Kara 3 Temmuz



Hiç lafı eğip bükmeden, dolandırmadan önce gerçeği söylemek lazım:

Şayet Fenerbahçe şike yaptıysa küme düşürülsün.

Spor müsabakalarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair 6222 sayılı Kanun'un 11. maddesi açık: " Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Kendisine menfaat temin edilen kişi de bu suçtan dolayı müşterek fail olarak cezalandırılır. Kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur. Suçun; Spor kulübünün yönetim kurulu başkan veya üyeleri tarafından, işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır."

Dolayısıyla adil bir yargılama sonucunda şayet herhangi bir şike, teşvik primi ile haksız olarak elde edilen menfaat varsa bu açığa çıksın, failleri de cezalandırılsın.

Bunlar saklı kalmak kaydıyla, şu ana kadar gelen bilgilerde akıl karıştırıcı durumlar var.

1. Aziz Yıldırım ile Recep Tayyip Erdoğan'ın ilişkisinin bittiği, 1 hafta önce Erdoğan'ın yakın çevresine Yıldırım ile ilişkisini sonlandırdığı söyleniyor.

Bu iddia gerçek ise bunun mevcut yargılamaya olan etkisi nedir merak ediyorum. Sayın Erdoğan ile kişisel ilişkinin boyutu hukuki bir yargılamanın daha önünde olmamalı. Başbakanın sevmediği insanlar da şayet suçsuzlarsa yargılanmamalılar. Tersi de doğru, suçlu olan Başbakan ile ilişkisine rağmen yargılanmalı. Adil yargılanma ilkesinin bizim bildiğimiz hiçbir yorumunda Başbakan ile arası iyi olanların adil yargılanması gibi bir hüküm yok.

2. Soruşturulan maçlar Fenerbahçe'nin Ligin 34. haftasında oynadığı Sivasspor maçı ve Eskişehir - Trabzonspor maçları. Şayet Fenerbahçe Sivasspor maçında şike yaptıysa bu kadar aptalca bir şike yapılmasını anlamıyorum. Fenerbahçe son dakikada gol yedi, maç 4-3 bitti, Aziz Yıldırım maçı izleyemeyerek iki kere tribünden çıktı. Şike olan bir maçın bu kadar zorlu geçmesi aptalca. Eskişehir - Trabzonspor maçında sorgulanan tek futbolcunun Sezer Öztürk olması da ayrı bir muamma. Bu hesaba göre Bülent Uygun ve Sezer Öztürk dışında o maçta teşvik primi alan bir futbolcu bulunmuyor. Karabük maçında oynamayan Emenike'nin gözaltına alınması "şike" işini daha da karıştırıyor. Bir maçta şike yapılacaksa bu oynayan futbolcularla yapılır, oynamayan bir futbolcu ile şike yapılması mümkün değil. Kaldı ki Emenike Karabükspor'un oynadığı Trabzon maçında da oyunda yoktu, herhalde Fenerbahçe'nin Trabzon lehine şike yapmasından da kuşkulanılıyor değildir.

3. Soruşturulan maçlar ve oyuncular dikkate alındığında Fenerbahçe'ye şike iddialarının temelde Trabzonspor Kulübü Yönetiminin resmi internet sitesinde yaptığı açıklamalarla bağlantılı, ilişkili olduğu görülüyor. Nitekim DHA kaynaklarına göre soruşturmadan Tayyip Erdoğan ve Faruk Özak'ın da haberi vardı, temelde de Trabzonspor ile koordineli bir halde yapıldı. Olayın çıkış noktası buysa Trabzonspor'un yaptığı b"ütün siyasetçilerin Trabzonspor'un emirlerine amade olması" yönündeki ifade değişik bir boyut kazanıyor.

4. Soruşturma kapsamında Giresunspor, Diyarbakırspor, Adanaspor ve Altay gibi kulüplerin de yer alması bir çok dosyanın genel bir şekilde birleştirildiğini gösteriyor. Dolayısıyla şahıslar hakkında farklı farklı kararlar verilmesi mümkün.

5. Fenerbahçe Yönetim Kurulu'nda Nihat Özdemir, Ali Koç, Serhat Çeçen, Cihan Kamer, Abdullah Kiğili, Hüseyin Ersan Topbaş gibi siyaset ve ekonomi dünyasıyla çok boyutlu ilişkileri olan şahısların, büyük holdingleri ve ekonomik varlıkları yöneten kimselerin olduğu düşünülürse siyasi, sosyal ilişkiliriyle ekonomik geleceklerini riske atabilecek şike, teşvik primi gibi uygulamalara tevessül etmeleri akıl alma. Bu kadar büyük varlıkları ve ilişkileri yöneten bu şahısların böyle olaylara izin, müsaade veya imkan vermelerini beklemek tek başına korkunç. Beşer şaşar genel kuralı ile birlikte, iddia edilen olayların gerçekleşmesi ile kişisel ekonomik, siyasi hayatlarını riske edebilecek durumda olmaları akıllıca gelmiyor.

