Aziz Yıldırım İstifa Eder mi?
Transfer yapmayarak risk almıştınız, nefesiniz yeterse Lugano, Alex sakatlanmadan ligi bitirirdik, iki hafta bile yetmedi nefesiniz. Rezil, kepaze bir futbol. 4 haftadır Daum ve yönetimin basındaki beslemeleri, taraftarı "mücadele" diye kandırıyor. İkinci devre başladığından beri lig ve Avrupa Kupası'nda oynanan 6 maçta yenilen gol sayısı 10. Maç başına 1.66 gol yiyoruz. Mükemmel mücadele gerçekten, gurur duyuyoruz.
Daum'un bu sezon yaptığı saçmalıklardan bunaldım zaten. Şu maça Deniz ve Güiza başlayınca bu adamlar kazanılmış mı olunuyor? Deniz'in yaptığı rezil hatadan sonra ilk 11'de maça başlaması diğer oyunculara hakarettir. Güiza'yı bitiren de hayatında oynadığı en rezil maçı 90 dakika tamamlayıp üzerine bu maçta ilk 11'e konulmuş olmasıdır. İnsanların bir sabrı var, biraz kafanızı kullanırsanız o sabrın tükendiğini ve Güiza'nın bugün ıslıklanacağanı bilirdiniz. Hayır 3 gün önce iki metre top süremeyen bir oyuncunun birden kendini aşıp tek başına maç kazandırması mı bekleniyordu? Şimdi taraftarı suçlayın tabii, her zamanki gibi ihale taraftara yıkılınca bu yapılan rezillikleri unutup yönetimi savunabiliriz.
Maç 2-0 oldu, ben "2 gol daha atmazsak kaybederiz" yazdım. Volkan-Deniz-Bilica-Andre Santos-Cristian beşlisini görünce kötü takımlara en az 1 gol, vasatlara 2 gol, biraz iyi takımlara 3 gol yazıyorum kafadan. Maç başında belliydi en az 3 gol yiyeceğimiz. Bilica'nın savrukluğuna illallah diyoruz artık. Yanında Lugano olmayınca bütün dağınıklığı ortaya çıkıyor, bir de yanına marifetmiş gibi takımın en yumuşak oyuncusu Deniz konuyor. Andre Santos zaten sert bir oyuncu değil, defans iyiden iyiye dingonun ahırı oldu. Bir tane kafa topuna vurabilen oyuncu yok, bütün kafaları rakip alıyor, artık nereye vururlarsa. Kalecimiz zaten kaleyi bulan her şutu aldığı için kaleye vururlarsa gol yoksa kurtarıyoruz, tamamen rakibin insafına kalmış. Bir tane hava hakimiyeti olan veya hızlı stoper alınmadı. Neden? Çünkü Barcelona transfer yapmamış devre arasında. Bravo.
Emre sezona muhteşem başlamıştı, şimdi kötü oynamıyor, sadece normale döndü, daha fazlasını da beklemek haksızlık. O normale dönünce Cristian'ın vasatlığı ortaya çıktı. Top kesiciliği yok, kademeyi hızlı kapatma yeteneği de yok. Emre de ön alan baskısını bırakınca rakip orta sahayı istediği şekilde, istediği gibi geçebiliyor. Rakiplerin ilk geldiklerinde gol atıp gitmeleri tesadüf değil. Her geldiklerinde çok rahat ceza alanına girebiliyorlar zaten.
Forvette yanına yaklaşan her topu rakibe veren koca bir delik, orta sahada etliye sütlüye bulaşmadan sağa sola pas dağıtan bir oyuncu, kanatlarda hiç defans yapmayan devşirme oyuncular, defansta dağınık ve yumuşak oyuncular, kalede de alternatifi olmadığı için dönem dönem direklikten başka bir şey yapmayan bir kaleci. Fikstürün en kolay döneminde ortalama 1.6 gol yiyerek 5 maçta kaybedilen 7 puan. Lille maçında iyi dua edin, Lugano oynasın. Oynamazsa 2 gol yiyeceğimiz garanti, o zaman 4 gol lazım, geç onu. Lugano oynarsa da en az 1 gol yeriz, büyük ihtimal eleniriz. Haftaya da İBB'den 2 gol yiyerek en fazla 1 puan alırız ve lige de Avrupa'ya da 3 gün içinde havlu atmış oluruz.
