Sıkıntı Var


Emre

Geçen sene Sivas-Kayseri galibiyetlerinin ardından yalancı baharımız çabuk bitmişti. Bu yıl daha da erken bitti, erken bitmesi hiç de fena olmadı. Takım bu iki maçta hücum olarak çok üstün olduğu için sorun yaşamamıştı fakat bugün gördük ki hâlâ etraflıca düşünülmesi gereken sorunlar var. Bugün hem savunmada hem hücumda ciddi sorunlar yaşadık. Diyarbakırspor zayıf bir takım, yapılan baskı o yüzden kimseyi yanıltmamalı. Baskının sonucu neredeyse sıfır pozisyonsa bir anlamı kalmıyor.

En ciddi sorun şu; Fenerbahçe son 11 lig maçının 10 tanesinde gol yedi! Defansın zaafları ortaya çıkmaya başladı ve rakipler bunu değerlendiriyor. Çok iyi oynadığımız Bursa maçının ilk yarısında Sercan tek başına istediğini yapabildi. Hızlı olmak yeterli oluyor. Ne yapılabilirdi, defansa bu durumlarda kullanılabilecek hızlı bir yabancı alınabilirdi, çok üst düzey bir oyuncu olmasa da en önemli özelliği hızı olabilirdi ve sıkıntıya düşülen durumlarda Bilica veya Lugano yerine oynardı. Yapılmadı, o yüzden maçlarda defans önde kurulunca bu ikilinin ve Cristian'ın ilk müdahaleyi mükemmel bir zamanlama ile yapmasını umacağız, yoksa bol bol Volkan'la karşı karşıya izleyeceğiz.

İkinci sorun Emre. 1 gol 3 asisti var, hepsi Manisa maçına kadar. O maçta kırmızı kart gördü ve ne skora ne oyuna bir katkısı var. Çok fazla top kaybı yapmaya başladı, bugün Volkan'ın uzanıp kurtardığı toptaki kaybı affedilecek bir hata değil. Çok uyumsuz ve isteksiz bir hali var, sorumluluk almaktan kaçıyor. Sezon başında Fenerbahçe'nin en iyi oyuncusuyken yaptıkları ileri alan baskısı ve topu çok hızlı ileriye taşımaktı. Şimdi iki işi de yapmıyor, hatta yapmamak için pozisyon alıyor gibi. Şu haliyle Cristian'dan bir farkı yok ve bir takıma iki Cristian fazla. Bir tanesinin yerine Özer oynatılsa daha faydalı olur.

Özer'e gelelim. Nedense "en basit oyunu oyna" ilkesine bir türlü ısınamadı. Oysa Alex'i izlemesi yeterli. Bursaspor maçında üçüncü gol öncesi yaptığı aşırtma pas müthiş, fakat oyunun her yerinde, her dakika onu yapmasına gerek yok. Çok basit, orta sahada top alırsa ve karşısında az rakip varsa ilerleyecek, yoksa en yakındaki arkadaşına atacak. Ayağına her top geldiğinde asistlik pas vermesi imkansız. Basit oynamamanın diğer kurbanı da Semih. Arkası dönük top alıp rakibi tutmak önemli bir meziyet. Fakat böyle bir özelliğiniz var diye her topa sırtınızı dönüp sürekli top tutmaya çalışmaya gerek yok. Özellikle ceza alanından uzaksa alıp, pası verip pozisyon alması gerek.

Bugün sadece 2 oyuncu değil tüm takım basit oynamayı unutmuştu. Farklı galibiyetlerin verdiği özgüven olabilir bunu yaptıran. İlk 20 dakikadaki yüksek isabetli paslara ve top dolaştırmaya rağmen bugün gol pozisyonuna giremeyeceğimiz belli gibiydi. Mehmet Topuz, Emre ve Özer'in hücuma katkısı yok gibiydi. Diyarbakırspor kendi yarı alanında sürekli alan daraltarak ve geride duvar savunması yaparak durdu. Alex fazladan yaratıcı olamadı, sonuç olarak da gol ve gol pozisyonları karamboller sonucu oluştu. İlk yarıda Gökhan'ın ortası dışında organize bir kanat atağımız yoktu. Semih topla buluşamadı, buluştuğunda çok tutarak pozisyonları bitirdi ve son dakikada beraberliği kurtardık.

