Torpil İstemiyoruz, Bu düzeni torpillemek istiyoruz.



Emenike ve Sezer'in para sayan görüntüleri vardı. Yalan çıktı. Fenerbahçe Ümit Karan'a bir araçla çanta içerisinde para yollamıştı. Çantaya paranın sığmayacağı ortaya çıktı. Korcan'ın ablasına araba alınmıştı? Önce Korcan'ın ablasının olmadığı ortaya çıktı, sonra araba gerçek sahibine iade edildi. Aziz Yıldırım Eskişehirspor'a "şike taktiği" vermişti, haberin altında adamın espri yaptığı ortaya çıktı. İbrahim Akın şikeyi itiraf etmişti, üstünde psikolojik baskı kurulduğu anlaşıldı. Savcı son 5 maçın sonucunu biliyordu, bizzat kendi yalanladı. Fenerbahçe'yi UEFA Şampiyonlar Ligi'nden men etmişti, onu da UEFA yalanladı, sonra UEFA'yı TFF yalanladı, yetmedi UEFA bir kere daha TFF'yi yalanladı.

Erman Toroğlu, Serhat Ulueren, Kaya Çilingiroğlu, Mehmet Baransu, Rasim Ozan Kütahyalı, İbrahim Seten yepyeni bir dönemi müjdelediler. Bu parlak dönemde şikecilerle adalet mücadele edecek, cennet gibi tertemiz bir ligimiz olacaktı.

Kaya Çilingiroğlu "adam öldürmek bir anlık cinnet işi, kendime engel olamayabilirim ama şike yapmasam da olur elbette cezası daha ağır olacak" diye hukuk doktrininde yepyeni bir sayfa açtı,

Mehmet Baransu özgürlükçü / demokrat çizgisini bir adım ileri götürüp ekşi sözlüğün de acilen kapatılması gerektiğini hararetle yazdı,

Erman Toroğlu da canlı yayında ruh çağırma seansı yaptı.

Cumhurbaşkanı uzun tutukluluk sürelerine karşı olduğunu söyledi. Başbakan Avrupa Komisyonu üyesine tutukluluk süreleri ile ilgili düzenleme yapacağına söz verdi. Adalet Bakanı ve AB Bakanı tutukluluk süreleriyle ilgili düzenlemenin şart olduğunu beyan etti. Cemil Çiçek tutukluluk halinin bir insan hakkı ihlali olduğunu kamuoyuna bildirdi.

Bu konuda gelen tüm tasarıları AKP reddetti.

Hükümet önce, şike yasasında maç sürerken değişiklik yapılmaz dedi, sonra yeni kanun teklifi verdi, TBMM onayladı, sonra eski AKP'li Cumhurbaşkanı kanunu veto etti.

Ruh sağlığınız hala yerinde mi?

Bu orta oyunundan, bu piyesten, bu rezaletler kumpanyasından adalet mi bekliyorsunuz?

Van'da depremzedeleri, Güvenpark'ta Tekel işçilerini, Dolmabahçe'de öğrencileri coplayıp sonra Sultanahmetin ortasında tam teçhizat yürüyen bir adama "nereye hemşehrim" diye sormayan emniyetten adil soruşturma,

Denizfeneri davasında savcıyı görevden alıp 3 ay 10 gün sonra Zahid Akman'a kapıları açan, küçücük bir kız çocuğunu da "parasız eğitim istiyoruz" pankartı açtığı için terör örgütü üyesi diye suçlayıp tam 19 ay tutuklu tutan bu yargıdan adalet mi bekliyorsunuz?

Kendi getirdiği kanun teklifini yine kendi kabul edip sonra da Cumhurbaşkanı vetolasın diye mektuplar yazan bir siyaset erkinin tüm bu süreçler dışında olduğunu sanacak kadar naif olan hala var mı?

Bu kadar kirli, karanlık, yalancı, haksız, adaletsiz bir sistemin tam ortasından adil bir sonucun çıkmasını beklemek bir tek şeyle açıklanır:

Aptallık. Sınırsız, sonsuz, hudutsuz bir aptallık.

