Kutsal Kasesi Bol Camia
aethewulf geçen seneler sahada hırçınlaşan, bir ara işi gücü bırakıp en alakasız maç sonunda bile Fenerbahçe hakkında demeç vermeye başlayan Arda hakkında "kutsal kaseniz mi?" diye sormuştu. O anlamsız hareketler camiasında makul karşılanıyordu çünkü Arda "asimetrik hareketle yıpratılmaya" çalışılıyordu. Şimdi görüyoruz ki sorun Arda'ya özel değil. Beşiktaş ve Fenerbahçe camialarında her ne kadar seçimlerde güçleri yetmese de mevcut yönetime ve özellikle başkanlara ciddi ve sert bir muhalefet var. Bu muhalefeti yapan bir avuç insan Fenerbahçe'de bilet fiyatlarını indirtti ve hatta öyle bir tehdit olarak görüldüler ki tribünde yanlarına izbandutlar dikildi, kombine iptaliyle korkutuldular.
Diğer taraftan Galatasaray taraftarı da özellikle Fenerbahçe başkanına ve onun üzerinden Fenerbahçe'ye giydirmeyi hobi haline getirmiş durumda. Aralarında Fenerbahçe resmî sitesini hata bulmak için benden daha iyi takip edenler var. Onlara göre Türk sporundaki kötülüklerin kaynağı Aziz Yıldırım. Uzun süredir yapmıyor olsa da Aziz Yıldırım'ın fevri çıkışlarını örnek verdiler. Son zamanlarda da şu mantıksız ve kimseye bir faydası olmayan istifa edip geri dönmesi üzerinden bu analizlerini yapıyorlar. Haklı oldukları noktalar var elbet, Aziz Yıldırım hakkında çok fazla yazdık, Fenerbahçe'ye ve Türk sporuna bazı hareketleri ve eylemleri nedeniyle neden zarar verebildiğini de anlattık. Onların da hakkı bunu yapmak. Yalnız müthiş bir haksızlık ve değerlendirmelerde "asimetri" iyice rahatsız etmeye başladı. Son senelerde Fenerbahçe yöneticileri taraftarın hakeme isyan ettiği maçlardan sonra bile çıkıp tek kelime etmemişken, birileri gibi sinevizyon şovlarıyla federasyona ve hakemlere gözdağı vermemişken, Anadolu takımlarından oyuncuları ayartıp laf kavgalarına girmemişken hâlâ sorunların merkezine Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe'yi koyanlar kötü niyetlidir.
Adnan Polat'ın son senelerde yaptıklarından sonra hâlâ kimseye faydası olmayan bir istifa, geri dönüş faciasını bütün olanların eksenine oturtmak, Beşiktaş başkanının izansızlığıyla dalga geçmek fakat Adnan Polat'ın yaptıklarına dair tek kelime etmemek kustal kaseciliğin camiaya nasıl sindiğini göstergesi. Daha geçen sene "Galatasaray Türkiye'dir" başlıklı bir muhtıra verildi. Onun üzerine haftalarca federasyon başkanı üzerinden politika yapıldı ve stadımıza sokmayız bile denildi. MHK başkanı ve gözlemcilerin üzerine "bağımsız" yayın organları, Fenerbahçe üzerinden saldırmaları için salındı. Başarıya ulaşıldı ve o günlerden beri Galatasaray hakemlerden şikayetçi değil.