Hakem rezaletini de es geçmeyelim. Geçen gün "Aziz Yıldırım'ın istifası sonrası hakemlerle sıkıntımız kalmadı, istifa amacına hizmet etti" diyen arkadaşların çözümü Aziz Yıldırım'ın yine kulüpler birliğinden istifa etmesi olabilir. Belli ki bu sezon penaltı falan atamayacağız yine. Mehmet Topuz kırmızı kart görüyor, aynı hareketi yapan oyuncuya sarı kart bile gösterilmiyor. Bilica'nın yaptığı faul değil ama faul veriyor ve korkaklığından kırmızı gösteremiyor. Uzatmanın tamamı durarak geçiyor, adam düdüğü ağzında saniyesi gelse de maçı bitirsem diye bekliyor. Güiza kart istedi diye sarı kart görüyor, Diyarbakırspor'un İsmail YK sakallı oyuncusu maç boyu eli kolu durmadan hakemle uğraşıyor, kartsız bitiriyor. Hakemler iki sezondur bilinçli olarak baskı altında. Aynı baskıyı Fenerbahçe yönetimi de yapmasın ama çıkıp bu baskılara tepki versinler. Yoksa her maç böyle geçecek. Transfer yapmayarak büyük risk aldılar, en azından bunu yaparak bir işe yarasınlar.


18 comments:

  1. Warle dedi ki...

    selam;

    -Güiza kart istedi diye sarı kart görüyor
    kart işareti yapmak sarı kartlıktır. karar doğru.


    -Bilica'nın yaptığı faul değil ama faul veriyor.
    bilica'nın yaptığı faul ve kırmızı kartlıktır.

  2. PVH dedi ki...

    selam;

    kart istemek kadar asiri itiraz etmek de sari karttir. mutlak dogru nedir tartismalari devam ettiginden kararin dogrulugunu bilmiyorum.

    bilica'nin yaptigi faul degildir. karar yanlis.

  3. Adsız dedi ki...

    emre konusu hariç sana katılıyorum bence emre bu takımda en çok çalışan oyncuların başında gelir , hırsı mücadelesi bize çok şey kazandırıyor yararlı olmak sadece skora katkı yapmakla olmuyor tabii ki , bu arada güizanın formasının çıkarılmaya çalışıldığı bir pozisyonu da unutmamak lazım ve bizim golde kalecinin semihe yaptığı hareket eğer gol olmasaydı ne olurdu acaba????

  4. Adsız dedi ki...

    puan kaybettik ve mağlup da olabilirdik. zerre üzülmedim. eminim mehmet topuz acemilik etmeseydi ve o son 5 dakika oynanabilseydi galibiyet golünü de atacaklardı. eksik, sıkıntı yok mu? var tabi ama böyle mücadele eden bir fenerbahçe ye ne kadar zamandır hasretiz.

  5. Bolat dedi ki...

    "...Hakemler iki sezondur bilinçli olarak baskı altında. Aynı baskıyı Fenerbahçe yönetimi de yapmasın ama çıkıp bu baskılara tepki versinler... Transfer yapmayarak büyük risk aldılar, en azından bunu yaparak bir işe yarasınlar."

    Kendi icinde celiskiye düsme durumu var bence burda. Hakem cok kötüydü ama burda laf edilmesi gereken o hakemin performansi... Cikip da diger baskanlar ve yöneticler gibi hakemlere karsi ses cikartmiyor diye her firsatta yönetimi elestirmek dogru bir yaklasim degil. Takimin hakkini korumak icin bir yöneticinin cikip konusmasi hakemi baski almaktan farkli degildir ve bu durumda dünkü Adnan Polat'tan farki kalmayacaktir berikinin de...

    Transfer yapmayarak da risk alinmamis bence dogru hareket edilmistir.

  6. solo dedi ki...

    @bolat

    Ortada çelişki yok, kusura bakma ama sen ne demek istendiğini anlayamamışsın.

  7. sallanyuvarlan.blogspot.com dedi ki...

    Emreyi ben sevmesemde,çok çalışkan heryere o müdale etti,yırtındı,koştu,parçaladı ama kırmızı kart görebilirdi.Çok itiraz ediyor ,birileri ona birşeyler söylesin,uyarsın. Cristian'a gelince 100'de 200 isabetli pas atıyor adam,açıkları kapatıyor.Görev adamı,bir appiah olamaz belki ama görevini yerine getiriyor.Aziz yıldırıma gelince,tükürdüğünü yaladı kulüpler birliğinden istifa etmeden düzelmez hiçbirşey. Kulubümüzün haklarını savunsun,yemişim ihaleleri digitürkü.Mehmet topuz a kırmızı kart veren zihniyet,lucas neil e niçin göstermez.