Daum şampiyon olamazsa kovulacağını biliyor. Peki 3 sene üst üste şampiyonluk sözü veren Aziz Yıldırım sözünde durup istifa edecek mi? Yoksa insanlar gelecek haftadan itibaren de 3 yıldız geyikleriyle mi oyalanmaya başlayacak? Mücadele iyi ama abi alkışlamak lazım, zaten Güiza ıslıklanmasa kesin kazanırdık bugün.
- Çok iyiydi mücadele, kıran kırana maçtı abi.
- Bravo. Bir de "kıran kırana" geyiğini yaptığınız için bugün size iki madalya takıyoruz, çıkışta evraklarınızı getirin madalyalarınızı alın.
22 Şubat 2010 22:56
%100 haklısın. şöyle ki 2-0 öndeyken ben de "3.yü atamazsak galip gelemeyiz" demiştim. ekleyeceğim tek şey var. devre arasında hangi bölgeye transfer yapılmalı tarzında anketler yorumlar falan dönüyodu bloglar ve bloggerlar arasında.o zaman dediğim tek şey vardı; "dereyi geçerken at değiştirilmez mantığı bi kenara bırakılmalı ve daum gönderilmeli,en büyük transfer bu olur"...takımın şu kepaze halini gördükçe delirsem mi,haklı çıktığım için böbürlensem mi bilemiyorum.Bizi şu hallere sokanlar utansın,daha ne diyim.
22 Şubat 2010 23:10
Guiza ağlamış mış , ya beter olsun ya !! Bizi 1,5 senedir kanser etti adam ya sinir hastası etti Kezmanı arar hale geldik. Lille maçında çok kritik hatalar yapan 4 adam vardı ( Volkan , Bilica , Guiza ve Deniz ) maç başlamadan kadroları görünce beynimden vurulmuşa döndüm. Oyuncu kazanacam diye ölü adamlara rahmet okuyor Herr Daum,sonumuz hiç iyi değil. Guiza ve Deniz bitmiş , Volkan başka alemlerde geziyor kafası , Bilica zaten el bombası.
22 Şubat 2010 23:10
Maçın son yarım saatine girerken oturduğum yerde bas bas bağırıyordum, takımın pili bitmek üzere gol atmazsak puan kaybedeceğiz diye.
Takımın pili bitene kadar Guiza'da ısrar edip, sonra takım oyundan düşünce Semih'i almak dahilikle salaklık arasındaki ince çizginin hangi tarafında olduğunu gösterdi Daum'un zaten. Bu maçı Daum, bu sezonu da Aziz Yıldırım kaybetmiştir. Betondan da futboldan da anlayan başkan, takımın yürüye yürüye şampiyon olacağını hissettiğinden olacak transfer yapmadı ama bir yerlerde bir hata yapıyor. 10 küsür senede anlayamadı, bakalım kaç 10 sene daha lazım anlayabilmesi için?...
22 Şubat 2010 23:15
İstifa mı etmek mi aziz yıldırım mı daha neler. Yine geri döner merak etmeyin. Hani katkılarıda oldu,misyonunu tamamladı ama. Öpen takım he,bu takım mı,şimdi bel üstünden vuruyorum zannedilmesin.Sen şimdi beşiktaşı trabzonu ve samiyende gassaray mı yenicen.kaybettiğin puanlar eskiyi gösteriyor. Guiza yı yuhalayan taraftar semihi aldırdı oyuna. Söyleyin bana
semih ne yaptı,
koştu mu,
mücadele etti mi
Pozisyona girdi mi
Guiza stoperleri zorlamıyor muydu
Guiza yı sevmem nefret ederim. Ama hakkını vereceksin arkadaş.
Emre tek mücadele eden nerdeyse.
Transfer yapmazsan kalırsın böyle
ne sağ kanat,ne sol kanat ne forvet var
Bilica bu takımın stoperi olamaz ,olmamalı.
