Diyarbakır'da Yaşanan İstanbul'da Var



Yukarıdaki fotoğraf Diyarbakır'da değil, İstanbul'un göbeğinde çekildi. İnönü Stadına girmek isteyen Fenerbahçe taraftarı polis refakati altındaydı, Polis gelmeden önce ise çıkan olaylarda bir kaç kişi yaralandı. Ancak kimilerine göre bu fotoğraf, "bir zihniyeti" göstermez, konu buralara geldi mi etnik körlük içerisinde duruma bakılması normaldir. Çağ dışı şiddet gösterileri ve olayları -ister Fenerbahçe stadında olsun ister başka stadllarda- ancak tek bir yerde,Diyarbakır da o da kokuşmuş bir bilmişlikle etnisite sosuna banılır. Manşet açılım, sahaya atılanlar "bir zihniyeti" gösteriyor. Biraz googleladım.



"Diyarbakır Ali Sami Yen stadında oynanan maçta sahaya litrelerce pet su şişesi, cep telefonu, çakmak, sidikli pet şişe ve en sonunda da stadın koltukları atıldı." diye dalga geçsem yeridir. Bu olay da İstanbul'un göbeğinde Mecidiyeköy'de oldu. Bu durum elbette demokratikleşmeye bağlanamazdı, herkes biliyordu ki bunun temeli gittikçe şövenistleşen ve lümpenleşen bir spor atmosferinde ortaya çıkan gerginlikti. Bu şiddetin varolmasının sebebi Galatasaray taraftarının manyak veya ucube olması filan da değil, bizzatihi şiddeti bu raddeye getirecek unsurların varlığı. 7/24 medyanın haber yapmak için bulduğu skandallar, şok suçlamalardan mürekkep bir bilgi akışı, sorumsuz yöneticilerin gerginlik politikaları, adaletsiz bir federasyonun taraftarı çılgına çeviren uygulamaları, polis gücünün yetersizliği, düzensizlik, genel kültür filan. Üstelik burası 15 sene kesintisiz OHAL uygulanan bir şehir de değil, İstanbul. Kafaya koltuk yağarken "zihniyet" basit yazılarda gözlenemiyor tabi.



Burası da Diyarbakır Avusturya Kampı değil. Fenerbahçe'nin Avusturya kampında dahi otobüsü taşlandı, Trabzon, Denizli filan gibi deplasmanları veya en son Antep maçından önce çıkan olayları geçtim, takımın kamp yaptığı yerde bile böyle bir manzara ile karşılaşabiliyor. Ve kardeşim kimse de konuyu Fenerbahçe'nin Atatürk'ün takımı olmasına bağlamıyor.

Sayısız örnek sunabiliriz, sonuç değişmez. Diyarbakır deplasmanında olan başka stadlarda hiç görülmedik ve hiç olmamış, tamamen etnik sebeplerle olan veya o bölge insanının hususiyetinden kaynaklanan bir durum filan değildi. Bu olay stadlarımızın doğal ve bir o kadar yanlış, o kadar kabul edilemez görünümü. Diyarbakır değil Kayseri'de, Kayseri'de değil Trabzon'da Denizli'de Manisa'da farklı şeyler mi yaşıyoruz? Ankaragücü deplasmanında stad çıkışında "Psikopat Başkent" sloganları ve satırlarıyla bizleri karşılayanlar Lice'den mi ithal edildi?

Saldırıları yekten kınamak haklıdır, bu saldırıların mümkün olmayacağı bir atmosfer üzerinde kafa patlatmak gerçekçidir ama bu saldırıları etnisiteye veya vatan millet düşmanlığına bağlamak işte o ahmaklıktır.

Ahmaklığa karşı diri durmayı tavsiye ederim, tek fotoğrafla çürütülecek kadar basit laf edenlere itibar edecek kadar uzun yaşamıyoruz.



