Timsah Derisi Kızarmaz
Türk Futbolunun Amerika Birleşik Devletleri Fenerbahçe. Bizim medyamız başka yöntem bilmiyor, önde olanı ancak komplo teorileri ile ifade ediyor. Bizim insanımız başka yol bilmiyor, rakibine ancak kara çalabiliyor. Biraz yukarıda olanın karşılaştığı iftiranın, yalanın haddi hesabı yok. AKP seçimlerde 20 milyon oy alır, sebebi belli uluslar arası oyunlar, ABD, Soros, AB, Yahudiler bir de kömür. Olan olay ve olguları somut verilerle doğal hayata en uygun şekilde açıklama gibi bir şey bilmiyoruz. Diyelim 42 milyon insanın katıldığı bir seçimde, sosyolojik parametreler, ekonomik göstergeler, bireylerin yaşama alışkanlıkları, diğer partilerin durumu hepsi hava civa, ABD destekledi aga.
İnanılmaz bir komplo teorisi hazinemiz var. İster İslamcı, ister Kemalist ister milliyetçi olsun herkesin kendi meşrebince açıkladığı doğa üstü olaylar, büyük güçler ve hinliklerle bezenmiş hikayeler. Türkiye’yi sabetayistler yönetir, ABD’yi Yahudiler, Turgut Özal yeşil kuşak’ın ürünüdür, AKP’yi ABD iktidara getirir, bunları da herkes bilir. Anasını satayım sanki memleketin yarısı CIA Ortadoğu masasında görevli, bu ülkede wikileaks gibi gerçek komploların ifşasına bile dayanamayanlar var. Bunu dahi yetersiz buldular ve bir komplo teorisi ile izah ettiler. Şurada bir takım insanlar rasyonel açıklamalar yapmaya çalışıyorlar, diyelim ekonomik, sosyolojik parametreleri izaha kalkışıyorlar, sınıf çatışmasından, yerel ve uluslarararası dinamiklerden bahsediyorlar kimsenin dinlediği yok. ABD, İsrail, Uluslar arası Yahudi, Sabetayistlerden mürekkep bir dille her olana bir izahat getirmek mümkün.
Fenerbahçe, Türk Futbolunun Amerikası. Bir türlü ekonomisinden, taraftar kitlelerinin genişliğinden, sosyolojik alt yapısından, kadrosundan velhasıl futbol sahasındaki sonucu belirleyen gerçek durumlardan bahsedemiyoruz. Hıncal Uluç gibi adamlar, efendim Beşiktaş’ı futbolun Filistini zanneden yazı erbabı, Açız diye ferrarisinde ağlayan Hasan Şaş gibi büyük dehalar, Adnan Aybabalar, Tamburacılar, Ermanlar 10 senedir büyük bir Fenerbahçe – Aziz Yıldırım komplo teorisi yaratarak milyonlarca insanın aklına tecavüz ettiler.
10 senedir Fenerbahçe Ulusoy gibi apaçık Galatasaraylıların da dahil olduğu tüm federasyon yönetimlerini tek elden yönetiyor. 10 senedir Aziz Yıldırım hakemleri bağlıyor, hakemler ya korkularından ya akçeli ilişkilerden buna ses çıkarmıyor, medya zaten Fenerbahçeli, masa başı oyunlarını bir türlü kamuya izah etmiyor, Allah’a şükür Hıncal gibi değerli yazarlarımız var, bir bakışta çözdükleri bütün bu komploları da halkımıza bildiriyor. Sayısız blog, binlerce forumcu, on bin internet gazetesi okuyucusu her Allah’ın günü bu hikayeyi bize anlatıyorlar. Diyelim aynı dönemde Kerem Gönlüm’ün doping kullandığı açıklansın mesele değil “Fenerbahçe gündem değiştirmeye çalışıyor” diyelim Keita uçan yumruk atıyor “Roberto Carlos arkadan çekmiş” oluyor, diyelim Arda kol hareketi yapsın mühim değil. Şu ülkede Volkan’ın götüyle top durdurması kadar konuşulmadı bir Cemal Nalga olayı.