22 Şubat 2010 23:25
hakikaten Daum 3. sınıf korku filmi gibi, adamı kaç kez öldü sandik, meğer undeadmiş, kurtulamadık heriften.
beni bugün en çok düşündüren de su oldu, dk 20, erkenden golleri atmisiz, 2-0 ve akliselim kimse macı kazanacağımıza guvenemiyor, hep bi sakatlık olacak hissiyle izledik iste. ondan dedim ülser sinyalleri deyu. bu sezon yalan. azizle daum giderse yanımıza kâr kalır, o kadar.
22 Şubat 2010 23:30
Senaryoya devam.Dikkat ettiniz mi Bursalı oyuncular gerideyken nasıl sakin ve soğukkanlıydı.Bari bu kadar belli etmeyin arkadaş..
Şimdi yarın saf insanları kandırırlar.
Guizaymış, Bilicaymış..
Gol kralı Guiza şimdi kaleci yokken boş kaleye yuvarlamak haricinde nasıl böyle oldu anlatmazlar.
Bir sene önce transferin gözdesi Bilica nasıl sabote eden adama dönüştü anlatmazlar.
Guiza ağladı diye yenilgiye üzülmeyen saflar bile var, kime neyi anlatıyorsun..
Mesele şampiyonluk değil.Biz neleri gördük, 2 defa çapulculara talimatla verilen avanta şampiyonlukları, Aragonesli dönemi..
Mesele bayat senaryonun hala bitmemiş olması.
Buraya yazıyorum, sene sonunda güç bela şampiyonluk gelecek, yine pembe tablolar.
Başkanlık koltuğundaki kukla, yine milleti uyutmaya devam edecek.
Ben aboneliği iptal edeli çok oldu, en son Chlesea maçına gitmiştim stada.
Senaryocular ''mallarını'' basit senaryolarla satmaya devam ettikçe, onların kuklası başkanlık koltuğunda oturdukça ben yokum.
Midem daha fazla kaldırmıyor.
Saflara da son hafta bir taraflarından nefes ala ala kazanılıp kutlayacakları şampiyonluk hayırlı olsun.
22 Şubat 2010 23:50
PVH'den rica ediyorum lutfen bir adet Onder yazisi yazsin. Bu takimdaki tek yanlis o degil, ama bu takimdaki butun yanlislarin bir sembolu Onder. Yuz yilin en kotu futbolcularindan biri. Sirf yetenek olarak degil, karakter olarak da bu kadar yanlis bir adamin Fenerbahce'de gecirdigi koskoca 6 sezon tarihe not dusulmeli.
22 Şubat 2010 23:56
Sezon basinda Onder'i cok yazmistim, cidden Onder'i bu takimda tutmak icin kor olmak gerek. Ligin en kotu defans oyuncularindan. Deniz, Onder ve Selcuk gibi adamlari Fenerbahce'ye yakistirip milyon dolarlar verenler kor zaten, baska aciklamasi yok.
23 Şubat 2010 00:31
Transfer saha içine yapılmadı ama Aziz taraftarı gayet iyi idare edecek iki transfer yaptı. Bunlardan biri efsanemiz Aykut beyefendidirki şu ana aziz efendinin tamponluğunu yapmakta ve fener taraftarının gazını almakta. Bir diğeri ise bu günkü maç sonu yorumundan sonra anlaşılan rıdvan kardeşimiz.
Normal şartlarda ortalık ayaklanacak iken ne hikmetse bir sakinlik bir sükunet. Artık bundan gemi azıya almış olacak ki rıdvan guizaya yapılanın yanlış olduğundan dem vuruyor. Haklı tabi ben taraftar olarak hem aklıma mukayyet olmalıyım heleki fener taraftarı isem. Burası çünkü merkep rehabilitasyon merkezi. Kezmanlar besçasnikler -böyle idi herhal- guizalar ve bilimum avrupa çöpü burda rehabilite edilmeli ve hatta sözleşmelerini burda tamamlamalı. Kurumsalızya aq -afedersiniz-
Suçu sevmesemde halen daumda aramıyorum çünkü daumun türkiyede farklı davrandığını ve idare ettiğini düşünüyorum. onun daha evvelki alman takımlarının oynadığı futbol ile bu futbol aynı değil haliyle ben burda daumdan çok başka faktörler olduğu açık. Ben hiç bir hocanın kendini yakacak adamı sahada tutacağına inanmam. insanın egosu buna engeldir. Oyunda bile yapamassınız. Bu adamın guiza defalarca yaktı ve bu guiza semerlisinin arkasında "sıçtım kabul etmiyorum, beton gibi adam aldım yaranamıyorum genede" adamı olan azizin olduğunu düşünüyorum.
hayır çocukken tuvaletim bitince anneannemi çağırırdım bitti diye oda gelir temizlerdi bu adamda o da yok. Bir uyarmalı bu azizi artık. "kardeşim bak gel, sıçtın -beton gibi- kabul et bırak temizleyelim" felan demeli yoksa bu adam bu boku -afedersiniz- sıvamaya devam edecek gibi.
