Arda Galatasaray'ın Kutsal Kasesi mi?


arda turan

Hamburg maçından çıkıyor, takım 2 – 0’dan 3-2 yenilmiş, üzüldüğünü, bunaldığını dermansız dertlere gark olduğunu kabul ediyoruz, bir basın mensubuna açıklamada bulunuyor. “1-1'in rövanşında 2 gol atıyoruz. Ve bunu koruyamıyoruz. Sonra bir gol yedik. Ve sanki turu vermiş gibi oynamaya başladık. Böyle durumlarda daha karakterli oyuncular olmamız lazım. “

Bunu dediği takım, geçen sene “ruh” kelimesiyle beraber kurulabilecek her cümlenin adıyla yanyana anıldığı takım. Bundan daha 10 ay önce fakru zaruret içerisindeki “iman” sahibi “türk” oyuncuların şampiyonluğu “güçlü, zengin, kudretli ve yabancı” Fenerbahçe’nin elinden imanlarıyla alışları desta gibi anlatılıyordu. “Ruh” üst başlıklarının yanına Aykut'un “Bugün bir tek G.Saray şampiyon olmadı, Türkiye de şampiyon oldu. Türk futbolcuların olduğunu gösterdi. Sadece G.Saray bayrağı için değil, Türk bayrağı için de mücadele vereceğiz” demeci ekleniyor, Hasan Şaş, soyunma odasında yaptığı “11 Fenerbahçeli futbolcu halimizden anlamaz” başlıklı manifestosunda “Galatasaray’ın çıkıp kazandığını” gazetelerden bildiriyordu.

Ne oldu da 10 ay önce taraftarı tarafından neredeyse Türkiye’nin tek ve yek “ruh sahibi” takımı ilan edilen bu takım karakterini kaybetti? Ne zaman az karakterli oyuncular olundu? Herhalde bunu Hamburg maçında yuhalanan Hasan Şaş’a veya yerini bir “yabancı”ya kaptıran Aykut’a da sormak lazım. Türk oyuncuların ne olduğunu kendi başkanına bile gösteremeyen Aykut’un söyleyecek çok şeyi olmalı.

Ancak diğer cümle daha ilginç, Arda diyor ki:
Taraftarlarımızdan özür diliyoruz. Söylenecek çok fazla şey yok. Keşke herkes bizi destekleseydi. Bölünmeseydik. Final Kadıköy’de diye bazı insanların yüreğine iniyordu. Keşke final Ali Sami Yen’de olsa da Fenerbahçe ya da Beşiktaş final oynasa. Çok fazla bir şey söyleyip bu üzüntüyle kimseyi kırmak istemiyorum


Bu demeç üzüntüden veya memleketin klasik özrü olan “o anın psikolojisi”nden kaynaklanıyor olabilir ancak bir zihin yapısını da ortaya koyuyor. Arda’ya göre Galatasaray’ı rakipleri desteklemedi, başarısızlığın sebebi de bu desteğin gelmemesi, oysa onlar destekleseler ve bu kadar “korkmasalar” Galatasaray başarılı olabilirdi. Ama ne oldu? Onlar Galatasaray’ın başarısından korktular, destek göstermediler. Arda, muhteşem hasletlere sahip bir insan olarak, rakiplerinin de başarısını isteyebilecek ali cenaplığa sahipken onlar bu alicenaplığa da sahip değiller. Yani Arda ve şahsında Galatasaray ile rakipleri arasında bir fark var, Galatasaray iyi hasletlerle donanmış ve herkesin iyiliğini isteyen, herkese de bu sebeple destek sunan ve (bölünmek sebebiyle başarısızlık geliyorsa desteklemek sebebiyle de başarı gelecektir) onların başarılarında da paydaş iken, rakipleri kötü hasletlerle donanmış, kendilerine köstek olan insanlar.

Ancak ortada çok temel ve göz ardı edilemez bir gerçek var, rakiplerin desteklememesi sebebiyle Galatasaray yenilmiş değil. Galatasaray üç dakikada 2 gol yediği, demoralize olduğu, sahada doğru düzgün bir tane bile stoperi olmadan maça çıktığı için yenilmiş. Ve eğer Arda takımlarının final oynayacağına inanmayan birilerini arıyorsa önce yönetime bakmalı. Bir yönetim böyle bir maçtan önce takımdaki sağlıklı tek stoperini satıyorsa bu ancak bir tek şeyi gösterir: takımlarının final oynayacaklarına inanmadıklarını! Takımının final oyayacağına inanırken hangi yönetim takımdaki bütün stoperler sakatken ve bunların sakatlıklarının Hamburg maçına kadar iyileşmeyeceği bilinirken stoperlerini satar, neden finale kadar çıkacak bir takımın elde edeceği milyonlarca dolara mani olur?

