Trabzonspor: Toplu Akıl Tutulmasının Tarifi



Dün Trabzonspor taraftarı bilindiği gibi Taksim’de ve Trabzon’da bir yürüyüş yaparak Aziz Yıldırım’ı federasyonu AKP’yi falan protesto ettiler. Tabii yollar yürümekle aşınmaz, izinsiz gösteri ve protesto yapma hakkı anayasal bir hak ve Trabzonspor taraftarı da bu hakkını kullanmış.

Gösteri sırasında Trabzon’da bir Fenerbahçe formasının yakılmasını da Trabzon gerçeklerini düşünürsek vaka-i adiyeden sayabiliriz. Aynı zamanda Taksim’deki gösteride bir Fenerbahçeli’ye saldırıldığını gencin sığındığı yere de girmek isteyen taraftarların polis tarafından engellenerek çıkarılabildiğini okuduk bugünkü gazetelerde.

Linç etmek isteyen taraf hakkında yine adet olduğu üzere herhangi bir adli girişim yapılmadığını da not edelim. Çoktandır beklediğimiz gerek medyanın gerek kendi kulüplerine aidiyetleri Fenenerbahçe nefretinden sonra gelen taraftarların katkılarıyla üzerinde Fenerbahçe forması olan kendi halinde birine linç girişimi de dün gerçekleşmiş oldu böylece.

Önce bize "Ferrari’sini satan bilge" olarak yutturulmaya çalışılan Şenol Güneş’in basın toplantısı, ardından nüktedan başkan ve saz arkadaşlarının internet açıklaması, ardından harekete geçirilen taraftarın da Fenerbahçe forması görünce forma sahibine çiçek vermesi beklenemezdi.

Şenol Güneş’in eline gazete kupürleri alıp, futbolcuları hakkında dünyanın her yerinde olabilecek transfer dedikodularını şampiyonluğun kaçma nedenlerinden biri diye göstermesi, kendi lehlerine verilen aptalca penaltılardan hiç söz etmeyip ikinci yarı hakem hatalarının raydan çıktığından söz etmesi, paraya karşı emeğin mücadelesini verdik gibi saçma sapan açıklamalarının ardından Trabzon yönetiminin açıklaması geldi. Açıklamada akıllara zarar iki bölüm var

Yaygın medyanın, yıllardır Güneydoğu insanının köşeye sıkıştırılmasının bugün karşımıza çıkardığı sonuçların bir benzerini Trabzonsporlular’a yaşatması ihtimalinin vebalini taşıyıp taşıyamayacağını sorgulamasının zamanı gelmiştir.

Şimdi açıklamanın bu bölümünden iki sonuç çıkarabiliriz. Birincisi Trabzon yönetimi bugün karşımızda olan Gündeydoğu meselesinin Güneydoğu insanının (Kürtlerin) köşeye sıkıştırılmasından dolayı olduğunu düşünüyor demektir ki Trabzon Uzunsokak’ta bu anlama gelen bir şeyler söyleseler muhtemelen yarım saat içinde linç girişimine uğrarlar. Bu bölümden çıkaracağımız ikinci anlam köşeye sıkıştırılma sonucunda Trabzon’un da topa tüfeğe sarılabileceği, halkın ayaklanacağı çıkarımıdır ki bu da düpedüz tehdit. Bir spor kulübünün aba altından sopa göstermesinin yeni sporda şiddet yasasına göre ağır cezaları olması lazım ama nefret öznesi Fenerbahçe olunca ayaklanma çağrısı bile mübah olabiliyor.

Açıklamanın ikinci garabet paragrafı daha da cüretkar.

Hiç kimse kulüp üzerinden siyasi rant sağlamaya çalışmasın. Trabzonspor hiçbir siyasinin emrinde değildir, aksine siyasilerin tamamı Trabzonspor’un emrinde olmalıdır.

Cümlenin girişi gelişmesi iyi birşeyler söylemişler nihayet diye insanın içini ferahlatacakken son cümleyle soğuk bir duş alıyoruz. Trabzon yönetim kuruluna göre siyasilerin tamamı Trabzonspor’un emrinde olmalıymış. Adama sormazlar mı sen kimsin diye. Dernekler kanununa göre kurulmuş bir spor kulübünün niye emrinde olmalı siyasiler. Paragrafın giriş cümlesinde siyasi rant sağlamaya karşı çıkan kulüp ikinci cümlede nasıl böyle kendiyle çelişir.

