Pres Yapmayan Oyun Kurucu



İyice canınız sıkılsın diye konu yine Alex. Alex konusunda gelen yorumlarda klişe duymaktan o kadar sıkıldım ki o yüzden devam ediyor aslında ve bu klişeler bitene kadar da aynı konuda yazmaya devam ederiz galiba. Öncelikle Alex yedek kalamaz demiyoruz, Alex'i kesince yerine kim oynayacak ve bunun takıma olumlu katkısı ne olacak diyoruz. Orada bir anlaşıp laf kalabalığı yapmadan aynı şeyi tartıştığımıza emin olmak lazım. Yorumlarda Alex'e dair duyduğum en futbolla alakalı yorum pres yapmadığıydı. Alex gerçekten pres yapmıyor. Alex'in pres yapması gerekiyor mu? Hayır. Hatta yapmaması gerekiyor.

Dünya Kupasında 4-2-3-1 ve Fenerbahçe'de 4-2-3-1 yazılarında şablon olarak Almanya'yı almak en mantıklısı yazdığımda en büyük sebep Mesut Özil'di. Dünya Kupasının en iyi 10 numarası ve Mourinho'nun gözüne girebilmiş Mesut'un oyun yapısı Alex'e çok benziyor. Almanya'nın 4-0 kazandığı Arjantin maçının imkan olsa da tamamını koysam. Merak edenler internette bulup indirip, izleyebilir. Lafı uzatmayacağım, Mesut pres yapmıyor. Yapmasına da gerek yok ve yapmaması gerekiyor. Maçta Arjantin'in top çıkardığı bütün pozisyonları tek tek ayırıp koymam imkansız ama aşağıdaki videoda Almanya'nın ucundaki ikiliden soldaki Mesut, sağdaki Klose. Gördüğünüz gibi pres yapmıyorlar. Arjantin bütün maç topu böyle çıkarıyor.


Belki şu aşağıdaki rakamlar yardım eder. Bunlar Arjantin maçında Mesut'un istatistikleri. En alttaki sarıyla vurgulanan kısımda şu bilgiler var: Top kapmak için başarılı müdahale: 0, Başarısız müdahale: 0, Top uzaklaştırma denemesi: 0. Pres yapıyor olsa en kötü bir topa yanlışlıkla girerdi, topu alamasa da başarısız müdahale yazılırdı. O bile yok. Faul sayısı da 0 (Çok ruhsuzsun Mesut, hiçbir şey yapamıyorsan faul yap). Neden? Çünkü Mesut maç boyunca Arjantin topa hakimken yukarıdaki videodaki pozisyonda. Mesut pres yapmıyor ama Real Madrid'e transfer oluyor.


Bu yukarıdaki pozisyonun ve diğer pozisyonların devamında Mesut sağa, sola, geriye temposuz, toptan bağımsız koşular yapıyor. Bunu bir şey "yapıyormuş" gibi yapmak için yapmıyor. Top defansından dönerse en uygun pozisyonda alıp devam etmek için yapıyor. Mesut'un görevi bu çünkü, atak şekillendirmek. Zaten en fazla 6 oyuncu ile saldıran rakibi 8 oyuncu + kaleci ile karşıladığınız için onun yıldırıcı pres yapmak, rakibi rahatsız etmek, topu sürekli kovalamak gibi görevleri yok. Hücum defanstan başlar öylesine bir geyik değil. Bir fizik kuralı. Bütün oyuncularınız karşısına bir rakip alıp pres yapmaya, marke etmeye çalışırsa bir tane atak başlatamazsınız. O yüzden Mesut'un pres yapmaması gerekiyor. O da yapmıyor.

Alex'i eleştirecekler için eleştiri malzemesi de verelim de "Aykut Hocanın kuyusunu kazıyor" gibi karakter sorunlarını ortaya çıkaran zırvalara sarılmasınlar. Mesut boş kanat bulduğunda eğer top kendi takımındaysa hemen o kanada koşuyor. Bu sayede arkasındaki iki orta sahaya boşluk yaratıyor ve koştuğu taraftaki kanat oyuncusunun içeriye girip hücumcu pozisyonuna geçmesini sağlıyor. Rakip ceza sahasına beş maçta bir kere ayak basan orta sahalarla Fenerbahçe'de ne işe yarar bilmiyorum ama Alex'ten böyle hamleleri pek görmüyoruz. Zaten şu anda takımda nerede durduğunu bilen tek bir oyuncu bile yok. Görsek bu sefer "orta alanı iyice bıraktı, sorumluluktan kaçıyor" diye eleştirilir.