6. Şayet bir tutukluluk kararı verilirse, ülkemizdeki tutukluluk sürelerinin uzunluğu, davanın geniş bir zamanı kapsaması gibi sebeplerle, Fenerbahçe başkanının tutuklu kaldığı bir süreç yaşanması gerçekleşebilir. Fenerbahçe'nin idari işlerinin çokluğu ve yoğunluğu dikkate alındığında bu durum Fenerbahçe'nin olağanüstü kongreye giderek yeni bir başkan seçmesine neden olabilir. Dava sürecinin uzunluğu, birinci derece mahkemesinin kararı ertesinde yaşanacak temyiz aşaması da dikkate alındığında, Fenerbahçe yönetiminde yaşanacak köklü bir değişiklk ufukta bir ihtimal olarak gözükmektedir. Şayet savcılık iddianamesi kabul edilirse en iyi ihtimalle 2-3 senelik bir zaman zarfı sonucunda nihai karar ortaya çıkacağına göre bugünden herhangi peşin hükümlü bir şey söylemek mümkün değildir.

7. Fenerbahçe tarihinin yaşadığı en kara, en kötü, en korkunç gün şüphesiz 3 Temmuz olarak akıllara kazınacaktır. Sonuçta Fenerbahçe yönetim kurulunun şike yaptığı ortaya çıkarsa, faillerin gereken cezayı çekmelerini içten diliyorum. Kimsenin bunu yapmaya ve Fenerbahçelilere bunu yaşatmaya hakkı yok. Hapis cezası, Fenerbahçe'ye gönlünü vermiş, üç otuz parasıyla maçlara gidip, çocuklarına forma alan, hayatında bir güzellik olarak Fenerbahçe sevgisini yaşatan insanların yaşadığı üzüntünün yanında hafif bir ceza olacaktır.

8. Ancak benim için Fenerbahçe şu veya bu yöneticinin malı değildir. Fenerbahçe, şu veya bu şahsın hareketleri, davranışları değildir.

Fenerbahçe bizim özlemimiz, sevgimiz, hikayelerimizdir. Bu dünyada yaşayan hiç kimse bizden Basrilerin, Cemillerin, Canların, Fikretlerin, Zeki Rızaların Fenerbahçesini alamaz. Bu dünyadaki hiçbir baskı bizden sokakta çubuklu ile top koşturup, bir Fenerbahçeli futbolcunun adını haykırdığımız günleri alamaz. Hiç bir olay, Fenerbahçe'nin galibiyetlerini, zaferlerini, Didi'sini, 1959'u, 6 Kasım'ı ve bir Denizli maçından sonra birbirimize paralel akıttığımız gözyaşlarımızı alamaz.

Bizim kültürümüz, efsanelerimiz, hikayelerimiz zaferlerden ve başarılardan ibaret olmadı. Bizler yenilgiler karşısında da birleştik, bizler mağlubiyetlerimizin ertesinde de ayağa kalktık, bizler "Fenerbahçe düştü" denildiği an en tepeye çıkmayı da gördük. Fenerbahçelilerin bacağı güçlüdür. Fenerbahçe bu halkın takımıdır. Fenerbahçe'yi büyük yapan armasının üstündeki yıldızlar değil, o armanın içine dercedilmiş iddialar ve hülyalardır. Fenerbahçe küme de düşse, bir gün kalkar şampiyonluk kupasını kaldırır. Fenerbahçe'nin bütün iyi futbolcuları gittiğinde "Fener seneye küme düşer" diyenler nasıl Küçük Şeytanlarla karşılaşıp ambale olduysa, aynısı gene olur. 18 şampiyonluğu alsanız Fenerbahçe bu ruh oldukça 18 tane daha kazanır, çünkü Fenerbahçe bu demektir.

9. Bu olaylar sonunda şike yapılmadığını, iddiaların tamamen asılsız çıktığını hasretle bekliyoruz. Bunun sonucunda Fenerbahçe nefreti ile aklı kararan, henüz daha gözaltı safhasındayken savcı gibi suçun delillerini bulup, mahkeme gibi kararı verip, hapishane gibi infaz eden, en ufak bir sorgulama, soruşturma, acaba sorusunu bile kendine çok gören, Fenerbahçe değil küme düşse kapatılsa gene tatmin olmayacak zihniyetin de bu sayede aydınlığa erişeceğini umuyoruz.

Günün sonunda biz Fenerbahçeliyiz, ateşin içindeyken de cennetteymiş gibi severiz.


22 comments:

  1. enestahir dedi ki...

    Ellerine sağlık hocam. gayet objektif ve tarafsız bir inceleme ortaya koymuşsun.

  2. msmxcom dedi ki...

    yazı çok güzel olmuş, Fenerbahçelilik iyi gündeki gibi kötü günde de Fenerbahçeli olmayı gerektirir. Ortada çok büyük taraftarı olan bir takım söz konusu. Yönetim kurulunun böyle bir yanlışın içine düşeceğine ihtimal vermiyorum fakat eğer doğruysa o zaman yönetim kurulunun tamamının değişmesi gerekir. Bu da Fenerbahçe için geriye dönüş anlamına gelir ki umarım gerçekleşmez. Yakın zamanda trabzonspor resmi sitesinden de biz demiştik tarzında bir açıklama bekliyorum..
    Sabah uyandığımda şok olduğum bir haberdi. Umarım yanlıştır..

