İnsaf Yahu!
Üniversitede bir gün arkadaşlarla futbol üzerine konuşuyorduk. Bir şekilde konu "neden biz takım tutuyoruz"a geldi, herkes yapmıştır zaten bunun üzerine münazara. O gün bir arkadaş "ben başka takımları tutan arkadaşlarla dalga geçmek için takım tutuyorum" demişti. O arkadaş benimle aynı takımı tutmadığı ve hayata da futbola baktığı gözle baktığı için sonra yavaş yavaş mesafe girdi aramıza, dört senedir de görmüyorum. Şimdi bu ne kadar absürt görünse de ve bunu itiraf etmek bize ne kadar garip gelse de böyle birçok insan var. Takım tutmayanların bile beni görünce sürekli gerzek Fenerbahçe şakaları yapmalarına alıştım.
Dün ve bugün okuduklarım da benzer zihniyetin bir ürünü bence. Bloglarda, forumlarda, sözlüklerde futbol üzerine konuşmak hoşumuza gidiyor çünkü futbolu seviyoruz, hayatımızda önemli bir yer kaplıyor. Bir insan dinlediği müzik, izlediği film, okuduğu kitap üzerine nasıl ki insanlarla konuşup tartışmak istiyorsa, izlediği oyun için de fikirlerini aktarıyor ve başkalarının fikirlerini önemsiyor. Yalnız bloglara, forumlara, internete yazmak düzenli bir hâl aldıktan sonra bazen doz kaçıyor. Kimseyi eleştirmek için söylemiyorum, sadece dün gece ve bugün oluşan genel havanın bana verdiği rahatsızlıktan bahsediyorum. Hani bunu ben de yapıyorumdur arada, ben bambaşkayım demek değil derdim.
Uzun zamandır futbol yok ortada, Galatasaray geçen haftalar bir Kazak takımıyla eleme turu oynadı da Kazak takımı işte, kim ne kadar ciddiye aldı maçı? Dün Sivas'ın maçı vardı. Uzun süre sonra resmi bir maç olunca ana malzeme olarak o görülüyor sanırım. Her gün bir şey üretmem lazım, hatta iki, üç şey üretmem lazım baskısının mı yoksa her maç izlenirken duyulan taraf tutma ihtiyacının mı sonucu bilmiyorum ama bu maç insanlara dert oluyor. Forumlarda, sözlüklerde sayfalarca, bloglarda akın akın aynı minvalde yazılar...
Bir röportaj varmış biz 5 yeriz 6 yemeyiz diye, en az 30 farklı kişi farklı yerlerde onu kopyalamış, Bülent fotoğrafı koyup altına "ah işte böyle alırsın" yazan bir düzine, bizi rezil ettiler diyen sayısız. Ne oluyor yahu, cidden anlamıyorum. Neden herkes her şeyden bir vazife, bir mesaj çıkarmak zorunda? Küçükken her gün izlediğimiz He-man'deki Orko psikolojimizi bozdu da her olaydan, her maçtan, her sözden mesaj mı çıkarmaya çalışıyoruz. Maç Şampiyonlar Ligi öneleme maçı, Türk takımı oynuyor, TRT yayımlıyor, oturup Salı günü maçımızı izleriz, pek güzel. İzlediğimiz maç üzerine de konuşuruz, Sivas futbol adına her şeyi yanlış yaptı, Anderlecht'in hızlı pas trafiği, orta sahada adı daha önce Fenerbahçe ile anılan ikilisi üzerine bolca yazılar yazılır, konuşulur. Futbol sonuçta bu, izleyip üzerine konuşuyoruz, blog tutuyorsak bu işten keyif aldığımızdan.