22 comments:

  1. Memet dedi ki...

    ya her şeye tamam.. arkasında etnik hiç bi şey yok.. sonuçta trabzon, beşiktaş, ve galatasaray bizim rakibimiz.. onlarla yapacağımız maçların olaylı geçmesi normal. iki ezeli rakibin yaptığı maçlar dünyanın her yerinde gergin olur.. çok doğal.. sonuçta rekabet var..

    ama anlamadığım diyarbakır kendine niye fenerbahçeyi rakip seçiyor.. naptı fener? her maç aynı olaylar.. bir değil iki değil.. her sene aynı senaryo.. taşlanan taraftarlar, ağlayan çocuklar, onları korumaya çalışan babalar.. sorunları ne? dertleri ne fenerle? beni asıl düşündüren bu.. ve senden asıl cevabını duymak istediğim de bu..

  2. PVH dedi ki...

    @Memet

    Su yazi soruna kisa ve net bir cevap sanirim, en azindan ben aynen boyle dusunuyorum

    http://cizgisiz.blogspot.com/2009/08/ss-23.html

  3. Memet dedi ki...

    @pvh

    verdiğin yazıyı okudum, öptüm başıma koydum, altına imzamı attım.

  4. guy fawkes dedi ki...

    diyarbakırda olan olayları derbi atmosferiyle açıklamanın mümkün olmadığı kanısındayım.
    barca-espanyol maçı
    http://www.sporx.com/images/galeri/42/6760/B_8c184d608147859b2d723819e382cdf7.jpg
    barca-real madrid maçı
    http://www.htspor.com/2008/11/26/galeri/111056/8_k.jpg
    inter-milan maçı:
    http://img526.imageshack.us/img526/5397/dida8ue.jpg

    Dünyanın her yerinde derbilerde olay çıkar. Ancak diyarbakırda olanlar artık klişe haline gelmiştir.Hele bir Altay maçı var ki futbol adına,futbolu seven herkesin utanması gerekir. Bir takım bu kadar kollanırsa sonuçları bu olacaktır. Herhangi bir şehirde olay çıkmış olmasıda bu şehirde çıkan olaylar için bir mazeret teşkil etmez.

  5. Tarjeta Amarilla dedi ki...

    Bu olay maalesef bu kadar basit degil, keske olsaydi..Daha isinmada Kazim'a ana avrat edilen kufurler, macin henuz ilk yarisi bitmemisken sahaya yagan taslar, pet siseler...Bunlar salt Fenarbahce nefretinin otesinde seyler...

    Hatirlarsaniz vakti zamanin da Ortega tac atisi kullanirken kameralara takilan tabancasina sarilan bir taraftar vardi Diyarbakir'da tribunlerde...

    Bekleyip gorelim yine de BJK'nin veya GS'nin basina gelecek mi benzeri bir olay...

  6. Adsız dedi ki...

    sen önce bir bak kendi başkanın bu kadar sene neler yapmış neden acaba fenerden tüm takım taraftarları nefret ediyor senin başkanın bu şiddeti ne kadar tırmandırmış bunca yıl faşizan hareketleri neler bir bak ve hatta son zamanlarda bu faşizan uygulamalarını daha rahat uygulayabilmek için ne kadar bu düzenin yanında mesela kaç tane hükümet yanlısı adam alındı senin takımının yönetimine ayrıca bir düşün bakalım senin yönetiminin yanında olduğu hükümetin açılımı ne kadar tırmandırdı bu gerginliği etnik ayrımcılı ne kadar ön plana çıkardı orada ki olaylara gelince sıradan olaylar değil adamlar her fırsatı kullanıyorlar bir kaos ortamı yaratmak için belki bilinçli belki provake olarak

  7. Adsız dedi ki...

    Genelde stadlarda bu olaylar yaşandığında evsahibi ekip yenildiğinde veya hakeme kızdığında taşkınlık yapar. Diyarbakırspor 1-0 öndeyken de sahaya yabancı madde atılıyordu. Ben bu olayı oraya ortamı karıştırmak için giden bir kesim provakatöre bağlıyorum. Oysa Diyarbakır'a gittiğimiz andan beri ne güzel ağırlanmıştık. Bu sefer geçmişteki olaylar yaşanmaz diyordum ama o kesim amacına ulaştı maalesef. Maç sonrasındaki olaylar da daha üzücüydü. Diyarbakırspor'un ligde kalmasını isteyenlerdenim. O bölge insanıyla yakınlaşmak için futbol çok güzel birlik sağlayabilirdi ama bu yaşananları gördükten sonra üzülüyorum. Federasyon umarım gerekli cezayı verir.

