Aziz Yıldırım İstifa! Şimdi!
Aklım almıyor şu saniyede Aziz Yıldırım savunması yapılmasını. Ben çok mu başka görüyorum dünyayı, taraftarlık denen şeyi çok mu farklı algılıyorum bilmiyorum ama aklım almıyor. Aynı faciayı daha önce de yaşatan, hatta "bunlar benim yüzümden oluyor, Fenerbahçe'nin iyiliği için istifa ediyorum" diyen adamın aynı rezaletin ikinci kere yaşanmasında hiç mi suçu yok, nasıl savunuluyor bu adam anlamıyorum.
Kibir, aşırı gurur, rahatsız edici kendine güven bu camiaya göre değil, bunu hâlâ öğrenemedi mi bu başımızdaki adamlar? Taraftar bir haftadır stresten mide ağrısıyla uğraşırken fenerbahce.org'u şampiyonluk marşlarıyla donatıyorlar, sonra maç bitiminde apar topar kaldırıyorlar. Şu rezillikleri hiç mi görmüyor gözünüz? Maçtan önce FBTV'yi açıyorum daha ortada bir şey yok ama kutlamalara başlamışlar. Bu nasıl bir kendine güven, neye güveniyorlardı? Aynısı başımızdan geçeli daha 4 sene olmadı mı? Yine bu başkan yok muydu başımızda?
Ligde 400 dakika oynayan Deivid'e 3 milyon euro verip "ben onunla konuşurum sezon sonu, görürsünüz seneye" diyen Aziz Yıldırım değil mi? Sahada yürüyemeyen, sonra ben gideceğim diye tutturan Carlos'un sözleşmesini uzatan Aziz Yıldırım değil mi? Hâlâ sonsuz gücüne inanan, konuşarak futbolcuların performansını arttıracağını inanan bir liderle başarı nasıl gelecek? Geçen seneki rezil ötesi performanstan, berbat kadrodan sonra ağır eleştiriler alan ve kongrede 3 sene üst üste şampiyonluk sözü veren Aziz Yıldırım değil mi? Sözünde duramadı ve gidecek, bu kadar basit.
Son dakikada yaşanan anons skandalının sorumlusu akılsız bir adam mı? Bu stada ıslık makinesi koyduran, taraftar gaza gelsin diye sirk gibi maçın ortasında marş çaldıran kim sanıyorsunuz? Senelerdir taraftarı manipüle etmek için kullanılan stat DJ'lerinin böyle bir skandala imza atması çok mu garip geliyor? Bu sirk ortamını yaratan kim sanıyorsunuz? Stada Lig Tv'yi sokmayız diyen, sonra tehditleri görünce seve seve sokan, sonra da çocuk gibi kablolarını kesen Aziz Yıldırım yönetiminden başka bir yönetim miydi? Bu rezilliğin yaşandığı gün hangi mantıkla profesyonel ve kurumsal denilebilir şu yönetime?
Bu diktatörlük altında bu rezilliklerin yaşanması çok mu garip, Fenerbahçe tarihinin en ağır, en kepaze rezilliklerinden birinin bu yönetimle yaşanması çok mu garip?
Aziz Yıldırım 3 yıl üst üste şampiyonluk sözü verdi ve sözünde duramadı. Şimdi istifa zamanı. Bu maç yüzünden değil, bu sezon yüzünden değil, son 5 sezon yüzünden, Carloslar, Guizalar, Aragonesler yüzünden. O yapılan rezil anons yüzünden.
AZİZ YILDIRIM İSTİFA! Geri dönmemek üzere, ŞİMDİ. AZİZ YILDIRIM İSTİFA! HEMEN!
17 Mayıs 2010 01:23
Kibir, gurur ve rahatsız edici kendine güven bu camianın iliklerine işlemiş bir hastalıktır. 3 direk arasından geçmeyen top yüzünden yapılan emeğe saygısızlık ve bozgunculuk ancak bu hastalıkla açıklanabilir. Bundan kurtulamayanlar Aziz Yıldırım'dan önce kendilerine baksınlar. kendilerine "Biz az ile yetinmeyi, şükretmeyi biliyor muyuz?" diye sorsunlar. Ondan sonra başkalarına baksınlar.
17 Mayıs 2010 01:26
74 puanin sampiyonlugu hak ettigini dusunecek kadar ve kacan sampiyonlugu son macin 5 dakikasinda kacan bir gole baglayacak kadar suurunu yitiren saksakcilardan tespitler duymak hic keyifli olmuyor soyle bir gunde.
17 Mayıs 2010 01:26
aci sekilde kaybedilen bir sampiyonluk. maalesef aziz yildirim fenerbahce nefretini olusturan baskan olarak anilacak. baskan daum'u alarak giderse en buyuk iyiligi yapar bu takima.
17 Mayıs 2010 01:35
ayrıca mehmet topuz'a şöförlük yapması da var, avrupa'da çeyrek finalden sonra sadece türkiyede başarı sözü vermesi de, anelka'yı, alex'i getiren adamı kovup taraftarı güiza'ya mahkum etmesi de var.
17 Mayıs 2010 01:50
Van hooijdonk u bu takimdan uzaklastiran, Fenerbahcemizle uyumu tartisilmasiz olan Zico yu kovan, kendisinin disindaki herkesi temizleyen, fenerbahce yi kendi taraftalari disinda tüm futbol severlerden nefret ettiren bu yönetim yarini beklemeden hemen istifa etmelidir.
17 Mayıs 2010 02:11
Su an Samandirada - En buyuk taraftar, futbolcular sahtekar tezahuratlari var.
