Keita Süper - Lugano Kötü veya Travma




Bu yaptığımız insafsızlık. 10 sene boyunca o kadar çok yendik ki, memlekette Kadıköy'de bir gün galip gelebileceklerine inanan tek Galatasaraylı henüz bir kaç aydır Galatasaray'da: Frank Rijkaard. İnsanlar isyan ediyorlar, haklılar, derbi ruhu tek bir adamın üstüne yıkılır mı? Maçtan sonra Sabri, altyapı günlerini yad ediyor, ilk 11'de Kadıköyde galibiyet gören tek futbolcu Servet o da Fenerbahçe forması giydiği dönem bu bahta erişti. Dolayısıyla ne oluyor? Galatasaraylılar deliriyor. Gerçekten deliriyor. Sözlükte, internet haber yorumlarında ve bloglarda yazılanları okudum. Korkunç bir psikoloji. İsyanla, kabul edememezlik, saldırganlıkla biçarelik arasında bir üçüncü dünya silüeti. Mesela Keita'yı yumruk atması sebebiyle neredeyse aziz ilan edecekler.

[NOT: Keita'nın yumruk attıktan sonra gösterilen kırmızı karta karşı çıkması da bir karakter ele veriyor elbette. Yumruk attıktan sonra gösterilen kırmızı kart karşı bu şovu yapan adam 2 metre yanına düşen sudan elbette sakatlanacaktır.]

Roberto Carlos sarılmış, güreşmiş, Keita'da yumruğu basmış. Ne zafer. "Öyle tahrik edersen olacağı bu" cümleleri, esasında Fenerbahçe'ye karşı fiziksel şiddetle dahi olsa bir güç gösterebilmekten yaşadıkları derin hazzı ortaya koyuyorlar. En sonunda vurdular. Bir Fenerbahçeli yıkıldı. İçlerindeki hınç, ezilmişlik, öfke ve baskı en sonunda patladı ve bir iz bıraktı. Allahım Keita'yı öve öve bitirilemiyor, sanırsın bir futbolcu değil, yeşil sahalarda Aslan Yürekli Richard'a karşı savaşan bir Müslüman, Fransa'da Nazilere karşı direnişi başlatan bir komünist, İnönü meydan muharebesinin mağrur albayı!

Geçen sene Nisan ayında Ali Sami Yen stadında bugün Kadıköyde olan her şey oldu. O zaman Lugano Emre Aşık'ın tahriği sebebiyle boğazına yapıştığında Galatasaraylılar kendisini bir lanet figürüne çevirmişlerdi. Psikopattı. Dengesiz, çirkef, aşağılık biriydi. Sabri'nin bütün bir maç boyu yaptıklarının, her pozisyonda hakemin üstüne yürümesinin, Emre'ye saldırışının filan bahse değer bir tarafı yoktu. Taraftarın tuttuğu lazeri bu blogda eleştirdiğimizde biri çıkıp "onlar da lazer değil canas esasında değil mi" diyerek bize güya laf sokuyordu. Fenerbahçeliler lazer tuttuğunda bu elbette kabul edilemez bir barbarlık oldu. Tabi bu kadar değil. Bu kadar değil. Geçen maç tercümanımızın kafası sahaya atılan maddeler sebebiyle yarılıyordu, kimse bahse değer görmedi. Sahaya tribünden yapılan müdahaleler elbette hoş karşılandı. Onlar "Galatasaraylıydı" Dolayısıyla denklem de şöyle kurulmalıydı, Keita yumruk atarsa aziz, lugano boğaz sıkarsa psikopat, Galatasaraylılar lazer tutarsa "nolcak" Fenerliler tutarsa "çirkeflik", sahaya Galatasaraylılar su atarsa "hahaha ne yaratıcı" Fenerliler atarsa "olacak şey değil", Tercümanın kafası yarılırsa bahse değmez ama, amasını zaten herkes biliyor.

Kanat Atkaya güzel adam. Maçla ilgili yazısında tek bir soru sormuş, "Sence Galatasaray top oynuyor mu?" İşte bu sorunun cevabı da Galatasaraylıları çıldırtıyor. Kadıköyün çimleri üstünde "uzay futbolundan" geriye Apollo enkazı kaldı. Sahanın tek bir noktasında bile hakimiyet kuramadılar, çok övündükleri orta saha Fransa'nın maginot hattı gibiydi, daha ilk taarruz da yok oldu. Kalecileri topa düzgün vuramıyor, defans oyuncularının dizleri titriyor, büyük yıldızları ise topla ne yapacaklarını bilmiyordu. Bu beceriksizlik, bu yapamamazlık durumları onların da psikolojilerini esir aldı. Öğrenilmiş çaresizlik. Yapamamaktan kaynaklanan kızgınlık, asabiyet. Bunların hepsinin çıkacağı yer bellidir, somut olarak üstünlük kuramayan taraf agresiflik ile, fiziki şiddet ile karşıdaki üstünde tahakküm kurmaya çalışır. Düşmanıyla mücadele edemeyenin tepkisi, önce düşmanından korkmaktır. Korkmak ise şiddete dönüşür, korktuğunu yok etmek ister. İnsani. Fazlasıyla insani... Ve Galatasaray'ın uzay takımı işte böyle kapana kıstırılmış küçük bir kedi gibi saldırmaya başladı, çaresiz, biçare ve kaçabileceği hiç bir yer yokken Keita sinirleri patlayan bir takımın işaret fişeği oldu. Roberto Carlos'a yaptığı saldırı ve ahlaksızlık biçareliğin somut ve hep hatırlanacak örneğidir.