Bu hafta İspanya Ligi başlıyor. Bakalım pres yapmayan 10 numara ile sahaya çıkan Real Madrid'in kanatları da otoban olacak mı.


21 comments:

  1. Burçe dedi ki...

    Çok ruhsuzsun Mesut, bari faul yap fişfişfiş bütün alex analizlerini ve şu ilk fotoğrafların olduğu posttaki yorumların da tamamını okudum ve her şey bi yana alex giderse ne kadar kahrolacağımı düşündüm. bari istanbul'da kalsa arada sahilde filan karşılaşsak gibi romantizm bile yaptım alex seni seviyorum alex nolur geri dööğn diye bağırabilirim ardından. biri bu takıma iyilik yapsın ve aykut'a ulaşabilenler alex etiketini adresini versin bir de dizilişler postlarını. neyse, zico'cuğumun gönderilmesiyle başlayan korkunç çöküşe alex'in gönderilmesiyle tüy dikilirse hakikaten kırırım bu fenerbahçeyi. beni bu kadar mutsuz etmeye kimsenin hakkı yok. aziz ve aykut dahil.

  2. Hagi_10 dedi ki...

    fenerbahçe 4 3 3'e geçiş yapmak istiyor. bu sistemde de kanatlara forvet özellikli oyuncu koyuyorsun ve bu oyuncular savunmaya genelde yardımcı olmuyor. dia ve stoch transferini hatta niang transferini de bu bağlamda değerlendirebiliriz. buna göre dia ve stoch kanatlarda forvet özellikli oynarken(bunlar ceza alanına girip gol de ararlar)niang da baros'un galatasaray'da yaptığı gibi gezici forvet olarak oynayacak ki kendisi de bu özellikleri taşıyan bir oyuncu. hal böyle olunca alex bu takımda yer bulamayacaktır. çünkü alex'i koyarsan bu takıma sistem doğrudan 4 2 4'e dönecek ve saha parselasyonu homojen olmayacak. bu açıdan fenerbahçe'ye orta sahada 1 adet daha emre lazım. yani oynamak istedikleri sistemde ortasaha cristian-m.aurelio-emre tarzında 1 defansif oyuncu ve 2 de çift yönlü oyuncu olmalıdır. alex üzerindeki tartışmanın çözümü budur. fenrbahçe iyi yolda arkadaşlar. bu sistemi oturtabilirse aykut kocaman çok iyi bir takıma sahip olacaksınız. yalnız dediğim gibi emre belözoğlu tarzı bir adama kesinlikle ihityacınız var. onu da bulursanız yıllardır küfrettiğiniz 4 4 1 1'den kurtulacaksınız ve takımınız keyif veren bir futbol oynayacak. bunu bir galatasaraylının söylediğini de gözardı etmeyin

  3. Erdem dedi ki...

    ...Mesut boş kanat bulduğunda eğer top kendi takımındaysa hemen o kanada koşuyor.

    ...Alex'ten böyle hamleleri pek görmüyoruz.

    Bu sitedeki yorumlarımda da bunu yazdım kendi blogumda da yazıyorum. Alex'ten tek beklentimiz topsuz oyunda daha faal olması, tekmeye kafa uzatması değil, hepsi bu. Oyun kurmak için sürekli topu almak ve hareketli olmak zorundasınız. Bu faallik arada bir kendini gösterip duvar pası yapmak da değildir. Bu da işin içinde olsa bile...

    Sneijder olamıyorsa bari Mesut olsun. Yok onu da olmayacaksa Alex'in Alex'liğinin manası ne?

