Bir Milli Güvenlik Sorunu Olarak Demirören



İlkokuldan beri belkide Türkiye’de en çok duyduğumuz sözlerden biridir “birlik ve beraberlik” söylemi. Çokkültürlü olmanın bir küfür gibi algılandığı ve farklı seslere tahammül edilmeyen bir ülkede her meşrepten insanın bu sözü bu kadar fazla kullanması birlik ve beraberlik görüntüsü altında eritilen otoriter liderlik tiplerini gölgelemek amacıyla oluyor çoğu zaman. Geçenlerde bir arkadaşımla konuşurken Türkiye’de Genelkurmay bildirileriyle büyük kulüplerin internet sitelerinde yapılan açıklamalar arasında bir master tezi olabilecek bir üslup birliğinin olduğunu söylemiştim ki bu konuşmanın ardından Galatasaray’ın “Türkiye Galatasaray’dır” açıklaması geldi.

Bilindiği gibi TSK’da kendisine yönelik eleştirilere halkın bizzat bağrından koptuğunu ve halkla özdeş bir kurum olduğunu belirterek cevap verir yıllarca. Ama bu üslup benzeşmesini bana düşündüren şey Galatasaray’ın 68 olayları sırasında Sartre’in tutuklanmasını isteyen emniyet güçlerine karşı De Gaulle’in verdiği “Sartre Fransa’dır” sözünü tahrif edip komik bir hale getirmesi değil. Malum ikide bir Frankofon geleneğiyle yerli yersiz övünen bir kulübün doğal bir saçmalığı olarak görebiliriz bu sözü. Fenerbahçe’nin resmi sitesinde de özellikle transfer haberleri yalanlarken ki haberlere biraz özenli bakarsak bu da TSK dilinin sarı –lacivert renklere de nüfuz ettiğini gayet net gösterir bize. Fenerbahçe’yi bilinçli olarak yıpratmak isteyenlerden bahsedilir ve camianın içinden oyulmaya karşı tepki verilir tıpkı TSK’nın iç mikraklar, amacı belli çevreler, tamlamaları ve vurguları gibi. Fenerbahçe’de de Fenerbahçe’yi severek eleştirilebileceği kabul edilmez; ama bu benzeşmeyi eşşiz kılan şey ille de Beşiktaş ve onun tuhaf ötesi başkanı Yıldırım Demirören.

Demirören birlik-beraberlik söylemini o kadar çok kullanıyor ki adeta başka bir demeç vermiyor. Futbola dair bütün vizyonu birlik-beraberlik olan bu adamdan Beşiktaş’a bir hayır gelmeyeceği ortada ama o ısrarla kendi başarısızlığını da birlik –beraberlik olmamasına bağlıyor. Yıldırım Demirören göreve ilk geldiği gün ''herkesi yarından itibaren birlik ve beraberliğe davet ediyorum. Kazanan Beşiktaş oldu. Beşiktaş'ımızın başarısı için elimizden geleni yapacağız'' demiş. Yani ileride diline pelesenk edeceği bu cümleyi seçilişinin birinci günü kullanmış. Daha sonra bu birlik-beraberlik fetişizminin sadece Demirören’e ait olmadığını siyasette bu laftan kariyer yapmış adamların Demirören’e ilk gün mesajlarını görünce anlıyoruz. Türk basınının” Demirel postacısı” Yavuz Donat bakın ne yazmış Demirören’in seçildiği gün

Pazar akşamı "oy sayımı tamamlanıp, yeni başkanın seçildiği" açıklanmıştı ki... Yıldırım Demirören'in telefonu çaldı... Arayan "Beşiktaşlı" Süleyman Demirel'di:- Tebrik ederim kardeşim... Aman bölünmeyin... Birliği, beraberliği sağlayın... Başarıya giden yol, bütünleşmeden geçer.Demirören "ziyaretinize geleceğim, önerilerinizi alacağım efendim" dedi.Demirel: - Kardeşim, önerim şu: Bölmeyin, bölünmeyin... Bir olun, beraber olun.
Aradan birkaç dakika geçti, Yıldırım Demirören'in cep telefonu yine çaldı."Afganistan'dan" aranıyordu. "Beşiktaşlı" Hikmet Çetin tarafından: - Yıldırım, tebrik ederim... Ne olur, camiayı derle, toparla... Kırgınlıkları gider... Birliği, bütünlüğü sağla... Başarının anahtarı beraberliktir.
Ardından bir telefon daha...Bu defa "Beşiktaşlı" Hüsamettin Özkan arıyordu:- Tebrik ediyorum... Başaracağına inanıyorum... Bütün sorun birlik ve beraberlikte... Ne olur bunu sağla.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aradı. Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin aradı.Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Şükrü Sarıışık aradı.Ve daha pek çok kişi aradı.Kutladı.Ama arayıp, kutlayanların çoğu ve özellikle de Beşiktaşlı olanların söylediği sözler aynıydı:- Birlik, beraberlik.
( 01-06-2004)