    Penaltılarımız zaten verilmedi o ayrı konu.Semih birşey yapamadı doğru,alex te yapamadı 2 kişi pres uyguluyorlardı. Özer topla çok oynuyordu,mehmet topuzu diğer maçlara nazaran beğendim. Koştu,mücadele etti,çırpındı ama yaptığı gereksizdi.Bilica bir bomba gibi zaten,hazır bomba işte.Lugano nun 3 hafta oynamayacağı söyleniyor,inşallah doğru değildir.Lille maçı öncesi çok sıkıntı yaşarız.

  8. Bolat dedi ki...

    @solo,

    estagfurullah ne kusuru...

    arkadasimiz demis ki, 'tamam siz de onlar gibi cikip baski altina almayin ama en azindan onlari elestirin yani baski altina alanlari'...

    benim de demek istedigim su: siz sesinizi cikartmak icin mutlaka bir cikis yapiyor olacaksiniz. diyeceksiniz ki en azindan bakin filanca cikti konustu falanca cikti konustu ve o yüzden hakemler bu hale geldi filan. degil mi? bu sirada hakemleri de elestirmis olacaksiniz esasinda... bu da ayni kapiya cikacak.. yani siz hakemleri baski altina alanlara sesinizi cikartirken aslinda siz de onlar gibi olacaksiniz... bu kacinilmazdir bence... aman efendim hakemlerimiz cok iyi cok ahlakli cok seker insanlar ama su yildirim demir ören ve adnan polat yok mu, hep onlar hakemleri baski altina aliyorlar yoksa hakemlerimizin hicbir sucu yok diyemezsiniz ki!

    nitekim o eskisehir karsilasmasi sonrasi aziz yildirim in yaptigi benzeri bir seydi aslinda...

    takima faydasi olur mu bu ses cikartmanin bence olur, ama ilkesel olarak bu konuda bence yönetimin sessiz davraniyor olmasi en azindan bu konuda caba göstermesi elestirilecek degil desteklenecek bir durumdur, sahsi kanaatimce...

  9. PVH dedi ki...

    "hakemler baski altina alinmaya calisiliyor" diye bir aciklama yapmak bile yeteri etkiyi yapar. hakemleri degil surekli baski altina alanlari hedef alsinlar, o ayrim cok kolay.

  10. birkan dedi ki...

    Alt postlardan birinde güzel bir yorum var, Türkiye Kupası maçlarında malum rezil takım rakipken devasa hatalar vardı.Ne yaptı Aziz başkan? Canaydın iyi kötü kariyerli bir hakeme düdük bıraktırırken Selçuk Dereli'yi yıllarca izledik.O yüzden sıradan bir lig maçı yüzünden verilecek en ufak bir tepkinin hiçbir manası yok.Geçiniz beyler.
    Aslında neyin ne olduğunu karşı yakadaki çapulcu sürüsü de biliyor ama kurnazlar.
    10 laftan dokuzu Aziz Yıldırım ve hakemler.
    İttifakçı köpekler işini görür, kabahat nasıl olsa Aziz Yıldırım var diye Fenerbahçe'ye.
    Bu yüzden diyorum, yararlı istifa bir ve tektir.
    O da Fenerbahçe başkanlığını bırakmaktır.
    Bu adam yüzünden Fenerbahçe'nin daha fazla yıpranmasına tahammülüm kalmadı.
    Giderken Daum ve Bilica'yı da yanında götürebilir.

  11. Bolat dedi ki...

    zemin cok kötüydü, diyarbakirspor tipik bir ziya dogan takimi olarak cok iyi kapandi ve mücadele etti, bazi kilit oyuncularimiz son haftalardaki formlarindan uzaktilar vs. bütün bunlar üstüste gelince maalesef iki puan kaybetti fenerbahce. bu tip rakipler karsisinda saniyorum her ligte puan kayiplari oluyordur benzeri... büyük takimlarin yasadiklari. olaya böyle de bakabilir. sanki biraz cabuk ve fazla telasa ve sikintiya kapilmisiz, yorumlardan anladigim kadariyla...

