Vakıfbank Serisine Bir Bakış



En temel hak ve özgürlüklerin totaliter kafadaki bürokratların dudağından çıkan bir sözle yasaklanabildiği bir ülkede spora dair bir şey yazmak artık lüks gibi geliyor ama yine de kadın voleybolunun henüz yasaklanmadığı yalnız ve güzel ülkemizde final serisi hakkında bir şeyler karalayalım.

Beklenen final serisi Cuma günü başlıyor. Bu sene Türkiye Kupası ve Şampiyonlar Ligi yarı finalinden sonra bir kez daha VGSTT ile karşılaşacağız. Taraf olmayan ama voleybol seven birisi için müthiş heyecan verici bir final serisi olacağı kesin. Taraflardan birinin Fenerbahçe olduğu bir spor müsabakasında oyunun keyfine varmaktan ziyade doğal olarak taraftarlık içgüdüsüyle heyecan, sinir, stres eşliğinde maç izlediğimiz için işin güzellik tarafını doğal olarak ıskalayacağız.

VGSTT ile bu sene 4 kez karşılaştık. Ligdeki iki maçı biz, tek maçlı eleminasyon sisteminde oynan Türkiye Kupası ve Şampiyonlar Ligi Finali’ni onlar kazandı. Süper Kupa'yı sezon başı eksik ve yorgun kadrolarla oynandığı için kategori dışında değerlendirmek lazım.

Malum bu sene yabancı kontenjanına takıldığı için Fenerbahçe kadro istikrarını ve kimyayı bir türlü yakalayamadı. Şampiyonlar Ligi’nde bunun ceremesini çektikten sonra Seda’nın sakatlıktan çıkması ve form tutmasıyla daha dengeli bir hale büründük. Finale gelene kadar VGSTT maçı için ölçü olabilecek maç oynamadık. Zaten iki takım arasındaki en önemli farklardan biri bu sene yaptıkları zorluk düzeyi fazla olan maç sayısı. VGSTT Avrupa’da da Türkiye’de de Fenerbahçe’den daha fazla zorluk seviyesi yüksek maç oynadı ve takım kimyasını yaratma konusunda bu önemli bir aşama oldu onlar için.

Final serisi için çok büyük bir sürpriz olmazsa Fofao ve Skowronska yabancı sınırına takılacak. Sakatlık falan olursa radikal bir değişiklik olabilir ancak gözüken o ki Nati, Sokolova ve Fürst üçlüsüyle oynayacağız maçları. Bu sene en büyük problem olan hücumda top öldürememe sorunu final serisinde başımızı ağrıtacak en önemli şey olacak gibi gözüküyor. VGSTT ile oynanan Şampiyonlar Ligi maçında neredeyse uzun rallilerin hepsini VGSTT’nin kazandığını düşünürsek topun oyunda kalma süresinin artması VGSTT’nin sayı alma oranını arttırıcaktır.

VGSTT’nin hücumdaki iki silahı Glinka ve Nikoliç bizim iki hücum silahımız Sokolova ve Nati’ye göre daha bitiriciler. Bizim avantajımıza olabilecek şeyse servise karşı manşetlerde Nati ve Sokolova’nın rakip ikiliye göre daha sağlam olmaları. Manşette bizim zayıf halkamız, Seda onlarınki Nikoliç olacak.

Kadın voleybolunda servisin önemi her geçen gün artıyor. İyi bir taktik servis karşı takımın ne kadar etkili hücum silahı olursa olsun ona gelecek pasın niteliğini düşürdüğü için hayati önem taşıyor. VGSTT servis atma konusunda bizden daha iyi. Bizde Naz ve eskiye nazaran biraz daha kötü servis atsa da Eda’nın servise geldiklerinde fark yaratma ihtimalleri var. Ze Roberto servis için arada sırada Nihan’ı oyuna alıyor onun da yakın geçmesi muhtemel maçlarda alabileceği bir iki ekstra sayı önemli olacaktır. VGSTT, Gözde’nin servis turunda çok etkili olabiliyor, özellikle o meşum maçtaki beşinci sette VGSTT’nin 7-2’den geri dönüşünde Gözde’nin servisleri çok etkili olmuştu. Yarı finaldeki Eczacı serisinde de Gözde’nin servislerinin etkinliği sayesinde oyunun momentumunu çevirebildiler. Bir diğer servis spesiyalisti de Nilay. Guidetti, Ze Roberto’nun Nihan’a biçtiği rolü ona biçiyor ve o da fena yerine getirmiyor bu görevi. Yine servise geldiğinde problem çıkarabilecek bir oyuncu da Bahar. Gerçi Bahar’ın ortası yok ya çok iyi atıyor ya doğrudan hata yapıyor ama filenin hemen üstünden geçip birden yere düşen servis stilini tutturduğu gün ciddi problem çıkarabilir.

