüşüyor.
Dün akşam Fenerbahçe TV'de ve sosyal medyada taraftarlar TFF başkanı Aydınlar'a öfke kustular ama Aydınlar ne dedi Fatih Altaylı'ya programda?
UEFA'ya binlerce mail, şikayet gitti. Ayrıca onların burada medya takibi yaptıklarını biliyoruz. Medyadaki haberler ve emniyetin 19 maçta şike tespit ettik açıklamaları, UEFA'nın kanaat oluşturması için yetti.
ifadelerini kullandı.
Bu açıklama, UEFA gibi ağırlığı olan bir kurumu tamamen taca atar. Düne kadar CL kura çekiminde Fenerbahçe'yi davetli görmek isteyen UEFA'nın bu ani dönüşünde savcı ve emniyet ile olan görüşmenin büyük rol oynadığı gerçek ise, yazıklar olsun!
Tabii savcı Berk, emniyet ve Baransu ekibine maledemeyiz bu başarıyı yalnızca. Perde arkasında emeği geçenlerin hakkını yemiş oluruz. Yine Aydınlar'a referans vereceğim. Zaman zaman şunun veya bunun, dünden sonra da özellikle Fenerbahçe'nin istenmeyen adamı TFF başkanı üç beş gün önce ne dedi?
Bizi UEFA'ya şikayet edenler büyük bir sorumluluğun altına da girmişlerdir. Tarih onları affetmeyecek!
Komplo teorisyeni olma rolünü hiç yakıştırmıyorum üzerime ama TFF'yi ve Fenerbahçe'yi UEFA'ya şikayet eden binlerce taraftar maili olduğunu zaten az çok biliyoruz da, Aydınlar'ın bunu malum kulübün çıkışından sonra söylemesi, adresi çok net olarak gösteriyor.
Bazıların elleri Avrupa'da oldukça uzun. Zamanında kazanılan başarılarının destanlarını yazarken bu sessiz kahramanları da gani gani anmadan geçmemişlerdi, hiçbir yerden değilse oradan biliyorum yani. Bazıların elleri ise Türkiye'de uzun. Bugün Fenerbahçe'nin yerine CL'ye alınanların Türkiye'de, bu hükümette iyi köşeleri kapanların desteğini aldıklarının farkında olacak kadar ilgili değilim aslında politikayla. Ama ligin son virajında ''şu şampiyon olsun, bu olmasın'' açıklamalarıyla kendilerini ben görmek istemesem de gözüme soktular, oradan biliyorum. Ha bir de Wikileaks'in dünyayı sallayan ama Türkiye'de nedense gazetecilerin hiç ilgisini çekmeyen sızıntılarına göre, gizli anlaşmalarla ve hesaplaşmalarla nerden geldiği nereye gittiği belli olmayan paraları bu kulübün kasasına sokarken ve çıkarırken deşifre olanlar var. Aynı grup, aynı lobi.
Bir de en sonunda dönüp aynaya da bakacağız. Bir Fenerbahçe taraftarı olarak, dün gece saatlerce süren kriz toplantısından sonra canlı yayına bağlanan Fenerbahçe ikinci başkanının iki kelimeyi bir araya getiremiyor oluşundan hicap duydum. Nihat Özdemir böyle de diğerleri farklı mı? ''Atlayın uçağa, sabaha Cenevre'ye inin, UEFA'ya derdinizi anlatın'' tavsiyesini TFF başkanından aldıktan sonra bile kılını kıpırdatamayan bir yönetim... Saatlerce süren kriz toplantısından sonra çıkıyor, Acıbadem ile sponsorluğunu iptal ettiğini açıklıyor. Bunu mu tartıştınız 4 saat?
Anlaşılıyor ki Aziz Yıldırım hiçbir işe koşmamış bu arkadaşları. Bir özelliklerini bulamamış, iş kotarabileceklerini düşünmemiş olmalı. Yıldırım'ın, özellikli olanları da, bir ipte iki cambaz oynamaz diye etrafından uzaklaştırmasının acı meyvelerini bugün hep beraber yiyoruz.
