Selçuk da "Yıldırım Devam Etmeli" Diyor
Ocak ayından beri sözleşme imzalayıp imzalamayacağı tartışılan bir futbolcudan takımına katkısının üst düzeyde olmasını bekleriz. Bu tip bir futbolcu muhtemelen takım vasatının üstündedir ve oynadığı takım Fenerbahçe gibi bir takımsa muhtemelen önemli Avrupa Kulüpleri onu takımlarında görmek istiyorlardır. Bu denklemin istisnası Selçuk. Ortalama bir yeteneğe sahip, Fenerbahçe’ye geldiği günden beri futboluna inanılması güç bir şey eklemedi ve ilk 11 de sahaya çıkmasının tek sebebi kulübün bu zamana kadar uyguladığı fecaat transfer politikası.
Aurelio ve Appiah’lı bir takımda Selçuk ancak yedek kulübesinde sahaya girmeyi beklerdi. Eğer doğru bir transfer aklı olsaydı Selçuk yine yedek kulübesinden başka bir yeri göremeyecekti. Zira doğru transfer politikası takımı geliştirmeye, daha iyi oyuncuları takımın ihtiyaç duyduğu mevkilere kazandırmaya dayanır. Yıldırım tipi transfer politikası ise takımın gözde oyuncularını elinden kaçırmak ve yedek kulübesine bile girmesi zor oyuncuları takıma katmak üzerine kurulduğu için Selçuk manasızca bu kadroda yer buldu. Aurelio gider yerine Josico gelirken siz yetenekleriniz sebebiyle ilk 11de oynadığınızı iddia edemezsiniz, Abdurrahman Çelebi olarak formayı giyersiniz.
Selçuk böylesi bir ortamda kadroya girdi ve hatta takım kaptanlığı pazubandını koluna taktı. Ancak bir insan Alparslan Eratlı’nın, Zeki Rıza’ların pazubandını takıyorsa en azından buna uygun davranmak zorundadır. Selçuk buncasına başarısız bir sezonda bunu da yapmadı, oturup taraftarı protesto etti. Ortadaki soru şu, sanki bundan sonra Bayern Munich’te oynayacakmış gibi davranan, taraftarı protesto eden ve nihayetinde gece kulüplerinde Önder, Gökhan ve Volkan ile arz-ı endam eden bu adam mı Fenerbahçe’nin gelecek sezonlarında yer alacak? Bu adam mı Fenerbahçe kimliği içerisinde kendine yer bulacak?
Ben diyorum ki, Fenerbahçe kimliği orta sınıf oyuncuların her tür kaprisi yapacakları ve başkanlarından aldıkları hızla taraftarı protesto edecekleri bir sorumsuzluğu kaldıramaz. Bu kimlik unutulsa da Zeki Rıza’larla, Alpaslanlarla, Cemiller ve Canlarla şekillenmiştir. Bu kimlik vefa duygusunun, karşı yakaya geçerken sırf Galatasaray’lılara mahçup olmamak için en şık takım elbiselerini giyen insanların hassasiyetlerinin birleşimidir. Fenerbahçe bir sözleşme sunduğunda orta sınıf oyuncular bile imzalamıyor ve kulübe kapris yapıyorsa Fenerbahçe’de oynamanın şerefinden, hususiyetinden, özgünlüğünden ve büyüklüğünden bahsetmek mümkün olmaz, onlar kulübün kimliğini de kendileriyle beraber “ortalamalaştırırlar.” Yanisi, Barcelona İspanya’nın en vasat oyuncuları Barcelona’da oynadıkları için bir dünya kulübü değildir, Cruyff, Maradona, Ronaldinho, Ronaldo ve nihayetinde Messi ile devam eden bir büyük futbolcular geleneği olduğu için de “mes que un club” mottosunu isminin yanında taşır. Fenerbahçe bundan farklı değildir, bir kulüpten daha büyük bir iddiası vardır.
Yıldırım yönetimi kulübün bugün bu büyüklük iddiasını da zorlamaktadır. Selçuk’la anlaşmak için Ocak ayından beri çalışan ve Selçuk gibi bir oyuncuya bile kapıyı göstermeyen bir zihniyet bir kulüpten daha fazlasını temsil edemez. Bu tip bir futbolcuya taraftarını maç ortasında protesto etme hakkı veren ve sonra bununla ilgili hiçbir ceza da vermeyen bir yönetim Fenerbahçe’nin ne olduğunu unutmuş demektir. Her gün İslam Çupi yazıları okusalar, kulübün dört tarafına onun kelimelerini yazsalar, Lefterin, Bartunun ve Cihatın 30 metrelik heykelini de dikseler eğer pratikte gözlenen vasat oyuncuların dahi kapris yaptığı bir kulüp ise siz Fenerbahçe olmayı unutmuşsunuz demektir.
Biliyorum Selçuk da Yıldırım devam etsin diyor ve benim için bu yeterli. Sırf bu sebeple dahi olsa “Artık Yeter” diyorum. Çok uzun zaman geçti ve çok güç yolları aştık, sarı lacivertin neyi temsil ettiğini unutmaya başladıysak baylar durmanız lazım.
30 Nisan 2009 08:48
ağzına kalemine sağlık, maç izleyecek tad kalmadı ağızda, Selçuk'u takıma kazandıran(!) bir adamın vizyonu bellidirde kimse ses çıkaramıyor o ilginç...
30 Nisan 2009 21:20
adam josico ile maldonado'yu görünce kendini lampard sandı normaldir.sandıranlar,taviz verip üstüne ona o pazubandı verenler utansın diyecem ama nerdeeeeeee.
1 Mayıs 2009 01:06
çan eğrisi sitemi ile selçuk bu takımda 2.5 milyon avro susuz sabunsuz eder. haliyle hakkını istiyor çocuk kızmamak lazım. Eline diline sağlık pek güzel olmuş.
1 Mayıs 2009 01:55
Geçenlerde üyesi olduğum forumda gezinirken bir üyenin imzası Anelka ile ilgiliydi. Tıkladım. Youtube'a yönlendirdi. Bende gelmişken bir şeyler izleyeyim dedim. Galatasaray'ı 4-0 yendiğimiz maçı açtım. 3-0'dan sonra oyuncu değişikliği oldu. Tuncay maçtan çıkıyor, Anelka maça giriyordu. Takımda Appiah, Aurelio, Alex vardı...
Maç Anelka'nın golüyle 4-0 olunca daldım. Aklım bugünkü kadroya geldi. Sinirden ağlayacaktım az daha...
Takımı ne hale getirdiler. Fenerbahçe'nin bu ekonomik imkanlarla O. Lyon gibi olması gerekirdi. Her sene açık ara şampiyonluk yaşamalıydık. Ama takımı öyle bir hale getirdiler ki Şimdi 3-4 senede bir zorla oluyoruz.
Uzun oldu; ama kusuruma bakma. İçimi döktürdün bana...