Galatasaraylılar kabul etmek istemeyecekler. Hakem filan gargara. Bütün gün anlatsınlar hakemi, maçı izleyen herkes nasıl ezildiklerini gördü. Skordan daha vahim bir şeydir bu, yüzyılın takımı zannettiklerinin, hem de ezeli rakibine karşı, bir masa tenisi kadar bile direnç gösteremediğini izlediler. Stoperleri stoper değil, bekleri bek, kaleciye kaleci demek için bin şahit lazım, bu adamlardan kurulu bir takımı yüzyılın takımı ilan eden için gördüğü manzara nasıl bir kalp kırıklığıdır Allah bilir.

Yaptığımız insafsızlık. Bir insanın hayalleri bu kadar sert bir şekilde yıkılmaz, bir insanın umutlarıyla bu kadar oynanmaz, bir insanın çifte standartlı gerçeklik algısı bu kadar bariz gözüne sokulmaz. Sahada yumruk atan bir futbolcuyu öve öve gökyüzüne çıkartacak kadar kimse ezilmemeli.

İnsaf Fenerbahçe! Yarın bir gün şurada burada yüzyüze olacağız, ben travmatik suratlar görmekten üzülüyorum artık.


6 comments:

  1. Adsız dedi ki...

    ağzına sağlık.

  2. Adsız dedi ki...

    Gerçekten çok sıkıcı her kadıköy maçından sonra aynı muhabbeti dinlemek.ne zaman galip geliyor fenerbahçe, bizi alisamiyende çiçeklerle karşılayan, maç başlamadan önce Fenerbahçeli futbolcuları tribüne çağırıp oley çektiren, korner köşelerine çiçek atan Galatasaray taraftarı "sahtekar hakem, Fenerbahçeli federasyon, çirkef futbolcular, hayvan taraftar" söylemlerine başlıyor.
    Yenilmeyi kabul etmek lazım diyeceğim ama, olmuyor işte.
    nede olsa Fenerbahçe 10 yıldır tüm maçlarını hakem sayesinde, taraftarının çirkefliği, federasyonun yönlendirmesi, futbolcularının çirkefliği ile kazanıyor ya...
    ve aynı Fenerbahçe 10 yıldır her sezon namağlup şampiyon oluyor ya bu hakemler, bu federasyon sayesinde...
    Sorarlar adama, madem bu kadar haysiyet sahibiydiniz, Denizli maçında neredeydiniz 5 sene önce? Son maçında şampiyonluğu federasyon torpilli, hakem torpilli Fenerbahçe değilmiydi Galatasaraya kaptıran, hemde ne dolaplar döndüğünü Fenerbahçeliler dışında kimsenin ağzına almadığı Denizli maçından sonra? Biz o zamanda yenmemişmiydik aynı Galatasaray ı Kadıköyde, o zamanın federasyonu ile, hakemleri ile, o zamanın çirkef futbolcuları ile, taraftarı ile. siz bu günkü lafların aynısını o maçtan sonrada söylemedinizmi sanıyorsunuz? o zamanlar ne olduda, Fenerbahçe ligin son maçında şampiyonluğu, o kadar hakem, federasyon desteğine rağmen kaybetti Galatasaraya? yoksa bu federasyon, bu hakemler sadece Kadıköydeki maçlardamı Fenerbahçeli de, görmüyor sizin gördüklerinizi?
    Onur

  3. mell dedi ki...

    keitanın yüzünden sekip yere düştü o şişe. onun dışında haklısın. bence bu kadar tepkiye de gerek yok.

    fener yendi, kızdırıorlar, gs liler kulp buluyorlar. normal birşey.

  4. Adsız dedi ki...

    Burcu Esmersoy'da Spor Aşkı programında Keita'nın bu hareketinin onun çok yönlü bir futbolcu olduğunu gösterdiğini söyledi.Düşerken bir yandan da şağ kroşe atabildiğinin göstergesidir dedi:)Burcu Esmersoy fanatik gs li ancak işine çok yansıttığı için takım tutmayı bırakmış bir dişican! (söylediğine göre). Ama bu yorum bir gs li çaresizliğini daha gözler önüne serdi.Keita attığı yumruktan dolayı yerlere göklere sığdırılmıyor ancak cristian tahrik etmekle suçlanıyor.

  5. Sekhranikos dedi ki...

    Aslında tüm bukadar yazı yazmalara dahi gerek yok. Argodur, basittir ama tüm bu yazıların tamamının üst başığıdır. "Koyduk" . Gerisi teferruat. Tüm bu tantananın sebebide koyulmuş olmaktır hepsi bu. Bu gün kim bana koysa ben de tantana yaratırım netekim:)

  6. Adsız dedi ki...

    Selahattin Duman nefis yazmış , tavsiye ederim .
    Küçük bir alıntı :
    "Verdiğim akıllara kulak asan çıkmadı..

    Bir keresinde “Güreş teklif edin..” bile dedim.. Servet ile Alex güreşsin mesela, Galatasaray’ın da bir şansı olsun..

    Bu da kafalarına girmedi..

    Sayın Başkan, sayın yöneticiler..

    Çevremdekilerin çoğu böyle düşünüyor ama dilendirmeye yüzleri tutmuyor.. Araya girmem bu sebeptendir..

    Sizlerden ricam Kadıköy’de yapılacak ilk maçta bir kereliğine bunlara yenilin.. Onların da karıları, çocukları, yakınları sevinsin..

    Çok mu zor bunu yapmak?

    Unutmayın.. Bu dünyada yaptığınız iyilikler yarın öbür tarafa sizlerle birlikte gidecektir..

    “Ne verirsen elinle.. O da gelir seninle..”
    "

Yorum Gönder