  3. Osman Alpsoy dedi ki...

    Fenerbahce'yi hedef alan, digerlerinin "figuran" konumunda tutuklandiklari bir surec izliyoruz. Ilk tasi gunahsiz olan atacaksa, ortada kimse kalmaz. Fenerbahce'ye, boyun egmemesinin, ulkenin sporunun aydinlik yuzu olmasinin, basarili olmasinin, cumhuriyeti savunmasinin ve sistemin onunde olmasinin cezasini vermek istiyorlar.

    Ya bu durumda lig komaya girer, Ligtv biter, kulupler borclarini odeyemezler, ya da bu isin hic hesapta olmayan siyasi sonuclari olacaktir.

    Fenerbahce bu, sagi solu belli olmaz.

  4. Yasin dedi ki...

    objektif yazılarını beğeniyle okuyorum bir beşiktaşlı olarak.
    Ama bi iki noktada yanlış olduğunu düşünüyorum.
    Eğer bi maçta şike yapıldıysa o maçın daha zorlu geçmesi mantıklı olan değil midir.Alenen şike yapacak hali yok insanların,o kolayca sonuca ulaşılan şikeli maçlar 70 li yıllarda dünya kupalarında kaldı.
    Bir takımda teknik direktör ve bir oyuncuyla şike yapmakta şikenin bir türüdür illa takımla yapılacak diye bir şeyde yoktur.
    Umarım ki şike yoktur ve fenerbahçeli veya değil herkes aklanır ve rekabet kaldığı yerden devam eder.
    Fenerbahçe olmadan Beşiktaş,
    fenerbahçe olmadan galatasaray,
    fenerbahçe olmadan bu lig olmaz.
    Saygılar

  5. cemo dedi ki...

    Nedense iktidarla arası bozulanların başına hep böyle mahkeme süreçleri geliyor enteresan :) Açıkçası ben Fenerbahçe bağlantılı şike olduğuna inanmıyorum.İddaaların nerdeyse tamamının trabzonsporun kaybedenin mızıklanması şeklinde lig sonunda artaya attığı iddaalardan müteşekkil olması da oldukça manidar.Elbette günü geldiğinde herşey ortaya çıkacak o zaman bu iftiraları atanların yüzşekillerini ve toplum içine nasıl çıkacaklarını gerçekten çok merak ediyorum...

  6. doprettin cintoruk dedi ki...

    dha muhabirlerinden birinin özellikle hükümetin bu konudaki kararlılığını vurgulayarak rte'nin polis kolejinde yaptığı bir konuşmada bu operasyonun şifreleri vardı demesi, hatta söze böyle başlaması ve lafın arasına yine bir "ileri demokrasi" zırvası sıkıştırması gözlerden kaçmasın. lig tv'nin gelirlerini ve yürürlükteki sözleşmesini yerle yeksan edebilecek bir olayda en geniş kapsamlı yayını yapan, gizlilik kararına rağmen en detaylı bilgileri veren hep dha oldu şu saate dek. aynı muhabir, isim vermeden emenike'ye "oynama seni transfer edelim" diyen fenerbahçelilerin olduğunu ve bu "görüşmenin" somut kanıtlarının bulunduğunu söyledi. sezer'in transferi için de aşağı yukarı aynı türden bir görüşmenin görüntülü kayıtlarının bulunduğunu filan anlattı. üstüne bülent uygun ve ümit karan'a aracılarla 200'er bin lira para götürüldüğünü ve bu alış verişin her anının takibe takıldığını, telefon kayıtlarından görüntülere her şeyin bulunduğunu söyledi. aethewulf'un yazdığı gibi oynamayan oyuncularla şike mi yapılır diye düşünmeden edemiyor insan. maçlar bu şekilde manipule edilmiş denecektir ancak daha garantili olacak işlere kalkşmak yerine bir oyuncuya maçta oynamaması için transfer vaad edildiği iddiası, telegol menşeli asparagas haberlere benziyor. trabzonspor'dan gelen yok şu kaleci hatalı gol yedi, yok böyle hakem kararı mı olur açıklamalarıyla birebir paralel gittiği izlenimini doğuran, örtülü ödenekten ts'ye para geçişinde rolü olduğu söylenegelen faruk özak'ın belki de ilk elden haberdar olduğu, dha'nın polis kamerası gibi an an takip ettiği bu operasyonun altından ne çıkacak gerçekten merak ediyorum. geçtiğimiz sezon bursa milletvekili ve devlet bakanı faruk çelik'in son maç öncesinde fb rakiplerinin kalecilerini alenen şikecilikle suçladığı ve telegol tayfasından adnan polat'a kadar herkesin bu tiyatroya alet olduğu bir dönem yaşadık. sonunda fenerbahçe şampiyonluğu kaybetti. son maç bursa ile oynayacak ve kaleyi koruyacak rüştü efendinin onu bunu arayarak fb'ye karşı gaz verdiği ortaya çıktı. son maç toraman kendi kalesine topu takarken rüştü efendi seyrediyordu ama bunların hepsi, fb'den bilerek gol yediği iddia edilerek haysiyetleriyle oynanan insanların düştüğü durumlar dahi unutuldu. bu sezon fb son maçta kaybetmedi ve kahvehane dedikodularından organize suç örgütüne giden bir yol açıldı güzide emniyet birimi tarafından. izleyelim görelim bakalım.