Yok efendim, maça dair tek kelime yok, Sivas'ın rezilliği, Bülent'in kepazeliği havada uçuşuyor. Yahu kendi takımınız lig dördüncüsü, beşincisi olmuş, adamlar hayatlarında ilk kez Şampiyonlar Ligi elemesi oynuyor, bununla mı dalga geçiyorsunuz? Topu topu ederi 10 belki 15 milyon dolar olan takım, senin 100 milyon dolarlık takımını geçmiş, tek geliri tv geliri, 300 bine aldığı adamı 3 milyona tabii satacak, senin gibi Josicolara, Zapolara, Carruscalara milyonlar verip parayı çöpe de atmamış, Metalistlere, Kievlere, Tromsolere elenen senin takımın ama nasıl bir vazife çıkarma aşkıysa bu Sivas'ı izlerken utancından yerin dibine giriyorsun. Antu'da "bir daha Sivas Avrupa'ya gitmesin" diyen bir ton adam var, yahu insan hiç mi düşünmez yazarken?
Bahane de mükemmel. Sabah akşam şuursuz ve komik açıklamalar yapan Bülent çok antipatikmiş (gerçekten yapıyor ve gerçekten antipatik ama bu sadece bahane) o yüzden dalga geçilip aşağılanıyormuş Sivasspor. Ben ders almam veririm diyenlerin yönettiği takım yenilsin diye dualar edin, maç kaybettikten sonra dalga geçin o zaman bakalım. 5 sene önce ikinci ligde oynayan takım her sene ligdeki derecesi artmış, sonunda senin takımından 30 kat az bütçeyle seni geçmiş, senin oynayamadığın seviyede eleme maçına çıkıyor ve İntertoto hariç çıktıkları ilk Avrupa maçında yenildiler diye mükemmel espriler üretip dalga geçiyorsun. İki sebebi var bunun; 1. Sivassporun başarısının geçen sene verdiği ciddi sıkıntı ve rahatsızlık duygusu, 2. Objektiflik adına asıl rakiplere karşı içinde tutulan kin ve nefretin ortalıkta Sivasspor adına konuşacak, tepki gösterecek birisi olmadığı için Sivasspor'a boşalması.
Her maçtan, her izlenilenden, her okunandan mesaj çıkarmak, malzeme üretmek, ders almak gerekmiyor. Gerektiğini düşünüp zorlayınca böyle oluyor. Dün izlediğiniz futbolu konuşun, Bülent'in taktiğini hatta ettiği lafların anlamsızlığını, Sivas'ın çekingenliğini eleştirin sonra isterseniz aslında bu sonuca şahsen sevindim diyip bitirin yazınızı. Birbirinizle derbiler öncesi didişin, ezeli rakiplerin Avrupa maçlarından sonra birbirinize takılın da bu yapılanlar ne yahu? Şu Sivas'ın 3 senede yaptıklarını yapan takım İtalya liginde olsa fan clubları türerdi memlekette. Sivas dün kazansa aşağılayanların %80'i "Hiç hazzetmem türbülentten ama helal olsun lan" yazıları döşerdi bugün. Biraz insaf yahu...
29 Temmuz 2009 11:51
haddini bilmeden konuşması nedense Fenerbahçe dışında herkese batıyor. E tabii, bana da Bilica'yı mu kadar makul biçimde verse ben de severim Sivas'ı.
Normal şartlarda tüm Türkiye'nin gönlünde taht kurması gerekirdi Sivas'ın. Zamanında başka Anadolu takımları öneleme oynarken hepimiz destekledik. Ama Sivas'a neden düşman kesildi herkes?
Mecnun Odyakmaz zamanında Sedat Peker'le fikirtepe'de hamamcılık yaptığı için mi?...
Tabii ki bu geçtiğimiz yıldaki rezillikleri için. Beter ol Sivas! başka bir şey de demiyorum. Fenerbahçe'nin veya GS'nin Avrupa'da başarılı olmasını isterim bunların istemem!
29 Temmuz 2009 11:58
Allah Allah, bu Bilica daha gecen ay gay, yetersiz ve her gittigi takim kume dusen loserdi, birden uygun fiyata satilan(uygun fiyat da en az 5 milyon euro) oyuncu oldu. Bu mactan vazife cikaranlarin bu yazidan Sivas sevgisi cikarmasini sasirtici bulan var mi? Ustte arama kutusu var "Bülent Uygun" yazip bir arayin bakalim ne dusunuyormusuz, sonra bir daha okuyun yukarida yazilanlari ve Sivas sevgimizi.