Bu arada 3 bursa maçında gördümki bu volkan şen namı ile maruf veletde iş var. sercandan daha çok beğendim ben bu çocuğu.
23 Şubat 2010 02:36
biz böyle olduk işte, topçu ağlayınca pırlanta oluyor, üstüne gitmeyin çocuğun oluyor. ama şampiyonluk gittiğinde taraftarın akıttığı göz yaşlarını kimse umursamıyor.
bugün ağlayan, takım kötüyken karıyla kızla koklaşan herif değil mi?
yorum yazıyla alakasız belki biraz ama artık sus sus duramıyor insan.
he aziz bey'e gelince de , sezon sonu "ben üç sene üstüste demiştim, bu seneden başlıyacağımı söylememiştim" der, geçer...
23 Şubat 2010 03:23
Sevgili PVH,
cok sinirlenmissin... Yazin da bu yakici öfkenin ürünü bütünüyle... Haklisin hakli olmasina öfkende ama bunun kime ne faydasi var; durup düsünmek lazim...
Futbol icerisinde tek bir parametrenin carpistigi basit bir oyun degil maalesef. Sen bazi seyleri yaparsin dogru diye, ama o senin dogru diye yaptiklarin yiginla baska cevresel etkenle etkisizlesir ve dogruluk islevini yitirir...
Ayni sekilde dogrulari yapan ve yapmaya ugrasan sadece sen degilsin, rakiplerin de var; en az senin kadar güclü... Senin dogrun Daum'dur, onlarin dogrusu da Rijkaard'dir... Sonuc itibariyle Rijkaard daha iyi verim verebilir, ama bunu bastan bilmek mümkün olamaz maalesef...
Ara transfer dönemi de ha keza öyle... Sen dogrusu transfer yapmamak dersin ama lig baslar hic hesapta olmayan sakatliklar girer devreye su olur bu olur, birden bire o dogru dedigin sey kendisini sifirlar... Bu sefer de görüyor musun transfer yapmaliydik biz demeye baslarsin; halbuki transfer yapilmis oldugunda bu kaybedilen puanlarin kaybedilmeyeceginin garantisi yoktur, belki o zaman da ayni sonuclara imza atacaktir takim...
Velhasil, taraftarlik ve takim sevgisi aynen sevgiliye duyulan ask gibi narsist bir sevgi... Yani esasinda sevdigimiz o takim degil, o takimin üzerinden özümüze duydugumuz sevgi... O takimin basarisiyla yasadigimiz zevk ve tatmin duygusunun bizi varedisinden ötürü destekliyoruz o takimi... O takima duyulan sevgi aslinda özümüze duydugumuz sevgi... Isin bu tarafinin üzerinde taraftarca düsünülmesi lazim bence... Emin olun bu yazida elestirilen ve istifaya bir nevi davet edilen baskan da ayni siddette aci ve öfke yasamistir bu aksam, kendisi zamaninda tesislerde kaleci kovalamis bakla tepsisiyle iyi oynamiyor diye...
Hadi o baskan, baskan oldugu icin de bir performans göstermek zorunda, o yüzden bosveremez ama taraftarlarin bu derece izdirap duymasi gerekmiyor... sampiyon olamayinca taraftarin akittigi göz yasinin kimse tarafinda umursanmadigi serzenisi okudum bir önceki yorumda, sorun da tam burada; sampiyon olunamadigi icin akmasin artik o göz yaslari... Her sene sampiyon olmuyoruz bir sene daha olmayiveririz...
Aksi halde baslikta sorulan soru da anlamsizlasir, cünkü yerine gelecek olan baskani da kaybedilen bir sampiyonlukla istifaya davet ederiz bu sevgi türüyle... Degisen bir sey olmaz. Bu da Aziz Yildirim'in kacan her sampiyonlukla teknik direktör degistirmesinden cok farkli degil bana kalirsa....