Fenerbahçe taraftarı dün nasıl direndiyse, bugün de öyle direnecek.

Alın kanununuzu resmi gazetenize sokun.

Kimseden şefaat beklemiyoruz. Kimsenin hulusuna mahkum değiliz.

Adalet istiyoruz.

Erman Toroğlulardan, Uluerenlerden, Baransulardan gelmeyecek olan adaleti, elleri kolları bağlanmış bir köle durumundaki medyanın yazamayacağı adaleti, ciğerine kadar iradesi sakatlanmış siyasetin yaratamayacağı adaleti, hukuku bir kör döğüşüne çeviren "eşşeği aday gösterseler ona oy veririm" diyen hakimlerden beklenmeyecek adaleti, hamile bir kadına tekme atmaktan çekinmeyecek emniyetin sağlayamayacağı adaleti.

Yani Ahmet Şık'ın, Berna ile Ferhat'ın, telefonuna sehven yüklenen kayıtlarla 32 ay özgürlüğü çalınan Mehmet Ali'nin, bir konferans verdi diye hapse tıkılan Büşra Ersanlı'nın,

Yani hepimizin hak ettiği adaleti.

Bu düzen, adil olmadığını ispatladı.

O yüzden biz de kimseden torpil istemiyoruz.

Ancak fena halde bu düzeni torpillemek istiyoruz.

Tam dibinden. Tam dibinden. Tam dibinden.


15 comments:

  1. FenerMANIA dedi ki...

    Gerceklerin gun yuzune cikmak gibi kotu bir huyu vardir,demis Kocaman Aykut..

    Su yazidaki gercekleri bizim gibi goremeyip ama,fakat,sike jurnaline giren tum rakip taraftarlara en agiz dolusu siktirin gidin diyorum..
    Siktirin gidin ve bokunuzla oynayin..

  2. fishersad dedi ki...

    (kısa ama çok yalın çok anlaşılır olmuş)
    savcı yakında "cürüm işlemek için sosyal medya teşekkülü kurmaktan" "1 numara olarak" seni alır diyorum :)
    abi anlat anlat anlat, sapına kadar da haklısın o ayrı konu, da dediğin gibi "adalet yok ki istiyorsun". yazmak iyi. yazacak ta bişey kalmadı be.

    şu maç geçsin. trabzon maçında KOREOGRAFİ ŞART
    BÜTÜN SÜREÇ TRİBÜNLERDE BİR ŞEKİLDE İŞLENMELİ. 10 MAÇ KAPATSINLAR İSTERLERSE. KÜFÜRLÜ VEYA DEĞİL. KİMİN NE MAL OLDUĞUNU ORTAYA DÖKMELİ.

  3. fishersad dedi ki...

    yorumum gelmedi belki de özetle HAKLISIN
    YALIN GÜZEL YAZI.

    trabzon maçında, (nasıl yapılacak ise)
    UEFA + TFF + ARIBOĞAN + MAA + C.B. + BOK + BARANSS ... VD İLE İLGİLİ AYRI AYRI, BÜTÜNLEŞİK NE OLURSA... ama yalın.. ama anlaşılır...

    koreografi şart!

    tek tek mi olur, organize mi olur, YALIN! CAN ALICI! HEDEFİ ŞAŞIRMADAN...

    düşünülmeli. fikir toplanmalı....

    (küfür bekliyorlar, ama o değil, SURATLAINA ŞAMARI İNDİRMELİ)

  4. Adsız dedi ki...

    bu memlekete kimin neye sesi cikmis ki buna cikacak. umidim yok. yazilanlari heyecanla okuyorum, icimden birseyler kopuyor, gozlerimden alevler cikiyor ama yok, umidim yok, cunku polisi taniyorum, medyadakileri taniyorum, sokaktaki insani goruyorum. umidim yok, suskunlasiyorum, yarin ki macta insallah stoch oynar falan gibi seyler dusunmek istiyorum. yuzlesemiyorum olan bitenle, bu kepazelik midemi bulandiriyor.

