Hizmet Yok Uyumaya Devam
Futbol Federasyon bilindiği gibi Ankaraspor’u küme düşürdü. Pek çok insana göre birçok takım için daha önce de uygulanması gereken bir kuralı yeni hatırlayan Futbol Federasyonu, gecikmiş de olsa doğru bir karar vererek nihayet bir adım attı. İstanbulspor-Adanaspor, Gençlerbirliği-Oftaş, Kayserispor–Kayseri Erciyes gibi her sene bir yenisi eklenen garabet kardeş takımlar projesi de fiilen son erdi. Basketbol federasyonu ise uyumaya devam ediyor. Önce Fenerbahçe ile Fenerbahçe’nin altyapısı Alpella’nın aynı ligde oynamasına ses çıkarmadı. Son iki yıldır da Efes Pilsen’le Darüşşafaka’nın aynı ligde oynaması umurlarında değil. Üstelik geçen sene Daçka’nın son sıradan play-off lara girmesiyle bu iki takım play-off'ta da karşı karşıya geldi. Bu sene Dünya Şampiyonası düzenleyecek bir federasyonun burnunun dibinde futbolda böyle bir karar alınırken hiçbir şey olmamış gibi yola devam etmesi anlaşılır gibi değil. Efes Pilsen’le Efes’in altyapısının play off ilk turunda karşılaşabildiği bir ligin ne saygınlığı olabilir ki?
Geçen sene Efes’te sakatlık problemi olduğunda pat diye Daçka’nın önemli bir parçası olan Bora Hun Paçun bir günde Efes’e geçirilmiş, ondan iki sene önce uzun pozisyonunda sıkıntı yaşayan Fenerbahçe Alpella’nın en önemli oyuncusu Ömer Aşık’ı ertesi gün kadroya çağırmıştı. Rekabetin bu kadar günlük değişkenlere bağlı olduğu bir ligin saygınlığını ciddiliğini nasıl koruyacaksınız ki? Basketbol federasyonunun umurunda değil zaten ligin selameti. Geçen sene koskoca final serisinde sadece bir maç doping kontrolü yapılmasından, verilen yayın ihalelerine kadar yapılan her işi eline yüzüne bulaştırmakta son derece mahir bir federasyonumuz var. Futbolda bile Süper Kupa maçını açık kanal verirken basketbolda onun muadili olan Cumhurbaşkanlığı Kupası maçını şifreli bir dijital platforma veriyorsan ondan sonra çıkıp konuşmayacaksın "bu ülkede basketbol neden konuşulmuyor" diye. Ligin marka değeri en yüksek maçı olan Fenerbahçe Efes Pilsen maçını kaç kişi televizyondan seyredebilecek acaba?
Her düzeyde müthiş bir plansızlık ve koordinasyonsuzlukla yönetildiğini bildiğimiz bir federasyonun ve kendisinden başka kimseye tahammülü olmayan Turgay Demirel’in Tanjeviç’le beraber 2010 sonrası bir an önce Türk Basketbolundan elini eteğini çekmesini dört gözle bekliyoruz.
10 Ekim 2009 10:07
Sike varmis gibi gosterdiginiz sezonun ilk yarisinda Alpella FB ulker`i yenmistir. Buraya yazi yazarken biraz dikkat etmek gerek. FB ismini kullanirken ayni dikkati ve ozeni bekliyoruz.
10 Ekim 2009 10:29
Yahu cok acayip. Sike yapildi diye kim soylemis, nerede soylemis, nasil soylemis?
Rekabetin ozune aykirilik sadece mac oynayan takimlarin birbirine mac satmasi degildir zaten. Omer Asik'in Alpella'dan Fenerbahce'ye, Bora'nin Dacka'dan Efes'e sezon bitmeden gecmesi ve bu oyuncular baska bir takima gonderilse istenecek milyonlarca dolarin tek kurusunun bile verilmemesi rekabete aykiridir ornegin. X takimina 5 milyon dolara gidecek oyuncu, ayni ligde X takiminin rakibine 0 , yaziyla sifir, liraya gidiyor. Tek basina bu bile rekabete aykiridir. Sike yapilmamistir tabii ki, Dacka ve Efes de sike yapmamistir ama pilot takimlarin ayni ligde mucadelesi rekabetin ilkelerine aykiridir, bu sebeple bu takimlarin ayni ligde bulunmamasi gerekir.
Ligde en finali oynama ihtimali yuksek olan iki takim Efes ve Fenerbahce. Fenerbahce Efes'in kardes takimi Dacka ile yari finalde eslesse, Dackali bir oyuncu Fenerli bi oyuncunun burnunu kirsa, bu olay kasitli veya degil tartismalar yaratmaz mi? Oyuncular belki de haksiz yere emek hirsizligiyla suclanmaz mi? Yine bitmeyecek, sonsuz bir tartisma, atisma baslamaz mi? Yuz tane ornek buluruz bu durumun rekabeti nasil zedeleyecegine dair. Akliniza sadece sike geliyor ve onun yapildigini mi ima ediyorsunuz yani?