Gönüllerin Şampiyonu, Hakemler ve Medya Üstüne
Geçen yıl kıyısından döndüğümüz 5’te 5’i bu yıl yaptık. Futbol dışı branşları da futbol kadar büyük bir heyecan ve stresle takip eden taraftarlar için müthiş bir haz bütün branşlarda şampiyonluğu kutlamak. En az iki ay herhangi bir Fenerbahçe maçının stresini, heyecanını yorgunluğunu yaşamayacağım için omuzlarımdan bir ton yük kalkmış gibi hissediyorum.
Sonunda şampiyon olduğumuz bir maçtan sonra hakemler hakkında bir şeyler söylemek pek doğru karşılanmayabilir ama dün maçtan sonra bile sinirim geçmedi. Hakemler tam anlamıyla rezil bir maç yönettiler. Recep Ankaralı, Alper Özgök, Erşan Kartal üçlüsü muhtemelen seriyi yedinci maça götürmek için yüksek yerlerden aldığı talimatları sonuna kadar uyguladılar. Zaten basketbol federasyonu başkanının kupa töreninde olmaması da herhalde serinin yedinci maça gideceği konusunda içinin rahat olmasından kaynaklanıyordur.
Oktay Mahmudi’ye teknik faul verdikten sonra gözlerinin içine baka baka ettiği küfüre yarabbi şükür dediler, ilk yarı sonunda Caner topa ayakla müdahale etmesine rağmen Oğuz’a ayakla müdahale çalıp topu Galatasaray’a verdiler. Shipp’in yarım metre dışarıdan girip attığı sayıya basket verdi gözünün önünde olmasına rağmen Recep Ankaralı. Son periyot Emir’in içeriye Ukiç’e verdiği pasta Ukiç şut atarken Haluk’un yaptığı faulü çalamayıp ribaunt mücadelesinde Lavrinoviç’e son derece ucuz bir faul çaldılar ve Galatasaray iki atış kullandı. Emir’in iki turnikesinde de basket faul var, hakemlerden ses yok ve maçın en kritik yerinde Tutku’dan dışarı çıkan topu görmeyip topu Galatasaray’a verdiler. Alper Özgök topu Galatasaray’a verdikten sonra açısı daha iyi olan ve aslında topun Tutku’dan çıktığını gören Recep Ankaralı’ya doğru koşuyor Fenerbahçeli oyuncular ama Recep Ankaralı ben gördüm deyip kararı değiştirebilecek yüreğe sahip değil. Şampiyon olduk diye bu hakem rezaletinin hiç dile getirilmemesi tuhaf. Kaybettiğin maçtan sonra ağlama zırlama olarak görülebilecek bir şeyi asıl en güçlü anında yapacaksın ki inandırıcılığın olabilsin.
Galatasaray için de bir şeyler söylemek lazım, benim anlamadığım bir şey var, birileri Galatasaray’a Fenerbahçe’nin dörtte biri kadar bütçe kullanacaksınız, sponsorunuz şu olacak aksi takdirde ligde yer alamazsınız diye bir kural mı koydu? Eğer Galatasaray kendimizden çok büyük bütçeli bir takıma karşı oynadık diye ikincilik kutlayacak duruma gelmişse taraftarı basketbola yatırımın neden Fenerbahçe seviyesinde yapılmadığını sorgulamayı seçmeyip, bizden daha bütçeli takıma karşı elimizden geleni budur havasına geldiyse ezeli rekabet bitmiş demektir. Sizi tutan mı var kardeşim, yapın yatırımınızı, daha iyi sponsor bulun eşit şartlarda yarışın, sanki eşit şartlarda yarışmamanın suçu Fenerbahçe’nin yatırımıymış gibi fakir fukara edebiyatı yapmaktan bıkmadınız mı hal?