Yürüyüş yapanların ortak hedeflerinden biri AKP’ydi. Dünkü Trabzon’daki yürüyüşte AKP il binasına yürünürken İstanbul’da da AKP aleyhine bağırılmış. Hükümetin her üyesininn sırayla çıkıp Trabzon şampiyon olsun dediği, Meclis Başkanı’nın onursal başkanı olduğu kulübün Trabzon ve Fenerbahçe ile maçı olmasına rağmen Trabzon’un şampiyonluğunu istediği, büyükşehir belediye başkanının Fenerbahçe’ye kin kustuğu parti Trabzon’u şampiyon yapmadığı için protesto ediliyor. Lig kurulduğundan bu yana ortalama her 3 sene de bir şampiyon olmuş, son 11 yılda 5 kez şampiyon olmuş Fenerbahçe için 25 senedir şampiyon olamayan takım taraftarının “Fenerbahçe’nin şampiyonluğu hayaldi gerçek oldu” yazması da Trabzon’a özgü bir mizah ürünü olsa gerek.

Bu Fenerbahçe’yi tel’in yürüyüşüne destek olan Beşiktaş ve Galatasaray formalı taraftarlar da vardı. Şaşırdık mı, tabii ki hayır, anarşist takılıp Fenerbahçe’ye savaş açılacak dense gönüllü askere yazılacak kadar gözünü Fenerbahçe nefreti bürümüş insanların olduğu bir memlekette doğal birliktelikler.

Seneye bir Fenerbahçeli Taksim’deki çocuk kadar şanslı olmayıp Trabzonlu bir grubun arasında kalsa bunun hesabını kim verecek, çakma uzak doğu filozofu Şenol Güneş mi, nüktedan başkan Sadri Şener mi, Fenerbahçe formalı gencin linç edilme girişimini önemsemeyen, zarar gören Fenerbahçe oldu mu fair playciliklerini askıya alan “objektif” blog lar mı?

Artık Trabzonspor taraftarının yaptığı rezillikleri Karadeniz insanın anlık öfke kabarması ya da hassasiyeti diye otantikleştirmekten vazgeçelim. Biz bu saçma hassasiyetleri, kontrolsüz öfkelerin faturasını, gencecik çocukların kışkırtılmasının bedelini çok ağır ödemedik mi. Medyanın bu akıldışı nefret havasını eleştirmesi için illa sarı lacivert bir kan akması mı gerek. Sporda şiddeti önleme yasası yukarıdaki açıklamaları yapan bir kulüp için işletilmeyecekse kimin için işletilecek?


11 comments:

  1. Unknown dedi ki...

    Trabzon yonetiminin aciklamasi bayagi radikal aslinda: "Yaygın medyanın, yıllardır Güneydoğu insanının köşeye sıkıştırılmasının bugün karşımıza çıkardığı sonuçların bir benzerini Trabzonsporlular’a yaşatması ihtimalinin vebalini taşıyıp taşıyamayacağını sorgulamasının zamanı gelmiştir." Yani cumhuriyetciligin, Kemalizm'in, "ay sekerim iki saattir konusuyoruz bi kere Ataturk demedik" teyzelerle dolu Fener tribunlerinin, Kadikoy semti sakinlerinin ve Fener yonetiminin asla ve kat'a etmeyecegi, imasinda dahi bulunamayacagi sozler bunlar esasinda... Moda'da oturuyorum, Fenerbahceliyim, arada Fener maclarina gidiyorum ve Sozcu Gazetesi kivaminda bir politik ortam goruyorum, derin bir AKP-dindar nefreti, ustune Kurt nefreti, azgin bir cumhuriyetci-laikci kafa... Bence Trabzon yonetimi bu laflari etmisse camur atmaktan cok sasirmak ve konusmak gerekir. Papazin cayiri ise "Fener ne yapmissa haklidir, bire karsi onyedi..." gibi antusal, yok yok klasik Schmittci kafanin urunu olmaktan vazgecmeli. Fatih, aethewulf filan cok ugrasiyorlar Fener'i BJK'dan, GS'den filan cok ayri bir kulture, insan malzemesine sahipmis gibi gostermek icin ama kendimizi kandirmanin alemi yok. Hicbirimiz masum, daha iyi filan degiliz ve bazen bu siyasal kulturun temel kodu olan Schmittcilik'i (herkes bize dusman, ya bizden yanasinz zaten ya bize dusman) cok abartiyoruz! Olmuyor be abi, daha dogrusu sakil gorunuyor...

  2. fatih dedi ki...