Ben şimdi yönetimden bir açıklama daha bekliyorum. ''Yapanın yanına kar kalmayacağı belirtildi'' şeklinde.
İşin esası, her işi gücü bırakıp, bizim, polisin,savcının şu ''belirtenleri'' bulması lazım. Bu ''belirtenleri'' bulup temizledik mi pür-i pak olur futbolumuz, siyasetimiz, ekonomimiz... Ha olmadı mı? Yetmedi mi? Fener'i düşürüp, sifonu çekerek temizleme opsiyonu her zaman var.
25 Ağustos 2011 14:57
Kesin lütfi arıboğan da adnan öztürk'e belge vermemiştir. onları da adnan öztürk uefaya göndermemiştir. kesinn. lütfi arıboğan'a "vermediği" belge başına asist yazmışlar mı acaba?
25 Ağustos 2011 15:09
henüz ispatlanamamış, medyadaki iddialara dayandırılan ve dolayısıyla hala FARAZA bi usülsüzlüğün, trabzonun bilbao maçı iptal edilip tepeden inme bi şekilde gruplarda yer alması şeklindeki bi usülsüzlükle çözümlenmesi de hayran olunan avrupanın kokuşmuşluğunu ortaya koyuyor zaten. avantajı kendi evinde trabzona kaptırmış olan a.bilbao turu geçmiş mi sayılacak şimdi? onu boşverelim de ülke olarak şampiyonlar ligine göndermemiz gereken 2.takım nerde? trabzon şampiyonlar liginden fenerbahçe adına mı elenmiş oldu? durum buysa, dünkü karardan sonra hani fenerbahçenin avrupada elenme hakkı dahi yoktu?
25 Ağustos 2011 16:15
bu sene kan gövdeyi götürsün. yıkılsın arenalar, parçalansın dekoderler, insanlar yıllarca sürünsün hapisanelerde. polis at koştursun, coplasın bizi sokaklarda. jurnalci beyaz türkler raks etsin alev alev yanan memleketin göbeğinde, sıra onlara gelince de bizler alkışlayalım bu barbarlığı ellerimiz kanaya kadar. tekmeler tokatlar atılsın sahalarda, televizyon stüdyolarında şerefsizler cirit atsın. devre aralarında cahil şahsiyetsiz gazeteciler ucuz espriler yapsın birbirlerine, sigara içsin sakız çiğnesinler. bu ülkenin okumamış evlatları dağlarda, okumuş evlatları hapislerde, yanlış lisan okumuşları da bilmediğimiz yerlerde erisin gitsin. Bunu mu layık görüyorsunuz bu memlekete?
Anasını sattınız hukuğun adaletin, hiç mi vicdanınız sızlamıyor.
Topu topu bir topumuz vardı onu da aldınız elimizden.
Alem buysa kral biziz arkadaş, düzen buysa düzen de biz oluruz. akıl mantık geride kaldı, batsın bu dünya o zaman sarının lacivertin içinde, varsın yansın cayır cayır bu sirk bu panayır...sanki daha önce hiç mi yanmadık...
25 Ağustos 2011 16:22
1993'te Marsilya şampiyonlar liginden men edilince, PSG şampiyonluğu ve Şampiyonlar Ligi hakkını reddetti. kupa kupa diye ağlayan biri bunu yapmaz tabii..
25 Ağustos 2011 16:27
Gün gelicek o sifonu bi taraflarına sokucaz!!!Herkesin sırası gelir elbet.Sıra bize geldiğinde kimse acıma beklemesin!!!
25 Ağustos 2011 16:31
İspanya devlet takımı Real Madrit’in Türkiye ve Türk ilgisi sürüyor.Real Madrit bu kez Türkiye devlet takımı Galatasaray ile kupa maçı yaptı.Devletler düzeyindeki bu ilişki ve yakınlaşma çok ilginç,irdelenmeli.Biz evde oturup,okuyup dinlediklerimizden çıkarsama yaptıklarımızı internet üzerinden paylaşan kişileriz.Herhangi bir belgeye ulaşabilme olanağımız yok.Ancak etkin bazı arkadaşlarımızın (örneğin L.A) bu konu ile ilgili bilgi ve belgelere ulaşabilme olanağı olabilir.İlgiye muhtaç bu konu üstüne gidebileceklerini umuyorum.Saygılarımla.