  12. Mitya dedi ki...

    Yazinin uslubunu son derece olgun ve kararinda bulsam da, icerik olarak katilmiyorum. Acikcasi bu macta ben fenerbahceyi oldukca begendim, mucadelesine ve hirsinaysa hayran kaldim, ki burda diyarbakir'in da hakkini teslim etmek gerek, onlar da inanilmaz bir baski karsisinda ellerinden geldigince topu kaleden uzak tutmaya calistilar, ve belli bolumler haric basardilar. Oncelikle mucadelenin ve hirsin aldatmamasi gerektigi yazilmis, buna sebep olarak da diyarbakir'in zayifligi gosterilmis. Birincisi, diyarbakir'in zayif bir takim olduguna katilmiyorum - hem oyuncu kalitesi olarak, hem takim kurgusu olarak, hem de oyuncu karakteri olarak hic de yabana atilmayacak bir takima sahipler. Ikincisi, fenerbahce bundan evvelki bir iki senelik periyodda, hatta ve hatta ilk daum doneminin bazi zamanlarinda, vasat ve vasat alti takimlara karsi bile baski kuramiyordu, takim birbirinden kopuk kopuk oynuyordu ve macin buyuk bir bolumu tempodan, hirstan, mucadeleden yoksun bir sekilde seyrediyordu. zira gokhan gonul'u her fenerlinin gozunde ayricalikli yapan yeteneklerinden cok ozverisi, dinamizmi, enerjisi, ve hirsi. deivid sahada takiliyordu, ugur boral oyundan dusuyordu, savunma - orta saha - hucum birbirinden kopuk kopuk oynuyordu, falan filan. bugun bakiyorum, sahanin her yerinde gokhan gonul goruyorum, ve benim icin bu cok ama cok ciddi, "pornografik" bir degisim. fenerbahce son uc mactir cok farkli oynuyor, oynamaya calisiyor. macin 70. dakikasinda bir lugano, bir bilica "orta sahanin ileriye bakan yari diliminde" deliler gibi toplara girip topu ileride tutmaya calisiyorlardi, andre santos bile her yerini yirtiyordu, alex kac kez ciddi pres girisimi yapti, falan filan. bana bu bile - en azindan simdilik - kafi geliyor.

    rakibinden daha kaliteli olan takim bazen mucadele etse de onu alt edemeyebiliyor, savunma kurgusunu delemeyebiliyor, oyununu macin genelinde rakibe kabul ettiremeyebiliyor. bugun de boyle oldu. rakip cok ama cok iyi bir gunundeydi, sans da yanlarindaydi. ilk yari 2 dakika daha uzasaydi fenerbahcenin gol bulmasi cok olasiydi, alex'in iki sutu defansin orasina burasina carpti, ceza sahasi icerisinde organize gelisen iki uc ciddi gol girisimi oldu. 40'tan sonra girilen 2-3 pozisyon var. ikinci yarida ozer'in sakatlanmasi takim kurgusunun icine etti - daum ozer'in yerine degil vederson (ki gunahim kadar sevmiyorum bu adamin futbolunu) deniz'i bile alsa fenerbahce yine gol bulabilirdi. deniz - cristian ikilisini ortada tutup emreyi biraz daha one atabilir, ozer'in yaraticiligini ve cabuklugunu emre devralabilirdi, olmadi.

  13. Mitya dedi ki...

    ote yandan emre konusunda da kesinlikle saskinim. emre daha ne yapsin? adam deli danalar gibi kosuyor, mutemadiyen top caliyor, tek top oynuyor, oyunu hizlandiriyor, olgun secimler yapiyor, ve hala tek bir ciddi hatasi elestiri konusu olabiliyor. emre o pasi 200 kez atsa bir kez kaptirirdi, o da bugune rast geldi. ote yandan emre'nin birincil gorevi bu takimda defans-forvet hatti arasini doldurmak, yani mustafa sarp'in, fink'in, elano'nun yapamadiklarini yapmak, ve bunu da layikiyla yerine getiriyor. tum sezon 1 gol atip 3 asist vermis olmasi benc bir elestiri konusu olmamali. barcelona gibi bir takimda oynayan, bu sezon 19 maca cikmis iniesta'nin hic golu yok, topu topu 3 asisti var. ancak emre'de ciddi bir sorun var varolmasina, o da bir turlu sonlanmayan, dizginlenemeyen hircinligi. takima gereginden fazla elektrik veriyor, ayni galatasaray doneminde oldugu gibi. bugun maci seyrederken fenerbahce'nin sertligini ve agresifligini bir iki derece kacirdigi ilk on dakika sonunda hissediliyordu, ve kanimca macin skoruna bunun direk etkisi var. agresif olmak ile cildirmak arasindaki oldukca kalin cizgiyi asmamak gerek, olan takima oluyor.

