Lugano'yu Savaş Tanrılarına Kurban Vermek



Daha maçın başlarında Emre Aşık’la itişmelerinden ötürü Fırat Aydınus tarafından saha kenarında uyarılırlarken tribünden atılan yabancı maddeden Emre’yi korumak için ellerini siper eden Lugano için hazırlanan methiyeler kursaklarda kaldı. Uzatmanın son dakikasında rakibine kafa atarak kırmızı kartı da hak etti zaten. Ancak yaşanan rezaletin tek sorumlusu olarak Lugano’yu göstermeye çalışmak, derbiyi bir futbol maçı olmaktan çıkarıp gladyatör arenasına dönüştüren medyasıyla, yöneticisiyle, taraftar grubuyla spor kamuoyunun ellerini yıkamasına göz yummaktır.

Dün akşam maçtan sonra cadı avına çıkanların kurduğu nedenselliğe aşinayız aslında. Hepsine “I. Dunya Savaşı neden çıkmıştır?” diye soran hocasına bir çırpıda “Bir Sırp milliyetçinin Avusturya-Macaristan veliahtını öldürmesi yüzünden” diyen ilkokul öğrencisinin kolaycılığı sinmiş.

Oysa hiçbirimiz Lugano’nun yaptığı hareketi savunacak değiliz. Emre Aşık değil 3 kere 33 kere de ayağına bassaydı Lugano’nun o kafayı atmayacaktı. Hatta şükretmeliydi ayağına basmakla yetindiğine, Nobre’ye yaptığı gibi arkadan pandik de atabilirdi Emre Aşık. Öte yandan sahanın en karmaşık duygulara sahip, en baskı altındaki oyuncusu olan Emre Belözoğlu, Sabri’nin bütün maç boyunca yaptığı çirkefliklere, ümüğünü sıkmaya yeltenmesine aynı oranda karşılık vermekten kaçındı. Aragones’in maçtan önce dediği gibi “kafayı serin, yüreği sıcak” tutmak gerekiyordu, Lugano yine beceremedi. Edu ve Gökhan Gönül’ün yokluğunda takımını yalnız bıraktı.

Maçtan sonra çıkıp özür dilemiş Lugano’ya bıyığıyla müsemma Tamburacı’nın dediği gibi “Türk futbolu için habis bir ur” demek o ilkokul öğrencisinin kolaycılığını da aşan bir art niyettir. Benim gözümde gerçek habis ur bizatihi spor kamuoyunun içindedir. Medyasıyla, yöneticisiyle, taraftar grubuyla asırlık derbiyi bir gladyatör arenasına çevirenler, daha haftalar öncesinden yapmaya başladıkları açıklamalarla, yazdıklarıyla, çizdikleriyle bu maçı bir ölüm-kalım savaşı gibi gösterenler hiç mi suçlu değil? Lige havlu atmış iki ezeli rakibin oyuncularını taraftarlarının gözünde aklanmak için bu derece çileden çıkartan bu düzen hiç mi suçlu değil. “Sulu derbi”yi sineye çekenler, kapalı tribünün tentesini çökertenlere sırtını yaslayanlar, Samet’in kafasını yaran o kanyak şişesini tribüne sokulmasına, küfürün bir mabedin lisanı olmasına göz yumanlar hiç mi suçlu değil?

Türk futbolunun savaş tanrıları dünkü rezaletin gerçek sorumlularıdır. Her milli maçta fetih borozanı çalan “amansızlar”, daha birkaç hafta önce İspanya karşısında yan yana oynayan bu çocukları birbirine düşman edenler gerçek suçlulardır. Dünkü maçın gerçek kaybedeni de onlardır. Ellerini yıkamak için can havliyle Lugano’nun yakasına yapışmaları ondan. Bu sefer onu Türk sporunun savaş tanrılarına kurban vermeyeceğiz. O ilkokul öğrencisinin sadeliğiyle cevap verelim “Almanya yenilince biz de yenilmiş sayılmayacağız” Bilginiz olsun.


4 comments:

  1. tozlu parkeler dedi ki...

    Memleketin en büyük gazetelerinden Milliyet ''Lugano'nun hareketiyle başlayan olaylar'' ibaresiyle veriyor haberleri.
    Şimdi, bu memleketin en çok okunan gazetelerinde haber yazmak, yayınlamak falan sorumluluk isteyen bir iştir. Adamlar sanki taraftar forumunda post atıyorlar, Lugano'yo çemkirmekle, kin kusmakla kendilerini rahattıkları platform memleketin en çok okunan gazeteleri.
    Dünkü maçta olaylar 90+3'te başlamış gibi, Lugano'nun attığı kafaya kadar kendisi gibi ekmeğini futbol oynayarak kazanan Emre'yi türlü çirkeflikle oyundan attırmayı başat hedefi seçen Sabri'nin, ona destek veren hocasının, takım arkadaşlarının futbol adına utanılacak kişiler olduğunu söylemek günahmış gibi davranıyorlar.
    Carlos'un futbol hayatına kastedercesine ona çift dalıp sonra yerde yatarken yaka paça dalan Emre Aşık, bu rezilliklere göz yuman Fırat Aydunus değil de Lugano başlatmış oluyor olayları öyle mi.
    O gazetede spor yazarlığının duayeni İslam baba vardı, Fener adamın elini lavoboya sokar diyen.
    İslam baba bu günkü Milliyet'in spor sayfasını okusa kemikleri sızlardı, Fenerbahçe düşmanlığı ve Fenerbahçe hasetiyle gözü dönmüş, dimağı yamulmuş zavallıların yazdığı haberleri onlar yazan, yayınlayanların elleriyle birlikte lavaboya sokmak lazım.

