Nevriye Yılmaz'ın Dramı (!)



Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi denebiliyor pekala. Lâkin uzunun olmadığı yerde, kısaya uzun demek pek de mümkün değil.

Masal bu ya...

Türkiye'de basketbol menajerliği işlerinin Don Barzini'si olan Tolga Tuğsavul da "ilk paragraftaki vaziyetin" bilinciyle kadın basktboldan sorumlu consiglieresi Ceren Ateş'i harekete geçirmiş ve Nevriye Yılmaz'ı Fenerbahçe ile pazarlığa oturtmuş.

Siz deyin yıllık 750.000 €, biz diyelim yıllık 900.000 €'lar ve üç senelik kontrat süreleri havada uçuşuyormuş.

Eflak ve Boğdan'ı istemişler mi, orası bilinmiyor.

Efendim Nevriye şampiyonluklar kazandırmış da, senelerdir Fenerbahçe formasını taşıyormuş da, bu parayı ona vermezsek kime verecekmişiz de!

Nevriye ve bunları söyleyenler özelinde çok basit bir şey sormak istiyorum?

Siz iyi misiniz?

Türkiye kadın basketbol pazarında, hele özkaynak düzenine dönerek milli takıma oyuncu yetiştirme çabaları bu kadar tartışılırken bu paraların verilme imkanı var mı?

Yarın öbür gün diğer oyuncuları nasıl tutacaksınız elinizde?

Bugün basketbolu bıraksa, herhangi bir yerde, o istediği paranın 100'de 1'ini (9000 €) maaş diye alamayacak sporculara bu paralar verilir mi?

Bakın daha işin Fenerbahçe yanına girmedik bile.

Kulübün canı çıkmış. Kuruluştan kurtuluşa emdiği süt burnundan gelmiş. Matmazel sene sonu boyunca hemen bütün maçlarda "Benimle imzalamadılar" diye trip yaptığı yetmiyormuş gibi şimdi de kontrat da kontrat diye tutturuyor. Sanki senelerdir üç kuruş paraya oynuyormuş gibi.

Bir "Topçu değil" denen Ziegler'in kaçan şampiyonluk sonrası hallerine bakıyorum, bir de önüne çıkan altyapı oyuncusu hayran hayran yüzüne bakarken "Çekil" diye kenara iten büyük kaptan Nevriye'ye. Sonra aklım hakiki büyük kaptan Ayten Salih'e gidiyor. Bırakın Galatasaray'a gitsin Nevriye Sultan. Demirden korksak trene binmezdik.

.

9 comments:

  1. Adsız dedi ki...

    helal be canarino nedir abi bunlar bulunmaz hint kumaşımı? bizim takıma yapmış oldugu katkıları inkar etmek degil bu ama el insaf yani ben varsam bu takım var ben yoksam bu takım yok ayakları yaş iş ha bizim takımın yöneticileriyle makul bir fiyatta anlaşılırsa ne ala yok ben giderim diye buyursun gitsin kimse şah degil padişah degil hle nevriye benim gözümde hiç degil

  2. Adsız dedi ki...

    voleybolda Naz konusunda da benzer bir yazi yazildi.

    Simdi de Nevriye icin yaziliyor.

    Kontrat pazarligi icinde olan sporcularla ilgili "ayar" vermek, onlara "gider" yapmak nasil bir akla hizmet ediyor anlamiyorum!

    Oyuncunun alacagi hatta daha dogrusu almak icin istedigi 3un 5in taraftar forumlarina malzeme edilmesinin bana gore yakisiksizligi bir kenara, bir de ustune hayatini spordan kazanan bir insan icin "oradan ciksan ne maas alirsin" yazmak iyiden iyiye abesle istigal olarak geliyor!

    Sahi yeri gelmisken soralim hic bir erkek sporcu icin yahu oradan ciksan kac maas alirsin yazildi mi acaba? Ben bugune kadar denk gelmedim, ya siz?

    Cok mu hassas oldum? Kusura bakmayin, ama siz de cok hassassiniz, beni en iyi siz anlarsiniz!

    Butun bunlarin yani sira bu oyuncular HALA pazarlik asamasindayken bu yazilar yazilinca is daha da icinden cikilmaz bir hal aliyor... Naz icin de yanilmiyorsam "imzalasan da ayni olmaz artik" tadinda bir final vardi. E olmaz tabii! Siz taraftarin onune boyle atarsaniz oyuncuyu, sirf pazarlik yapiyor diye hem de, bundan sonra imzalasa da ayni olmaz, cunku biri cikar bagirir kacan faul atisinin ardindan "sana 9000 euro maas bile vermezler atsana dogrudurust" diye!

    Bu iki yaziyi da kiniyor, Papazincayiri'na yakistiramadigimi soylemek istiyorum. Gereksiz romantizm ile istenmeden tahrip edici, manasiz kamuoyu yaratiliyor.

    Ziegler topcu mu degil mi bilemem ama maas pazarligini menejerleri araciligiyla kiran kiran profesyonelce yaptigina, maasini zamaninda alamadiginda ise yine profesyonelce gerekli kurumlara basvurmak adina bir saniye dusunmeyecegine adim gibi eminim. Cok gereksiz, cok yanlis bir anlayis var, hayrete dusuyorum okurken!