  5. birsela dedi ki...

    Ben de maalesef bu ulkeden umudumu kestim. BJKlilar bile Cumhurbaskanina ovguler duzuyor, ben bunu anlayamiyorum ve anlayamayacagim da. Kendimi kontrol ediyorum bu olay bizim degil baska takimin basina gelseydi ne yapardim diye. Bunun takimla falan alakasi yok gercekten yanlarinda yeralirdim.

  6. rene gallimard dedi ki...

    kendime engel olamadığım için uzak durmaya çalışıyorum.. basından özellşkle..

    ama elimde diil maçları seyrediyorum.. aile geleneği gibi, babam maç günleri bizi bekler beraber izleyelim diye..

    gidip izliyorum.. artık futbol anlamını yitirdiği için izlerken heyecanlanmıyorum.. ama asla sarı lacivert çubukluya sırtımı dönmem.. izliyorum.. ne kadar sıkılsam da..

    babam son maçın devre arasında dayanamayıp "serdar bişiler yapın, bizden geçti, ülkeyi siktiler" dedi..

    o da diğerleri gibi devletçi politikalarla sindirilmişti çoktan.. çok eskiden..

    beş ay önce bu olaylar başladığında korkmadım.. sonra polisler, emniyet, burda yazdığım yorumlara kadar dosyalanıp takip edilmiş.. sadece ben değil, birsürü forum, twitter, facebook vs.. eminim bisürü renkdaşımı da içeri alıp ağız aradılar..

    hayatımın önemli bi dönüm noktasındayım.. tiyatro diliyle "baht dönüşü" diyelim..

    vize işlemlerim bozulmasın diye içeri alınmayı göze alamadım, geri çekildim.. korkuttular doğru.. kaybedicek bişeyim vardı..

    diceğim tek şey "başkanı bırakın orospu çocukları, bana fenerbahçemi geri verin.. tarikatlarla, cemaatlerle içine sıçtığınız ülkemden defolun gidin artık"

    31 senedir sokağa inemiyor korkudan bu halk.. açlıktan, yılmışlıktan, evine götürüceği bir ekmeği de kaybetmemek için..

    hepimiz fakiriz tamam, hepimiz salağızda, gerizekalıyız, aptalız, cahiliz, biz sadece itaat edebiliriz, emek harcayabiliriz, emeklerimizi çaldırabiliriz.. evet nolursa olsun sesimizi çıkarmayız..

    bize ezberlettiler hepsini, kafamıza vura vura..

    yanılıyosunuz orospu çocukları,

    "kanlı mı olacak, kansız mı" hep beraber görücez..

  7. Mitya dedi ki...

    Bugun gordum ki bir soyleside aethewulf ulkenin bu karabasandan uyanmasi icin son bir umitle el pueblo unida'yi oneriyor, ama maalesef bu topraklarda insanlarin otorite karsisinda beraber durmalari gun gectikce imkansizlasiyor. Adamlar iktidara bolunmus bir toplumun magdurlari olarak geldiler, ancak amaclari hicbir bu bolunmuslugu ortadan kaldirmak olmadi; aksine, ulkenin her alaninda tezahur eden bu bolunme ve turevlerinii kullanarak, manipule ederek, salt pragmatik ve gunluk politikalarla iktidarlarini saglamlastirdilar. Bugun sagcisina, ertesi gun liberaline, gerektigi zaman solcusuna, kurdune got salladilar.

    Allah cezalarini verir insallah, zira maalesef su anki kosullarda bunlara hukum giydirecek bir guc yok.

  8. cromvemitra dedi ki...

    Emeğine sağlık kardeşim. yazına yorumum; İMZA.

  9. gumgumok dedi ki...

