58. Madde ve Fenerbahçe Yönetiminin Tavrı



Türkiye yasa çıkarmada son derece mahir bir ülke . Hatta yasa yapma konusunda bizim üstümüze bir toplum bulmak zor. En alakasız devlet kurumunun bile saçma sapan şeyleri düzenleyen iktizaları, yönergelerini bulmak mümkün. Somut hayatı kitabi bir şekile indirgeyip mükemmel toplumu bulacağını düşünen pozitivist bir görüşün üzerine kurulmuş bir devlet aklından da daha ötesi beklenemez zaten. Bu kadar çok yasa olunca tüm hayatımız boyunca bazı yasaların değişmesi kalkması meselesini konuşuyoruz. Zaman değişiyor yasa numarası değişiyor ama tartışmalar aynı.

Benim çocukluğumda Anayasa'nın 141., 142.,163. maddeleri vardı, sağda solda herkes onların kaldırılmasından falan bahsederdi, sonra 90'larda Terörle Mücadele Kanunu'nun 8. maddesi popüler, oldu, 2000 lerde TCK'nın 301. maddesi ülkenin gündemine oturdu. 82 Anayasasının geçici 15.maddesi ve TSK İçtüzüğü'nün darbeye dayanak yapılan 35. maddesi de yıllar boyu beynimize kazınan maddeler oldular.
Şimdi de başımıza 3 Temmuz sonrası Disiplin Yönetmeliğinin 58. maddesi çıktı. Günlerdir değişsin mi değişmesin mi geyikleri üzerine bilindiği üzere Federasyon olağanüstü genel kurula gitme kararı oldu.

Şunu belirtelim Fenerbahçe taraftarı bu süreçte af yada o anlama gelebilecek hiç bir çözümü kabul etmedi etmeyecek. 58. madde değişikliğine imza vermeyi düşünen Fenerbahçeli yönetici varsa önce o imzayla istifa dilekçesini imzalasın. Nihat Özdemir'in bu yönde yaptığı açıklamalar son derece can sıkıcı, söylenenlere göre Aziz Yıldırım'ın da bu duruma epey sinirlendiği ve yönetime böyle bir değişikliğe imza atmamalarını telkin ettiği belirtiliyor. Aziz Yıldırım'ın içeride gösterdiği dirayeti, Başkan Vekili sıfatıyla Nihat Özdemir'in dışarıda gösteremediğini söyleyebiliriz.

Fenerbahçe taraftarı olarak ilk günden bu yana sürecin engizisyon mahkemesine dönüşmesinden linç havasına bürünmesinden rahatsız olduğumuzu ve doğru düzgün medya manipülasyonu olmadan adil bir yargılama istediğimizi istedik. Süreç bize gösterdi ki bu yargılamanın ne hukuki aşaması ne sportif aşaması adil olacak . Trabzon'un Şampiyonlar Ligi'ne gönderilmesinden 10 saat sonra Sadri Şener'in yurtdışı yasağının kaldırılmasıyla bu soruşturmanın zaten hukuki temelden ziyade başka bir temeli olduğu benim gözümde tescillendi. Federasyonun yaacağı yarglamaya gelirsek açıkcası ben şu şartlarda Cumhurbaşkanı'yla konuşup Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne gönderilmeyeceğini açıklayan, Başbakanla görüşüp daha önce "ben burada olduğum sürece değişmeyecek" dediği maddeyi değiştirmek için olağanüstü genel kurul toplayan bir federasyondan, herkesi masum bulup, şikeyi ve teşviği yapan ama alanı tespit edemeyen Etik Kurulu'ndan bir adalet falan beklemiyorum. Bunların adaletten anladığı kulaklarına üflenenleri söylemekten başka bir şey değil.

Fenerbahçe Yönetimi bence Şampiyonlar Ligi'nden men edilip, bizi düşürün talebi de kabul edilmeyince hiç bir şey olmamış gibi yoluna devam etmemeliydi, tarihinin en radikal ama en gerekli kararını alıp Türkiye sınırları içerisinde faaliyet gösteren ve bir lig içinde mücadele eden bütün branşlarının faaliyetlerini askıya aldığını, söz konusu branşların yarışabilecekleri ülke liglerinin belirlenmesi için de ilgili ülke federasyonlarıyla görüşmelere başladığını kararlı bir şekilde açıklasaydı görürdük o zaman Türkiye'de federasyon mu kalacaktı futbol mu kalacaktı?