Ancak bu durumda bile Fenerbahçe’yi işaret etmek, suçu Fenerbahçe’ye yüklemek, desteklenseydik neler yapardık diye hadi ağlamak değilse de sızlanmak sağlıklı bir psikolojiye dalalet etmiyor. Adam gibi top oynayaydınız, kazansaydınız. Biz, takımımızın kaybettiği her maçtan sonra Fenerbahçe’nin hiçbir şart ve koşul altında kaybetmesini kabul edemediğimizden, kaybedecek bir kadroyu yapanlar olarak yönetimi de işin içine katarak derinlemesine eleştirirken, bu kadar basit, bu kadar çocukça bir suçlamanın bu kadar rahatça ileri sürülebilmesi camiada bu suçlamaların da genelleştiğini, normalleştiğini göstermiyor mu? Hadi bütün galatasaraylılar böyle şeyleri kanıksamış ve rasyonel eleştiri yapabilme gücünden muaf değilse de ortada gördüğümüz portre böyle bir algı sahasına işaret etmiyor mu? Mesela njoysoccer’da konu hakkında yazılan yazıya “saçmalamışsın” diye yorum geliyor, aklı başında diye kabul edilebilecek pek az Galatasaraylının blogunda da konu hakkında bir kelam ediliyor. Ancak doğrusu ortada, Arda deli gibi, çılgın gibi saçmalamış. O kadar kesin ve net saçmalamış ve bu o kadar içten bunun doğru olduğuna inanıyor ki, Fenerbahçelilerin Galatasarayı neden desteklemesi gerektiğini, bu maçla bunun ne alakası olduğunu, kendi yönetimi “Kadıköy’de Final” sloganını bayrağa çevirmiş sallarken karşı takım taraftarına esasında ne demek istediğini bile görmezden gelebiliyor, bütün bunları hak görüyor. O kadar derin saçmalamış ki, saçmalığından asla tereddüte düşmüyor.

Ve sonra, tek bir eleştiri gelmiyor.

Arda Galatasaray’ın kutsal kasesi mi sorusu da burada anlam buluyor, Galatasaraylılar için Arda’nın özel anlamlar ifade ettiğini anlayabiliyorum, kulüpte yetişmiş bir oyuncu, lider özellikleri var, yetenekli ve seyircilerin seyretmekten zevk alacağı tipte bir futbolcu. Ama bu artık bir fenomene dönüştü, Arda dokunulmaz, Arda övgüler üstünde yükselen bir hayal kahramanı gibi. Arsenal, Bayern Münih, Juventus, Milan hepsi Arda’yı istiyor, dünyanın en büyük genç yeteneği! Hatta şu haber oluyor:[1] Arda, IFFHS’nin sitesinde yaptığı yılın futbolcusu anketinde David Beckham’ın 7 sıra üstünde 32. Sıradaymış. Listenin birincisi Oscar David Souza, ikinci Al Ahly takımında oynayan Mohammed Aboutreika. Arda Gerarrd, İbrahimoviç, Eto’o, Drogba ve tabi Semih’in önünde. IFFHS sitesine bakıyoruz (http://www.iffhs.de/) bizim site daha ciddi, daha kurumsal. Arda’nın bu başarıyı elde etmesini sağlayan oy da çarpıcı, toplam aldığı oy “454”. Kim oylamış? İnternet sitesine girip oy veren herkes. Yani ne nicelik, ne nitelik ne de oylamayı yapan kurum böyle bir haberi hak etmiyor, ama dünyanın yüzüne kurban olduğu Arda’yı övmenin bir sınırı yok.

Üstelik Arda’nın takıma katkısı, istatistiki olarak öyle insanı çılgına çevirecek bir seviyede de değil, geçen sene süper ligde 7 gol atmış 14 asist yapmış, Tuncay da 2005/2006 sezonunda 15 gol atmış 6 asist yapmış. Takımlarına oyun içi katkıları da en kötü ihtimalle denktir. Bu durumda Arda’nın eriştiği bu eleştirilemezlik, herkesin sevgilisi durumunu anlamakta zorlanıyorum, Fenerbahçe tribünlerine son derece Sabri bir hareketle hakaretler ederken, yüzünde tek bir sempati duyulacak yön de göremiyorum. Eğer gol, asist ve “mücadeleci” ruh ise bunca övgünün sebebi, Galatasaray taraftarının kulüpten apar topar bir jübile bile yapmadan gönderilen Bülent, Hakan, Arif ve hatta Hasan Şaş için birer heykel dikmesi gerekir, enerjilerini Arda için çok erken harcıyorlar.