  7. sincera dedi ki...

    NTVsporun gün içinde verdiği haberlerde bir şey dikkatimi çekti. Federasyon bile kendi sitesinden yaptığı açıklamada buna yer vermezken, haber sunucusu sormamasına rağmen muhabirler ısrarla federasyonun bu operasyondan haberi olmadığını söylüyorlardı. Neden ola ki?

  8. doprettin cintoruk dedi ki...

    bu arada aynı muhabirin "operasyon seçim sürecini etkilememek için seçim sonrasına bırakıldı" dediğini de ekleyeyim. hüküketin bu olan bitenden haberi olmadığını iddia etmek tam anlamıyla aptalca olacaktır. hüseyin çapkın'ın sekiz aydır operasyondan haberdar olduğu ve her adımda bilgisinin bulunduğu da aynı muhabir tarafından söylendi. dha'nın iktidar yalakalığı olarak mı okursunuz başka türlü mü orası size kalmış.

  9. PVH dedi ki...

    doprettin'in bahsettigi dha muhabiri "sike yapanlar telefonda birbiriyle tarlalar yesillendi mi" seklinde sifreli konusuyormus da dedi. Ulan demek bu sike yapanlar agir beyinsizmis. Iki spor insani tarla yesillendi mi, basaklar oldu mu, ayva cicek acti mi diye konusup suphelenilmeyecegini dusunuyor demek. "Benim adidas topun havasi indi, kramponun civisi kirildi" falan deselermis bari. Oyuncuya para verip kotu oyna demek yerine oynama bari diyenler, adam transfer edilecek olmasina ragmen elden acik para verenler, birbiriyle bugdayli, tarlali konusanlar falan. Komple beyinsiz cikti bu sikeci tayfasi.

  10. AKIN KAZAKCI dedi ki...

    Yazinin bir yerinde

    "Fenerbahçe bizim özlemimiz, sevgimiz, hikayelerimizdir. Bu dünyada yaşayan hiç kimse bizden Basrilerin, Cemillerin, Canların, Fikretlerin, Zeki Rızaların Fenerbahçesini alamaz." demissin.

    Ben sahsen, bu sorusturmadan suclu cikarsak, Fenerbahceyi arkama koyarim. Biter benim icin. Eskiden bir Fenerbahce vardi, cok guzeldi. Sonra feci sekilde bitti olur.

    Beni hic ilgilendirmez sonra Fenerbahcenin lige yeniden cikmasi, tekrar bir GS maci kazanmasi ya da bundan iki ya da elli sene sonra sampiyonlar ligi kazanmasi. Anlami olmaz benim icin butun bunlarin.

    Fenerbahce de dahil, diger onlarca takimin da, ahlakin ve yasalarin sinirlarini zorlayan haltlar yemis olduklarina kendimce emin olmama ragmen... bu stigmatayi yiyen Fenerbahce olursa, zaten izdirap, gozyasi ve gerginlik icinde gecen sezonlarin ve taraf tutmanin ustune, Fenerbahce ne kadar guzel olursa olsun, bir de bu stigmatanin her gun yuzbinlerce les yiyici tarafindan desilmesinin agirligini cekmem icin hic bir sebep olamaz.

    Eger biz bu halti yediysek, yuzde yuz hakli oldugumuz bir davada, yuzde yuz haksiz, cahil, aptal olanlari hakli cikartmis oluruz...
    Kendileri de yaptiklari halde, bizi yuz yildir haksiz yere sucladiklari halde... hic birseyin hic bir onemi kalmaz...
    Onlara soyleyebilecek, yapabilecek birsey kalmaz. "Sahada" veremeyiz bunun cevabini. Velhasil kulub kapatilmasi benim gozumde daha rahatlaticidir...

    Ama bu iste Fenerbahcenin suclu oldugunu pek sanmiyorum. Birileri birilerine para vermis de olabilir, bilemem. Ancak bizim yonetimin bir daha kaybetme korkusu ve seytanlarina yenilip boyle bir halt yediklerine pek ihtimal vermiyorum.

    O durumda da iki uc gun onceki "Camur" yazisina verdigim cevaba geri donuyorum kendimce. Cig gibi buyuyen, gozu donmus bir dusmanlik yaratiliyo Fener'e karsi. Ve hic de oyle buyuyle, derin organizasyonlarla degil... bildigin ucuz, adi propagandalarin basin ustunden surekli sekilde islenmesiyle yapiliyor.

    Buna onlem alinmadigi surece bu nefret, bu asagilama devam edecek. Buna cozum almaya calismayacak kadar amator ve beceriksiz bir yonetimin orda durmasi da senelerdir icimde yaradir...