    @nuri seksigüzel
    yahu trabzon yönetiminin açıklamasından kemalizmin sorgulanması anlamını nasıl çıkarırız, pragmatik bir şekilde kendi tezlerini meşrulaştırmak için verilmiş ve muhtemelen kastettikleri anlamı kendilerinin daha anlamadığı bir açıklama. fenerbahçe taraftarına özcü bir şekilde yaklaşıp biz süperiz falan dediğimiz yok bir hafta boyunca yönetici teknik direktör saçmalamaların ardından yürüyüş yapan kitle fenerli diye bir adamı linç etmeye kalkıyorsa bunun konuşulması gerekir, fenerbahçe formalı birisi fenerbahçe forması taşıyor diye linç edilmek istenirken çıkıp aslında biz de masum değiliz özeleştiri yapalım demek linçi meşrulaştırmak dışında bir şey değil.

  3. momos dedi ki...

    allah aşkına tr açıklamasının neresi radikal? bir defa cümlede anlam kayması var. bir köşeye sıkıştıtırılmasından bahsediliyor ama köşeye sıkıştıran kim belli değil? devlet, asker, hükümet, toplum, medya? köşeye sıkışan için ise g.doğu insanı tabiri hiç de radikal değil. kürt kelimesini kullanmaktan kaçınılmış. eğer gerçekten bu meseleyi kast ediyorsa adını da zikretmeliydi. ayrıca kürtlere yapılan ile ts.lilere yapılanı bir tutmak abesle iştigal, komik bile değil. bahsedilen vebal ts medyası ve yöneticilerin yarattığıdır. kutlama inceliğinden yoksun bir medyayı ve yönetimi izleyen taraftarlardan ne bekleyebilirsiniz ki.

    denizlide üç kez tatil edilmesi gereken maçı hatırlayın. lig tarihinin belki de en çirkef sezonuydu. şöyle düşünün sivas maçı öncesi aziz yıld. ile mecnun odak. yemek yese ve mecnun fb şampiyon olmasını istiyoruz dese ne olurdu acaba? iç savaş çıkardı tahminim. bu çirkefliğe rağmen hangi fb yöneticisinin sesi çıktı bu kadar, bunun yerine aziz yıldırım istifa etti. nedeni neydi biliyor musunuz, mevcut federasyonun ve futbol kamuoyunda oluşan aziz yıldırım kıskançlığının fb nefretine dönüştüğünün farkındaydı ve kalmasının artık fb.ye zarar verdiğini düşünüyordu.

    demek istediğim ts yöneticileri daha fazla antipati yaratmadan olgunluk gösterip rakiplerinin başarısını takdir etmeliler. böyle yaptıkça kendi futbol takımlarının da neredeyse denk başarısını gölgelemekten başka bir işe yaramıyorlar çünkü.

    şenol güneşe gelince, çok büyük baskı altında ilkelerinden sapması çapını belli etti ne yazık ki. önemli bir teknik adam olduğunu düşünmeme rağmen iyi bir öğretmen olmanın ve trabzon il sınırı dışına çıkamayacak artık benim gözümde.

  4. MustafaS dedi ki...

    Bahsedilen açıklamayı okudum. Üzerine konuştuğumuz cümle dışında da oldukça ilginç ve lise talebesine yazdırılmış diyebileceğimiz cümleler mevcut. Aslında şaşırmadım desem yeridir. Sezon boyunca zat-ı şahanelerinden ne açıklamalar, şakalar gördük.

    Trabzonspor Türk Futbolunun "şımarık" çocuğu herhalde. Wikileakslar, hakem kafası yarıp tarafsız sahada oynamalar, bakanların TS şampiyon olsun vb. demeçleri başka takıma olsa (sadece biz değil GS ve BJK de dahil) ortalık karışırdı. Merak ediyorum el bebek gül bebek büyüttükleri CANAVAR birilerini canından ederse ne yapacaklar? "O da FB forması giymeseydi canım, tahrik etmiş, suç onda!" Evet kesin böyle derler.

  5. Adsız dedi ki...

    aslında TS un faturayı siyasete çıkarması benim en baştan savunduğum tez i haklı çıkarıyor .aslında bu yılın şampiyonu TS du kurgu öyle hazırlanmıştı. Ama FB nasıl olsa taklıacak derken takılmadı ve bir mucizeyi başardı .bakın TS lular kendilerinden puan alan eskişehir e çatıyor neden ? niye siz oynadınız diyorlar aslında ! zaten hepimiz maçları seyrettik biliyoruz TS a karşı top oynayan tek takım eskişehir TS dan puan almayı başardı .diğerleri oynuyormuş gibi yaptı .bir tanesi tesadüfen 1-1 yaptı ama dünya tarihine geçecek bi süratte 8 saniyede :-) durumu düzeltti . bize kök söktüren karabük 4 tane yiyerek dağmağın oluverdi. vesaire vesaire . TS un fifa ya gitmesi bence çok güzel birşey yani konu yargıya taşındı .tamam . o vakit niye suçlamalar ithamlar devam ediyor ? konu yargıdaysa .gülüyorum aslında .türkiye 2006 yı yaşamadı sanki .bir kulüp başkanı gs ile maç yapmadan bir hafta önce gs ın şampiyon olamsını istiyorum kupa bizim lig sizin dedi ve maçı tuhaf bi maçla kaybetti ama kimse bu kadar komplo aramadı . hatta kalecilerini kovdular .genede kimse öküz altındaki öküzü aramayı aklına getirmedi . belki fifa FB ye 2006 şampiyonluğunu geri verir kimbilir ?