23 Şubat 2010 03:26
Gelinen noktada kesinlike baskan en buyuk suclu, cunku sorunlarin cogu yanlis transferler sonucu olusan eksik kadrodan basliyor.
Ama bir de soyle dusunmek lazim, kimleri alsaydik su an rahat maclar izliyor olurduk?
volkan, selcuk, deniz, onder, vedo yerine kimleri alabiliriz, yerli kontenjaninda oynayacak?
yabancilar konusunda secenekler daha cok ama orda da cogu gelmiyor, gelenin de tutma ihtimali cok dusuk, rakiplerimiz gs ve bjk'ye bakarsaniz onlar da yabancilardan pek memnun degiller cogu zaman...
bence burda tek kesin cozum, gercekten ileriye donuk dusunup, iyi bir TD ekibi ile, alt yapidan itibaren yerli ve yabanci futbolcu yetistirmeye baslamak, bunlari kiralayarak pisirmek ve ondan sonra kullanmak. Aziz baskan 10 kusur yildir bunu yapabilirdi ama bildigimiz ve gordugumuz kadariyla boyle bir girisimi de olmadi... onun yerine 3 sene ust uste dedi ve kendini iyice zor durumlara soktu... ne yazik ki bu sene sonunda gercekten birakmasi gerekecek. insallah ondan sonra 90lara geri donmeyiz...
23 Şubat 2010 03:37
@Bolat, haklisin ofkeliydim, hala da oyleyim. Sampiyon olmak, mac kazanmak falan da degil mesele; mac oncesi kadroya bakip bugun 3 gol yiyecegiz diye iddiaya girebilecek durumdaysam ve 3 gol yiyorsak cidden sakin kalmayi beceremiyorum. Tahmin ediyorum ki benim gibi cok insan vardir boyle.
Yalniz sampiyon olamamak mesele falan degil demesin kimse, 3 sene ust uste sampiyonluk sozu verildi, herkes unutursa ben unutmam o sozu, simdiden soyleyeyim. Elimizden ne geliyorsa yapariz, hesabi sorulur o sozlerin.
23 Şubat 2010 06:46
Bir kac sene evvel yurtdisina gocerken genelde turkiye'de oynanan futbolu, ozelde de fenerbahce'yi birakma asamasina gelmistim. icten ice zaten gerilmis iplerin bu kadar uzakligin araya girmesiyle kopacagini, bir daha da tamir edilemeyecegini dusunuyordum. hala ilgileniyordum, ama bir sogukluk vardi. ancak ayrilik ilginc seymis; kopmakta olan baglar araya mesafe girince akil almaz bir bicimde kuvvetlenmeye basladi, tonlarca is guc arasinda kafamda kurdugum duzeni haftasonu maclarina gore ayarlar hale geliverdim, ufakligimdan beri futbola ve fenerbahce'ye olan duskunlugum daha da katmerlendi. bugun de bunun bir yansimasiydi aslinda - dersten sonra kutuphaneye cekilip tvu'yu actim, kulakliklari taktim, ikinci yariyi seyretmeye basladim. skorun 2-1 oldugunu gorunce icimi sikinti basti, sunca yildir 2-1'den pis bir skor gormedim, o an verseler 0-0'i tercih ederdim. fenerbahce'nin 2-0 one gectigini, ardindan gol yedigini farkedince iyice tirstim, sonunu cok cok onceden bildigim bir filmi ortasindan seyretmeye baslamisim gibi gelmeye basladi. guizayi aglarken gorunce icim de burkuluverdi; ben de zamaninda bos kaleye gol kacirmistim, beni de kirk bin kisi o an yuhalasaydi belki ben de aglardim. ve son darbenin bilica'dan gelmesi de hic sasirtmadi - hatta bilica o kasapligi yaptigi anda "hah, dogru, boyle bitiyordu bu filmin sonu" deyiverdim. o kadar yerine oturdu yani.
