Bol Defolu Derbi Galibiyeti
Maça geçmeden bu maçları sınırlı sayıda insanın sahip olduğu bir dijital platformda yayınlama kararı veren dünyanın en kötü federasyonuna değinmek lazım. Dün Kurtlar Vadisi'ni izlemek için Banvit maçını açmayan lokal ahalisi, bugün herhangi bir diziyle çakışmadığı için, biraz da derbinin ismi nedeniyle zorluk çıkarmadılar ve maçı seyredebildim. Pazar günkü finalde de lokaldeki tv kumandasının karar vericisi konumunda olan amcanın iyi tarafından kalkmış olmasını umuyorum.
Maça savunmada silik, hücumda üçlük çizgisinin gerisinden son derece keskin bir şekilde başladık. İlk dört üçlük denemesinin hepsi isabetliydi ki bunlardan birinin Lavrinoviç imzalı olması sene başından bu yana %19-20 civarında üçlük atan Litvanyalı açısından son derece kritikti. Galatasaray içeriden sayı bulurken biz neredeyse boyalı alana uğramaya tenezzül etmeden skor bulduk. Bu delice üçlük yüzdesiyle 8-10 sayılık farkı yakalasak da Saras'ın oyuna girdiği bölümde baskı karşısında birkaç hatası, ile Tutku ve Andriç'in sayılarıyla Galatasaray farkı eritti. Saras'ın faul atışlarıyla ilk periyotu 4 sayıyla önde kapattık. 20-16
İkinci periyot yine savunmalar yumuşak başladı. Schumbert'in iki üçlüğüyle Galatasaray öne geçmeyi başarsa da Schumpert'in hücumdaki zehrine savunmada Mirsad'la baş başa bırakarak panzehiri bulduk. Mirsad'ın arka arkaya sayılarıyla skor bulurken Ömer'in Tutku'yu yavaşlatmasıyla Galatasaray hücumları gittikçe potadan uzaklaşmaya başladı. Mirsad ve Lavrinoviç'le dört numaralı pozisyondan bulduğumuz sayılarla farkı çift hanelere çıkardık. Lavrinoviç'in Andriç'e yaptığı temiz blokta bu arada boşa gitti hakemin işgüzarlığı yüzünden. Periyot sonlarına doğru her zamanki hastalığımız olan biraz gevşeme yüzünden abuk subuk hatalar yapsak da ilk yarıyı dokuz sayıyla önde kapadık. 47-38
Üçüncü periyot kaldığımız yerden üçlük isabetleriyle başlayıp savunmayı sertleştirince fark önce 15'leri sonra da Tomas'ın üçlüğüyle 20'leri buldu. Tutku, Kinsey tarafından savunulduğunda Kinsey iyi bir bireysel savunmacı ama iyi bir pick and roll savunmacısı olmadığı için çok kolay ekarte edilebiliyor perdeyi yiyince, Ömer daha aklıyla, oyun bilgisiyle pick and rolleri savunabildiği için Tutku onun tarafından savunulduğunda Galatasaray hücumunun akıcılığı azaldı bu çeyrekte. Oktay Mahmudi Abdi İpekçi'deki maçtaki dayak atan savunma karşısında sus pus kalan hakemleri Kayseri'de bulamayıp sahaya bir kaç kez girince çok istediği teknik faulü aldı. Üçüncü periyotun sonunda fark 23'leri gördü ve 60-49'la son periyota girdik.