Bence final serisindeki en belirleyici değişken Poljak-Fürst ikilisinden hangisinin veriminin daha yüksek olacağı. Poljak VGSTT’nin Gözde’yle beraber en hırslı oyuncusu, blok sezgisinin ne boyutta olduğunu son Eczacı maçında bir kez daha gördük. Tek başına 10 blok yaptığı maçta Eczacı’nın toplam blok sayısı 8 idi. Fürst her ne kadar Avrupa’nın en iyi blokçusu olsa da bu sene yabancı kontenjanına takıldığı için doğru düzgün ritim bulamadı. Dolayısıyla bu kıyaslamada Poljak üstün gibi gözüküyor şimdilik, maç günü performans nasıl olur bilemiyoruz. Fenerbahçe özellikle son maçlarda ortayı neredeyse hiç kullanmıyor, Naz ile Eda arasında tuhaf bir iletişimsizlik var, ortayı kullanmama ya da kullanamama bu şekilde devam ederse ve olay tamamen 2 ve 4 numara hücumlarına kalırsa VGSTT’nin blokları çok daha etkin olacaktır.

İki takımın oyuncuları arasındaki bireysel kalite farkları üç aşağı beş yukarı birbirine yakın olsa da liberolar arasındaki eşleşme de Gizem’in Songül’e oranla bir gömlek üstün olduğunu düşünüyorum. Saha içi kıyaslamaları topluca düşündüğümüzde bu serinin favorisinin biz olmadığı sonucuna varabiliriz.

Biraz saha dışı mental, psikolojik durumlara da değinmek lazım. VGSTT -Şampiyonlar Ligi'nden sonra da yazmıştım- benim bu düzeyde gördüğüm mental olarak en sağlam takımlardan biri. Özellikle keskin düşüşlerin, duygusal reflekslerin birebir oyuna yansıdığı kadın voleybolunda işler kötü giderken pes etmemeleri, ayağa kalkabilmeleri onları farklı kılıyor. Eczacı serisinde teknikten taktikten ziyade bu psikolojik üstünlüklerini çok hissettirdiler. Ne zaman geriye düşseler çat diye geri geldiler, bu set toparlanamazlar dediğimiz yerde bile bir şekilde tutunmayı başardılar. Fenerbahçe açısından baktığımızda oyuncuların Şampiyonlar Ligi'ndeki travmadan sonra bu maça çok farklı bir gözle konsantre olacakları kesin. Bu sene elde kalan tek hedefi ellerinden kaçırmamak için tamamen bu final serisine odaklanmış olacaklardır. Ayrıca artık acı bir şekilde son setin son sayısını almadan VGSTT'nin maçı bırakmayacağına da idrak etmişlerdir.

VGSTT'nin psikolojik olarak bize karşı bir üstünlüğü var, özellikle bunu kırmak ve final serisinin başka bir şey olduğunu onlara hissettirmek için ilk maçı geriden gelip kazanmak sanki bütün serinin kaderini değiştirecekmiş gibi geliyor bana.

VGSTT iyi takım, mental olarak güçlü takım ama etkili ve rakibi boğan bir taraftar karşısında bu halleri aynı kalacak mı onu henüz bilmiyoruz. Şampiyonlar Ligi 'nde felaket bir seyirci vardı, maça zerre kadar etkisi olmayan,sadece "offff, ahhh, ayyy" ünlemleriyle takım destekleyen önemli bir kitle mevcuttu. Final serisinde gerçekten sağlam bir tribünün maça etki etme ihtimali var. Özellikle Poljak hakem kararlarına çok itiraz edebilen, zaman zaman kafayı buna takabilen bir oyuncu, onları sinirlendirip düzenden çıkarmayı başarabilirsek alışık olmadığımız şekilde oyundan düşebilirler belki. Çok zor maçlar bizi bekiyor. Üç haftadır Cuma günleri iyi haberler alıyoruz, bu Cuma da Burhan Felek'ten gelecek mutlu bir haberle başlayalım hafta sonuna.


2 comments:

  1. Adsız dedi ki...

    stres kırığı yaşamazsak biz 3-1 ile alırız bu seriyi , Vakıfbank dan daha iyiyiz ama en yenilmememiz gereken maçta 2-1 den 3-2 kaybettik ,7-2 den kaybettik ...

  2. turkuaz0707 dedi ki...

