Geç Uyanış Zor Galibiyet



Pota arkasında oturan Engin, Kinsey, Vidmar, Kaya ve sahada hafta boyunca antrenman yapmamış Ömer'le birlikte Euroleague'in en sert beşlerinden biri olabilecek oyuncu kadrosundan yoksun başladık diyebiliriz maça. Hücumda durağan, savunmada topa baskıyı unutmuş bir şekilde sıfır konsantrasyonla maça girince, daha doğrusu giremeyince ilk beş dakikada 10 sayı geriye düştük. Saras ve Mirsad kenardan gelip uyuyan takımı uyandırdılar. Saras hücumda ipleri aldı Mirsad ribauntları toparladı ve arka arkaya üç üçlükle maçta öne geçmeyi başardık, berbat başladığımız maçta 22-19'la ilk çeyreği önde geçtik.

İkinci çeyrek geriden gelmenin moraliyle farkı açabilecekken Zalgiris kısalarını iyi savunamayınca skorda tutundu Litvanyalılar. İlk periyotun sonunda arka arkaya giren üçlüklerden sonra bu çeyreğe kaçan üçlüklerle başladık. Serbest atışlarda da potayı dövünce maçı kopartacak farkı ele geçiremedik. İlk yarının son iki-üç dakikasında o ana kadar felaket oynayan Ukiç, üst üste iki basket bulup kendine geldi. Spahija, Ukiç'i ısınmışken oyunda tutmak isteyip Saras-Ukiç'i bu sene ilk kez bir arada oynattı son 1.30 dakikada. Hücumda akışkanlığı arttırmak için yapılan bu hamle savunmayı biraz gevşetince pek işe yaramadı ve Collins'in son saniye üçlüğüyle ilk yarı 41-41 sona erdi.

İkinci yarıya geleneksel Marko Tomas üçlüğüyle başlayıp 5 sayı öne geçsek de Zalgiris hemen 6-0'lık bir seriyle yanıt verip momentumu almamıza izin vermedi bir kez daha. Zalgiris, savunmasını bu bölümde sertleştirip ikili oyunlarla sayı bulmaya başladı. Biz 3. çeyreğin sonlarına doğru hücumda tamamen kontrol dışına çıktık ve 4 sayı farkla geriye düştük. Hücumda potadan püskürtüldüğümüz bölümde Ukiç'in üçlüğü nefes almamızı sağladı. Son iki dakika savunmada biraz vidaları sıktık ve üçüncü çeyreği 4 sayı farkla önde geçtik.

Son periyotta Ukiç'in yavaş yavaş inisiyatifi ele alması ve Emir'in sürekli potayı zorlamasıyla oyun olarak üstünlüğü ilk kez ele geçirdik Tomas ve Ukiç'in üçlükleriyle 10'a kadar nihayet çıkarabildik farkı bitime 5 dakika kala. Savunmada Mirsad ve Oğuz'la içeride aradığımız sertliği ancak maçın sonunda bulup Zalgiris'in alamet-i farikası olan top kayıpları da bu bölümde ortaya çıkınca Delininkaitis'in ekstra üçlüğüne rağmen Emir'in maç sonu performansıyla zor da olsa kazanmayı başardık. 80-72

Maçın momentumunu değiştiren iki oyuncu var. İlk periyotta maça berbat başlamışken oyuna girip bildiğimiz Mirsad gibi oynayan Mirsad. İkincisi de son periyotta hem savunma hem hücumda kapıyı tamamen kapatacak hamleleri yapan Emir. Mirsad'ın 13 sayı, 14 ribauntu; Emir'in 13 sayı, 4 ribaunt, 3 asist, 2 top çalması; Tomas'ın ve Oğuz'un 15 sayısı bizim tarafta göze batan rakamlar. Bu kadar kötü oynadığımız bir maçta bile sezon başından beri istikrarlı bir şekilde yaptığımız skorda eşit dağılımı yapabiliyoruz ki bu bardağın dolu tarafı.

Ama bugün bardağın boş tarafı çok daha fazlaydı. Zalgiris gibi potansiyeli belli bir takıma karşı basketbol aklından yoksun bir şekilde oynadık. Tabii ki sakatların ciddi bir etkisi var bu oyunun böyle olmasında ama parkede geçen seneki Fenerbahçe'yi gördük belli bölümlerde. Ukiç ilk yarı neredeyse sahada yoktu. Lavrinoviç zaten Allah'a emanet. Pota dibindeki boş pozisyonları bile bitiremedi, savunmada çok kolay faul aldı, oyunda kaldığı her bölümde ribaunt açısından problem yaşadık yine.