Fenerbahçe Yönetimi Fenerbahçe'nin etinden sütünden yararlanalım ama süründürmeye devam edelim politikasının içinde figüran olmaya daha ne kadar devam edecek bilmiyorum. Politika belli: Bütün değişiklikler sanki Fenerbahçe lehine yapılıyormuş havası verilip aslında Fenerbahçe'yi soyutlamak.

58. maddenin değiştirilme isteği de muhtemelen iddianamede adı geçen diğer takımlara herhangi bir ceza verilmemesi için yapılacak ama kamuoyu önüne Fenerbahçe atılacak. Aziz Yıldırım için yasa değişikliği yapıldı deyip hala Aziz Yıldırım'ın içerde olması karşısında utanmadan konuşan insanlar bir kez daha bu değişiklik Fenerbahçe için yapılıyor propagandasına girecek.

Fenerbahçe yönetimine sesleniyorum. Hepimiz aynı gemideyiz romantizmini falan bırakın, bize şu yaşatılanlardan sonra siz aynı gemide kalmayı içinize sindirebiliyorsanız bile biz bu federasyonla bu akbaba kulüplerle aynı gemide olmak istemiyoruz. Fenerbahçe'nin kalemini şu iddianameyle bu rezil Etik Kurulu raporuyla kıracak kadar gözlerini karartmışlarsa buyursunlar yapsınlar, bırakın 58. maddeye istinaden amatör lige kadar da düşürsünler.

Siyasilerle her görüşmesinde U dönüşü yapan bir özerk federasyon başkanı, UEFA Müfettişi'nin yalancılıkla suçlayan ama ne hikmetse bir türlü dava açamayan Federasyon yöneticileriyle pazarlık yapmayın. Puan silme pazarlığına girip bu rezil düzene karşı boyun eğerseniz oyuncuların terleri, taraftarın emekleri yakanızı bırakmaz. 58. madde de dahil mevcut süreçteki yaptırımların hiç biri değiştirilmesin, şike yapan da teşvik veren de teşebbüs eden de bugünkü ceza neyse onla tecziye edilsin.

Bu düzenle pazarlık yaparak ayakta kalmak mümkün değil, sonunda beraberlik olmayan bir sonucun olmasını bu operasyonu yapanlar istediler. Kimseyle tek bir puanı tek bir golü bile pazarlık etmeden taraftarın gösterdiği dirayeti gösterin, başka bir şey istemiyoruz. Fenerbahçe ölümü gösterip sıtmaya razı edilebilecek bir kulüp değil, biz cellatımızla uzlaşmak yerine ölümü tercih ederiz.


14 comments:

  1. samael dedi ki...

    Budur...

  2. Wyatt_Earp dedi ki...

    Taraftarin yonetime olan baskisi arttirilmali. Cok onemli bir mesele bu. Goz gore gore buyuk oyunlar oynaniyor. Bu madde degisirse gecen seneki sampiyonluk ts'ye bu seneki de gs'ye peskes cekilecek. Asil amac bu bence.

  3. Adsız dedi ki...

    gerçekler burada ...

  4. FBlackmamba dedi ki...

    butun yorumlarına katılıyorum ellerıne sağlık aynen dediğin gibi fenerbahçe taraftarı zaten bu kirli ortam içinde olmak istemiyor.yazıda senınle ayrıldığım tek nokta şu biz 3 temmuz surecınde bızı kume dusurun talebını ıletıp reddedıldıkten sonra sadece futbol branşındaki falıyetlerı askıya almalıydık başka ulke federasyonuyla gorusme olayı ıse asla olmayacak ve olmaması gereken bırsey bence.fenerbahce bır sene futbol subesını kapatsa turkıyede futbol bıter cok acık net ve herkes neyin ne olduğunu cok ıyı anlardı malesef o zaman bu karar verılemedi.

  5. (Süper)Cem dedi ki...

    son cümle çok derin ve etkileyici. bunun pankartlaştırılıp bir Kadıköy maçında yönetimin gözüne sokulması gerekmekte!

    susuyorum şimdilik ama nihat efendinin yaptıklarını unutmuş değilim. içime sinmiyor ve her televizyonda silüeti geçtiğinde istemsiz bir küfür gidiyor ağzımdan. bir çok taraftarımızın aksine ali koç efendinin de farklı olduğunu düşünmüyorum.