  11. Celal Abbas dedi ki...

    Son zamanlarda Aslında Benim Takıldığım konu şudur. eğer şu anki egemen gücün hoşuna gitmeyen kişiler için herhangi bir suç unsuru bulmak için ellerinden gelen herşeyi yapıyorlar. dinliyorlarşu bu. İstemediklerinin ise üstüne gitmiyorlar ve suç varsa bile dinlemeyle falan suç unsuru bulmak için çabalamadıkları için suç bulunamıyor.

    Gelelim şikeye Türkiyede şikenin ağababası her zaman yapılıyordu. Ben inanmıyorum sadece fener eses in olduğuna. Diğerleri hakkında herhangibirşey bulunamadı diye onlar suçsuzmu. demekki kitabına iyi uydurmuşlar. Malatyasporun küme düştüğü sene yanlış hatırlamıyorsam Boluspor ile adanademirspordu galiba şike yaptıkları kesinleştiği halde hiçbirşey yapmadılar. Sanıırm Şenes Erzikde o zamanlar federasyon başkanı idi.

    Futbol ortamı o kadar kirliki kimsenin temiz olduğuna inanmıyorum. Hele siyasette karıştıki mümkün değil hiç temiz değildir.

    Eskiden Malatyasporlu iken futbolun kirli ortamını farkettiğim ortaöğretimden beri hiçbir futbol takımın desteklemiyorum artık. Hemde futbolu çok ama çok sevmeme rağmen. Beni tanıyanlar inanmazlar futbol takımı tutmayışıma.

    Şu aanki operasyon sonuçlandırılsın ve tüm suçlar ispatlansın ben gene inanmayacağım futbolun temiz olduğuna. Ne yani suç bulamadık diye gerçekten suç yokmudur ortada. ya görülmüyordur yada ispat edilemiyordur.

    Futbol asla futbol değildir ve her zaman bence kirli kalacaktır bizim tüm iyi niyetimize ve sevgimize rağmen.

  12. Adsız dedi ki...

    Hiçbir şey olmaz, operasyonun amacı Aziz Yıldırım yerine Murat Ülker'i başa getirtmektir. Yıkılmayan tek kale, iktidarın ele geçireceği son kale olacaktır bu ülkede.

  13. Mattt dedi ki...

    Bir Fenerbahceli olarak, sayin Baskanimiz AZIZ YILDIRIM'a ve diger YONETICILERIMIZE (bu tur islere karismadigina) guveniyorum, ve zaten Sayin Baskanimiz her defasinda bu konularin arastirilmasini bizzat kendisi istemisti!!

    Ama ilgimi ceken bi sey var, ilk madde de belirttiginiz "RTE'nin sayin Baskanimizla iliskisini sonlandirdigi" konusu! Bu konuda detayli bilginiz varsa bizimle paylasirmisiniz!? gercekten merak ettim!!

    Bir anda M.A. Aydinlar'in TFF baskani olmasi, ustelik teklifi kendi camiasiyla dahi paylasmamasi.... tuhaf degilmi sizce!?

    Ayrica, rustunun rakibimiz olan futbolcularla konustugu herkesce bilinirken,tutuklamalarda neden rustu recber ve i. toroman yok?? Bursa-Besiktac maci incelencekmi?!

    Bu baskin sanki sadece Fenerbahceye yapilmis gibi lanse edildi!! Baskanimizin ve diger yoneticilerimizin sucsuzlugu ispat edildiginde, DEVLET(lazlarin spor bakani) ve MEDYA, bize iade-i itibari yapabilecek gucleri olacakmi?!

  14. AKIN KAZAKCI dedi ki...

    Inanilmaz seyler yasiyoruz...

    Gazetelerde bir takim yazilar var; haber mi, duyum mu, kaynagi ne belli degil. Sunlar kafama takiliyor:

    1) Basbakan bir hafta once Aziz Yildirimla arkadasligini bitirdi haberi. Demek ki "sorgulama"nin sonucundan bir haftadan emin RTE.

    2) Karan ve Uygun'un para dolu canta alirken kameraya yakalandigi iddiasi ve Emenikenin para sayarken kameraya yakalandigi ve telefonda kendisine hizmetlerinden dolayi FBye transfer edilecegi iddiasi.

    3) Sorgulamalarin secim sonuclarini etkilemesin diye secim sonrasina birakildigi dogru mu? Bu normal mi?

    4) Bu olaylar ortaya cikmadan hemen once Federasyon Baskani "cekiliyor". Nedense Basbakana yakinligi ile biliniyor.

    5) Ne kadar geriye gidilecek? Ne kadar ciddi yapilacak bu isler? Bu operasyonun sucu engellemek ve cezalandirmak icin degil de Fenerbahceye yikmak icin yapildigina inanmayan var mi?

    6) Para, sike; Iste Fener iste...

    diye bas bas bagirirken asagilik insan suruleri... nasil hala Fenerbahce'lilik le gurur duyabilecegiz?

  15. sincera dedi ki...