Top 5 cm iceriden girseydi butun futbolcular omuzlarda olacakti ama su anda tesislerden disari cikamiyorlar.
Fenerbahce'nin asil problemi iste budur. Aziz Yildirim, Daum, Guiza ayrintilardir.
Bu mantalite degismedikce 20 sene sonra Baskan X, Hoca Y, Forvet Z olur ama biz bu filmi seyretmeye devam ederiz.
17 Mayıs 2010 02:27
İş direk arasından geçmeyen top değil ki. İş her zaman klubune bağlı, akıllı, centilmen addedilen taraftarın o anonsla hazımsız ve ahmak yerine konması. Ne yapacaktık o kadar topu girmeyen takımı linç mi edecektik stadda. Bursa maçı 2-2 bitti diye takım oyunu bıraktı yan pasa başladı. En fazla bir kısım (ki bence çok az bir kısım) taraftar Güiza başta olmak üzere birkaç oyunucuya küfür ederdi o kadar. Taraftar kör mü oynanan oyunu görmüyor mu? O kadar şutu, direkten dönen topu takdir edemez mi ki öyle bir anons yaptırılıyor?
Zaten 1 haftadır tedirginlik var bir de üstüne 90 dakikalık hiç dinmeyen çok daha büyük bir heyecan, sen kimi test ediyorsun o anonsla. İnsan ne kadarını kaldırabilir ki bunun. Uçuk Nazi deneyleri gibi.
Bu skandal nerde olsa başkan götürür. Sadece bugünü değil gelecek sezonun da ilk 3-5 maçını tehlikeye attılar.
17 Mayıs 2010 04:07
Ben şunu hiçbir zaman anlayamadım, hayatın her alanında mantığı överken neden söz konusu taraftarlık olduğunda o mantığı bırakıyoruz?
Dün ve evvelsi gün Galatasaraylıların bloglarına Rijkaard için övücü sözler kullanıyorsam bu boşuna değildi.
Fenerbahçe taraftarı sezon başı 8'de 8 yapıldığında bile hesap sormuştu ama keşke devamı gelseydi.Bir şekilde yarışa tekrar dahil olunduğunda o stad tekrar dolmamalıydı.
Bu söylediğimin ütopik ve örneği olmayan bir durum olduğunun farkındayım ama bu yapılmadığı vakit işte bunlar oluyor.Yaşanan sirk vaziyetine bak:
Bu adam tonla para döktüğü ne idüğü belirsiz futbolcuları bir de motive etmek zorunda(ymış).
Yoksa bunlar hep aynı performansı göstermezmiş.
Sen Demirören'den bile daha düşük kalibrelisin.
O kimseyi kandırmıyor hiç olmazsa; yapacağını yapıyor, toparlayan olursa ne ala.
Kalıbımı basarım diğer branşlardaki yatırımı da koltukta kalmak için kullanacak.
Evet her durumdan ders çıkarılır, iki kere başa gelenden bile.Bundan sonra teknik direktör-başkan kim olursa olsun şampiyonluk son iki haftaya kalmayacak.Madem ki diğerlerinden bir farkımız var diyoruz, ite kaka son hafta şampiyonluklara kanılmayacak.Gören duyan da bu ligde Barcelona - Real Madrid var, hiç kaybetmiyorlar o yüzden iş son haftaya kaldı sanır.
Aziz ağanın eli tutulmaz, 4 sene evvel batmak üzere olanları kurtardı, bu sene de 5. şampiyonu çıkardı.Ben zaten laf atan gerizekalıları hiç anlayamadım, ben onların yerinde olsam kalsın diye dua ederdim.
Bu ülkenin gerçeği de böyle işte, tarih yazılmış ama daha çok kaybeden konuşuluyor.
17 Mayıs 2010 06:48
abi yok, katilamiyorum, katılmıyorum. bundan evvel buna benzer bir yazın vardı - "hesap sorarız, söz var" diye, katılmıyorum. bugun uzulemedim bile maca, oyle bir mactı. bu mactan sonra buraya gelip bakmam bile zordu, yazdıklarını gorunce uzuldum. surekli su sorun var tabii - yasını bilmem, ama ben bu takımın 80lerinin sonunu, 90ların tamamını gordum, onlardan sonra bu kadar basitce bakamıyorum. ne dersen de, bu takım su anda iyi pozısyondadır, insallah senin ve senin gibi dusunenlerın ıstedıgı tarzda koklu degisimler de yasanmayacaktır. ligin genel gidisatini sorunsallastırmadan fenerbahcenın 74 puanından bahsetmek de ciddi degil.
olmadi, sakin karsilayin, iki saniye rahat duralım.
17 Mayıs 2010 07:52
Haklisin Mel, iyiye gittigimize katiliyorum. Katilmadigim noktalar da var ligin gidisati ve puan iliskisi gibi, ama sorun o degil. Aslinda futbol oyunu uzerinden de Aziz Yildirim'in neden gitmesi gerektigini tartisiriz uzun uzun ama yazacak enerjim yok, yukaridaki yaziyi bile yazacak enerjim yoktu ama mecbur kaldim.
Biraz kendimize gelelim futbolu ve Daum'u da konusuruz zaten. Hatta sen de bos bir vaktinde bu sezon oynadigimiz oyuna dair bir yazi yazarsan konuk yazar olarak yazini yayimlamaktan ve uzerine konusmaktan mutluluk duyarim.
17 Mayıs 2010 08:39
hele şükür benimle aynı fikirde olan insanlar var.. kalkıpda şimdi "teşekkürler aziz başkan" bıdı bıdı dyemem arkadaş benm yüreğim acıyo..