  8. foreverFB dedi ki...

    Diyarbakırlı başkanımız Aziz yıldırım olaylar bu şehre ve diyabakır kulübüne zarar veriyor. Bu şehre bunlar yakışmıyor derken, teknik direktörümüz maçtan sonra açıklamada taktığı ATATÜRK rozeti ile gelen soruya tükçe konuşarak EN BÜYÜK ATATÜRK derken ne gibi bir mesaj yolluyordu acaba. Yabancı bir kültürden gelen bir insan Diyarbakırdaki bu atmosferi hisseden biri ancak böyle bir tavır sergiler.Diğer Taraftan diyarbakırlı olan başkanımız kulüp ve yetkililere teşekkür ederken, şehir ve taraftar hakkında neden böyle bir konuşma yapma gereksinimi duydu. Diyarbakırda yaşanan atmosferden kaynaklanıyor bu açıklamalar. Haa saat gecenin 2.45i olmuş hala takım stadtan çıkamamış. hangi stadta takımımız bu kadar mahsur kalmış...

  9. aşkın dedi ki...

    Sosyal patlamanın en çirkin tezahürü.Küçücük çocuklar polise taş attığında parayla motive edildiklerini söyleyenler yetişkinlerin şu yaptığına etnisite vurgusu yapıyorlar.
    Onlara malum ve mahut bölgemize devletin tutumunu anlatan bir sözümüzü hatırlatıyorum:

    Çok sövme yüzsüz olur, çok dövme arsız olur.

    Teşbihte hata olduysa affola, ya da aslında o sözü hiç hatırlatmamalıydım ya neyse..

  10. Sosyal_FB dedi ki...

    Bu konular hakkında fikir bildirmekten mümkün mertebe kaçınmaya çalışıyorum. Çünkü ben iki yüz elli gram siyaset ve tarih bilgimle (20-30 yıl değil) asırlık hesapların altından kalkamam. Sadece Atatürk'ün nutkuyla ya da Rıza Nur'un anılarıyla Atatürk'ü değerlendirmeye benzeyecek bir hareket olur bu. Haddim değil, işim olmaz.

    Bunun yanında Diyarbakır'da olanları "Türkiye'nin her yerinde oluyor" doğruluğunun üzerinden geçiştirmek de işime gelmiyor açıkçası. Diyarbakır (geçmiş dönemde) lige çıkarken yaşananlar da malum. Ha orada ya da bunlarda halkın dahli olmayabilir, akil insanlar işin içinde yer almamış olabilir ama yapılan bir şeyler var. Biz buna ister etnik ayrışmanın kamplaştırması diyelim, ister alelade manyakların işi diyelim, ister her ikisinin karışımı.

    Fakat iş şuraya da varmasın (Burada o kapıya çıkıldığı için söylemiyorum):
    "Bir açılım yapılıyor, bu açılım çerçevesinde böyle tepkimeleri hoş görelim ki sıkıntı çıkmasın"

    Çünkü ben biliyorum ki zamanında "Ara sıra hürriyetin üzerine şal örtülmesi gerekir" diye ortaya çıkan kafa, "Çirkinliklerin üzerine şal örtmeyi, onları halı altına süpürmeyi" de dayatır böyle zamanlarda. Neyse, o olmalı.

    İşin bir de bireysel boyutu var. Bu maç Cumartesi ya da Pazar günü olsaydı, ağabeyimiz ya da kardeşimiz dediğimiz insanlar çok daha yoğun bir katılımla gitselerdi, sıkıntılar bunun kat be kat fazlası olsaydı ve birinin kılına zarar gelseydi, buradaki maçta olması muhtemel işlere ve tuttuğumuza "kısasa kısas" uygulamamıza kim ne diyebilirdi? Böyle sorunca çok saldırgan, apaçi işi gibi duruyor, kabul ediyorum ama bu işler böyledir.