  4. nadas dedi ki...

    alex, ülkeye geldiğinden beri medyanın tekrarlarıyla oluşturulmuş bir algı var. koşmuyor, savunma yapmıyor, en komiğiyse modern futbolda yeri yok ve elbette bu mantığın devamı olarak, on numara bitti, sadece bizde kaldı bu tip oyuncular gibi cümleler bu algının ana hatlarını oluşturuyor.
    sahada en az aurelio kadar alan katetiği ortaya çıkınca bu kez ne var ki canım tempolu yürürsen o kadar mesafe katedersine evrildi mevzu, önemli olan topu kaybettiğinde hemen kapmak için hamle yapmak da yeni önerme olarak geldi bkz mehmet demirkol. anlayacağınız ne yapsa bir yenisi bir üst modeli beklenecek yetersiz alex'ten
    ayrıca kaptırdığın topun peşinden koşu, en son bir mahalle maçında duymuşumdur. herkesin doğaçlama oynadığı bir oyunda gerçekten bir anlamı vardır. ama üst düzey futbolun analizi için başka kavramlar ya da sorular olmalı:oyuncunun takım içindeki rolü ve işlevi nedir ve oyuncu bunu yerine getirebiliyor mu?
    insan üstü futbolculara sahip bir ülkede yorumculara bakarsak sadece alex'in eksikleri var. bir sürü mental ve fiziksel sorunu olan yusuf'un fenerbahçe ve beşiktaş forması giydiği ve önemli oyuncu olarak adledildiği bir ülkede alex'i sorun olarak gören,gösteren yaklaşımlar tuhaf geliyor bana.

  5. nadas dedi ki...

    on numara bitti evet, o yüzden kırkına merdiven dayamış del pierro'yu sahada tutmaya çalışıyor juventus.
    italyanlara yeni bir roberto baggio ya da del pierro ister misiniz diye sorun. cevap ne olur sizce. hacı on numara bitti mi derler?

    mesut örneği cuk oturmuş. koşısırparçalacıların kafasındaki oyuncu değil mesut, o yüzden kimse peşine düşmemiştir, o yüzden nuri şahin yıllardır milli takımın parçası olamamaktadır.

    alex oyuna zeka,yaratcılık,oyun bilgisi ve bitiricilik katan bir oyuncu. ama bunların hiç biri katkı olarak sayılmıyor. ve bütün bunları takıma katan bir oyuncudan takımın kamburu gibi bahsediliyor.

    sadece futbolda değil hangi alanda bu katkıları verenler saygı gördü, ne zaman yaratcılığı ve zekayı değerden saydık?

    benzer tartışmalar yirmi sene önce oğuz çetin için yapılırdı fenerbahçe'de. her şey yolunda giderken imparatordu oğuz,takım kötü giderken matmazel.

    yetenekle ilişkimiz hep sorunlu. yeteneği yönetmekten çok cezalandırmaya dayalı bir kültüre sahibiz ve bu kültürün içinde futbol için yaratılmış sanatçılardan başka-oğuz,alex,sergen-kimse tartışılmıyor. otoritelerin emrindeki savaşçı görev adamlarından başka kimseye yer yok.

    son bir örnek bkz emre belözoğu. yaratıcı bir orta saha oyuncusu olmayı vaadeden bir adamı, bir tür aurelio'ya dönüştürdük. futbol için yaratılmış bir yetenek ve akıl, sahanın içinde ne yaptığını bilmeden kaos halinde koşturuyor.

  6. linguisticsfc dedi ki...

    aykut kocaman'ın sisteminde alex'in olmadığını kim söyledi. sözleşmesi bu sene biten önemli bir oyuncumuz seneye belki bizimle olmayacak. sezon içinde belki gelecek seneyi düşünerek belli bir şablon oturtmaya çalışabilir. o da belki, ortada bu tarz birşey yok henüz. trabzon maçına alex'siz çıkma sebebinin paok maçı olduğunu da belirtti. yalnız altan tanrıkulu alex'e resmen kin kusuyor bunun sebebini ben de pek anlamadım. aykut sadece herkes topa ayağını sokacak diyor. e yeri geldiğinde alex de bi kaç şey yapsın nolacak. paok maçında alex'in kayarak müdaheleyle topu rakibinden aldığını gördük misal, fena mı oldu?

  7. fenerlihüseyin dedi ki...