17 Mayıs 2010 09:49
dünkü akıl almaz karşılaşmada bir tane top içeri girse ve takım şampiyon olsa bunları yazacak mıydın?
17 Mayıs 2010 09:52
Girdi mi peki? Hayir. Peki.
Anonscularina, "buyuk baskanimizin buyuk basarisi" diye anons yaptirirdi bu sefer, alkislardik beraber. Stada fotograflarini astirmistir belki, sampiyon olsak indirirlerdi ama kacti artik ne yapalim, kismetsizlik.
17 Mayıs 2010 10:10
Abi yazmalıydın. Dün top girseydi de bunları yazmalıydın ama yazmayacaktın. Sen o top girse de girmese de Aziz Yıldırım'ın gitmesini istiyorsun ama düşündüklerini, inandıklarını o top girmedikten hemen sonra yazınca olmuyor.
İnsan durup düşünüyor. Koskoca bir kulübün kaderi bir topun içeriye girmemiş olmasına bağlı olmamalı diyor..
17 Mayıs 2010 10:17
Abi iyi de sanki bir kupa alinda buyuk baskan yazilari yazip ertesi sene son macta kaybedince baskan istifa yazan bir insan degilim ki. En basindan beri durusum net galiba, su yukarida yazdiklarim da dun cikardigim seyler degil, hepsini en az 5 defa kullanmisimdir ornek olarak.
Her seyi gordum, her uzuntuyu tattim Fenerbahce sayesinde ama dunku anons olayi kadar buyuk rezalet yasamadi bu camia. Sampiyonluk falan onemli degil, bu kadar agir utanc yasanmadi daha once. Sebebi, sorumlusu da belli o isin, bir tane avanak degil... Yazdim iste yukarida, bir kisi de yok oyle degil dememis, bir gol girse, ciksa muhabbeti yapiliyor yine.
17 Mayıs 2010 10:38
"Şu olmasaydı bunu yazacak mıydın?" şeklinde "halamın bıyıkları olsa" yaklaşımıyla karşılanan fikir yazıları herhalde yalnızca Türkiye'de olur.
Papazın Çayırı blogunda yazılan Aziz Yıldırım yazılarının çoğu kitap haline getirilecek şeylerdir. Koskoca camianın nelerin altına sokulduğu, herkesin takdir ettiği tesisleşme hamlesi yapılırken halktan nasıl kopulduğu, kurumsallık adı altında Galatasaraylıların doldurulduğu kulüp anlayışının geldiği nokta, camiadaki sevgisizlik ve kimseyi adam yerine koymama halleri. Hepsi ama hepsi...
Bu dünyada her şeyi bilen bir insan yok. Böyle olduğunu söylediği halde "Öyle vallahi, sen her şeyi biliyorsun" diye pohpohlanan insan da yok. Ama bizde ikisi de var maşallah. Forumlara, bloglara, hatta burada bir iki yazı aşağıya bakıyoruz; Aziz Yıldırım suçsuz, Daum suçsuz, kim suçlu kardeşim?
Yazdıkça sinirleniyorum. 2006 senesinde 6 yaşında çocukların üzerinde forması "Babaaaa" diye ağladığını gördük, o çocuk 10 yaşına geldi, eminim yine ağlıyor. Neden? Aziz Yıldırım her şeyi biliyor diye.
Neymiş, 80'lerin sonlarını, 90'ların başlarını yaşamış insanlar varmış da bu halimize şükrediyorlarmış. Tabii Fenerbahçe küçüktü o zamanlar, Aziz Yıldırım'la büyüdü.
Bu camianın hastalığı kadir kıymet bilmezlik değil, yalakalıktır, yalakalık.
17 Mayıs 2010 10:45
Kisa ve net; Git!
17 Mayıs 2010 11:13
Nereden geliyor bu Aziz Yıldırım nefreti ?
Bir şey olsa da şu başkana bir geçirsek diye istim üstünde bekliyorsunuz imajı doğuyor bende .
"Hayal Kırıklığı " başlığıyla Mehmet Topuz a geçirdin , şimdi de onulmaz Başkan nefretin girmiş yine devreye .
Size adnan polat , demirören gibi işinin ehli(!) başkan yakışır ama işin ucu bana da dokunuyor o yüzden temennimi dile getirmeyeyim.
Siz en iyisi koşun Saraçoğluna , stadı yakın , koltukları kırın . Şampiyonluktan başka doğrusu olmayan iyi gün taraftarı gibi .
Hem belki Azizin yaptığı stadı yıkabilirseniz Aziz'den de kurtulursunuz.
Haa bir de atılamayan bir gole bağlamayın sorunu gibi kerameti kendinden menkul , konunun derinliklerine vakıf çok bilmiş pozları da atmayın kimseye .
O gol olsaydı susucakmıydınız tüm Fenerbahçe düşmanlarıyla birlikte : Evet.
Tek fark sizin gibiler ilk fırsatı kollamaya devam edecekti.
17 Mayıs 2010 11:22
Arkadaş padişahlar bile kendine sadrazam atamış, akıl danışmış. Aziz kim ki tuğladan anladığı kadar futboldan da anlıyor, tek başına idare etmeye çalışıyor ?
Hiçbirşey için gitmeyecekse anons olayı yüzünden gitmelidir. Benim gözümde Deniz Baykal'ın kaset olayından daha büyük bu olay..
17 Mayıs 2010 11:24
Aziz Yıldırım gitmesin diyen karşıt görüşte bir insandır. Kendine göre sebepleri vardır. Senin görebildiklerini göremiyordur ya da göremediklerini görüyordur. Sadece farklı bir fikirdedir, senden başka düşünüyordur.
Ama yalaka değildir. Ayıp.