  6. jbck dedi ki...

    Dün birileri buyurmuş, bu olanları gördükten sonra Fenerbahçe Spor Kulübü'nün her türlü spor faaliyeti geçici olarak durdurulmalıymış, ancak öyle çözülürmüş bu mesele. Fenerbahçe ülke huzurunu bozuyormuş, kim buraya getirdi, bunu bir sorsalar keşke kendilerine. Sadri efendi dörtte üç bizim şampiyonluğumuzu istiyor derken sorun yok, bu gerçekleşmeyince mi sorun oldu acaba. Nasıl rahatlayacaklar bilmiyorum ki, bir yönetici topluluğu bu kadar sorumsuz davranamaz. Aziz Yıldırım'ın ölmüş annesine küfür ederken binler mutlu oluyor mu acaba nükteden başkan ve ulvi insan Şenol Güneş? Neden aynı adamın Trabzonspor için yaptıklarından bahsetmiyorlar? Seçime kadar kimse bunlara dur demeyecek, bu kendini bilmezlik böyle devam edecek.

  7. EMRE dedi ki...

    Trabzonun işi siyasileri atmasının iki nedeni olduğunu düşünüyorum.1. geçen sene siyasilerin yardımı ile şampiyon olan takımı görmüş olmaları. Devlet bakanının bile ligde şike var bağırmalarının olduğu hatta trabzonlu kalecinin gol yememesine karşılık kazandığı amerika seyahatinin olduğu sezon. 2. ise akpartiye en fazla destek veren illerden biri olduğu hatta ve hatta zamanında başkanlığını yapmış başkanın şuan da bakan olduğu için kendilerine al canım trabzonum şampiyon sen ol demesini beklediler. Kaldı ki son 4 yıl içinde Trabzona hükümet tarafından verilen paralar , arsalar ve yeni yapılan stadı onları biraz daha şımarıklaştırmış. Rakibimizin tekrardan galatasaray olması dileği ile.

  8. aethewulf dedi ki...

    @momos radikal olan şey şu: bu bir siyasal analiz değil, bu bir siyasi parti liderinin veya sosyologun tanımı da değil. üstelik cümle "Yaygın medyanın, yıllardır Güneydoğu insanının köşeye sıkıştırılmasının bugün karşımıza çıkardığı sonuçların" kısmında bitmiyor diyor ki: "bir benzerini Trabzonsporlular’a yaşatması ihtimalinin vebalini taşıyıp taşıyamayacağını sorgulamasının zamanı gelmiştir."

    açıkça türkiye'de ilk kez bir spor kulübü dağa çıkmakla, toplumsal bir takım şiddet olayları ile kamuoyunu tehdit ediyor. bu radikal. biz şampiyon olamadık, yaygın medya bir takımı tuttu, bizi öteledi, bu ezilmişlikle güneydoğuda yaşanan olaylar trabzonda yaşanabilir diyor.

    @nuri: 50 sayfa yazı yazdık, oturdun kadıköyde yaşayan ve fenerbahçe maçlarına giden bir grup insandan ulusalcı, akp-din düşmanı, kürt nefretiyle dolu sözcü gazetesi okuru prototipinden, bizzatihi bursa'da, trabzon'da, taksim'de linç girişimlerinde bulunmuş, sokaklara inmiş, yönetimi de alenen güneydoğuya dönersek vebali sizindir demiş bir takımı bir tutup "masum değiliz hiçbirimiz" sezen aksu şarkısından bize bağladın. somut durumda lince uğrayan, etkin bir nefret söylemine tabi olan, türkiye'nin her tarafında sadece fenerbahçe forması giydiği için şiddet eylemlerien konu olan, her tür komplo teorisini üstlerine bocalamanın meşru kabul edildiği bir kitle var, bunu sorgulamayalım mı? laf ola beri gele.

  9. gumgumok dedi ki...