29 Temmuz 2009 12:14
İstanbul'da Laila, Sivas'ta La İlahe İllallah, Anderlecht'te Yandım Allah...
29 Temmuz 2009 13:29
Duyulan antipatinin öncelikli sebebi Sivas'ın Fenerbahçe gibi görülmesi.
29 Temmuz 2009 14:00
Ben de Galatasaraylıyım, Bülent Uygun'u da antipakik buluyor ve sevmiyorum. Ama Sivasspor için çok üzüldüm.
Ayrıca İkisene önce Bjk, geçtiğimiz sene Fb ve Gs taraftarının kendi takımı şampiynluk ümitlerini başka bahara bırkatıktan sonra, biz olmayacaksak Sivasspor olsun dediği ve 5. büyük ilan ettiği takımın, elenmesine neden bu kadar sevindiğine de akıl erdiremiyorum
Evet dün Sivasspor'un haline çok kızdım. Bülent Uyguna'da çok kızdım ama üzüldüğüm için kızdım. Sonuçta orada oynayan bizim takımımız ve Anadolunun bağrından kopan bir takımımız.
Bülente gelince.Evet saçma sapan konuştu, bizleri kızdırdı ama göz ardı edemeyeceğimiz bir şey var bu adam ve bu takım, çok başarılı oldu.
29 Temmuz 2009 14:26
Mecnun Odyakmaz, Sedat Peker'in enistesidir. Beraber hamam acmalarindan daha da ote iliskileri var yani.
Ve evet, Sivasspor Turkcell Super Lig'de ve hatta Bank Asya Yukselme Ligi'nde ve dahi butun alt liglerde mafya bagi bulunan tek takimdir. O yuzden antipatik gelir kimilerine. Cunku sadece Mecnun Odyakmaz mafya babalarina sahte pasaport ayarlayan...
29 Temmuz 2009 15:36
su yazinin altina imzami atarim. ayni seyden bende fena derecede rahatsiz oluyorum. bulent`e turbulent dendi, ne adamligi ne antipatikligi kaldi fakat bu bulent cikip ben su kisiyi ornek aliyorum dedi ve ayni onun gibi davraniyor. yanlis anlasilmasin ornek aldigi kiside bizim topraklarda imparator diye tanininan bir buyugumuz.
bulent`in soyadi uygun degilde korkmaz olsaydi, sivas`i ligde kafaya oynatip avrupa`da bes yeseydi bugune kadar on kere imparator olmustu.
hey yavrum hey be...
29 Temmuz 2009 16:58
Övünmek gibi olmasın Fenerbahçeliyim. Ben de açıksası Sivasspor'a sinir oluyorum.
Bence Sivasspor'a anti-pati duyulmasının en büyük nedeni haddini bilmemesi ve duygu sömürüsü yapıyor olmasıdır.
İki maç kazandı, hemen Anadolu Efsanesiyiz diye saçmalamaya başladılar. Önce bir şampiyon ol, ondan sonra zaten Anadolu Efsanesi olursun.
Bu ligde Gaziantepsporlar, Eskişehirsporlar da üst sıralarda yer aldılar, ama saçmalayıp duygu sömürüsü yapmadılar Sivasspor gibi.
Balili denen ne idiği belirsiz futbolcu her büyük maç öncesi çapını aşan konuşmalar yaptı hep. Örneğin Fener'e 5 atarız gibi... Ama görüldü ki büyük takımlar biraz oynadıkları zaman nasıl dağıldılar.
Zaten bütün bunların sebebi bu sene özellikle Fenerbahçe ve Galatasaray'ın yarış dışında kalması değil midir?
Açıkçası tam beklediğim gibi oldu, maçın sonucu. Anderlect denen takımı tanıyoruz zaten. Bir Fenerbahçe'nin, Galatasaray'ın Beşiktaş'ın rakibi bile olamazken Sivasspor'u darmadağın etti. Kimsa bahane bulmasın...