25 Ağustos 2011 16:34
mehmetali seni artık kulübün çevresinde dahi görmek istemiyoruz.sen aşağılık basını fenerbahçe düşmanlarını üzmemeye devam et..İKİ ÇİFT LAFDA NİHAT ÖZDEMİRE..NEYDİ DÜN AKŞAM SAYIN MAYIN HİTAPLI ALTAYLI DENEN O ŞAHSİYETE EZİK BÜZÜK
HALİN...DİK DURUN DİK. YÖNETİMDEN
RİCA EDİYORUZ....TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADI ARTIK.
ÇEKİN TAKIMI LİGDEN....
25 Ağustos 2011 17:57
İşler çamura batalı 24 saat oldu hala işe yarar ne bir adım ne de bir girişim görebildik sevgili yönetimimizden. Açıkçası bu saatten sonra çalınan haklarımızı geri alamayacağımızın bilincindeyiz ancak istediğimiz tek şey kartlarını doğru oynayan, basiretli ve hakkını arayabilen, başı dik bir yönetim! Maalesef bu günlerde bizim camiamızda mumla arasak bulamıyoruz bu dediğim özelliklerde yöneticileri.
Yazıklar olsun o koltuklar üzerinden prestij kazanarak senelerce bu ülkenin ihalelerini alarak enselerini kalınlaştıranlara!
25 Ağustos 2011 19:10
Yahu iyi güzel yazıyorsunuz, okuyoruz, bağırıyoruz çağırıyoruz Aziz denen adam kulübün başına geldiğinden beri hiç ortak bir sesimiz olmadıki yönetimle. Yine onlar bambşaka yerlerde, yine her canı isteyen feneri rahatca ezebiliyor. Büyüklük? O sadece fenere olan sevgimizde var yoksa bir kulüp büyüklüğü mevzubahis değil
25 Ağustos 2011 20:46
.nihat özdemir böyle bir zamanda sağlığımla sevdam arasında deyip sağlığını seçip istifa ediyor.milyonlarca insanın üzüntüsü ne olacak?
senin canın canda bizimki patlıcanmı .çok ayıp.
25 Ağustos 2011 21:53
Fenerbahçesiz bir lig istemiyorum. Bu blogu okuyup sinirlenmeyeceksem fener ile çekişmeyeceksem istemiyorum arkadaş.Bu tiyatroyu izlemem. Madem böyle TFF hiçbir Türk takımını göndermeseydi. Trabzonda iddaların içinde yer aldı. Biz zaten gidemiyoruz avrupaya bize olan birşey yok peki Beşiktaş nasıl yırtıyor bu işten birisi bunu anlatsın. Dekoderimi iade ediyorum. Fener olmadan Galatasarayımı kime karşı destekleyeyim ???
25 Ağustos 2011 23:28
yazıklar olsun diyorum başka bişey demiyorum
26 Ağustos 2011 01:13
fenerli olmak kahrolmayıda gerektiriyor 1 sene gs ile çekiştik kutsal ittifaklarla karşımıza çıkıldı başardılar sonra bursa ile çekiştik yine ittifaklar kuruldu yine başardılar ts ile çekiştik yine kutsal ittifaklar kuruldu fakat sahada başaramadılar masada başardılaremniyet müdürlüğü sadece feneri dinlemiş adam açık şekilde beyanat veriyor trabzona borcumuzu ödedik sonrada kuzu kuzu yeniliyorlar aslında trabzonun aldığı parayı buca,karabük,antep,bursa ve diğerlerinede vermesi gerekir çünkü haketti adamlar hak yememek gerekir michel platiniye bilhassa bucaspor-trabzonspor maçının son dakikadaki golünü izlettirmek isterim hani şu yerlerde yuvarlananlar birde avea reklamındaki gölü izletmek gerekir..akp,nin çıkarına ters düştük.fb,nin ligden çekilmesini isterim şahsen bu kadar kahrolmaktansa ve bu domuzlar bizim sayemizde beslenmesinler