10 yıldır Fenerbahçe’nin üzerinde şaibe senaryoları döndürülmeyen tek sezon yok. Hıncal kaç kere Fenerbahçe’nin şampiyon olacağını iddia etti, nasılsa hakemler ondan yanaydı, medya da harı veriyordu, şampiyonluk kaçınılmazdı. Aziz nasılsa “masa başı işlerini” öğrenmişti. 10 yıldır Fenerbahçe 4 kere şampiyon oldu. Her sezon hakemleri bağlayan, federasyonu kafa kollayan, medyayı parmağında oynatan Fenerbahçe –üstelik karşı takımlardan oyuncuları da satın almasına rağmen- ancak mazlum, aç bilaç Galatasaray kadar şampiyon olabilmiş. Kimse utanmıyor. Bir kere Hıncal çıkıp da “özür dilerim” demedi, bir kere bir forumda yahu biz böyle bir şey iddia ettik ama yanlış çıktı diyen bir Allah kulu yok. Sezon sonunda Fenerbahçe’nin şampiyon olamamasını karnaval tadında kutlayan kitle, sezon başında bir kere daha başlıyor aynı operaya, “Aziz, Hakemler, Medya”
Şimdi şunu kabul etmek lazım Beşiktaş ve Galatasaray çok kötü yönetiliyor. 10 Sezondur fecaat gibi yönetiliyor. Beşiktaş’ın da Galatasaray’ın da gelir gider dengesi öyle kötü ki bilançolarına bakan herhangi bir iktisat / maliye mezunu sekte-i kalpten terk-i diyar edebilir. Her sezon boktan transferler ile kulüplerin parası çarçur edilirken, taraftarın beklediği başarı bir türlü gelmiyor. Taraftarın beklediği başarı aynı zamanda borsadaki yatırımları da, kulübün ticari gelirlerini de etkiliyor, Avrupa kupalarında da önemli bir başarı olmayınca turnuvalardan elde edilen gelirler de düşük oluyor. Kötü bir borç sarmalı. Herhangi bir kulüp yönetimi bu ülkede kendi taraftarına karşı şeffaf değil bunu biliyoruz. Çıkıp valla kusura bakmayın kulübü borca sokuyoruz, kötü transferler yapıyoruz, bayağı başarısız bir yönetimiz diyecek halleri de yok. Bu ülkede kötü yöneticilerin alışkanlığı hamaset. Türkiye Cumhuriyeti 80 senedir kötü yönetiliyor, hiçbir hükümet çıkıp da kamu maliyesini dengeleyemedik, rasyonel bir kamu yönetimimiz yok, verimli değiliz, uluslar arası piyasalardan kredi bulmakta zorlanıyoruz, dünyada en düşük sermaye yatırımı alan ülkelerden biriyiz, geçtim sermaye birikimimiz konusunda bile ciddi bir araştırma yok, eğitim sistemimiz fecaat insanlarımıza nitelik kazandıramıyoruz, ülkemizdeki demokrasi seviyesi çok düşük dolayısıyla verimli yönetimin önemli bir baskı unsuru yok filan demiyor. Gelsin iç ve dış odaklar, gitsin uluslar arası mihraklar, bölücüler, şeriatçılar, ajanlar, James Bond filmi gibi hikayelerle her yönetici korunaklı mazlum alanına çekilirken, bu asil ve güzel ülkenin üstünde oynanan oyunlar nedeniyle hayatımızın böyle zehir gibi olması izah ediliyor.