Sivasspor'un yöneticisinden futbolcusuna herkesin ilkesi Az iş çok laf oldu, olması gerekenin aksine...
Son olarak kimse milliyetçilik lafı ederek saçmalamasın. Milliyetçilik, ulusal maçlarda sevinmek, üzülmek değildir. Milliyetçilik ulusunun çıkarlarını korumaktır... Milliyetçilik dediğimiz şey futboldan önce de vardı...
Not: Kamu Yönetimi mezunuyum. Bu işlerin okulunu okudum.
29 Temmuz 2009 19:22
yazik, gercekten yazik. su adam gs'de oynamis olsaydi zamaninda herkes kicini yirtarak IMPARATORRRRR diye bagiriyordu simdi
29 Temmuz 2009 20:19
@Son_Silahsor,
1. Balili'nin Fener'e 5 atariz aciklamasi bir Hurriyet yalaniydi, adam facebook profiline kendi dilinde Fener macimiz 5'inci kanalda yazmis basin boyle yansitmis.
2. Milliyetcilik lafi eden kim, ne yazida ne yorumlarda boyle bir ima var? Nereden cikti bu?
3. Kamu yonetimi hangi isin okulu oluyor anlamadim tam. Dile gelmeyen bir arguman curutulmus sonra da buna cevap da veremezsiniz ki ben bu isin kitabini yazdim seklinde curutulemez kilinmis, mukemmel bir mantik orgusu gercekten.
29 Temmuz 2009 22:37
Merhaba,
1. Balili kısmını bilemem de Milliyetçilik açıklamasını ortaya idi.
2. Ben rakip takımlar (Fenerbahçeliyim) nerede yenilirlerse yenilsinler açıkçası sevinir, dalga mı da gererim. Tabii, hemen sonrasında sen ne biçim adamsın, işte o Türk takımı vb. laflar ederler. Ona düşünerek yazdım. Kesinlikle yazınızdan ima vb. bir şey çıkarmadı, yazınıza cevap niteliğinde yazmadım.
Ama biliyorum ki böyle düşünen çok.
3. Bu işin okulu derken de Kamu Yönetimi bölümünde İdeolojiler çok derin biçimde, her yönüyle incelenir. Milliyetçilik de bir ideolojidir bildiğiniz gibi...
Son olarak şunu belirtmek isterim yine: Yorumumu kesinikle sizin yazınıza göre yazmadım. Konu Sivasspor olunca içimi dökmek istedim.
Bir de neden üstünüze alındınız merek ettim?
29 Temmuz 2009 23:32
Anladim, yorum bu yazi uzerine yazilmis olunca ben de oyle algiladim demek, kusura bakmayin.
30 Temmuz 2009 01:11
güzelde pvh mesele tam olarak ne sivas ne bülent meselesi. Bu bülen e türevi insan modeli ki ağa babası milli takım yönetmiştir sevimsiz birader. Elimden ne gelir. Çıkıp her maç öncesi biz dualarla burdayız biz şuyuz buyuz demesine gerek yok. Zaten ilk ikiye girmişsin ŞL yede gitmişsin hala maç öncesi röportajda dua ayağında idi. Haliyle itici kardeş. Sinirime dokunuyor. Çık işini yap yeniyorsan yen yeniliyorsan yenil banane. Yenersen sevinirim yenilirsen ne sevinir ne üzülürüm oysa ki. Bana maç tek taraflı iken sırf bu bülent yüzünden adamın maçından keyif alamıyorum. Yoksa benim takımım süper denizlisi ile 0 çekmiş bir takımdır netekim.
30 Temmuz 2009 12:10
Tut ki Bülent Uygun sıçmık bir İngilizce'yle konuştu basın toplantısında, o zaman görücez delikanlıları. Savunabilirler miydi bakalım yine aynı şekilde yoksa taşşak mı geçerlerdi? 10 milyonluk bilgi sorusu. İstediğiniz blogdan başlayabilirsiniz.