Hepimiz Fenerbahçeliyiz, hepimiz Fenerbahçe'nin daha iyi olmasını istiyoruz. Yemişim Aziz Yıldırım'ı.
17 Mayıs 2010 11:36
Tam anlamıyla Yeniçeri mantığıyla yazılmış bir yazı olmuş.mutlaka bir kelle isterük mantığı bizi hep geriye götürmedi mi?
17 Mayıs 2010 12:36
onlar kalsın biz gidelim.var mı biz takan?var mı bizi düşünen?o halde ne duruyorum ki hala...
17 Mayıs 2010 13:32
aziz yıldırım ne medya yı ne rakipleri çözebildi , her sene son virajda kimle çekişiyorsak herkes o tk mın arkasına geçti , bunlara engel olamadı , futbol un türkiye deki psikolojisini çözemedi tk hep gergin hep gerilmiş çıktı finallere , tk a rahat vermedi , gün yüzü göstermedi bizlere , fb nin başıan şenes erzik gibi bir akil adamın geçme zamanı gelmiştir ,bu klübün güzü parası tesisi değil ,ruhudur ,bu ruh bizi yenilmez yapar , para pul değil ...
17 Mayıs 2010 13:33
Benim de enerjim kalmadı, ama merak ediyorum, hadi biz yalakayız da, sen nesin be canım Canarino? Hayır, Fenerbahce 80lerin sonunda, 90ların tamamında daha küçük değildi, öyle de demedim zaten, yalnızca 20 senelık bir dönem icerisinde 4, 90'ların tamamında ise yalnızca tek sampiyonluk almıstı. Son on yıl içerisinde ise dort sampiyonluk ve iki tane drama yasadı. Aziz Yıldırım'a sallamak en kolayı - ne zannediyorsunuz, yerine kim gelecek sanıyorsunuz? Ne gördünüz de örnek olarak şimdi rahat rahat şu klubün geleceğini bu kadar fütürsuzca belirsizliğe atmayı düşünebiliyorsunuz? Hayır, önümüzde örnekler de yok degil, Sadan Kalkavanlar, Vefa Kucukler aportta bekliyorlar. Aslında keske geri gelseler de siz de rahatlasanız, ben de.
17 Mayıs 2010 17:17
Ne istifası yahu... Dünkü utanç gecesinin ardından şu kadar saat geçmiş olmasına rağmen çıkıp başarısızlığın sorumluluğunu sahiplendiğine dair ufak bir açıklama bile yapamayacak; taraftarının yüreğine iki damla su serpemeyecek kadar kibirli, güç sevdalısı ve Fenerbahçe'yi kendi hırslarına alet eden birisin sen AY. En başından beri böyleymişsin. Geçmişte seni sevip saydığım,adam sandığım,buna değeceğini düşündüğüm,ümitlendiğim her bir saniyeye lanet olsun. Benden bu kadar. Fenerbahçe kimsenin oyuncağı değildir!
17 Mayıs 2010 18:18
top girmediği için şampiyon olamadık, doğru.. bu yüzden de futbolcularımıza yüklenmeyelim derseniz, onu da anlarım, o da doğru.. dün sahadaki 11 adamın kazanmak için elinden geleni yaptığı gerçeğini akılda tutmak gerekiyor, sakinlik lâzımsa, bunun için lâzım mutlaka..
ama "aziz yıldırım istifa" yazısı bu rezaletten sonra yazılmayacak, öteki yenilgiden sonra beklenecek, şu söylentinin ardından camiaya zarar verilmeyecekse; ne zaman yazılacak bu yazı, ne zaman söylenecek söylenmesi gereken..
manzara gayet açık ve net değil mi? hem şampiyonluğu kaydediyorsun, hem skandalın göbeğine düşüyorsun, kendi taraftarını kandırıyorsun, sonra da hiçbir şey olmamış gibi ufacık bir açıklamayı bile çok görerek hayatına devam ediyorsun..
"top girse yazar mıydın?" diyen arkadaşlar var, top girmeden önce de burada defalarca kez yazıldı zaten bu.. ayrıca mesele topun girmeyişi değil, hoparlör vesilesiyle beşiktaş'ın topuu sokup milletin hevesini kursağında bırakanlar, onları işe alanlar ve sorumlu oldukları skandalldan ötürü özür dilemeyenlerin varlığıdır..
muhalif olmak ayıp bir şey değil arkadaşlar, en kötü ne olur, bunlar kulübün tapusunu alır, içine sinmeyen bizim gibiler de yeni bir Fenerbahçe kurar ve oradaki yerini alır. "Fenerbahçe'nin âlî menfaâtleri" diye lafa giren tüm Fenerliler'e önce Denizli faciasını, sonra da o anonsu hatırlatmaya devam edeceğim ömür boyu...
17 Mayıs 2010 18:29
@Arkhe, gelip utanmadan kibirle suclayan bir insan disinda kimseye saksakci, yalaka demedim. Carptirmayalim. Hala bir tane yazdigim yazi uzerinden bir elestiri gelmedi, siz yenicerisiniz, 1 gol girse ne olacakti demisler yine.
Camia soka girmis, baskan cocuk gibi siginaga saklandi yine. Hayirli isler. Uc gun sonra istifa edip 5 gun sonra cebine para koydugu apacilere yuruyus duzenletir, her sey yoluna girer.
17 Mayıs 2010 19:11
Niye herkes son maça odaklanıyor ? Ligde 34 tane maç var.. Son maçta topun kaleye girmesine niye muhtaç kalıyoruz ? Eğer biz 80-85 puan alsaydık topun girip girmemesi kimsenin umrunda olmayacaktı bugün, bunu bir kavrayın önce.