Yıldırım Demirören bu konuda bir efsane. 7 sezondur, Beşiktaş taraftarı kötü yönetimden başka bir şey görmedi. Şaşılacak şey değil bu 7 sezon Beşiktaş yönetiminin dış güç olarak Fenerbahçe’yi tam manasıyla hedef tahtasına oturttuğu döneme tekabül ediyor. Fenerbahçe dış güç, Beşiktaş üstünde oyunlar oynuyor, mazlum Beşiktaş’ın hakkı yeniyor. Hayır kadro kötü olduğundan değil, hayır Beşiktaş kötü yönetildiğinden değil, bütünüyle masa başı oyunlardan. İkrah ettik be kardeşim. Her sezon powerpointli, envai çeşit yöneticili “Beşiktaşlılık duruşu” temasının en az 4 kere geçtiği suya sabuna tirit metinlerin Genelkurmay Başkanı basın açıklaması ciddiyetiyle okunduğu toplantılardan midemize artık ağrı giriyor. En büyük taraftar grubundan en yüksek dereceli yöneticisine şu edebiyatı yapmaktan sıkılmadılar. Alenen söylüyorum, Türk solu dergisi ayarındaki futbol izahatlarından bunaldık, midemiz bu yemeği artık kaldırmıyor, kimse de ciddiye almıyor.
Taurasi olayından kimse utanmayacak mı? Bu ülkeye gelmiş en değerli sporculardan bir tanesine alenen iftira attılar. Turgay Atasu; Erdem beyden öğreniyoruz “Asil” bir Beşiktaşlı, bu olayı sahiplendi sayısız açıklama var. Medyada yazılanları okuyunca içimize kramp giriyor. Biliyoruz ki şu olayda bir Fenerbahçeli “prof” bunu Beşiktaşlı veya Galatasaraylı sporcuya yapsa “Aziz Yıldırım talimat verdi, Galatasaray’ın Beşiktaş’ın önünü kesmek için hatalı rapor düzenletti, sporcuyu kulübünden kopardı, böylece kulübünün başarısını garanti altına aldı” türevinden envai çeşit komplo teorisini sunacak adamların yekünü şimdi dillerine mil çekilmiş gibi sessizliğe girecek. Hıncal hariç, o Kayseri maçında şike olduğunu iddia ediyor.
Ortega’dan öğrendik, yanlış testlerin sorumlusunun Fenerbahçe olduğunu, Galatasaray yenilgisinin üstünü kapatmak için bu olayı gündeme getirdiğini iddia edenler bile var. Böyle bir iddiayı bir insan nasıl ifade eder? Nereden biliyorsun? Fenerbahçe yönetim kurulu toplantılarına mı katılıyorsun? Bunun bilgisi nedir, nereden alınır, bir insan böyle bir akıl yürütmesini, bu kadar kötü düşünmeyi nasıl başarır? Dopingin olması bile önemli değil, Fenerbahçe menfaatlerineyse var bu işin altında bir çapanoğlundan mürekkep bir güdük zihniyetle hayatını geçirip, hırsından, kifayetsizliğinden öfke küpüne dönmüş absürd adamların mantıklarıyla hepimiz uğraşmak zorunda kalıyoruz.
Yeter.
Fenerbahçe kimsenin şamar oğlanı olmak zorunda değil. İftiradan, yalandan, hakaretten, suçlamadan mürekkep bir dil gerçeği değiştirebilir mi? Gerçeğe karşı bu kadar saygısız ve öfkeli olan insanların sözlerinden bir spor kültürü bina edilebilir mi? Milyonlarca dolarlık bütçelerle oluşmuş takımlarının kendilerinin beşte biri bütçeli takımlara hababam yenilmesinden hicap duymayan, bütün bunları hakemlere, federasyona ve neticede Fenerbahçe’ye bağlayan, başarısızlığının sebeplerini kendinde değil de hep dışarıda arayan bir ergen psikolojisiyle durumları izah eden insanlardan mürekkep bir spor kültürü diyelim evrensel bir başarıya imza atabilir mi? Buyrun hepsi nal topluyor. Fenerbahçe Voleybolda, Basketbolda uluslar arası standartlarda başarılara imza atarken, onların kulüpleri ancak Fenerbahçe’yi uzaktan izliyor. İşte iftiralar, yalanlardan mürekkep analizlerle tetkik edilen Türk futbolunun hali ortada, bu ülkede Avrupa’da Şubat ayını gören kulüp yok. İkinci sınıf takımlar gelip gelip bizim ligimizin birincilerini, ikincilerini tokatlıyor. Fenerbahçe’nin en kötü yönetildiği branş olan Futbol branşı da bu dediklerimizden muaf değil, basbayağı yanlış politikalardan şampiyonlar ligi çeyrek finalisti bir takımdan Young Boys’a elenen bir garabet yarattık. Tesellimiz bunu komplo teorileri ile izah etmeyecek kadar aklımızın başında oluşu.
