Takımın Sezon Başına Dönüşü



Ne zamandır futbol yazmamışız, duruma el koyuyorum. Gerçi yine maç öncesiyle başlayacağız ve voleybol takımlarımızdan bahsedeceğiz. Görüntüleri izleme imkanım oldu, birazdan bulabildiğim kadarını göndereyim, gururlanarak izledim. Şampiyon erkek voleybol takımımızı da stada getirerek onbinlere alkışlatmaları onlar için de büyük sevinç kaynağı olmuştur. Hem bayan hem erkek takımımıza bir borcumuz vardı, ödemiş olduk. Futbol takımı da bu maçı kazanıp kopmamış oldu fakat hâlâ işimiz çok zor.

Fenerbahçe girdiği uzun durgunluk süreci ve art arda puan kayılarından sonra en son iki hafta önce Kayserispor'a karşı iyi oynadı. Ligin ilk 8 haftasındaki mücadele ve maçı kazanma direnci Kayserispor'a karşı tekrar sahadaydı. Takım istenilen seviyeye sezon boyunca hiç erişemedi, ve bu sezonu böyle bitireceğiz. İlk 8 haftada maçları kazanmamızı sağlayan da tıkır tıkır işleyen bir sistem değil takımın kazanmayı bilen oyun anlayışıydı. Az pozisyon bulunuyordu fakat gol yenmiyordu, çok adamla baskı yapılıyordu ve Alex bir şekilde gol bulmamızı sağlıyordu. Özellikle sakatlıklar ve bazı bölgelerin alternatifsizliği önce çok adamlı baskıyı bitirdi; öyle olunca gol atamamaya, topun kendi alanımızda daha fazla kalmasına izin verdik. Gol de yemeye başlanınca çok fazla puan kaybettik.


Özellikle Lugano döndükten sonra lig başındaki oyun yapısına tekrar dönüldü. Kayserispor maçında ilk 10 dakikada 3 pozisyon var ve sonrası gelmedi fakat topu sürekli rakip yarı alanda tuttuk, rakibin çok adamla hücuma çıkmasına izin vermedik, orta sahada etkili pres yaptık ve ilk yarıdaki Gençlerbirliği maçından beri en iyi oyunumuzu oynadık.

Beşiktaş maçının özellikle ilk yarısı bu oyunun tekrarıydı. Mustafa Denizli Fenerbahçe'yi Alex'i kilitleyerek yeneceğini düşünüyor, yanına diktiği bir markajcı ve sahaya çıkardığı 9 defans kökenli oyuncudan da bir şekilde Fenerbahçe'yi durdurup sonra orta alandaki pas hatalarından pozisyon üretmeyi umuyor gibiydi. Yalnız Fenerbahçe'nin zaten durdurulmayı gereken bir oyun yapısı yok, yavaş oynayan bir takım ve bu sezon maç kazanan asıl silah ön alan presi.

Dün maça başlar başlamaz yine aynı taktiği kullandı Fenerbahçe. Gelen gol yine baskı sonucu kapılan topla. Beşiktaş ilk yarı kaleye bile yaklaşamadı. Özer ve Selçuk bence maçın iki yıldızıydı. Özellikle ilk yarıda Özer çok ciddi sorumluluk aldı. Zaten kanatları çok kullanmadığımız için ona Alex'in orta saha alternatifi görevi verilmişti. Alex yanında gölgesi Toraman'la gezinirken Özer Selçuk'la hücum arasında sürekli top istedi ve isabetli yüzdeyle de oynayınca bir ara takımın beyni oldu. Emre ön alan baskısını en iyi yapan oyuncu zaten, Selçuk da dün Fenerbahçe'deki en iyi maçlarından birisini çıkardı. Özer'e verilen ekstra görev ve Emre'nin ön alandakı baskısı sayesinde geride kesicilik yaptı, ileri çıkmasına çok da ihtiyaç duymadı takım. Yaptığı işte de çok başarılıydı. Ayrıca önce Manisa sonra Beşiktaş maçlarında Alex'in attığı mükemmel goller öncesi pası veren o. Yani ön alanda yapılan presin seken toplarını toplamak görevi de ona verilmiş ve son iki maçta bu işi de çok iyi yaptı.

İkinci yarıda sanırım kaza golü yememek için defansı orta alan çizgisi gerisinden ceza alanı önüne kadar çekince ve ön alan baskısını bırakınca Beşiktaş'a topla daha fazla oynama imkanı verdik. Aslında Guiza-Semih değişikliği 15 dakika önce yapılmış olsa daha rahat bir maç da izleyebilirdik fakat Bilica'nın saçma bir faulle yaptığı penaltı dışında pozisyon da vermedik.

Bilica'nın yaptığı saçma ötesi penaltı ve penaltı öncesi yaptığı kazı çalışmasına Rehavet değinmiş, ben değinmeyeyim. Şimdi Gökhan sezonu kapattı deniyor. Bu sakatlık takımı çok ciddi etkileyebilir. Sanırım şu dakikadan sonra bir beraberlik bile şansımızı yok ediyor. Ne olacağını söylemek zor tabii ama en azından hak ettiğimiz bir maçı hak ederek aldık.


Alex diye bir adam var takımda, izleyip topa dokunmasından bile keyif alıyorum, almanyanlarla futbol konuşmuyorum. Bizim takımın oyuncusu bu bir de, ona göre.


1 comments:

  1. Cengiz GÖRAL dedi ki...

    Daum iyi iş çıkardı yine ama Mustafa Denizli'nin oyun planının kurbanı oluyordu neredeyse..
    Penaltı pozisyonunda, İnceman yerine daha kaliteli bir ayak orda olsa maçın seyri ciddi şekilde değişir, Mustafa Denizli aradığı ortamı bulmuş olurdu..

    Az çok futbolla igilenen herkes Mustafa Denizli'nin ilk maçta uyguladığı taktiği uygulayacağını zaten biliyordu. Neydi o Alex'e adam markajı ve geride iyi savunma. Kazanılan toplarla da, geri dönüşü yavaş olan Fenerbahçe defansının arasına adam kaçırma.

    Bunu bir sefer yapabildiler, onda da penaltı oldu malum, eğer o penaltı gol olsa maçın seyri ciddi şekilde değişir Fenerbahçe Güiza ve Alex 'in kaçırdğı pozisyonları arayabilirdi.

    Daum gibi bir teknik adamın aynı hataya iki kere düşmemesi gerek.

Yorum Gönder