Seçim dönemi mali tablo üzerinden şov yapan başkan şimdi nerede ? Yeni teknik direktör getirip, başına sportif direktör koyup takımı kendi kuran başkan bugün NEREDE ? Bir de bu adamı savunuyorsunuz..
17 Mayıs 2010 19:11
@PVH
Yalaka lafını Canarino yazdı, herhalde Arkhe de ona istinaden yorum yaptı.
17 Mayıs 2010 22:08
PVH Canarino'ya yazmıştım. Garip gelmişti, anlam veremedim.
Kimsenin kimseyi savunduğu yok, hepimiz kendimize göre Fenerbahçe'yi savunuyoruz. Yoksa ben de olanı biteni yeterince görüyorum, ben de kimin ne yaptığının farkındayım ve ben de bazen olayların içinden çıkamıyorum.
Sadece Fenerbahçe için en iyisinin ne olduğunu bulmaya çalışıyoruz.
18 Mayıs 2010 00:45
Mel,
Sizin açınızdan bakıldığı zaman ben Fenerbahçeli değilim. Öyle düşün sen.
Arkhe,
Yazdığımı cümle cümle ele al. O yalakalık cümlesi de dahil olmak üzere, bir tanesine "yanlış" diyebiliyorsan, sözüm yok.
Evet... "Bu camianın hastalığı kadir kıymet bilmezlik değil, yalakalıktır, yalakalık"
Sadece Fenerbahçe tribünlerinde birbirine kırdırılan insanlar bile yeterdi bir şeylerin değişmesine ama olmuyor işte. Neler yaşadık senelerdir? Sadece Aydın Örs olayı bile yeterdi ya neyse..
Şimdi işine gelen, her türlü şeri "siz" diye nitelendirdiği biz nifak çıkarıcılardan bilsin. Biz kim, bazılarının yanında, Fenerbahçelilik kim? Biz gidelim Maltepespor'u tutalım. Hey Allahım...
18 Mayıs 2010 01:05
Yahu yetmemiş işte bir şeylerin değişmesine. Buralardan sallamak, biraz farklı düşüneni "yalaka" diye yaftalamakla yol alamamışsınız. O hatalara rağmen bu başkandan başka çıkar yol bulunamamış.
Biz kim, Fenerbahçelilik kim işlerine girmeye gerek yok. Senin nasıl bir Fenerbahçeli olduğunu da az çok görebiliyorum. Sana kulübümle gurur duymamı sağladığınız için bizzat teşekkür etmişliğim de vardır. Yukarıda da "Hepimiz Fenerbahçeliyiz, hepimiz Fenerbahçe'nin daha iyi olmasını istiyoruz. Yemişim Aziz Yıldırım'ı." dedim. Bir sakin olun da azıcık farklı düşünen insanlara direkt bu kadar tepkili yaklaşmayın.
Düşünün abi, hep beraber düşünelim. Ne bok yiyeceksek hep beraber yapalım, bu işin içinden biz çıkalım. Aziz Yıldırım'ı gönderebiliyorsak gönderelim ama altını da dolduralım. Gönderirken doğru bir şekilde gönderelim, devamını da düşünelim. İkna edin beni, şu olacak, sonrasında da şu şu olacak diyin. Müşterilerden önce 31 yaşındaki beni, ilk kez 87'de o stada babasının omzunda gitmiş bu adamı ikna edin. Edin ki hep beraber harekete geçelim ve ne yapmak gerekiyorsa yapalım.
Bir şeyler yapacaksak da o topun içeri girmemesini beklemeyelim.
18 Mayıs 2010 01:21
Bir kaç şey daha var, yazmayı atlamayalım arada.
Sadece buraya özel değil, genel manada, internetteki her noktada, sezonun her aşamasında yer alan eleştiri yazılarına karşı takınılan bir "Rahat durun" havası var. Taraftara arpası fazla gelmiş arap atı muamelesi yapıp, elinde yular var gibi davranmak nedir?
Futbol bilinmesi, anlanması gereken bir şey. Üzerinde yorum yapmak için tribünden "Baaaaas" diye bağırmaktan daha fazla şey bilmek gerek ama taraftarlık bu akıl ve mantık ölçülerinin dışına taşmadan hayatın içine karalanan bir şey değil. Bırakın, argümanı koyduktan sonra eleştiren istediği gibi eleştirsin.
Eleştirmek iyidir, eleştirmek güzeldir. Bizim gibi dalkavukluğun hayatın her alanında yer aldığı ülkelerde, PVH gibi düzgün, tutarlı ve fikri takip sahibi eleştiri yapmak güzeller güzelidir. Faydalanmak gerekir. Yukarıda yazdığımı tekrar edeyim. Burada yazılı Aziz Yıldırım yazılarının çıktısını alıp, bir dosyaya koyup okuyun. Gözünüzü karartmadan bakarsanız, belli konularda neler söylenmiş, neler yapılmış, göreceksiniz.
Gelelim diğer mevzulara...
Önce peşrev babında bir şeyler diyeyim. Tanımadığımız insanlarla, hele o insan bensem,"Canım" falan gibi, tuhaf hitaplar içermeyen biçimde konuşalım mümkün mertebe.
Bugün Fenerbahçe camiasında "Aziz Yıldırım'dan öncesi Fenerbahçe neydi ki?" hissiyatını sahip insanlar var. Hem de çok fazla. Yok diyebilen beri gelsin. Var.
80'lerin sonları ve 90'ların tamamı olarak nitelendirilen zaman sürecinde özel ve genel hadiselerin Fenerbahçe'yi getirdiği nokta çok acıdır ama bu acının üzerine kurulduğu söylenen sistemin, eski zihniyetle bağlarını kopardığı söylenemez.
