Uzunlar Başladı Kısalar Bitirdi: 85-74
Geçen maçın tam aksine dışarıdan değil içeriden bulduğumuz sayılarla başladık maça. Lavrinoviç geçen maçta Ömer Onan'ın ilk çeyrek performansına benzer bir performans gösterdi ilk beş dakika. Arka arkaya hücum ribauntlarından bulduğu sayılara bir de soldan üçlük ekledi. Jerry Johnson'a yapılan iyi savunma ve Ermal karşısında Oğuz'un nihayet faul problemine girmemesiyle skorda üstünlüğü yakaladık. Schumpert in iki üçlüğüyle farkı azaltmaya başlayan Galatasaray'a karşı hücum ribauntlarında üstün kalıp ilk çeyreği önde kapadık. 17-23.
Oğuz ve Lavrinoviç'in kenara gelmesiyle Sean May ve Kaya oyuna girince hücumda topu içeriye geçirme durumu sona erdi. Tutku'nun içeriyi delmeye başlaması ve Andriç'le oynadığı pick and rollerle Galatasaray kolay pozisyon üretmeye başladı. Ribauntları dengeleyip bir iki hücum ribauntundan kolay sayı bulmaya devam ettiler. Fenerbahçe ikinci periyotun ilk 7 dakikasında sadece bir saha içi isabet bulabildi. Hakemlerin çok ucuz çaldığı fauller, ardından Ukiç'e çalınan sportmenlik dışı faul ve Ömer'e çalınan teknik faulle bir anda dağılma belirtileri gösterdik. Fark 9 sayıya kadar çıktı Galatasaray lehine 19-4'lük bir seri söz konusuydu. Son üç dakika Oğuz ve Lavrinoviç'in tekrar oyuna dönmesi ve Emir'in hücumda sorumluluk olmasıyla 10-0'lık bir seriyle ayağa kalkmayı başardık. Emir'in girmeyen şutunu Lavrinoviç'în tiplemesiyle soyunma odasına 37-36 önde gitmeyi başardık.
Üçüncü periyota ilk yarı ortalarda gözükmeyen Ukiç'in basketiyle başladık. Schumpert'in rotasyondan eksilmesi ve dört numarada Haluk'un boş şutlar bulmasına rağmen kötü bir yüzdeyle oynaması hücumda Galatasaray'ın işlerini çok zorlaştırdı. İlk yarıdaki uzunların dominasyonun tam tersi üçüncü periyot Ukiç ve Emir'in hücumda etkinliği almasıyla farkı Emir'in üçlüğüyle çift hanelere çıkardık Kaya'nın maçtaki ilk basketi ve son saniye de Ukiç'in faul çizgisinden bulduğu sayılarla 15'i buldu fark. 49-64.
Son periyota Ukiç'in basketiyla başlayıp farkı 17'ye kadar çıkardıktan sonra Galatasaray'ın tam saha baskısı karşısında saçmalamaya başladık. Emir'in iki üst üste top kaybıyla fark önce 11'e indi. Spahija'nın molasından sonra da değişen bir şey olmadı. Öndeyiz diye hücum düzeninin dışına çıkıp süreye oynamaya başlayınca ritim kayboldu. Üst üste iki Johnson biri Tutku'dan olmak üzere üç üçlükle Galatasaray farkı 4'e kadar düşürmeyi başardı. Emir'in sol dipten bulduğu çok zor basketle nefes alıp, Ömer'in üçlüğüyle ters dönen rüzgarı tekrar çevirdik. Son üç dört dakikaya sekiz sayı önde girip iyice yorulan Galatasaray'ın top kayıpları sonrası Ukiç'in ve Oğuz'un faul çizgisinden bulduğu sayılarla farkı açıp maçı da 85-74 kazandık.