Çok utanmaz, çok arlanmaz insanlar var karşımızda ve bu insanlara edep, haya öğretecek değiliz. Diyelim turnosol kağıdı gibi hayatımızın ortasına giren Defne olayında veya 19 yaşında bir genç kızcağızın tekmelenmesinde duruşu da görüşü de belli olan insanlara bizler futbol üzerinden hayata dair bir şey öğretemeyiz. Ama somut gerçeği hatırlatmak hakkımız, 10 sezondur her şeyi yöneten mutlak güç Fenerbahçe nasıl 4 kere şampiyon oldu? Deriniz timsah derisi mi hiç kızarmıyor?
17 Şubat 2011 02:22
Ben cok sinirliyim, cok. Icimden gecenleri yazacagim ama bu sinirin yatismasini bekliyorum. Hepsinin uzerine Taurasi'nin, Taylor'in, Fenerbahce taraftarinin laneti bulasti. Hepsi tek tek suratina tukurulecek adamlar.
17 Şubat 2011 02:32
Bakalım daha neler öğreneceğiz? Ben dün yaşananları Fenerbahçe'nin Galatasaray mağlubiyetini unutturmak için tezgahladığını öğrendim birilerinden.
Yarın bir gün daha ilginç şeyler de çıkabilir.
Önümüzdeki komplolara bakacağız.
17 Şubat 2011 02:33
Öğrendiğimden beri lanet ediyorum, yapılan kahpelikler arşa ulaştı artık, hala daha sınırı zorluyor bazıları. Kadınlar liginde kim şampiyon olursa olsun bu lig lekelenmiştir, kimse bu gerçeği değiştiremez, hiç zırvalamasın karşı yakanın taraftarları.
17 Şubat 2011 02:40
Fenerbahçe'nin 4 şampiyonluğu da Susurluktaki Mercedes'in kamyona çarpma hikayesine benziyor. Mükemmel bir yazı. Tebrik ederim
17 Şubat 2011 02:46
muhtesem bir yazi, her kelimesine katiliyorum. Fb'li yoneticilerin artik tum islerinin bu pislikleri temizlemek olmasi lazim cunku bu olaylar temizlenmedigi ne turk sporunun ne de Fenerbahce'nin bir basari gosterme sansi yok. Aziz Yildirim geldiginden beri yanlis hatirlamiyorsum Gs 7,FB 4 kez sampiyon oldu!Her sene hakamleri,rakip takimi,federasyonu kontrol eden FB niye peki Tr liginde sampiyon olamiyor diye soran kimse yok mu??
17 Şubat 2011 02:47
fenerbahçeli değilim ama gerçekten muazzam bir yazı olmuş.
17 Şubat 2011 07:00
ne kadar mümkündür bilmiyorum,biraz ütopik düşünüyor olabilirim ama taurasi'nin bu adamları uluslararası mahkemelerde süründürmesini istiyorum.bu basit bir ''çamur at izi kalsın'' değil.iki numunede de yanlışlık yapılması nedir abi? birilerinin sırf fenerbahçe nefreti için yaptıkları muhteşem bir kariyeri mahvetti.ve yine bilmiyorum bu ne kadar mümkündür,taurasi'nin sene sonunda takıma katılmasını diliyorum...bu yaratıkların yaptıkları yanlarına kâr kalmasın...
17 Şubat 2011 10:44
bildiğim küfürler bittiği için, çareyi küfür haznemi genişletmekte buldum. atasü gibi, uluç gibi insanların değer gördüğü bir ülkede yaşıyoruz, içim kan ağlıyor. ne halleri varsa görsünler, ben penny ve taurasi gelsin başka bişey istemiyorum. zaten sesimiz çıkarmasak ta bu zavallılar kendi geliştirdikleri komplo teorilerini içinde boğulacak
17 Şubat 2011 11:39
güzel ve bir o kadar da sinir bozucu, evet.