    58. madde hakim rejimin son kozu gibi görünüyor. beklediler, iddianame de patlayınca bu sefer olayın rengini değiştirdiler. önce diğer gözaltıları bıraktılar, çemberi daralttılar. şimdi de madde değişikliği ile Fenerbahçe'yi "kurtarıp" şikeci, şaibeci, mafya, ağzı bozuk terbiyesiz adamı, Aziz Yıldırım'ı içeride tutacaklar. bu da, aylar öncesinden yazdığım/bahsettiğim, bu operasyonun şike değil, Aziz Yıldırım operasyonu olduğunu bir kez daha gösterecek görmek isteyen gözlere.

    yemişim paranızı, pulunuzu, azıcık dirayetli durun, azıcık hatırlayın Fenerbahçeli kimliğinizi, azıcık taraftar gibi davranın!...

  6. cromvemitra dedi ki...

    Uefa müfettişine yalancı diyen TFF Hukuk Müşaviri İlhan Helvacı, Uefa'nın disiplin müfettişliğine atandı. Yani ,uefa'ya Fenerbahçe'yi ispiyonlamasının ödülünü aldı. Tabii Fenerbahçe'nin CAS'a dava açabileceğini öngörememiş. Yazdıklarına yorumum ise ; İMZA...

  7. Seyhzade dedi ki...

    Bir imzada benden güzel yazı.Ayrıca artık bizim yeni bir vizyonumuz olmalı ve bu yaşadıklarımızı bir milad olarak belirleyip çok ciddi kararlar almalıyız daha fazla örgütlenmeli ve yönetime ağırlığımızı hissettirmeliyiz.Hatta kongrelerde taraftar temsilcilerinin ağırlığı dengeleri değiştirecek bir güçte olmalı.Ayrıca daha evvel aethewulf yazmıştı; Sarı Kanarya dan asla vazgeçmeyelim ama yanına bu günleri hatırlatması için dünyanın en kinci hayvanı olan FİL i koyalım.Bir maskotumuzda FİL olsun...Son söz ; Cadde aralarında oynasın Fenerim kaldırıma çıkar yine desteklerim.

  8. Seyhzade dedi ki...

    Bir imzada benden güzel yazı.Ayrıca artık bizim yeni bir vizyonumuz olmalı ve bu yaşadıklarımızı bir milad olarak belirleyip çok ciddi kararlar almalıyız daha fazla örgütlenmeli ve yönetime ağırlığımızı hissettirmeliyiz.Hatta kongrelerde taraftar temsilcilerinin ağırlığı dengeleri değiştirecek bir güçte olmalı.Ayrıca daha evvel aethewulf yazmıştı; Sarı Kanarya dan asla vazgeçmeyelim ama yanına bu günleri hatırlatması için dünyanın en kinci hayvanı olan FİL i koyalım.Bir maskotumuzda FİL olsun...Son söz ; Cadde aralarında oynasın Fenerim kaldırıma çıkar yine desteklerim.Bir de Aziz yıldırımın en geç 10 ocak tarihine kadar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılacağı ile ilgili bir duyum aldım ama ne derece doğrudur.??? bilen varsa yazsın...

  9. gurkan dedi ki...

    Merhaba,
    Bu basliga bir yorum gondermistim, yayinlanmadi. Nedenini ogrenebilir miyim lutfen?

  10. fatih dedi ki...

    @gurkan
    ulaşmamış olabilir yoksa küfür ya da hakaret içermeyen her yorumu yayınlıyoruz

  11. trekking dedi ki...

    Bu iddianame ve ek klasörlerinin bize gösterdiği çok şey var. Süreci de takib edebiliyorsunuz bu sayede. Örneğin Haziran 2011 de, yeniden aday olma planları yapan Mahmut Özgöner ne oldu da adaylıktan vazgeçti Ya da vazgeçirildi.

    Gelin tape ler den gidelim. 9 mart 2011 tarihinde Mahmut Özgöner – Ahmet adlı şahısla konuşuyor. Bu Ahmet'in soyadını yazmamışlar ancak Ahmet Gülüm olduğu kısa bir internet araştırmasıyla ortaya çıkıyor.

