2006'dan Bugüne


aziz yildirim

2006 senesinden Aziz Yıldırım'la yapılan bir röportaj buldum. İşte burada. Tam da Nisan ayının sonuna denk geliyor. Bunun anlamı şu, röportaj Denizli maçından birkaç hafta önce yayımlanmış. O maç takımın kaderini değiştirdi, o günden beri sallanıyoruz demek asıl meseleyi ıskalamak oluyor, bugün takım sıkıntıdaysa o maçtan sonra yapılanlar sebebiyle. Röportajın kilit cümlelerini okuyup bugün içinde bulunduğumuz durumu yorumlayalım...

“Federasyonun yabancı konusundaki kararı Türk futboluna ihanettir. 18 takımın 9 tanesi ‘Serbest kalsın’ derse, sen de bunu uygulamazsan o zaman keyfi davranıyorsun demektir. Bu yapılan Türk futboluna ihanettir. Aziz Yıldırım ve F.Bahçe’ye değil”

“Yabancıda sınırlama kalksaydı Kore veya Japonya’dan da bir tane iyi bir futbolcu getirecektim. Kafayı kumdan çıkaralım, görsün herkes. İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkelerin federasyon yöneticileri aptal, biz çok bilgiliyiz öyle mi?! ”

”Arnavutluk hariç dünyanın hiçbir yerinde yabancı insanlara kapısını kapatan ülke kalmadı. Bir de Küba var… Yabancı transfere sınır konması konusunda çok şeyler konuşacağım, hele şu maçlar bir bitsin”
Şu anda 8 yabancımız var. Guiza yedek, Maldonado kadroya bile giremiyor, Gürhan oyuna giriyor o giremiyor, Josico olmayan orta sahanın bile 4. tercihi durumunda. Kore veya Japonya'dan alınacak ünlü futbolcu neden Maldonado yerine alınmadı? Yabancı sınırsız olsa kadroya giremeyen kaç yabancı daha alınacak?

“Çünkü bizim Türk oyuncusunun eğitimi yok. Çünkü eğitici yok. Adam alkolik, sigara içiyor, her haltı yiyor, sonra futbolu bıraktığında alıyorsun onu ve hoca yapıyorsun. O da geleceğin Türk futbolcusunu yetiştiriyor!

“Bizim futbolcularımız topa vurmayı biliyor, kafa vurmayı biliyor ama nerede duracağını bilmiyor, yani eğitimi eksik”.
Türkiye'nin en büyük imkanlarına sahip kulübünün başkanı bundan şikayet ediyorsa bu sorunu kim çözecek? Diğer kulüplerin ahlaklı, iyi eğitimli, vefalı, yetenekli, sapına kadar Fenerbahçeli oyuncular yetiştirip bize göndermesini mi bekliyoruz? Bundan mı şikayetçiyiz? 10 senelik periyotta altyapıda ne gibi gelişmeler oldu? Bu sorun biliniyorsa çözülmesi için hangi adımlar atıldı?

“Fenerbahçe’de muhalefet yok. Muhalefeti ne yapacaklar? Var mı yapacak şey, gösterin. Muhalefet yapılması için bazı şeyleri kötü yapman lazım. Neyi kötü yaptık ki neye muhalefet olacak?”
Bugün geldiğimiz noktanın en güzel özeti bu sanırım. Bir insan "ben yanlış yapmam" diyorsa acaba doğru yaptığı bir şey var mı diye iki kere düşüneceksin.

“G.Saray sportif olarak Milan’ı yenmiş, bunu inkâr edebilir miyiz; tarih yazıyor. Eğer G.Saray hazırlıklı olsaydı bu durumlara düşer miydi? Ama onlar hazırlıksızdı. Benim tesadüfi dediğim bu.”

