Çarşı: Kara Vicdanlar Beyaz Yalanlar
Soruşturmanın üzerinden neredeyse 6 ay geçti bugün ulusal şeytan, ahir zaman deccalı "Aziz Yıldırım yasası" olarak gözümüze sokulan ama ne hikmetse Aziz Yıldırım'a faydası olmayan yasa nedeniyle Metris'te tutuklu 8 kişi özgürlüklerine kavuştu. Beşiktaş cephesinden 3 kişi de bugün itibariyle serbest kaldılar. Kendilerine bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletelim. Tabii derin bir parantez açmamız gereken Beşiktaşlı duruşuna değinmeden geçmemek lazım. Soruşturmanın ilk bir haftası Fenerbahçe'yi linç eden güruhun başında gelen, Trabzon'un emeğiyle kazandığı şampiyonluğu intro yapan ama soruşturmaya kendileri ve Trabzon dahil olunca apar topar geri çeken, insanlar hakkında suçlamanın vasfı, niteliği bile belli değilken sırf Fenerbahçe ile aynı safta yer almayalım diye aklanın da gelin diye utanmadan yazı yazabilip bunu Beşiktaşlı duruşu diye millete yutturan insanlar bugün Metris'e gidip Tayfur Havutçu'yu hangi yüzle karşıladı acaba ? Metris'ten çıkanları beklerken bile Aziz Yıldırım'a küfredebilecek derecede gözünü neftret bürümüş, tüm Fenerbahçeliler koluna sarı yıldız taksa bu nedir diye sesini yükseltmeyecek adamlar bu memleket tribünlerine 20 senedir vicdan taklidi yapıyor.
Bu adamlar nefretin öznesi Fenerbahçe'yse bütün muhakeme yeteneklerini, akıllarını, fikirlerini bir yere bırakıyorlar, Biz Serdal Adalı ya da Tayfur Havutçu'ya da haksızlık yapılırken bize ne demeyip destek vermeye çalıştık. Derdimiz insanların medyada yargılanmasının, soruşturmanın güdümlü medya eliyle görülüp infazın medya eliyle yapılmasının yanlış olduğunu anlatabilmekti. Bir Allahın kulu Fenerbahçe ceza almasın, şike yaptıysa da ne olmuş yani küme düşmesin demedi. 3 Temmuz öğleden sonra bu takımı küme düşürün kampanyasıyla linç etmeye başlayanlara Fenerbahçeliler dışında "neden" sorusu soran çıkmadı. Kendine muhalif diyen bununla övünen bir grup bir tane medya haberine acaba mı diye sormadı polis soruştumasını hadis iddianameyi ayet olarak gördü. Fenerbahçe'ye yapılan bütün haksızlıklar öznesi Fenerbahçe olduğu müddetçe mübahtı.
Beşiktaş taraftarının şu oksimoron tavırlar sergileyen ruh halinden artık gına geldi. Bir gün milliyetçi ertesi gün solcu, bir gün komünist ertesi gün liberal her yola gelen, o an popüler olan neyse ona yamanan bir gürüh olmayı tribün vicdanı falan gibi afilli kelimelerle ortaya koymayı kimse yemiyor artık. Biz Beşiktaş taraftarı iki sene önce biber gazı yediğinde de Galatasaray taraftarının Fenerbahçe aleyhine olan bir pankartına polis müdahale ettiğinde de ses çıkardık. Blogun arşivinde bunları görebilirsiniz.
Tuttuğumuz renkleri öne koyup diğerleri bizim rakibimiz diye "dilsiz şeytan" olmadık Bunların derdi Serdal Adalı, Tayfur değil falan diye ahkam kesenler gitsinler önce o yazıları oksunlar. Kendileri ne yaptılar? Fenerbahçe taraftarı kadın çocuk demeden 10 Temmuzda polisten biber gazı yediğinde, emniyet telsizinden "gerekirse kurşun kullanın" anonsları duyduğunda bir Allahın kulu ses çıkarmadı bu gruptan. Yapılan linci görmezlikten gelip şikecilerin arkasından yürüyorlar diye bıyık altından gülündü sadece.