    Ve bu Ahmet Gülüm diyor ki,”uyarı bu süreçte sende, kızılda, Lütfi de mümkün olduğunca Aziz'den uzak durun”.

    Mahmut Özgöner de anlaşıldığı kadarıyla bir tepki vermiyor. Gerçi onun cevabı “....dan” olarak verilmiş. Bugün görüşeceğim kendisiyle diyor. Ahmet Gülüm “aman abi, görüşme ya” diye tepki veriyor. Durumun hassasiyetinden bahsediyor. Mahmut Özgöner de, “merak etme, federasyon dışında bir yerde görüşeceğim. Yanıma şöförümü bile almıyorum.Ben çok temkinliyim sen merak etme” diyor.

    Mahkeme safhasında, umud ediyorum ki, bu Ahmet Gülüm çağırılıp Mahmut özgöner'e neden “Aziz'den uzak durun bu süreçte ” dediği sorulur.

    İşin traji komik yönü, iddianame ye göre Aziz Yıldırım'ın dinlemeye takılması ve takibe alınması Mahmut Özgöner ile yaptığı telefon görüşmesine bağlanıyor. Hakem atamaları ile ilgili olarak. Yani mahmut özgöner izlemeye alındığı için Aziz Yıldırım da oltaya takılıyor iddianameye göre.

  12. trekking dedi ki...

    Devam ediyor tape de konuşma. Bir bakan'dan bahsediyor Mahmut Özgöner. Kayınpederi'nin çocukluk arkadaşı olan Bakandan. Kayınpederi kemal Çolakoğlu. İzmir'in tanınmış simalarından. Şimdi 60.cı hükümette Kemal Çolakoğlu'nun yaşıtı sayılabilecek , dolayısıyla çocukluk arkadaşı olabilecek yaşda 5 isim var.

    Bülent Arınç
    Hayati yazıcı
    Beşir Atalay
    Ertuğrul Günay
    Veysel Eroğlu

    Ve bu bakan'a yönelik olarak “onun anasını .............yen Mahmut'un” diyor. Ahmet Gülüm de onaylıyor. “haketti çok ibnelik yaptı” diyor. Bu Aziz den uzak durun la ne kasdediliyor ise bu bakan'ın da bu işle bir ilgisi var gibi geliyor bana.

    Şimdi geçiyoruz 2.tapeye. 30 mart 2011 günü Levent Kızıl- Mümtaz Karakaya ile konuşuyor.
    Levent Kızıl “..... dediğim gibi Sema yani oradan bugüne kadar 10 kere haber geldi hiç yanılmadı biliyormusun ya”
    Mümtaz K. “Doğrudur abi”
    Levent Kızıl : “Dalga bu dalga bu ha ben sana söyleyeyim dalga bu dalga bu abi yani ha bu işte Türkiye aslında nereye gidiyor çok kötübir yere gidiyor”
    Mümtaz K. :”tabi, tabi aslında en kötüsü bu”

    ve Mümtaz Karakaya “Acaba biliyor mu” diyor. Levent Kızıl “%100 biliyor ya o o yani ona söylediler söyledi ona Göksel söyledi, benim duyduğum şeyi o duymaz mı”
    Mümtaz ;”Harbi mi”
    levent Kızıl :”..... ne zaman duydu biliyormusun. ......gitme falan dedi ya”

    Şimdi Ahmet Gülüm 9 mart ta sen, levent Kızıl, lütfi Arıboğan bu süreçte Aziz den uzak durun diyor. Yani muhtemelen yapılan bu operasyondan Levent Kızıl'ın da haberi var.ve 9 marttan 21 gün sonra yine federasyon'dan Mümtaz Karakaya ile konuşuyor.

    Sema diye birinden bahsediyor. Sema 10 defa tüyo vermiş. Dalga dalga dediği de herhalde Ergenekon dalgalarını kastediyor. Yine umut ediyorum bu mahkeme sürecinde bunlar hepsi ortaya dökülür. Belki de Aziz başkan'ı Ergenekon'dan alacaklardı. Zira devamında acaba haberi var mıi Göksel Gümüşdağ %100 söylemiştir kendisine diyor.

    Göksel Gümüşdağ'ın aile fotoğrafı içindeki yeri malum.