    Biraz önce İlhan Helvacı, Emin Öztürk'ün telegoldeki iddialarına cevap verirken "iyi ki medyada sizin gibi aklıselim kişiler de var" dedi. Aklıselim dediği kişiler polemik ustası Serhat Ulueren, televizyonda ruh çağıran Erman Toroğlu, "Eboue maymuna benzediği için maymun demişlerdir" diyen Kaya Çilingiroğlu. Neremle güleceğimi şaşırdım. Güç, şu anda böyle insanların elinde işte. Hukuk dediğimiz şey Türkiye'de gücün emrinde duruyor maalesef. Hukuka, adalete, savcıya, emniyete inancımız köreldiyse, bundan sonra neyi nasıl yaşayabiliriz bilmiyorum.

  10. Adsız dedi ki...

    @gumgumok - aynı programda ilhan helvacı cornu'ya iddia edilen beyanatlarda bulunsa dahi bunun "sıradan" bir insanın cornu'yla sohbetinden farklı bir şey olmayacağını, bir anlam taşımadığını ima eti, orada oturan yorumcularda bunu yaladı yuttu. program kritiği yapmak yersiz telegol denen bir garabet için, ancak yine de insan sormadan edemiyor, niye bir kişi çıkıp da sıradan bir insansan seni niye bu programa bağladık biz? diye sormuyor. madem öyle rastgele bir telefon numarası çevirip onunla konuşsaydınız..adam tff hukuk başkanı savunması ise sıradan insan olmak, özrü kabahatinden beter.

  11. TheNorth dedi ki...

    Fanatik Fenerbahçeli babamı 5 yıl önce kaybettim..
    Şimdiki bu bokluk ortamına bakıyorumda bazen "İyiki görmemiş bugünleri" diyorum..

    Fanatik gibi çöp gazetelerin transfer yazılarına bile inanan saf babam şu an nasıl bir ruh hal içine girerdi tahmin bile edemiyorum...

  12. momos dedi ki...