Hakkında soruşturma olan Fenerbahçe Avrupa Kupalarından men edildiğinde yine bu insanlar biz hakkımızda soruşturma sürerken kupayı iade ettiysek niye Avrupa'da oynuyoruz diye de sormadılar. En iyi taraftar onlardı, en çok onlar sevdi, en muhalifi onlardı, onlar forumlarında varoluşculuk, 19. yüzyıl kolonyel edebiyatta yapısalcılık falan tartıştıkları için Fenerbahçe forumlarını asağılayarak mastürbasyonlarına devam ettiler. Şimdi 5 ayın sonunda çıkmışlar ,zulme uğrarken bir taş da kendilerinin attığı adamlara Beşiktaş'ın çocuğu diye tekrar tezahürat yapıyorlar.
Utanmakla utanmamak arasındaki fark siyahla beyaz arasındaki fark kadar bu ülkede. Tribün vicdanını Çarşı temsil ediyorsa "batsın bu dünya".
13 Aralık 2011 00:32
bir lafım vardır, beşiktaşı tutacağıma eşşeğin s.kini tutarım, derim. bunun en büyük nedeni taraftarlarıdır. bunlar muhalifse yazdırın beni cemaate hocam :) imansız bir cemaatçi = sosyalist çarşı. fark yok.
13 Aralık 2011 01:09 Bu yorum yazar tarafından silindi.
13 Aralık 2011 01:10
tek tek baktığında aralarında çok sevdiğim arkadaşlarımı görüyorum ve ben de bazen semptati duyuyorum. lakin çarşı denilen "ruh" benim için Mükremin abi delikanlığıyla marine edilmiş haşmet babaoğlu entelciliği ve üzerine sos olarak bol miktarda feridun düzağaç romantizminden mamul gelir.
solcu triplerini de yilmaz güney olmaya çalışan gani rüzgar şavata'ya benzetiyorum.tavır yok. duruş var..
13 Aralık 2011 01:29
İyi geceler öncelikle.
Bunlar da sürecin başından beri ne olduğunu biliyorlardı aslında.
Ancak Fenerbahçe taraftarıyla aynı safta durmak istemediler.
Çünkü sadece şu süreçte değil, genel olarak da Fenerbahçe'nin yaptığı eyleme yaptıkları karşıt bir eylemin diğer bütün taraftarlar tarafından alkışlanacağından emindiler.
Öyle de yaptılar.
Bu sefer popülizmlerine Fenerbahçe'ye karşıtlığı da ekleyerek 2 kat popülizm yaptılar.
Tuttu mu?
Tuttu.
Ama bir noktadan sonra kimse yemedi.
Önce aklanın da öyle gelin dediler.
Sonra Beşiktaş'ın çocuğu Tayfur Havutçu dediler.
Ama bu sefer takke öyle bir düştü ki, keli herkes gördü.
Bu sefer herkes anladı Beşiktaşlı duruşunu.
Bu sefer herkes gördü.
Bu duruş onlara 100 yıl daha gider.
Selamlar, saygılar.
İyi geceler tekrar.
13 Aralık 2011 01:41
Bu ülkeden umudu olan varsa toplam manzaraya bakıp bu umudu sürdürebildiği için kendi aklından şüphe etmeli. Daha bu sabah bile en yaygın geyik-duruşlu taraftarlar arasında-( dikkat büyük zeka içeriyor) iddianamenin eksiklerinden, hatalarından bahsediyor Fenerliler, şike yapılmış mı sorusunun cevabını veren Fenerli yok.