Geçen gün Kayserispor dışında tepki almamasını akıl almaz bulduğum bir açıklama daha geldi Adnan Polat'tan
"Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un maçlarını izledim. Bu hepimizin sorunu. Şunu görüyorum ki saha içinde, tabir çok hoşuma gitmese de, 'kasap' diye taraftar tarafından adlandırılan futbolcular çok vicdansızca yıldız futbolcuları tekmeleyerek durdurmaya çalışıyorlar."Geçen sene hakemlere saldırı için "Fenerbahçe ve Galatasaray'ın düştüğü duruma bakın" diyen Adnan Polat yine aynı taktiğe sarılmış. "Galatasaray Türkiye'dir" diyerek muhtıra verip ardından hangi yüzle yapıyorsa yapıyor ve Fenerbahçe'yi kirli savaşında yanına çekmeye çalışıyor. Kahvehane ağzıyla yapılan "kasap futbolcu" benzetmesini Aziz Yıldırım yapsa gelecek tepkilerin nasıl olacağını, o tepkileri vereceklerin şimdi sus pus olup bu söylenene kafa sallayarak hak verdiklerini biliyoruz. O yüzden kendilerine en ufak bir saygı ve itimadımız yok. En başta futbolculara hakaret bu. Elinde nasıl bir veri var ki böyle bir açıklama yapabiliyor? İspanya liginde 100 maçta 4 futbolcu darbeye bağlı sakatlanırken Türkiye'de 100 maçta 20 futbolcu mu sakatlanıyormuş? Bu açıklamanın amacının hakemlere "bakın, sertliğe esneklik göstermeyin, kartları kullanın, bizim oyun tarzımız budur" mu demek? Amaç bu mu? Keita'nın her darbe aldığında yaptığı, ünü dünyaya yayılan "hacı ben ölüyorum, Azrail'le pençeleşiyorum şu an" hareketiyle bunun bağlantısını kurabilir miyiz? Kurarsak ne çıkar?
Aziz Yıldırım ve Yıldırım Demirören'in beceriksizliklerini yazıp çizmek, onların üzerinden koca camialara hakaret etmek keyifli bir iş. Bir kişi de artık son yılların yıldız başkanı Adnan Polat'a laf etsin. İki senedir bir tane Anadolu takımıyla sorun yaşamayan Fenerbahçe hakkındaki "Fenerbahçe'yi kimse sevmez, çünkü Aziz Yıldırım hörörörörö" analizlerinizi bir cebinize sokun da son senelerde Adnan Polat'ın diğer takımlarla girdiği kavgalar üzerinden kendi camianızı eleştirin. O zaman biraz daha ciddiye alınırsınız.
6 Şubat 2010 23:23
evet sizler alışmışsınız en ufak dokunuşta lehinize faul verilmeye.
bakınız bursapor maçı.
faul olamayan duran 2 toptan gol. sonrası zaten önemsiz.
denizli maçında caner erkin'e yapılanlar ise sadece oyunun bir parçası değil mi?
evet öyledir.
diktatör aziz çok yaşa.
6 Şubat 2010 23:31
"diktatör aziz çok yaşa" hangi ritimle soyleniyor? iki dortluk geleneksel slogan ritmine oturtamadim. bence "diktator aziz sen cok yasa" olsun, o zaman ritme uyuyor.
6 Şubat 2010 23:52
Sevgili Pvh doğal olan budur, bu yazıya bence hiç gerek yoktu.Ne demiştim?
''Çapulculuk, yaygaracılık, 2 gram menfaat için ikiyüzlülük ve çirkeflik yapıyorlar''.
Dikkat ettiniz mi düğmeye basılmış gibi Gsli bloglar birbirinin aynısı yazılar yazdılar, ardından Adnan Polat'ın açıklamaları geldi.
Bunların iliklerine işlemiş, başkanından taraftarına kadar.
Maç içinden ekran görüntüsü alıyor, aha diyor, oyuncularımızın ayağını kıracaklardı.Biz böyle menfaat için maç izlesek neler buluruz.İşte en son Bursa maçında bile Özer'e gelen tekmeler.
Biz yaygaracı değiliz, herkes kendi meşrebinde.
Biz istesek de onlar gibi olamayız.
Bırakın çapulculuğa ve yaygaracılığa devam etsinler.Asalet başarıyla gelmiyor, öyle olsaydı bunları yapmazlardı, 1 hafta önce transferlerle akılları başlarından giderken şimdi kara kara düşünmezdi bu görmemiş sürüsü.