    Bir de hatıra...

    Seneler önce, hangi maça gidiyorduk hatırlamıyorum. Nereden baksam 13-14 sene olmuştur. Bu Hadep yeni kurulmuş o zamanlar, maç günü erken saatte de mitingleri mi ne var Kadıköy'de. Biz Boğa'nın çevresinde takılıyoruz. Henüz daha öyle atla deve bir kalabalığımız yok. Klasik makara kukara saatleri işte. Bunlar geçmeye başladı. Her geçen bir küfür savuruyor. "Atatürk'ün piçleri" olsun, "İsmet'in dölleri" olsun, standart bireysel küfürler olsun, sülaleye kadar yolu var. Bir, iki, üç, beş, on, yirmi, artık tak dedi etraftaki ağabeylere. Hiç unutmuyorum manzarayı. Küfür coşkusunda tavan yapan bir kamyonet paldır küldür durduruldu. Arkadaki 15-20 tane adam indirildi. Bir güzel sopalandı. Kamyonete geri konuldu. Enteresan bir süreçti. Ha o gün o mitinge katılanların hepsi mi suçluydu? Hayır. Ama algı yaratmak konusunda bu memlekette her zaman böyle işler olmuştur, olacaktır. Sonuçları da bu derece acıdır işte.

  11. aşkın dedi ki...

    80 yıl umursanmayan, en geri kalmış ve üstüne şiddet atmosferinde yaşayan bir bölgenin kendini hatırlatması bu şekilde oluyor.
    İğrenç, anlamsız ve vahşice.Bu insanlar hiçbirşeyleri olmadan metropollere akarken neler olup bittiği sorulmadı.Askere gidip de dönemeyen bunca insanın akıbeti sorulmadı.Medya, örgütün kayıplarını beşle onla çarpıp aktarmasına rağmen nasıl olup da bu kadar kayıp vermelerine rağmen bitmedikleri sorgulanmadı.
    Şimdi dün yenilen hurmanın bugünkü vaziyeti beğenilmiyor.İş öyle bir noktaya geldi ki açılım da kurtarmaz.Bor mineralleri efsanesine inanmak istiyorum..

  12. tosun dedi ki...

    aethewulf,
    Istanbulda yasanan olaylarla dun aksam yasanan olaylarin ayni seyler olmadigini bilecek kadar zeki bir insansin. Niyet okumak gibi boyumu asacak islere girmek istemiyorum, ama bu yazi biraz zorlama olmus.
    Dun mactan sonra sokaklar Diyarbakir Fenerbahce'ye yenildi diye mi karisti sence?
    1-0 ondelerken niye sahaya yabanci madde yagiyordu o zaman?
    Surada 40 kisiyiz, birbirimizi biliriz. Dun ne oldugunu hepimiz gorduk.

  13. aethewulf dedi ki...

    Selamlar,

    Konu istemediğim halde "derbi - küçük takım" ayrımına dayanmış. Yukarıda da yazdım, o neden dikkate alınmıyor anlamıyorum, Ankaragücü maçından sonra olanların "etnik" sebebi var mı? Denizli de Manisa da veya Antep de dozajda farklı içerikte benzer olaylar yaşanmıyor mu?

    Yazının içinde de dedim, Diyarbakır'da olanlar elbette kabul edilemez, ancak bunu bir "vatanseverlik - vatan hainliği" veya "bölücülük" kapsamında değerlendirmek akıldışıdır. Hatta bölücülüğün kendisidir. Türkiye'nin başka şehirlerinde olan olaylar basitçe fanatizm, şövenizm gibi kelimelerle değerlendirilirken, olay Diyarbakır'da olduğunda yekten bunu Diyarbakırlıların etnik kimliğine bağlamak da akıl dışılıktan öte başka bir şeydir.

    Bu kadar. Yoksa olaylar çok normal ve güzel demiyorum, denecek laf değil. Tosun'un da dediği gibi şurada kaç kişiyiz, birbirimizi biliyoruz.