    ben de maliyi telegolün kadrolu katılımcısı olmaya davet ediyorum. ya da çakarın programına da gidebilir. temsil ettiği kurumun itibarını da düşünmüyor artık. yaptıklarının da farkında değil, günah keçisiyiz diyor. an itibariyle şikeyle ilgili ispatlanmış bir iddia yoktur ortada ancak tff ile ilgili acı gerçekler hergün ortaya çıkıyor. birincisi kriz yönetimi konusundan bihaberler, bunu kendileri bile inkar edemezler. ikincisi güvenirliklerini tamamen yitirdiler, neden diye soruyorlarsa dönüp farklı tarihlerdeki açıklamalarını okusunlar, üçüncüsü uefanın hukuksuz dayatmasına karşı koymayarak dirayetsizliklerini de kanıtladılar. dördüncüsü ya aptallar ya da herkesi aptal sanıyorlar çünkü fb neden beni men ettiniz şl'den diye dava açtığında biz etmedik uefa ettirdi diye cevap veriyorlar, hangi resmi kanalla bunu ispatlayabiliyorlar merak ediyorum. karar belli, altlarında imzaları olduğu da belli. bari evet biz ettik çünkü riske girmedik diye açıklama yapsınlar, fb nin girmek istediği riske biz girmedik desinler. fb'yi o kadar seviyoruz ki onları bu riske atmaya içimiz elvermedi desinler. bu sevgileri nedense ts konusunda işlemiyor. ts nin alınmasına karşı çıkamayarak davanın seyrini de etkilemişlerdir. şu anda görünen uefanın kendini korumak adına ts'yi de korumaya çalışacağıdır. aynı kanıtlar bile olsa tahminim pfdk tff güdümüyle ts aleyhine karar vermeyecektir. fb'nin ise ceza alması için ortam hazır. nasıl olsa bir yıllık cezayı da çekiyor, en az kaos yaratacak olan fb'nin ceza alması. bu yargısız infaz değildir de nedir? tff cornu yalan söylüyor diyor, uefa ifadeyi yalanlamıyor, geri çekmiyor, tff uefa ile uğraşacağına halen fb'ye neden bizi günah keçisi olarak gösteriyorsunuz diye sitem ediyor. ortada açık bir hukuksuzluk ve sabit bir mağdur olmasına rağmen tff halen hatalarını kabul etmiyor. aptallık veya kötü niyet.
    dün şöyle bir laf etti mali, "n.özdemir bize kendilerinin çekileceğini söyledi, öpüşerek ayrıldık, ne zaman ki ts'nin yerlerine alınacağını öğrendiler o zaman itiraz ettiler karara."
    şimdi bu lafın, iddianın neresi tutarlı? diyelim ki ikili görüşmede n.özdemir, tamam mali bakarız, gerekirse çekiliriz gibi olumlu manaya gelecek birkaç laf etti, bunu teyit olarak mı kabul etti mali? yazılı geri çekilme teyidi beklemiyor muydu? beklenen sürede bu yazı gönderildi mi tff'ye? herşeyi bırak tüzüğünde genel kurul şartı olan bir kulüp gönderebilir miydi böyle bir yazı? uefa neden o kadar bekledi o zaman bu dayatma için, madem rest çekeceklerdi, makul bir süre öncesinde gönderirlerdi mektubu fb de toplardı kurulunu karar verirdi. Sonuçta mali verdiği hukuksuz kararı kabul etmekten bile aciz ve korkak. oysa belki de gerçekten fb için en iyisini yapmıştır, eğer buna inanıyorsa, bilmediğimiz bir şeyi biliyorsa bunu söylesin, dese ki, türk futbolu, fb, spor mpor cart curt adına bu kararı verdim, tüm sorumluluk bana aittir, kim ne diyebilir ki? fb yine açar davasını ve tff de zaman içinde herşeyin netleşmesiyle aldığı kararın sonucuna katlanırdı. kimse tff yi günah keçisi yapmıyor, mali ve yönetimi kendisini küçük düşürüyor sadece.
    şimdi ne olacak? uefa ben men etmedim diyecek ve muhtemelen cezadan yırtacak, tff ben şüphelerime göre men ettim diyecek ve olasılıkla ceza alacak, bunun öfkesi ile tff fb'ye en ağır cezayı verecek, üstüne tahminim uefa da dava aleyhine sonuçlansa veya sonuçlanmasa o da en ağır cezayı verecek fb'ye, çünkü tahminim saçma sapan da olsa bazı konuşmalar vardır tapelerde ve hem uefa hem tff hukuğu altüst edip talimatları kendilerine göre yorumlayıp ceza için bir bahane yaratacaklardır. fb'nin gidebileceği üst makamlar olan tahkim de cas da bu kararları onaylayacaktır. (cas'dan emin değilim, yüksek ihtimal). sonuç olarak fb öyle böyle cezalandırılacaktır. ancak artık önemli olan bu değil, önemli olan bu basiretsiz yöneticilerinden kurtulmak. bu iş ise daha uzun süre mümkün görünmüyor. temiz futbol bekleyenler de dualarına devam edebilirler. hiçbir yere varmayan dualarına.

  13. gumgumok dedi ki...

    @momos - cas sürecinden uefa'nın sıyrılacağı görüşüne katılıyorum. eğer cas'ta biraz hukuk varsa tff'nin tazminat ödeyeceğini de düşünüyorum. Çünkü mali gidip cas'a, burada söylediği gibi "uefa bizi zorladı" diyemez. Zaten daha önce uefa'nın bu kararı aldırdığını söyleyen aynı kişi şimdi "biz fenerbahçenin ve türkiyenin hayrına men ettik" diyor.
    İşin gerçeği bana göre şu: Hem uefa hem de aydınlar; savcının söylediklerinden sonra aziz yıldırım'ın şike yaptığından emin oldular ve bu işten sıyrılamayacağına kanaat getirdiler (malum, türkiyede artık savcının iddia etmesi, hüküm giymesi için yeterli olmaya başladı. hakimler resmen piyon gibi karar veriyor). M.Ali Aydınlar'ın -diğer her türlü eksiğini dışarda tutarak- samimiyetine ben başından beri inanıyorum. Aziz Yıldırım'ın şike yaptığına bir şekilde inanmış. Fakat hukuki gerekçelerden dolayı ve fenerbahçe camiasını karşına almamak için ceza vermemesi gerektiğini de düşünmüş. Tff'deki malum 2 kişinin, medyanın ve milyonlarca kişinin baskısına rağmen Cornu ile anlaşmamış ve küme düşmeyi engellemiş. Fakat uefa ile işler beklendiği gibi gitmemiş ve uefa malum blöfünü yapmıştır. İşte aydınların en büyük hatası bu blöfe kanıp ya da bu yazı üzerine artık baskılara dayanamayacağını düşünüp korkak bir karar alarak fenerbahçeyi men etmesidir.
    Kendisi istediği kadar "bu kararı bize uefa aldırdı" desin. Dün avukat Emin beyin dediği gibi yapması gereken tek şey mevcut durumda hiçbir şekilde karar alamayacaklarını uefa'ya bildirmesiydi. Bu durumda sonradan mahkeme suçlu bulsa bile uefa 'bu konuda' en ufak bir yaptırım uygulayamazdı.

