Şampiyonluğa Bir Adım Kaldı



Maça taraftarın tribündeki iştahını parkeye aksettirerek başlayan Fenerbahçe, Nevriye kaynaklı hücumlarla sayı bulurken savunmada topa baskıyı da iyi yaptı. Dış atışlarda iki takımın da isabet bulamadığı ilk bölümde Augustus-Fowles imzalı sayılarla skora tutunan Galatasaray, ilk periyot direnç koyup farkın açılmasını engellemeyi başardı. 18-16.

İkinci çeyrek yine savunmaların ön planda olduğu, Angel'in devreye girdiği ve kolay basketlerle farkın 8'e kadar çıktığı bölümde Fenerbahçe üstünlüğünü sahaya yansıttı. Ancak periyot sonu oynama konusunda çok da iyi sınavlar vermediği bu seride son iki dakikadaki basit hatalar ve top kayıplarıyla Galatasaray farkı biraz indirmeyi başarıp 4 sayı geride gitti soyunma odasına. 38-34.

İkinci yarıya 4-0'lık Galatasaray serisiyle ve skor eşitliği ile başladık. O dakikada maçın yıldızı bu olacak deseler hepimizin güleceği Horakova ilk sayılarını bu çeyrekte buldu. Anete'nin oyunda olduğu bölümde bulduğu iki üçlük ve Galatasaray'ın geriye koşarken adam bulamaması kaynaklı kolay sayılarla skorda üstünlüğü sürdürdük ancak Augustus'un orta mesafeli şutları ve Catchings'in hücumdaki sayılarıyla Galatasaray maçta kalmayı sürdürdü son periyota girerken. 61-57.

Son periyot hakkında bu nasıl "Dünya Şampiyonası MVP'si" diye diye dilimizde tüy biten Horakova sahneye çıktı, top çaldı, hücum ribauntu aldı, savunma yaptı ve kritik üçlüklerle tam isabet kaydetti. Son beş dakikaya girilerken farkı 10 sayıya kadar çıkardık. Angel'in kısa süreli dinlenip kenardan gelmesi ve hücumda yine inisiyatif almasıyla skor problemi yaşamadık. Galatasaray'ın berbat üçlük yüzdesi işimizi kolaylaştırdı, Birsel'in üçlüğüyle 2 dakika kala farkı tekrar 10'un üstüne çıkarıp hançeri saplamasıyla maç sona erdi. 80-68.

Maçın en önemli verisi seri boyunca bizi en çok zorlayan ribauntlar. 35-24'le bu alanda Galatasaray'ın önündeyiz. Fowles'un ribauntlarda çift haneleri bulamaması ve hatta Matoviç'in ondan daha fazla ribaunt alması (8-7) dikkate değer. Bir diğer ilginç veri, iki takımın da mükemmel serbest atış yüzdesi. Fenerbahçe 12'de 12 Galatasaray 11'de 11 le serbest atış çizgisinden dönmüş. Konsantrasyon göstergesi midir, Caferağa'nın içe dönük potaları mıdır bu işin esbab-ı mucibesi bilinmez. Bugün Fenerbahçe'nin hücumda akışkanlık sağlamasının iki temel sebebi var: Birincisi Nevriye'yi hücumun merkezi yapmamız bütün pas bağlantılarını onun üstünden kurmamız, ikincisi ise Angel'in topu alıp Battal Gazi gibi 1'e 5 şekilde dengesizce içeriye girmemesi. Birsel'in çok iyi olmadığı bir maçta bu iki şeyi düzgün yapınca maç bize döndü. Angel 22 sayı, 4 ribaunt, 5 asistle maçın en etkili oyuncusu. Horakova'nın 14 sayı, 6 ribauntu ve bu sayıların geldiği zaman diliminin kritikliği onu da maçın yıldızı konumuna getirdi. Savunmada Fowles'a özellikle ikinci yarıda içeride pek top geçirtmememiz en önemli veriydi. Augustus'u üçlük çizgisinin dışına doğru püskürtmeyi daha iyi becerebilseydik maç daha erken kopardı.

Catchings'in hakeme top atma girişimi sırasında çalınmayan teknik faulü de not edelim. Saha dışında iyi biri diye herhalde federasyon kendisine teknik faul çalınamaz diye bir yönetmelik çıkarmış haberimiz yok.

2-1 öne geçtik, kazanmamız gereken bir maç daha var. Yani hiç bir şey bitmedi, rehavete kapılacak ya da bu iş bitti diyecek bir halet-i ruhiyeye girmeye ne oyuncuların ne taraftarın hakkı var. Kendi evimizde bir maç daha kazanacağız ondan sonra konuşmak için bol bol zamanımız olacak. Kadın basketbol sevdalısı ayağına yatıp şampiyonluk ihtimali belirince mağduriyet dilenen, imalı imalı faul sayılarını yazan "objektif" Galatasaraylılar için bugün hiç mi iyi bir şey yok mu derseniz ebedi dostları, manevi sponsorları Hacettepe Üniversitesi'nin ikinci ligde dörtlü finale kaldığı haberini verelim de sevinsinler. Pazar günü 15:30'da şampiyonluk için Caferağa'ya çıkıyoruz. Bir maç daha istiyoruz kraliçeler, ha gayret...


0 comments:

Yorum Gönder