  14. Adsız dedi ki...

    bu vakayi yorumlarken kacinmamiz gereken belki ilk sey "politik dogruculuk". bu bizi hicbir yere goturmez. dunyanin hemen her yerinden ornekler bulup dun yasananlari normallestirmeye calisma istegimizi gozden gecirmeliyiz. tamam, fenerbahce-gs maclarinda bir suru olay oldu, hatta daha otesi oldu, ama bazi arkadaslarin dile getirdigi gibi ezeli bir nefret var orda. fener-efes serisinde olaylar cikti, bunun da altyapisi var. bugun trabzon manisa'ya gittiginde, hatta sivas trabzon'a gittiginde bu denli olaylar olmuyorsa, dun olanlar "canim her yerde her zaman oluyor" diyerek gecistirilecek seyler degildir. mac oncesi ve mac basladiginda, tribunleri galeyana getirecek hicbir ekstra yok. ne ezeli rekabet var ne mac oncesi ortaligi kizistiracak bir demec var herhangi bir taraftan, ne diyarbakir'in ligde pamuk ipligi bir durumu var ne de hakemin tribunleri cileden cikaracak bir karari ya da fenerbahce futbolcularinin sert oyunu. aksine, one gecen diyarbakir ve nerdeyse ayak-bacak kirmak icin oynayan da (bkz. ziya dogan) yine diyarbakir. mac nasil biterse bitsin, sakatlanmadan ciksin oyuncularimiz diyoruz, gozum gozbebegimiz ozer hurmaci'ya ilisiyor, istemiyorum oyuna dahil olmasini. yesic geliyor aklima, ayman geliyor. futbol oyununun kurallari icersinde gorulebilecek bir sertlik degil bu. tamamen artniyetli. bu artniyet diyarbakir'la degil ziya dogan'la ilgili tabii. hakemin izin verdigi olcude (hakem de veriyor maasallah) sertlikle rakibi yildirip biktirmak, deyim yerindeyse dayak atarak sinirini bozmak ziya dogan'in asiladigi sey. kestirme bir cozum aslinda. 2-3 hafta once toplanmis bir takimin bir ekip kurgusu icersinde oynama aliskanligini edinene kadar kaybedecegi puanlara tahammulu yok sonucta diyarbakir'in da. neyse, konu dagilmasin, diyarbakir kendileri icin seker gibi bir hakemle, rakibini bir guzel pataklarken, ustelik golu bulup one de gecmisken tribunlerin dinmeyen bir sinir krizine teslim olmasinin "diger statlarda da oluyo ki bu" denebilecek bir durum oldugunu hic sanmiyorum. diger statlarda, iki rakip arasinda "ezeli rekabet" ya da ozel/guncel bir husumet yoksa, boyle bir cigrindan cikma olmaz.