    Maalesef ben başından beri aynı şeyi düşünüyorum. Erki elinde tutanlar, artık futbola da el atma kararı verdiler. Bu süreci de emniyet ve savcı aracılığıyla başlattılar. Hergün önemli davalardaki saçmasapan iddianamelerde olduğu gibi makyavelizmin gölgesindeki savcılar delil diye en olmadık şeyleri sunmaktadır. Hopa davasında cezaevinde uzun saçları kesildi diye morali bozulan arkadaşlarına destek olmak için saçlarını kestiren çocuklar "tanınmamak için saçlarını kestiler" diye iddianamade yer alır; kck davasında, şu anda zaten cezaevinde olan bir kişi, cezaevinde olduğu tarihte yasadışı bir eyleme katıldı diye iddianamede yer alır; şike davasında kanser olan bir arkadaşının Acıbadem hastanelerinde tedavi olması için aziz yıldırımla görüşen Hikmet Karaman iddianamede yer alır. Böyle örnekler yüzlerce. Biz istediğimiz kadar helvacı, cornu, mali, ulueren, toroğlu diyip duralım. Çark döndürülmüş bir kere. Bu çark bir çok kişiyi öğütecek. Suçlusu da suçlusu da öğütülecek. Bu arada bizler bu süreçte(taraftarlar, tff, medya dahil) öğütülebilecek büyüklükteki faktörler olarak yer alacağız.

  14. emre dedi ki...

