Ne pis insanmışsınız arkadaş
Yahu tamam, eğer olursa, gümbür gümbür gelen bir şampiyonluk olmayacağını, takımın o eski zamanlarda Amazon gibi yıkıp geçen Fenerbahçe olmadığını, kimi maçı şansla, kimi maçı rakibin hatasıyla, kimisini de haybeye kazandığımızı biz de biliyoruz. Sezon başından beri yazıp çiziyoruz burada, takımı eleştiriyoruz, hocayı tefe koyuyoruz, moraller dibe vurduğunda topçulara da iki çift laf geçirip yükümüzü azaltmaya çalışıyoruz.
Ama siz ne utanmaz arlanmaz, ne karanlık beyinli, ne habis ruhlu, ne komplocu adamlarmışsınız lan. Köpükler saçan ağızlarınızla atmalara doyamadığınız o bok kalıntıları, çöplüğünüzden kazıdığınız o çamur süprüntüleri, o metan gazından patlamak üzere olan komplo teorilerinizle; her fırsatta çakmaya, laf sokmaya bayıldığınız Hıncal Uluç'la aynı noktada buluştuğunuzun, birbirinize ne kadar çok benzediğinizin bilmem farkında mısınız?
Hadi diyelim Leo Franco'yu, Murat Şahin'i, İveşa'yı, Serkan'ı, Hüseyin Göçek'i, İller Bankası'nın pasör çaprazını, Banvitspor'un yüksek gardını, Tokatspor'un malzemecisini, Federasyon'un çaycısını, MHK'nın odacısını ve dıdısının dıdısını Aziz Yıldırım satın almış olsun. Hadi diyelim Fenerbahçe parayla, tehditle, güçle kendi maçlarını halletmiş olsun. Ulan zavallı aymazlar, Beşiktaşlı futbolcuların, Gaziantep deplasmanında gözüne projektör tutulmuş tavşan gibi sahada gezinerek maçı kaybetmesini de mi Aziz Yıldırım sağladı? Trabzon deplasmanında yakaladıkları pozisyonları heba etsinler diye Galatasaraylı forvetlere para mı yedirdi Aziz Yıldırım? Bursaspor, Olimpiyat Stadı'nda İBB'nin dipdiri futbolu karşısında burçak yemiş tosun gibi soruturken de mi Aziz Yıldırım vardı perde arkasında?
İlk yarıdaki Beşiktaş maçında durum 0-0'ken gül gibi penaltımız gitti, hakem hatasıdır dedik, ses etmedik. İkinci yarıdaki maçta yarım düzine gol pozisyonu var, sağır sultanın gözü de kör değil ya maçı hak eden tarafın hangisi olduğunu görüyor. Ondan sonra vay efendim, hakemi, federasyonu satın almışız. Maçta çıkıp aslanlar gibi oynarsın, rakibi domine eder, sağlı sollu yüklenirsin de, sonra boktan bir hakem kararıyla üç puanı kaptırınca anlarım isyan etmeni.
Sonra neymiş, bir değil, iki değil, üst üste üç maçta kaleci satın almışız. Ah benim aymazım, ah benim körüm. Seyrettin mi sen o maçları? Hem Kasımpaşa, hem Eskişehir, hem Ankaragücü maçında baştan sona üstün oynayan takım Fenerbahçe, rakiplerin 270 dakikada neredeyse hiç gol pozisyonu yok, bu sezon hak etmeden, şansa kazandığı maçlar da oynayan Fenerbahçe bu üç maçı da anasının ak sütü gibi helal ederek kazanmış. Sen hâlâ bana kaleci diyorsun. Hayır duyan da o hata yapan kalecilerin her biri, birer Lev Yashin, birer Gordon Banks, birer Dino Zoff sanır. Sen de tanıyorsun işte bu adamları, ben de tanıyorum; herkes biliyor hataya ne kadar meyilli olduklarını. Öyle olmasa zaten Fener artığı Rüştü'yü ya da kör Franco'yu değil; o bok attığın, hakaret ettiğin adamları geçireceksin kalene.