  15. Gürkut Gürsoy dedi ki...

    Bu ülkede Türk-Kürt-Laz-Çerkes-Alevi-Sünni-Hristiyan-Ateist, kısaca her millet ve inançtan Fenerbahçeli olmayanların birleştiği tek bir nokta vardır: FENERBAHÇE DÜŞMANLIĞI. Yer bazen Diyarbakır, bazen Avni Aker, bazen İnönü, Denizli, Kayseri, Eskişehir, Manisadır.. Çoğunlukla ise Ali Sami Yendir.
    Diyarbakırda 3-5-7 senedir olan bir durum bu. Tribün ve saha dışı olayları Trabzon'da olanların yanında masum kalır. Hem Trabzon'da 30 yıldır oluyor. Ve her geçen sene katlanıyor olanlar. Ne ilginç ama pkk ya karşı en fazla yürüyüş, eylemde Trabzon'da oluyor. Ayrıca Diyarbakır'da olan bence şehrin tümüne mal edilemez, şehir maça bile gelmiyor ! Ama Trabzon'da olan şehrin tamamını kapsar. Ne yapalım şimdi? Osmanlı Trabzon'u İstanbul'dan 8 sene sonra aldı. 1453 den bu yana İstanbul ama 1461 den bu yana Trabzon değil hala Rum Pontus. Trabzondaki Fenerbahçe nefreti potansiyeli Diyarbakırda olsa pkk zaten şehrede sokmaz, soksa da çıkarmaz. Ha stad işi başka sokak başka. Bu yüzden Diyarbakır'da stad dışına tamamen pkk demek hakkımız var. Stad içinde ise az sayıdalar ama etkililer.
    Ama Trabzon stad, şehir, dağ, taş, çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek topyekün saldırıda. Ne demeliyiz? Ankara'dan başka başkent tanımadığımız gibi Rum Pontus'u 1461 de tarihe gömdüğümüzü de unutmayalım. Pkk nın 25 senede yapamadığını bir Rizeli başbakanın yapmak üzere olduğunuda gözden kaçırmayalım. Ne oldu şimdi? Kürtler mi lazlar mı bölüyor? Yoksa Türkler bu oyunun her şekilde piyonu mu? Yoksa aslında Türk-kürt-alevi-sünni hepimizi birileri sürekli bir şeylere mi alet ediyor?
    Peki biz çok mu masumuz? Yaptıklarımız saymakla bitmez. Bu, taraftarlığın ve tribünün gerçeğidir. Etnik ve siyasi ayrışmaya en çok hizmet eden taraftar topluluğu olduğumuzu unutmayalım. Hamas'ı desteklemek serbest, Che'yi sevmek suç, Mesut Yılmaz'ı sandığa gömmek övünç, RTE ye pankart açmak "çıkarcılık" "Laiklik karşıtlığı", Trabzon'da taş yiyince "Rum Pontus", Pana Kadıköy'e gelince "İstanbul Since 1453", Diyarbakır=PKK, Galatasaray'ın Ermeni başkanı var, en büyük Fenerli Anıtkabirde, en büyük Galatasaraylı İmralıda... Bölücülükse kralı bizde, ayrımcılıksa kralı bizde, Osmanlıya övgü ve hakaret ise (İstanbul/Rum Pontus) kralı bizde. Siyasi linç ise kralı bizde. Say say bitmez...

    Ama biz böyleyiz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak tutarlı olmamakla eş anlamlılığa doğru ışık hızıyla ilerliyor. O zaman siyasi tavrımızı da koyalım "Misak-ı Milli Sınırları İçinde Vatan Bir Bütündür Parçalanamaz". Ve King Santillana'nın blog da yazdığı gibi "Biz Fenerbahçe'yiz.. Ankara'dan başka Başkent bilmeyiz.."
    Yani kardeşim yukarı bıyık, aşağı sakal. Önemli olan futbol ve tribün. Endüstriyel ve Etnik futbola HAYIR.

    not: Liverpool denen takımında a.q. bu arada. Gitti 515 TL.

    lazQli

  16. D-Z0N3 dedi ki...

    Diyarbakırlı taraftarlar sitelerinden, "içimizdeki hainlere engel olamadık", "maç sonrası siyasi sloganlar ile polis taşlanması, ambulans taşlanması, bu hainleri durduramadık, engel olamadık, utanıyoruz" diye açıklamalar yaparken hala istanbulda da var diyorsunuz. Diyarbakır'ın taraftar gruplarından kısa bir söz:
    "Gaffar Okkan'ın emanetine sahip çıkamadık", anlayana...

  17. Adsız dedi ki...

    Diyarbakırspor Basın Sözcüsü Suat Öner "Son zamanlarda Kürt açılımıyla birlikte hükümet ve DTP'nin görüşmeleri bizleri sevindirmişti.Biz de insanlarımızı sevindirmek istedik. Ama dünkü olaylardan sonra çok üzüldük. Yönetim olarak her doğrunun yanında yeralacağız. Yönetim olarak kararlıyız, ne pahasına olursa olsun mücadelimizden asla taviz vermeyeceğiz. Basit provokatörler, basit provokasyonlar bitmeyecek" dedi. aethewulf, Diyarbakır sözcüsü bile ilk cümlesinde Kürt açılımı, DTP diyor sevindik diyor. Sen istediğin kadar etnik değildi. Vatan millet düşmaliğı değildi de. Armudun sapı elmanın çöpü karışmaz. İstanbulda yada başka bir ildeki taraftar olaylarıda aynı armdun sapı elmanın çöpü gibi karıştılmamalı. Konuyu fufboldan çok siyasi merceğe mi çekmeye çalışıyorsun. Konuyu yazmışsın sonrada yorumla o kısma odaklanıyorsun?