    "Mesut pres yapmıyor ama Real Madrid'e transfer oluyor."
    Bu cümle yazının özeti olsaydı , soru şu olurdu herhalde :
    Aleks bunun alasını yapıyor (yani yapmıyor), demek Real'in scoutları işi bilmiyor :D

  8. clair de lune dedi ki...

    Halbuki günümüz futbolunda Alex tipi oyunculara yer yokmuş. Hayallah, kısa devre yaptım şimdi.

  9. PVH dedi ki...

    fenerlihüseyin, Lugano da Dunya Kupasinin en iyi stoperlerindendi, Turkiye Liginde oynamaya devam ediyor. Her takimin farkli ihtiyaclari, beklentileri, istekleri var. Anlatmak istedigimiz belli, "pres yapmayan, topa ayagini uzatmayan oyuncu modern futbolda kalmadi" diye bir sey yok, Dunyanin en iyi 10 numarasi boyle oynuyor, artik ezbere konusmayin diyoruz. Soyleyecek sozunuz olmayip :D yapinca hakli cikmiyorsunuz, tersine komik duruma dusuyorsunuz.

  10. PVH dedi ki...

    nadas, eline saglik. Su cumle cok onemli "son bir örnek bkz emre belözoğu. yaratıcı bir orta saha oyuncusu olmayı vaadeden bir adamı, bir tür aurelio'ya dönüştürdük. futbol için yaratılmış bir yetenek ve akıl, sahanın içinde ne yaptığını bilmeden kaos halinde koşturuyor."

    Gokhan Gonul gibi enerjik, guclu, hizli bir bekten de bu sebeple Ilker yaratmak uzereyiz. Her topa basmasi alkis aliyor diye rakip ceza alaninda bile adam kovalayacak duruma geldi. Rakipler Fenerbahce'ye ezbere hucum yapiyor, sag kanadimiza rastgele bir top atin ve atak baslasin, cunku kanat bos. Onundeki oyuncunun almadigi butun sorumluluklari almaya calisiyor. Elimizde ne kadar iyi oyuncu varsa sahadaki organizasyonluktan kaos futbolu oynuyorlar. Taraftarimiz da futbolu "boyle kossun canimizi verelim, modern futbolda 10 numara mi kaldi" diye tartismaya devam ediyor.

  11. PVH dedi ki...

    Hagi_10, 4-3-3'te kanatlar defansa yardimci olmazsa sistem islemez, Roy Hodgson surada anlatiyor neden Mourinho'nun 4-3-3'unun basarili oldugunu. Kanatlarin top rakipteyken defans yapmasi ve takimin 4-5-1'e donmesi. http://www.uefa.com/trainingground/tactics/formations/video/videoid=519237.html

  12. nadas dedi ki...

    fenerbahçe karşısında rakiplerin kendi sahasına gömülerek, alan bırakmadan çoğu zaman sertliği ilke edinmiş bir presle oynadığı malum.bir santrforun lige ve takıma uygunluğunu da bu cümle üzerinden konuşuyoruz ve fenerbahçe özelinde, rakip savunmaların üzerine en çok yoğunlaştığı, rakip teknik adamların durdurmak üzere plan yaptıkları çok fazla oyuncuya sahip değiliz. geçen sene oynayan orta sahanın hücuma katkısını yeniden yazmaya gerek yok. tuncay'ın gidişinin en kötü yanı bu oldu. deivid'in ekstra katkısıyla-ve zaman zaman uğur'un- sorun bir nebze çözülmüş gibiydi ama alex ve önünde oynayan isimden başka gol ve asist katkısını istikrarlı biçimde yapan başka oyunucuya sahip değiliz. mevzuyu iyice açıklamak için şöyle soralım, fenerbahçe ile maçı olan bir teknik adamsınız savunma planlarınızı kimin üzerine yaparsınız?

    son bir soru, bahsedilen şartlarda-savunmaların alan bırakmadan sert bir presle gömülerek oynadığı-, alex durarak oynayarak nasıl bu kadar verimli oluyor? durarak bu tip bir savunmayı nasıl aşıyor?

  13. nadas dedi ki...

    Hagi 10 ve PVH,
    4-2-3-1 oynayan almanya'nın kanatlarında oynayan müller ve podolski forvet özellikli oyuncular değil mi?

  14. wildbunch dedi ki...

