Daum ve Fenerbahçe'nin Sistemi - Bölüm 2: If it ain't broke, don't fix it
Daum'un doğru yaptıklarını ve yanlışlarını özetledik, daha doğrusu eleştiriyi biz yapıp övgüyü başka bir yazıyı alıntılayarak yaptık. Peki Daum bu sene ne yapar? Bunun için elimizdeki kadroyu da göz önünde bulundurmak gerek. Sezon öncesinin en heyecan verici aktivitesi olan kadrolar şimdiden yapılmaya başlandı. Bunu işler yabancı sınırı nedeniyle biraz karışsa da yapacağız, fakat başkalarının yaptığı kadroda anlamadığım nokta Alex'in hep dışarıda kalması. Rehavet'in geçen hafta yazdığı gibi yeni transferin heyecanı mı yaptırıyor bunu yoksa insanlar Alex'in gerçekten kötü oynayacağını ve kadroda yer bulamayacağını mı düşünüyor bilmiyorum. Bildiğim şey Daum'un Alex'i mutlaka oynatacağı, hatta Alex kötü oynasa bile en azından sezon ortasına kadar kendisine sürekli yer bulacağı. Kaldı ki Alex'in ilk 11'e giremeyecek kadar kötü oynayacağına ihtimal vermiyorum. Kadronuzda Alex varsa da her şeyi ona göre planlamanız gerekiyor.
Uzun uzun yazdık Alex'le birlikte sahaya çıkacak olan iki hücumcunun takımın başına ne işler açacağını. Rıdvan'ı severim ama 3 senedir Kadıköy'de kaybedilen her puan sonrası önerdiği "koy işte kendi sahanda 2 forveti" çözümüne destek veremiyorum. O forvetlerden birisi -zamanında Anelka'ya yapıldığı gibi- öndeki üçlünün sağ veya soluna yerleştirilse de orta saha direnci zayıflayacak, iç veya dış sahada oynamak fark etmiyor, orta sahada pas yapma üstünlüğü rakibe verilecek ve çok daha kolay gol yenilecek. Ayrıca defans ve defans önündeki ikili orta sahanın pas trafiği de sekteye uğrayacak, hücumcu fazla olsa bile hücumda da verimsizlik yaşanacak. Daum'un son senesi, Zico'nun ilk ayları ve geçen sene Aragones'in ilk aylarında Alex + 2 forvet sistemini tekrar tekrar denedik ve hepsinde başarısız olduk, üstelik iç saha maçları da dahil bunlara. Hatta Aragones'in Alex'i orta saha gerisine çekip Alex'i de harap etmesinin sebebi Guiza ve Semih'i Alex'le birlikte sahaya sürmesiydi. Bu sisteme ancak son dakikalarında gol aranan maçlarda ya da top hakimiyetine tamamen sahip olunan ve rakibin sindiği maçlarda maç içinde geçilebilir, fakat artık kimse Alex oynuyorken iki forveti koymamalı takıma, ve daha önce söylediğim gibi Alex de oynatılacak.
Gelecek hafta başlayacak resmi maçlarla daha net görürüz ama Daum'un oynatacağı sistem belli oldu şimdiden. Hazırlık maçlarında ve hemen hemen tam kadro olan antrenmanlarda aynı dizilişi denedi. Şu anda oynattığı kadro şöyle.
----------------Guiza-----------------
----------------Alex------------------
Andre------Emre----Cristian------Kazım
Carlos-------Bilica---Önder-----Gökhan
---------------Volkan-----------------
Hazırlık maçlarından çıkardığım şey şu; Daum özellikle orta saha ve defansın hazırlık paslarına çok önem veriyor. Volkan topu hep kısa oynuyor, orta saha oyuncularının boşa çıkıp top istiyor ve defans oyuncuları, özellikle Bilica topla çıkarak hücumu başlatmaya çalışan oyuncu rolüne giriyorlar. Bu sayede orta saha baskısına bir kişiyi daha ekleyip oyun kurucuların işini rahatlatmak istiyor Daum. Hazırlık maçlarında gördüğümüz en büyük sıkıntı takımın tıpkı geçen seneki gibi hücumda çok sıkıntı çekmesi, kanatların ceza alanına girmemeleri, orta sahada yapılan top kayıplarının fazlalığı ve çok zayıf takımların bile rahatlıkla ceza alanımıza girmesi ve hatta ellerini kollarını sallayarak gol atmaları. Hazırlık maçlarında yenilen gollerle tabii ki takımı suçlayamayız, fakat oynanan sistemin zaaflarını geçen seneden bildiğimiz için bu hazırlık maçlarının bu sene nasıl olacağımız hakkında ipucu vermesi olasılıksız değil.
Tabii ki yukarıdaki kadroda sadece 3 yeni transfer var ve onlardan sadece Bilica'yı izledik hazırlık maçlarında. Yani kadro Lugano ve Edusuz geçen seneye göre bile zayıf durumdaydı. Deivid sağ kanatta, Uğur solda, Emre-Selçuk ortada olunca orta sahada yapılan çok fazla top kaybı, kanatların hücuma katılmaması ve ceza alanı önünde gezmeleri, atağa çıkarken kaptırılan toplarla verilen pozisyonlar sürpriz olmadı. Geçen senelerden beri söylediğimiz gibi Alex varken Fenerbahçe'nin oynayacağı sistem bu ve Uğur, Deivid, Selçuk gibi oyuncular bu sisteme uygun oyuncular değiller. Burada bir yanlış anlaşılmak istemem, Deivid hücuma katkı veren bir oyuncu değil demiyorum. Deivid hücuma katkı veriyor fakat oyun yapısı itibariyle ceza alanı önünde ve karambollerde etkili bir hücumcu. Oyun orta sahaya yığılıp rakibin defansı ve defansif orta sahası burada baskıyla hakimiyet kurunca oyunu kanatlara açıp rahatlatamıyoruz. Bunun sebebi de Deivid'in kalabalıkta çok top kaybeden bir oyuncu olması ve gerektiğinde tipik bir kanat gibi süratini kullanıp çizgiye inememesi ve etkili ortalar yapamaması. Solda Uğur zaten aldığı çoğu topu kaybediyor, Deivid kadar bile etkili değil.