Altı aya yakın bir süredir, yargı erkinin nasıl operasyonel bir güç haline geldiğinin bin türlü tezahürü ile karşı karşıyayken ve bu manzara karşısında azıcık izan sahibi herkesin kendisinden, geleceğinden endişe etmesi gerekirken, gerçekten esas iç karartıcı olan, esas kötülük, esas endişe verici olan Fenerbahçe şike yaptı mı yapmadı mı? Yeni hegamonik gücün kendisiyle uzlaşmayan, kendisine tehdit gördüğü herkesi bütün ideolojik aygıtlarını kullanarak nasıl paçavraya dönüştürdüğüne tanıklık edip-yıllar ve aylar boyunca- sonunda vardığımız sorunun bu olmasındaki gerzekliği açıklayacak bir teori var mı bilmiyorum. Hani, bunu incelikli bir manipülasyonla yapsalar gerçekten çözmek için bir zeka kırınıtısı gerekir diyicem ama o kadar açıktan, o kadar kibirle bağırıyorlar ki operasyonun sahipleri, ortada çözülecek düğüm kalmıyor. Ne kalıyor geride, zaten 'abi burada bir şeyler dönmüş, çok kirliymiş ortam' algısını yaratmak adına yazılmış kurgu bir metni-iddianameyi- okuyup, tam da metnin algısına kavuştukları için, zeka küpü olarak dolaşan gerzeklerin omurgasını teşkil ettiği bir ülkede yaşamak kalıyor.
13 Aralık 2011 10:49
papazın çayırı'nın 3 temmuzdan beri içinde bulunduğu ruh haline bakınca bu yazı beni zerre şaşırtmadı. saçma sapan atılmış bir başlık(alın teriyle kazanılan şampiyonluk vs) üzerine bu kadar çıkarım yapıp beşiktaş'a saydırmak da size yakışırdı. halbuki bir açıp "koca uefa hiç böyle şey ister mi" minvalinde yazılarınıza bile bi baksanız... uefayı arayan fb taraftarı hikayeleri falan.. siz hiç özeleştiri yaptınız mı? neyse ben tarlaya gideyim işçilere bakayım iyi sürebilmişler mi...
13 Aralık 2011 11:13
Fenerbahçe taraftarı "en büyük Beşiktaş" diye bağırsa bunlar Beşiktaş'a küfrederler.
13 Aralık 2011 11:37
@fitneci sadece trabzonla ilgili intro değil, ortada fol yok yumurta yokken çıkıp en ilkel hukuk anlayışıyla adamlara aklanında gelin deyip 5.5 ay sonra sanki onu diyenler kendileri değilmiş gibi davrananlara dair bir çıkarım
13 Aralık 2011 12:25
@(Süper)Cem
:))) katılmamak elde değil.
13 Aralık 2011 12:57
ilginç olmak için sürekli saçmalayan bir taraftar grubu çarşı, hıncal ın bir başka versiyonu.
çarşı Stoke maçını da protesto et, uefa senin neyine...kupayı da neden MAA ya götürdün, madem doğrudan götürüp ibb ye vereydin.. laf ola berigele işte keşke başlık bile ayırmasaydınız.
13 Aralık 2011 14:10
Şu "kupayı teslim ettik" muhabbetinden bıktım. Herkes biliyor ki kupa teslim edilmedi! Hala Beşiktaş'ın müzesinde duruyor. Bu bir! İkincisi şaibeli diye kupayı teslim ettik edebiyatı yapıyorsan niye kupayı teslim ederken gösterdiğin! erdemi Avrupa Kupalarına katılmayarak göstermiyorsun? Kupa şaibeliyse Avrupaya katılmak nedir? Yok değilse kupa teslim etmek nedir? Nereden tutsan elinde kalıyor!
Tayfur ve diğer BJK liler tutuklandığında kaç tane Beşiktaş taraftarı çıkıp "hayır biz iddia ispatlanana kadar suçlu olduklarına inanmıyoruz" dedi? Aklanın gelin deyip bu insanları ortada bırakan başkası mıydı? Bunları unutup da bu yazıya "BJK ye saydırıyorsunuz" diye tepki göstermek nedir? Ayıp diyeceğim de sizin lugatta bir karşılığı var mı bilmiyorum! Hakikaten var mı?