Kaya ve Vidmar'ın yokluğunda pota altı sertliğini tamamen kaybettik. Bugün Zalgiris yerine etkili uzunları olan bir takımla oynasak en az 15 sayıyla kaybetmiştik. Üçlük yüzdemiz yine bizi ne olursa olsun maçta tutmayı sağlayan bir yüzde. % 48 le üçlük atmışız. Korkunç faul yüzdemizden yüksek bir oran. 9/22 ile de galiba Euroleague faul atamama rekorunu kırmışızdır.

Normal Euroleague sezonunda en az top kaybı yapan takım olarak top kaybı sayımız Top 16'da yükseldi. İlk iki maça oranla biraz azalmış gözüksede top kaybı yapmakla nam salmış bir takımdan daha fazla top kaybı yapmamız enteresan. 14 top kaybımıza karşın Zalgiris'in 13 top kaybı var.

Hakemler açısından yine evsahibi avantajı diye bir şey söz konusu olmadı. Steps ya da çizgi ihlali çalmaya kendini adamış psikopat ruhlu La Monica'nın acayip düdükleri yine damga vurdu maça. Eskiden hücum faul çalmayı kovalayan Memduh Öğet vardı bizim ligde, La Monica'nın da hücumdaki takıma top kaybı yazacak bir şey çalma merakı var; yıllardır aynı, aptalca pozisyonlarda top taşıma, steps falan çalar. Hazır Bartelemou salondayken bizim başkan futboldan alışık olduğu gibi soyunma odasına girip La Monica'nın bir hatırını sorabilir diye umdum ama İtalyanca engeline takılmıştır muhtemelen.

Haftaya Perşembe'ye kadar yani Türkiye Kupasına kadar maç yok. Euroleague'deki Zalgiris deplasmanı da 15 gün sonra. Kinsey, Kaya ve Ömer'in bir an önce sağlıklı bir şekilde dönmesi için iyi bir süre. Bugünkü gibi oynarsak ikinci bölümdeki üç maçı da kaybederiz. Zalgiris deplasmanı bu senenin en önemli maçı. Galibiyet, Olympiakos'un Valencia'da kazanması halinde Top 8'i garantilemek demek. Spahija iki maçtır sallanan takımı diriltecektir bundan şüphem yok ama bu uzun rotasyonu bu sezonun herhangi bir yerinde başımıza iş açacak böyle giderse.

"Ah Vidmar ah" bu sene her Fenerlinin en çok kullandığı ünlem cümlesidir herhalde. Son söz Ntv'ye. Euroleague'in resmi yayıncısı Ntv, Olympiakos-Valencia maçını vermek yerine Barcelona'nın gazozuna oynadığı maçı vererek bir kez daha spor kanalıyla yakından uzaktan alakası olmadığını dosta düşmana gösterdi. Bu yıl Final Four'u bile canlı vereceklerinden şüpheliyim belki Barcelona'da düzenleneceği için futbol maçı falan sanıp yayınlayabilirler. Futbol kadar başınıza taş düşsün Fuat Akdağ ve ekibi, ne diyeyim size?


1 comments:

  1. Cengiz dedi ki...

    Dün akşam bir ara maçı pota arkasında izleyen dörtlünün ikisi bile herhangi bir takımın sertliğine çağ atlatır. Sezon boyu nasıl bir güçten mahrumken nerelere geldiğimizi özetliyordur umarım. Neyse ki Kaya ve Kinsey kalan maçlarda dönebilecek durumda görünüyor.

    NTV'nin Euroleague konusundaki yayın skandalı ise sürüyor. Hadi yayın anlaşması vardır diye Kral Kupası maçlarını veriyorsun anladık ama haber değeri olarak da mı daha değerli? Bu sabah 7-10 programında haberler bölümündeki haberlerin veriliş sıralaması şu şekilde:BJK-Gaziantep BB maçı(klasik olarak önce Türkiye'den futbol);Barcelona-Almeria ve Real Madrid-Sevilla maçları(artık İspanyollar babamızın oğlu ya!); Türkiye Kupası'nda dün oynanan diğer maçlar(tekrar yurda dönüş?!); ve nihayet Euroleague'de Fenerbahçe-Zalgiris maçı(?!*!#). NTV Spor editörlerine sevgiler...

Yorum Gönder