    VBGSTT serisini almamız için bir çok nedenimiz var ama gücümüz ya da stratejimiz var mı o konuda derin endişelerim var.
    Bitirici, yani top öldürücü oyuncu sayısına baktığımızda VBGSTT bizden kat be kat üstün. Bir kere her yerden ve her şartta vurabilen Glinka'ları var.Ve işin daha kötüsü ta ankara'daki avrupa şampiyanası finalinden beri bu Glinkaya karşı kazanılmış elemeli maçımız yok. Diğer taraftan 2 smaçörleri Nikoliç ve Gözde de son derece sert ve temiz vuruşlar yaparak yüksek yüzdeyle top öldürebiliyorlar. Orta oyuncuları poljak ve bahar da top öldürme hususunda fürst ve eda'dan fersah fersah ilerdeler.görüldüğü gibi kağıt üzerinde net bir şekilde favori VBGSTT. Ama FBA olarak seriyi kazanma şansımız hiç mi yok. Mutlaka var ama o işin sırrı da oyun stratejisinde yatmakta.Yeni bir strateji, VBGSTT final serisine ait bir strateji mutlaka uygulanmalı.
    Bu strateji hücumda top öldürme temeli üzerine inşa edilmelidir. Çok iyi hücumcuları olan VBGSTT'u savunarak ya da savunmada kalarak alt edemeyiz. Mutlaka hücumu düşünüp, maksimum yüzdeyle top öldürmeliyiz.
    hücum anahtarımız nerde yatıyor? orta oyuncularımızın ortadan yapacakları etkili hücumlarda. Peki, hali hazırdaki orta oyuncularımız bu konuda yeterli mi? kesinlikle hayır. Fürst, dünyanın en iyi blokörlerinden biri ancak hücumda da bir o kadar zayıf ve topu adeta karşı tarafa dürtüyor. Güçlü bir smacını gören varsa beri gelsin. Eda dersen, geçen yıllarda yüzde ellinin üzerinde ortalamaya sahip olduğu top öldürme meziyetlerini kaybetmiş sanki.Özellikle tek ayak hücumlarına bayıldığımız eda artık top öldüremiyor. Ortadan zaten zayıf olan hücumu tek ayakta da gerileyince edayı eda yapan özellik de yok olmuş oluyor.Oynaması muhtemel 2 orta oyuncusundan orta hücumlarından verim alamayan pasör naz ne yapacak? hücumları mecburen köşelere kaydıracak. Gerek Poljak gerek bahar ortadan hiç bir endişe duymadıkları için de rahatça köşelere blok yardımına gidecek ve zaten net vuruşları olmayan smaçörleimiz adeta duvara toslayacak. bütün bu olumsuzlukları tersine çevirmenin yolu orta oyuncularının ortadan hücumundan geçiyor. Peki bu hücumları Eda ve Fürst'le yapabilir miyiz? yapamayız. Ne yapmamız lazım? Orta oyuncuları değiştirmemiz. Kimler oynamalı? Kasia ve İpek.İpek hem bir iyi orta hücumcu hem de iyi bir blokör. Hiç tereddütüm yok, savunmada en az eda kadar verimli olur. Orta hücumlarında ise muazzam olur. Buradaki anahtar oyuncu kasia. yani Fürst'ün yerine kasianın oynaması. Pasör çaprazı olarak değil doğrudan orta oyuncu olarak oynaması.Pasör çaprazı kasia'dan orta oyuncu olur mu diye sormayın, ben uzun zamandır Kasia'dan pasör çaprazı olur mu diye sormaktayım kendi kendime. Kasia orta oyuncu olarak oynarsa ne olur? Fenerbahçe belki blaklarda biraz düşer ancak muazzam bir hücum gücüne sahip olur.Kasia'nın yapacağı her orta hücumu sayı olur. bunun yanında rakibin dağılan orta oyuncusu köşelere yardıma gidemeyeceği içinde köşe hücumları da tekli bloğa karşı yapılmış olur ki o da büyük yüzdeyle sayı demektir.
    Bir diğer strateji değişikliği de Nati'nin servis turunda yapılmalıdır. VBGSTT'u geçebilmemiz için çok iyi servis de atmalıyyız aynı zamanda. Çok iyi servis demek rakibe hücum kurdurmayan servis demektir. onun için mutlaka servisi zorlamalıyız. kasia ve sokolova nın smaç servisine izin vermelidir ze roberto. Ayrıca son derece yumuşak servis atan natinin servis turunda mutlaka nihan devreye girmeli, nati mümkün mertebe servis atmamalıdır. Atılan yumuşak servisler rakibi çoşturmaktan başka işe yaramıyor.
    Bu strateji değişikiliklerini ze roberto yapar mı? 20. sayıda ikili oyuncu değiştireceğini şimdiden bildiğim dünyanın en statükocu hocası kesinlikle yapmaz. Ancak , cuma günü Nati-Sokolov-Füst-eda-Seda-Naz altılısı ile çıkıp kaybedilecek ilk maçtan sonra mutlaka bir şeylerin değişmesi gerektiğini de görecektir, ya da duyacaktır, Papazın Çayırı aracılığıyla:))Ve serinin devamını Nati-sokolova-kasia-İpek-seda-Naz altılısıyla oynayacaktır.
    Herşeye rağmen Haydi Şansın Açık olsun Fenerbahçe-acıbade-m...

Yorum Gönder