Siyasetçilerin futbol kulübü başkanlarına tavsiyesindeki vizyona selam çakıyoruz ve devam ediyoruz. Devletin tepesinden daha önce hiç duyulmamış müthiş bir formül aldığını sanan Demirören daha sonra mikrofonu her gördüğü yerde birlik demiş beraberlik demiş, Demirören, ilk günden itibaren birlik ve beraberlikle başarıya ulaşacaklarını söylediğini hatırlatarak, “Divan kurulu başkanımız Şeref Nasır’a teşekkür ediyorum. Özellikle bu birlik beraberliğin oluşması için çok çaba harcıyor. Piknikte birlik ve beraberlik çok güzel bir resim ortaya koyuyor. İnşallah bu devam edecek ve Beşiktaş başarıya ulaşacak” dedi 05.09.2004
Yıldırım Demirören, siyah beyazlı camiaya seslenerek,‘Hiç kimse merak etmesin. Herşey kontrolümüz altındadır' dedi. Önceki gün yapılan Divan Kurulu toplantısındaki yönetim ile ilgili eleştirileri değerlendireceklerine dikkat çeken Demirören, ‘Birlik beraberlik içindeyiz. Beşiktaş'ın geleceğine zarar vermeyiz. Yönetim olarak attığımız her adımın bilincindeyiz ('14-11-2005)

Arada artık ne zaman gördüyse Beşiktaş’ın başarılı olduğu dönemi de birlik beraberliğe bağlamış:

Beşiktaş’ta şu gerçeği gördüm; ne zaman birlik ve beraberlik içerisinde olursak Beşiktaş’ımızın aşamayacağı hiçbir engel yok.Sizlerle beraber bütün engelleri aşarız.01-06-2006.


Sonra birkaç mağlubiyet geldiği durumlarda yine o müthiş kozunu çıkarmış; "Beşiktaş'ın her zaman birlik ve beraberlik içinde olması gerektiğini ifade ederek, ''Beşiktaş, birlik beraberlik içinde olmadığı sürece kalıcı başarılar yakalayamaz. Her mağlubiyetten sonra Beşiktaş'ta seçim havaları yaratırsak başarı gelmez. Birlik ve beraberlik içinde olursak da kimse önümüzde duramaz'' diye konuştu" 30.04.2008.

Hangi problemle karşılaşsa, kendisine Fulya projesi de sorulsa Tigana'da sorulsa, küresel ısınma da sorulsa Kürt sorunu da sorulsa birlik beraberlik diyen bir adamla karşılaşıyoruz. Genelkurmay basın özetlerinden fırlamış gibi duran demeçlerle Beşiktaş'ı yöneten bir adam ve ona akıl veren tek torna siyasiler. Herşeyin siyah ya da beyaz diye kesin ayrımlara tabi tutulduğu üslup Beşiktaş'a çok yakışıyor doğrusu. Google'de Yıldırım Demirören birlik beraberlik sözlerini aratınca çıkan sonuç manidar.(Genelkurmay birlik beraberlik sonucu 240.000 Yıldırım Demirören birlik beraberlik yazınca 55.000 sonuç) Genelkurmayun bu demeçlerinin 80 seneye Demirören'in ise 4 seneye yayıldığını düşünürsek Demirören bir dört sene daha kalırsa Genelkurmay'ı sollayacak. Korkarım ki bakkalda manavda eşiyle dostuyla konuşurken de birlik-beraberlikli konuşuyor büyük başkan. Seçildiği gün birlik beraberlik nutukları atan ama maalesef bu ulvi projeyi henüz gerçekleştiremeyen büyük başkan "başarılı olmak için camia olarak kehetlenmeleri gerektiğini belirterek, "Geçmiş dönemde hatalarımız olmuştur. Kongrede de söyledim. Camia olarak kenetlenmemezi şart. Artık, bunun için çaba sarf edeceğim" (22 Şubat 2009).diyor.

Dikkat edileceği üzre burada Türkçe'ye vukufiyetiyle sadece Beşiktaş taraftarının değil tüm taraftarların gönlüne taht kurmuş yüce başkan "birlik ve beraberlik" dememiş, kenetlenmeden söz etmiş,bir hafta sonra da Mevlevi dergahına çağırmış herkesi "Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören, camianın kucaklaşması zamanı olduğunu, herkese kollarını sevgiyle açtıklarını söyledi (01-03-2009).

Nasıl bir zamansa bu kuçaklaşma,kenetlenme, birlik beraberlik zamanı bir türlü gelmiyor. Yıllardır birlik beraberlik masallarıyla ülkeyi uyutan zatlarla taraftarları uyutan zatlar koalisyonunun söylem birliği artık korkunç boyutlarda. Aziz Yıldırım'ın Çevik Bir'leştiği Demirören'in Kenan Evren'leştiği Adnan Polat'ın De Gaulle'leştiği( ne de olsa Frankofon kültürdeler Hurşit Tolon'a benzetecek halimiz yok) bir futbol ikliminde farklı bir ses duymak da mümkün olmuyor. Ne diyelim 1982 anayasasını özümsemiş başkanlara katlanmak 82 anayasasını özünmesemiş bir parlamentoya katlanmaktan daha iyi hiç değilse diye avutalım mı kendimizi.


0 comments:

Yorum Gönder