Medya için de bir parantez açalım, maçları yayınlayan Spormax rezalet bir yayın performnasına imza attı. Özellikle daha önce de dalga geçtiğimiz, ikinci maç sonrası Ömer’e “biz bundan sonraki iki maçı Galatasaray’ın kazanacağını düşünüyoruz” sorusu soran hanım kızımız dün de Ermal’e “bize göre play-off serisinin iki şampiyonu var” diyor. Sen kimsin diye soramıyoruz maalesef kendine. Zaten medyadaki gönüllerin şampiyonu güzelleme törenleri böyle devam ederse FİBA seneye final serilerini oynatmadan iki şampiyon çıkması yönünde tavsiye kararı alabilir. Biz 1995’te Ülker’den çok daha az bir bütçeyle ve rezalet hakem performansına karşı finali kaybettiğimizde kimse gönüllerin şampiyonu falan dememişti. Bizim üç katımız yatırım yapan Eczacı’ya iki sene son anda şampiyonluk kaybedince yine gönüllerin şampiyonu olamadık, erkek voleybol takımımız ligin 5. bütçesine sahipken Arkas’a yarım puanla şampiyonluğu kaptırdığında da gönüllerin şampiyonu olamadık. Bu sene kaybedenler kulübünün üyelerinden bir ricamız var: Gönüllerin şampiyonu olma konusunda usul ve esasları düzenleyen gizli bir yönetmelik falan varsa bize de söylesinler. Niye biz kazanınca zuhur ediyor bu gönüllerin şampiyonu da biz kaybedince ortadan kalkıyor acaba?
Maç bitmiş şampiyon belli olmuş iki büyük takım 26 sene sonra play-off finali oynamış Türkiye’nin spor kanalı olduğunu iddia eden Ntvspor'da yayın yok. Gün boyunca 150 defa La Liga programı yapan İspanyol Muhipleri Cemiyeti doğal üyesi Ntvspor, Figo ve arkadaşlarının gösteri maçını yayınlamakla meşgul. Tabii Ntvspor’u bu yüzden eleştirince kimsenin umurunda değil, "abi adamlar Fenerli" diye eleştirince ancak taraftar bulanabiliyor.
Seri öncesi Polyanacı Galatasaray taraftarının vecizesine atfen bitirelim yazıyı, Galatasaray isminin olduğu her yerde umut vardır belki doğrudur da Fenerbahçe isminin olduğu her yerde de o umut itinayla çöpe atılır.
18 Haziran 2011 13:49
Alıştık artık her sene karşımızda bir adet "gönüllerin şampiyonu" olmasına...
Biz işimize bakarız, yenip geçeriz ;)
18 Haziran 2011 15:14
Haluk Yildirim'in hikayesi, kisiligi takdir edilebilir. Benim de duygusal anlamda etkilendigim biridir. Ama bu seri boyunca resmen sakatlamaya yonelik sert faullerini kinamamak elde degilken NTVSpor'a verdigi roportajda sarfettigi, ''Serefli ikincilik'' sozu ayip ve komik otesi... Bugun bir gazetede Tutku'dan ornek davranış haberi okudum. Aferin Tutku'ya Omer Onan'i atilan yabanci cisimlerden korumus.. Tutku'nun orta parmagini gostermeyen perde gozlerinden kalkmış, sevindirici tabi..
Son olarak Nur Germen diyecegim. Son ceyrek oynaniyor, kritik bir dakika, GS top kaybediyor. Nur Germen cildiriyor, eminim Mahmuti oyle delirmemistir. Ayip tabi ama yapacak bir sey yok.
20 Haziran 2011 13:50
sinirim bir nebze olsa geçti yazıyı okuyunca. olmaz bu kadar dediğimiz ne kadar çok şey oldu şu final serisinde. ve bu sadece burada dillendiriliyor olduğu için subjektif olmakla yaftalanıyosun.
kimse objektif olarak doğruları konuşmadığı için buralarda yer buluyor bu hak arayışları ve sonra diyor ki anca o bloglarda fanatikler birbirlerini ağırlıyor.
e çüş artık. korkuyorum ki bu durumun adı düzen oluyor artık.
fenerbahçe kazandığında küçük bir aferin ama kaybeden her zaman destansı kaybetti, ya ayak oyunlarıyla mağlup oldu bu yüzden şerefli ikinci ya da fener gibi bir dev karşısında süper mücadele gösterdi bu yüzden "yürekli, şerefli yenilmez armada"
sen neden iyi değilsin fener kadar?
sen olin serisine 1-0 yenik başlayacağın için son maçta antalya'ya bilerek yenilip beşiktaş serisine 1-0 önde başlamadın mı?
olin'den kaçan, antalya'ya sahasında seyircisi önünde yatan şerefli ikinci mi olur?
takımdaki tek tük ortalama oyuncu olan ermal'ı efes'e kaptır bu sene. ondan sonra yenilmez armada, şerefli ikinci. bir yürüyün gidin ya.
gerçekten fenerbahçe'nin bu saatten sonra her branşta ihtiyacı olan şey dişe diş bir rakip.
yerimizde sayacağımızdan korkuyorum bu rakipler yüzünden.