ikinci yari seyrettigim futbolsuz mac uzerinden macin geneli hakkinda yorum yapmak abes olur. ama sunu da soylemem lazim - guiza'nin aglamasi, daum'un sacma sapan saklabanliklari, ve bilica'nin laubalilikleri disinda aklimda kalan guzel seyler de var. yukarida yine mucadele meselesinden dem vurulmus ornegin - ben sorunun kesinlikle mucadele eksikliginden kaynaklandigini dusunmuyorum. fenerbahce'nin o kadar standart bir savunmasi ve ayni zamanda etkisiz bir forveti var ki tum cabalar bosa gidiyor. geri kalan cogu seyde burdakilerle hemfikirim zaten: bos konusan, futboldan ve futbolcudan anlamayan bir yonetim, inatci bir antrenor, ve tribunlerin yillardir bir turlu vazgecemedigi sacma aliskanliklar. alkmaar macina giden ve alex'e yapilanlari bizzat yasamis biri olarak daha da cok sinirleniyorum.
her neyse, sonucta olan olmus, kant originli manidar atasozumuz "everything's something happened" deyip ileriye bakmak gerek. bu hafta da derslere daha cok yogunlasir, bir kac gun guiza'nin gozyaslarini, ozer'in omzunu, lugano'nun adalesini, aykut'un sessizligini unuturum artik.
23 Şubat 2010 07:46
@PVH Biliyorum sezon basinda Onder'i cok yazdin ben de hepsini okudum, o yuzden istemistim Onder yazisi. Kadro disi kaldiktan sonra geri donen oyuncudan en az bi kendini gosterme, kendisi hakkinda iyi seyler dusundurme arzusu gormek isterdim. Onu bile yapamadi. Kisacasi Onder'in bu kadro disi kalmasi ve sonra geri cagrilmasi olayi hakkinda soyleyeceklerini merak ettim. Neyse onemli degil o kadar da.
O zaman sunu sorayim. Tribunlerin mac sonu tepkisizligine ne diyorsun? Millet dondu ve gitti. Artik sabir kalmadi insanlarda bitirdiler bizi. Millet tepki gosterecek kadar bile umursamiyor olayi.
23 Şubat 2010 08:02
Mel, cok farkli seyler yasamiyormusuz. Bu arada mucadele konusunda, mucadelenin eksikliginden yakinmiyorum, onun bahane olarak kullanildigini ve tum olumsuzluklarin onune perde cektigini dusunuyorum. O perde herkesi yaniltiyor.
23 Şubat 2010 09:05
@pvh
evet haklisin. aslinda demek istedigim bu sezonki fenerbahce'yi onceki senelerden farklilastiranin sergiledigi mucadele olduguydu - zira dedigin gibi mucadele eksikliginden bahseden kimse pek yok.
kisacasi fenerbahce'nin bizlere bikmadan, usanmadan cektirdigi cileyi de tarihsellestirmek gerek kanimca; bundan onceki iki uc sezonda gol yemek istemedigi zaman bunu ust seviyelerde dahi becerebilen bir takima sahipken su anda gelinen nokta sasirtici. fakat benim bu kotu gidisattan kurtarmak istedigim, onceki senelerde arayip da bulamadigim seyler de var. artik takima bakiyorum - bu takim maca asilir, sonuna kadar zorlar diyorum. dolayisiyla beni memnun eden sansimizin yaver gitmesi ve dogru bir iki transferin yapilmasiyla bu takimin son on sene gosterdigi performansin uzerine cikabilecek olmasidir. daha evvelki yorumlarimda da degindigim gibi, takimi ne kadar iyi kurgularsan kurgula, adamlar sahada gezmeye ciktiklari zaman elden birsey gelmiyor, ustelik insan iki kat fazla sinirleniyor. su anda sorunlar az cok belli, onlar giderildigi takdirde bu takimin bir iki seviye atlamasi mumkun.
fenerbahce sampiyonlar liginde ceyrek finale ciktigi sene istanbul'daki chelsea maci ve italya'daki inter macinin ikinci yarisi disinda hic bir macta rakibine mahkum oynamadi. lakin ayni yil bu sezonkine kiyasla oldukca vasat bir ligde sampiyon olamadi. takimin kalitesi de yuksekti, oyunculari da formdaydi, savunmasi da saglamdi - ama olmadi. 73 puan aldi. tam 37 gol yedi. o seneki takimi seyrederken "ne yaparsak yapalim, kiclarini kaldirmayacaklar" diye dusundugum zamanlar dahi oldu. bu nerdeyse kalitsallasmis sorunu ortadan kaldirmak inan bilica, guiza, deniz, onder, selcuk efsanesine son verebilmekten cok daha guc.
ama sondan evvelki cumlendeki sikintiyi da anliyorum - open takim geyikleri, falan filan - fakat ne yazik ki aziz yildirim bu kulubun baskani oldugu muddetce bu tur sikintilari duymak zorunda birakilacagiz sanirim.
