Alınterinle oyna, Adalet için savaş!



http://blancvier.deviantart.com/

"En büyük delilimiz, alın terimiz" hiç kimse kafasını çevirip bakmadı. Bir teknik direktör, futbolcularıyla bu pankartı açmak zorunda kaldı. Memleketteki bin tane futbol yorumcusundan, objektifine kadar kimsenin umurunda değil! Sanki vaka-i adiye. Hiç değil! Bir sezon boyu çektiği sıkıntıları bilen, Yeni Malatyaspor faciasından dönen, gittikleri her stadda kolkola taraftarla tezahürat yapan gencecik çocukların haykırışıdır bu.

Olmadık delillerle karşılaşıyoruz. Fenerbahçe Galatasaray'a teşvik primi vermiş, delili Şekip Mosturoğlu ile Adnan Sezgin'in "buluşalım" temalı telefon konuşması. Aziz Yıldırım Eskişehirspor'a "şike taktiği" vermiş, delili tesislerde yanında Eskişehirspor yöneticileri de varken "Böyle oynarsanız sizi yeneriz olmaz böyle" demesi, Konya maçından önce şike yapmışız, delili Yılmaz Vural'ın maçtan bir gün sonra tesisleri ziyaret etmesi. Zaten kendisini de serbest bıraktılar. Sezer ile Emenike serbest. Korcan şike yapmış, delili menejeriyle yaptığı araba almalı sohbet, bir de menejerinin kötü gol yedi diye hayıflandığını gösteren telefon konuşması. Sivasspor Başkanı şike yapmış delili soyunma odasında "Bu bizim itibar maçımız, her neticenin altında bir şeyler aranacaktır, dedikodular üretilecektir. Bu art niyetli kişileri engellemek sizin elinizde. Oyun kurallar içinde kazanmak için oynayacaksınız. Futbolda tekme tokat oynamak var mı? Maçı çirkinleştirmeden her şeyinizi sahaya koyun." demesi. Adam maç satan anasını da satar demiş, adama şike yaptın diyorlar!

Bugüne kadar, Fenerbahçe'nin şike yaptığını gösteren tek bir delil ortaya çıkmadı.

Alınterinizle oynayın diyoruz. Şayet alınterimizle oynayıp, yine kendi emeğimizle kazanmadıysak küme düşmeyi kabul ediyoruz.

Bu çocuklar bunu söylediler. En büyük delilimiz alın terimiz dediler. Şike yapıldığı iddia edilen maçlarda neler çektiğimizi, neler yaptığımızı milyonlarca insan izledi, buyrun siz de izleyin hepsi kayıtlı diye haykırıyorlar.

Sahada yendik. Sahada hepsini yendik.

İşi saha dışına çıkardılar. Polis fezlekelerinden iddianame, Emniyet yetkililerinden de Yargıtay Ceza Genel Kurulu yarattılar. Medyayı engizisyon mahkemesine çevirdiler, olmadık delilleri servis ediyor, bir tane soru sormadan hüküm veriyor, canlı yayında da infaz istiyorlar.

İşte burada bekliyoruz. Tek tek takip ediyoruz. Ne var? Ne var? Allah aşkına ne var? Biri de çıkıp diyemiyor ki, "İşte bu şikenin delilidir". Çıkardıkları her şeyi gördük, hepsini tarttık hiçbirinde bir şey bulamadık!

Adalet istiyoruz.

Adalet için savaşmak gereken zamanlardayız. Yalnız mahkemelerde değil, yalnız dava dilekçelerinde değil,

normal bir ülkede, demokratik bir toplumda olması gerektiği gibi, bağımsız yargının önünde değil,

Medyanın önünde, servis gazeteciliği ile, kendisini savcı zanneden muhabirlerle, engizisyon olmuş televizyon programlarıyla, ar damarı çatlamış prodüktörlerle,

Hepsiyle,

Savaşmak zorundayız.

Fenerbahçe taraftarı, Gökhan Gönül'ü sahada terini akıtırken de gördün, Alex'in formasını nasıl ıslattığını da. Semih'i ağlarken de gördün, Aykut'u da ellerini yukarı kaldırıp Allah'a yakarırken. Andre Santos'u arkadaşlarına koşarken gördün, Guiza'nın gözleri kıpkırmızı.

Onlar armanın hakkını verdiler.

Şimdi terlerine ve gözyaşlarına sahip çıkmamızı bekliyorlar.

Adalet için savaşmaya değmez mi? Adalet için mücadele etmeye değmez mi?

Bu ülkenin tüm vatandaşları, tüm yurttaşları, bu toplumun bir parçası olmakla gurur duyan, bu ülkeyi seven insanlar,

Nasıl bir ülkede yaşamak istiyorsunuz?

Polis fezlekelerinde insanların konuşmalarının yeniden yorumlandığı, en büyük suçlamaların delilsiz ortaya atılabildiği, insanların suçlu olmadıklarını kanıtlamak zorunda oldukları, mahkemeye çıkmadan medya önünde manevi itibarlarının linç edildiği bir ülkede yaşamak istiyor musunuz?