Geçen maç sınıfta kalan uzunlarımız bu sefer iyi iş çıkardılar. Oğuz ve Lavrinoviç ikilisinden 34 sayı bulduk. Üçlük yüzdemiz yine %50'nin üstüne çıktı. Doğru seçilmiş şutlarla 6/11 yani %55'le üçlük kullandık. Geçen maç çok üçlük kullanıp düşük yüzdeyle oynamıştık. Bu maç sadece 11 kez üçlük girişiminde bulunmamız hücumda doğru tercihler yaptığımızın göstergesi. İlk yarı hiç ortalarda gözükmeyen Ukiç ikinci yarı müthiş oynadı. 17 sayı, 8 ribaunt, 5 asist ve 0 top kaybıyle, krize girdiğimiz anlarda bulduğu kritik isabetlerle maçın en değerli oyuncusu oldu. Emir de yine ikinci periyotta düşmek üzereyken inisayitif alıp çok iyi performans gösterdi. Çok basit iki top kaybına rağmen 18 sayı, 5 ribaunt, 4 asistle anahtar rol üstlendi bir kez daha. Ömer de çok kötü bir maç oynamasına rağmen bulduğu çok kritik üçlükle farkı açıp kritik bir katkı yaptı.
Maç içinde çok iniş çıkış yaşıyoruz bugün ikinci periyottaki halimiz çok ilginç. 7 dakika boyunca öyle çok sert bir savunma falan da olmadan sayı bulamamamız enteresandı. Seride 3-1'i yakalayıp psikolojik olarak çok ciddi bir avantajı yakaladık ama tabii bir maç daha kazanılmadan hiç bir şeyin bitmediğini unutmamak gerek. Salı günü Sinan Erdem'de çekirdek yiyip kutlama havasında olmayan 15.000 seyirciyle maçın başında kararlılığımızı koyarak kazanmamız lazım. Marko Tomas'ın sakatlığında (eli kırılmış) kısa rotasyonumuz iyice daraldı. Kinsey'in oynayacağı konuşuluyor ama bu kadar uzun zamandır oynamayan bir oyuncunun final serisinde ne kadar verimli olabileceği de tartışılır. Sakatlarla başladığımız yıla sakatlarla nokta koyuyoruz, böyle şanssız bir sezonu iki kupayla kapatmak da ciddi bir başarı olacak.
11 Haziran 2011 23:26
İlk yarıda Saras'ın oyunda olduğu bölümün skoru Gs-FB: 15-2. Saras oyunda yokken ise Gs-FB:21-35. İkinci yarıyı tam hesaplamadım ama yine farkı erittikleri dönemde Saras oyundaydı. Tam istatistiği bulup yayınlarsanız gerçekten çok ilginç bir skorla karşılaşacağız. Saras yokken 30 sayı falan fark yapmış olmaıyız.
11 Haziran 2011 23:57
Bir de her Galatasaray sayısında çoşan ve bütün maç boyu Galatasaray Fenerbahçe'yi nasıl yenebilir diye beyin fırtınası yapan Nur Germen ve yanındaki spiker bozuntusuna hadleri bildirilsin 5. maçta. Hakemlere diyecek söz yok, GSCC'nu oyuna dahil etmek için baya çabaladılar ama çocukların hali yoktu bugün.
Fatih parmağı mı kırılmış Marko'nun?
12 Haziran 2011 00:08
@jbck
evet aydın örs de söyledi eli kırılmış salı günü yok yani
12 Haziran 2011 00:14
Sağol Fatih, bırakmadı yakamızı sakatlık bütün sene. Kinsey hücumda olmasa bile savunmada birşeyler yapsa iyidir. Taraftara büyük iş düşüyor, dar etmeliler sahayı, hemen şampiyon olduk havasına girmemeliler.
12 Haziran 2011 13:07
Saras'ın dün gece oyunda kaldığı ve 0 sayı, 1 asistle tamamladığı 11 dakika 43 saniyenin skoru: Gs-FB: 27-10.
Saras'ın oyunda olmadığı 28 dakika 17 saniyenin skoru: Gs-FB: 47-75.