Son periyot oyuncular fişi çekmiş olmanın rehaveti ve Galatasaray'ın tam saha presiyle bir anda şaşkınca dolaşmaya başladılar. Üst üste hücumlarda topu potaya atamadan döndük. 7-0'lık bir seri yiyerek başladığımız periyotun ortasında fark 12'ye kadar düştü. 6 dakika boyunca sadece Preldziç'in fast breaktan bulduğu bir sayı vardı bizim hanemizde. Saras'ın baskı kaşrısında bocalaması, Kinsey ve Emir'in erken şut tercihleri ve Emir'in Haluk'a yaptığı aptalca faul sonucu yediğimiz üç sayıyla fark 7'ye kadar düştü. Bu bölümde hakemlerin çok ucuz düdüklerle Galatasaray'ı bolca serbest atış çizgisine yolladıklarını not etmek lazım. Ukiç'in son dakika içindeki basketiyle 5'e kadar inen farkı tekrar 7'ye çıkarıp krize soktuğumuz maçı kazanabildik sonunda. 77-70
Bardağın dolu tarafında sene başından beri problem olan Lavrinoviç var. 4 tane üçlüğü 13 Euroleague maçının tamamında bulamamış Litvanyalı bu maç 4/5 üçlüğü 21 dakikada attı. Taurasi'nin ilk maçında 11 de 0 attığı ve kısa süren Türkiye kariyerindeki en kötü maçını oynadığı salonda Lavrinoviç en iyi maçını oynadı. Üçlük yüzdemiz yine süper %57 ile. Problem yaşadığımız faul çizgisinde de %87 ile oynadık. Bardağın boş tarafı, hatta bomboş tarafı demek lazım son periyottaki düzenden çıkmış halimize. Maçı kazansak da son periyot koç da oyun kurucular da sınıfta kaldı. Spahija tam saha baskı karşısında Ukiç-Saras'ı bir arada kullanmayı denemedi, sahadaki oyuncular ise maçı bitirmeye oynadılar. Yani 8-10 sayı öndeyiz diye süreye oynamak kadar aptalca bir şey yok. Baskı yapılıyorsa baskıyı cezalandırmak için oynarsın ki baskı geri tepsin. Baskıdan topu kurtarıp 6-7 saniye kala topu birine teslim edip Allah'a emanet hücum ettik bu bölümde. Bu seviyede bir takımın 23 sayıdan maçı komaya sokması kabul edilemez. Bu sene ilk kez de olmuyor bu, Valencia maçında da son 3 dakika skoru korumaya oynamış ve yine komaya sokmuştuk maçı. Sene başındaki Efes maçında da yine 17 sayı öndeyken vermiştik. Spahija'nın bu durumlarda takıma müdahale edememesi de problem. Buralar bu hataları kaldırıyor ama özellikle 8'li finalde biribirine yakın geçecek maçlarda başımıza iş açacak bu son dakikaları kötü oynama problemi.
Bardağın bir başka boş tarafı delici guardı savunamamak. Ligdeki Galatasaray maçındaki aynı senaryoyu bir kez daha yaşadık bugün. Tutku-Andriç ikilisine kariyer maçlarından birini oynattık. Bu kadar kötü pick and roll savunması yapabilir bir takım ancak. Kısayı savunan oyuncu Kinsey olmamalı bu durumlarda. Uzunu savunan da Oğuz olmamalı, Eğer rakip sürekli bu 1-4 numara ile tepe pick and roll'ü oynuyorsa bu pick and roll savunmasını dışarda Ömer içerde Kaya ile yapmak lazım. Nitekim Ömer'in savunduğu bölümlerde Tutku biraz yavaşladı bu maçta da. Andriç'in 30 sayısı Tutku'nun 13 asisti bizim pick and roll savunmasının hal-i pür melalinin göstergesi
Hakemlere gelince skora göre düdük çaldılar. Maç başa başken çalamadığı düdükleri son periyot çok ucuz çaldılar. Maç 15 sayı değil de başa baş gitse o düdükleri çalamayacaklar oysa. Bir not da Sean May için. Arkadaş, takımın derbiye çıkacak sen maçtan yarım saat önce Twitter'de fink atıp "ipod'a şu program nasıl yüklenecek bu programı çalıştıramıyorum" derdindesin. Maçtan iki dakika önce kamera çekiyor gözü hala ipod'unda adamın. Twitter'de attığı twitlerin de yüzde 80'i ipoduyla ilgili. Şu ipod la ilgilendiğinin yarısını post up oyununa ve şutuna versene arkadaş ne biçim adamsın sen, tövbe tövbe.
13 Şubat 2011 02:53
maçı yayınlayan kanal uyduda var ve şifresiz olarak yayınlıyor maçları. efes'in maçını ve bizim 2 maçı da izledim orda haberiniz olsun. sports tv'nin frekansları şöyle:
10970 V 30000 SR Fec Auto
hadi kupalı günler.:)
13 Şubat 2011 17:55
Helal be hocam şimdi mi söylenir bu. Bu sports tv lig maçlarını veriyor mu peki?