    Yasa masa hikaye. Yasada yapılmak istenen belki de kitlesel kontrolü en güç olan taraftarların devlet kontrolü altında olmasının sağlanması (nasıl olsa siyasi eylem yapan toplulukların her türlü şiddet kullanılarak kontrol altında tutulması için yeterli toplumsal destek var).

    Bunu geçersek; artık fenerli medya, fenerasyon, alınan-satılan hakemler-oyuncular gibi söylemlerin ucu zaten kaçtı. Dünkü telegolde "Serkan Kırıntılı'nın Fenerbahçe'ye transferinden önce Bağdat Caddesi'nde ne işi vardı?", "Savcılıktan Fenerbahçe aleyhine bir şey çıkmaz", "Ligtv'den 3 dakikalık görüntüler neden gelmiyor sanıyorsunuz?" gibi cümleler kuruldu ki artık Aziz Yıldırım'ın her türlü oyuncuyu, savcıyı, yayıncı kuruluşu, meteorolojiyi, kandilli rasathanesini falan parmağında oynatabildiğini de öğrendik.

    Bunu da geçersek; en önemli nokta yazıda söylenen şey. Artık belli yerlerde fenerbahçe formasıyla yürümek neredeyse 'kaşınma sebebi', linç aktivatörü. Yazıda bahsedildiği gibi yarın öbür gün biri sırf fenerbahçeli diye öldürüldüğünde emin olun ne Sadri Şener, ne Şenol Güneş, ne medya, ne trabzonlular hatırlanacaktır. Bunun yerine yine Aziz Yıldırım, Ali Şen, fenerbahçe t-shirtlerinden bahsedilecek ve fenerbahçe 'antipatisi'nin sebeplerinden bahsedilecektir.

    Artık gelinen nokta bence son noktanın da ötesidir. Normalde 'gerçeği inkar yoluna gidenlere ne anlatsak, boş' diyerek bu tür saçmalıklara cevap verilmesinin gereksiz olduğunu düşünüyordum; ama artık yetkililerin ve medyanın kayıtsızlığının sonuçlarının ağır olacağı kesin. Bu yüzden önce biz fenerbahçelilerin bu konuda gerçekten duyarlı olması gerekir. Artık bu konuda sessiz kalan federasyona, savcılığa, medyaya farklı protestolarla ulaşabilmemiz, derdimizi anlatabilmemiz lazım. Kendi kulübümüzü de muhataplar içine alacak şekilde bu demeçler, görüntüler, mesajlar, sloganlar, komplo teorileri, pankartlar, yorumcular savaşının bitmesi ve artık futbolun kendisinin konuşulması için gerekenlerin yapılması konusunda bir çağrıda bulunabilmemiz lazım. Buna elbette sadece fenerbahçe taraftarının değil, mümkünse sayıları az da olsa diğer taraftarların da katılması gerekir. Ben bu kadar ciddi görüyorum artık durumu.

  10. Sekhranikos dedi ki...

    Bu nüktedan şaklaban rakibi tebrik ederiz diyordu. Bahsi geçen mesaj olayını emre bizzat yapmış dahi olsa kanunen feneri bağlamadığını istediği kadar gerzek olsun "yu" kılıklı şenol da, tüm arızalarına rağmen nüktedan şaklabanda biliyor. Lakin tüm tezgahlarına rağmen alamadıkları ligin öfkesi kendilerine dönmesin diye hedef göstermekteler.

    Geçen sene bu filozof ve öğretici abidesi ertuğrulda kaybetme ihtimali belirdikçe filozofluğu bırakıp baklacı çingene kıvamına gelmişti. için gaita dolu olduktan sonra kılık kıyafet bir yere kadar saklıyor. Pres artıncada patlıyor zahar.

    İşin en tuhafı sadece averajla değil ikili averajla kaybetmiş olmaları. anlayacakları dilde sormak lazım
    "Hacı koyduk mu? koyduk! Daha ne bağırıyosun?!"

  11. farozluyuz dedi ki...

    herkesin yorumuna saygı duyuyorum, ancak anlamadığım bişey var , penaltı muhabbetini başlatan Aykut Kocaman değil miydi ? O kadar polemikten sonra Kadıköy'e misafir olarak gelip kendinden yaşça küçük olan rakibinin ayağına gidip elini sıkan Şenol Güneş değil miydi ? Daha önce pek çok kez şampiyonluk yarışında bulunmuş, bulunduğu her ortamda saygıyla anılan bir Türk teknik direktörüne karşı bu nefret neden ? Bütün yazılanları geçtim ben bunu anlamıyorum .

Yorum Gönder