Bu kutsal kase durumu, Arda’ya verilen ölçüsüz haklarla da kendini gösteriyor, eleştirilemez, sorgulanamaz, zorunlu olarak ve herkes tarafından sevilmesi gereken biri değil Arda. Galatasaraylılar seviyorlarsa da, gerçekçi bir zeminde, bunu kabul edip Arda’yı sevmeyenin akıl sağlığını kaybettiği gibi bir düşünceden veya bu durumun mutlaka hasetten olduğu sanrısından kendilerini kurtarmaları lazım. Hasan Şaş’ı da sevmedik, Sabri’yi de sevmiyoruz. Arda onlardan bir ton farkıyla önde diye de ona hayran olacak değiliz. Sürekli kramponla delinmiş bacak fotoğraflarını göstermek de sevgimizi arttırmıyor, saha içinde bacağı kırılan futbolcular gördük, Türkiye’ye gelmiş en büyük yeteneklerden ve dünyanın en zarif adamlarından Rıdvan’ın kasten, bile isteye bacağına tekme atılıp futbol yaşamının bitirildiğini gördük, Alex’e her maç yapılan ve geçiştirilen faulleri ve bunun gibi onlarca olayı gördük, bacaktaki krampon izleri ne sanıldığı kadar epik, ne eşsiz, ne de Rıdvan’ın dahi sahip olmadığı bir benzersiz eleştirilemezlik ile herkesin mutlaka sevmesi gereken bir insan figürü ortaya çıkarıyor.

Kutsal Kaseyi Polat satmadan önce müridlerin bunu düşünmesinde fayda var, şeyhleri uçamıyor.


[1] http://www.tumgazeteler.com/?a=4401335


4 comments:

  1. Lord Ricko Joel dedi ki...

    altına imzamı atabileceğim harika bir yazı olmuş..
    bu konularda ki tüm duygularıma tercüman olmuşsun.
    teşekkür ediyor ve tebrik ediyorum bu yazı için.

  2. aethewulf dedi ki...

    sağolasın.

  3. medgallis dedi ki...

    biliyorum bu aksam olmasaydi objektif olmaktan endise ederek bu bahse yorum yazmazdim..
    ama bu aksam indian wells finallerini seyretmek icin gittigim mekanda insanlar toplanmis super ligde haftanin son macini izliyorlardi. mac bitti ve galatasaray taraftarinin arda ve emre icin tezahurat yaptigini duyduk. bu tezahuratin diger arkadaslarina kufur etmek oldugunu anlamak icin hayati fazla tanimaya gerek yok. bence hal ve gidis notu pekte yuksek olmayan emre arkadaslariyla beraber soyunma odasina dogru yol alirken arda seyircisiyle sevisiyordu.
    budur arda: henuz buyumemis, adam olmaktan cok uzak..
    emreyi takim ruhuna olan sadakatinten dolayi ne kadar takdir ettiysem, ardanin trubun turlamasini da o kadar asagilik buldum. kendi adima onunla takim arkadasi olmak istemezdim.
    seyircinin bir kahramana, yonetimin de sizin deyisinizle bir kutsal kaseye ihtiyaci vardi.arda bu boslugu dolduruyor su an.
    kase' nin icini doldurmak icinde bir seyler yapmasi gerekiyor. yapmaya her kalktiginda da sacmaliyor (ben gazetelerin yalanciyim).gazeteler konusunda serh notu koyuyorum; cunku her defasinda daha fazla sacmalayamaz dedikce o mutlaka beni yaniltacak bir seyleri bulup soyluyor.
    alin ardaniz sizin olsun..hem kahraman hem kase.
    bize gelmesin yeter.hatta bize galatasaray terbiyesi almis hicbir oyuncu gelmesin.

  4. PVH dedi ki...

    ispanya macinda turkiye'nin en degerli oyuncusu ilan edildi. artik o dokunulmaz. sahada kart gormuyor, el kol hareketleri "olur oyle, genc adam" diye gecistiriliyor, her hafta fenerbahce hakkinda sacmaliyor rakabetin tadi oluyor. yildiz koruma programina alinan yepyeni simarigimiz vatana millete hayirli olsun. ayrica cok da vatansever bir cocuk, tam da abilerinin istedigi gibi tosuncuk, masallah.

Yorum Gönder