    Artık iyi takımlar 90 dk içinde dahi sistemlerini ve dizilişlerini sabitlemiyorlar. Bu ülkede hala eline kalem alan,klavyeye vuran şablon diziliş geyiği çeviriyor. 4-3-3'ü uzun vadede ana sistem yapacağına inanan (Türkiyede, sahip olabileceğin 11'lerin teknik-yetenek-öğrenme kapasitelerini düşünürsen) çılgın veya hayalperest olmalı. Rijkaard romantikgillerinden...


    Modern futbol denen şeyde, takımda 1 tane serbest - istediğini yapabilen oyuncu bulundurmak lüks değil şarttır. Türkiye'de yedirilen fiziksel-kas modern futbolu değildir dünyada arzulanan. O gerçek modern futbolda aslolan birbiriyle paslaşabilen, bunu hızlı yapabilen, yerden oynayabilen, kanatlara oyunu dönderebilen olmaktır. Eğer bir takım pas aklı yüksek o adamla istediğini yapamıyorsa, etrafındakilere bakarsın. Oyunu hızlı oynamak diyorsan Alex kadar topu ayağında en doğru noktaya bu kadar yüksek yüzdeyle çıkarabilen futbolcu görmedim. Mesele atabileceği adamların atacağı noktalara koşu yapamamasıdır. Etrafındakilerin birbiriyle verkaçı becerememesidir.


    Modern futbolda diğer kilit nokta da defansın önünden çıkacak "ilk topun" ne kadar hızlı sokulabildiğidir. Fenerbahçe veya başka bir kulüp, diğer 9 kişinin eksiklerini ve yetersizliklerini, takımın aklına sahip tek futbolcudan çıkarmayı düşünüyorsa ben de onların futbol aklını sorgularım. Onlarca ligde yüzlerce,binlerce maç izliyoruz. Dökün bakalım Alex'in koşanı nerede varmış, kaç takımda varmış,onun işini üstlenen diğer oyuncuların profili neymiş, takımlarının oyun stratejileri neymiş, teknik direktörler onları nasıl kullanıyormuş, etraflarındaki futbolcuların vasıfları neymiş... Ülke dışındaki maçları düzenli izleyen biri, Alex'i koşmuyor ve modern futbola ters diye idam ediyorsa, 90 dakikalık oyunun tüm analizini buraya düğümlüyorsa o ortamdan hemen kaçın. O kişiyle havadan sudan bile konuşmayın.


    Mesele Alextaparlık değil. Sözde bilgili,geniş açıdan bakabilen medya kesimi dahil futbolseverlerin takım analizi-başarı ve başarısızlık tanımlamasında bu kadar yüzeyde dolanması,, kısılıp kalması.Görünüşe göre Aykut Kocaman da.

  15. wildbunch dedi ki...

    Aklıma gelmişken. Türkiye'de "koşmuyor" ve "takımı baltalıyor" yorumu Alex için yapılıyor. Ama Alex olsun diye alınan Lincoln, Elano, ve adı aklıma gelmeyen yığınlar hakkında hiç böyle yorum okudunuz mu? Yaptınız mı? Aklınıza geldi mi yapmak? Takımlarının futbolunu yorumlarken hiç bu noktadan başladınız mı? Başlandığına şahit oldunuz mu? Peki onlar nasıl oynuyor/oynuyordu? Fazla koşuyor ve hareketli iseler ne katkı sağladılar, fazladan ne iş yaptılar? Almanya'da, İngiltere'de, vs? Takım saunmasında? GEnişletin bunu. Q7, Keita, Ricardinho, Delgado, vs vs vs. Ha kanat olmuş ha orta. Takım savunmasında ne yapıyorlar? Hücuma kalkarken ne yapıyorlar? Alex'e bakışın %80'i beyin yıkanmasıdır, kendi fikrinin sahibi olmak değil.