    hakem de tam anlamiyla dagildi. emreye macin basinda sari kart gosteremedi, bebbe'ye yanlis sari kart verdikten sonra ikinci sariyi cikaramadi, bilica'ya sari kart dogruydu (bende ilk basta temas yok zannetmistim, ama arkadan celme takiyor, tek ana goruntu de ters taraftan oldugundan dolayi temas secilmiyor), guiza'ya yapilan sacma faule sacma oldugu icin penalti vermemeyi becerdi (ne de olsa "tam" penalti degildi!), ve seyirci - takim agresifliginden oylesine etkilendi ki ikinci yarida resmen fenerbahce aleyhine faul calamadi. sonunda herhalde vicdanini hafifletmek adina turkiye'de hicbir hakemin kirmizi kart cikarmayacagi bir harekete kirmizi kart verdi, ustelik ayni fiili yapan rakip oyuncuya kart gelmedi. oylesine dagildi ki uzatmalari oynatmaya gucu yetmedi.

    son olarak: sevgili yoneticiler, siz de gidin bu sene sonunda marquez, babel, ve abdullah durak (ya da murat ceylan) i alin. yedek kulubesinde selcuk ve turevlerini gormekten sikildim. bir de su guiza yerine adam akilli bir forvet alinsa tamamdir. toplasan marquez'le babel'e harcayacagin 20 milyon euro, artik guiza'ya 14 verenler bir sekilde bunu da bulurlar.

  14. Ali dedi ki...

    hakemin butun macı katletmesini izlemeyen Gs lı arkadasların, olayı dondurup dolastırıp bılıca pozısyonuna baglamalarına bıtıyorum..Bakıyor ozete sonra baslıyor, hakemın nesı var bılıcayı atmamıs ıste diye..Ozet goruntulerde olmayan gokhanın kontraya cıkısında topla alakası olmadan arkadan gokhanı cekmesini gormeyen ve ikinci sarıdan atılması gerekirken, devam eden bebbenin ilerleyen dakikalarda o pozisyona giremeyecek olmasından arkadasların haberleri yok tabi..Bunu özetlerde göstermeyen sevgili Lig tv yöneticilerini de tebrik etmek lazım..

  15. turkuaz692003@yahoo.com dedi ki...