  18. Serkan Sağlam dedi ki...

    Öncelikle tespiti iyi yapmak lazım, aksi halde çözümün değil sorunun parçası olursunuz.
    Önce bakalım, İstanbul'da veya x şehirse yaşanan olaylarla bu aynı mıdır?
    Aynı özellikleri gösteriyor mu?
    Evet gösteriyor, her bir maç olay çıkma potansiyeline sahiptir. A.S.Y, Ankara, Bursa ve diğerleri. Derbyler, şehir rekabetleri, o an bulunulan konum, düşme, şampiyon olma, avrupa kupasılarına katılım vs. gibi durumlar şirazenin kaymasına sebep olabilir.

    Peki arada fark var mı? Maalesef o da var.
    En önemlisi gelenek haline gelmiş. Bakınız, F.B-G.S karşılaşmalarında bile her maç böyle olaylar göremezsiniz.
    Geleneğin dışında bir sebep gösterebilir miyiz?
    Evet, gösterebiliriz. Örneğin kürt açılımı dediğimiz siyasi olay.
    Ama geçtiğimiz senelerde kürt açılımı yoktu, nasıl olacak?
    Fakat kürt sorunu vardı. 80 yıldır da var. Öyle 25 sene falan değil...
    Peki bu sebep olabilir mi?
    Evet olabilir.
    Etkin sebep midir?
    İşte en önemli soru bu. Maalesef bilemiyoruz.
    Eğer öyleyse çok tehlikelidir.
    Diyarbakır halkının çoğunluğu G.S'li midir?
    Evet öyledir.
    Bu bir sebep midir?
    Kısmi olarak evet, bir sebeptir. Maalesef...
    Fenerbahçe Cumhuriyeti ya da Atatürk'ün takımı sembolleri bir sebep teşkil edebilir mi?
    Evet edebilir ama etmeyedebilir.
    Ya ediyorsa! Çok tehlikeli.

    Irkçılık, faşizm var mıdır?

    Ya varsa?

    Milliyetçilik kavramı faşizmle özdeşleştirilebilir mi?
    Neden olmasın.
    Bu kötü bir şey midir?
    Evet.
    İnsanlığa sığar mı?
    Hayır.
    Öyleyse?

    Kürt halkı PKK'mıdır?
    Tamamı değil.
    Peki bir futbol maçı kendini gösterme ve ifade etmek açısından uygun bir yer midir?
    En uygunu hem de...

    Öyleyse?

    En önemli soru?
    Diyarbakır taraftarı, Fenerbahçe'ye faşist bir yaklaşım göstermiş midir?

    Umarım öyle değildir.

    Peki ya öyleyse?

    Siz homo-sapien denen şeyin yeterince geliştiğini mi düşünüyorsunuz?

    Geliştirin o zaman.

  19. iris dedi ki...

    evet dün stad içinde ve dışında pkk nın açık provakasyonunu bir kez daha gördük. ancak tribünlerin çok büyük çoğunluğu buna uymayarak Diyarbakır şehrinin olaylar yüzünden pkk ya teslim edilmiş söylemlere maruz kalmasını engellemiştir. pkk saha içinde ve dışında az sayıda kişiyle ama etkili bir eylem yapmıştır. baksanıza 1000 blog, 100 gazete tv bunu tartışıyor. terör propagandasını yine başarıyla yaptılar. çok tehlikeli ve organize bir oyun oynanıyor. Diyarbakırı ve kürt halkını dışlamak pkk ya yardım etmektir. Trabzonda yaşananlar asla daha masum değildir. Ancak kör bir nefrettir. Acımak gerekir sadece. Ama dün olanlar için hesap sormak gerekir. O hesabı da siyasal iktidardan sormak lazım gerekir. Zira hatırlayınız ""memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler" demişti Gazi hazretleri. İşte o gün bu gün.