  16. UK dedi ki...

    Alex de Özil derim ben kendisine.

    http://yukeyy.blogspot.com/2010/08/alex-de-ozil.html

  17. emir.z dedi ki...

    strateji taktikten büyüktür.
    taktiğin varsa sınırlı bir alanda kullanabileceğin formülün var demektir. ama stratejin varsa bir ideolojin var demektir. ve bu ideolojiye uygun binlerce de taktik üretebilirsin.
    mourinho son açıklamasında 'artık sadece futbol bilen teknik direktör olamaz' derken, doğurgan bir hayat stratejisi geliştirememiş adamların bu işi yürütemeyeceğini anlatıyor. yani futbol taktiği aştı, stratejik derinliklere koşuyor, diyor.
    bana kalırsa artık sadece teknik direktörler değil, 'yalnız futbol bilen futbolcular' için de sonun geldiği görülüyor. oğuz ve sergen bu sürecin erken dönem tartışmalarını başlattılar. sanırım alex örneğinde bu tartışmanın son perdesini izliyoruz.
    çünkü herkes 'çift yönlü futbolcu' peşinde.
    'çift yönlü oyuncu'= 'futbol bilmek dışında şeylere de sahip futbolcu' demek kanaatimce. çok güçlü bir fizik, analitik bir zeka, cesaret, insiyatif sürekliliği, insan ilişkilerinde maharet, kontrollü bir hırs vs gibi hasletler aranıyor.
    ya da şöyle diyelim; cesaret, irade, sabır, dikkat, uyanıklık gibi antik yunan erdemlerindan mümkünse iri bir demet yaptırmak lazım...
    alex çok meziyetli, kanaatimce erdemli, ahlaklı da bir futbolcu. atatürk yaşasaydı eminim onu çok severdi. ama bazı çok temel futbol erdemleri zayıf. tartışma da buradan doğuyor.
    yani evet pres yapmıyor ama tek mesele bu değil. asıl mevzu insiyatif ve süreklilik konusunda karşımıza çıkıyor. (sevgili PVH, resimli analizinde de alex, asla topun olduğu yere doğru koşmuyor dikkat edersen. 'yettim gardaşım, hele bana at gurban' sıcaklığında olamıyor hiç) mesut'la arasındaki fark bu. ve bunlar o kadar önemli futbol erdemleri ki, alex gibi bir futbol pırlantası maalesef yetmiş iki milletin ağzına sakız olabiliyor.
    ama yetenek anlamında kendisiyle birlikte anılan bütün isimleri serçe parmağından çıkarır alex, o da ayrı. bu yüzden ben de eksiklerini açıkça kabul etmekle birlikte her halukarda oynamasından yanayım.
    biraz mesarifli olacak ama bu eksiklerini kapayacak komple oyuncular bulunup onlarla beraber oynatılmalıdır. çünkü gerçekten Alex bir doğa harikasıdır.

  18. PVH dedi ki...

    nadas, Podolski de Muller de hucumcu oyuncular, hatta Almanya'nin en buyuk ozelligi kanatlarda hucumcularla oynamasiydi. Gecen hafta yazmistim hatta ve Fenerbahce'nin kadrosundaki oyuncularla Almanya'yi sablon olarak ornek almasi gerektigini yazdim. Yalniz ornegin Almanya-Arjantin macini izlersen gorursun ki Mesut ve Klose serbest oynuyorlar, mac boyu topun gerisinde kaldiklari dakika sayisi 2'yi gecmez. Podolski ve Muller ise Arjantin her topu aldiginda mutlaka topun gerisindeydi. Defansif yonu guclu derken kanatlarda hucumcu oynamasin demiyorum ama bu soyledigim enerjiye sahip oyuncular gerekiyor, ozellikle 4'lu savunmalarla oynayan takimlara karsi.

    4-3-3'te savunma yonlerine gerek kalmayacak, ileride rahat edecekler demis Hagi_10, o yuzden o videoyu ornek verdim. Bu iki diziliste de kanatlarin bu gorevi yapmasi bekleniyor.

    yU.Key, Mesut'u goklere cikaran ben degilim, butun Dunya cikardi, simdi de Dunya'nin en buyuk takimlarindan birine gitti. Ayrica Mesut sol acik da oynamis bir oyuncu, orada da pozisyonun istedigi her seyi yapti. Mesut sisirilmis bir oyuncu dersin saygi duyulur gorusune ama buna katilan pek insan bulamazsin. Evet ben de Xavi'yi Mesut'a tercih ederim ama Dunyada 1 tane var ondan. Xavi diye bir oyuncu var diye Mesut degersiz bir adam olmuyor.

    emir.z, asla topun oldugu yere kosmayan bir oyuncunun 5 senede yuze yakin asist yapmasi nasil oluyor? Nasil top aliyor da o kadar pas verebiliyor bu adam? Adamlarin arkasina saklanmasina ragmen bizim sihirbaz oyuncular bir sekilde kendisine top mu ulastiriyor?