    Masumiyet karinesi laflarını ağızlarında dolaştırıp, sanal geyikler adı altında yöneticilerimize ve futbolcularımıza mahkumiyet formaları giydirip, yeni formalar manşeti atan başta milliyet, hürriyet gibi gazetelere de cevabımız olacaktır elbet...

  16. Radical Media dedi ki...

    olayın siyasi boyutu ıskalanıyor. suç varsa cezasını görmeli ancak bu operasyonda çok şüphe çekici detaylar var. sakıncası yoksa buraya bir yazı koyuyorum herkes bir de bu yönden bakmalı.
    http://alsancakstadi.blogspot.com/2011/07/son-kale-dustu-mu.html

  17. gumgumok dedi ki...

    (1) -
    Çok karmaşık bir durum. Henüz hiçbir şey bilmiyoruz. Sırf "futbolu kurtaralım" amaçlı bir operasyon olması zaten mümkün değil. İşin içinde çok farklı çıkar unsurları olması muhtemel. Siyasi amaçlar olabilir, Aziz Yıldırım'ın da içinde olduğu büyük ihalelere ilişkin olabilir; ama en çok da "futbola el atma, futbolu kontrol altına alma" amaçlı olabilir. Bu amaç doğrultusundaki ilk adımın, birçok takımın da işin içinde olacağı bir "hizaya getirme" operasyonu olması mantıklıydı ve tabi ki en önemli ayağı fenerbahçe olacaktı.

    Bu büyük "el atma" operasyonun yapılabilmesi için kamuoyunun ve de hukukçuların mantıklı bulacakları ve destekleyecekleri bir dayanak noktası olmalıydı; bu da 'şike'ydi. Bunun için önce şikenin yargının da kapsamına sokulacağı bir yasa çıkarılmalıydı. Bu yasanın bu kadar ağır cezalar içerecek şekilde oluşturulması zordu. Bunun için önce Beşiktaş-Bursa maçındaki tribün olaylarına göz yumuldu. Kamuoyu ve medya, yasanın gerekliliği konusuna hazırlık yapmış oldu. Ardından Trabzonspor devreye sokuldu. Neredeyse her hafta futbolcular, hakemler, yöneticiler hakkında yaptıkları desteksiz ve saçmasapan (ve o zamanlar "nasıl bu kadar desteksiz saldırıp, cezasız kalıyorlar" dediğimiz ve anlayamadığımız) açıklamalar yaparak fenerbahçe'yi karşı açıklama yapmaya zorladılar. Bu demeç savaşına beşiktaş ve galatasaray da katıldı ve ortam gerginleşti. Bu gergin ortam ve trabzonsporun açıklamaları sürerken bir Bursa-Beşiktaş maçı daha geldi ve yine tribün olayları "engellenemedi". Artık hemen her kesimden bu yasanın bir an önce çıkması gerektiğine dair sesler yükseliyordu. Hatta bu olayların temelinde 1 aydır yöneticilerin yaptıkları "taraftar ruhlu" açıklamalar olduğu da en üst telden seslendirildi. Böylece işin içinde hem taraftarların, hem gerek şike olsun gerek bu tür açıklamalar olsun yöneticilerin de ağır cezalar alabilecekleri kapsamlı bir yasa çıkarılmış oldu.

    Bu yasanın verdiği yetkilerle yapılan operasyonun temel ayağının fenerbahçenin olmasına kamuoyunun 4'te 3'ü zaten destek verecekti. Fakat bu çoğunluğun da önce vicdanen buna hazır olması gerekiyordu. Hatta fenerbahçelilerin de kafasının bulandırılması işi daha da kolaylaştıracaktı. Yukarıda söz ettiğim gibi bence operasyondan haberdar olan Sadri Şener'in kanıtsız açıklamaları da "bakın, boşuna konuşmuyorlarmış" ortamı hazırlamaya yönelikti. Ayrıca, sakatlıktan yeni çıkmış bir futbolcunun -Emenike- oynamaması kadar doğal bir şey yokken, Mehmet Ali Şahin'in onursal başkanı olduğu kulübün kalecisi Bülent Ataman'nın kendiliğinden ortaya çıkıp "Emenike anlaştı ve oynamadı" açıklamasını gayet korkusuzca yapması da bence buna yönelikti. Şimdi operasyonun temeli bu kadar güzel pişirilmişken, ilk defa spor yasası kapsamında karar verecek olan hakimin Emenike'nin oynamamasına (trabzon maçında da oynamamışsa bile) şike demesi kadar doğal ne olabilir.(Devam-2)

  18. gumgumok dedi ki...

    (2)-
    Bunlar benim operasyonun anlamına ilişkin belki de "komplo teorilerim" olabilir. İşin fenerbahçe tarafına bakarsak; bu teoriler doğru olsa da olmasa da nihayetinde ortada gerçekten şike olabilir. Her ne kadar Eskişehir'den 2 kişi teşvik primi almışsa bile, Emenike para saydığı bir anlaşma üzerine oynamamışsa bile; bence bize karşı her hafta prim almış gibi oynayan rakipler ve Emenike'nin trabzon maçında da oynamamış olması gerçeği şampiyonluğun gerçekten hakkımız olduğu gerçeğini değiştirmez (yasa gereği şampiyonluk elimizden alınsa bile). Geriye 2 nokta kalıyor. Sezer'in eskişehir maçından önce ve Koray'ın da sivas maçından önce manipüle edilmesi.