Fenerbahçe, 12 yıllık icra sürecinde, "kişi ve grup etkisinden kurtulduğunu" söylemesine rağmen, hala Aziz Yıldırım giderse bittik biz noktasındaysa, burada yönetsel olarak da bir takım hataların bulunduğunu kabul etmek gerek.
Hiç bir kurum, içeride ve dışarıda "Siz hepiniz, ben tek" mantığıyla yönetilemez. Hiç bir insan, her şeyi bildiği iddiasıyla ortada gezemez. Ama yıllardır, hiç bir kurumun yapmadığının Fenerbahçe yapıyor. Hiç bir insanın gezmediği şekilde Fenerbahçe icra makamı geziyor. İnsanlar da buna bilerek ya da bilmeyerek çanak tutuyor.
"Sallamak en kolayı" ne demek? Kitlenin tebaa olmadığı rejimlerde eleştiri serbesttir ve haktır. Kişisel bloglarda ziyadesiyle böyledir. Gelinir onca yazıya karşı argüman konur, tartışılır.
Hele hele "Yok ne gördünüz. Yok ne biliyorsunuz" falan. Aman diyeyim. Kimse kendisini taraftarlıkta akil konuma, bilir kişi konumuna koymasın. Ben yapıyorsam, ben de hatalıyım. Fakat burada mesele her eleştiriye "mesnetsiz" ve "art niyetli" denmesi. Hadi biz alt tarafı 20 senedir maçlara giden Fenerbahçeliyiz. Yaşımız kadar zamandır bayrak peşinde ağabeylerimiz var. Bari uzattığınız dil onlara dokunmasın.
Bkz.
http://kingsantillana.blogspot.com/2010/05/sirket-degil-fenerbahce-istiyoruz.html
18 Mayıs 2010 01:33
Yahu o dillere dolanan 90'larda Aziz Yildirim Mars'ta uzaylilarla tavla mi atiyordu? Futbol subesi sorumlulugu bile yapmis bir insan o ornek verilen rezil donemlerde.
18 Mayıs 2010 01:34
Arkhe,
Bak hala sallamak diyorsun. Topun içeri girmemesi diyorsun. Bari bu vb. bloglarda deme. Hayır, arşive ulaşılamasa, amenna. Ama insaf edin.
Yekten yazayım, uzatmadan. Kendi yazdığımı bu kadar savunmam ama bari PVH'ın şu mevzularda yazıp çizdiklerini bu kadar küçümsemeyin. Bir şeyin "yerli yerinde eleştiri" olması için daha hangi özellikleri haiz olması lazım? Bunun cevabı bir verilsin o zaman. Ona göre değerlendirelim.
"Bu başkandan başka çıkar yol bulunamadı" noktası da bambaşka... Aziz Yıldırım istemedikçe ne kendisi gider, ne de kongrede istemediği adam seçilir. Fenerbahçe kongresi ve ülkedeki benzer örgüt pratikleri hakkında yüz gram karışık bilgisi olan bile bunu biliyor.
Buna karşılık taraftar nerede konuşacak? Stadda olmaz. Salonda olmaz. Blogda olmaz. Nerede konuşacak? Dün şampiyonluğa giderken olmazdı. Bugün şampiyonluk kaçmışken olmaz. Yarın yeni sezon başlayınca olmayacak. Ne zaman olacak?
Hiç bir toplumsal değişim, elinde yetkisi olmayan adamların "Haydi şunu yapalım" demesiyle ve "bir anda" olmaz. Bir takım şeylerin olgunlaşması ve ahval ile şeraitin yerli yerine gelmesiyle olur. Bu olgunlaşma ve şartların ilerlemesi de "eleştiri hazmı" ile şekillenir. İcra makamı ve destekçileri, yönelen eleştirleri dikkate alır da kendisini düzeltme çabası harcarsa dertsiz tasasız düzelme sağlanır. Yok kulaklar tıkanırsa, Efes Pilsen ve Trabzonspor maçlarında olanlar yaşanır.
Bugün "her şeyin en iyisini tek başına bilen" zihniyetin değişebileceğine inanan var mı, yok mu? Sorun burada.
18 Mayıs 2010 08:27
Tartistigimiz sey bana kalirsa bu kadar uzun bir tartismayi da gerektirmiyor. Son kertede bir adamin baskanliktan ayrilip ayrilmamasi uzerine yazdiklarimiz cok farkli acilardan degerlendirilemiyor haliyle. Gitsin, kalsin, zaten arasi yok, olamaz.
Kendi adima konusursam eger, Aziz Yildirim'in elbette benim icin cok onemi yok. Aziz Yildirim'i savunmamin birkac sebebi var: Birincisi, Aziz Yildirim'i diger takimlari tutup Aziz Yildirim'i agzina pelesenk edenlere karsi koskoca bir futbol kulturunu hice saydiklari icin savunuyorum. Ikiyuzluce geliyor bana, isin bir kosesinde Fenerbahce'nin - bana kalirsa - diger kuluplerin fersah fersah onune gecmesinin etkili oldugunu dusunuyorum. Ikincisi, Yildirim'i burda yazan ve ne samimiyetlerinden, ne futboldan anladiklarindan, futbolu ve diger sporlari yorumlamalarindan zerre suphe etmedigim yazarlara karsi Fenerbahcenin uzun suredir urettigi kulturu gozardi edip Aziz Yildirim gitsin dedikleri icin savunuyorum. Aziz Yildirim'in yerine gelecek olan sahislari benim veya sizin gibi dusunenlerin degil, bin turlu kalantorun tekeline aldigi kongrenin sececegini dusundugum icin karsi cikiyorum. Evet, sanirim ben de kor topal hareket ediyorum, bu kulubun yasadigi onca travmaya, yonetimsel soruna ragmen iyi yolda oldugunu dusundugum icin bir suru sacmaligin, karaktersizligin de uzerini ortuyorum, kabul. Ancak ne kimsenin Fenerbahceliligini sorguluyorum, ne de Aziz Yildirim gidenler bu isten anlamiyor safsataligina girisiyorum. Zira su an icinde oldugumuz boylesine liminal donemlerde "biraz itidal" yaklasimini fiilen benimsedigim icin alinabilecek anlik kararlarin kalici basarilar kadar kalici hasarlar verebilecegini dusundugumden korkuyorum. Cunku su anda izledigimiz yol inanin bu kadar travmatik bir donusumu gerektirmiyor bana kalirsa.
