1-0 Öndeyiz
Türkiye Basketbol Liginin finali oynanıyor ve maçta 1.000 kişi bile yok. 3 ay sonra Dünya Basketbol Şampiyonası düzenleyecek bir ülkede basketbola ilginin hali pür melali bu ülkede. Bir ara adı bizim için uğursuz salona çıkan Ayhan Şahenk'te geçen sene finalde iki maç kazanmış ve o etiketi silmiştik. Bu senede ilk maçı kazanıp geçen sene ters tepen saha avantajını ele geçirdik. Maçı ilk periyodun son üç dakikası ile ikinci periyodun ilk 3 dakikasını arasındaki 6 dakikalık bölümdeki 19-0'lık akıl almaz bir seri sonucu kazandık. Farkın oluşmasında en büyük etken Kinsey ve Mirsad'ın bu bölümdeki katkılarıydı. Efes'in kısaları tamamen kontrolümüz altındaydı. Ömer en iyi yaptığı şeyi yapıp Charles Smith'i tamamen etkisizleştirdi. Geçen sene çok başımızı ağrıtan Efes'in 4 kısalı düzenini bu sever iyi değerlendirdik. Schumpert-Semih miss-match'ini geçen sene lehine kullanan Efes olmuştu, bu maç Semih'e her pozisyonda top indirdik ki bu bizim takımda gördüğümüz bir şey değildi daha önce. Efes'in ikinci yarı savunmada biraz sertlik göstermesiyle hücumda bocalasak da bizde aynı sertlikle yanıt verince ve geri adım atmayınca top kayıplarına rağmen skorda geri gelmelerine izin vermedik.
Ukiç, Kinsey ve Mirsad maçın kahramanları diyebiliriz. Skoru son maçlarda gayet iyi paylaşıyor takım, hücumda bir iki oyuncuya bağımlı olmadığımız zaman kazanma şansımız bir hayli artıyor. Efes'in feci bir üçlük yüzdesi var, 1/15 şut yüzdesini bir daha göremeyiz muhtemelen final serisinde ama kısa savunmasında bugün çok iyiydik. Şutların pek çoğu zorlama şutlardı ve bu yüzdenin oluşmasında Efes'in şanssızlığından ziyade bizim savunma çabamız daha belirleyiciydi.
İkinci maça dair de bir şeyler söylemek gerekirse Kasun'u daha iyi savunmamız lazım. Vidmar'ın kolay faul almadan sertlik göstermesi ve sertlikten yılan bir oyuncu olan Kasun'u oyundan düşürmesi gerek. Kerem-Kasun pick and roll'ünü bugün iki üç kez önleyemedik, bunları daha iyi savunmalıyız. Net ribaunt aldığımız zaman Ömer-Kinsey'le kolay sayı bulma ihtimalimiz çok fazla olduğu için ribauntu alan uzun ilk pası çabuk verdiğinde çok kolay sayılar bulabiliriz bundan sonraki maçlarda.
Ergin Ataman'ın da söylediği gibi Efes bugün mağlubiyetten ziyade sahada ezildiği için ikinci maç daha agresif bir savunmayla çıkacaktır. Finalin anahtarı zaten sertliğe karşı geri adım atmamak, bugün Efes bizim gösterdiğimiz sertliğe yant veremeyip geri adım attğı için maç ilk yarı koptu, ikinci maç daha kararlı olacaklardır. Sadece bir maç kazandık, şampiyonluk yolu uzun, takımın havası umut verici, eğer taraftar da futboldaki nekahat dönemini askıya alıp salona teşrif ederse favori gösterilmediğimiz bir seride şampiyonluğa ulaşabiliriz.
20 Mayıs 2010 22:57
fenerbahçeliler hem takımına küskün hem biletler 34 liraydı. efes de kimi getiricekse tribünlere kendi tarafı da 34 liraydı. 1000 kişi gitmesi gayet doğal bence bu koşullar altında.
20 Mayıs 2010 23:21
Kabul etmemiz lazımki bizim ülkemizde basketbol kültürü diye birşey yok. Seyircisizlik çok normal.
İkinci çeyreğin bitimine 25 saniye kalmış, hücum sırası bizde, yapılması gereken nedir? Süreyi sonuna kadar kullanmak. Biz ne yaptık? 10 saniye kala şut attık kaçırdık, sonra rakip iki sayı daha buldu. Evet kazandık ama, bu seviyede bir basketbol maçında böyle amatörce şeyler beni çileden çıkarıyor. Bir de Oğuz bir türlü adam gibi faul yapmayı öğrenmedi gitti. Şu faulleri adam gibi yap be kardeşim, yaptığın faul bir işe yarasın, rakip topu potaya gönderemesin. Celtics-Magic serisini izliyoruz, hemen hemen her faul can yakıcı, sinir bozucu. Oğuz biraz daha sert be kardeşim, faul yapacaksan vur gitsin.