Masumiyet karinesinin olmadığı, "şikeyle aramıza mesafe koyalım, bize suçsuz olduklarını kanıtlasınlar" yazanların en garip dedikoduları canlı yayında "soru" olarak sorabilecek kadar şirazesini kaçırdığı, eşkal fotoğrafınızın gazetede manşet olduğu,

"Belirlendi", "Yaptı", "Tespit Edildi", "İtiraf Etti" gibi bütün büyük iddiaların, hepsinin, külliyen fos çıktığı,

Ancak biçare, sesinizi duyuramadığınız bir ülkede yaşamak istiyor musunuz?

Adil yargılanma ilkesi ihlal edildi. Adil yargılanma ilkesinin olmadığı bir ülkede Emniyet gücünün "tespit ettik" açıklamasıyla hüküm giymeye razı mısınız?

Soruşturmanın gizliliği ihlal edildi. Muhabirlerin hakkınızdaki iddiaları, henüz iddianame bile kabul edilmeden, henüz siz neyle suçlandığınızı bile öğrenemeden, savunma hakkınızı kullanamadan, gerçekmiş gibi medyadan çarşaf çarşaf yayınlamasını istiyor musunuz?

Demokratik bir toplumun temel değeri olan bağımsız yargı ihlal edildi. Mahkemelere dışarıdan müdahale edilmesini, medya ve diğer baskı unsurlarıyla ile karar vermeye zorlanmasını, evrensel hukukun tüm kurallarının ayaklar altına alınarak, mahkemenin sembolik bir noter hizmetine çevrilmesini kabul ediyor musunuz?

Mantığın ve hukukun temel kuralları ihlal edildi. İddiayı ispatlama zorunluluğu, iddianın yalan olduğunu ispatlama zorunluluğu haline dönüştürüldü. Suç isnad ediyor ve sizden kendinizin suçsuz olduğunuzu kanıtlamanızı bekliyorlar. Masum olduğunuzu kanıtlamak zorunda olduğunuz bir totaliter kabusta kısılı kalmaktan hoşnut olacak mısınız?

Daha demokrat, daha özgür, daha mutlu bir Türkiye isteyenler,

Masumiyet karinesinin ayaklar altına alındığı, suizan ile insanların itibarlarının ayaklar altına alındığı, suçluluğun değil suçsuzluğun ispatlanması gereken, bağımsız yargının medya ve baskı unsurları ile iğfal edildiği, adil yargılanma ilkesinin yok edildiği bir ülke, daha demokratik, daha özgür, daha mutlu bir ülke olabilir mi?

Adalet için savaşın.

Üstümüze nasıl gelirlerse gelsinler, hangi yalan ve tahkirin limanına sığınırlarsa sığınsınlar, caddeyi dolduranlar, yaylaya çıkanlar, stadda öfke ile isyan edenler adalet istiyor.

Bir zamanlar Fenerbahçelinin mottosu "Efsane geri döndü"ydü. 7 sene şampiyon olamadıktan sonra, bir zamanların Fenerbahçe'sinin ayak sesini müjdeliyordu,

2000'lerde motto "Hep destek tam destek" oldu. İstikrarlı, sürekli büyüyen bir Fenerbahçe'nin sonunda en büyük zafere ulaşacağına inanıldı.

Bugün motto "Alınterinle oyna, Adalet için savaş"

Çünkü bugün Fenerbahçe taraftarı Türkiye'de herkes için adalet istemek zorundadır. Bugün demokrasiyi, insan haklarını, temel hak ve hürriyetleri, adil bir toplumun temel değerlerini, bağımsız yargıyı, adil yargılanmayı savunmak bizim üstümüze düştü.

Bu değerlerden nasibini almamış, vicdanını da güç aşkı ve nefretle karartmış yaratıkların karşısında, adalet demek, özgürlük demek bizim boynumuzun borcudur.

Türkiye'nin her tarafında, daha özgür bir ülke isteyenler ayağa kalkın, suç işlenmesine göz yummayın.

Demokrasiye, insan haklarına inananlar. Susmayın. Yapılanlara karşı ses çıkartın.

Otoriter yöntemlerle, kendisini mahkemenin üstünde gören polisin kibriyle, savcı olduğu hülyasına kapılan muhabirlerle, infaz organı olduğunu zanneden TV programlarıyla, ama adil olmayanlarla, ama hukuka saygı duymayanlarla, ama suç işlemeyi kendine hak görenlerle, ama hukuk devleti ilkesini anayasada geçen iki kelime zannedenlerle, mücadele edin.

Demokrasi diyenler, insan hakları diyenler, hukuk diye bağıranlar, sesiniz gür çıksın gür.

Çünkü bugün bu davanın odağında Fenerbahçe yok Türkiye var. Bu davanın odağında temiz spor yok ama bu davadan daha temiz bir Türkiye, daha adil bir Türkiye, hukukun üstün olduğu, adil yargılanmanın tartışmasız kabul edildiği, insan haklarına saygı duymanın temel bir kural olduğu bir ülke umudu çıkarmak elimizde.