  3. Adsız dedi ki...

    yeni bir taurasi yaşamayalım... elbette nevriyeninde 3 temmuz darbesini göz önüne almasını bekliyoruz... ilk yıl için fenerbahçenin teklifini kabul etsin... ikinci ve üçüncü yılı içinde nevriye memnun edilmeye çalışılsın...taş olduğu yerde ağırdır derler... nevriye de sporcunun bir kulüple olan kökünü ve bağını unutmasın... birkaç yüzbin dolar fazla almak uğruna, bir ömür boyu yüzüne bakamayacağı kulübü ile bu şekilde karşı karşıya kalmasın...bu saatten sonra nevriye başka bir kulüpte hele de gs'de dikiş tutmaz...işin ayrıntısını çok bilmiyoruz ama nevriyede, kulüpte bu birlikteliğin devamı için her türlü gayreti göstersin... aman nevriye çevrendeki üç beş çıkarcının senden nemalanması uğruna dolduruşa gelme... gelecekte bu kulüpte ister yönetici, ister menacer istersen başka türlü hizmetlerin olacaktır... seni fenerbahçeli olarak sevdik ve bu forma ile devam etmeni ve jubile yapmanı istiyoruzzz... gel bu sevdadan kolay kolay vaz geçme... fenerbahçe kulübü sevdalılarını asla mağdur etmez ve onlara er yada geç hakkını teslim eder...

  4. Moralbozma dedi ki...

    d9cf7972-1b3f-11e1-a295-000bcdcb2996 bencede haklı biraz zorlama bir yazı olmuş...seversin sevmezsin ama taraftara hedef gösterilecek yazılar yazmamakta fayda var. Emre konusunda haklı düşüncelerinizi aktarırkende aynı sıkıntı ortaya çıkmıştı. nevriye çok para istiyor, altyapı oyuncularına kötü davranıyor, burnu havada... bu saydıklarınızın hiçbiri için fenerbahçe forması giymiş bir sporcuya git galatasaray'da oyna denmemeli; bu kadar kolay harcanmamalı.

  5. Cengiz dedi ki...

    pardon birader ama kadın basketbolunu şuralara çıkardık, voleybolu buralara çıkardık diye övünmeye benzemez yöneticilik. eğer gerçekten oralara çıkıyorsa ücretler de buralara çıkıyor hiç kimse kusura bakmasın. öbür tarafta kongre rüzgarına kapılmış yönetim sponsor bulamadığı için hem basketbol takımı hem de voleybol takımı dağılmanın eşiğine gelmiş siz hala ne konuşuyorsunuz. sanki bu paralar sponsor olmadan kulüpten çıkıyor. hayırlı olsun cev wild card'ı da GS'ye vermiş. şimdi iki satır da erol ünal karabıyık'a yazarız.

  6. gumgumok dedi ki...

    Evet taraftarız, taraftar da romantik olur. Taraftar bir oyuncuyu sevmeyebilir, protesto edebilir, takımda görmek istemeyebilir.

    Ama taraftar, oyuncunun alacağı paraya, kulüple yaptığı pazarlığa nasıl karışır? Ben ilk defa böyle bir şey görüyorum. Yöneticilere olan her eleştirine şimdiye kadar katılmakla beraber, parasını spordan kazanan bir sporcuya bunların söylenmemesi gerektiğini düşünüyorum. 'Nevriye takımdan gitsin' demek taraftarın hakkı, ama 'Nevriye şu kadar alamaz' demek değil. Bence...

  7. Dr Hasan Batuk dedi ki...

    Burası bir blog bunu unutmamak lazım. Yazar dilediğini yazabilmeli. Benim kendisiyle zaman zaman sıkıntım olur, çünkü benim yazdıklarımında bir bloga yazıldığını ve kendi düşüncelerim olduğunu(onun yazdıklarını eleştirme hakkı) genelde unutur..

  8. erimoc dedi ki...

    Taraftar olarak oyuncularında bizim gibi duygusal , yürekten, karşılıksız sevme ve sahiplenmelerini bekliyoruz.Zaten bunu yapan oyuncu efsane oluyor;e herkes efsane olamıyacağına göre hele ki bu spor ekonomisinin ulaştığı bu noktada ,o na göre kararlar alıyorlar.Bence biz üç aşağı beş yukarı bir teklif yapıyoruz bu oyunculara kabul etmiyorlarsa teşekkür edebilmeliyiz ve yolları ayırmalıyız.Ama sonrasın da yerlerine daha iyisini,daha isteklisini,daha yeteneklisini,daha mücadelecisini getirmeye mecburuz biz Fenerbahçeyiz ;giden zaten bunun bilincidedir bundan eminim ,gelmek isteyeni aç olanı bulmak olmalı işimiz ve olursa onların arasından efsaneleri seçmek olmalı.Voleybol federasyonuna da en kalbi duygularımı gark ediyorum.

  9. Ertuğ Kaya dedi ki...

    "Bugün basketbolu bıraksa, herhangi bir yerde, o istediği paranın 100'de 1'ini (9000 €) maaş diye alamayacak sporculara bu paralar verilir mi?" yazmışsınız.

    Bu durumda şu an para kazanabiliyorken bunun pazarlığını yapması mantıksız mı geldi size? Görüşünüze saygı duysam da katılmıyorum. Naz'a ve Nevriye'ye haksızlık yaptığımızı düşünüyorum.

    Yabancı sınırlamasını kaldırmayanlara ve ihtiyaca uygun sayıda kaliteli sporcu yetiştiremeyenlere de selamlarımı gönderiyorum.

Yorum Gönder