  19. nadas dedi ki...

    PVH,

    hagi 10'nun, forvet özellikli kanat oyuncularıyla sistem 4-2-4'e dönüşür ve savunma zaafı oluşur tezine karşılık söyledim. almanlar iki kanatta forvet özellikli kanat oyuncuları kullandılar ama sapasağlam bir takımdılar.

    yeri gelmişken alman takımının hem oyun kurgusuyla, hem de oyuncu tipleriyle model olarak kullanılabileceği fikrini de doğru buluyorum.

    o tartışmanın bir devamı olduğu için ikinizin adını yazdım.

  20. nadas dedi ki...

    fenerbahçe'ye oyuncu grubu açısından bakacaksak temel sorun, istikrarlı biçimde oyunu paylaşan oyuncu sayısının azlığıdır. gökhan,lugano,emre,alex dışında oyunun yüküne ortak olan oyuncu sayısında sıkıntı var. zaten geçen sezon bakılırsa bu gruptan iki oyuncunun oynamadığı bütün maçlarda sıkıntı çekmişizdir.
    ve biz oturmuş bu dörtlüden muhtemelen en çok katkı vermiş adamın yeterlilikleri üzerine tartışıyoruz.

    sorun oyuncu nitelikleri filan değil misal daum'un takımında, luciano,ümit,appiah,aurelio,alex,tuncay,serhat,van hojdonk ve hatta nobre, yi kolayca oyunun yükünü paylaşanlara yazabiliriz. saydığım oyuncu grubundan sadece bir kaçını beğenmeme rağmen, oyunu kazanmak için irade gösterdiklerini görmeme engel değil bu

    mevcut takıma gelirsek,stoch ve niang bu dörtlüye eklenecek gibi duruyorlar, daha hameleli ve oyuna kendini veren bir defansif orta sahayla işler daha da kolaylaşabilir görünüyor.

    elbette aykut kocaman, modern futbol ulemalarının kafa karışıklıklarıyla- ebru yukarıda uzun uzun güzelce anlatmış- takımın ahengini bozmazsa.

  21. Hagi_10 dedi ki...

    @nadas,@PVH

    evet doğru almanya takımı da ileri 3lünün kanatlarını muller ve podolski ile yaptı ancak almanya gibi oyun disiplini üst düzey bir takımda bu 2 oyuncu da savunma görevlerinin farkındaydı ve top rakipteyken alanlarını savundular. bunu PVH de belirtmiş yukarıdaki videoda da görülüyor kanımca. peki fenerbahçe bu etkiyi dia ve stoch'dan alabilecek mi? şayet bu 2 oyuncu top rakipteyken savunma yapacaksa alex oynar tabii ki sıkıntı olmaz. benim düşündüğüm 4 3 3'te top rakipteyken ortadaki 3'lü alanı daraltıp topa sahip olacak ve topu hızlıca öndeki 3lüye aktarıp hızlı bir şekilde atağı başlayacak. ispanya ve barcelona böyle oynuyor gibi geliyor bana. yani mesela ben messi'nin top rakipteyken savunma pozisyonunu aldığını görmedim hiç. bana kalırsa 4 2 3 1 ile 4 3 3'ü ayıran temel fark bu. siz alex'li fenerbahçe'nin 4 2 3 1 oynaması gerektiğini düşünüyorsunuz ama aykut kocaman 4 3 3 istiyor. bana göre de dia ve stochlu takım 4 3 3'e daha müsaittir. çünkü ben dia'nın da stoch'un da top rakipteyken savunma pozisyonunu alacağını düşünmüyorum. bu şartlar altında fenerbahçe'nin appiah-aurelio-emre gibi bir orta saha kurup 4 3 3'te ısrar etmesi gerektiğini düşünüyorum.

Yorum Gönder