Misal, su anda dunya kupasi baslamak uzere, ve salt futbol konusuyorsak eger bir anligina, o halde bu takimin acilen takviyeye ihtiyaci var. Bu sene sampiyonlar ligine katilamamak korkunc bir olasilik. Aziz Yildirim'in istifa etmesi halinde koskoca bir sezonu harcayacagiz, ondan korkuyorum.
Ha, zaman gelir, su anda hissettigim bu endisenin politik olarak ne kadar sakincali gorusleri savunmama yol actigini da kabul ederim, reddetmiyorum da. Kulubu tekeline almis bir adamin sirf gelecege duyulan endiseden oturu kalmasini istemek, muglak bir gelecek korkusundan her turlu capsizliga hayhay demek de sakincali, farkindayim.
18 Mayıs 2010 10:07
Aziz Yıldırım teknik direktörlüğü bırakıp başkanlığa devam edebiliyorsa kalsın. Soyunma odalarına girip, taktik, azar vs vermesi zaten teknik direktörün otoritesini hiçe saymaktır. Böyle bir ortamda sağlıklı bir şekilde TD'lik de yapılmaz, zaten oyuncu da TD'nin dediklerine sadık kalmaz. Çünkü oyuncu da bilir ki, tüm yetki başkandadır, TD'de değil. Bu düzende de kalıcı bir başarı sağlanması olanaksızdır. Ama Aziz Yıldırım'ın kalıp da bu tip işleri terk edeceğini hiç sanmıyorum. Onun köklü değişiklikten anladığı birkaç oyuncuyu gönder, TD'yi gönder. Seneye şampiyon olunur, ancak ondan sonraki seneler gene ahlarla vahlarla geçer.
Gerçi Aziz Yıldırım'ın yerine gelecek kişinin de bu şekilde davranmayacağını kimse garanti edemez.
18 Mayıs 2010 12:56
Pazar akşamı yaşanan anons olayı bir skandaldır. Büyük ihtimal Aziz Yıldırım sorumlusudur. Sözünü tutamamıştır. Bize karşı dehşet bir nefretin kurucusu olmuştur. Bizlere, klübe zarar vermelidir. Gitmelidir diyebiliriz. Tamam.
Daum döndüğü zamandan bu yana hiçbir zaman bu takımın başına yakışmamıştır. Avrupa’daki bütün şampiyonlar şampiyon gibi oynayarak, hak ederek kazanmıştır. Biz şampiyon olmaya 1-0lara yatarak ulaşmaya çalıştık, futbol oynamadık. Adinin teki Daum. Gitmelidir diyebiliriz. Tamam..
Guiza topçu değildir. Bilica çirkeflik kavramında dahil edilemeyecek rezaletlere sebep olmuştur. Christian hiçbir halta yaramıyordur. Deniz, Önder boşu boşuna kadrodur. Vederson yancıdır. Diğerleri mücadele etmez vs. Gitmelidirler diyebiliriz. Tamam
18 Mayıs 2010 12:56
Ama hiçbir bizlerin, taraftarın suçu yok?? Allah aşkına Pazar günü yaşananlar çok mu doğal?? Benim, birçoğunuzun evim dediği, “Mabet” dediği yere zarar verilmesi çok mu normal? Benim Mabet’imi ateşe verdiler o gün, nasıl kabul edilebilir bu ya??!! Kimse insanlar cinnet geçirdi, kapıları camları koltukları kırmaları çok normal demesin. Sinirlendiğinizde annenizi babanızı da dövüyor musunuz? Aile,sevgili,eş,çocuk sevgisinden madem daha büyük onlara yapamadığınızı nasıl Fenerbahçe aşkınıza yaparsınız!? Herkesin küfrettiği anonsçu, ama kimse 2. yarı taraftarın suspus olduğundan, sürekli homurtular çıktığından bahsetmiyor. Kimse 80.dakikada, bitime 10 dakika kala hala şampiyonluk için uğraşırken oyundan çıkan Guiza’nın yuhlanmasına ve o yuhlanmasın diye açılan marşa sebep olan taraftara bir şey söylemiyor. Kimse en ufak çare kalmadığından taraftarlar belki canlanır diye marş açıldığınadn, ne kadar aciz duruma düştüğümüzden, “Hep Destek Tam Destek”e ihanet ettiğimizden bahsetmiyor.. Çok mu önemli bir şampiyonluk, çok mu? Demiyor muyuz Fenerbahçe Büyüklüğü Ne Şampiyonluk Büyüklüğüdür Ne Kupa Büyüklüğüdür diye ? Neden o zaman bu nefret bu şiddet? Çok mu zordu o anonsa rağmen sahadaki seyircilerin tribünlerin takımı delicesine alkışlayıp soyunma odasına yollaması, seneye olursunuz demesi? Bu takım şampiyon olsa da olmasa da Arma’ya en çok ihanet eden takımımız olmayacak mıydı? Önemli olan Fenerbahçe’ye yakışır olan gibi oynamak değil miydi? Fenerbahçe Acıbadem gibi, Bayan Basketbol takımı gibi, kimsenin umursamadığı Voleybol Erkek takımı gibi. Bütün sene şampiyon olmak için 1-0a yatan, Fenerbahçe’ye yakışmayan futbolu oynayanlar her halikarda Arma’ya ihanet etmiş olmayacaklar mıydı? Kupa maçında rezilleri oynayanlar bunlar değil miydi? Kaldı ki Pazar akşamı sene boyunca oynamadıkları kadar baskın, oynamadıkları kadar arzuluydular da. Kazanmayı, şampiyonuz diye sevinmeyi hak etmişlerdi. Neden onların bu emeğini taçlandıramıyoruz neden? Kaldı ki rezil oynasalar, yenilselerdi bile onların üstlerinde kutsal saydığımız çubuklu forma yok mu ki? Seneye en az 15i halen bu takımda olmayacak mıydı? Onları her şekilde taşıdıkları formadan ötürü teşekkür ederek yollasayadık, her zaman arkalarında olduğumuzu gösterseydik fena mı olurdu?