“Avrupa’da başarı için kadro, teknik ekip, yönetim ve başkanda istikrar lâzım. Milan, Barcelona, Real Madrid, Arsenal, M.United hep var. Böyle yapmazsan, ‘Ben bir defa başarılı olayım’ dersen, Steaua Bükreş gibi olursun.”
Bu doğru da, bir sezon Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynayıp ertesinde 2 puan almak istikrar göstergesi mi? Kadro, teknik ekip, yönetim ve başkanda olması gereken istikrar bizde neden sadece başkanda var? Önce Daum, sonra Zico neden gönderildi? Neden 2 sezon üst üste şampiyon olan ve sonra son anda kaçıran takım dağıtılıp transferin son günü yeni takım kuruldu?

“Eto’o’yu elimizden kaçırmadık. Çünkü Türkiye Eto’o’yu bilmiyorken biz biliyorduk. Real Madrid’in malı olduğu dönemde istedik ama gözlerinin önünde olması gerektiğini söyleyip Malaga’ya kiraladılar. Daha sonraki pazarlıkta 10 milyon dolara kadar çıktık ama yine vermediler.”
Neden hâlâ Eto'o o zaman? 4 sene önce ismi gündeme gelmiş? Neden bu ısrar? Neden enerjinizi başka bir oyuncu için harcamıyorsunuz artık? Neden alternatifleriniz yok? Sezon başında Alonso olayı da bunun bir kopyasıydı. Olmayacak hedef için bütün enerjiyi harcayıp neden başka bir alternatif bulmadınız?

“İki yıla kalmadan bitecek bir projem var. Bu proje 2010’a kalmadan F.Bahçe’yi Avrupa’nın bir numaralı kulübü yapacak. Yani her yıl kasasına 400 milyon dolar giren bir kulüp olabiliriz, şimdiden söylüyorum.”
Sene oldu 2009. Bu vaatlerden artık bıkmadınız mı? 2000'lerin başında 100. yılda Avrupa'da final sözü verilmişti. Şimdi kimse hatırlamıyor. 2005'e gelindiğinde olmayacağı anlaşılmış 2010 için aynı söz verilmişti. 2010'a az kaldı ve biz Avrupa Şampiyonluğu hedeflediğimiz seneye yepyeni bir takım ve yepyeni bir hocayla gireceğiz. 2004'e geri sardık. Şimdi hedefi 6 sene daha öteleyip 2015 koyabiliriz. Bu arada basketbol takımı da 2010'da Avrupa'yı sallayacaktı. Onlar da gün geçtikçe erimeye devam ediyor. Orada da hedefi 2015'e çekebiliriz.

Bu röportaj bugün gelinen noktayı çok güzel özetliyor. Bu röportajdan 1 ay sonra Aziz Yıldırım istifa etti. Yaklaşık 1-1.5 ay genel kurul yapılmadı. Bu dönemde takım hocasız ve kulüp yönetimsiz kaldı. Tekrar seçildiklerinde 1 ay daha beklediler ve Zico öyle geldi. Fenerbahçe CL eleme maçına 2 gün kala hocasına kavuşabildi. Dinamo Kiev'e elendik, CL'ye gidemedik, tüm oyuncular Ağustos'un son haftası transfer edildi. Avrupa ve kulüp tecrübesi çok az olan Zico öğrenmeye başlamıştı ki o da kovuldu. En baştan getirilmesi hataydı fakat 2 sene boyunca takımı yönetti. Sonra sil baştan bir daha başlandı. Roberto Carlos, Guiza gibi oyuncular alındı, çok paralar verildi, fakat takımın 2004 senesinden beri sağ kanadı olmadı. Serhat Akın'la başlayan kanadı idare etmeler şimdi Deivid'le devam ediyor. Alınan forvetler sisteme uygun değil, gelen hocaların transferlerden haberi yok. İşte Fenerbahçe'yi yöneten zihniyet bu. Tabii ki yanlış yaptıkları bir şey hâlâ yok.


2 comments:

  1. Idea Norms dedi ki...

    cok dogru valla. tebrikler...

  2. alperensaylar dedi ki...

    eto'o da bildiğim kadarıyla mallorca'ya kiralandı ve orada oynadı, malaga'da hiç oynamadı. evet gerçekten de iyi biliyorlarmış!

Yorum Gönder