Bu diziliş kanatların da hücumda devreye girmesine bağlı olarak 4-5-1 veya 4-2-3-1 şeklinde şekillenen diziliş. Daum'un Fenerbahçe'yi ayağa kaldıran, istikrar yakalatan dizilişi buydu. Zico, Deivid-Tuncay-Tümer-Kezman-Alex'li sahaya çıktığı çılgın günlerden dönüp dolaşıp yine bu sisteme döndü. Avrupa'da başarı gelirken benzer bir dizilişle oynadık. Aragones de Semih'i orta saha, Alex'i defansif orta saha yapıp sonra bu sisteme dönmek zorunda kaldı. Sadece Fenerbahçe veya Türkiye ligi ile ilgili değil bu durum. Dünya'da futbolun çok daha fazla fiziksel güç kullanması ve oyuncuların hızlanmasıyla doğal olarak ortaya çıkan bir süreç. Benzer sistemlere uyum sağlayan takımlar başarılı oluyor, bu da tesadüf değil. Hâlâ Alex'le birlikte iki forvet oynatacak olan varsa dünkü yazıyı bir daha baksın, o sistemin yürümesi Alex varken imkansız. Dün Daum konusunda karamsarlığa kapılan varsa da aşağıdaki tabloya baksın.
Yeni alınan oyuncular sisteme uyar mı, kim kadroya girer, kim dışarıda kalır, forvet kim oynamalı sorularının cevabı da yarın verelim.
Yazıların son cümlelerine bakıp geçenler için özet: Zico ve Aragones gibi 2 forvetli maceralara gerek yok, Alexli 4-4-1-1 veya 4-2-3-1 bu takımın oynaması gereken diziliştir ve Daum da hazırlık döneminde takımı böyle oynattı. Yeni maceralara gerek yok...
devamı var...
Yarın: Aziz Yıldırım Daum'la ilk karşılaştığı gün ne dedi? Ümit Özat'ı yanımda getiririm diyen Daum'un arabasını kim çizdi? Daum Aykut'a "gol kralı olabilirsin ama antrenmanların kralı benim" dedi mi?
Daum ve Fenerbahçe'nin Sistemi - Bölüm 1: O Son Oyuncuyu Almayacaktın
Daum ve Fenerbahçe'nin Sistemi - Bölüm 3: Önder'i 11'de Görünce Dehşete Kapılıyorum
Daum ve Fenerbahçe'nin Sistemi - Bölüm 4: Avrupa Birliği'ne Girdiğimiz Şu Günlerde...
26 Temmuz 2009 10:16
Eline sağlık PVH, Alex geldiği günden beri arkadaşlarla aynı şeyi konuşuyoruz. Lyon'la içeride oynadığımız ŞL maçıyla ilgili bir anımı anlatmak istiyorum. Önümüzde oturan bir abi devre arasında Deniz'in çıkıp forvet alınması gerektiğini savunuyor, biz de iki orta saha çapasıyla oynamamız gerektiğini anlatmaya çalışıyorduk (malum Alex'ten dolayı). Daum intihar etti ve abinin dediğini yaptı. İlk yarı dengede giden maçta ikinci yarıda 3 yedik. Bizle teknik direktörler kadar futbolu bilmiyoruz belki ama görünen köy kılavuz istemez. Alex varsa tek forvet oynamak şarttır. Bu forvet içeride Semih, dışarıda Guiza'dır.
26 Temmuz 2009 18:55
@Murat YILMAZ
Aynı maçta ben de tribündeydim ve devre arası birebir aynı muhabbetlerin döndüğünü dün gibi hatırlıyorum. Benim de sizinkiyle benzer yönde açıklamalarıma rağmen tabi ki herkes o sırada Deniz'e sövmekle meşgul olduğundan ipleyen olmadı beni. Birkaç ay sonraki Zaragoza maçı da Selçuk üzerinden benzer şeylerin yaşandığı bir maç olmuştu. Sonuçları malum.
Senelerdir Fenerbahçe'nin tipik 10 numaralar üzerine sistem kurmaktan vazgeçmesi gerektiğini düşünüyorum ama taraftarın baskısı, yönetimde bazı düşüncelerin artık kronik hale gelmesi Türk takımlarını bu anlayıştan bir türlü vazgeçiremiyor. Tandemin Türkiye'ye yerleşmesi seneler almıştı, box to box oyun anlayışının yerleşmesi de daha uzun zaman alacak.
26 Temmuz 2009 23:33
Kazım'ın süreklilik göstereceğini sanmıyorum. Bi kırılma noktası olucak ve formayı m.topuz ile deivid paylaşıcak. kazım'ın o dönem tek artısı yabancı kısıtlaması olucak diye düşünüyorum.