Hoşgeldiniz
Şöyle diyorduk, adam kaçırma, tehdit, şantaj, adam öldürme, adam öldürmeye tam teşebbüs gibi suçlar için örgüt kuran ve yöneticiliğini yapan Mehmet Ağar bir Allah günü tutuklu değilken, Tayfur'un, Serdal Adalı'nın, Korcan'ın tutuklu kalması hak mı?
Her ne olursa olsun bazı şeyler bitiyor, hak da yerini buluyor. Bugün Tayfur'un, Korcan'ın ve diğerlerinin serbest bırakılmasından daha mutlu edici bir şey olamaz.
Bu insanların herhangi bir suç işlemediği kabak gibi ortadaydı. İşledikleri iddia edilen suç ile delilleri yanyana görünce insanın içinde isyan duygusundan başka bir şey doğmuyor.
Bu dava hala devam ediyor. İnanıyoruz beraat edecekler. Ancak yargılama safhasında tutuklanmalarını gerektirecek hiçbir ciddi sebep yoktu, yani tutuklu kalmayı asla hak etmediler, tutukluluk, özgürlüklerine yapılmış bir tecavüzdü, bugün bu tecavüz sona erdi. Ancak hayatlarından bunca ay çalındı. Bunun hesabı elbette sorulacak ve sorulmalı.
Bu tecavüzün diğer yönü, medya eliyle yapılmış olan haksızlıklar panoramasıydı. Medya, kendisine servis edilen delillerle, o delillerin sıhhatini bile araştırmadan, ciddi bir sorgulamaya tabi tutmadan bir Pravda gazeteciliği seçerek bu insanların manevi itibarlarına tecavüz etti. Ümit Karan, Tayfur, Serdal Adalı şikeci olarak kamuoyuna lanse edildi, bu insanların ailelerine, sevenlerine büyük acılar çektirildi. Bu tecavüz henüz son bulmuş değil, medyadaki bir tane adamın da çıkıp "biz bunu yaptık ve özür dileriz" diyebilecek onura, ahlaka sahip olup olmadığını da birlikte göreceğiz.
Üçüncü tecavüz taraftar eliyle oldu. Kimse kimseye yalan söylemesin. İnsan sevdiğine birisi tecavüz ederken susuyorsa, tecavüze ortak oluyordur. Sevdikleri kadına orospu diye bağırıldığında, "aklan da gel" diyebilecek bir 'mantık' ile bu süreci uzaktan pin pon maçı izler gibi büyük bir kayıtsızlıkla izleyen herkes de bu tecavüze el verdi, destek oldu, sırtını sıvazladı. Adamlara alenen büyük bir suç isnad ettiler, bunun saçma sapan delillerini de sanki dünyanın en tartışılmaz olayıymış gibi medya eliyle lanse ettiler, bu insanları ve ailelerini üzdüler, birileri de "ben bilemem, kefil olamam, Tayfur da olsa şey olmaz, aklansın" diyerek kendini bu işten sıyırmaya çalıştı. Bunun adı duruş değil karaktersizliktir ve sonsuza kadar da öyle anılacak.
Tayfur, Serdal Adalı, Korcan ve diğerleri,
Başka takımların sembolleri, çalışanı, sevdalısı olabilirsiniz. Bizim boğazımızı yırtarak bağırdığımız adalet isteği o küçücük hücrede gümbür gümbür çarpan kalbinizin adalet isteği kadardır. Sizin haksızlık çığrışınız bizim en güzel tezahüratımız, sizin acınız da isyanımızın somut sebebidir. Üstünüzde hangi renk forma olursa olsun, adaletin tertemiz beyazında, isyanın da en kan kırmızısı tonunda aynı formayı giyiyoruz. Sizin haklarınız, bizim haklarımızdır, sizin maruz kaldığınız tecavüz hepimizin haklarına yapılmış bir tecavüzdür ve size bu zulmü reva gören zalimler hepimiz için zalimdir.
Sizin yanınızdayız, sizinle birlikteyiz ve size zulmeden herkesin de karşısındayız.
Hak ettiğiniz yere, ailelerinize, sevdiklerinize, çocuklarınıza iyi ki kavuştunuz.
Hesap sorma mücadelenizde de biz hep yanındayız.
Şükürler olsun.
12 Aralık 2011 21:03
"Şöyle diyorduk, adam kaçırma, tehdit, şantaj, adam öldürme, adam öldürmeye tam teşebbüs gibi suçlar için örgüt kuran ve yöneticiliğini yapan Mehmet Ağar bir Allah günü tutuklu değilken, Tayfur'un, Serdal Adalı'nın, Korcan'ın tutuklu kalması hak mı?" Böyle bir sorunun olduğu yerden haktan ve hukuktan bahsedilemez. Yazının geri kalanını okuyamadım böyle bir savunudan sonra.
12 Aralık 2011 23:57
:) bu yazıyı okuyunca gülümsedim; bu süreçte Fenerbahçemizin yanında olduğunuz kadar yanında oldunuz/olduk bugün serbest bırakılan inasnların.. Kendi takımlarının taraftarlarının duruş dedikleri o karaktersizliğin sonunda, bugün serbest bırakıldıkları haberinden sonra internette şu yorumu gördüm defalarca "beşiktaş şereftir, şeref beşiktaştır" (ya da tersi)...
o an "bi s.ktirin gidin lan" demiştim, şimdi bu yazıyı okudum, gülümsedim. sizin kadar istememiştir o adamlar bugünü görmeyi. saygılar...
13 Aralık 2011 09:23
Bütün bu şike teranesinin merkezindeki insanın Aziz Yıldırım olduğu ve asıl niyetin ne olduğu dün açık seçik ortaya çıkmıştır.
Ayrıca "aklanında gelin" diyen lümpen güruhun "cezaevi" hakkında en ufak bir fikri olmadığına da ekleyelip tahliye olanlara geçmiş olsun diyelim.
13 Aralık 2011 13:07
"Aklanın da gelin" manifestosunu yazan Rıdvan Akar, meslektaşları Ahmet Şık ve Nedim Şener için yapılan bir protestoda sözcü olarak şunları söylemişti: "Tutukluluk halleri niçin devam ediyor. Neden tutuksuz yargılanmıyorlar? Adalet bu sorulara yanıt vermiyor, vicdanlar kanıyor".
Buna gerekçe olarak da ortada delillerin henüz açıklanmadığını ve kişilerin kaçma veya delil karartma şüphelerinin de bulunmadığını belirtimişti.
Şimdi sayın Akar bir gazeteci ve Beşiktaşlı. Vicdanlı bir insan olduğunu da eminim. Peki aynı 'duruşu' neden Beşiktaş'ın kaptanı ve teknik direktörü olan Tayfur için göstermez? Bana göre bunun tek açıklaması var; o da Fenerbahçe kompleksi. Fenerbahçe başkanı ve yöneticileri içeride olmasa idi, ortada henüz tapeler yerine basındaki iddialar olmasına rağmen Tayfur'a "aklan da gel" der miydi? Bu soruyu kendisine sormuş mudur, sanmıyorum.