    Eğer bu gereksiz 2 müdaheleden biri bile yapılmışsa; Aykut'un, Alex'in, Volkan'ın, Gökhan'ın, diğerlerinin ve milyonlarca taraftarın emeği, bu yönetim tarafından gözardı edilmiş ve karalanmış olur ki; 5'te 5 yapmış kulüp her anlamda büyük bir manevi darbe yemiş olur. Fenerbahçe'nin 'adı kirlenir'! Bu da yazıda söz edilen efsanelerin Fenerbahçeli olmaktan duydukları gururu artık dile getirememelerine bile sebep olur. Çubuklu formayla sokakta top oynayan çocukların, diğer çocuklar tarafından tıpkı 'şişko' diye alay edilmesi gibi 'şikeci takımın forması' diye alay edilmesine sebep olur. Bizim içimizdeki Fenerbahçe, evet tertemiz bir sevgiyle kuşatılmıştır. Ama biz ne düşünürsek düşünelim, eğer ortada bir şike varsa, tarih bunu en kara kalemle yazacak ve bu yazı kolay kolay silinmeyecektir. Umarım her şey ortaya çıkar da şimdiden üzerimizde dolaşan akbabalar, engerekler, çiyanlar kaderleriyle başbaşa kalır.

  19. doprettin cintoruk dedi ki...

    pushkin'in eklediği linkteki soruları ben de buraya yazmak üzereydim hazır vakit bulmuşken, iyi olmuş. aklın yolu bir.

    sekiz aydır haberdarsın ve dha'nın güzide muhabirine göre ileri demokrasinin bir emaresi olan bu operasyonu her anında takip ettin ancak suç üstüler yok. liglerin tescili öncesi herhangi bir girişim yok. soruşturmanın başlaması için yeterli deliller aylar önce toplanmış ancak tek bir hareket yok.

    ancak savcının gs'ye üye olmasının altında manidar bi şeyler aramanın çok da akıl karı olmadığını düşünüyorum. asıl mesele oynamayan oyuncularla şike yapıldığı iddiası ve bu tür iddiaların birebir rakip takımların feveranlarından alıntılarmış gibi durması.

    ayrıca an itibarıyla yeni yeni bir şeyler var gazetelerde. "ts şike denedi ama beceremedi" gibi haberler yayınlanıyor. bjk'nin kupa maçlarının inceleme altında olduğu filan söyleniyor. maçlar biteli aylar olmuş ne incelemesidir bu hala ve niye tek bir bjk'li yok gözaltına alınanlarda bilinmez. soytarı anaakım medyanın neyi ne kadar doğru verdiğini tartışabiliriz ancak bu meselede asıl olan, bir tarafın suçlu olduğu kanısı uyandırılırken diğer tarafın denediğinin ancak yapamadığı için masum kaldığının vurgulanması. operasyonun ilk dalgasına şu ana kadar hiçbir ts'li, bjk'li dahil edilmiş değil. o halde bu haberler nedir?

    ayrıca bu soruşturmanın gizliliği filan diye bir şey kalmadı. daha önce gördüğümüz benzer siyasi operasyonlarda bazı yayın organları soruşturmaların tüm detaylarını şakır şakır sayfalarına taşıyordu. şimdi dha bunu yapacak gibi görünüyor. ortada emenike'nin, sezer'in filan takibe yakalandığı, görüntülerin olduğu, ümit karan'a, bülent'e para verildiği gibi laflar dolanıyor. bu görüntüler nerede ve neden halen basına verilmiş değil? çekildikleri tarihler nedir? liglerin başlamasına, avrupa kupalarının oynanmasına bu kadar kısa süre kala başlayan bu operasyonun hukuki sürecinin bitmesi nasıl beklenecek? şike varsa ve bu belgeliyse neden bunca söylenti ilk günden ortalığa salınmışken federasyona gönderilen bir döküman yok? mahkemeler sportif ceza vermeyecek, yetki burada federasyonda. peki federasyon neye göre ve ne zaman bir karar verecek?

    bu işin siyasi bir tarafı olduğu muhakkak. ilişkileri çok bilemiyorum ancak hemen her iktidar gibi bu iktidarın da furbola ve futbol üstünden kitleleri yanına çekmeye ne kadar meraklı olduğunu biliyoruz. halk adamı delikanlı tayyip'in üç günlük amatör futbolculuk deneyimlerini abarta abarta yıllardır yazan çizenler belli. daha seçildiği günlerde bizim gerizekalı taraftarların "ülkeye yakışan fbli başbakan" pankartları açtığını filan da biliyoruz. daha önce hatırlattığım gibi geçen yıl faruk çelik'in son maçlar önce abuk subuk konuşmalar yaptığı, bu yıl meclis başkanının kalkıp ben ts şampiyon olsun isterim filan dediği bir ortamdaydık. zaten akp'nin bu işlerde en çok görünen yüzü faruk özak'ın da kim oldğunu biliyoruz.