Daha da uzatmaya lüzum yok aslında. Allah aşkına bir kenara çekilin, suyu bulandırmayın da, doya doya, tadını çıkara çıkara şampiyonluğa giden takımımızı izleyelim. Darb-ı mesel kulağınıza küpe olsun:
"Merdi kıptî şecaâtin arz ederken, sirkatîn söyler."
Bunu beğenmediyseniz kolayı var:
"Kişi kendinden bilir işi."
13 Mayıs 2010 07:38
Acik konusacagim; Fenerbahce'nin Galatasaray kalecisini satin alabilecegini dusunmek, Ankaragucu ve Bursaspor taraftari arasindaki durum bilinirken hic baska kimse de degil tutup 'Ankaragucu amigosu' araciligiyla kalecisine sike onerdigine inanmak icin gercek bir geri zekali olmak gerek. Metafor, benzetme, hakaret falan degil, gercekten beynin isleyisinde bir takim sorunlar olmali ve bu sorun kucuklugunde fark edilmeden bugunlere gelmis olmali.
13 Mayıs 2010 09:04
Harika bir yazı olmuş zuhahuahua yıkıldım şu an. Boşver abi 4 gün sonra çıldırıcaz, herkes ağladığıyla kalacak :]
13 Mayıs 2010 10:07
"şampiyon olamıyorsan, şampiyonkuk kupasına tükür!" kafası bu. maalesef ülkede bir futbol kültürüne dönüşmüş durumda. kahpeliğin başka türlüsü. sahsen artık alttan alamiyorum bu kafayı.
13 Mayıs 2010 11:16
Trabzonspor ile kupa değiş tokuş'u yok ? :-)
nefis bir yazi olmuş...
13 Mayıs 2010 16:34
Onları tanıyamamışsınız.Onların istediği de tam da bu türden yazılar yazılması.
Kendi takımının yediği gol için ''nasıl 90'a astı Hasan Kabze'' diyen, bugün herkesi satılık ilan ederken kendi başına şampiyon olamayıp buna rağmen bunu kutlu bir hadise olarak görenlerden bahsediyoruz.
Ben açık ve net tekrar ediyorum, duymak istedikleri buysa evet kaleciler - hakem şu bu..
Sonuçta kendilerine sorulacak soru aynıdır:
- Acı var mı acı?
14 Mayıs 2010 01:31
Ne diyeyim Allah razı olsun senden Rehavet, içim rahat bir şekilde uyuyacağım bu gece :)
14 Mayıs 2010 21:02
Bursa şampiyon olursa bjk gs de otomatik olarak şampiyon oluyor anlaşılan..
Ajanssporun bir anketi var, kim şampiyon olsun; en son baktığımda bursa yüzde 51 Fenerbahçe 47 idi...
Sonuç Fenerbahçe taraftarının Fenerbahçeli olmayanlara oranı..
16 Mayıs 2010 11:55
Yazının dilini çok beğenmesem de bir Galatasaray'lı olarak Fenerbahçe'nin şampiyonluğuna laf etmek kimsenin haddi değildir diyorum.
Yıllar önce Fevzi geri pasını ıskalamasaydı belki de Beşiktaş şampiyon olacaktı ama tarih başarıları yazar. Galatasaray 4 yıl üst üste şampiyon oldu yazıyor. Fenerbahçe de bu şampiyonlukla Galatasaray'ın önüne geçmiştir. Kaleci hatalarına takılmanın gereği yok.
Şimdi özeleştiri zamanı. Ama bizim kulüp yöneticileri Aziz Yıldırım da dahil olmak üzere başarısızlıkta suçu hep başkasında arıyor. adnan Polat beşinci olunan sezonun sonunda tezgah diyor. Aziz Yıldırım hakem maçı niye 16 dakika uzattı diyor Demirören konusuna hiç girmeyeceğim.
Fenerbahçe'yi şimdiden tebrik ederim. Galatasaray şampiyon olmadıktan sonra kimin şampiyon olduğu önemli değildir. Bu işin tadı kaçmaya başladı. Bizim başkan hala temiz bir lig olmadı diyor.
Sıkıldım.