  2. PVH dedi ki...

    Sapla saman hep karistiriliyor. Dun de bir yorumda yazdim. Lugano asabi bir adam, sinirlerine hakim olamiyor ama bu sezon 11 sari 1 kirmizi kart gormus zaten, siniri en cok kendisine ve Fenerbahce'ye zarar veriyor. Dun Sabri isimli adam macin birinci dakikasindan son saniyesine kadar kufurden bogaz sikmaya her turlu provokasyonu yapmis ve maci tamamlamis bir adamken suclu ilan edilen Lugano'nun mac boyu sesi cikmadi. Ne bogaz sikti ne kufur etti. Son saniyede yine sinirine hakim olamadi yone karti gordu. Zaten o pozisyonu hakem gormustu, Carlos topa vurmadan elini kaldirmis oraya gidiyordu. Dunku macta Sabri ve Lugano'yu bir tutmak sucluluk bahanesiyle uretildi ve simdi Lugano one atiliyor. Saha icinde olanlarin atilan patlayicilarla, su siseleriyle, sahaya giren taraftarla alakasi yok. Bunlari konusan yok. Once bu mac icin ciddi bir ceza verilsin Gs'ye sonra sahada oyuncularin sinirlenmemesi icin kampanyalar duzenleriz.

  3. Sekhranikos dedi ki...

    Sıkıntımız oyuncularda değil ki. bizim ders veren milli teknik adamımız eli ile kimin biçilmesini gösteren bir adamdır ve ona bu ülkede imparator derler. bir diğer imparator ise terör finansörüdür bu ülkede. halklar ot gibidir der knfüçyus malum rüzgar nereye eserse oraya eğilirler. yoksa dünde yazmış idim lugano dünyada örneği çok fazla bulunmayan sert ve iyi stoperlerden biridir ve bu ülek enteresandır o tadda bir adamı bülentden beri çıkaramamıştır. Lakin o bünlet korkmaz maçtan sonra içindaki fanatizme yenik düşmüş olmalı ki olayları lugano başlattı demiştir. şaşmamalı onunda imparatoru terimdir netekim.

    Bu terim meselesini galatasaray üzerinden algılamak isteyen olursa algılarının yanına türk argosunun tüm sinkaflarını koyabilirler.

    Terim denilen arkadaş türk futblunda bir milattır ve pisliğin startıdır. türk futbolunu kuduzlaşma sürecine sokan bizatihi kendisidir. haliyle beyefendi evine dönmedikçe, bu işleri bırakmadıkça veya azrail yeter olm siktin ortamı demedikçe bize kurtuluş yoktur. her sene minimum iki defa bu pisliği yaşarız.

  4. Adsız dedi ki...

    beşiktaşlıyım.onun da ötesinde futbolseverim aslında.şimdi evimde oturup güzel bir derbiyi izlemek istiyorum.
    zaten gerek yönetimlerin gerekse teknik adamların başarısızlıkları sebebiyle
    fb'de gidenleri yeri dolmamış.aragones ile kimya tutmamış.transferde büyük hatalar yapılmış.başkanın egoları hem takımın hem de tribünün kat be kat üzerine çıkıvermiş.
    gs ise ismen büyük fakat bir araya gelince nasıl bir performans sergilyecekleri şüpheli kareas (desanctis-meira-kewell-baros) kurarak herşeyi şampiyonlar ligi için yapmış.fakat takım içi dengeler,teknik direktör sıkıntıları ve euro 2008 gazileri topal,servet,güngör,balta,sabri ve arda'nın sakatlıkları derken bir türlü kadro oluşamaması gibi sebepler nedeniyle bekleneni verememiş.emanetçi olarak eski kaptanını başa geçirmiş.
    böyle çarpıklıkların yaşandığı iki kulüp kimseyi şaşırtmayacak bir bir biçimde başarısız olmuşlar.bir derbi galibiyeti ise iki taraf için tutunacak son dal adeta.
    fakat iki teknik direktörün yetersizlikleri yüzünden(evet bence aragones bir kulüp takımı çalıştırmak için gayet yetersiz birisi,en basitinden insan ilişkisizlikleri sebebiyle) ortaya konan üretken olmayan ve sıkıcı bir futbol.
    kavgaya gelirsek.aslında esas çarpıklık şu sayısı azımsanmayacak fb'linin gs nefreti fb sevgisinin üzerine çıkmış aynı şekilde birçok gs'linin de fb nefreti gs sevgisinin üzerine çıkmış.aynı mevzu özellikle bjk fb cephesinde de net bir biçimde görülüyor.
    böyle bir ortamda da zaten entellektüel altyapıları kafi olmayan ve profesyonel olamamış futbolcular böyle gereksiz hareketlere teşne oluyorlar.lugano kendini tutamıyor.fakat arda,volkan ve sabri özellikle dün geceki pislikleri kendilerini camialarına kabullendirmek için yapmadılarsa ben de hiçbirşeyden anlamıyorum.
    eğer bu yozlaşma bu hızla devam ederse türk futbolu akıl almayacak bir hızla geriye gider.macaristan futbolu gibi oluveririz bir anda.

Yorum Gönder