Ben artık maçta, maçla alakasız şarkılar söylenmesini, para verdim istediğim futbolu görmezsem küfredim diyenleri, süper oynarken bile takım bir hatada futbolcuya ana avrat girenleri, oyuncusunu yuhalayanları, takım 1-0 öne geçtiğinde şarkılar söyleyip gol oldu mu suspus olanları, sadece iyi günde takımın yanında olanları, Arma’nın peşinden gitmeyen başarının peşinde olanları istemiyorum tribünlerde.
19 yaşındayım hemen hemen herkes buradaki benden büyüktür, 8 yıldır numaralı-fenerium üst-maraton üst tribünlerdeyim. Bütün taraftar gupları benim tribünümdekileri, altımızdakileri suçluyor ama bu tribünlerin kontrolü her zaman kale arkalarındadır ve herkesi büyüleyip herkesi takıma destek olacak hale getirebilirler gayet. Hem tribünlerin yandığı yerler en çok zarar verilen yerler nereler? Herkesten, 5bin lira verip kombine alanlardan daha çok bu takıma aşık, bu takıma tutkunların kendi tribünlerinde kendi mabetlerini yakanları durduramaması çok acık değil mi??Artık oturup düşünmenin zamanı gelmedi mi?
*Kimse başkaları bu felaketi yaşasaydı neler olurdu demesin.Başkaları ile kendimizi niye kıyaslayalım ki? Biz FENERBAHÇE’yiz. Diğerleri zaten çok onurlu(!) mücadeleleri ile Bursa’da, taşıdıkları formaya saygı gösteren(!) oyuncuları ile Ankara’da ağlanacak hallerine bakmak yerine renkten renge girip şampiyonluklarını(!) kutluyorlar..
*"Büyük takımlar her sene mücadele ettikleri tüm branşlarda kupalara oynayarak; kendini büyük zanneden zavallı takımlar ise tüm sene bu büyük takım(lar)ın o kupaları bir şekilde elde edememesini bekleyip bu gerçekleştiğinde yaşadıkları normal ötesi sevinçle kendilerini belli ederler."
18 Mayıs 2010 13:10
Canarino;
Burada daha fazla tartışmayacağım çünkü burayı okuyup da mastürbasyon yapanlar olduğunu biliyorum.
Sadece bu blogu çok iyi bildiğimi ve arşivdeki yazıları da yeterince okuduğumu ama "sallamak" kelimesini kullanmamın hata olduğunu kabul ediyorum. Topun içeri girmemesi fikrim ise sabittir, sadece derdimi anlatamıyorum.
18 Mayıs 2010 14:58
"Daum gidecek" deniyor. Gitsin. "Eskiye rağbet olsa, bit pazarına nur yağardı" sözüne yürekten inanan bir insanım.
Peki ama bu adam zorla mı geldi bu takımın başına? Getirenin hiç mi kabahati yok? Ya da şöyle soralım, bu denli tuhaf seçimler ve vazgeçişler, sadece teknik direktörlerin hatası mı?
"12 senedir, sabahtan akşama kadar bu kulübü kurumsallaştırdığını iddia eden bir yapı, çekildiği takdirde ortalığı krize boğma ihtimalini kitlelere tattırıyorsa, salt orada bile bir sıkıntı var" demektir. Var mı bunu açık açık söyleyebilecek yürek, kongrede, divanda, "Aman gitmesin" diyebilenlerde.
18 Mayıs 2010 21:47
twilost'un yazdıklarının altına imzamı atarım...
öncelikle mesele etmemiz gereken mevzu budur.
18 Mayıs 2010 22:04
Sevgili intifada, intifada basladiginda kirilan barikatlarin, isyan basladiginda kirilan camlarin muhasebesini yapmak cok komik oluyor. Bunu en cok senin anlamani beklerdim.
18 Mayıs 2010 22:17
Hadi diyelim ki camları kıranlar, bilmem ne yapanlar hesabını verecekler.
Peki hiçbir şeye zarar vermediği halde, sağlık durumu bozulan, sinirleri alt üst olan insanlara dair hesabı kim verecek?
Tamam, Aziz Yıldırım gitmesin. Tamam, yönetim travması yaşamayalım. Ama ne yapılsın? Birisi de çözüm sunsun. Dişimi kıracağım!