Zulme sessiz kalan dilsiz şeytandır,

Şeytanlarınızı kovun,

Adalet için savaşın, yalnız adalet için, bir tek adalet için.


5 comments:

  1. rene gallimard dedi ki...

    şu an yaşadığımız propaganda altında cephelerin oluşturulması..

    dediğin gibi bunun ülkeye yayılması için bizim elimizden bişi gelmez..

    "fenerbahçe küme düşürülmüştür" cümlesi savaşın başladığı andır..

    o cümleden sonra adalet isteyenler bir daha iflah olmaz, sessizce kabullenip boyunlarını eğmezler..

    o cümle duyulduğunda (tahminen gece 2 gibi, ölü bir saatte) fenerbahçeliler önce kendilerine verilmeyen adalet için, hemen ardından bu adaletsizliği yaratanların diğer mağdurları için birleşicektir..

    bu durumda bunu fırsat bilip fenerbahçelilerin yanında savaşa girmelidir adalet ve özgürlük isteyen her yurttaş..

    o cümle önemli, ses ağızdan çıksın, mikrofonun kablolarından uyduya, uydudan televizyonlara yönelsin, iç kulağımızda yankılansın, beynimiz kodu çözsün ve bize söylesin "savaş başladı"..

  2. Adsız dedi ki...

    ve..

    Yıkılma Sakın

    dort duvarin, tel orgunun, meshur yasaklarin sahipleri
    seyir bile edemezken icimizdeki senligi
    yilgi yanimiza yanasamazken
    bizi kivil kivil bekliyorken hayat
    yikilmak elin de mi?

  3. emir.z dedi ki...

    Yaşamak debelenir içimde kıvrak ve küheylan
    beni artık ne sıkıntı ne rahatlık haylamaz
    çünkü ben ayaklanmanın domurmuş haliyim
    Yürüsem rahmet boşanacak.
    ve sana bir karşılık vereceğim

    Sana bir karşılık vereceğim
    toprağı deşen boğuk sesimle
    sana bir karşılık vereceğim
    amansız kum fırtınası altında
    sana bir karşılık vereceğim
    birbiri üstüne yığılırken günler
    ey taşan suların imkanı
    ey taşan suların bekareti sana
    bir karşılık vereceğim.

  4. Cengiz dedi ki...

    Fenerbahçe'nin tarihini bilenler 104 sene boyunca Fenerbahçe'yi statükonun yanına çekmekte muvaffak olamayanların maddi manevi nasıl ezmeye çalıştıklarını, buna karşın her defasında sahada aldıkları cevabın yüzlerine tokat gibi çarpıldığını çok iyi bilirler. Tarih Fenerbahçe'yi diğerleri gibi zapt-ı rapt altına almak isteyenlerin isimlerini çoktan unuturken Fenerbahçe hala dimdik ayaktadır. Ne statükonun, ne mekteplinin, ne ordunun, ne hükümetin Fenebahçe Fenerbahçelilerindir.

    Bugün birilerinin kanatları altında ruhlarını satıp abad olduğunu sanan biçarelere yarın yeniden ve yine yeniden ayağa kalktığımızda bizler ancak acıyarak bakarız. O nedenle varsınlar küme düşürsünler hemde haksız yere, varsınlar çatallı dillerini pervasızca uzatsınlar bu kulübün onuruna hiç önemli değil. Bizler onurunu haysiyetini paraya, kupaya, son teknoloji ürünü kamunun parasıyla yapılmış stadlara satmamış olan Fenerbahçemizle gurur duyuyoruz...

  5. (Süper)Cem dedi ki...

    müthiş hocam, bunun üstüne yorum yapmak gereksiz, üzerine eklenebilecek bir şey yok. sadece, insanların bu çığlığı duyabileceklere inancım çok az. duyabilecekler mi, duymak isteyecekler mi? bunun sadece Fenerbahçe davası olarak görülmesi insanlık onuruna ve adalete hakarettir. bu başlı başına bir hukuksuzluğa isyan hareketi olmalıdır. senin de belirttiğin gibi, bu isyanın yanında olmaları lazım insanların, koşulsuzca ve sadece adalet amacıyla. ama o gözlerindeki perdeyi indirebilecekler mi? ya da bizim taraftarlarımız, sadece taraftarı olan kulübe zarar geliyor diye mi yürüyecekler ya da isyan edecekler? kim görecek bu işin altındaki ağır sorumluluğu ve yükü; gösterdiği hedefi ve var ettiği amacı?.. umarım bunu yakalayabilir toplum. bu açıdan aslında biraz şanslıyız çünkü bu sefer en büyük kitlesel örgüte dokundular, irkilecek ve silkelenecek milyonlarca insan aldılar karşılarına. adaletsizliğe karşı Türkiye'deki en büyük devi uyandırdılar. umarım uyanabiliriz...

Yorum Gönder