Giden Kupanın Ardından



Kupa lanetini atamadık ama bu sefer bir şanssızlık ya da bahtsızlıktan söz edemeyeceğiz. 5-1 yenildiğimiz Galatasaray finalinde bile maçın büyük bir bölümünde Galatasaray’dan daha iyi oynamış Mondragon’a takılmıştık ama dün oynanan oyunun şanssızlıkla, talihsizlikle, teknik ve taktikle izah edilecek bir yanı yok. Kazanmayı istersen kazanma şansın vardır, kazanırısın ya da kazanmazsın; o günkü koşullar belirler, ama kazanmayı istemiyorsan asla kazanamazsın.

Dün belki de kupa finalleri tarihinde şansın en fazla bizim yanımızda olduğu maçtı. İlk yarıda Umut’un atamadıkları, ikinci yarı Burak’ın bir metreden atamadığı ve Colman’ın direkten dönen topu futbol şansının bizden yana olduğunun göstergesiydi. Ama sahadaki takım o denli ruhsuzdu ki şans da kapıyı on kere çalmıyor, bir yerden sonra benden bu kadar diyor.

Uzun zamandır herhangi bir final maçında bir takımın bu kadar umarsızca oynadığını görmemiştim. Maçın başlamasıyla gol yiyeceğimiz belli oldu, hasbelkader 1-0 öne geçtik, gol yiyeceğimiz yine belliydi, 1-1 olduktan sonra yine maçı izleyen herkes Trabzon’un her an gol atabileceğini düşünmüştür herhalde. Maçın her anında kazanmaya dair en ufak bir kıvılcım göstermedi takım.

Daum Fenerbahçe’ye ilk geldiği dönemdeki gibi değil bunu pek çok kişi söylüyor, zaman insanı biraz daha muhafazakar yapıyor bunu anlayabilirim de bu kadar muhafazakarlık da fazla. Van Hoojdonk’u en kritik Beşiktaş derbisinde orta sahada oynatıp maçı kazanmamızı sağlayan, Ümit Özat’ı Antep deplasmanında forvet arkasına koyup 3 gol atmasını sağlamış, maç krize girdiğinde muhakkak hamle yapan,değişik şeyler deneyen adam gitmiş, Bavyeralı ortalama bir Hristiyan Demokrat seçmen muhafazakarlığında bir adam gelmiş gibi davranıyor Daum. Dün oyun 2-1 olduktan sonra bile forvet sokma konusundaki tereddüdünü anlamak mümkün değil. Urfa’nın peygamberler şehri olması nedeniyle bir peygamber sabrıyla mı tahammül etti Guiza’ya acaba onu da anlamadım.

Sonuçta giden ikincil önemi olan bir kupa, ama 3 gün sonra başkentte de İstanbul dışında sinen, rakibe kuzu gibi boyun eğen bir takımla karşılaşırsak bunun bedeli çok daha ağır olur. Trabzon’u da tebrik etmemiz lazım, ortamı germeden, rakibe çamur atmadan bileklerinin hakkıyla kazandılar. Başkalarının sürekli sözle bahsettiği sahte bir duruşu değil ama belki de bu topraklarda alışık olmadığımız gerçek bir duruşu temsil eden Şenol Güneş’in başında olduğu bir takıma kaybetmek de bir nebze olsun üzüntümüzü hafifletebilir.

Not: Beşiktaş’ın jet hızıyla Trabzon’a kutlama mesajı yayınlaması çok ilginç, böyle bir gelenek başlattılarsa ne mutlu ama muhtemelen Fenerbahçe kaybettiği için böyle bir kutlamaya gerek duymuşlardır, bu hafta Ankaragücü’ne puan kaybedersek Pazar saat 21:45 de de Bursaspor’u şampiyonluklarından dolayı tebrik edip “yav ayıp oldu haftaya bizle oynuyorlarmış unutmuşuz” diye bir tekziple 1 saat sonra açıklamayı geri çekmelerini bekliyorum kendilerinden.


6 comments:

  1. enis dedi ki...

    sonra çıkıp "tek büyük bırakmaya çalışıyolar ligde" diye bıdı bıdı ediyolar..ulan çalışan kim bi düşün bakiim..sen yapıyosun zaten en büyük çalışmayı..ha bir de şu var, size ne ki tek büyük kalmasından, su an zaten büyük denebilecek 2 klüp var( bir tanesi zaten kendini imha etme sürecinde) ama siz o listede değilsiniz..ama pardon kız kardesinizin hakkını savunuyor olabilirsiniz aceleci davrandım..

  2. Adsız dedi ki...

    Son haftaki maçta iki takımda aynı görüntüyü görmezsem Mustafa Denizli'nin şifreli konuşmalarına hak vereceğim.

    http://www.turkspor.net/default.asp?o=1&id=59475

    Dün anladım ki bu kupa Aziz Yıldırım'ın umurunda değil, onun istediği lig şampiyonluğu.

  3. genncer dedi ki...

    denizli önce çıksın geçen yaz özgener ile çıktığı balıkta ne konuştuklarını açıklasın. sonra efendi görünüp alttan alta başarısızlığını sağa sola bağlayarak geçiştirme çabasını anlatsın. Efendi adam gibi görünüyorsun ama değilsin denizli

  4. TA dedi ki...

    hadi geçmiş olsun. hüseyin göçek'i aradınız mı?

  5. PVH dedi ki...

    Hangi macimizi yonetti o? Hala soylemedin bak. Kalbim kiriliyor.

  6. Bolat dedi ki...

    futbolun matematiginde sadece siz yoksunuz. rakibniz de var. sizin galip gelmeniz veya maglup olmanizda rakibinizin performansina bagimli bör degiskendir.
    sahadaki ruhsuzlar ordusu filan laflari bence fazla haksiz bu takim icin. bu takim tam 10 haftadir olaganüstü bir konstrasyon ve hirsla hedefe kilitlenmis gidiyor. bunun dönem icinde ayaginin hic tökezlememesi sasirticiydi. iyi ki bu kupaya denk geldi.
    sampiyon dahi olamasalar sonuca bagimli olarak hemen yerin dibine batirmak yerine takimi ortaya koyduklarini görmeye calismak lazim. bir sezon cok uzun bir maraton ve sizin performasiniz bir bütün olarak ele alinmali. ordan bakinca da fenerbahce bu sezon ikinci de olsa benim icin gecen sezondan simdiye katettigi mesafe ile ruhsuzlar filan gibi sifatlarla elestirilmekten ziyade tebrigi hakediyor.

Yorum Gönder