Deja vu



Başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiş Fenerbahçe Kadın Basketbol takımı 1-8 eşleşmesinde gelebilecek en güçlü ve kendisininde çeyrek final belalısı Spartak karşısında ilk bir iki dakikalık bocalama olsa da çok iyi girdi maça. Bu sene Euroleague'in en iyi savunmacısı seçilmesi gereken Hacettepe'nin katkılarına rağmen ilk yarı çok iyi savunma yapan, özellikle kısaları çok iyi savunup Bird ve Prints ikilisini kilitleyen Fenerbahçe hücumda da Nevriye ve Matoviç'e sırtını verip bir anda öne fırladı. Uzunlar arası mücadeleyi kazanınca ilk periyotu 25-12 önde kapadık. İkinci periyot Spartak hücumda biraz toparlansa da savunmada sürekli bir adım geride kaldılar ve Fenerbahçe skor olarak çift haneli farkları korudu periyot boyunca. İlk yarıyı da 16 sayı farkla 47-31 önde kapatmayı başardık.

Geçen yıl çeyrek final ikinci maçında son periyota 15 sayı önde girip Spartak forması giyen Hacettepe gazisi Taurasi'nin 39 sayısıyla kaybettiğimiz Spartak maçını düşündüm devre arasında ama bunun bir kez daha tekerrür edebileceğini düşünmemiştim.

İkinci yarı resmen uyuyarak başladık, yediğimiz bütün sayılar o kadar kolay basketlerdi ki çoğu pozisyonda el bile kalkmadı. Alan savunmasına dönen Spartak'a karşı uzunlar dominasyonunu yitirince kısaların şut ve penetre katkısı da gelmeyince fark 5-6'lara kadar düştü bu periyotta. Hücumda Horakova'nın potaya bakmaması, Anete'yi iyi tutmaları ve Angel'in felaket performansı takımı hücumda kilitledi. Üçüncü periyot Spartak geri dönüş sinyalini güçlü biçimde vermiş oldu 64-59. Bir devrede 31 sayı yiyen Fenerbahçe savunması bu periyotta 28 sayı yedi. Savunmanın nasıl dramatik düştüğünü gösteriyor bu veri.

Son periyotta Spartak'ın momentumu eline geçirisini biz teleizyondan Ratgeber kenardan beraber izledik. Nevriye, Matoviç ikilisinin ayakta duracak hali kalmayınca hücumda potaya bakan kimse kalmadı ve bitime 6 dakika kala Spartak öne geçti. Sue Bird ve Prints'in ikinci yarı inisiyatifi tamamen almaları sonucu Spartak hücumu akışkanlığı sağladı. Şutlar girmeye başladı,geniş rotasyon avantajı sonucu ribauntlar ve savunma sertliğinde öne geçildi ve Sue Bird'in maça nokta koyan üçlüğüyle avantaj cepte Moskova'ya dönüldü. 78-86

Nevriye'nin 24 Matoviç'în 20 sayısı uzunlardan hücumda verim aldığımızı gösterse de kısaların felaket performansı ve yorgunluk ipimizi çekti. İlk yarı üst düzey savunma yapıp 31 sayı yiyen bir takımın ikinci yarı savunmada el bile kaldıramayacak duruma düşmesi çok ilginç. İkinci yarı 55 sayı yedik. Ratgeber Nevlin ve Sutton Brown'u hiç kullanmayarak uzunların tükenişini kenardan izledi. Sezon başından bu yana neredeyse 40 dakika oyunda kalan iki uzunumuzun enerjisinin bitmesiyle de havlu attık maç sonunda. Angel'in felaket hücum tercihleriyle, top kayıplarıyla ve hiç güven vermeyen şut stiliyle gecenin Ratgeber ile beraber en büyük hayalkırıklığı olduğunu belirtelim.

İkinci maç Cuma günü Moskova'da. Açıkçası oyuncuların da çok umutlu olmadığını düşünüyorum Moskova'daki maç için. Maç sonunda Aziz Yıldırım'ın federasyona ve doping merkezine serzenişi ve "zaten bu takımın bugün kaybedeceğini biliyorduk" anlamına gelen tuhaf açıklamasından sonra oyuncuların da ikinci maç için çok motivasyon hissedebileceklerini sanmıyorum.

Velhasıl yine final-four eşiğinde bir Rus takımına elenmeyle yüz yüzeyiz. Bu kaçıncı deja vu?


2 comments:

  1. aethewulf dedi ki...

    maçın adamı kesinlikle turgay atasu. özellikle, taurasi ve penny'i aynı anda tutması, oyunculara şut şansı bile vermemesi yalnız spartak savunması açısından değil dünya basketbol tarihi açısından bile gelmiş geçmiş en iyi savunma örneklerinden bir tanesiydi. yine fenerbahçe'nin momentumunu bozacak büyük motivasyon kayıplarına yol açması, kulüp başkanından masörüne kadar bütün takımda bir halsizlik / hedefsizlik yaratması ise ilk yarıdaki performansımıza rağmen maçı belirleyen psikolojik etken oldu. hem savunmada, hem de hücumda atasu bu derece etkin olup göz doldururken spartaklı oyuncuların yapacağı tek şey fenerbahçe üstüne gitmekti ki, skoru tayin eden de bu oldu. atasuyu kutluyorum. seneye beşiktaş ilk beşinde başlamalı.

  2. MMRKML dedi ki...

    FB taraftarı kampanyalar düzenler, ikisi gitti öldük bittik şampiyon olamayız der, FB başkanı çıkar avrupa şampiyonluğunu elimizden aldılar der. Birileri çıkar blog aleminden onlar dönene kadar ilişkimi kestim takımla der. Bunları söylerken kalan kızlarımızın Nevriye'mizin Birsel'imizin vs. psikolojisini hiç düşünmezler. Çok yazık oldu. Ama inanıyorum ki bu takım Dee'siz de Penny'siz de önümüzdeki iki maçı alacak güçte.

Yorum Gönder