  20. enis dedi ki...

    Nasıl siyasi bir olay bu anlayabilmiş değilim.. Her seferinde Fenerbahçe maçına denk geliyor. Tek dileğim diyarbakır taraftarının bir an önce kendine gelmesi ve sadece takımını desteklemesi

  21. ardiles dedi ki...

    linç kampanyası başlamış ve tüm Diyarbakır'ı + Kürtleri hedef tahtası yapmışız. Aslında hepimiz bu maçın sonuna hazırdık. Ve linç kampanyamız start almayı bekliyordu. Bir utannç gecesi yaşadık ve bu utanç hepimizin. Kimse kimseden daha az veya daha fazla suçlu değil. web sitesinden özür dileyen Diyarbakırspor taraftarlarını alkışlıyorum.

  22. PVH dedi ki...

    Boyle cok yorumlu yazilarin ana mesaji bir sure sonra unutuluyor ve farkli seyler uzerinden konusulmaya baslaniyor, o yuzden araya gireyim tekrar, baska cumlelerle anlatayim.

    Fenerbahce'nin basina Trazon'da cok daha agir seyler geliyor, bizzat yasadim, daha once burada da anlattim neler oldugunu. Benim olume en cok yaklastigim an Trabzon polisi bizi lincten kurtarmis Trabzon'da karakolda maraton izliyoruz, Sansal Bey macin son senelerdeki en centilmence gecen Trabzonspor-Fenerbahce maci oldugunu soyluyor, o sirada herkes sacinin icindeki cam kiriklarini temizleyip kolunca, kafasindaki yariklari sarmakla mesgul. Basin, taraftarlar, hatta gelip buraya yorum yazanlar o maclardan sonra hic tepki vermiyor.

    Bu saldirilari doguran elbet bir sebep vardir ve diyelim ki bu sebep Diyarbakir'da siyasidir. Dun macla ilgili yazimda da degindim, eger Galatasaray'a ayni muamele yapilmiyorsa salt siyasi olarak degerlendirmek hatadir. Bu ulkede bazi sehirlerde daha buyuk, bazilarinda daha kucuk, igrenc bir Fenerbahce nefreti vardir. Trabzon ve Diyarbakir'daki saldirilarin sebebi nihayetinde aynidir, belki motivasyonlari farklidir ama sebep aynidir.

    Bu mac uzerinden siyasi sonuclar cikarip terorun milli takimi - Cumhuriyet'in takimi macina cevirmek zorlamaktir, gudumlu gozlemciligin sonucudur. Fenerbahce'ye Diyarbakir'da Turkiye Cumhuriyetinin degerlerini en saf haliyle temsil eden takim oldugu icin saldirilmiyor, Fenerbahce'ye Fenerbahce oldugu icin saldiriliyor. Denizli'de, Trabzon'da, Konya'da, Eskisehir'de neden saldiriliyorsa o yuzden saldiriliyor. Herkesin motivasyonu farkli oluyor, ama netice Fenerbahce'ye saldiriysa benim icin fark etmiyor motivasyonlari. Nasil bizim Fenerbahce sevgimizin farkli motivasyonlari ama ortak temeli varsa onlarin Fenerbahce nefretinin de farkli motivasyonlari ama ortak temeli var.

    Evet Diyarbakir taraftarlari kendileri bile aramiza girenler vardi, ozur dileriz diyorlar, iste bu yuzden bu maci terorun takimi - Cumhuriyet'in takimi macina cevirmeyin. Zaten Diyarbakirspor'un bu gune kadar ne Kurt halkini sosyal olarak temsil edeyim gibi bir derdi oldugunu gordum ne de boyle bir calismalari. Bu Cumhuriyet'in takimina saldiriliyor tamamen kafalarda yaratilan piyesin bir urunu.

Yorum Gönder