7 Şubat 2010 00:06
Baros çime ters basarak sakatlanmıştı, Jo'nun pozisyonunu maçı izlediğim halde hatırlamıyorum darbe mi değil mi, ancak yanılmıyorsam Kewell da antrenmanda sakatlanmıştı. Darbeye bağlı sakatlık göremedim pek, tabi Kewellın sakatlığı hariç, çünkü antrenmanda sakatlandı diye hatırlıyorum ve o zamanda Adnan Polat içerdeki kasaplara müdahele etmeli. Yıldız oyuncu korunmalı buna ben de kabulüm ama bunu istemek biraz kayırılmak istemek değildir de nedir.
Bugün istediği oldu, Keita hem futbolculuk hem de Holivud aktörlerini aratmayacak oyunculuğa sahip bir yıldız, dolayısıyla korunmalıydı ve hakem şakkadanak kırmızıyı gösterdi
7 Şubat 2010 00:16
Ya Gs'lilerin agladiklari maclara bak ya! Bunlarla mi mantikli tartisilacak? Caner'in Denizli maci diyorlar. Ankarasporlu Hurriyet 3 sezon teklemedi Alex'i, dunki cocuk Caner'e 1 macta tekmelemisler umrumda olmaz. Fener'e orta sahada 3 tane yanlis faul verilse cetelesini tutarlar, cunku baska laflari yok. Insan utanir ya hakikaten utanir.
7 Şubat 2010 02:57
@Adsız 06 Şubat 2010 23:23
Baktık Bursa maçına,
sizin deyiminizle "Kasap" Mustafa Keçeli 90 dakikayı tamamlamış.
Hayırdır?
Hani her şey lehimizeydi?
Gerektiğinde pozisyon,pozisyon analiz etmesini biliyorsunuz kendi maçlarınızda.
Fb'ye geldi mi maçı izlemeden o faul değildi,bu gol değildi,Fener neden kazandı demeyi biliyorsunuz ama.
Şu yazdıklarınız hakkında biraz düşünün lütfen..
8 Şubat 2010 00:33
Maç tamamlama konusunda bir kupa -finalmi idi yarı mı idi hatırlamaz bu ihtiyar- maçında baki mercimek vardır ki azizin başkanlık sürecindeki en baba kariyeridir zannımca. Kasaplığın almanağını sunmuş idi lakin maçıda gayet güzel tamamlamışdı. Oysa tacı değişik topla attı diye atılan gökhan gönülleride gördük. Olur öyle şeyler. İdare edelim. Çamura taş atsan malum gene sana sıçrar. Bulaşmayın canlar.
8 Şubat 2010 10:20
Ve son Fenerbahcenin kayırılması örnegini de dün aksam diyarbakır macında gördük..Bogaza sarılan topuz adam oldurmekten bile yargılanabilirdi Gs lı arkadaslarımıza sorsak..Barıs ise bogazına sarılınca anlık tepkiyle sarıldı topuzun bogazına..Ona sarı verilmesi normal yani..Sen daha istifa etme aziz ordan..Cıkar 400 liralara tv gelirlerini..Ben yaptım diye dergilere de cık..Seneye gelicek baskan da sana cok duacı olur merak etme..
8 Şubat 2010 12:56
Adsızdan 06/02/10 -23;:23 adsızına ,
Bizim arşiv her takıma karşı çok geniş. Verdiğin örnekteki takım üzerinden bir soru :
Geçen yıl Bursa'da oynanan ve 2-1 Bursa 'nın kazandığı maçta yere düşen Emre'nin göğsüne ve omzuna aynı anda kramponuyla basan futbolcuyu atmayan ve Emre'ye de " ne işin var adamın ayağınını altında " tadında sarı kart gösteren hakem hakkındaki fikrin nedir ?
Hakemlerin normal yönetip , çalması gereken faulleri çaldığı her maç bünyenize dokunuyor. Çünkü anadolu takımları başta olmak üzere Fenerbahçe'yi faullerle sahada dövüp kartsız maç bitirmeye alıştırıldınız.