    @gumgumok, bence de soyledigin gibi cark dondurulmus bir kere, ve biz Fenerbahce olarak bu surecte elde edecegimiz en kucucuk kazanima bile oturup sukretmeliyiz, cunku elimizden birsey gelmiyor. Ama benim aklimin almadigi sey bu ulkede Fenerbahce'liler haric herkes mi akil tutulmasi yasiyor? Adalet'in goz gore gore cignendigi eylemler gerceklesirken hala neden gozonunde (yani medyada) yer alan insanlar haklinin hakkini teslim edemiyorlar. MAA'nin soyledikleri birbiri ile celisirken neden bunun farkina sadece Fenerbahce'liler variyor? Avukat Emin Bey sadece belgeler uzerinden konusurken karsidan Lutfu Aribogan Emin Bey'i sadece ici bos laflarla kendilerini hedef gostermekle sucluyabiliyor ama kimse de durup yahu kardesim seni hedef gosteren Cornu'nun ifadesidir Avukat Emin Bey degildir diyemiyor. Ya da MAA guya cok erdemli oldugu icin Nihat Ozdemir'in kendisine soyledigi (oyle oldugunu varsayiyorum) ama Fenerbahce kulubunu zerre kadar baglamayan ve o anda ki kisisel gorusunu paylastigi ifadesini cok onemli bir delilmis gibi Avukat Emin Bey'in aciklamalarina kizip paylasiveriyor ama kimse de kardesim bu ifadeler kulubu baglamaz diyemiyor. Eger sen iddia edilen o ifadenin bir gecerliligi oldugunu dusunuyorsan catir catir savunma mektubuna yazarsin, ama eger o ifadeyi o gune kadar yok varsayip basin sikistiginda medyada paylasiyorsan bunun adi namertliktir. Fenerbahce kulubu MAA'nin bu ifadesini yalanliyor, sonra da Federasyon bu konuda ki muhatabin Fenerbahce olmadigini sahislar oldugunu soyluyor. Yahu sen bunu paylasarak "Fenerbahce Kulubu" Sampiyonlar Liginden cekilmeyi o aksam kabul etti demedin mi? Nasil oluyorda bunun muhatabi Fenerbahce olmuyor. Hatta Kaya Cilingiroglu dun aksam diyor ki"Fenerbahce'nin yaptigi yalanlama fasa fiso Nihat Ozdemir ve Ali Koc cikip yalanlamadiysa demek ki Fenerbahce kabul etmis sampiyonlar liginden cekilmeyi" diyor Dun aksam TV8'e bakiyorum hukukcu olarak orada bulunan adam bile eksik bilgilerle yanlis yonlendirme yapiyor. Avrupa Kupalarina katilmak icin Trabzon ve Besiktas "biz temiziz diye taahhutte bulundu ama Fenerbahce bunu yapmadi o yuzden de Federasyon boyle karar almak zorunda kaldi" diyor. Ama Fenerbahce'nin temel iddiasi zaten bunun uzerine kurulu CAS surecinde. TFF bizi gonderseydi Turk Futbolunu baglayacak bir sonuc uretemezdi UEFA, ancak bizim suclu bulunmamiz durumunda biz ceza alirdik diyor. Zavalla Cavusoglu dili dondugunce anlatmaya calisiyor ama maalesef o da net ifade edemiyor, ama Faik Isik dahil herkes "Yaa bak bu yuzden Fenerbahce haksiz" diyor. Hadi Telegol, ROK, A.Cakar, F.Isik bunlari gormek istemedigi icin gormuyor ama maalesef bu ulkenin averaj insani duydugunu gercek zannediyor ve Fenerbahce'nin haksizligina busbutun inaniyor. Yani sevsek de sevmesek de bu adamlar olusturuyor kamuoyunu ve biz Fenerbahce'liler haric hic kimse gun kadar acik carpikligi goremiyor. Bu toplum tumden aklini ne zaman yitirdi de bos bos konusanlara teslim oldu bir turlu anlayamiyorum

  15. Adsız dedi ki...

    Beyni olana Beyin Jimnastiği;

    İddianame açıklandı. Word programında indirip "Bul / Yerleştir" yapın. Bütün Aziz Yıldırım'ları Sadri Şener, Sadri Şenerleri de Aziz Yıldırım diye değiştirin, pek tabii ki klup yönetici isimlerini de..

    Sonra bu hayali ülkede Aziz Yıldırım teşviğe teşebbüs ettiği halde dışarıda gezsin, Sadri Şener 100 küsür gün içeride yatsın,

    TS CLye alınmasın yerine Feneri göndersinler, Bir dolu oyuncu alalım yeni paracıklarımızla, TS de yaprak dökümü olsun,

    Aziz Başkan her uzatılan mikrafona "ben masumum, şampiyon biziz" desin,

    CL maçından hemen önce apar topar gece mahkemesi yurt dışı yasağını kaldırsın Aziz başkanın, interi yenip üstüne italyada Erman Toroğluyla kolkola kahkalar atılsın, içkiler içilsin, telegole yavşak selamlar gönderilsin,

    Sonra Aziz başkan, Sadri bey hala içerideyken, bir anda tedbirinin kaldırıldığını öğrensin kankası MAA tarafından, bunun üzerine de kahkaha atsın, mutlu olsun, "zaten masum olduğumuzu biliyorduk" desin..

    Evey OBJEKTIF arkadaşlar, beyinciklerinizi zorlayın bakalım bu senaryoda Aziz Yıldırım, Fenerbahçe, UEFA, TFF için söyleyeceklerinizi, edeceğiniz küfürleri düşünün... E sonra da biraz utanıp susun artık yahu!

Yorum Gönder