23 Şubat 2010 10:16
Geçen günde aynı yorumu yazmıştım.. Yine tekrar edicem maalesef. Ama Aragones döneminde de maçlarda hep aynı yorumu yazardım, hiç bir şey değişmezdi çünkü..
Fenerbahçe, seneryosu Aziz Yıldırım tarafından yazılmış, yönetmenliğini Daum'un yaptığı son derece kötü bir film. Bu filmin sadece iki tane iyi oyuncusu var Alex ve Emre, diğerleri altın ahududu bile alamaz. En acı olanıda her hafta aynı filmi izlemek zorunda olmak.
Sahneler farklı olsada, (Manisa,Bursa,Lille,Dıyarbakır) oyuncuların performansları hep aynı.. (Bilica,Deniz,Gökhan Gönül,Güiza)
Bazen çok sıkılıyorum Fenerbahçe'li olmaktan, çook.
23 Şubat 2010 13:21
Bu maçtan sonra da yönetimin vizyonsuzluğuna değil de taraftar protestosuna sığınanlar katıksız yalakadır.
Mücadele etmeyi ekstra bir iş, bir başarı gibi yüceltenler de önüne atılana talim etmekten vazgeçsin.
Vasatı bile göreme ama iyi mücadele et, sonra övül. Ne güzel memleket öyle o.
23 Şubat 2010 13:56
Semih in kaleci ile karşı karşıya kalıp kaçırdığı pozisyon hatırlamıyorum ben. Tabi böyle bir pozisyona girdiğini de.. Pardon Antalyaspor maçı vardı Guiza nın götürüp Semihe verdiği.. Dün Semih oyuna girdiği zaman dikkatimi çekti:Adam resmen korkak dövüşüyor,saklanıyor. Soldan geliyoruz mesela, Semih eliyle işaret ediyor top istiyorum diye ama o da ne toptan geride ve resmen adamın arkasına saklanıyor. Bir başka pozisyonda Alex Semihe içeri kaçmasını işaret ediyor ama ısrarla yerinde sabit kalıyor adam ve sonunda isyan ediyor Alex el kol hareketleriyle. Takım hücuma kalkıyor hücum hattının en arkasında gene Semih. Ve bu ileride top tutup dağıttığı için olmuyor. Basbayağı kötü oynuyor ve takımın dengesini bozuyor. Artık saha içinde değil saha dışında da zararı dokunmaya başladı. Bütünü kurtarmak adına kangren olan kolu kesmek en iyisi belkide..
23 Şubat 2010 15:16
bilica o hatayı yapmasa,harika futbol naraları atılacaktı.bursaya pozisyon dahi verilmedi doğru düzgün.ne art niyetli insanlarsınız arkadaş.
hiç öyle romantik bir taraftar değilim ama sırf muhalefet etmek adına neler yazılıyor öyle aklım almıyor.hakemin ota boka bursa lehine düdük çalmasından da bahsetmezsiniz zaten.işiniz gücünüz muhalif duruş.şu halinizle samimiyetsizsiniz başka bir şey değil.
23 Şubat 2010 19:24
İnsallah Daum'u da al git
23 Şubat 2010 23:21
ben önceki yorumlarda birkan'ın ne demek istediğini tam anlayamadım
"Senaryoya devam.Dikkat ettiniz mi Bursalı oyuncular gerideyken nasıl sakin ve soğukkanlıydı.Bari bu kadar belli etmeyin arkadaş.."
neyi belli etmesinler açıklar mısınız? Yani hakkaten benim görmediğim bir olay mı oldu kaçırdım merak ettim ?
teşekkürler.
17 Mayıs 2010 12:58
Dediklerin teker teker çıktı, çıkmaya da devam edecek..