    FENERNAME
    Akşamdan alınacak dersler ve mesajlar vardır. Ligin ikinci yarısı çok daha sert ve çetin geçecektir, bu bir. Mevcut oyun ve oyuncu yapısı ile Fenerbahçe kapanan her takıma gol atma zorluğu yaşayacaktır, bu da iki. Hakemle uğraşmak, şu şöyleymiş bu böyleymiş, penaltılar verilmiyormuş vs lafı güzaftır. İyiysen ve güçlüysen hakemi de yenersin. Oyuncu ve oyun yapısından kaynaklanan sıkıntılar neler?
    1. Kanatsızlık ve oyun içinde kanatlara inememek.
    Fenerbahçe Türkiye’de kanat oyuncusu olmayan tek büyük değil belki de tek süper lig takımıdır. Galibiyetsiz Denizlispor’un bile Güray diye bir sol açığı varken, Fenerbahçe kadrosunda Uğur'un da sezonu kapatmasıyla birlikte tek kanat oyuncusu kalmamıştır.
    2. Orta göbeğin verimsizliği
    Fenerin ideal on birinin orta göbeğinde oynayan 2 oyuncusu kim? Emre ve C. Baroni. Emre’nin halini PVH anlatmış. Yüzde yüz katılıyorum. Ama diğerine ne demeli? Baroni’nin istatistiklerine bakalım; gol: 1, (Kayseri maçında dışarı giden topu Hamidou’nun içeri aldığı o meşhur gol) asist: 0, yazıyla sıfır. Bir oyuncu bu kadar mı katkısız oynar!
    3. Takımda kafacı- havacı oyuncu yetersizliği
    Fener kadrosuna şöyle bir bakıldığında Lugano ve kısmen Bilica hariç Semih de dahil olmak üzere, bir hava topuna yükselerek kafayı vurup gol yapacak oyuncu hiç yok. Bırakın yükselerek havada asılı kalıp topa kafayı vurmayı, normal bir kafa vuruşunu dahi yapamayan oyunculardan kurulu Fenerbahçe takımı. Yani takım kafadan özürlü. .
    4. Alex’teki Performans Düşüklüğü
    Saha içindeki bir çok olumsuzluğu bir tek hareketle giderebilen, Fenerbahçe tarihinin en verimli oyuncularından olan ve sezonu da sürükleyen Alex’in, Sivas, Bursa ve Diyarbakır maçlarında sahadaki en kötü Fenerbahçe futbolcusu olduğunu üzülerek gördük.
    5. Türkiye Kupasının Çok Önemsenmesi
    Türkiye kupasının çok önemsenmesi 2 yıl önce Fenerbahçe’ye şampiyonluğa mal olmuştu. Hatırlanacak olursa, Galatasaray kupa maçı öncesinde Kadıköy’deki Bursa maçına yedek kadro ile çıkılmış ve o maçta alınan mağlubiyet ve kaybedilen 3 puan şampiyonluğun kaçırılmasında başrol oynamıştı. Bu sene de kupanın yine çok önemsendiğini görüyorum.
    6.Kulübenin Yetersizliği
    Üç kulvarda mücadele eden bir takımı hedeflere ulaştıracak olan şey, oynayan kadronun iyiliğinden çok kulübenin zenginliğidir. İlk yarıdaki Fenerbahçe’de kulübede ağrılıklı olarak Santos, Özer, Semih ve M. Topuz’u görmekteydik. Bu Fenerbahçe’nin kadro zenginliğiydi. Ancak devre arasında direk 11 oynayan 2 oyuncunun gönderilmesi ya da gitmesi belki ilk onbiri zayıflatmamış ancak kesin olarak yedek kulübesini zayıflatmıştır. İçerde oynanan ve mutlak kazanılması gereken, beraberliğin son dakikada kurtarıldığı bir maçta, sadece 2 oyuncu değişikliği yapılması, onun da sakatlıklar dolayısısyla yapılmış olması, Daum’un kulübeye olan inancının sıfır olduğunun ispatı değil de nedir? Ayrıca kaleci sorunu apayrı bir başlık konusudur da fazla uzatmadan burada değinelim. Zico’ya Rüştü üçüncü kalecimdir dedirten zenginlik nerde, Ayman’dan o abuk golü yiyen kolu sakat Volkan’a mahkum olmak nerdedir ve bu durum Fenerbahçe büyüklüğüne yakışan bir durum mudur?
    SONUÇ
    Küçülerek büyünülmez. Bir kurumda ilerlemek ve büyüme sağlamak için hem niteliği hem niceliği artırmak zorundasınız. Nitelik olarak 2006’dan bu yana, Aziz Yıldırım farklı düşünse de, Fenerbahçe geriye gitmiştir. Anelka, Appiah, Tuncay ve Aurelio gibi yıldızların yeri doldurulamamıştır. Sezon başı oluşan nicel iyileşme de devre arasında kaybedilmiştir. Bu kadro nitelik ve nicelik olarak Fenerbahçe’yi 3 kulvarda hedefe götürecek kadro değildir. Kupa finalinde 27 yıllık hasret dindirilebilirse, kayıp yılda bir teselli ikramiyesi bulunmuş olur. Bu yönetim anlayışı ve kadroyla başka da bir şey olmaz.

  16. Sosyal_FB dedi ki...

    Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe'yi getirdiği nokta, işte bu "Emre'yi sevmiyorum ama yararlı" noktasıdır. On küsur senelik saltanat, şehzadelerini nedense sürekli Fenerbahçe'ye küfür etmişlerden bulup, çıkartıyor. Gönül esaslı yapılan işler, bu kadar mantığı nasıl kaldırıyor, o da muamma...

  17. Thevenin dedi ki...

    Bu maç bir çok açıdan özelliklede mücadele açısından yine Diyarbakır ile 15 şubat 2004 de oynadığımız Kadıköydeki maça benziyor. 2-2 bitmişti.

  18. linguisticsfc dedi ki...

    arkadaş emre belozoğlu dakka 3 el kol hareketleri başladı. durduk yere geriyor hemen, bu gerginlik de sahanın her yerine yayılıyor, mehmet topuz da adamın boğazına sarılır tabii. adam 34 maçın kaçında var? zaten duzenli oynayamıyor, ya sakat ya cezalı. E PVH'in de yukarda emrenin performansı için yazdıkları malum. çeksin gitsin afedersiniz. ikinci bir tumer olmaya çok musait.

Yorum Gönder