17 Şubat 2011 12:39
güzel bir yazı. Aynen hissediyorum ve katılıyorum; ama ne yapabileceğimi bilmemenin etkisiyle içimi kemiriyorum.
17 Şubat 2011 13:17
Suratına tükürdüğünde "yarabbi şükür" diyen adamların yaşadığı ve soluduğumuz havayı kirlettiği bir ülke burası. uluç beyefendi utanmadan bir de bugün bu konuda yorum yapmış. fenerbahçe ve taurasi hacettepe ve atasü başta olmak üzere tüm sorumluların ipliğini pazara çıkartacak ve donlarına kadar tazminat ödettirecek hukuki girişimlere hiçbir taviz vermeden başlamalıdır.
17 Şubat 2011 13:46
Eğer Aziz Yıldırım dedikleri kadar güçlüyse şu andan itibaren taş üstünde taş omuz üstünde baş koymaması lazım. Çok ciddi olaylar ve uluslararası yaptırımlar lazım. Basketbol federasyonunda, Hacettepe Üniversitesinde bir tane kişinin bile görevde kalmaması lazım. Basındaki Anti-Fener şakşakçıların itibarının iki paralık edilmesi lazım. Ünal Özüak gibi sıçtık bari sıvamayalım tarzı yazılara itibar edilmemesi lazım. Bu ayıp nasıl temizlenecek derken kendi ayıplarını da bunlara katıyor mu sormak lazım.
Umarım yarın saat 14:00'te dağ fare doğurmaz...
Bir de PVH'nin yazısına yorum olarak yazmıştım ama timsah değil eşek derisi bunlarınki...
17 Şubat 2011 14:41
Onları derisi Timsah derisi değilki onlarınki gergedan derisi hiç bir şey olmaz merak etmeyin bir müddet sonra yaptığımız vay efendim trilyonluk tesis kapatılırmıymış ulan şeref yoksunları ulan karaktarsiz, ulan haysiyetsizler biz size trilyonluk tesis ,merkez yapamazsınız demedik biz size onları işletecek "ADAM" gibi "ADAM" "PROF" gibi "PROF" bulamazsınız dedik ama anlayana herkes kapısının önünü temizlerse çöpçülere iş kalırmı
saygılarımla
17 Şubat 2011 15:22
İlim cehaleti alır eşeklik baki kalır
17 Şubat 2011 16:43
çok güzel olmuş arkadaşım.üstüne kafa yorup iki satırda ben yazayım demeye gerek yok.sadece bu haksızlıkların karşılığını nasıl alacak fener.alınamayan kupaların, başarıların hesabını kim verecek.
17 Şubat 2011 16:47
Turgay Atasü Beşiktaş'ın taraftar sitelerinden birine açıklamada bulunmuş. Biri bunu izah etsin, sen Beşiktaş yöneticisi misin? Yoksa takımlar üstü bir kurumun başkanı mısın? Konunun Beşiktaş'la bir alakası var mı? Onlardan destek mi bekliyorsun ortalığa çıkan rezaletten sonra?
17 Şubat 2011 17:44
@jbck
Nereye konuşmuş acaba?
17 Şubat 2011 20:47
O timsah ntvspor radyoya konuştu bugün.
17 Şubat 2011 20:57
@ortega
kartalbakışı diye bir site.
17 Şubat 2011 23:11
son 4-5 yazınız o kadar güzel o kadar yeterli ki herşeye anlatmaya.sadece süper olmuş demek kalıyor insana. çok ama çok güzel. heryerde paylaşalım lütfen.
18 Şubat 2011 03:03
harika bir yazı. bir toplumu "ordu-millet" diye şekillendirirsen, içeride ve dışarıda düşmanlar bulmalısın. spor alanında, iç düşman fenerbahçe, ve yıldırım doğal olarak.
elinize sağlık çok güzel bir yazı.
not: beşiktaşlıyım.
19 Şubat 2011 10:19
10 numara olmus hocam. bir nefeste okudum yaziyi. senin de dedigin gibi Yeter Artik!!!