Sanırım Bir Kanadımız Var
Bu blogta 2008 Temmuz ayında o kadar çok "kanatlar" yazısı yazdık ki bir ara "kanat tarifi" googlelayarak blogumuza giren ev hanımları bile oldu. Ancak o dönem Fenerbahçe yönetimi bu bariz açığı görememişti. Önlibero ve kanat almak yerine Burak Yılmaz, Emre, Guiza gibi mükemmel transferlerle "takımı güçlendirdiler." Neyse 2009 senesinde bu mantık ne kadar hatalı olduğunu ayan beyan gösterince yönetim bu mevkiler için arayışa girişti. Andre Dos Santos (Tam adı da Andre Dos Santos Oliveira, her Brezilyalı gibi 15 ismi var) ve Cristian bu arayışın sonucu. Biri sol kanat diğeri de önlibero. Cristian'ı bilemiyorum. Hakkında okuduklarım Brezilyalı Selçuk intibağı bırakıyor ve fakat Dos Santos? Adam resmen kanat lan. Çalım filan atıyor. Orta açıyor. Kademe yapıyor. Pas atıyor, gol atıyor, oyunun merkez alanını geliştiriyor. Olacak gibi değil. Ben Fenerbahçe'de en son sol kanat Nielsen'i görmüştüm tarihi bir olayla karşı karşıyaymış hissiyatına kapıldım. Abi bildiğin solak yani. Ümit veya Tuncay gibi sağ ayağıyla sol kanatlık da yapmıyor. Sanırım bu sene sırf bu yüzden bile tarihe geçecek, beyler ve bayanlar Fenerbahçe'nin en sonunda bir sol kanadı var!
21 Temmuz 2009 01:52
Aynı efsane duygular içerisindeyim ben de. Uzun yıllar sonra tam anlamıyla bir "kanat" oyuncumuz oldu diye bariz seviniyorum. Kaldı ki Andre Santos bence basit bir transfer olarak kalmayacaktır, fazlasıyla faydalı olacağını düşünüyorum.
Cristian'ın da son maçını izledim gibi bir şey, öyle dikkatli izlememiştim. O sanki daha bir kapalı kutu gibi şimdilik. Ancak şu ana kadar gelen tüm Brezilyalılar'da olduğu gibi ondan da az veya çok verim alacağız diyorum.
21 Temmuz 2009 03:17
NTvmsnbc'de yer alan videodan göründüğü kadarı ile dos santos etkili gibi. üstelik ciddi ciddi duran top kullanan bir tip. İçim kıpraştı ne yalan söyliyim:)
21 Temmuz 2009 04:30
Yahu, o Nielsen neydi öyle...
Bu arada ön libero konusunda kuşkularım olsa da Brezikyalı olmasından dolayı en azından tekniği ile bir şeyler yapabileceğini ve Selçuk'tan daha kötü olamayacağını düşünüyorum.
Bu arada sol kanat gerçekten bomba gibi görünüyor. Yılın transferi bile olabilir.
21 Temmuz 2009 10:14
Şimdi biliyorum, konuşmaya başlayanlar olacak. Bu kadar çok Brezilya'lıyla Avrupa'da başarılı olunamaz, Avrupa'nın önde gelen kulüplerinde, Barcelona'da, Arsenal'de, Liverpool'da falan bu kadar çok Brezilya'lı var mı ? gibi ezberler, dilden dile dolaşacak yine.
Brezilya'lılar iyidir, severiz kendilerini. FUtbolun sıcak ve sevimli yüzü onlar.
Ayrıca işin içinde Daum ve Aykut olunca yapılan transfere gözü kapalı güveniyor insan.
21 Temmuz 2009 11:12
selam olsun uğur boral'a, erol'a, halil ibrahim'e.. bim bam bom bizim de artık sol açığımız var :)
21 Temmuz 2009 17:28
Christian'a güvenin. Kıyas yapacaksak Marco'yla yapmak durumundayız.
Evet, daha iyisidir.
22 Temmuz 2009 11:52
Sevgili 'tozlu parkeler', "Barcelona'da, Arsenal'de, Liverpool'da vs vs vs Brezilyali mi var sanki" yaklasimlari ezberdir, klisedir evet ama ayni zamanda var olan bir gercikligi de ifade etmektedir... Hakikaten de piyasinin en üst düzey takimlarinda bu derece cok fazla Brezilyali göremeyiz...
Yalniz bunu alip Fenerbahce'ye uyarlamak da cok dogru degildir bence... Cünkü Fenerbahce zaten o bahsettigimiz takimlarin düzeyinde degildir... Fenerbahce kendisini kiyaslayacaksa, Shaktar ile kiyaslayabilir mesela.. Ve Shaktar'in Uefa'yi kazanan takiminda 5-6 tane Brezilyalinin oynadigini düsünürsek, aslinda takima Brezilyali doldurmanin hemencecik negatif olarak damgalanmasi dogru degildir; o konuda sizinle hemfikirim...
Fenerbahce tarihinin en büyük uluslararasi basarisina ulastiginda da yine kadrosunda yiginla Brezilyali vardi...
Bu bir tercihtir, Fenerbahce'de de Brezilyalilar bir süredir hakimler ve olmaya da devam edecekler anlasildigi kadariyla...
Ben onlarin futbolun sicak ve sevimli yüzü oldugunu düsünmüyorum... Benim futbol anlayisim farkli, o pencereden bakinca da aksine Brezilyalilar sevimsiz ve antipatik gelebiliyorlar bana, futbol anlaminda, ama bu demek degildir ki onlarin geleneginden takim kurmak hatalidir...
Dedigim gibi bir bakis acisi, bir tercih meselesi... Biraz da kisinin estetik anlayisiyla, hayata bakisiyla alakali... Brezilyali gelenegi de kendi basina bir ekoldur ve dogru zamanda dogru hamle yapildiginda, Fenerbahce'nin gercekci olan hedeflerine ulasmasini mümkün kilabilir...
22 Temmuz 2009 19:05
Sadece Brezilya ligi görmüş topçulardan tırsıyorum ben biraz. Hepsi Alex gibi çıkmıyor hatta, diye de kaygılanıyorum zaman zaman.
Bi de mevzu dışı bir olay ama.. hangisi doğru; blogda mı blogta mı? Hep merak etmişimdir.
22 Temmuz 2009 19:32
Hatırladığımız üzere benzeşme kuralı için
fıstıkçı şahap
var :) g bunların arasında değil, yani değişmiyor, blog Türkçe bir kelime olmadığı için biraz muğlak ama Türkçe olsaydı blogda yazılırdı heralde. Blog kelimesinin telaffuzu biraz zor, ağızdan blok gibi çıkıyor, sanırım bu yüzden aldığı eki benzeştirmeye meyilli oluyoruz.