    anadolu burjuvazisinin iktidarı ele geçirişine paralel olarak futboldan oy devşirme çalışmaları diye okuyabilirsiniz. zira anadolu zenginlerinin başa geçişini ilerleme diye satanlara kitleleri buna iyiden iyiye inandıracak başka enstrümanlar da gerekliydi. bir tanesi de futbol olabilir.

    doğrusu ben tertemiz olduğumuza inanan biri değilim. yıllardır değilim. ancak bugünlerde olan bitenler ziyadesiyle garip. ve adalete güveniyoruz filan gibi beylik laflara da tok benim karnım. herhalde son bir kaç yıldır olan bitenin ardından kimsenin bu soruşturmadan çıkacak sonuca güveneceği de yoktur. ola ki gerçekten somut kanıtları, telefon dinklemelerini, görüntüleri filan izleriz o zaman da aklımda şu soru kalacak: hepsi bu kadar mıydı?

  20. doprettin cintoruk dedi ki...

    şuna da denk geldim: http://www.tirajik.com/yasa-yok-secmece-adalet-var-2006/

  21. samuel 6-0 dedi ki...

    Benim şahsi kanaatim hiç bir şekilde Fenerbahçemin bu işlere karışmadığıdır

    Operasyon bence dün için değil bugün için değil ama gelecek için çok çok önemli

    Bundan böyle bu işlere girmeyi kimse aklına bile getiremez

    Dolayısı ile şikenin teşviğin olmadığı bir ligde Fenerbahçem her 5 senede en az 4 şampiyonluk kazanır

    Varsayalım bu komplo başarılı oldu Fenerbahçemin şampiyonluğunu aldılar küme düşürdüler

    sizce neler olur ?

    bence Türk futbolu biter Fenerbahçesiz bir lig olmaz olamaz

    Ligtv batar

    beşiktaş galatasaray trabzon hepsi iflas eder

    naklen yayın gelirleri olmadan ortaya saçtıkları paraları hiç bir kulübün ödemesi mümkün değil

    sonuç olarak antuda cezam devam ediyor sevgili Hürol sayesinde biraz içimi dökebildim ve fikirlerimi paylaşmaya çalıştım

    Başta Hürol olmak üzere bütün antu ve Fenerbahçe ailesine saygılar ve sevgiler

    SAMUEL 6-0

  22. Bolat dedi ki...

    dün gece cine 5'te rastladim. salih tuna ve mehmet baransu cok büyük bir heycanla selamliyorlardi operasyonu. fenerbahce'yi coktan kirli ve saibeli ilan etmislerdi. yapilan operasyonun da kutsalligindan son derece eminlerdi. bu iki komik insani izledikten sonra zihnimdeki resim de berraklasti. durusum netlesti.

    her ne sartta olursa olsun. Aziz Yildirim ve diger Fenerbahcelilerin tarafindayim. Suclu bulunsalar dahi. Cünkü dünden bugüne ortaya cikan manzara acikca sunu göstermistir ki bu operasyon, hic de öyle türk futbolu icin günesli pazartesileri saglayacak bir kara pazar olayi filan degil. Fenerbahce'ye isnat edilen suclar, dogru olsun. derdim degil. Emenike, Sezer, Bülent Uygun sike yapmis olsunlar. Yine de savunuyorum onlari.

    Özellikle ikinci yari izledigim Fenerbahce yi biliyorum cünkü ben. Her bir macta nasil da zorlandigini ve ne güc bir mücadele sonunda bu sonuca ulastigini... Yani ortada büyük bir emek var hem de sampiyonlugu en cok kim hak etti dense o sorunun cevabi olacak kadar büyük bir emek.

    yapilan fiil, sadece konusmalar dinlemeye takildiginda, transfer edilen para yakalandigin da mi sike olarak adlandiriliyor. Az evvel dedigim gibi, ikinci yari Fenerbahce nin maclarini nasil büyük mücadeleler verekek, (sikeli oldugu iddia edilen maclar da dahil buna) kazandigini, buna mukabil trabzonspor un hemen iki hafta sonra ayni rakipleri nasil da kolay güle oynaya yendigini cok iyi hatirliyoruz. isterse trabzpnspor hic bir girisimde bulunmamis olsun bu maclarla ilgili. ne fark eder. bu takimlarin fenerbahce ye karsi koydugu direnci trabzonspor karsi koymamasi cok mu ahlaki...

    hal böyleyken, bugün aziz yildirim i, diger bazi fenerbahcelileri ve bu camiayi cezalandirarak türk futbolu üzerinde onlarca yildir katmer katmer birikmis tüm pisliklerden kurtulacagimiza inanacagimizi mi saniyor bu operasyonu yapanlar. elbette degil.

    o yüzden ben kirlenleyi, ahlaksiz olmayi seve seve kabul ediyor, sike yapmissa bile bu isimlere destek cikiyorum. Fenerbahce bu sampiyonlugu en az trabzonspor kadar, en az gecen seneki bursa kadar en az 2006 senesindeki Galatasaray kadar hakeeti ve onlar kadar temiz.

Yorum Gönder