    Yine Mahmut özgöner Ahmet Gülüm ile telefon görüşmelerinin birinde Mehmet Atalay'ın aday olacağından bahsediyor. Faruk Özak'ın bunu öğrendiğinde küplere bindiğinden bahsediyor. Ve çok ilginç “Başbakan beni istemiyor sa,beni gözden çıkardıysa bile Göksel Gümüşdağ ve Aziz abiye danışmadan adım atmaz” diyor.

  13. trekking dedi ki...

    Şimdi Aziz başkan 6 aydır içerde.Bu nasıl iş diyebilirsiniz.madem ki Başbakan Aziz başkana danışmadan adım atmayacak kadar yakın ise. Bunu ben söylemiyorum. Telefonda Mahmut Özgöner söylüyor.

    Şimdi Aziz başkan içeride iken, ömer çelik'in kendisini ziyaret ettiği söyleniyor. Başbakan'ın mesajını getirdiği söyleniyor. Ve yine bu süreçte çok ilginç gelişmeler oldu. 6222 sayılı yasa henüz Nisan ayında yürürlüğe girmiş iken, cezaların çok ağır olduğu gerekçesiyle meclis te cezalar indirilip C.başkanı'na gönderildi. C.başkanı veto etti. Yasa aynen, Hiçbir değişiklik yapmadan tekrar C.başkanı'na gönderildi. Ve onaylandı.İşte bu Meclis-C.başkanlığı-veto-meclis-c.başkanlığı süreçlerinde ilk kez bu kadar önemli çatlaklar ortaya çıktı iktidara muktedir ler arasında.

    Muktedirler derken bilerek yazdım. Bu İktidar'ın 3 güç odağı vardır. 3'lü koalisyondur aslında. ABD Derin devleti, cemaat ve RTE. İlk kez Cemaat ile RTE bu kadar derin çatlak yaşadı.

    Şu anda Türkiye deki sistemin(adına her ne diyorsanız) stratejik dengeleri Cemaat'ın elinde. Ve Onun başı, oturduğu yerden 3-5 dakikalık videolarla yönlendirmeler, hedefler veriyor. Tam bu süreçte yayınlanan yine böyle 3-5 dakikalık videolarda aynen şunları söylüyor.

    “Millete hizmet ediyorsanız‚ Allah için edeceksiniz‚ kendi kişisel hesabınızı o işin içine katmayacaksınız. Fert olarak‚ grup olarak da‚ klik olarak da yapmayacaksınız. [Böyle yaparsanız] Fert planda keser‚ heyet planda keser‚ idare planda keser‚ siyaset planda keser diyor ve 1960 darbesinde neler olduğunu Erdoğana hatırlatıyor.”

    Yine gözden kaçmasın 30 mart ta levent Kızıl dalga dalga bu derken kastettiği neyse, tesadüf mü acaba Zekeriya Öz özel yetkileri kaldırılarak, istanbul Cumhuriyet Başsavcı vekilliğine atanıyor.Aslında terfi alıyor. Ama acaba o günlerde yine bir dalga hedefliyor muydu Savcı Öz. Acaba bu dalga olacaksa hedeflerinden biri de Aziz Yıldırım mı olacaktı?

    Zira o zaman da cemaat medyasında bu terfi tartışılmıştı.Bilmiyorum belki o günün cemaat gazeteleri taranırsa belki bu konu ile ipuçlarına ulaşılır.

    Evet, güya Özerk bir federasyon. Ama mahmut özgöner'in bütün telefon konuşmalarından ortaya çıkan sonuç, çok net olarak haziran da aday olacağı. Ne oldu da aday olmadı?

    Bu operasyon siyasi değil diyenler şu telefon tapelerinin ortaya çıkardığı resimi bile değerlendirseler yeter.

    Mahmut Özgöner tapeleri Ek klasör 17 de, levent kızıl'ın taepeleri Ek Klasör 18.de.

  14. gurkan dedi ki...

    @fatih
    Tesekkurler. Kufur yoktu tabii ki, sanirim teknik bir sorun oldu. Neyse, yazinin ozeti suydu: Ben beni Nihat Ozdemir'in temsil etmesini istemiyorum. Kongre'ye de Turkiye'ye gelecegim, sirf secime katilmissa kendisinin adini silmek icin.

Yorum Gönder