13 Aralık 2011 14:44
Müsadenizle 2 önceki post'ta yazdığım yorumu buraya da eklemek istiyorum.
"Aklanın da gelin" manifestosunu yazan Rıdvan Akar, meslektaşları Ahmet Şık ve Nedim Şener için yapılan bir protestoda sözcü olarak şunları söylemişti: "Tutukluluk halleri niçin devam ediyor. Neden tutuksuz yargılanmıyorlar? Adalet bu sorulara yanıt vermiyor, vicdanlar kanıyor".
Buna gerekçe olarak da ortada delillerin henüz açıklanmadığını ve kişilerin kaçma veya delil karartma şüphelerinin de bulunmadığını belirtimişti.
Şimdi sayın Akar bir gazeteci ve Beşiktaşlı. Vicdanlı bir insan olduğunu da eminim. Peki aynı 'duruşu' neden Beşiktaş'ın kaptanı ve teknik direktörü olan Tayfur için göstermez? Bana göre bunun tek açıklaması var; o da Fenerbahçe kompleksi. Fenerbahçe başkanı ve yöneticileri içeride olmasa idi, ortada henüz tapeler yerine basındaki iddialar olmasına rağmen Tayfur'a "aklan da gel" der miydi? Bu soruyu kendisine sormuş mudur, sanmıyorum.
13 Aralık 2011 14:48
@fatih
"tüm Fenerbahçeliler koluna sarı yıldız taksa"..
konu içinde başka bişi anlatmak için kullanmışsın biliyorum ama bikaç gündür tarafımızı belli edicek, yayılıcak bi eylem düşünüyodum, görünce işte bu dedim..
yıldız diilde bu davada haksızlık olduğuna inanan tüm fenerbahçeli yada diğer takım taraftarları kollarına sarı kurdela tarzı bişi taksa günlük hayatlarında.. biraz zorlamayla çok çabuk yayılabilir ve bu tepkinin toplumsal bi tepki olduğu, güçlü olduğu, güçlendiği siyasi erk tarafından görülür diye düşünüyorum..
ben tribünlere sokarım bunu, 12 numaradan falan yayarız ama bu blogu her platformdan okuyorlar, o yüzden siz yazsanız, başlatsanız çok büyük hızla yayılır ve haftasonu trabzon maçıyla topluma yayılır bir anda..
sorun çıkar mı diye düşünüyorum, daha temiz daha demokratik bi tepki olamaz sanırım, kimse bişi diyemez..
bu blogun diğer yazarlarının da fikrini aliyim, uygun mudur..
13 Aralık 2011 15:11
@rene gallimard
türkiye'de bu gibi sivil eylemlerin tutma şansı yok maalesef. hele fenerbahçe yönetiminde böyle gölgesinden korkan insanlar varken. tepki göstermek için sembolik bir şey yapmaya gerek yok. sokakta çubuklu formayla dolaşan herkes bir simgedir bundan sonra.
15 Aralık 2011 15:52
pop protestin zirvesi ve zırvası çarşıdır.
16 Aralık 2011 01:17
Çarşı ne solcu,ne liberal,ne sosyalist ne de komünisttir.Kimse kendini kandırmasın;Çarşı popülisttir.
17 Aralık 2011 17:14
"çarşı polisttir" belki onu bilemem ama bildiğim, özenti ve yalan olduğudur. kendilerine şekil vermeye çalışan ama aslında ne şekil verdiğini bile anlama yeteneği olmayan taklitçi, özenti ve kültür seviyesi düşük özenti grubudur. ne kadar şekil yapsalar da ve bazı salaklar o şekile ne kadar inansa da çarşı boştur....